Yrd. Do~. a.ı;. Hikmet AKDEMiR
/\.
.....,
GAT BELA • • MLE RI• • TERI • ANSI KLOP ED·I SI
Yrd. Doç. Dr. Hikmet AKDEMİR
1999-İZMİR
-
j
NİL YAYINLARI: 133
DİZG İ-TASHİH- MiZANPAJ-Mü NTAJ
VE KAPAK TASARIM:
NiL A.Ş. TEKNİK SERViS
Adres:
.
NIL A.Ş. Sarnıç Yolu No: 5 (35410) Gaziemir/İZMİR
Tel: (0-232) 252 22 85 Faks: 251 38 96 Web Adresi: http://www.nil.com.tr E-posta:
[email protected] BASK!: ÇAÖLAYAN A.Ş. Sarnıç Yolu No: 7 (35410) Gaziem}.r/İZMİR Tel: (0-232) 252 20 97 - 98
ISBN
975-315-015-6
Copyright© Bu eserin yayın hakkı Nil Yayınıarına aittir.
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ ...................................................................................................... 0 A
AÇIK 1ST1ARE ....... :.............................................................................. ....... 3
AHZ VE SERlKA ......................... ....................................... .............. ......... .. 3 AKD ................................................ .................... .............. ...................... ... 4
MECAZ ......................................................... .................... ............. .... 5 AKS ...................................................... ..................................................... 5
A.KLİ
ALAKA ................. ............ ............ .. .......... .................. ......... .................. ..... 7
AMt tSTlARE...... ....................................... ................... ............................... 7 ARA CÜMLE .......................................... .................................................... 7 ARA SÖZ ............... .......... ................ ................... ........ ............. ................... 7 ASALET ....................................... .................................... .......................... 7 ASLİ ISTlARE ................. ............... ... ................................................... ....... 7 B
BA'ID-1 GARİB TEŞBlH ....................................................................... ........ 8 BEDI. ......... ........... .. ....... ................... ............. ........ ................... ;................. 8
BELAGAT ............................................................ ................ .......... :............ 9 "
BELıu SUKUT .. .. .... ...... .. .. .. .. .. .. ...... .. .. ... ... . .... ..... .. .. ... .... .. .. . ... .... .. ... ... .. .. ... 12 BEL1GATEŞB1H .....~ .... ................................................................................ 12 .BERAAT-1 tsnHLAL ..... ................ .................. ........ ................... .. .......... ... 12 BEYAN .................................................................................................... 15 ;.:.ı.) ~~ if ı;-ı c~ ıY)
Ölüden diriyi, diriden ölüyü kim çıkarır?B
~~v-W ~~.J ~v-W cf' Onlar (hanzmlarznzz) sizin örtünüzdür, siz de onların örtü lerisin iz.9 Aks 5) 6) 7) 8)
9)
sanatıyla
ilgili örnek beyitler:
Bedruddin, el-Burhan fi UJCımi'l-Ku r'an , lll, 292-293; es-Suyuti, Celaluddin, Mu'tereku'l-Akran fi İ'cazi' l- Kur'an, 1, 405-406 _ el-En'am 6/52. el-Hacc 22/6 1. Yunus 10/31. el-Bakara 2/187.
ez-Zerkeşl,
_ ___ BELAGAT TERiMLERi
6 - -- - --
~ i f _.rj- JLI.I §4J "~ .JS'\ ~ JLI.I ~ ..U
......bi d _r-S:- y y.ıı ~J * ~'1 r-f- y ~~ F J
Yiyen değil, başkası toplar malı Toplayan değil, başkası yer malı Giyen değil, başkası diker elbiseyi Diken değil, başkası giyer elbiseyt ô~
Ji j
L:i..ıJ\
J JL. ':1J
i(~ .JL.
10
Ji ,} ~ ..di J
~~
Şerefi
yoktur dünyada, malı az olanın Malı yoktur dünyada, şerefi az olanın 11 --- Türkçe örnekler: 12 · Adatü's-sadat, sadatü'l-adat. (Büyüklerin adeti, adetlerin büyüğüdür.) Kelamın kiban kibarın kelamı. (Sözün büyüğü, büyüklerio sözüdür.) Mümkin değil Hüda 'yı bilmek de bilmernek de Bilmek de bilmernek de mümkin değil Hüda'yı Aks, tam ve nakıs olmak üzere iki kısımdır. Birincisine sadece tarçl ü aks denir ki takdim-tehirin muntazam şekil de yapılmasıdır. Yukarıdaki beyit tam akse ait bir örnektir. Nakıs (eksik) aksde ise yer değiştirmede . intizam gözetilmez. Yahya Kemal'in şu beytinde olduğu gibi: Bizler mi vakti hoşça geçirmekteyiz bugün Şüphem budur: Vakit mi geçirmektedir bizi? Necati'nin şu beyti de akse güzel bir örnektir: Cihanda adem olan bi-gam olmaz Anünçün bi-gam olan adem olmaz 10) ll} 12)
Dr.Bekri Şeyh Emin. ei-Belağatu "l-Arabiyye fi Sevbiha· ı-Cedid, 111,145. el-izah, 11,498 . Muallim Na ci. ıstılahal-ı Edebiyye, s . ll 1-112; Edebiyat Lügatı, s . 19-20; Edebiyat Bilgi ve Teori leri, s.33 1-332: Kocakaplan, İsa, Açıklarr:alı Edebi Sanatlar, s.lS-16.
ANSİKLOPEDİSİ -
-
-
-
-
- -- - - - -
-
7
Bkz. MECAz
ALA KA
AMİ İSTİARE ~Wl 41~1 Bkz. İSTİARE
ARA CÜMLE ~_rıll 4W.-I Bkz. İTNAB ARA SÖZ
- ~~\ ı}~ .ılı\ r.r-- J:ı:-1 Jl ı.>_;-~1 J-._,.!)
..:.ı_,ll ~ ~ ~~ ~ ~\.:..
"Allah ölecekler i ölümleri anında, ölmeyece k/erin de uykusu esnasında ruhlarını alır. Ölmelerin e hükmettiği kimseleri n ruhlarını tutar, diğerlerini belli bir zamana kadar salıverir. " 39
"Ölümleri anında Allah nefisleri öldürür" cümlesiyle, önce bütün nefisler ölüme mahkumi yet hususund a birleştirilmişlerdir . Bu cem' sanatıdır. Daha sonra "ölmelerine hüküm verilenler ölecek, diğerleri yaşamağa devam edeceklerdir" manasına işaret eden u _,11 ~--# ~ ~~ ..!...1 ... !; ı.>?':lı J..-J.!J ifadesiyle , daha önce bir bir hüküm altında toplanan nefisler birbirinden ayrılmış ve böylece tefrik sanatı hasıl olmuştur . 4 0
Nabi'nin
şu
beytf de bu sanata güzel bir örnektir:
intizam-z din ü dünyaya edip alet Zebana nu tk vermiş, guşa vermiş ku 'JVet-i Bina-yı
isğa
Beyitte, zeban (dil) ve gOş (kulak) önce din ve dünyanın düzenini sağlayan alet olma hükmünd e birleştirilmiş , 37 )
38) 39} 40)
Miftahu'I-Ulum, s.4 25; ei-İzah, Il,505. Muhtasaru'l-M eani, s.400 ; UIOmu ' I-Belağa , s.3 ıO . ez-Zümer 39/ 42. Mu'teraku·I-Akran. 1,403 .
ANSİKLOPEDİSİ ---~
sonra da dile nutk
------------------------- - 19
bunların farklı
yönleri
Bu farklı yön, kabiliyetinin ve-
belirtilmiştir.
(konuşma) , kulağa isğa (işitme)
rilmiş olmasıdır. 41
2. Cem' Me'a't- Taksim
~ı t' ~~
Birçok şeyi bir hüküm altında topladıktan sonra, bunların herbirine ayrı ayrı hüküm nisbet etmek ya da onları ayırdıktan sonra birleştirmek sanatına "cem ' me ' a 'ttaksim" (beraberinde taksim bulunan cem') adı verilir. 42 Bu sanata şu ayet-i kerim e örnek gösterilmiştir: 43 . ~ r+'"J ~ rJU; ~ lb~ ı:r ~~ ~.Jı yl:6:!1 wJJI ~
Jıı t).)~ ..:.ıl_r-:l~ ~L..., ~)
"Sonra bu Kitabı kullarrmızdan seçtiğimiz kimselere miras bırakmışızdı r. Onlardan bazısı nefsine zulmeder, bazısı orta yolu tu tar (mutedildir), bazısı da Allah 'ın izniyle iyilik/ere koşa r. " 44
Ayet-i kerime 'de, Kitab'a varis olan kullar, önce "seçilmiş olma'' hükmü altında toplanmışlardır. Bu cem' dir. Daha sonra bu insanlar üç kısma taksim edilmiş ve herbirine ayrı ayrı vasıf {zalim, mCı'tedil , hayra koşan) izafe edilmiştir. Bu da taksim sanatıdır. 3. Cem' Me'a't-Tefrik ve't-Taksim
~~J ~pl t' ~\
(Beraberinde Tefrik ve Taksim Bulunan Cem') Bu sanat, bir hükümde toplanan iki veya daha fazla şey arasına farklılık koyup sonra bunların her birine ayrı ayrı 41) 42) 43) 44)
Edebiyat Bilgi ve Teorih:ri, s.287. Miftahu'I-UIGm, s.426 ; ~ı-izah, ll. 507-508. Mu'teraku'I-Akran , 1,404 . ei-Fatır 35/32.
_
20
__ BELAGA T TERİMLERİ
hüküm nisbet etmek ten ibarettir. Bu 45 mede müşahede etmekteyiz:
sanatı şu
ayet-i keri-
~ ~ ).:JI ~ 1~ Ll- ..UI l..l.; ~J ~ ~ ~1 ~ IJ..Lt.."" d- ..U\ l..IJ . -4.r. \.l
. ~)~ _;:? ~t,b.ç. ~J ~L.; lo 'JI
izni olmcıdan hiç kimse konuşamaz . İçlerinde bedba ht olanla r da mesut olanla r da vardır. Bedba ht olanla r cehenn emded ir. Onlar orada ah edip in/erler. Rabbin in dileme si mliste sna, gökler ve "O gün gelinc e
Allah'ın
yer mevcu t oldukç a orada temell i kalaccıklardır. Şüphesiz Rabbin her istediğini yapar. Mesut olanla r ise cennet tedir. Rabbin in dileme si müstes na, sonsuz bir lütuf olarak gökler ve yer mevcu t oldukç a orada temell i kalaca k46 /ardır. Bu bitmez ve tükenm ez bir lütufdu r. n
4. Cem'u 'l-Mu'telif ve'l-Muhtelif Bu sanat şöyle tarif edilme ktedir: İki övülec ek şey arasında önce eşitlik gözetilmesi arzu edilir. Bu maksa tla bunların ortak vasıfları zikredilir. Sonra bu iki şeyden biri, diğerinin seviyesini düşürmeyecek bir üstünlü kle vasıf landırıhr. Böylec e bir tercih yapılmış olur. Bu sanata 47 örnek olarak şu ayet-i kerime zikredilmektedir: ·Lr-.u~..; ~ LSJ r_,.A.lı ~~~~~~)-ı ı.i a~ ;ıı~J ~Jı.:,J . \...1&.) ~ ~1 ";}S) ~ ~L:...~
"Davu d'u ve Süleym an 'ı da
hatırla.
Hani onlar ekin
45} Miftahu'l-Uiüm, s.426-427 ; el-izah, Il,509: UICımu ' I-Be lağa, s.311. 46) Hüd 11/105-1 08. 4 7)
Mu'teraku'I-Akran, 1,404.
ANSİKLOPEDİSİ -
-
-
-
- - - - - - - --
- - - - - 21
hüküm veriyorlardı. O vakit geceley in bir kavmin koyunları ekin tarlasına yayılmıştı. Biz de onların verdiği hükme şahit idik. Biz de o meselen in hükmün ü Süleym an 'a bildirdi k. Biz onların her birine hüküm ve hakkında
ilim vermiştik. " 48 gibi, Hz. Da.vud ve Hz. Süleym an önce hüküm ve ilirnde eşit kılınmış, sonra sadece bu m es' elenin hükmün ün Allah tarafından kendisin e bildirilmesi hususun da Hz. Süleyrrı an'a ayrı bir fazilet isnat edilGörüldüğü
miştir.
CEM' TEŞBİHİ ~~ A-· ! i Bkz. TEŞBİH CEZALET
J.ll.}-1
Lugatta "tomruk , kalın odun" manasına gelen, "cezl" kelimes inden alınan bu kelirne, telaffuz lan kulağa sert gelen lafızlann söyleniş keyfiyetini ifade etmekte dir. Zıddı, "rikkat" kelimes idir. Söylenişleri ince olan kelime!ere "elfaz-ı rekika", kalın olanlara ise " elfaz-ı cezle '' adı verilir. "sen, ben, şiir, edeb" gibi lafızlar, elfaz-ı rakika, "arz, top49 rak, ağaç" gibi kelimele r de elfaz-ı cezle kabilindedir. Sözün
belağatı, mukteza-yı
hale
mutabakatına bağlı
göre, bu konuda da mukteza-yı hale göre elfaz-ı rakika veya elfaz-ı cezle' nin seçilmes i gerekm ektedir. Mesela beşikteki bir yavru için söylene n nin ni ile, bir kumandanın askere hitabı çok farldı olmalıdır. Birincis inde elfaz-ı rakikanın, ikincisin de elfaz-ı cezlenin tercih edilmes i gere50 kir. Bunun aksi belağata uygun değildir. olduğuna
48) 49) 50)
el-Enbiya 21178-79. Edebiyat Lügatı , s.30. Edebiyat Lügatı , s.30-31.
22--------
_ _ _ _ _ _ _ BELAGAT TERİMLERİ
Ayrıca
bir Bedi terimi olarak "cezalet", lafızları fasih, terkipleri güzel, manaları harika, kelimeleri arasında mükemmel bir uyum bulunan ke lam ın sıfatıdır. (Kelimeler arasındaki münasebet o derece kuwetlidir ki bunlardan birisinin değiştirilmesi, kelamın Ietafetini bozar.) Bu vasıfları taşıyan kelama "cezil" adı verilir. Kur'an-ı Ke- , rim'in bütün ayetleri cezil'dir. Tek bir kelimesinin değiştirilmesi dahi onun c ezaletine hal el getirir. Dolayısıyla, Kur' an-ı Kerim' de varid olan bir kelimenin yerine daha uygun bir lafız gelebileceğini tasawur etmek dahi mümkün değildir. 51 CİHET-İ
cAMi'A ~~~ ~~ Bkz. V ASL
CİNAS
""'~'
Cinas kelimesi sözlükte, mucanese gibi müfaale babından mastar olup sözlükte "iki şeyin birbirine benzemesi" anlamına gelir. 52 Istılah olarak ise Belağatın Bed!' kısmında yer alan lafzi sanatlardan birisidir. Bu sanat, manaları farklı , yazılışı veya söylenişleri aynı, yahut benzer olan kelimelerin bir arada kullanılmasıdır. 53 Bazı Belağat alimleri bu sanata "tecn!s, tecanüs ya da mücanese " adını da vermişlerdir. 54 Cinasın faydası, "lafızların birbirine benzemesi muhatapda dinleme arzusu uyandırı r " şeklinde ifade edilmiştir. 55 Keşşafu lstı lahati'I-FunCın, 1, 2 4 3. Lisanu'I-Arab , Vl.43. el-Askeri, Ebu Hilal. Kitabu's-Sınaateyn , s .353; Mifta hu ' l-Ulum, s.429; e l-izah, ll ,535 ; el-Mutawel, s.404 ; Muhtasaru' l-Meani , s.42 0 ; İrfan Matraci, e l-Cami' li Fununi'l-Lüğati' 1-A rabiyye ve ·f-Ar üz, s .2 0 9. 54) e l-Belağatü ' l-Arabiyye, III, 131. 55) Cevahiru' I-Belağa, s.407.
51}
5 2) 5 3)
ANSİKLOPEDİSİ - - - - - - - --
-
-
- -- - --
23
yönlerden çok çeşitli tasnife tabi tutulan cinas . genellikle önce cinas-ı tam ve cinas-ı gayr-i tam olmak üzere iki kısma ayrılarak incelenBelağat kitaplarında değişik
miştir.
A. Cinas-ı Tam
~Wl vı\.J.-1
Kelimeler arasında vücuh-u erba'a denilen "harfleri, harflerin sayıları, sıralan ve harekeler i" yönünden tam bir ittifak varsa, böyle kelimeler le yapılan cinas, cinas-ı tamdır. 56 Cinas-ı tam, kelimeler in rriana yönünden kullanılmasına göre iki kısrna ayrılır: ı. Mürnasil Cinas ywı \J"\.J.-1
cinsten olan kelimelerle (Arapçad a isim, fiil, harf; Türkçede isim-fiil) yapılan cinastır. 57 Kelimelerin isim cinsinden olduğu örnekler: 58 Aynı
r
~L.... ~ ır.J L-, 0_,..__kı ~ ~uı ~ rY.J
gün, günahkar lar çok kısa bir zaman kaldık/arına yemin ederler". 59 Ayet-i kerimede ( ~uı) kelimesi iki defa kullanılmı ştır . Bunlarda n birincisi " kıyamet günü", ikincisi "kısa zarnan parçası " manasındadır ve her ikisi de isimdir. (Bazı alimiere göre burada cin as mevcut değildir. Çünkü bunlara göre cinas meydana getiren kelimelerin her ikisinin de hakikat manasında kullanılması gerekir. Halbuki bu ayetteki ilk "saat" kelimesin den kast "Kıyametin kapacağı
edilen "kıyamet" manası mecazdır). 60 56) el-izah, II,535; Ulümu' J-Belağa, s.330. 57) Ulümu ' l-Belağa , s.331; Edebiyat Lügatı, s.31. 58) Muhtasaru'l-Meani, s.421; Cevahiru ' l-Belağa, s.397. 59) er-Rum 30/55. 60) Mu'teraku'J-Akran, 1,399.
24 ------------~-------------
BELAGAT TERİMLERİ
Nef'i 'nin (ö.1044/1635) şu beytinde mevcut olari cinas-ı mümasilde her iki kelime de isimdir: Meclis-i erbab-ı di 1 bir lahza sensiz olmasın Hürmetin inkar eden alemde hürmet bulmasın Hürmet kelimelerinden birincisi "haram "itibar" manasında kullanılmıştır. 61 Kelimelerin fiil ·cinsinden \)~Lo ~lı \J~ ~~ Jl
olduğu
oluş " ,
ikincisi
örnekler:
* l.rı"} ul_,..pl:i) ~1 _,.ı~_,;
"Onlar öyle bir kavimdir ki zor kafiyeleri şiire uydurmaya çalışsalar şiir söylemezler. Ya da eksiklik hissetseler şiir yazmazlar. " Bu beyitte fiil olarak geçen ( ıJ_,....;) kelimelerinden birincisi ( lr--1) (hissettiler), ikincisi (~1 1_,...1-i) (şiir yazdılar) manasında kullanılmıştır . 62
Dest-i kütahımızı etmemiş Al lah resa Menba-t lutfunu yoksa elimizle kaparız Bize uersin mi Hüda ab-ı hayat-ı teujfk Hızr'ı bulsak rehn-i zulmette külahın kaparız "Allah iyi ki bizim kısır görüşlü elimizi yetiştirmemiş. Yoksa onun lütuf kaynağını elimizie kapatırız . Hüda bize muvaffakiyetin ölümsüz suyunu niçin versin? Biz karanlık bir yolda Hızır 'ı bulsak külahını çalarız. " İzzet Molla, (ö 1245/1829) bu kıt' ada " kaparız" fiilini ·
iki defa kullanmıştır. Bunlardan birincisi " kapatmak-tıkamak", ikincisi "çalmak, kapıp kaçmak" ma-
mısra sonlarında
61) Edebiyat Lügatı. s.31-32. 62) el-Ca mi' , s.21 0.
ANSİKLOPEDİSİ -
- --
-
- --
-
-
-
- --
-
- - 25
nasındadır. 63
Kelimelerin harf (edat) cinsinden
olmasına
~J?? ~~ JJ_r;. ı:r J...,~ ı:r U'WI i f Bazı doğuşundan batışına
örnek:
insanlar güneşin
kadar çalışırlar.
Bu cümlede yer alan ( ı:r) harf-i cerlerind en birincisi "teb'tz" (bir cinsten bazı fertlerini ayırmak) manasına, ikincisi ise "ibtida" (başlama) lnanasınadır. 64 2 . Müstevfa Cinas J.f.....J.I ~~~ meydana getiren kelimelerin ayrı ayrı cinsten olmasına müstevfa cinas denir. 65 Bu kelimeler den biri isim, diğeri fiil olabilir. Hatta Arapçacia bunlarda n biri harf (edat) diğeri isim ya da fiil olabilir. Cinası
Kelimeler den birinin isirn,
'r g a•! Js- U'l:JI e:o~IJ
diğerinin
fiil
olduğu
örnekler:
,~ı) ~..ıJI.!}~.J 1~1
.~) ı)~~~~;,)) ,~_;!.:ı ı)~.>~ ~).ti
Zaman seni bir topluluğun içine atar ve insanlar da sana kin besierne kte ittifak ederlerse , onların evinde olduğun müddetç e onlarla iyi geçin! Onların vatanında olduğun müddetç e onları razı et! Bu şiirde iki tane müstevfa cinas mevcuttu r. Birinci cinas c~J:ı) kelimeleriyle yapılmıştır. Bunlarda n ilki ( l$)->) fiilinden emr-i hazır olup 'iyi geçin" manasındadır. İkincisi ise "ev" manasında isimdir. İkinci cinası teşkil eden ( ~) ) kelimeler inden ilki ( ~)) fiilinden e mr-i hazırdır ve 63) 64) 65)
ıstılahat-ı Edebiyye, s. 125; Açıklamalı Edebi Sanatlar, s.24-25. el-Cami', s.210. el-izah, II,536 ; e i-Be lağatü '1-Arabiyye, III, 135 .
BELAGAT TERİMLERİ
26 ------·--------------------~
"onları razı et" manasınadır. İkincisi ise "toprak ve vatan" manasında
isimdir. 66
Açmış kollarını
yükselen çamlar Her dalzn ucunda ay nuru damlar Benekli ışıklar altında damlar Nakıştırsanırsın baş yazmasında
Bu kıt'adaki "damlar" kelimelerinden birincisi fiil, ikincisi isim olarak kullanılmıştır. 6 7 Kelimelerden birinin fiil , örnek: 4~L::. ~~ ~ Jljl... ~~ ~
-
diğerinin
harf (edat)
olduğu
* ;W~~ r,Jt&. r.} ~ ~ ~
Şiirde şarkıcı yıldızı
olmaya devam etmesine rağmen, onun şiir dünyasında birdenbire yükseldi.
Bu beytin birinci ve ikinci mısrasının başında yeralan kelimeler müstevfa cinası oluşturmaktadır ki bunlardan birincisi "yükseldi" manasına fiil, ikincisi ise harf-i cer'dir. 68 Cinas-ı
tam, cinasın vaki olduğu kelimelerin yapısı bakımından basit ve mürekkeb olmak üzere ikiye ayrılır: Cinas-ı Tamm-ı
Basit:
~~~W\ '-"'~ı
Cinas-ı tamını
meydana getiren kelimeler terkib halinde olmayıp tek bir kelimeden ibaret iseler, bu tam cinasa gayr-ı mürekkeb veya "basit" adı verilir. 69 Sünbülzade Vehbi'nin, "Eyleme vaktini zayi , deme kış yaz, oku yaz!" mısraındaki "yaz" kelimelerinde tam cinas mevcuttur. 66) 6 7) 68) 69)
el-Cami' , s.211. Edebi Sanatlar, s.25. el-Cami', 5.211. U!Gmu'l-Belağa, 5.331 ; Edebiyat 312 . Açıklamalı
Lügatı ,
5.31; Edebiyat Bilgi ve Teorileri , 5.311-
ANSİKLOPEDİSİ
--------------- --------------- 27
Bunlardan birincisi mevsim, ikincisi yazmak fiilinden emirdir. Bu kelimeler ~ tek bir lafızdan ibaret oldukları için bu cinas, cinas-ı tamm-ı basittir. Cinas vaki olan kelimelerin birisi isim, diğeri fiil olduğu için bu cinas aynı zamanda müstevfa cinasdır . 70 '
Jıı ~ 01 ~ı..> ..u~
*
4,il,; 0t..)1
r..f ı:r ı.:.ıt.. t..
Ölen kıymetli zaman, Yahya b. Abdullah'ın yanında hayat bulur.
Ebu Temmarn'a (ö.231/846) ait bu beyitte geçen ''Yahya" kelimeleri ü:ik kelimeden ibaret oldukları için bu da cinas-ı tamm-ı basit e bir örnektir. Birincisi "yaşıyor" manasına fiil, ikincisi alem (özE;l isim) olduğundan, bu cinas hem de müstevfa bir cinastır. 71 · Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç Bu son fasıldır, ey ömrüm nasıl geçersen geç
Yahya Kemal'e ait olan bu beyitte de "geç" kelimeleri arasında yukarıdaki misallerde mevcut olan iki cins cinas 72 (cinas-ı tamm-ı basit ve cinas-ı müstevfa) mevcuttur. Cinas-ı Tamm-ı
Mürekkeb:
~)1 ~Wl J'\J.-1 ·
Cinaslı
kelimelerden her ikisi veya birisi iki kelimeden meydana gelmiş ise bu tür tam cinasiara cinas-ı mürekkeb veya cinas-ı terkib adı verilir. 73 Bu çeşit cinaslar da üç ayrı kısımda mütalaa edilmiştir: 70) 71) 72) 73)
Açıklamalı
Edebi Sanatlar, s.21.
ei-Bağdadi, Ebu Tahir, KanCınu ' !-Belağa , 5.88; el-izah,
Cevahiru'l-Belağa, 5. 397. Açıklamalı Edebi Sar,atlar,
II,536; ei-Mutawel, s.405;
s.2l. el-Izah, 11,536; ei-Mutawel, s.405 ; el-Cami' , s.212; ıstılahat-ı Edebiyye , 5. 125; Edebiyat Lügatı , s.31.
28 ----
----------------------~- BELAGAT TERİMLERİ
a. Cinas-ı Müteşabih .ı..ıW:.::ı.l v-ı~' Hem imlası (yazılışı) hem de okunuşu aynı olan kelimelerden meydana gelen mürekkeb cinasa, cinas-ı müteşabih veya "cinas-ı makrQn" denir. 7 t ~~~ .ı..:l)..lt .ıs- ..lt* 4'\~ ~
r-1 ~ 1~!
Bir kral, ihsan sahibi değilse onu bıra k! Onun devleti zaten gidicidir. · Bu beyitte yer alan ( ~~~) kelimeleri arasında müteşabih cin as vardır. Zira okunuşları aynı olan bu kelimelerin birincisi "1~ (sahip) ve y" (ihsan) kelimelerinden teşekkül etmiş, ikincisi ise ( ~~) fiilinin ism-i faili olup, "gidici" manasında tek bir kelimeden ibarettir. 7 5 Bir evde dü-zen olsa düzen olmaz o evde Keçecizade Fuad Paşa'nın bu mısrasında birinci "düze n " kelimesi "iki kadın" manasına müre kkeb (birleşik) bir kelimedir. İkinci "düzen" kelimesi ise "intizam-tertip" ına nasındadır. 76
b.
Cinas-ı
MefrOk dJ_,iLI ı.r~l
imlası farklı, okunuşu aynı olan mürekkeb cinasa
cinas-ı mefn1k adı verilir. 77 Örnekler: ~?
jS' w;
* ? J5" ~A:-11 ~:..J_;,
"Be /im bükülünceye kadar kapıyı büküldüğü zaman o, benimle konuştu. " 74} 7 5) 7 6) 77}
çaldım.
B e /im
el-izah, 11,537; el-Belağatü ' l-Arabiyye, III, 136: Edebiyat 3ilgi Ve Teorileri , s. 3 13. Miftahu'l -UlCım , s.4 30 ; ei-Mutaw el, s.405; el-Belağatü ' l- Arabiyye, !II,136. Edebiyat Lügatı , s.3 1. el-izah, II,537; el-Belağatü' l-Arabiyye, 111,137 .
ANSİKLOPEDİSİ - - -- -- -Cinas-ı olmuştur.
- - --
- - - - ·-
29
mefruk ? ~ ve ~ kelimeleri arasında vaki Bu kelimelerin o;:{unuşları aynı, yazılışları fark-
lıdır. 78 Yaktı çeşmim aşk odın
dedi dile gir yan ana Ah kim rahm itmedi bu cide-i giryan ana
Gözüm aşk ateşini yakıp gönüle, ona gir de yan dedi. Ah ki bu ağlayan göz ona acımadz.
Ahmet Paşa , bu beytinde cinas-ı mefruk sanatını ıcra . etmiştir. Zira birinci mısradaki "gir yan" girmek ve yanmak fiilierinden emirdir, ikinci n1ısradaki "giryan" ise ağlayan demektir. 7 9 c.
Merfuv ) )1 v-ı~l
Cinas-ı
cinası
meydana getiren kelimelerden biri diğerinin aynısı olmaz da onun bir parçasından ibaret olursa bu ·cinasa cinas-ı me rfuv veya " cinas- ı muraffak" denir. 80 Mürekkeb
Örnekler: ~_}liJ .).)_r-JI .~ .uti 'l ~j.,-; ..._1
Şeref
4 _;:ll
ve fazileti elde eti'nen için gücün hile yapma!
yettiği
kadar
Bu beyitte birinci mısranın başındaki "hile" manasında olan " }:tl " kelimesi "ne zaman" manasındaki " 4 " kelimesinin ilk yarısı ~ lafzının birleşmesinden meydana gelen kelimesi, ikinci mısranın sonunda bulunan (.ı_..)11) 78) el-Cami', s.21 3. 79) Açıklamalı Edebi Sanatlar, s.23. 80)
el-izah , 11,536: el-Cami', s.213.
BELAGAT TERİMLERİ
30---------------------------
"fazilet-kerem" manasındaki ( ~.,Qı) kelimesiyle merfuv cinası teşkil ederler. 81 İsmail Safa'ya ait aşağıdaki beyitte de aynı durum söz
konusudur: 82
Yokken güneşin eşi semôda Bir eş görünürdü şemse môda (İkinci mısradaki "şe m s" güneş,
H
ma
;... "
su
manasın-
dadır.)
B. Cinas-ı
Gayr-ı
Tam
rWI ~d~\
Cinaslı
kelimeler arasında tam dnasta mevcut olan dört benzerlikten (vucCıh-u erbaa) birinin eksik olmasıyla "cinas-ı gayr-ı tam" (tam olmayan cirıas, yarı cinas) meydana gelir ki buna "cinas-ı nakıs" da denir. 83 Bu eksikliğin cinsine göre, cinas-ı gayr-ı tanı birçok şekilde tasnife tabi tutulmuştur: 1. İhtilafın Harfi n Cinsinde Vakl Cı lması Bu tasnif a.
Cinas-ı
altında
incelenen cinaslar iki
kısma ayrılır:
Muzari': t/looAll d~l
İhtilaf vaki olan harflerin mahrec (ağızdan çıkış yeri)
itibariyle birbirine yakın olmaları muzari cinası oluşturur. Bu harfler de kelimenin başında, ortasında ve sonunda yer alabilir. Hariri'nin (ö.516/1122) şu sözündeki -~b) (~lk kelimeleri birinci gruba örnektir: 84 81) 82) 83) 84)
el-Bel~ğatü'I-Arabiyye, III, 138. ıstılahat-ı Edebiyye, s.126 ; Edebiyat Lügatı,
s.31 . Miftahu'I-Ulüm, s.429; el-izah, 1!,538; el-Mutavvel, s.406; Cevahiru'I-Belağa, s.398. el-izah, II,540; ei-Mutawel, s.407; Cevahiru' l-Be la ğa, s.400; el-Cami ', s.213.
ANSİKLOPEDİSİ -
- - - --
-
-
-
---
- ----31
Benim le evim arasında, çok karanlık bir gece ve uzun bir yol vardır. En'am suresini n 26. ayetind e geçen (C,))~- W.*-) kelic....ı--lk ıY.}ı., c....ı--b jd ~ rJ::.!J ~
meleri ikinci gruba örnektir: 85 ~ c.ı}.;~J ~ 0*- ~J ()n/arı Kur'an 'dan alıkoyarlar ve ondan uzak /aşı rlar. Üçüncü gruba da hadis-i şerifte varid olan (_~1- yı) kelimeleri örnek teşkil eder: 86 87 ~~~If~ .,_,w j:;LI Atın yeleleri nde hayır bağlıdır. b.
Cinas-ı
Lahik
J~~ı ~l..t-1
İhtilaf vaki olan harflerin mahreç leri birbirlerinden uzak
ise, bu takdirde "lahik cinas" meydan a gelir. Muzari cinasta olduğu gibi, bu cinasta da farklı olan harfler kelimelerin başında, ortasında ve sonund a bulunabilir. .~~J-:J» "Aşikar ve gizli olarak insanları «ö_;.lö; 88 çekiştirip alay eden klınsenin vay haline!" Bu ayet-i kerimed e c '1) kelimeleri kalb-i mücennahı oluşturmaktadır : 125 120)
121) 122) 123) 124) 125)
ei-Yemnf, Yahya b. Hamza, K! tabu't-Tıraz e!-Mutazammin !i'!-Esrari'!-Belağa ve Ulumi Hakaiki'l-i'caz, III, 95; ei-Mutawel, s.408; ei-Belağatü'I-Arabiyye, UI,144; elCami, s.218. _ el-Mutavvel, s.408; el-Belağa:ü'l-Arabiyye, Ili, 144. 15). (V,3 110 Edeb Davud, Ebu (Il,1274) 14 Dua ibnü Mace, ıstılahat-ı Edebiyye, s.128. Miftahu ' l-U!Cım , s.431 ; el-Mutawel, 5.408; Edebiyat Bilgi ve Teorileri, 5.318. el-Cami , s .. 219.
38-------------------------U"\:;
4i JL., JS"J
*
katılık
Sakinin kalbi bana nin kalbi katıdır.
Jt.>.jS' JW' J
BELAGAT TERİMLERİ
ö_,...J ~i 0.T- JL.,
gösteriyor. Zaten her saki-
* ~-4lı);ıc'l-li
"Her halükarda onun elinde hidayet nuriarz
d. Kalb-i Müstevi (Düz Kalb) . '-f.r-11
parladı."
~~
beyit veya cümleyi sonundan başına doğru okuduğumuz takdirde , başından sonuna doğru okuyunca hasıl olan metnin aynısı ortaya çıkıyorsa müstevt kalb meydana gelmiş olur. Buna "maklub-i müstev1" veya "ma la yestehil bi'l-in'ikas" adı da verilir. Örnekler: 126 Mısra,
Onların hepsi yörüngededir. 127 .!.ili J j5'
Rabbini yücelt! 128
P
~.)
beyt, sondan başa doğru okunduğu takdirde, baştan sona doğru okunan aynı metin ortaya Aşağıdaki
çıkmaktadır:
rJ ...u .ı.j.,')_,... J5' ~-'
* J~ ~J rJ...u .ı.j.,')
_,...
Onun sevgisi, bütün korkulara rağmen devam eder. Herkesin sevgisi devam eder mi? Cinasın Mülhakları
dört çeşit tasnifin dışında kalan ve "cinasın mülhakları " denen bazı cinas türlerini şu şekilde sıralamak mümkündür: Yukarıda yapılan
126) 127) 128)
Cevahiru' l-Belağa , s.402; el-Cami, s.2 19; el-Enbiya 21/33. el-Müddessir 74/3.
Açıklamalı
Edebi Sanatlar, s.83.
ANSİKLOPEDİSİ - - - - - - - - - - -- -- - --
ı. Cinas-ı İştikak Aralarında
39
Jıa...:.·'ıl ~b.-
iştikak
(türeme, aynı kökten gelme} yönünden bir irtibat olan iki lafzın meydana getirdiği cinasa, iştikak cinası denir. Aşağıdaki beyitte yer alan ve ikisi de .;J fiilinden türemiş olan _;_i"Jr (ism-i mef'Ol) ile ;ıJ (ism-i fail) kelimelerinin oluşturduğu cinas bu kabildendir: 129 )IJ ~)_;_i"Jy ~JW
*
~liJ L4f..ıJI JJ~ ~
Zamanın
hadiselerini harp ve cömertlik gösterrneğe taksim ettin. Malın nok:san, kılıcın intikam alandır.
2.
Cinas-ı Müşabehe
~w..ı.ı ~~
Aynı
kökten gelmedikleri halde böyle gözüken iki kelimenin meydana getirdiği cinasa " müşabehe cinası " adı verilir. Aşağıdaki beyitte geçen ~ ve ~~ kelimeleri, aynı kökten gelmedikleri halde, aynı kökten türemiş gibi gözüktükleri için bu cinasa örnek teşkil etmektedirler: 130 ~~
4J JJ..LJI ı..l} _;\....::ı
*
~.!.bJ>.' c_l;_; \... 1~\J
Senin cömertlik rüzgarların estiği zaman, kişinin sözü, o rüzgar/or içinde toz olur.
3.
Cinas-ı
Müzdevic
kınayan
(!.J~)\ ~\.:.!--1
"Mükerrer" veya ''Müredded " cinas da denilen bu cinas, cinaslı lafızların aralarında bir fasıla olmadan hemen birbirinin ardından diğerinin gelmesiyle ortaya çıkar. Buna "izdivac" diyenler de vardır. Örnekler: 131 129) 130) 131)
el-izah, 11,542; el-Cami, s.221. el-izah. 11,543; el-Cami, s.221. M iftahu·ı-Ulum, s.430; el-Cami, s.220-22 1.
4 0 - - - -- -- -- -
BELAGAT TERİMLERİ
~ ~ ~ ı:.r ~J "Sana Sebe'den. doğru bir haber getir-
. "132 dzm.
~J ~ ı:.r "Kim ciddi gayret gös.t erirse aradığını bulur.,,_
4. Cinas-ı Müleffak
JAlll v-ı~1
Mürekkeb cinasda terkib, cinaslı kelimelerin birinde mevcuttur. Cinaslı kelimelerin her ikisinde de terkib var ise bu kelimeler "müleffak cinas" nıeydana getirir. ~~ .J.l.i (kıymetin ölçüsü) ile ~w.J .u (bana rüşvet verdi) kelimeleri, . aşağıdaki beyitte böyle bir cinası meydana getirmişlerdir: 133 ı; w.)
.u ı:,"j; l}ü ~J * ~w .)..li lf~~ 'lı~ r-li
benim kzymetimi düşürmedi/er ve "falan kimse bana rüşvet verdi" demediler. Düşmanlar
Manevi Cinas lafzi ve manevi olarak önce iki kısma ayırırlar . Onlara göre yukanda izah edilen cinas çeşitlerinin hepsi lafzidir. Manevi cinası ise şöyle tarif ederler: "Manevi cinas, iki manalı bir kelimenin aynı cümlede her iki manasıyla uzaktan ya kından bir münasebetinin bulunmasıdır. " Bazıları b ıJ sanatın muğalata-i maneviye, istihdam ve tevriye ile aynı olduğunu söylemiş lerdir. Bazı belağatçılar cinası,
Böylece, Türk Edebiyatında bu konudaki münakaşa ve ihtilaflar Recaizade Mahmut Ekren1 Bey' den bu yana devam edip gitmektedir. 134 132) 133) 134)
en-Nemi 27/22. Cevahiru' I-Belağa .
s.407; el-Cami , s.220. Edebiyat Bilgi ve Teorileri , s.320-326.
- - ---4 1
ANSİKLOPEDİSİ
Manevi' cinası kabul eden Arap ediple rine cinas iki kısrna aynlır:
gör~,
bu
1. Cinas- ı İzmar J~"il '-""~ Zikredilen bir kelime, insanın hatırına başka bir kelimeyi getiriL ancak zihne gelen ikinci kelimenin manasının kast edilmediği kendi nden öncek i ifaded en anlaşılırsa bu 135 takdirde cinas-ı izmar meyd ana gelmiş olur. Örnek : 0 .._,1~1~&_,...-i~_,
*
ci_;-.Uiı./-:i~lr--
Onun cismi latifd ir ki su onun Jetafe tini hatırlatır. Onun kalbi ise katılık yönüy le Evs 'in babasını hatırlatır.
Beyit te ~~eçen Evs, meşhur bir Arap şairi olup babasının ad.: Hace r ~~ dir. Hace r, taş manasınadır. "Evs'i n babası" tabiri Hace r adındaki bu şairin babasını akla getiriyor. Halbuki kast edilen adamın şahsı değil, ismin manası olan "taş" mefhu mudu r. "Taş" manasının kast edildigini, bu kelim eden önce gelen ö.:r-J (kasvet 136 katılık) sözün den anlıyoruz. '
2. Cinas-ı İ şaret
ö)..!ı \'1
J'~
kelimelerden birinin zikredilip, diğer cinaslı kelimenin açıklanması uygun görülmediğinden, ona delalet eden bir lafzın getirilmesine "cinas-ı işaret " denir. Cinaslı
Örnek :
137
w; L.. \~ 10Jfi-!)
135) 136) 137)
tıraş
Cevahiru ':-Belağa , Cevahiru 'l-Belağa ,
~ ı..::...il>
ismiy le (ustur ayla) ve Haru n kelim esiedilsi n!
Musa'nın saka/ı,
nin tersiy le
* .ı.........4 ı..ry
s.403. s.403. s.409. vel, ei-Mutav
42------------- ------------
BELACAT TERİMLERİ
B~rada
"Harun kelimesinin tersiyle" ifadesinden maksat, onun maklObu olan ( ;.;y) kelimesidir ki, bu kelime "saç kıran, kıl döken ilaç" manasındadır. Bu kelimenin ( ö.;j) kullanılmasına şiir müsait olmadığı için ona delalet eden 0J~ kelimesi kullanılmış ve böylece i şaret cinası meydana gelmiştir. 138 Cinas zorlamadan ve lafız için mana feda edilmeden yapıldığı takdirde güzel karşılanmıştır. 139 CÜMEL HESABI ~~ y~ Bkz. EBCED HESABI
138) 139}
Uh1mu'I-Belağa, s.333. el-Cahız, Ebu Usman Amr b. Bahr, el-Beyan Muhammed Abdullah, Sırru'l-Fesaha, s. l93 ;
ve't-Teby!n, 1,154; el-HaUıcl, Ebu el-Cürcari, Abdulkahir, Esraru'lBelağa, 1,106; el-Cürcani, Abdulkahir, Delailu 'l-İ'caz, s.456; Cevahiru ' J-Belağa, s.402; el-Cami, s.21 9; Açıklamalı Edebi Sanatlar. s.83.
ANSİKLOPEDİSİ - - --
-- - - - --
- - - - - --
43
-DDELALET 41'1~1
manaya delaletine kısaca "delalet" adı verilir ki laf ız ile mana arasındaki münasebeti ifade etmektedir. 140 Delalet iki kısımdır: Lafzın
1. Delalet-i Vaz'iyye
~~}141'1~1
Lafzın konulduğu manayı
tam olarak ifade etmesidir. Buna "delalet-i mutabıkiyye" veya "delalet-i mutabaka" da denir. 141 Mesela arslan ( ..l..,.,\'ı) lafıının malum yırtıcı hayvana delaleti, vaz'! bir delalettir. 2 . Delalet-i Akliyye
~141'1~\
manaya değil de akıl ile idrak edilebilecek bir mefhOmuna delaleti, akil delalettir. Aklı delalet de iki kısma ayrılır: Lafzın konulduğu
a. Delalet-i Tazammuniyye
l_·o
;,-JI l.I'J~I
Bir kelimenin, konulduğu mananın tümüne değil de bir kısmına delalet etmesidir. Cesur bir adama ( t.~l ~)1) "arslan" ( ..l..,.,~ı) denmesi tazammuni bir delalettir. Çünkü, ifade ettiği mana, malurrı hayvanın tümüne değil , sadece onun bir parçası olan "cesaret vasfına" delalet etmektedir. b. Delalet-i İltizamiyye ~lj=i'Jil.I'J~I Bir kelimenin 140) 141)
konulduğu
manadan
Edebiyat Lügatı, s.35. Ulümu ' J-Belağa,
s. l92; Edebiyat
Lügatı,
s.35.
başka
bir manaya
BELAGAT TERİMLERİ
44 - - - - --
delalet etmesidir. "eli bağlı" ( ;J_,.ı;..., ~--4) tabirinin "cimri adam" ( ~~ J:ı:-)1 ) için kullanılması iltizam1 bir delalettir. Bu delaletlerden , delalet-i vaz· i yy e ile "hakikat", , delalet-i tazammuniyy e ile "mecaz", delalet-i iltizamiyye ile "kinaye" meydana gelir. 142 DILEK ~ı Bkz. İNŞA
DUA
142)
Edebiyat
~~..uı
Lügatı ,
•
A
Bkz. ITNAB
s.35.
ANSİKLOPEDİSİ _- - - - -
- - --
- -- - - · --
45
-E~~
EBCED
Arap alfabesinin say:~ değerlerini göste ren dizilişinde ilk sırada yer alan kelimedir. Bu dizilişe göre ortaya çıkan 143 kelimeler sırasıyla şunlardır : ~ .1;.J ..;:._;} ~ ~ ~ j~ ~\
Harflerin
sayı değerleri ı$
.1
c
j
ise )
şöyledir: .>
o
c:
y
ı
10 9 8 7 6 5 4 3 2
J .!l 200 100 90 80 70 60 50 40 30 20 J
.)
t
t,...J·
r.f
J;.
~
t_
:ı
ı.J"
c
0
~
~
u
~
•
ı.J"
1000 900 800 700 600 soo 400 300 Arap alfabesinde yer almay an pe ( y) be (~) ile, çe (~ cim (c) ile, je (J) ze (j} ile, ge (!1) kef (!l} ile aynı değerde kabul edilmiştir .144 EBCED HESA BI (CİİMEL HESA BI) ~~ y~
da bilinen bu sanat , hem manasıyla olayı, hem harfle rinin sayı değeriyle olayın tarihini veren bir kelime, tamla ma ya da cümle bulup bunu şiirin arasına sıkıştırmak veya bir mısra , bir beyit yahut bir kıt' a tertip etmektir. 145 Bu sanatı ilk kullan an kişinin Abdurrahma n en-Nahlavi (ö.l 163/1 749) adlı Dımeşk ' li bir şair Tarih
143} 144} 145)
düşürmek adıyla
ei-Belağatü'l-Arabiyye, Edebiyat Lügatı, s.39.
Açıklamalı
III,183-1 84.
Edebi Sanatlar,
s.:~ S.
46
BELAGAT TERİMLERİ
- -- --- -------
olduğu
söylenmektedir. 146 Bu tarihten sonra, bu sanat Arap ve Türk Edebiyatında çokça kullanılmıştır. Örnekler:· 0tkLJ _ra.jJ ~bJ f'-! 0l..:L ~ ~~
J_; r-:L
~ 0'1\J _,..a..JI ~~ J_;
t>-JY 4J ~ ı.!.l\.lo llJ~J
Asrın padişahı
ve onun padişahının oğlu, izzet, kuvvet, zafer, iktidar ve idarenin gücüyle uazifeyi üzerine aldı. Tarih düşürerek diyorum ki Selim , Süleyman 'dan sonra idareyi üst/endi.
Son mısra H. 974 (M. 1566) tarihini vermektedir ki bu da Kanuni Sultan Süleyman'ın oğlu II. Selim'in tahta çıkış ·tarihidir. 14 7 Arif Nihad Asya da aşağıdaki kıtada geçen .ı..L:-J .uli. (necata vesile) kelimeleriyle, Hz. Peygamberimizin (s.a.v) doğum tarihi olan milad! 570 tarihini düşürmüştür: Peygamberimizin doğduğu gece Olurdu adına bir güzel eser Vesiletü'n-necat diyeceğine "Ne cata vesile" deseydi eğer 148 Afrika'nın kuzey-batısındaki
müslüman şairler , harflerin değerinde eb c ed hesabına değil de Eykş hesabı yt...-.) (~'ll denilen başka bir hesaba itibar etmişlerdir. Ebced hesabından birkaç harfin değerinin deği şik olmasıyla az bir farklılık gösteren bu hesabın harflerinin dizilişi ve değerleri şöyledir: 149 146) 14 7) 148) 149)
ei-Belağatü'I-Arabiyye , III.182 . ei-Belağatü ' l-Arabiyye, III, 185. Açıklamalı Edebi Sanatlar, s.36. el -Belağatü ' l-Arabiyye, !II, 191.
ANSİKLOPEDİSİ --~---~--~~~-~-
~.b- .kjt-~J~~.,~~~\
c
J 3)
'-"'
.)
~
~
.1
EDEB-i KELAM EYKŞ
r.;
J
u
_,
J
o
c
_,
t .) t 80 8 700 70 7 600 t_
d'
900
~
r~ı y~l Bkz. ASALET
_,.~ı Bkz. İNŞA
HESABI
1
ı
d r 50 5 400 40 4 300 )
1.....1
)
9 800
EMİR
..;
3 200 20 2 1000 100 10
fiJ 6 500 ~
y
Bkz. EBCED HESABI
47
AT TERİMLERİ 48 - -··- - - -- - - -- - - - - - - - BELAG
-FFAİDE-İ HABE R ~~ ö~lj Bkz. HAB ERiN GAYE LERi
FASL j..AAll z:.ddı
olan "vasl" 150 Istılahta ise vasl, ulaşmak, ulaştırmak manasındadır. sözü teşkil eden cümle terin vav ( J ) harfiyle birbirlerine bağlanmalarıdır. Fasl da sözü teşkil eden cümle lerin atıf edatları ve rabıtalarla birbir lerine bağlanınayıp ayrı ayrı getirilmeleridir. Daha veciz bir ifadeyle fasl, vaslın terk edilmesidir. 15 1 Mean i ilminin önem li konularından birini teşkil eden bu her iki ıstılahın ayrı ayrı kullanıldığı yerler ve kendilerine mahs us şartları vardır. ayırmak,
Luga tta "fasl"
Faslın Yetleri
onun
J..AAll ~1_,.
1. İki cümle arasında tam bir uyum ~nevcut ise fasl gerekli olur. Tam uyum rl::JI ~li;/\, ikinci cümle nin birinci cümle den bedel olması, yahut onu beyan ve tekid etmesiyle olur. Örnek ler: 152 a. Bedele örnek : ~) r~~ ~.Ml
w_,...w ~ ~ ..~..~1
Allah size ihsan etti. Hayv anlan ve 153 oğulları size o ihsan etti. Bildiğiniz şeyleri,
b. Beyan a örnek : 150) 151 } 152) 153)
Lisanu'I-Arab, XI,521 ,XI,726. el-izah, 1,246; Ali el-Carim- Mustafa Emin, ei-Belağatü'l-Vazıha, s.228; Durmuş , İ smail, '· Fasıl", DİA, XII,206. Cevahiru'I-Belağa, s. 207; UICımu' l-Belağa, s. 153-154. eş-Şuara 26/132- 133.
ANSİKLOPEDİSİ
_
_
49
_
~') ~J .ill--I ö~
Js- ~~i J'ı r~l ~ Jt; ı)~\ ~\ r.fy }
Şeytan, Adem'e vesvese verdi ve şöyle dedi:
Ey Adem! sana sonsuzluk ağacını ve çökmesi olmayan bir saltanatı göstereyim mi? 154
c. Te'kide örnek:
~~JJ ~i 0-!~ISJI ~ ()nun için, o kofiriere mühlet ver. Onlara az bir mü h/et ver !155 2. İki cümle arasında tam bir ayrılık ( r810!L:.::.l1-t_lk.4NI Jw) bulunmasıdır . Bu da iki cümleden birisinin haber, 156 diğerinin inşa cümlesi olmasıyla ortaya çıkar. Örnek:
.
~
.
\
J..$' J t....,b- -
. - ..ti
~~
~ .!.1 :ı 1 b o-
•
'.r.""r
•
~ .
Senin kabrin için yağmur isteyecek değilim . Denizi içinde bahndıran kişi nasıl susuzluk çeker?
Bu beytin birinci inşa cümlesidir.
mısrası
haber cümlesi, ikinci
mısrası
İki cümle arasında herhangi bir münasebet bulunmazsa yine fasl yapılır. Örnek: .ıJU ~
J
ıJW'll C~ . ~IJ ü _,llı ı.)5'
Ölüm nasihatçı olarak yeter. Insanın kurtuluşu, dilini korumasındadır.
Bu iki cümle arasında hiçbir münasebet yoktur. Bu duruma "tam ayrılık" ( t.lkL':ı'l JL.S) adı verilir. 157 3 . Bir cümleden önce, 154} 155} 156} 157)
Taha 20/120. Tarık 86/ 17. ei-Be lağatü 'I-Arabiyye , ei-Belağatü ' I-Ara biyye ,
1,188 . 1, 188 .
aralarında
münasebet bulun-
50 --------------- ----------
B:SLAGAT TERİMLERİ
ması sebebiyle birbirlerine atıf yapılmaları mümkün olan
iki cümle varid olur, ancak atıf yapıldığında mana bozulursa, yanlış anlaşılınağa mani olmak için atıf terkedilir. Örnek: 158 ~ j')l;JI
J 1..1_;1 '1 ~
~ ~~ ı.fl ~ J2;_,
Se/ma, benim kendisinin yerine (bir başkasını) istediğimi zanneder. (Ben de onu bu za n nından ötürü) dal- 1~1_,
Şeytanlarıyla baş başa kaldıkları
zaman "biz sizinle beraberiz biz sadece (mü 'minle rle) alay eden kimseleriz " derler. Allah da onlarla alay eder. 161 158) 159) 160) 161)
Cevhahiru' l-Belağa, s.21 O; U!Omu '1-Belağa, s.1 56-15 7. Mifta hu'l-Ulüm, s .252 ; e l-izah, 1, 254 . Cevah iru ' I-Bel ağa , s.211 ; U!Cımu ' I-Belağa , s. l 57. ei-Bakara 2/ 14-15
ANSİKLOPEDİSİ
_ __
- 51
Son cümle ( .... Jıı) eıtıf yapılmamıştır. Çünkü atıf ya 1}1.; ya da ( ~ t_j\) cümlesine yapılabilir. İlk atıfta "Allah'ın münafıklarla alay etrr,esi zarfla (şeytanlanyla baş başa kaldıkları zaman ile) sınırlı olacaktı". Halbuki böyle bir kayıt söz konusu değildir. İkinci atıfta ise, "bu hususun (Allah'ın münafıklarla alay etmesi)" "münafıkların sözlerinden olması" gibi yanlış bir anlam ortaya _çıkardı. 5. İkinci cümlenin, birinci cümleden doğan bir soruya cevap teşkil etmesi halinde fasl yapılır. Örnek: 162 ~ '11)\; ~
Onlardan korkuya
kapıldı.
r+-'" ~)t.;
Dediler ki korkma! 163
İkinci cümle, sanki birinci cümleden anlaşılan şu soruya cevaptır: "Peki, Hz. İbrahim (a.s.) o meleklerden korktuğu
zaman, melekler ona ne dediler? "
Bu hususa "şibh-i kemal-i itti sal'' denir. ise, bu fasla "istinaf" adını vemişlerdir. 164
Bazı
edipler
FAZLA ~~ Bkz. KELAM A
•
FERAID ..lSI_;ll Lugatta "gerdanlığc diziimiş eşsiz ve çok değerli taş yahut inci" manasına gelen ( ö--4)) kelimesinin çoğulu dur. 165 Belağat ilminde ise fesahata mahsus bir terimdir ve gardanlıktaki feride misali söz içinde, bu sözün eşsiz fesahatına delalet ede.n mükemmel bir kelimeyi kullanmaktır. Örnekler: 162) 163) 164) 165)
UIOmu'I-Belağa, s.155-156. ez-Zariyat 51/28. Miftahu·ı-uıom, s.252-253; el-izah, 1,255-256. Zemahşeri. Carullah, Esasu 1-Belağa, s.468; Lisanu'I-Arab. 111,332.
52
-~~-~- ---
. --··-
~ı~ 0'11 Şimdi ~1
M
i
Jl ~)1_i\
-
··. ·--··-· - -
hak ortaya .
all
hanzmlarznıza yaklaşmanız
w
BELAGA T TERİMLERİ
çıktı. 166
~ ı.)>-1 Orılç
gecesinde
size he/al kzlzndz. 167
168 ~'lı ~t>- ~ Allah, gözlerin hain bakışını da bilir ..
ayet-i kerim elerde geçen ~t.;.. ,~)1 ,~ kelimeleri, belağatçılar tarafından "feraid'' olarak nitelendirilYukarıdaki
miştir. 169
FESAHAT
~LAG.!I
Lugatta , "bir şeyin katıksız, saf ve temiz olması, tam olarak açığa çıkması" gibi manalara gelir. ı 70 Meani ilminde kullanılan bir ·ıstılah olarak fesahat, "kolay anlaşılan , yazar ve şairler arasında yaygın bir şekilde kullanılan açık lafızlardır. " ı 7 ı Fesahat, aynı zamanda kelimenin, kelamın ve mütekellimin vasfıdır. 172
Kelimenin Fesahati
~~ ~L.a.!
Kelimenin fasih olması için dört ayıptan salim olması gerekir: 173 1. Tenafürü'l-H uruf JJ.f-1 )w Bu tabir, harflerin güçlükle telaffuz edilmesi, lisana ağır gelmesi ve yorucu vasıfta olmasını ifade etmektedir. J--.WI (sert yer), ~~ (devenin otladığı nebat), ,..:.ı\J_r'=-o: ... .166) ı67)
168) ı69)
170) 17ı)
172) 173)
el-Yusuf 12/51. el-Bakara 2/ı87 . Gafir (Mü' min) 40/19. Mu'teraku'I-Akran, 1,407-408. Sırru '1-Fesaha, s.58 ; Esasu ' l-Belağa , s.4 74; Lisanu ' l·Arab, Il,544-545 ; Cevahiru'I-Belağa, s.6-7; UIOmu'I-Belağa. s.15; el-3elağa ve'l-Fesaha, s.7ı-73. Cevahiru'l-Belağa,s . 7; el-Belağatü'I-Arabiy ye, 1,27. ei-Mutawel, s.12-13; Cevahiru'I-Belağa, s.7; UIOrru'I-Belağa, s.17. Muhtasaru'I-Meani, s. l2 ; el-Cami. s. 7.
ANSİKLOPEDİSİ
_
_
_
__ _
_
___ ____
_
53
174 (yüksek} kelimeleri bu hususta ki başlıca örnekle rdir. Türkçem izden bir eski bir de yeni kelimeyle örnek verecek olursak "kırktırttırdım , koşullaştınlmışlık" kelimelerini zikredebiliriz. ı 7 5
2.
Kıyasa
Muhalefet
I..Jll ıJ-
UJ~
Kelimenin sarf (kelitnelerin şekil ve türemel erinden bahseden ilim dalı) ka idesine aykırı olmasıdır . Mesela , Mütene bbt'ye {ö.354/ 955) ait aşağıdaki beyitte yer alan ~IJy. kelimesi , J y. kelin1esinin çoğul şeklidir . Bu kelimen in çoğuluJiy.l şeklinde (cem'i teksir) olması lazım gelirken , kaideye aykırı olarak cem 'i müenne s şeklinde çoğul yapılmıştır. ı 76
Jy.kJ 4J ~l.iy. u '\.:.ll~* 4.lJ..U ~ IJ f..LII .11>-11~ J\) J
şerefi
ebed i
kı/saydı , Mut'ım
Edebiyat Bilgi ve Tecrileri , s.26. el-Muta weL s.17; O:vahiru ' l-Belağa , s.23; UlGlmu' l-Belağa, s.29. el-Cami, s. 16. Cevahiru·l-Belağa , s.23; U lO mu·ı-Kur 'an, s.30.
58 ------·--·-
b. Adiy adlı
· - - - - -şahsın şerefi
---·--- - BELAGAT TERİMLERİ
kendisini
ebedileştirirdi.
Türkçe örnekler: ı 89 Za'f-ı
Te'lif Bulunan Cümle Fasih Cümle Bilirdim dine bağlılığını . Dine bağlılığını bilirdim. Gidemiyoruro Ardahan' a yıllardır . Ardahan' a yıllardır gidemiyorum. İçeriden bir ses geldi, sandım.. İçeriden bir ses geldi, sandım ki ... Üç çocuklar gördüm. Üç çocuk gördüm. 3. Ta'kid
~~
ifadenin kasdolunan manaya delaletinin gizli olmasıdır. Yani herhangi bir sözden kast edilen mananın kolayca
anlaşılam~masıdır. ı 90 Mananın aniaşılmasını zorlaştıran belirsizlikler (takdim, te'hir gibi) lafızda ise lafz1 ta'kid (~ı ~~ ), manada ise {mecaz ve kinayelerin kullanılması gibi sebeplerden dolayı) manevt ta'kid ( l$y.l.l ~~) meydana gelir. ı 9 ı Aşağıdaki
beyiderden Ferazdak'a (ö. 1 14/733) ait olan ilk beyitle, Mütenebbl'y e (ö. 354/955) ait olan ikinci beyit Iafzi ta 'kid örneklerinde ndir: ı 92 ~J\.i: 0 ~\ , f ~1 ~1 * LS:il ':/1 J'l:JI ,j .ili,. L.J Ferazdak'ın Hişam
b. Abdülmelik' in dayısı hakkında söylediği bu beyitte çok fazla takdim-te ·h ir bulunduğu için, mananın anlaşılması son derece zordur. Beyitteki kelimelerin dizilişi şu şekilde olmalıydı: ı89)
ı 90)
191) 192)
Edebiyat Bilgi ve Teorileri, s.38-39. el-izah, L 75; ei-Mutawel, s. 18. el-izah. 1,75-76; Cevahiru'I-Belağa, s.24-25. el-izah, 1,76 ; el-~utawel , s. ı8.
ANSİKLOPEDİSİ
_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ __
193 oy.l
·---59
.ı_...l y.l IS~ 'll '4)~ ı.? J'l:J\ ~b v-:-1
İnsanlar içinde, bir padişah müstesna ona yakın olabi-
lecek hiçbir canlı yoktur. (Zaten) o babası, onun da babasıdır.
padişahın
annesinin
~'l.)j 'll~~~(~*~~ ı)~\) ~J ~
Mütenebbl'nin bu beytinde yer alan takdim-te'hirler ortadan kaldırılırsa kelimelerin dizilişi şu şekli alır : 4-ı w~':J ~Jj\1 ~~ Js-~':1.) ~r-f"?~
Onlar necip soya delalet eden huylarla öuünmezken, o huylar onlarla iftihar etti'.
Lafz1 ta' ki de Türkçerrtizden bir örnek vermek istersek ('pek fazla bu kitabı okudukça hoşlanıyorum" cümlesini zikredebiliriz. Kelimelerin dizilişi şu şekilde olmalıydı: "Bu kitabı okudukça, pek fazla hoşlanıyorum." 194 Manevi ta' ki d' e örnekter: 1~ ty..UI ':?Y. ~~J
*
ly.p ~ )JJ\ ~ ~t...,
Yaklaşmanzz yeceğim.
için, euin sizden uzak olmasını isteKurusun (bir daha ağlamaszn) diye iki gözüm yaş
döker.
Abbas b. Ahnef'e (ö .l92/808) ait bu beyitte iki sebepten dolayı manevi ta' kid mevcuttur: Birincisi ~fiili nin ~~ fiiline atıf yapılarak (ki evla olan da budur) merfu; ~ üzerine atıf yapılarak, başına 01 getirilip mastara çevrilmek suretiyle mansub o~unma ihtimalinin bulunmasıdır. İkincisi ise, şaiı·in hatalı bir kinaye yapmış ol193) 194)
Cevahiru'l-Belağa , s.24; el-Cami, s.16. Edebiyat Bilgi Ve Teorileri, s.40.
BELAGAT TERİMLERİ
60 - - -- - - - -
Zira, "ağlamaktan dolayı göz~Jaşlarının kuruması " aslında Arapç acia şiddetli hüzün den kinay edir. Halbu ki şair , bu ifadey i burad a sevin çten kinay e olara k kul95 lanmıştır. Arap kelamında bunun benze ri yoktur. ı
masıdır.
Türkç e Örnekler: . sende n ben esir-i gam henüz Alem senin le neşe buldu , ben ise halen daha keder e ma ğ 1u b u m. Esir kelimesi zahir manasında değil de "mağlQb" manası na kullanılmıştır. Oldu alem
Alemin
şad
canı değilsin, can-ı
alemsin sen
N efi'ni n (ö. 1044 /1635 ) bu mısrası, edebiyat-ı eeclideden sonra söylenmiş olsaydı, " can-ı alem , terkib ine " kainatın ruhu" , "alem in canı " terkib ine de " kıskançlık " 196 manası verilebilirdi. 4. Tekra n n Çokluğu
..>1#1 öj5
kasdediten mananın aniaşılmasını zorlaştıracak şekilde veya zikrinde fayda olmadığı halde birkaç defa tekrarlanmasıdır. Manayı ;~orlaştıran yahut her hangi bir faide mülah aza edilm eden tekra n yapılan lafız, 97 fiil, isim, zamir ve harf (edat) olabilir. ı Bir sözde , bir
lafzın
"kesr et" (çokluk) vasfıyla tavsif edilmesi, zikrinde fayda olan ve az yapılan tekra nn fesahatı bozmadığına delale t etmek tedir. Dola:;ısıyla, tekrarın bir 98 edebi sanat olan "tekri r" ile karıştınlmaması gerekir. ı Tekrarın
el-izah. I,76-77; el-Mutavvel, s. ı 9-20: Ceva hiru ' l- Belağ a, s. 25-26; el-Cami , s. ı 7. 196) Edebiyat Bilgi ve Teorileıi, s.42-43 . 197} Cevahiru 'l-Be lağa, s. 26. 198) Edebiyat Bilgi ve Teoriler i, s .29 . ı 95)
ANSİKLOPEDİSİ
_ _ _ _ _ __
----~·
·- - - - 61
Mütenebbl'n in aşağıdaki beytinde yer alan 4-#- ~ 4J kelimeleri kesret-i tekrara bir örnektir. ı 99
-LA
Iy ~ lf.;... 4J C.r.-" ö~ ..lıt..ı ö__,....ç. ıj ,j J.Jc.-JJ
Felaket üstüne felô.kette, bana hızlı koşan bir at yardım etti, ki onun azerinde asaletine delalet eden alametler mevcuttur.
Türkçemizde de kelirnelerin çokça tekran fesahata
aykırı
düşmektedir.
"Öğretmen sınıfa girdi, öğretmen tebeşiri eline aldı,
tahtaya yöneldi, öğretmen te beşir le tahtaya "teneffüslerd e tebeşirle tahtayı karalama yın!" cümlesini yazdı ve elinde te beşiri e sınıfta dolaşmaya başladı." öğretmen
gibi bu ifadede "öğretmen ve tebeşir" kelimeleri iki defadan fazla kullanılmak suretiyle tekrar haGörüldüğü
tasına düşülmüştür.
5. İzafetlerin Peş peşe Olması ~L;w,':Jı C!l;; (Tamlamalarda Zincirleme). İzafet terkiplerinin birkaç tanesinin peş peşe zikredil-
mesinden doğan fesahat arızasıdır. Aşağıdaki beyitte ilk dört keli~e izafet terkipleri halinde ard arda zikredilmiştir: 200 ~)~lA..., if~~\,; ~\ J~l ~.]> ~.?-' 4...\....-
Ey büyük kayalığın kumiuğunun güvercini, öt! Zira sen Suad tarafından görülebilir ve duyulabilir bir yerdesin. 199) 200)
el-Mutawel, s.20·; Ulümu' l-B~lağa, s.28. el-MutaweL s.20-21; Cevahi ru'l-Belağa, s.26-27; el-Cami, s.18.
62---------------------
BELAGAT TERİMLERİ
Fasih olmayan Türkçe zincirleme tamla.malar: 201 Ali'nin ceketinin kolunun düğmesinin ipliği söküldü. ilahiyat Fakültesi Dekan Sekreteri odası telefon kablosu koptu. Mütekellimin Fesalıatı ~~ ~\...d Sevinç, keder, övme yerme, nasihat ve ovunme gibi bütün konularda , kasd,edilen manayı ·fasih bir şekilde ifade edebilme kabiliyetidir. 20 2 Hz. Ebu Bekir'in (r.a.) hilafete getirildiği anda sarf ettiği aşağıdaki sözler, herkesin kolayca anlayabileceği fasih kelama güzel bir örnek teşkil etmekle beraber, bu sözler, aynı zamanda onun ne derece yüksek bir fesahat kabiliyetine sahip ~lduğunu açıkça göstermektedir . . ıj.r_,Ai ..:.ıLI 01J ıjH'L; ~~ ıJL; ,~~ ~, ~ 4 J ..li ıjl . ~ ~ ~) ,_;;- c.Ş.J.:s. c$}~~~ .4..i~ ~.ı.JS:JIJ 4..ilal J~l
, J _,....,JJ Jıı ~~ \.. r_Sı~~ •~ J:L.-1 ..i.:>-1 ı.?-'" ~~~ ~ c.Ş_,.AJIJ 2 03 . ~ J 4s.t1 ')1.; .J_,....,.J) Jıı ~~ ı)L;
Sizin en hayırlınız olmadığım halde, idareniz bana tevdi edildi. Şayet bu işi iyi yaparsam bana yardım edin, iyi yapamazsam beni doğrultun! Doğru/ui{ emanet, yalan hıyanettir. İçinizden zayıf olan birisi, hcıkkını kendisine iade edinceye kadar benim nazarımda güçlüdür. İçiniz den kuvvetli olan birisi (gasb ettiği} h a kkı kendisinden alıncaya kadar benim nazarımda zayıft ır. Allah ve Resu/üne (s.a. v.) itaat ettiğim müddetçe siz de bana itaat edin! Allah ve Resulüne (s .a.v.) karşı isya n edersem, hiçbir suretle bana itaat etmeniz gere kmez. 201) 202) 203 )
Edebiyat Bilgi ve Teorileri, s.27. el-izah, 1,79 ; Muhtasaru'I-Meani , s.21 ; Cevahiru·ı-Belağa, s.30. el-Cami , s. 2 1.
ANSİKLOPEDİSİ
_ _ _ _ _ _ _ __
------63
FIRSATl KAÇIRMAKTAN KORKMAK a..,pyili ~1} J
y. Bkz. MÜSNEDÜN İLEYH .. . .. . FIILIN MUTEALLIKLARININ HALLERI J.-lll ~~ Jl.rl
Bu konu Meani ilminin konularından birisidir. Özellikle eski kaynak eserler bu mevzuya geniş yer vermişlerdir. 204 Fiilin Arapçacia önemli bir yeri vardır. Geçmiş, şimdiki ve gelecek zamandan birine delalet eden fiil teceddüt (yenilenme) ve hud Os (eyleın) ifade eder. Bazen failinden önce bazen ondan sonra ·zikredilir; bazen zahir mef'Oller alır, bazen mef'Olleri zikredilmez ama okuyucu onların manasını hisseder; bazen hal, zarf ve temyiz ile irtibatlı olur; bazen şart edatlanyla birlikte kullanılır ve onların manalarından kendi manasına birşeyler ilave eder. İşte bütün bu hususlarda, Belağat aliınierinin ortaya çıkardığı pek çok ince nükteler vardır. 205
Fiile Fail ve Mef'ul İsna·c Edilmesi j-.Q.II Jl JJA4l,IJ ~Ull .)l;....ı\
Fiile fail isnat edilmesindeki gaye, o fiilin failin işi olduğunu belirtmektir. Yoksa sadece fiilin meydana geldiğini bildirmek değildir. File mef'Ol isnat edilmesindeki maksat ise, bu fiilin faili tarafından o mef'Ol üzerinde icra edildiğini ifade etmektir. Mesela IJ_,-ç --4) y ~ (Zeyd Amr'ı dövdü) cümlesi, darb (dövrne) fiilinin fail olan Zeyd' den çıktığını ve mef'Ol olan Anw'ın üzerinde cereyan ettiğini 204) 205)
Miftahu'l-UlOm, s.224-248; el-izar, 1,1 95-216; el-Mutawel, s. 170-183. 1,163-164.
ei-Belağatü'l-Arabiyye,
BELAGAT TERİMLERİ
64 - -
bildirmektedir. Başka bir ifadeyle bu cümle sadece bir dövme hadisesinin meydana geldiğini belirtmekte kalmamakta, aksine yukarıda zikredilen manaları da ihtiva etmektedir. Sadece "bir dövme olayının vuku bulduğu" haber verilmek istenirse o takdirde şu ifadeterin kullanılması gerekir: 206 ~.rP~)*~~~) ~~ ~~ ı.::LS"
Müteaddi fiilin mefulü zikredilmez ise lazım fiil gibi olur ve manasının delalet sınırları genişler. Örnek: 0~~ cJ-lJIJ 0~ cJ-lJI ~~ı..~
Ji
De ki: Hiç bilenler/e bilme ye nler bir olur mu? 207 Bu ayet-i kerimede müteaddl olan 0~ fiillerinin mef'Qlleri zikredilmemiştir. Böylece bu fiilin manası , belli bir mef'Qle delalet etme kaydından kurtulup, pek çok mef' Ol ün manasını içine alabilecek bir enginliğe kavuş~ muştur. Dolayısıyla bu ay etin tefsirinde şu ifadelerin kullanılması doğru olur: Din ilimlerini, fen ilimlerini, sosyal ilimleri ya da yüzme ilmini vs. bilenlerle, bunları bilmeyenler hiç bir olur mu? 208
Mef'ulün Hazfedilmesi
J~l J.i;,.
Mef'Ql şu sebeplerden dolayı hazfedelir: 209 1- Sözü Kapalı Bıraktıktan Sonra A.çıklamak: Bu durum başında şart edatı bulunan meşiet: .. ~ *~u fiilinde söz konusudur ve mef'Qlün hazfeciilmesi için hususi değil 206) 207) 208) 209)
Delailu ' l-İ ' caz, s.168. ez-Zümer 39/9 ei-Belağatü'I-Arabiyye , ei-Belağatü' l-Arabiyye ,
1, 166. 1,167-169.
ANSİKLOPEDİSİ
_ _ ___
_
_
_
------------- ~
de, herkes in aklına gelebilecek bir lafzın mef'Ol olması gereklidir. Mesela : ~~_,.ı (şayet sen istesey din ben ağlardım) cümle sinde ~ fiilinin mahzOf mef'Olünü ~~ 01 (ağlamamı) şeklinde müew el bir masda r olduğu herkes tarafından kolayc a anlaşılab:Jir. Ancak bu mef'Ol , nadire n meyda na gelen garip bir şey olursa ve duyan kimse bunu hemen anlaya mazsa , o takdirde zikredilmesi gereki r. Misal olarak yukarıdaki cümley e garip bir mef'Ol (kan ağlamak, gözlerinden yaş yerine kan dökmek) getirilmesi yeterli ola- . caktır: ~ l.,) 01 01 ~} 2- Kelam da Edebe Ria:;et Etmek : Şayet mef'ul müstehcen bir lafız ise ve zikredilmesi edebe uygun değilse o zaman bu mef'Ol hazfedili::. Aşağıdaki cümle de yer alan c:?l fiilinin mef'Olü bu sebept en dolayı zikredilmemiştir: ()f.,)
i f ") 1c::...r-I La
j) "__,..,;:,_,.ı1~
3- Sözü Kısa Söyley erek Manayı Umumileştirmek: Yukarıda "Fiile Fail ve Mef ul İsnat Edilmesi" konus unda izah edildiği gibi, mef'ul zı.kredildiği zaman cümle_?en bir mana aniaşılmasına rağme n, bazı fiiler mef'ulleri zikredilmeden kullanıldıkları zama_n mahzu f mef' Olün yerine pek çok ayrı manad a mef'Oller takdir edilebileceği için kelamın manası zenginleşiyor. - Kur·an-ı Kerim 'de bu kabild en pek çok örnek mevcu ttur: Mef OI zikred ilmeyi p takdir muhataplara bırakılınca herkes kendi anlayış va arzusu na göre o ayette n bir mana çıkarabilmektedir. Örnek : 0_;...Jll ~\ ..li 21 0 Muhak kak mü 'min/e r fiz/aha ermiştir.
210)
el-Mü'minun 23/1.
BELAGAT TERİMLERİ
66-----
Bu ayet-i kerimede ~ı fiilinin mef'Cılü zikredilmediği için her müslüman kendi anlayışına göre bir mef'Ql takdir ederek bu ayeti tefsir edebilir. Bir kısını "cehennemden kurtulmak, bir kısmı cennete girmek", diğer bir kısmı da "rü'yet-i Cemalullah'a nail olmak" gibi mef'Qllerin mahzuf olabileceğini düşünebilir.
4- Sözü Luzumsuz Yere Uzatmaktan Kaçınmak : Sözün gelişinden kolayca anlaşılabilecek mef'uller sözü kısa kesrnek için zikredilmezler. Mesela ~ ~ ~ (Ali çalışan bir öğrencidir) cümlesinde sözün gelişinden .ı......).J:> (derslerine) tarzında bir mef'Qlün mahzuf olduğu kolayca anlaşılır. Dolayısıyla bu cümlede böyle bir mef Qlün zikredilmesi ne gerek yoktur.
Mef'ulün Fiilden Önce Zikredilmesi ~~ ~ JytAll f..JJJ Mef'Cıllerde asıl
olan fiilden sonra zikredilmeleridir. Ancak bazı maksatlada bu asıl kaidenin dışına çıkılır ve mef'Ql fiilden önce getirilir. Bu maksatların en önemlileri şunlardır: 211
1- Rata ihtimalini Ortadan Kaldırmak: Herhangi bir in~ sanı tanımadığımızı bilen, o kişinin de "Zeyd" olmadığını zanneden bir kişiye, bu hatasını düzeltrnek ve tanıdığımız kişiyi açıkça belirtmek için ''Zeyd" kE:limesini cümlenin hemen başında zikrederek şöyle deriz: ~~ l--4j (Zeyd'i tanıdım)
Sadece "Zeyd'i" tanıdığımızı iyice vurgulamak istersek, o zaman şöyle dememiz gerekir: o~ "1 ~f' 1-4j (Başkasını değil sadece Zeyd' i tanıdım.) 211)
el-Belağatü'l-Arabiyye.
I, 169-171.
ANSİKLOPEDİSİ _ __
67
2- Tahsis Manasını ifade Etmek: Mef'ul fiilden önce zikredildiği zaman tahsis manasını ifade eder. Kur'an-ı Kerim'de bu çeşit takdim \mef'fılün failden önce zikredilmesi) pek çok ayet-i kerirr,e 'de mevcuttur. Mesela Fatiha suresindeki ~ !l~ıJ ~ !1~1 (sadece Sana ibadet eder, sadece Senden yardım isteriz) 212 ayeti bunlardan birisidir. Bu ayet-i kerime'de !1~1 mef'Olünün fiillerden önce zikredilmesi, kulların ibadet ve yardım isteme fiillerini, Allah'a mahsus kılmaktadır. Bu mef' Ol fiillerden sonra zikredilseydi aynı mana anlaşılmazdı. Fiilin Şart Edatıyla Birhkte Zikredilmesi j,_rjl
öb\ ~ J-.All .~~
Fiilin başına şart edatlarından birisi getirilirse şart cümlesi teşekkül eder. Şart cümlesi ve şart edatlan, esasen Nahiv ilminin konusudJr. Ancak bu edatlardan üç tanesi Belağat ilminin konusuna dahil edilmiş· ve bazı eserlerde açıklanmıştır: 213 1- 0ı
Mazi ve muza.·i fiilin başına gelen bir şart edatıdır. Türkçemize "şayet" diye tercüme edebileceğimiz bu edat mazi fiilin başına- f;elince onu gelecek zaman manasına çevirir: ~~\j ~ 01 Şayet sana (gelecek bir zamanda) gelirsem, bana ikramda bulun!
:
fiili siga itibariyle mazi olmasına başındaki şart ecatından dolayı gelecek zaman ifade etmektedir.
Bu örnekte rağmen, manasını
Bu 212) 213)
~
edatın diğer
bir
el-Fatiha 1/5. ei-Belağatü'l-Arabiyye
1,171.
m:ınası
kesinlik
değil
de
şüphe
68
- - ·-
(teşkik)
bildirmesidir.
-·-
-
Yukarıdaki
---
BELAGAT TERİMLERİ
örnekte gelme
işinin
keko-
sin olmayıp şüpheli olduğu başındaki şart edatından layca anlaşılmaktadır. 2- 1~1 : Mazi ve muzari fiilin başına gelen ve "zaman" manasını ifade eden bir şart edatıdır. Şüphe ifade eden 01 ed atı gibi mazi fiili müstakbel m anasına çevirir. Ancak onun aksine bu edat kesinlik ifade eder. 214 Mesela yukarıdaki örnekte 01 yerine 1.:ı 1 kullanılsaydı o zaman sözü söyleyen kişinin "gelme işinin" kesinlikle gerçekleşeceği manası anlaşılırdı: 215 ~_?'l.j ~ ı.:ıı (Gelecekteki bir zamanda) sana geldiğim zaman, bana ikramda bulun. 3- } : Genellikle mazi fiilin başına gelir ve o fiilin vaki olmadığına delalet eder. Örnek: 216 ~_?~~}Şayet gelseydin sana ikramda bulunurdum. Bu cümlede _,.J edatı gelme işinin vuku bulmadığına işaret etmektedir. Yani bu cümlenin rnanası şöyledir: "Sen gelmedin, ben de sana ikramda bul unmadım." Muhabbeti gayr-i meşru bir yöne sarfettiği için karşı lığını göremeyen mecazi bir aşığın aşağıdaki feryatlarında yer alan } edatları da aynı manaları ifade etmektedir. u f""'"11 \... 1~ ~ ~1 J _ri ~1}
~1 \... \~_,:ı~ ~1
J _ri ~1}
ul..t.ı ı.:....S \... ~1.>- J f-1 ~1}
sevginin gerçekten tehlikeli olduğunu bilseydim sevmezdim. Şayet den izin gerçekten detin olduğunu bi/seydim (denize) dalmazdım. Şayet (kötü) akıbetimi bilseydim (bu sevda işine) başlamazdım. Şayet
214) 215) 216)
s.l63 . I, 172. el-Belağatü'l-Arabiyye, 1,17 2-17 3.
Cevahiru'I-Belağa,
el-Belağatü'l-Arabiyye,
ANSİKLOPEDİSİ
- - - - - - - - - - - 69
- G,...
GARABET ~ljJI Bkz. FESAHAT . . . ,..... . . ,.. GARIB ISTIARE ~jJi öJı...-:....ı~l Bkz. ISTIARE GELECEK ZAMANH'-J"
.
GEÇMIŞ
.
ZAMANLA IFADE
EDİLMESİ ~~ ı:.f- ~U4 ~~
Meani ilminin konulc.rından olan "Müsnedün-İleyhin Zahirin Muktezasından Çıkması" başlığı altında incelenen bu husus hakkında Bela~~at alimleri şöyle demektedirler: "Gelecek zamanda meydana gelecek bir fiilin geçmiş zaman sigasıyla ifade edilmesi, o işin kesinlikle gerçekleşeceğini vurgulamak içindir." Sanki o iş vaki olmuş da ondan haber veriliyormuş manasını ifade eden bu üslup tarzı Arapçacia yaygındır.:~ 17 Ornek: (~J ~tb- ~.J \.j..u-J 1.... \.j~~J
r
jj
01 )..JI y~l ~~ y~l (.$~\.jJ
ı_,.ıu tb-~_) .u-)~....
Cennet/ik/er, Cehennemiikiere "biz Rabbimizin bize uadetiğini gerçek bulduic. Siz de Rabbinizin size vadettiğini gerçek buldunuz mu?" diye seslendiler (ses/enecek ler.) Onlar da "evet" dediler. 218 . . . . GELECEK ZAMANIN ISM-I FAIL VE ISM-I " . . . . MEF'UL ILE IFADE EDILMESI ~~ ı:.f-
JJAAliJ ~Wl~~~~
· Gelecek zamanda ortaya 217) 218)
el-izah, I. 164. el-Araf 7/44.
çıkacak
bir fiilin ism-i fail veya
70
------------- --~~·~-------
BELAGAT TERİMLERİ
ism-i meful ile ifade edilmesi, geçmiş zaman sigasıyla ifadesinde olduğu gibi, o işin kesinlikle vuku bulacağına işaret etmek içindir. 219 Ornekler: til} J-..ıJ1 01)
Din (ceza ve hesap} günü mutlaka gelecektir. 220 ~~ i y.. .!.ll~) u"l:Jl .J ~ i y.. .:.lb
Bu, insanların bir gündür. 221
toplanacağı
GEOMETRiK ŞİİR
bir gündür; bu, görülecek
~~~ ~~
ortaya çıkan yeni bir ıstıiahtır. Bir şiirin, mısralarının üçgen, dörtgen, beşgen, daire ve yıldız gibi çeşitli geometrik şekillerin iç kenarlarına çizgiler boyunca düz şekilde veya süsleme tarzında yazılmasıdır . Bu şiirin bir özelliği de, başladığı kelimenin kalb edilmiş (..ı-s. - ~~) şekliyle bitmesidir. 222 19.
asırcia
Ayrıca
her mısranın ilk kelimesi de, kendinden önceki mısranın son kelimesinin kalb edilmiş şeklidir. Bazıları bu şiir türüne '' dairevi şiir " adını vermişlerdir. Ancak daireden başka şekiller de kullanıldığı için ·'geometrik şiir " ismi daha uyg_undur. Bir üçgen içine
yazılmış
şöyledir: 223 21 9) 220) 221 ) 222) 223)
el-izah, 1,1 65 . ez-Zariyat 51/7. HGd 11/ 103. el-Be lağatü 'l-Arabiyye . el-Belağatü ' l-Arabiyye,
III,156-157. !1!.1 57.
böyle bir
şiirin mısraları
ANSİKLOPEDİSİ
..>-..ç.
__ _ _ _ __
~ ~l.>....:JI C;....JI ~\J
_
--- 71
~J ~~ ~ 0~1 _r.~
Gözümün yaşı öyle birisinin sevgisinden dolayı akar ki, göz onu gördüğü zaman, göz ağrısından korkmaz. İsyan eden ve haddi aşan insanları Allah kahretsini Ki, onlar hidôyete nail olrnadılar. İsyanı yok et, sonra da yedi kat sağlam gökleri direksiz yükselten Allah'ın rızasına tabi ol!
GULÜV
ı_,wı Bkz. MÜBALAGA
BELAGAT TERİMLERİ
72--
-HHABER
~~
Haber lugatta, "istihbarat istenilen kişiden gelen bilgi, 224 nakledilip konuşulan söz" gibi manalara gelmektedir. ilminin ilk konusunu teşkil eder. haber, ıstılah olarak ise kelamın iki kısmından {haber ve inşa) birincisine verilen isimdir ki "doğru veya yalan olması muhtemel olan söze" denir. 225 Sözün doğru olması vakıaya uygun olması , yalan olması ise vakıaya uygun oln1amasıdır. Mesela Jfi ):J.I (yağmur yağıyor) sözünü duyduğumuz zaman, şayet dışarı çıkıp baktığımızda yağmur yağıyorsa bu söz vakıaya uygundur ve doğrudur . Eğer gerçekten yağmur yağmıyorsa bu söz vakıaya uygun değildir ve dolayısıyla yalandır . İşte bu cümle hem doğru, hem yalan olabileceği için bir cümle-i haberiyye yani haber (bildirme) cümlesidir.22 6 Öyleyse Mean! ilmindeki bu "haber" ıstılahı ile, nahiv ilminde, mübteda ile beraber isim cümlesini teşkil eden haber unsurunu karıştırmamak gerekir. Meanı
Kelamın
ikinci
kısmını teşkil
eden
" inşa "
ise
(inşa
maddesinde tafsilatlı olarak açıklandığı gibi) doğru veya yalan olma ihtimali bulunmayan sözdür. 227 ~ Js- 4 (Ey Ali kalk!) , cümlesi bu kabildendir. 224) 225)
226) 227)
Lisanu 'l-Arab, V ,227 ; Asım Efendi, Kamus Tercümesi (Okyanusu'l-Basit fi T ercemeti 'l-KamOsi'l-Muhit) , II, 283. Mu'teraku' l-Akran, 1,4 2 1; Cevahi ru 'I-Belağa , s.53 ; UlC mu ' I-Belağa , s.4 3 ; eiB e lağatü'l-Arabiyye, 1,55 ; el-Cami, s.38; Edebiyat Lügatı , s. 49 ; Edebiyat Bilgi ve Teorileri , s.45. ei-Belağatü'I-Arabiyye, 1,55. el-Cami , s.4 5.
ANSİKLOPEDİSİ -
-- - 73
-- -- -- -- - --
228 Hab er cümlesi (Cürnle-i Haberiyye) Örnekleri:
JIJ ':11 .ı.,h- ~; ~ Lç ~ ~
* .ı..iL. j .,r.:>':11 ı::...:S ıJ\J t.fiJ
Ben , her ne kad ar son zam and a gelmiş olsa m dahi , önce kiler in yapamadığı şeyi yapacağım. Ebu'I-Ala el-Ma'arr1 (ö.4 49/1 057 ), şayet bu beyt inde yapamadığı söylediği gibi ken dind en önc e yaşayanların bir işi yap arsa , sözü doğrudur. Aksi takd irde sözü yala n
ve kendisi de
yalancı olacaktır. ~~t...., .r.W-1 .J
.r *
~u rll:ülı
& ~~~J
Bizi m bir çocuğunıuz ann e sütü nde n kesi /me çağına kapanır/ar. geldiği zam an, zorb a lar" onu n önü nde secd eye or. Şayet Şair, bu beyt inde kabilesinin çocuklarını övüy onu n dediği gibi, kabilesinin çocukları dah a sütt en kesilme çağına geldikleri and a zalimleri dize geti rirle rse, sözü yala n ve şairin bu sözü doğru olur. Aksi takd irde 229 mübalağa olur.
Haber Çeşitleri ;~1 e_lyl - ~~ y ~ı Söz ü söyl eyen kişinin (mütekellim) muhatabına habe ri un üç türlü ulaştırma yoll an tedk ik edil ecek olur sa, bun hab erin çeşit olduğu görü lür ki bun lar · aynı zam and a leridir: 230
1. İbtida! Hab er Jl..l•.t·ıı ~ı Muh atap , hab erin ihtiva ettiği hük üm hakkında herhang i bir fikre sahip olmayıp onu . inka r etm ede n ve 228) 229) 230)
el-Cam i, s.38. el-Cami, s.38.
elağa, s58-5 9 ; el-Cami, s.42el-İzah,l , 92-93; el-Mutavvel, s.43-4 4; Cevahiru'I-B
43.
BELAGAT TERİMLERİ
74 --şüpheye düşmeden
kabul edebilecekse bu haber, ibtidai haber adını alır. Bu durumda ifadede te 'kide (pekiştirme) yer verilmez. Örnekler 231 : ~..UI öV..I d..:.;j 0~IJ Jll.l
Mal ve oğullar dünya hayatının süsüdür. 232 :Jyıl~~ Senin baban geldi. ~~ ~~
2. Taleb! Haber
Muhatap bildirilen haberin doğruluğundan şüphe ediyorsa, bu durumda haber, te 'kid edatlarından biriyle veya tekrar yapılmak suretiyle kuwetlendirilerek ifade edilir. İşte bu ifadeye talebi haber (istemeli bildirme) adı verilir. 233 Mesela, babasının gelip gelmediği hususunda tereddüt eden ve kesin bilgiye ulaşmak isteyen bir kişiye :Jyıl s-~ ..u (gerçekten baban geldi) denmesi taleb} haberdir. Cümle te'kid edatlarından biri olan ..u (tahkik edatı) ile pekiştirilmiştir.
Aşağıdaki beyitte yer alan cümlelerden birincisi ~~, ikin-
cisi 0ı ed atı ile te 'kid edildikleri için bunların he r ikisi de talebi habere birer örnek teşkil etmektedirler: 234 ~ rı_,s:JI 01 4J ~
* li--4~ J.# Ll li~
gerçekten az oimasıyla bizi ayıp ladz. Ona dedim ki elbette değerli insanların sayıs ı azdır.
O
hanım , sayımızın
3. İnka~! Haber ~J~'JI _,, Muhatap, bildirilen haberdeki hükrrün aksine inanıp onu inkar ediyorsa, bu takdirde haber, muhatabın inkar 231) 232) 233) 234)
Cevahiru 'l-Belağa ,
s.58.
el-Kehf 18/46. el-Belağatü'I-Arabiyye ,
el-Cami , s.42.
!,71-72; el-Cami, s.42.
ANSİKLOPEDİSİ
_
_ __ ___
_
_
_
_
·-- 75
derecesin e göre bir, iki veya daha fazla te'kid vasıtalarıyla kuwetlend irilir ki buna inkar! haber (inkar bildirmesi) adı verilir. 235 Bir kişi babasının geldiğine inanmıyorsa , ona şu inkar! haber cümleleri sarf edilir: Gerçekte n baban geleli
r.)w !141 01
Valiahi gerçekten barJan geldi. r.)lil !141 iJI Jıı) Birinci ·cümle, 0ı ve ibtida lamıyla, ikinci cümle bunlara ilaveten kasem ile te'kid edilmiştir. Olumsuz cümleler de te'kid edilerek inkar! haber cümlelerini oluştururlar: 236 iktisad eden asla fak ir düşmez _p.ı; ~~ L.. Valfahi İstişare eden asla pişman olmaz r.)~ J! ~~ .. u L.. ~~J
Birinci cümlede te'kid, zaid · olan -~wı - harf-i ceriyle, ikinci cümlede te'kid, bu harf ( ~~JI) ve yemin ile JJ1J yapılmıştır .
Te'kid Edatlan ifı..il ~ıJ,ı Arapçada haber cürnleleri ni te 'kid eden birçok edat mevcuttur . Bunlar nahiv kitaplann da tafsilatlı olarak izah edilmiştir . Biz burada bu edatlarda n en çok kullanılanları özetiernekle yetineceğiz: 237 l. 01 - 0ı: Fiile benze~.,;en harflerden olup isim cümlesinin başına gelirler. Bunlara "nevasih" (isim cümlesin in hükmünü kaldıran edatlar} ismi de verilmektedir. Vazifeleri cümlenin manasını kuwetlen dirmektir . Mesela .)~ öl;-1 (hayat cihattır) sözünü te'kid etmek içi~ o cümleyi iki 235) 236) 237)
el-Mutawel, s.43-44 U!Gmu ' l-Belağa, s.49-50; Edebiyat Bilgi ve Teorileri, s.4647. Cevahiru'I-Belağa, s.59. Cevahiru ' I-Belağa, s.60; UIC:mu'l-Belağa, s.52; el-Belağatü· l-Arabiyye, 1,61 -70.
BELACAT TERİMLERİ
76
defa tekrar etmek yerine daha veciz bir tarzda ..)~ ~L:-ll 01 (hakikaten hayat ci hattır) denir. Bu cümlenin haberinin başına İbtida Lamı ( J ) getirilirse ( ..)4'*- öt:::l-1 01 ) o zaman sanki ilk cümle ( ..)~ öl)-1) üç defa tekradanmış gibi kuwet kazanmış olur. 228 Bu edatlar Kur'an-ı Kerim 'in pek çok ayetinde geçmektedir: ' ~ ~}"1 01 Allah katında en değerlin iz, Ondan ~IZI4iıl en çok korkanınızdır. 239 .. ~ı Jıı ..L.:..; ~..UI 01 Allah katında din , şüphesiz i-y, İslamiyettir. 240 0;kl •
=-B ıJI_,..->-1 yu ~:ruWI 01 İsraf eden ler, şüphesiz
şeytanlarla kardeş olmuş olurlar. 241
2. İbtida Lamı
~l..l:.!'II ~'I
Hükmün muhtevasını kuwetlendiren bu edat, cümle içinde şu yerlerde kullanılır : 242 a. Mübtedanın başına gelir: Gerçekten sen
insanların
en
J'l:.H -~ ı.::,.}i.
hayırlısısın
b. 0~ nin haberinin başına gelir: ~s-..01 ~ if-.J 01 Muhakkak ki benim Rabbim dualcın işitendir. 243
c. Muzari fiilin başına gelir ~ ~~ ~.J l.ıiJ Muhakkak ki senin Rabbin onlar arasında hüküm verecektir. 244
d. Cümleye benzeyen terkipierin 238) 239) 240) 241) 242) 243) 244)
ei-Belağatü'I-A~biyye,
1,6 1-62.
ei-Hucurat 49/13. Al-i imran 3/19. ei-İsra 17/27. el-Belağatü'l-Arabiyye,
İbrahim
14/39. en-Nahl 16/124,
1,62-63.
(şibih
cümle - car ve
ANSİKLOPEDİSİ ------------~---
- 77
mecrur, zarf) başına gelir: ~ J1> ~ ~~J Muhakkak ki sen yüce bir ahlak üzeresin. 245 . 3. L.l (Şart Edatı) Bu edat, şart, tafsil (açıklama) ve te'kid manalarına gelir. Mesela ~~~ --4j (Zeyd gidicidir - gidecektir) cümlesi, Zeyd 'in mutlaka gideceğine ve buna kararlı oduğuna işaret edilmek suretiyle tevkid edilmek istenirse ~1.1! -4j \...1 şeklinde ifade edilir: 246 Kur'an-ı Kerim'den Örnekler: ı.:..~ ~J ~\...\JR)\; JUI \...IJfiZ )IJ ~ı Lot;
Öyleyse sakın yetime kötü muamele etme! Ve sakın bir şey isteyeni azarlamc:! Yalnızca Rabbinin nimetini anlat! 247
4. Sin Harfi
~IJ.r\cf)
Muzari fiilin başına gelir ve onu istikbal (gelecek za- _ man) m anasına mahsus kılar. Bu harf, güzel veya çirkin bir mana ifade eden fiilin başına geldiği zaman, o fiilin mutlaka vaki olacağını if2ıde eder: 248 ~~ ~r ~JI Allah, onlara elbette merhamet edecektir. 249 ~ ül~ C\.j ~ O, alevii bir ateşe yaslanacaktır. 250 5. ..ti Edatı Sadece mazi fiilin ba.şına geldiği zaman tahkik (fiilin mutlaka gerçekleşmesi) n1anasını ifade eder: 245) 246) 24 7) 248) 249) 250)
el-Kalem 68/4. el-Belağatü'l-Arabiyye,
1,63.
ed-Duha 93/9·11. el-Belağatü'I-Arabiyye,
et-Tevbe 9/71. Tebbet 111/3.
1,63-M.-.
78
0yJ.ll ~ı ..ı.;
- - ----·-- -
---
BELAGAT TERİMLERİ
Muhakkak ki mü ]minler saadete
ermişlerdir. 251
6. Fasi Zamiri:
~ı ..ı::-P
Munfasıl merfu zamirdir. İsim cümlesinde haberin sıfat
olma ihtimalini ortadan kaldırıp manasını vuzuha kavuşturduğu için tevkid edatlarından sayılmıştır. Mesela, ~ı ~· dendiği zaman ~~ kelimesi sıfat olabildiği gibi (Peygamber Muhammed-s.a.v.) haber de (Muhammeds.a.v.- Peygamberdir) olabilir. Fakat ~~ r ~ dendiği zaman birinci ihtimal tamamen ortadan kalkar. 252 Kur'an-ı Kerim'den Örnekler: 0JA.'i ~J 0_,..ı..........4ll ~~ı 'il Dikka :~
edin! Asıl bozguncu-
lar onlardır, lakin farkında değillerdir. 253 ~ ~JıJ ~J ı:.r ı..s~ ~ ~Jı İşte Rab'lerinin yolunda olanlar ve saadete erişenler bunlardır. 254 0_,-Li.\.1
7. Kasem Harfleri
~~ J _ri
Bu harfler s:.Wı 'JI)I ,s:.l=ll (ba - vav - ta) olmak üzere üç tanedir. Hem zahir ismin, hem de zamirin başına geldiği ' için c~ ~ı ,Jı~ ~~) Ba harfi asıl sayılmıştır. Vav sadece zahir ismin başına gelir. .!-Lı.JJ - JııJ Ta harfi ise "Allah" ismi-: nin başına gelir: 255 ' ~~~ 0~ JıL;J
tuzak kuracağım. 251) 252) 253) 254) 255) 256)
Allah 'a yemin ederim ki,
256
el-Mü'minun 23/ 1. ei-Belağatü'l-Arabiyye,
1,64-65.
ei-Bakara 2/12. el-Bakara 2/5. el-Belağatü'l-Arabiyye,
el-Enbiya 21/57.
1,65-66.
putlarınıza
ANSİKLOPEDİSİ -
Kasemin inne gelir:
- -- - ·-
cevabı
·----- - - - - 79
-
:nüsbet (olumlu) ise,
başına
lam veya
.;-->- ~ 0L....i)'l 01 ~JIJ As ra yemin olsun ki, gerçek-ten in-
san hüsran içerisindedir. 257 ~~ ö~ ıY _;:.> ~_rı ..:..._,.t.JııJ Allah 'a yemin olsun ki, şerefli bir ölüm, zillet içinde geçen bir hayattan daha hayır/ıdır.
Kasemin
cevabı
n1enfi (olumsuz) ise
başına Lo
veya
'1
ge-
lir:
~~~~ L.. .JııJ Allah'a yemin o/sun ki fakirlik zillet değildir. ' . ~~~ı~ ~_,.;;'1 JııJ
Allah 'a yemin o/sun ki fakültede dövmedim.
hiçbir öğrenciyi
8. Tevkid
Nunları. ~_,:ll Lf
ve şeddesiz (hafif) olmak üzere iki çeşit olan bu harfler, muzari fiilin sonuna gelirler. Şu ayet-i kerim ede bu harflerin .1er ikisi de zikredilmiştir : 258 Şeddeli (ağır)
ü:ı.fl.aJI if G_N) ~ o.r-I \.,. ~ ~ ~) Şayet emrettiğin1 şeyi
yapmazsa, and olsun ki hapse 259 atılacak ve kah ra uğrayanlardan olacak.
9. Zaid Harfler Bu harfler ,
;~ı)l ~J.J.ı
01 - 0-- L.- 'J- ~ - ç.l:JI ( y) ~
~
harfinden ibarettir. Zaid olmaları, manasız olduklarını göstermez .. Aksine tevkid· manasını ifade ettiklerini anlatmak için onlara bu isim verilmiştir. 25 7) 258) 259)
el-Asr 103/1-2. el-Belağatü'l-Arabiyye,
Yusuf 12/32.
1,66 .
80
-
-
- -- --·-··---- ... ------ -------
-
- BELAGAT TERİMLERİ
Örnekler 260 : ~ ~ ı:ıı t.. Zulmü asla kcrbQ/ etmedim . Cümlenin aslı ~ ~ t.. şeklindedir. Zaid harf olarak ı:ıı gelmiş ve kendind en önceki nefiy harfinin (olumsuzluk edatının) manasını kuwetlendirmiştir. ç
~ J.;_}j ~J
J.>- oW\ ~\ ~~ 0 \ l.l!
Müjdeci gelip gömleği Yakub'u n yüzüne men gözleri açıldı. 261
bırakınca,
he-
Ayet-i kerime 'de görüldüğü gibi " ı:ıı " " U" edatından sonra kullanılmaktadır . ı:ıJ.J' ~ ~~if~ ~_r.; y
Savaşta onları
yakalar san,
.f-1 ı} r-+·.;4-; L.t;
arkalarındcıkine
ibret ola-
cak şekilde onları darmadağın et. 262
Ayet-i kerimen in başındaki \..1, ı:ıı şart edatıyla zaid olan \.. harfinin idgam edilmiş halidir. \.. , burada kendind en önceki şart edatının ( 01 ) manasını kuwetle ndirmek tedir. JJI J.;:U if
~ J.>- 0JJ~ 'll ~L:S:JI ~~ ~~ )W
Kitap ehli bilsinle r ki elde edemez ler. 263
Allah ' ın
lütfund an hiçbir
şey
Baştaki kelimenin .aslı 'ı 0'1 şeklinde dir ve '1 zaid harftir. i~~~~r~~~ 264 Yıldızların yerleri üzerine yemin ederirn ki ...
260) 261} 262) 263) 264)
ei-Belağatü'l-Arabiyye ,
Yusuf 12/ 96 . el-Enfal 8/57. ei-Hadid 57/29 . el-Va kıa 56/ 75.
1,66-69.
ANSİKLOPEDİSİ
_ __
_
-
-
-·---- -
Bu ayet-i kerimede de '1 harfi tevkid için bir harftir.
- -- -
81
getirilmiş
zaid
Zaid harflerden biri olan ı:_ro harf-i cerri, sadece nefiy (olumsuzluk), nehiy ya da ~ soru edatıyla yapılan istifhamdan sonra gelirse kendinden sonra gelen ismin umumuna {bütün fertlerine) delalet ederek tevkid manasını gerçekleştirir.
Nefiyden sonra: ~ 'll 4.;.JJ i f .1z.i.....j LoJ 265 Düşen her yaprağı sadece O bilir.
~~J r:r ~'i
Hiçbir görevini ihmal etme!
İstifhamdan sonra: .J# i f <S) jAı ~1
e-.Jt;
Gözünü çevir, bir misin? 266
bcık!
O göklerde bir çatlak görebilir
~~..rW.r:r~ Aranızda
hiç
şair
var
mı?
Ba harf-i ceri , genellikle nefiy (olumsuzluk) manasında olan v--:l ve ~ harfinden sonra, bunların haberlerinin başına zaid olarak gelir. Bu durumda kendinden sonraki kelimenin nefyini (olumsuzluğunu) tevkid eder: ~ ~ ı..:.....J.? .ı.~\
til_?.l; öğüt
ver! Esasen sen sadece nasihat veren birisin. Sen CJ.s!a onlara zor kullanan bir hakim
Ey Muhammed! Ser.
değilsin . 267
1 O. Tenbih Harfleri · ~~ J J.r 265) 266) 267)
ei-Enam 6/59. el-Mülk 67/3. ei-Gaşiye 88/21-22.
82 ····--'- -·---··---··--·-----------·-- -·----~--- BELACAT TERİMLERİ
Bu harflerden 'il tenbih için getirilir ve kendinden sonra gelen cümlenin gerçek olduğuna delalet eder: 268 Jj~ ~ 'iJ ~ Jy- 'i Jıı ~L:JJI )\'li
Dikkat edin! (iyi bilin ki) Allah'ın dost/anna korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir. 269
C.l harfi ise istiftah edatıdır. Yani cürılenin en başında yer alır. Tevkid ve mana yönünden 'll hc_rfinden farkı yok. tur, ancak Ebu Sahr'a ait aşağıdaki şiirde de görüldüğü gibi, bu harf daha ziyade kasemden önce kullanıl maktadır:
.;.JI
4
Jf..':1
4.:.- ~\
t.>) 01 ı.}-=-_,.ll -l.-->-1 ~} ..uJ
Dikkat et! Ağ/atan, güldüren, dirilten emri emir olan (gerçek emir sadece kendisine mahsus olan) Al/ah'a yemin olsun ki, vahşi hayvanları kıskanacak şekilde bıraktın beni. Zira onlardan birbirine alışmış (arkadaş olmuş) iki tanesini görüyorum ki ayrzLk onları korkutmuyor.
T evkid edatlarının içine dahil edilmeyen son bir tevkid vasıtası daha vardır ki o da cümlenin "isim cümlesi" olmasıdır. Belağat alimleri, isim cümlesinde, özellikle müsnedin fiilinin, haber olduğu durumda, cfımlenin daha fazla tevkid edildiğini beyan etmişler ve örnek olarak yJS:J'i ı;...j\ cümlesinin ı,.:..j\ y~'l cümlesinden, mc,_na yönüyle daha müekked (kuwetli) olmasını göstermişlerdir. 270 268} 269} 270}
el-Belağatü'I-Arabiyye ,
1,69-70.
Yunus 10/62. ei-Belağatü'I-Arabiyye,
1,70-71.
ANSİKLOPEDISI - -- -·-
Haberin Gayeleri
-
-
-
-
-
-
-
--- - - -
83
-·-
~~ ~~~~
Haber, esasen iki maksat için zikredilir: Cümlenin içinde yer alan hükmü muhataba 271 öğretmektir . Buna "faide-i haber" (.,?.-1 ö...IJL;) adı verilir. Mesela, ilk halifenin kirn olduğunu bilmeyen bir kişiye J_,ı ~) ~w.:ı.ı (İlk halife Hz. Ebubekir'dir -r.a.) denmesi bu ka272 bildendir. Şairin şu sözü de faide-i habere örnektir: ı-
1
~..r. 01 .ı.J .r->'l
Demiri kızgın iken hiçbir hayır kalmaz.
~ ~ l-4. ...~.>- y _rPI
(tavında)
döv.
Şayet sağursa
onda
2- Sözü söyleyen kişinin cümlenin içinde yer alan hükmü kendisinin de bildiğini muhataba bildirmesidir ki buna da lazım-ı faide ( ) ~~..All rj'l) veya lazım-ı faide-i haber (~1 ö~\.All rj 'l ) adı verilir. :~ 73 Bu durumda m uhatap söylenen hükmü bildiği için, ona bunu öğretme gayesi yoktur. Mütekellim bunu kendisinin de bildiğini muhatabına anlatmak ister. Mesela, bir öğrenci imtihandan geçtiğini hocasından gizlese , hocası da bunu başka bir yerden öğrenerek ona ol>..:..'ll ıSı ~ ı.:....il (sen imtihancia başarılı ollazım-ı faide-i haber olur. söz bu işte dun) dese, (l:.:-)1 .::..._rS ~~ (Camı sen kırdın) cümlesi de böyledir. .
Bu iki esas gayenin
'dışında ,
haber
şu
maksatlar
ıçın
de kullanılır: 274 ı. İstirham (merhamet istemek): ~~_r....ı~l 271) 272)
273) 274)
el-izah, L91: el-Mutavvel, s.40-41; Ceviihiru ' l-B elağa, s.54; Ulumu' 1- Belağa, s .46; elBelağatü '1-Arabi yye, 1,56. el-Cami. s.38. Ceviihiru ' l- Belağa, s.54; ei-Belagatü' I-Arabiyye, 1,57-59. Ceviihiru'I-Belağa, s.55; el-Cami, s.39-41.
84
BELAGAT TERİMLERİ
~--------
§ İsim cümlesi , mübted a ve haberde n teşekkül eder.
Esasen, bir şeyin (müsned in) bir şeye (müsned ün ileyh) nisbet edilmesini ifade eder. Mesela r->"~.r 0 L:..II (cadde kalabalıktır) cümlesi nde sadece " kalabalık olma vasfı , cadcleye isnat edilmiştir. Bu cümlede n , bunun dışında istimrar ve teceddü d gibi ınanalar anlaşılmaz. Ancak bu asıl kaidenin iki istisnası vardır . Birincisi, mübtedanın haberinde muzari fiil bulunmadığı zaman , bir kariney le isim cümlesinin de istimrar manası ifade etmesid ir. Bu karine de medih (övme) ve zem (yerıne) gibi şeyler olabilir. İlmi övme sadedin de ~li r-WI (ilim faydalıdır) denmes i bu kabildendir. ~ Jl-> ~ ~~ (Muhak kak ki sen yüce bir ahlaka sahipsin) 289 ayetind e de aynı durum söz konusu dur. Şairin zenginlik ve cöınertlikle övündüğü aşağıdaki beyitte yer alan J-1...6..: .. ~J (c gidicidir) cümlesi , yine istimrar 290 manasını ihtiva etmektedir: Jl.b;... yı>J ~ /. cfJ
* .L:;r y J_,..;J.I ~J ..ıJI J4 '1
dirhem (para) cüzdanımıza hiç o gezip dolaşırken ono şöyle bir uğrar. Basılmış
alışmaz .
Fakat
İkinci istisna ise, isim cümlesinin haberin de muzari fiil
takdirde teceddü d manası ifade etmesidir. 29 1 beytin ikinci mısrası buna örnektir :
bulunduğu
~'1 j-l;, i f ~1>.) ~~ L:;~L:l J.J.AjJ (.J}
289) 290)
el-Kalem 68/4.
291 )
Ceviihiru ' I -Belağa,
Ce vabiru ' J-Belağa,
s.73; Uh1mu' I- Belağa, s.55. . s.73.
Şu
BELAGAT TERİMLERİ
88
Gider geliriz, sebep:
ihtiyaçlarımızin
Yaşayan kişinin ihtiyacı
tedôriki hiç bitmez ki
Haberin Zahirin Muktezasından (Durumun Gerektirdiği Hal den) Çıkması ~UQ.H ~ y _r.'LI ::.J.?Sözü söyleyen kişinin düşündüğü bazı sebeplerden dolayı kelam bazen zahirin muktezas:mdan (durumun gerektirdiği halden) çıkar: 1 _ Faide-i haberi veya lazım-ı faide·-i haberi bilen bunları bilmeyen yerine koymak:
kişiyi,
Bildiği
bir şeyin gereğini yerine getirmeyen kişi, onu hiç bilmeyen bir cahil yerine konur ve kendisine cahilmiş gibi hitap olunur. Babasına eziyet eden kişiye !.1y.l l.lı (bu senin babandır) denmesi veya sigarô.nın sağlığa zararını çok iyi bildiği halde sigara içen bir doktora ~~~..di (sigara sağlığa zararlıdır) denmesi bu kabil hitaplardandır. 292
2 _ Bir konuda herhangi bir fikri olmayan (zihni boş ~..UI JL>) kişiyi, o konuda tereddüt eden ve soru soran yerine koymak: 0~~ ~II_,_....U; c.f...UI
J ?L;...; ':JJ ..
Zulmedenler hakkında bana niyazda bulunma, çünkü or/ar mutlaka suda boğulacaklardır. 293
Allah, önce Hz. Nuh'a (a.s.) gemi yapmasını emretmiş, sonra zalimlere şefaatini yasaklamıştır. Daha sonra da sanki Hz. Nuh (a.s.) bu hususta tereddüt ederek "Allah onların boğulmasına hükmetti mi?'' sorusunu sormuş 292)
el-Mutavvel, s.42-43; Cevahlru ' I-Belağa, s.60.
293)
Hud ı I/37.
A.NSİKLOPEDİSİ -
- --
- -- -
-
-
- - -- - -
- ··-
89
gibi, kendi sine ( 0.,;Jv ı'"";.;ı) 0~ te' ki d edatıyla haber "taleb-i 294 haber " yapılarak) diye cevap verilmiştir . 3 . Ortay a çıkan bazı emar elerd en dolayı , haber in hükm ünü inkar etmey en kişiyi, inkar eden yerine koymak: c.L..) ~ ~ ~ 01 Şakik anıcanın
* ~) W,).ı=· J-.4;. ~~
okun u yan koyarak geldi. (Ey oğullarında da ok/ar uar.
Şakik,
bil ki) senin
Şair , amcasının oğlu "Şakik" adlı kişinin silahlı olarak mağrurane gelişini, sanki ona karşı gelece k kimse yokmuş
hamle ttikte n sonra , ona amcasının oğullarının yanında da silahl ar bulunduğunu hatırlatıyor. Bu hatırlatınayı yapar ken, sanki Şakik bunu inkar ediyormuş gibi, onu inandıtmak için sözün ü 01 edatıyla te'kid edere k söylüyor. Böyle ce Şair , amcalarının oğullarında silah bulunduğunu bilen ve bunu inkar etmey en Şakik ' i, bu 295 hususu inkar eden bir şahıs yerine koymuştur. 4. Tered dütlü kişi~i teredd ütsüz yerin e koym ak: Gurbettek i oğlunun geln1esini bekle yen, geçiktiği için tereddü t etmey e başlayan bir babay a, oğlunun uzakt an geldiğini görüp müjde getire n birisinin ~~ ~..u (oğlun geldi) diyere k ibtida1 haber kullanması gibi. Zahir in muktezası muha tap , teredd ütlü olduğu için kelamın te'kid li (talebi 296 ( ~~ i..G .ti veya i..G ~~ 01 haber şeklinde) getirilınesiydi.
gibi
davranmasına
gibi). 5. Tered düt eden 294) 295) 296)
kişiyi
inkar eden yerin e koym ak:
el-izah, 1,94; Ceviihiru ' I-Belağa, s.61; Ulı1mu ' l-Belağa, s.50. s.50-51. el-İziih, 1,95; Muhtasaru'J-Meani, s.41; Ceviihlru 'l-Belağa, s.6!; Ulumu'l-Belağa, Ceviihiru ' İ-Belağa, s.62.
90-----
BELAGAT TERİMLERİ
Sıkıntılarının biteceğinden
tereddüt eden birisine c.;-AJI 01 ~.;J (muhakkak ki kurtuluş yakındır) denmesi gibi. Zahirin muktezası, muhatap tereddütlü olduğu. için bir tek te'kid edatıyla müekked talebi haber (~.J.J(~\ıJI) kullanılmasıydı. 297
6. Hükmü inkar edeni inkar etmeyen yerine koymak: Bunun sebebi muhatabın mevcut delilleri düşündüğü takdirde hükmü inkardan vazgeçeceğine işaret etmekt1r. Cenab-ı Hakk'ın tevhidi inkar eden kafirlere .L>-1_, .JI ~1_, (sizin ilahınız tek bir İlah'tır) 298 buyurması bu kabildendir. Kelam, te'kidsiz olarak ibtidat haber şeklinde gelmiştir. Zahirin muktezası iki veya daha fazla te'kid edatıyla müekked olarak inkar! haber şeklinde gelmesiydi. 299 7. Hükmü inkar edeni tereddütlü yerine koymak Güzel ahlak ve terbiyenin değerini tamamen inkar eden bir şahsa hitap edilirken, kelam iki veya daha fazla te'kid edatıyla müekked olarak inkar! haber suretinde getirilmelidir. Zahirin muktezası böyle iken, o şahsı l:)u konuda tereddütlü kişi yerine koyup kelamı talebi haber sOretinde getirmek sözü zahirin muktezasından çıkarmaktır: 300 ~ Jlj .r.?. ~\,; Y" '1~ o\.J..-IL.I_, JUI ~ L. ~ \.i\ JU.~ ol.:!-1 01
Mal ile gelen şeref, mal seninle beraber olduğu müddetçe sana eşlik eder. Edep ile elde edilmiş şeref ise senden hiçbir zaman ayrılmaz.
297) 298) 299) 300)
Cevahiru'l-Belağa, s.62. ei-Bakara 2/163. ei-İziilı., 1,95; Cevahiru'l-Belağa, s.62; Ulfrmu'l-Belağa, s.51. Cevahiru'l-Belağa, s.62-63.
ANSİKLOPEDİSİ
__ _
--~---------------------91
gibi son cümle, bir tek te 'ki d edatıyla ( ı:.ıı ) kuwetlendirilerek talebi haber şeklinde ifade edilmiştir. Görüldüğü
HAKiKAT~~
Hakikat, lugatta ~ fiilinden türetilmiş olup , .~ vezninde ~_,.A.. yani ism-i meful manasındadır. ~ fiili ~~ (isbat etti, ortaya çıkardı) demek olduğuna göre hakikat, "ortaya çıkmış , şüphe bulunmayan gerçek, bir şeyin özü, himaye edilmesi gereken kıymetli şey " gibi manalara gelir. 30 1 Istılahta ise, bir kelimenin sadece delalet ettiği manada kullanılmasıdır. (lstı lah olarak Beyan ilminin konusuna giren hakikat, mecaz ı. n zıddıdır.) Mesela ..l....,.,'YI (arslan) ile ~~ (tilki) kelimelerinin ınalum hayvanlar için kullanılması hakikattır. Birinci kelime "cesur insan ", ikinci kelime "kurnaz adam'' manasında kullanılırsa mecaz olur. Yukarıdaki örneklerde olduğu gibi, lafızların lugat manalarında kullanılmalarına " hakikat-ı lugaviye" denir. 302 Bir de hakikat-ı akliyYe vardır ki ''bir fiili veya manasını bir şeye isnat etmektir". Bu da sözü söyleyenin kanaatına ve vakıaya uygun olup olmaması cihetiyle dört kısımda mütalaa edilmiştir: 303
1. İsnadın hem inanca hem hakikata uygun olması : Mü'min bir insanın u)~~~~ (Allah ekini büyüttü) demesi gibi. 2. İsnadın inan·: a uygun olup hakikata uygun olmaması : Cahil bir kişinin t;) l ~)1 ~~ (ilkbahar ekini büyüttü) demesi gibi. 301 ) 302) 303)
Lisanu' l-Arab, X,49-52; Kamus Tercümesi, III,813. Ulumu' l-Belağa, s.228. ei-İzah, 1,97-98; Ulumu ' l-Belağa, s.228-229.
BELAGAT TERİMLERİ
92 ------------ -------
3 . Isnadın sadece hakikat a uygun olrnası: "İnsanın kendi Hillerini kendisi nin yarattığı inanc ı. nda olan" bir Mutezile mezheb i mensub unun, inancının aksine gerçeği ' ~ (Allah kulların bütün fiildile getirere k, ~L:-Jı JWI ~ Jıı Ierini yaratır) demesi gibi. 4. Ne inanca ne de hakikata uygun olmaya n isnat: Her şeye, Allah'ın hayat verip öldürdüğüne inanan bir müslümanın inancının aksine, tJ..rJI (7-1_)1 ~\ (ilkbah ar ekini büyüttü ) veya ~)l~ı~ (zehir adamı öldürdü ) demesi gibi. Ayrıca
hakikat , delalet
bakımından
iki zsasa göre tas-
nif edilir: 1 . Lafzın
.Kullanılış Maksadına
Göre Ortaya
Çıkan
Tas-
nif. 304 Lafız kullanılış maksadına
göre dört
çeşit hakikatı
oluşturur :
a. Lugavt Hakikat: Yukarıda da izah edHdiği gibi, lafzın tahsis edildiği manada kullanılmasıdır. Ev, okul, çiçek, yol gibi kelimelerin bilinen manalarında kullanılması gibi. b. Örfl Hakika t: Lugavi hakikatın , bütün bir toplum içinde kazandığı yeni bir manadır. Mesela "merke b" kelimesinin lugat manası olan "binek" manasının dışında , "dört ayaklı , uzun kulaklı malum hayvan " için kullanılması buna örnekti r. c. Has Örfl Hakikat: Lafzın bçlli bir zümre içinde yeni bir mana kazanmasıdır. "Kadim " lugavi hakikat ta "eski" nın karşılığı iken, Felsefe ona "varlığın başlangıcı olma304)
Edebiyat Bilgi ve Teorileri, s.I28-129.
.!...NSİKLOPEDİSİ - - --
-
-
-
-
-
- --
- - --
93
yani "ezelt" mana.sını kazandırmıştır. Aynı şekilde -iş" manasında olan "fiW' kelimesin in gramerde "zamana -)ağlı olarak bir işin yapıldığını gösteren kelime " ma:-ıasında kullanılması da has örfl hakikattır. d. Şer'! Hakikat: B~r tafzın İslam dininde kazandığı özel ]ir manaya delaleti şer' ı hakikattır. Dua manasında olan ··salat'' o')l.aJI kelimesinin din! ıstılah olarak "namaz" ma~·an"
:-ıasına kullanılması şer'! hakikattır.
2.
Lafzın
Delalet
Ettiği Mananın
masına Göre Yapılan Tasnif
Az veya Çok Ol-
305
- çoki uğuna göre yani lafzın bir veya birden fazla manaya deialet etmesi yönüyle hakikat, dört Mananın azlık
kısma ayrılır:
a . Müfred Lafız: Bir lafzın sadece delalet ettiği tek bir :nanada kullanılmasıdır. Ayna, su, masa, akıl kelimeleri gibi.
Bit lafzın, hepsi de hakikat olmak şartıyla eşit şekilde birden fazla manaya delalet etmesidir . Mesela Arapçada ~~ (A.yn) kelimesi, üç mana için eşit şekilde kullanılmaktadır: Göz, pınar, altın . Öyleyse bu laf ız müşterek (üç mana için de ortak olan) bir lafızdır. b.
Müşterek Lafız:
c. Menkul Lafız: Birden fazla manası bulunan bir kelime, önce bu manalard an birine delalet ederken sonra başka bir manaya nakledelir. Bu nakilden sonra, ilk mana ya kullanılmaya devam eder veya terk edilir. Manası terk edilenlere menkul lafız adı verilir. Bu lafızları nakleden belli değilse "örfl menkul-' adını alırlar ki bunlar yukarıda :OS)
Edebiyat Bilgi ve Teorileri, s. 129.
94--
BELAGAT TERİMLERİ
-
"örfi hakikaf' bahsinde incelenmiştir. Menkul lafızları nakleden zümre belli ise bunlara da "ıstılahT menkul" adı verilir ki, yukanda açıklanan "has örfi hakikat" bu kısma girmektedir. d. Mürtecel değişikliklerine
isimler bu
çeşit
Lafız :
Bir münasebet olmadan mana uğrayan lafızlardır ki (;ocuklara verilen lafızla ra örnek olarak gösterilmiştir.
HAKİKI KASR ~~ .rı=All " HAL
Bkz. KASR
J'J-1
Hal kelimesi, Belağat terimi ola;ak, kelamın belağatının tarifinde kullanılmaktadır . Bu tarifte (ke lam ın belağatı, fasih olmasıyla beraber, mukteza-yı hale - halin gereğine uygun olmasıdır) yer alan "hal kelimesine" ili.. (makam) da denmektedir ki "söz söyleyen kişiyi (mütekellimi), sözünü belli bir surette ifade etmeye zorlayan durumdur" şeklinde tarif edilmektedir. Mesela bir kimseyi övmek (c .lll) , sözün itnabını (uzatılmasını) gerektirir. Muhatabın zeki olması ;;J\5".lJI ise, sözün veciz olmasını iktiza eder. Öyleyse medih ve zekavet birer haldir. İlk makamcia itna.b (sözü uzatmak), ikinci makamcia tcaz (sözü veciz ve kısa söylemek) halin muktezasıdır. Bu muktezaya uygun olc.rak, sözü birinci halde itnab, ikinci halde icaz suretinde fasih kelimelerle ifade etmek kelamın belağatıdır. 306 HAL~~
Hal kelimesinin, lGgat manası çözmek ve açmaktır. 30 7 306) 307)
Cevahiru'l-Belağa,
s.33. Kamus Tercümesi, IIL2243; Edebiyat Lügatı, s.49.
ANSİKLOPEDİSİ - - - - - -- -- - - - - - - -
95
Bedi ilminde bir deyim olarak akd (nesri nazına çevirme) sanatının zıddı olup " nazmı nesre çevirmek" diye tarif ediJ.r. 308 Ebu't-Tayyib 'in (ö. 354/955) şu beyti aşağıdaki şekilde hal edilmiş , yani nesre çevrilmiştir: 309 · ~ j" if~~ lı J~J
* ~_,.ı; ı.:.ı~L.ı ~)1 ~ ~L. 1.)1
İnsanın fiili kötü olduğu zaman, zanları da kötü olur
ue kalbine gelen tevehhümü tasdik eder. ~~~ )1
\-+... ,,; .ı..ı \.:...-..>-
~~li\) y~l ~li~~
Bulut, senin ihsanına benzem ez. (Zira o bulut senin ihs~nına olan hüznün den dolayı) humma (sztma) hastalığına :ı..ıtuldu. Onun döktüğü yağmur damla/a rz, ter taneler i,.
Jır.
Bu beyitte sabit olan sıfat, buluttan yağmurun inmesi:ir. Bunun adeten zahiri bir sebebi yoktur. Şair ise buna .l ayall bir sebep icad eder. O da, övdüğü kişinin ihsanını ~ıskanıp üzülen bulutun humma hastalığına yakalan arak :er dökmesidir. 327 b . Zikredilen sebe'oin dışında açık bir sebeb in bulun~ası: Üzerine hüsn-i ta'lil sanatının bina edildiği vasıf sa-Jittir. Ancak bunun gerçek bir sebebi .mevcut tur. Bu se·Jep zikredil mez ve vasıf başka bir se be be bağlanır. Ylütenebbl'nin (ö.345 /955) şu .beyti bu kabildendir: ylUJI y:-} \... JJ\;..1 ~ ~~
JJJ ~~!.YI ~ .ı..ı \...
O (övülen kişi) düşmanlarını öldürm ez. O sadece, kurt.'a rın arzu ettikler i şeyin aksini yapmak tan çekinir . .: 27)
el-izah, Il,51 8; el~Mutavvel, s.396; Cevahiru'l-Belağa, s.372.
102--
--~--------~
Sabit olan
vasıf: Düşmanların
Gerçek sebep:
BELACAT TERİMLERİ
öldürülmesi.
Düşmanların zararını
defetmek.
Açıklanan diğer
sebep: Kurtların öldürülen insanların etlerini yemek arzusuna muhalefet etmekten çekinmek. Yani övülen kişi o kadar cömerttir ve kendisinden istenen· ihsana karşılık vermeği o kadar çe>k sever ki harbe çıktığı zaman, kurtların et yeme arzularını bile geri çevirmekten sakınır. 328 2. Hüsn-i talilin üzerine bina edildiği vasfın sabit olmaması ve onu is bat maksadının bulunması: Bu da iki kısımdır:
a.
Isbatı
istenen
vasfın
J_;JI ı:/ cjL.._j\ !..I)J.:..-
mümkün
r..J. *
olması:
.U;.LI Ly ~~ ~\J
4
(Yaptığı)
kötülük, hakkımızda iyi {şeylere vesile) olan Ey dedikoducu! Senden sakınmam (beri ağlamaktan men etti ve) gözbebeklerimi (gözyaşlarına) boğulmaktan kurtardı.
Bu beyitte
olmayıp isbatı
vasıf,
dedikoducu şahsın kötülüğün ün güzel olmasıdır. Böyle bir şey mümkün olabilir. Şair, bu hususta ' nsanlara muhalif olunca, bunun sebebini zikrederek, bu vasfı isbat etmeğe çalışmıştır. O sebep de, şairin dedikoducunun ifşaatın dan korkarak ağlamaması ve böylece gözbebeklerinin gözyaşları içerisinde boğulmaktan kurtulmasıdır. Elbette ki bu, dedikoducunun fiilinin güzel olnıasının gerçek sebebi değildir. 329 328) 329)
istenen
el-Izah, II,5I9; el-Mutavvel, s.396; Ulu mu' 1-Belağa, s.317. Cevahiru'l-Belağa, s.373.
--'--~SİKLOPEDİSİ - - - - -- -- - -- - -- ---103
b. İsbatı istenen vasiın mümkün olmaması : Hatib el-Kazv1nl'nin (ö. 739/1338) jrnek teşkil eder:
J.bz... .w. 4-.#- ~-:ı i) ll
*
şu
beyti bu
kısma
~ ..l> ~1j}.-1 ~ eP ~ _,ı
İkizler burcunun ni:.;eti ona hizmet etmek olmasaydı,
onun üzerinde
kuşak bcığ/anma
eserini görmezdin.
istenen vasıf, ikizler burcunun şair ' in :)vdüğü kişiye hizmet e·~me niyetinde olmasıdır ki böyle bir şey asla mümkün değildir. 330 Bu beyitte
Şibh-i
isbatı
Hüsn-i Ta'lil J,Ldl ~ y
hüsn-i ta'lil"- şeklinde ifade edilebilecek olan bu sanat, hüsn-i ta'lile şüphe ve zan girmesi ne:icesinde meydana gelir. Örnek : Tü~kçemizde "yarı
~lAf) lA.)G:- ~
0) ~~
~~~ ~ ı}} ı_; ~
4-·~
. '! ~~ ~) ~ ı.IJ
4-::i ~ _,JI y k
.. ll
01.5'
Oralarda yüksek tepeler vardır. Saba rüzgarı, esmesiyle bulutlara yardım etti. (Onlara şevk ve rip tahrik etti.) ~\/i hayet bulutlar, yağnıuru (bardaktan boşanır gibi) akarcasına o tepelere bo/cc indirdiler. Sanki bol yağmur/u bu bulutlar, o yüksek tepe/erin altında sevdiklerini kaybet.'11işler de gözyaşlarını ;; utamıyorlar. İkinci beytin başındaki ~0ts' (sanki) kelimesi hüsn-i Ia 'lilin içine zan ve şüphe soktuğu için, burada şibh-i hüsn-i ta'lil sanatı meydana gelmiştir. 331 330) :31)
Ulfimu 'I -Belağa, s.318. el-lzah, ll,522-523: el-Mutavvel. s.397-398; UJGmu ' l- Belağa, s.318-319.
BELAGAT TERİMLERİ
104 -~-~----
.
.
,...
IBDA'
-1ti~'JI
Bedi tabirlerinden olan ibda bir kelanun bir çok edebi sanatları içinde toplamasıdır. Hud suresinin 44. ayeti bu husustaki en güzel örnektir: ~
...
J
"
ı$~.;-ı ~ ~~ı__,f'lı ~--' .. uı ~--' ~~ ..L- ~-' !J,.L. ~~...ıP) Lı~--' ~
J
ü;llWI i _,AU 1-M.ı jJJ
Yere "suyunu çek", göğe "ey gök, sen de suyunu tut" denildi. Su çekildi, iş de bitti. Gemi Cudi'ye oturdu. "Zalim kavim Allah 'zn rahmetinden uza/- ı..f'L..a;) kulağa hoş gelmekte ruhu incitmemek tedir. Nieselde ise ( j::-AJI) bu durumun aksi söz konusudur. 5 - Ayette hazf mevc :Jt .değildir . Meselde ise mevcut hazfin takdiri şöyledir: tiıS'; ,y ~ j:.W ~~ l..=ıL.a.i J~l Kısasla öldürmeği terketmektense tatbik etmek, zu/Qm/e öldürmeği daha fazla caydırıcıdır. . :·Kısasta
.>41)
el-Bakara 2/1 79.
_ _ __
108 ---~--
_ BELAGAT TERİMLERİ
6 - Ayette kısas ile hayat kelimele(. arasında tıbak sanatı mevcuttur. 7 - Meselde "bir şeyin kendisini yok etmesi gibi" zahiren bir tenakuz bulunmaktadır. 8 - Ayetteki kısas kelimesi yaralama fiilierini de içine almaktadır. Meselde ise sadece öldürme söz konusudur. 342 Kerim 'de bu ayetten başka pek çok ayette i' c az m ertebesinde bir I caz görünmektedir. Kur'an-ı
Diğer Örnekler: 343
~IJ_;:diJ ~~\ ,y- ~J ~~~ı.$~ t>~u 0L..-'JIJ J..W4_,...4 .Jıı 01 0J_?J.j~~
Allah, şüphesiz adaleti, iyilik yapmayı, yakıniara bakmayı emreder. Hayasızlığı , fenalığı ve haddi aşmayı. yasaklar. Tutasınız diye size böyle öğüt verir. 344
Bu ayet-i kerime bütün
hayır
ve
şer işlerini
özet-
lemiştir.
J.>.i 1_,4) .J ~ ~) ~f
..uy. ~J ~ ~ * ..l....,.:ı.l\ Jıı * ..1.>-1 Jıı ~ Ji
De ki, O Allah birdir, Allah Samed'dir. (0 her şeyden müstağni, her şey ona muhtaçtır.) () doğurmamış ve doğmamıştır. Hiçbir şey O'na denk değildir. 345 Üç olumlu, üç olumsuz olmak üzere toplam altı cümleden meydana gelen bu sure, icazın zirvesinde bir belağat mucizesidir . Şöyleki bu muazzam sure, ihtiva ettiği tevhid delilleriyle kırka yakın batıl fırkanın görüşlerini çürütmektedir. 342) 343) 344) 345)
el-izah, 1,287-288. Mu ' teraka'l-Akran, !,296-300. en-Nahl 16/90. el-İhlas 1 1211-4.
ANSİKLOPEDİSİ ~--~--------------- 109
lj~~J ly._rZIJ 1_,15' y ·i yin, için, fakat israf etmeyin! 346
..,.._y ~ t~L;
Artık sana em ro/u nan şeyi açıkça
ortaya
koyf347
Türkçemizde genellikle atasözleri, hikmetli sözler ve hatta bazı kanun n1addeleri bu çeşit 1caza örnek teşkil eder: 348 Ağaç köküne muntaç. Dolu küpün sesi çıkmaz. Serçeden korkan dan ekmez. Barika-i hakikat n1üsademe-i efkardan doğar. (Nam ık Kemal)
Zerafet zekanın dellahdır. (Ce na b Şehabeddin) Beyaz akçe siyah eyyam içündür. (Hıfzt) Hüner oldur sana zehr olana sen tiryak ol! (Sabit) Def-i mefasid eelb-i menafiden evladır. (Mecelle,
30.
madde)
Külfet nimet e
VE
nimet külfete göredir.
(Mecelle, 88.
madde)
2. İcaz-ı Hazf J..h-1 )-~~~ Mahzufa delalet eden lafzi ya da manevi bir karinenin bulunması şartıyla, rnanayı bozmayan ibarelerin ifadeden çıkarılmasıdır. Bu mahzuf, harf, isim, fiil veya cümle olabilir.349
a. Harfin Hazfi:
~ ~~ ~J
Ben kötü bir kadın da
değilim. 350 346) 347) 348) 349) 350)
el-A' raf 7/3 1. el-Hicr 15/94. Edebiyat Bilgi ve Teorileri, ~ .115-118. el-İzah, 1.290-298; Keşşafu ı sulahati ' l-Funun , 1,3 12-3 15; Cevahiru 'l- Belağa, s.224-226. Meryem 19/20.
BELAGAT TERİMLERİ
110-------------.
"!11 "
fiilinin
aslı
.
şeklindedir.
" Jl"
Sondaki " 0" harfi hazf
edilmiştir.
b. Muzaf İsınin Hazfi: ~~~ ~ ~? Size a'nnelerinizle (evlenmek)
haram
kılzndı. 351
Mahzuf muz af
c~
kelimesidir.
c. Muzafun İleyhin Hazfi
J_;
ô cl YJ
Rabbim, beni
bağıŞlaf 352
Rab kelimesinin sonundaki mütekellim zuftur. d. Mevsufun Hazfi: . Ierse .... 353 l ı.h am e 1 ış
LLL,.:, ~J yt ıYJ
ya'sı
( ~)) mah~-
Kirn tevbe edip sa-
•
e. Sıfatın Hazfi: ~ ~ j5' .i.:;..~~ ~~J.; .:>1S'J .... Çünkü arka/arznda her (sağlam) gemiye zorler el koyan bir hükümdar vardı. 354 Mahzuf Sıfat: 4J-~ {~~ ~) ' Cümlesinin Hazfi: .Jı1 ~ ıjy--/~ olun ki Allah da sizi sevsin. 355 ·
f.
Şart
Mahzuf
Şart
Cümlesi:
Bana tabi
~~ .:>ti
g. Cevap Cümlesinin Hazfi: t+IJ ~ ~ JJ 351) 352) 353) 354) 355)
en-Nisa4/23. el-A'raf?/151. el-Furkan 25nı·. ei- Kehf ı 8n9. Al-i İmran 3/31.
l_r-5'\.j .:ı_,..~~~~ L$")}J Suçluları
Rab' lerinin h u-
ANSİKLOPEDİSİ --- -------~------ 111 356 ı urunda başları öne eğilmiş olarak görsen ....
Şartın cevabı olan mahzuf cümle: ~ 1/1 ~i)
h. Müsnedin Hazfi: Jıı J .,_A.J ~J ~~J ~1_,.-JI Jl> ,:r ~L ~J Onlara ugökleri ve a rzı kim yarattı?" diye sarsan, elbette "Allah " diyecek ler. 357 Mahzuf Müsned : ~ (Jıı ~) i. Müsned ün İleyi-ün Hazfi: 358 · ~ ıgı zamar: .... ge Id'~ bogaza
Jl.r-=JI ~ 1~1
Can (ruh)
Mahzuf müsned ün ileyh (fail): c_J)I (cJ)I ~ 1~1) j. Bir Cümlen in Hazfi:
~~ 2iı1 ~ ö-L>-IJ L-.1'-'"L:Ji 0LS İnsanlar tek bir ümmet
(cemaat, millet) idi. :Ayrılığa düştüler de) Allah peygam berler gönderd i. 359 Mahzuf Cümle: ı_,.cl:>.IJ { ~ I_,Al;:>-\J)
k. Birden Fazla Cümlen in Hazfi: ~~~ ~~ J-...J"l .0_,.L.) ,; ... "Beni
gönder in" dedi. Ey
doğru
sözlü Yusuf !...360 Mahzuf cümleler: ~~\ ~\ J-..y_ .ıJ J\,;) o~\J o_,LJ\J ~j)l o~~ J-..y_ r: 361
J l l}.,L}j
Türkçe Örnekle
Kar izi, tuz gözü. (Bu ta birin sonund an "örter" fiili kaldırılmıştır.) 356) 357) 358) 359) 360) 361)
es-Secde 32/12. Lokman 31125. el-Kıyame 75!26. ei-Bakara 2/2 l3. Yusuf 12/45-46. Edebiyat Bilgi ve Teorileri, s.l l3-1 14.
112 ------------~ ---- BELAGAT TERİMLERİ
O gün ahali hep bayram yaptı ("Şehrin ahalisi" terkibinden "muzafun ileyh" yani "belirten" kaldırılmıştır.) Çocuk şişeyi tamamen yere döktü. ( "Şişenin kolonyasını" terkibinden "muzaf" yani "belirtilen" kaldırılmıştır) Sadeyi bana ver. (Kahve isteyen birisinin bu sözünde, "sade kahve" terkibinden mevsuf-nitel enen kaldırılmıştır) Gözüme görünmedi , yoksa başına neler gelirdi. ("Yoksa " kelimesind en önce şartı ifade eden "görünseydi " kelimesi çıkartılmıştır) Yaptıklarını
bir duysaydım! (Bu şart cümlesinin olan "vaziyetin fena olurdu'' cümlesi kaldırılmıştır.)
cevabı
İDMAC ~~.,'il
Lugatta "dürmek, yerleştirmek, elbisenin içine bir şeyi sokmak, dere etmek, sıkıştırmak , ipi sağlam bükmek" gibi manalara gelir. 36 2 Bed! ıstılahı olarak ise, herhangi bir maksat için sevk edilen kelamın başka bir gaye ihtiva etmesidir. Ornekler: ö_}-'1\J
J J 'll ı) ..L..J-1 .ıJ
Hamd, dünyada da ahirette de Allah 'a mahsustur. 363 Ayet-i kerimenin sevk edildiği asıl maksat "hamdin Allah'a mahsus olmasıdır." "Bu maksat içine, "ö_;-'lı " kelimesiyle haşri ve cezayı is bat gayesi dere edilmiştir. 364 ~j..i.ll _llJJI ~ ~ -l&-1 362) 363) 364)
~IS~~~~ ~i
Lisanu' I-Arab, II,274-275; Keşşafu Istılahati '1-Funun, 1,464; Edebi ya: Lügatı . s.60. el-Kasas 28no. es- Suyuti, el-ltlcln fi Ulurni'J-Kur'an, !Ll 12.
.-1.:--.JSİKLOPEDİSİ -
-
-
- -- -- -- -- - --
-
-
-
113
Ben (o uzun gecede) göz kapaklarımı açıp kapayıp durdum. Sanki bu şekilde zarn anın günahlarını sayıyorum. Mütenebbt (ö. 354/95·5) bu beytini aslında "gecenin ~zunluğunu beyan etmek' için söylemiştir . Ancak ikinci mısrada, bu asıl gayesinin içine "zamandan şikayetini " :lercetmek suretiyle "idmac" sanatını kullanmıştır. 365 İFRAD KASRI ~1)'11 ~ Bkz. KASR
. .
,..
IFTINAN
~~'ll ..
Bir Bed! deyimi olarak iftinan, bir kelamda iki ~ususu zikretmekted ir.
değişik .
Örnekler: 366 JJU.-1 J:, .!.lu ~J ~J 0\.; ~if j) Yeryüzünde bulunan herşey fanidir. Rabbinin Celal ve :kram sahibi Zô:tl bakidir. 367 Birinci ayet-i kerimede teselli , ikinci ayette ise fahr ~:övme) söz konusudur. .- ~ 1. ~ . l l !· lı ..L 1 --ı . ..uı L> ~ r-.ı - . ~ u;-ı-~ ) ) ~ J~I})'IJ
Sonra biz Allah 'a kar~? I gelmekten sakıiımış olanları k urtarır, zalimleri de orada {ce hennemde) diz üstü çökmüş olarak bırakınz. 368 Bu ayet-i kerime, sevinç ve cezaya katlanmak gibi iki ayrı hususu cem etmiştir. İGAL J~"JI Bkz. İTNA.B İGARE ö}~"Jı Bkz. AHZ VE SERİKA ?·65) el-izah, II,527; el-Mutavvel, s.40 1 - 40.~ ; Uh1mu 'l-Belağa, s.322. )66). ei-İtkan.Il, ll 2. 367) er-Rahman 55/26-27. 368) Meryem 19n2.
114 - - - - - -
_ __ __ _ ___ BELAGAT TERİMLERİ
İGRAK Jl.f'il Bkz. MÜBALAGA A
A
.
IHAM r4='J\
.
Lugatta ''vehmettirmek" manasına gelen bu kelimenin Bedi ilmindeki ıstılahi manası üzerinde Belağat alimleri çok değişik görüşler beyan etmişlerdir. Bunlardan bir kısmına göre, iham, tevriye, tahyil aynı sanatın ismidir. 369 Bir kısmına 'g öre ise tevcih, muhtemilu'z-zıddeyn ve iham aynı şeydir ve bunlar tevriyeden farklıdır. İkinci görüş sahipleri. ihamı şöyle tarif ederler: 370 Bir sözde övme-yerme, dua-beddua gibi iki zıt manaya hamledilmesi eşit derecede muhtemel olan lafızların kullanılmasıdır. Yani bir lafzın iki zıt manası mevcut olup bunlardan hangisinin kastedildiği bilinmiyorsa, bu ihamdır. Bir lafzın iki manası mevcut olup uzak manası kastediliyorsa bu da tevriyedir. Bir gözü görmeyen Amr adındaki terziye cübbe diktirdikten sonra ona şu şiiri. ithaf eden şair, iham sanatını . kullanmıştır: ~ı_,...., ~
..:....:J
Amr bana bir cübbe dikti.
.;:~ ~y JrY
Keşke
J ..b.\.> onun iki gözü de
aynı
olsaydı.
Şimdi bu beyitte
'"'_,_.. ~ ~ (keşke onun ·iki gözü de aynı olsaydı) ifadesinden, iki zıt mana anlaşılmakta ve Şairin bunlardan hangisini kastettiği bilinmemektedir: 1- Şair cübbeyi çok böyle güzel bir cübbe
beğenmiştir . diktiğine
"Bu terzi tek gözüyle göre, acaba iki gözü d~
369)
el-İzah, II,499; el-ltkan, 11,107; el-Belağatü ' l- Arabiyye, El,386; el-Cami, s.I87; Edebiyat
370)
Keşşafu Istılahati '1-Funun,
Bilgi ve Teoıileıi, s. ı 92. II, 1522.
ANSİKLOPEDİSİ ~- -~-------------
115
görseydi neler yapmazdı ki?" düşüncesiyle ona dua edip iki gözünün de görmesini temenni etmiştir. 2- Şair cübbeyi hiç beğenmemiştir ve ona "iki gözü de kör olsun" manasında beddua etmiştir. Iham sanatının tenasüb ve tezadla münasebet kurularak yapılan iki çeşidi vardır: 1. Iham-ı T enasüt ~lz.H i~ ı Terkibin lugat manasından da anlaşılacağı gibi, iham-ı tenasüb, tenasüb sanatı olmayan bir ifadede tenasüb sanatının var olduğunu vehmettirmektir. Tenasüb,· manaları arasında tezadın dışında bir ilgi bulunan kelimeleri aynı ifadede toplamaktır. lham-ı tenasüb ise, bir lafzın kastolunmayan manasından dolayı içinde bulunduğu ifadede yer alan diğer bir lafızla :.lgili olmasıdır . Örnekler: . 0\~l ~\) ~\) 0~~\J ~\
Güneş
ve ayın hareketleri bir hesaba göredir. Nebat ve ağaç Allah 'a secde eder. 371
Ayette geçen ~~ kelimesinin kast edilen manası ne~ battır. Kast edilmeyen diğer manası ise "yıldızdır . , Yıldız ile güneş ve ay arasında açık bir münasebet vardır. 372 !(Kadın erkek herkesin okuyup yazmak bilmesi İslamiyet mukteziyatından değ!.!
midir? Ben niçin herkesten ma'dud olmuyorum? Ehlim olmadığı için mi beni na-ehil addediyorsunuz.? ll
371) 372)
er-Rahman 55/5-6. Cevah iru' l- B elağa,
s.369.
116 - - -- - - -- - -- - - - -· BELAGATTERİMLERİ
Abdülhak_ Hamid'in yukarıdaki sözlerinde geçen son cümle -bu husus için zengin bir örnektir: "Ehlim" kelimesinin kastedilen manası " eşi m, zevcim", kastolunmayan manası ise "ehliyetim'' dir. Kastolunmayan bu ikinci mana ile "na-ehil" kelimesinin kastedilen "ehliyetsiz" manası arasında iham-ı tenasüb mevcuttur. Aynı şekilde "na-ehil" kelimesinin kastedilmeyen "e şi olmayan,, manası ile '' ehlim, kelimesinin kastedilen " eşi m, manası arasında da !ham-ı tenasüb sanatı vardır. Kısacası "ehil" ve "na-ehil'' kelimelerinin kastedilen ve kastedilmeyen manaları arasında karşılıklı olarak iham-ı tenasüb · sanatı meydana gelmektedir. 373 İham-ı tenasüb zekaya bağlı bir mana . sanatıdır.
Cümlenin gerçek manasının yanında değişik bir pencere açarak hayal zenginliğine sebep olur. 2- !ham-ı Tezad ~wı \~ı Lugatta " tezadı vehmettirmek" manasına gelir. T ezad sanatı, ortak yanlan bulunan iki zıt maQayı bir ifadede toplamaktır. Iham-ı tezad ise, bir i bar ede yer alan lafızların kastolunmayan manaları arasında zıtlık bulunn1asıdır. Örnekler: !$'~ .wi_r. ~1 ~ >:~ ~_) i f
Ey Selmal mesi) üzerine
r-L ~ ~-~
Başımda ihtiyarlığın ağlayan
gi_i lmesi (tom zuhur etadama taaccüb etme!
Beytin ikinci mısrasında geçen ~ (güldü) fiilinin kast edilen manası "tam ortaya çıktı" şeklindedir. Kaste373)
Edebiyar Bilgi ve Teorileri. s.279.
_.:._~SİKLOPEDİSİ -
- - - - -- -- - - - - 117
- - -
:iilmeyen manası ise hakiki manası olan "gülrnektir." ~ ~ elimesinin kast edilmeyen "gülmek" manası ile ~ keli:nesi (ağladı) arasında zıtlık vardır. Dolayısıyla bu iki lafzın 374 ~·er aldığı ikinci mısrada iham-ı tezad mevcuttur. Vakt-i iftar kühen sözlere karnım tokdur Vehbiya aç elini hayr dua eyle hernan
vakti boş sözlere karnım toktur. Ey Vehbi! He.men ellerini aç ve hayır dua ey/e! İftar
Seyyid Vehbi'nin yukarıdaki beytinde yer alan "aç" ke:ı m~sinin iki manası vardır: Açmaktan emir ve karnı aç 8lan kişi. Burada kast edilen birinci manadır . Kast edilme~-:en ikinci mana (karnı aç olan) ile "toktur" kelimesi :ırasında tezad ilgisi olduğundan bu beyit de 1ham-ı tezad sanatına örnek teşkil etmektedir. 375 Zekaya bağlı mana sanatlarından olan İham-ı tezad, :ezad (tıbak) sanatının kısımlan arasında mütalaa edilmek:edir. •
/'\.
•
•
J~~ı
IHLAL A
IHTIRAS •
•
1'1.
IKTIBAS
"'
A
Bkz. ICAZ
'-"''~'il
•
A
Bkz. ITNAB
'-"'~'il
Lugatta "ilim almak, ateş yakmak için bir yerden kor almak, gibi manalara gelir. Bu alınan ko ra da, ~ (kabes) adı verilir. 376 Bir Bed1 ısnlahı olarak iktibas, ayet veya hadisin bir kısmını alarak ayet ve hadis olduğunu belirtmeden, sözü süslemek ve rnanayı kuwetlendir mektir. 377 .374)
ns) 376) .~77)
el-Izah, H,484; el-Mutnvvel. s.378 - ~79. Açıklamalı Eedebi Sanatlar, s.54. Lisanu'I-Arab, VI,l67; Edebiyat Lügaıı , s.6J . el-Izah, li,575: Cevahiru'I-Belağa, s.4J4: el-Belağatü ' l-Arabiyye , 111.108; Edebiyat Lrıgatı, s.61.
118-----------------------------
BELAGAT TERİMLERİ
Mensur Örnekler: 378 y
_;,ı.; ..l.!..il ?
y )1
~ J\ ~\ ~ '11 ı:_;.~ ~
Göz açıp kapanıncaya kadar, hatta daha kısa bir zaman içinde şiir okudu ue {insanları) hayrete düşürdü.
Hariri, (ö.516/1122) bu sözünün nin 77. ayetinde iktibas yapmıştır. ~
.\
~
başında
Nahl suresi-
\
4J .JJI ~ y_r-J.l l).i IJ..ı.iJ\J ~ Jı\ ~-~\j 1~_,
Öfkelendiler, Allah onların öfkesini artırsın. Harp için ateş yaktılar, {harbe zemin hazırladzlar) Allah onları o harbin odunu yapsın!
·Bu söz de, Maide suresinin 64. ayetinden iktibas yapılmıştır. ö~Lf"- ~4 ~_;JI )~IJ ~~ ö->~ j
_}.ili 0L.:S"'_,
Fakirliği sıkıntıların
gizlemek kanaatkar olmaktır. geçmesini beklemek ibadettir.
Sabırla
Harirl' nin bu sözündeki ikinci cümle hadis' den iktihastır.
Manzum Örnekler: 380 ~ ~ \?-\...~.;.if t.~ li~~~ j\ -~ 01
y )\ ~) .1ı ~~:~li_;:?~~~ 0_, _Şayet
sen, bir suçumuz olmadığı halde, bizden ayrıl maya karar uerseydin bize güzelce sabretmek düşer; Şayet sen bizi başkasıyla değiştirsen -bizi bırakıp başkalarını dost edinirsen-Allah bize kafidir, O ne güzel uekildir! 378) 379) 380)
el-Izah, 11.575-5777. Tirmizi. Dcfivfit ı 16 (V.565). el-İzah.
II,577-578: Cevahiru'I-Belağa. s.414-415.
_-\NSİKLOPEDİSİ
- - - -- -- - - - - - - -- --119
Bu beyitlerin birincisinde Yusuf suresinin 18 . ô.yetinden veya 83. ayetinden; ikincisinde Al-i İmran suresinin 17 3. ayetinden iktibas yapılmıştır. o)..ıJ Jl;ll ~ ~.J 01 :
o.Jl5:1~ G.A.:ı- ~\ ~}':'-) ?~ ~
J JL;
O, bana rakibimin kötü huylu olduğunu söyledi ve ~ona güzel muamele et -iyi davran-" dedi. Ben de ona dedim ki: uBeni bırak! Senin yüzün istenmeyen şeyJerle çevrilmiş cennettir". Şair,
bu beytinin sonunda
şu
hadis-i
şeriften
ikti bas
yapmıştır:
Cennet hoşlanılmayan cehennem ise haz duyulan zevkler/e kuşatıl
~~~~ ).01 ~J .ı)SJ.4 ~~ ~
şeylerle,
mıştır. 381
.Türkçe Örnekler: 382 Bt
bekadır
bu menzil ey ahbab
J)1G- .11 1rı--ı.;
~U'll .. Şair
Ahmed ayetinden (... Ey tibas yapmıştır.
Paşa,
akıl
bu beytinde Maide suresinin 1 00. sahipleri Allah'dan sakının ki ... ) ik-
Zalimlere bir gün dedirir kudret-i Mevla '
~ .J.I\ ,!};ı
' ...lAl J)\j
Ziya Paşa, bu beytinde Yusuf suresinin 91. ayetinden (- Allah'a yemin ederiz ki; Allah seni bizden üstün tutmuştur ... ) iktibas yapmıştır . .381) .'82)
Cennet ı (III,2174); Ebu Davud, Sünnet 25 (V,l08-109); Tirmizi. Cennet 21 (IV,693); Nesai, ei-Eyman ve'n-Nuzur 3 (VJ1,3-4); Darimi, Rikak 117 (!,735). Edebiyat Lügatı, s.61. Müı;lim,
120------------------------
BELAGAT TERİMLERİ
Bu kadar cürm ü seyyiatımla Rahmet ümidimin budur sebebi Ki buyurmuş Hüda-yı Azze ve Cell ~~~.)~
Bu kıtanın son mısrasında "Rahmetim gazabımı geçti" mealincieki hadis-i kutsı iktibas edilmiştir . 383 Maliki mezhebine mensup bazı fakihler ayetten iktibası caiz görmemişlerse de ali mlerin ·büyük ekseriyeti bazı hadis ve sahabe kavillerindeki örnekleri delil göstererek bunun caiz olduğunu beyan .etmişlerdir. 384 Genel olarak iktibas üç kısma ayrılmıştır: 385 1. Makbul ve güzel (müstahsen) iktibas: İslam! emir ve adaba uygun olarak hutbe va'z ve Hz. Peygamberimizi (S.A.V) metheden metinlerde kullanılan iktibaslar bu kabildendir. 2. Mübah iktibas: Yine İslami emir ve adaba muhalif olmamak şartıyla gazel ve kıssalarda kullanılan iktibaslar bu gruba girer. 3. Merdud (reddedilen) ve müstehcen iktibas: islamı emir ve adaba muhalif olarak yapılan iktibastır ki bu da iki şekilde yapılır: Kur'an-ı Kerim'de Allah'ın (C .C} kendi Zatına nisbet ettiği hususları , bir kişinin (haşa) kendisine isnat etmesi veyahut da İslam ' a uygun olmayan bir ifade içinde, ayet ya da hadisten iktibasa yer verilmesi. Yapılan iktibasın 383) 384) 385)
kendi
manasında kullanılması
Buhari, Tevhid 22 (VIII.l 76): Müsliın. Tevbe 4 (III,2J08). !ll. 108. ei-Belağatü'I-Arabiyye. s.! 08- 109.
ei-Belağatü' 1-Arabiyye.
veya
_-\NSİKLOPEDİS İ -
başka
- - - --
-
-
-
- --
-
- -- - 121 •
bir manay a nakled ilmesi ciheti nden iktibas iki
kısma ayrılır:
1. Asıl manasından çıkarılmayan iktibas: Yukarıda geçen örnekl erde görüldüğü gibi, iktibas edilen ibare, iktibasın yer aldığı metind e de aynı manasını korumaktadır . 38 6 Şu örnekt e de aynı durum söz konusu dur: c::ı~ y
~ 1~:~ L:> ~ l.:.l.k
tJj ·.?~~.:ıl~ ~f ~'J r-S'li)~
Sizden büyük bir küp istedik , bu husus ta red cevabı uerdiniz. Sizi mazur görüy oruz, çünkü ekinsi z bir vadide bulunu yorsun uz. Son mısra ) İbrahim suresin in 37 . ayetin den iktibastır . Ayet-i kerime de ekinsiz vadide n maksa t "Mekke vadisidir" ki bu mısrada da aynı mana muhaf aza edilmiştir. 2 . Asıl manasından başka bir manay a nakled ilen iktibas: İktibas edilen ibare, aşağıdaki örnek te olduğu gibi , bazen kendi asıl manasının dışında başka bir manay a hamledilir: 387 ~
J 4;..ıt,b..l Lo ~~ ı.!.1>- .M J ü
tJj l? ~ _r.?
tk;.. ı Lfl
.:>\~ ~:~ ı.j~G- ı.::.J;ı
..w
Ben seni öume husus unda hata ederse m, beni menet mekte sen hata etrrı ezsin. Gerçe kten ben ihtiyaçlarımı ekinsi z (çorak) bir vadiye indird im. (Kend isinde hayır ve fayda olmay an bir k imseye arz ettim. ) Şair, son mısracla İbrahim suresi nin 3 7. ayetin den 386) 387)
el-Belağatü ' 1-Arab iyye,
e l-İ zah, 11,578-579 .
lll. i 1O.
~
122---------------------------- BELAGAT TERİMLERİ yaptığı
hayır
ikti basta "ekinsiz vadi" ifadesini, "kendisinde ve fayda olmayan kişi" manasına çevirmiştir.
Ebu Temmam'ın (ö.231/846) oğlu iç:n yazdığı mersiyesinde geçen şu beyitte olduğu gibi, iktibas yapılan ibarede küçük değişikler yapılmasına cevaz verilmiştir. 0 ~\.J
.Jıı Jl \j\ ~~ \j.r~
01 Gb- L. C:IS ..ü
Olmasından korktuğum şey
vaki oldu. Biz Allah'a
dönen kimseleriz. İkinci mısrada yer alan iktibas, Bak2xa suresinin 156. ayetinden alınmıştır. Ayet-i kerime'nin metni şöyledir: 0~\J ~~ \j1__, .ılı \j\ Biz Allah 'ın kullarıyız ve Ona döneceğiz.
Ömer el-Hayyam'a (ö.517-526 1 1123-1136) ait aşağıdaki beyitlerin sonunda Tevbe suresinin 32. ayetinde (...... D.)~~ 0\ 'J'\ JJ\ ~4)) küçük bir değişiklikle (~ 01 ';1\ .1ı ~4J) şu iktibas yapılmıştır: ~ ~J ;.r(; ~~ ~:~ ~W\ Jl 0).~1 ~ 4.
~.M 4.l)l.a.U J l) >:~ ~
..
J l> ~~ J_r-:ı ~~ L.'1J
&
~ 01 ~\ 4\1\ ~~)~fo~ 0ylı'_)..\ ~f..
İsabetli görüşüm ve üstün gayretim sayesinde herkesi
geçip yüce mertebelere eriştim. Hikrnetim vasıtasıyla hidayet n uru dalaletin koyu karanlık gecelerinde parladı. Cahiller onu söndürmek istiyorlar. Fakat Allah onu mutlaka tamamlayacaktır. İKTİDAB yL..:z:i"-11
Bed1 tabirlerinden olan iktidab, "sözün başladığı husustan münasebet kurulmadan maksada geçilmesidir".
ANSİKLOPEDİSİ - - - - - - - - - --
Ebu Temmam'ın (ö.231/846) güzel örneklerdendir: 388 ~...ili-\
J )_r.'l'\ ,,;.))~
~_j- ~ ~\rf lA.~
şu
- -- -·-
123
beyitleri bu konudaki en
Ip>- ~\
J 01 ~ll>.I.J } ~
ı)l.).ll J )~ r..?--4i i y..
j)
Allah Teala ihtiyarlıkta hayır görseydi, iyi insaniar cennette yaşlı ha lleriyle ihtiyarlıkla beraber otururlardz. Gece/erin hadiseleri, her gün Ebu Said'in garip huylarını ortaya çıkarır. Şayet
Ebu Temmam, (ö .231/846) şiirine ihtiyarlığı kötülemekle başlamış, ikinci beytinde hiç münasebet kurmadan asıl maksad ı olan başka bir konuya geçmiştir . . Bu sanat cahiliye şairlerine mahsus bir hüner olmayıp, hem cahiliye hem de asr-ı saadeti görmüş Muhadremun denilen Hassan b. Sabit, Lebid gibi şairlerin de adetiydi. İKTİDAR Jl..l::.i'Jl
Sözü söyleyen zatın belağata derin vukufundan dolayı, tek bir manayı değişik şekil ve kalıplar içerisinde ifade etme gücüne sahip oln1asıdır. Kur'an-ı Kerim'deki mevcut bütün kıssalar, bu konudaki en güzel örneklerdir. · Zira, zahiren tekrar gibi görünen bu kıssalar, değişik makamlayda, farklı maksatlar için, başka lafız ve üsluplarla ifade edilmişlerdir. 389
.
•.
,....
IKTIFA
~IA:S''il
Bed! tabirlerinden olan iktifa bir nükteden dolayı aralannda irtibat bulunan iki şeyden birini zikretmekle yetin388) 389)
el-lzah. IJ,597; el-Mutavvel, s.439 .. el-1tkan,II,IJ2.
124----------------~----------- BELACAT TERİMLERİ
mektir. Örnekler: 390 . . .. .. _rll \"-'~ ~l.r- r-.-)1 ~ı.....ı
Ümit ifade eden fiiller, JJ~I-l>~- ~ olmak üzere üç :3.nedir. ~4 ~~ 0\ .JJı ~ Allah 'ın fetih ih san etmesi um u lur. yp. 01 ~.lll t?? Belki de günahkar tevbe eder. ~ 01 ~~ ~lj_,.l>-1 Çalışkan öğrencinin başarılı '11ası
öl-
umulur.
fiile benzeyen harflerde n olan ~ harfi de reca ::ıanasını ifade etmektedi r. (Reca veya teracci, vukuu bek~ enilen bir şeyin beyan edilmesid ir ki Türkçe mizde ·· umarım ki, umulur ki, ola ki, belki, ihtimal ki, inşaallah" · ~ibi kelimeleri e ifade edilir.) Ayrıca,
134----------- --------------- ---
. Şu beyitte geçen jJ harfi teracci
BELAGAT TERİMLER
manasındadır:
J.~l ~ ~ 01 ~)1 i f ~~ 4.>-1_, ~ ~..uı _,1~1
jJ
Umarım
ki gözyaşlarının dökülmesi, hemen ardındar: şiddetli muhabbetten doğan (srkzntıyz gideren) bir rahatlık bırakır. Veyahut da kalbi kederler/e dolu mahzurkişiye şifa verir . . · · Bir çok Belagat alimi,
inşa-yı
gayr-i taleb! denilen ve yukarıda açıklanan üslüpları haberin kısımları arasında saymışlardır. Ayrıca bu konuların, Belağat ilminden ziyade Nahiv ilmini ilgilendirdiğini beyan ederek onları , Meant ilminin bahisleri arasında zikretn1eğe bile lüzCım görmemişlerdir. 422
2. İnşa-yı Talebi ~~~~'lı Söylendiği
esnada kendisiyle bir talepte bulunula~ sözdür. Sözü söyleyen kişi, o anda talebinin mevcut olmadığı inancındadır . Ancak sözün söylenmesinden sonra, o kişinin talebi gerçekleşir. 423 İnşa-yı talebi beş çeşittir:
a . Temenni
~~
Gerçekleşmesi beklenınediği ıçın
vukuu ümit edilmeyen güzel bir şeyi arzu etmektir. Arzu edilen şey ya imkansızdır ya da imkan dairesinde olduğu halde gerçekleş mesi çok uzak bir ihtimal dahilindedir. Aşağıdaki beyit. gerçe~leşmesi mümkün olmayan bir terneoniye örnektir: 424 422) 423) 424)
Cevahiru'I-Belağa, s.76: ei-Belağatü'l-Arabiyye. 1.80-81. el-lzah. 1.227; Cevahiru ' I-Belağa. s.76-77. ei- Mutavvel, s.205; Cevahiru'I-Belağa. s. 103.
~-'<SİKLOPEDİSİ ---- ·------------~
135
~\ JJ ~ c_.r.>-ti *- 1..y. :.~ y~l ~· \li Keşke
gençlik dönse de bir gün bana İhtiyarlığın neler yaptığını bir bir anlatsam ona
Mümkün olduğu halde gerçekleşmesi çok uzak ihtima} ..::;hilinde olan temenniye, Hz. Musa 'nın (A.S) kavminden :.-~3.run'un zenginliğine j.mrenenlerin Kur'an-ı Kerim'de hi_:•3ye edilen şu sözleri örnek gösterilebilir: 0..uü l}Jı L.. ~ L:J
..:...:J 4 ... Keşke Karun 'a verilen mal gibi
::Zim de olsa! 425
Temenni için kullanılan asıl edat "~, harfidir. Bu har:~~i asıl manası temenni olduğu halde, bazen bazı belağat :-:'ıktelerini ifade etmesi için teracci (gerçekleşmesi umulan ;Jzel bir şeyi isten:ıek) ınanasında kullanılmaktadır: 426 · ~L..all ~J ~ \,. ~1 ,J ~\ ~) ~ı...
..:...:J ~
sevdiklerim/e benim aramda olan uzaklık, be-.:m/e musibetler arasında olan mesafe kadar olsaydz.Keşke
Bu beyitteki nükte, arzu edilen şeyin uzak bir ihtimal :~duğunu beyan etmek için, onu imkansız .göstermek szetiyle mübalağa yapınaktır. Bu harf ( ~) bazen de pişmanlık manasını ifade etmek ~:in kullanılır: 427 ~ J.,....)ı
c: ü~l ı.f;.,) 4 ... Keşke Peygamber/e beraber
: :r yol tutsaydım. 428 ..-.:_: 1
ei-Kasas 28/79 .
.:.:.sı
Cevahiru'l-Belağa,
..::-ı
Cevah iru ' J-Belağa,
..::~ 1
el-Furkan 25/27.
s.l03 (!.Dipnot) . s.103. (2.Dipnot) .
136------------------------- ---
BELAGAT TERİMLE~
Asıl manalarının dışına çıkarak
bazen temenni yerine kullanılan beş edat daha vardır. Bunlar: - _,J - jJ - :ıı - )vı ~ harfleridir: 429 \.:J 1~ ~~if U~ ... Şimdi şefaatçı/ardan
mı
hiçbiri var
ki, bize şefaatta bulunsunlar?430
bizim için geriye bir dönüş olsaydı da mü 'min/erden olsak!431 ~jll .y J.r~ ö_j' L:J 0i _,li Keşke
~__,... Jl Jl c:li'' ~1_,-.-11 y~l ı..~~~\ &.1 JJ
... Belki ben sebeplere (yollara) ulaşırım. Göklerin yollarına ulaşırım da Musa'nın İlô.hını görürüm. 432 Derslerine çalışsana! ~)J~ ~ J!l Misafirine ikramda bulunsanal ~ ~~ :J\ Bu beş harfin asıl manaları şöyledir: j- : İstifham edatıdır.
} : Muzari fiili cezmetmeyen şart edatıdır. JJ : T eracci manasını ifade eder. :Jı - ")l._..t. : Mazi fiilin başına geldiklerinde pişmanlık - __,...4>-l (Ali geldi mi?) sorusu nda "gelm ek" fiilinin, fail olan ~ kelimesine nisbeti sorulmaktadır. Muha tap bu soruya Ali'nin gelip gelmeyişin e göre ~,evet" ya da "hayır " şeklinde cevap verme k durumundadır . Tasaw ur ise müfredi anlam ak için sorula n sualdir. Ancak burada ki müfred nahiv ilmindeki tasniy e ve cemi' nin mukabili olan müfred (tekil isim) değil de belağat ilminde kullanılan mü fred tabirid ir ki bu da cümle nin zıddıdır . Yani isim veya fiil cümlesi olmay an bir kelime müfreddir. Bu ise, müfred (tekil) olabileceği gibi tesniye veya cemi de olabilir: ~~~if (Sen kimsin ?) +34)
Cevahiru ' l-Belağa,
s.85-87.
138 --------~-----------------
BELAGAT TERİMLERİ
~ l...-:.il;. (Siz ikiniz kimsiniz?~~~,
(Halid mi sana yardım etti, Ahmed mi?) harfi ve sonrası hazfedilmektedir.
~l_r.l ~- ~~ I..U ~ ~ıi Bizim İlahlanmzza bunu sen mi yaptın ey İbrahim? (Enbiya , 62) Bu ayette !\~ ,1 (yoksa başkası mı)
ifadesi
hazfeciilmiştir.
Tasawur sorusund a, hakkında bilgi istenen zeden hemen sonra gelir: 435)
el-izah. 1.228: Cevahiru'l-Bela ğa. s.86-88: e l-Be lağatü ' I-Anbiyye. [,88-92.
şey
hem-
ANSİKLOPEDİSİ - --------------~ 139
Y.!l__p..l ri .!3~1 ~.r_.,a.j uli Babana sen m i yardım ettin Ah-
med mi? Bu cümlede
yardım
fiilinin faili (sen
mi?-kardeşin
mi)
sorulmaktadır.
~ ~ ;..3
r' .!l\.:1 ~J-.Q.)\ Babana yardım
Bu cümlede
yardım
ettin mi, etmedin mi?
fiilinin muhataptan
sadır
olup ol-
madığı sorulmaktadır. ~ ~i ri~~ .!lL;(
Babana
mı yardım
ettin, annene mi?
Burada mef'Glden (yardım edilen kişi) sual edilmektedir. ~~_;.lll~ ii A..-.:.~1 iJ'!. ..:.,:S ).ı.ll ~i
yoksa okulda
Cuma günü evde mi idi n,
mı?
Burada mekandan sual edilmektedir.
ri .!lt.:i ~Jj ~~ iY-li Babanı perşembe günü mü ziyaret ettin, curr:a günü mü? Y ~~ iJ·~
Bu cümlede Zô.mandan sual edilmektedir.
ii~~ Jl ~ \$1) Fakülteye bir uasıtaya binerek mi geldin, yoksa yaya olarak mı? Y ~~J
Bu cümlede failin halinden sual edilmektedir. Sözün gelişinde, varlığının anlaşılabileceği bazı durumlarda istifham hemzesi hazfedilmektedir . Mesela, aşağıdaki beytin ikinci mısrasının başından bir istifham hemzesinin hazfedildiği ii harfinin de delaletiyle kolayca anlaşılmaktadır. 436
43"6)
e i-Belağatü ' I -Arabiyyc , 1.93.
140 -----------~-~ BELAGAT TERİMLERİ
Ey sahranzn
ceylan/arı!
Leylam sizlerden mi, yoksa
Allah
aşkzna
beşerden
söyleyin bize: bir Leyla mı?
Azeri lehçesind e de aynı durum söz konusudur. Mesela FuzCıll' nin meşhur su kasidesin de yer alan şu beytinde437 ki "Ab-gCındur" sözü, "Ab-gCın mudur?" takdirind edir: Ab-gundu r günbed-i dewar rengi bilmezem Ya muhit olmuş gözümde n gCınbed-i devvare su Dolanan kubbenin rengi su rengi midir? Bilmem. Yoksa gözümde n akan su {yaş) dolanan kubbeyi mi kaplamıştır?
2) ~
Sadece tasdik sorusu için kullanılır . Mesela ~ ~ ~~ (doktor geldi mi?) sorusund a fiilin faile nisbeti sorulmakta ve cevap olarak, duruma göre "evet" ya da " hayır" denmekte dir. Bu edattan sonra iı kullanılmaz . Şayet kullanılırsa bu, hemzede n sonra gelen muttasıl cinsinden olmayıp ~ gibi idrab (bir kelamdan başka bir kelama geçmek manasını) ifade eden munkatı ' cinsinden dir. 438 İstifham ed atı genellikle fiilin başına gelir. (Görevin i yaptın mı?) örneğinde olduğu ~~~J ~~i j..tı ~
gibi. Bazen de bir isimden önce gelir. Bu takdirde sual o ·i sim üzerinde odaklaşır. ~~ --4j ~ (Zeyd geldi mi?) cümlesin de, özellikle Zeyd'in gelip gelmediği sorulmak tadır. Y--4j ~ ~ cümlesin de ise, önce "gelmek" fiilinin vuku bulup bulmadığı sorulmaktadır. Birinci cümle, ikinci 437) 438)
Edebiyat Lüga ıı , s.64. Cevahiru ' l - B elağa. s.88-89.
ANSİKLOPEDİSİ - -- - - - - --
- -- --
-
-
-
141
cümle den sual yönüy le daha kuwet li ve daha ısrarcıdır. Çünkü bazı nahiv alimlerine göre ~J kelimesi gizli bir fiilin failidir ve cümlen in takdiri ~.rP- ~j .rP-~ (geldi mi Zeyd, geldi mi?) şeklindedir. Ayrıca fiilden isme dönme k, teceddüt ifade eden fiil cümle sini se bat ifade , eden isim cümle sine çevirm ek olduğundan, vuku bulaca k bir işi, vuku bulmuş gibi göster mektir . Bu da o fiili n meyda na gelme sine göster ilen azami itinaya delale t eder. Dolayı sıyla, kullardan şükran eda edilme sini isterne k yönün den ayet-i kerime 'de geçen 0J.}"U ~~ ~ (... artık siz şükreder misiniz? 439 ) ifadesiyle isim cümle sinden yapılan istifham, 0J~ ~ şeklindeki fiil cümle sinden oluşan istifha mdan daha belağatlı ve daha fazla tesirlidir. Mamü lün fiilden önce zikredildiği ( Y ~~~ ~ jA) cümle lerin başına J~ edatının getirilmesi belağat alimlerince hoş karşılanmamıştır. 441 Bu edatın bir özelliği de J _p- U' gibi, müzar i fiili istikbal (gelecek zaman) m anasına · hasretm esidir. Binaen aleyh hal (şimdiki zaman) ifade eden müzari fiilierin başına getirilmez. Mesela ~0~1 ~ ~ (şu anda yaziyo r musun?) cümlesi yanlıştır. Burad a ~ yerine hemze ( 0 }ll ~(ji) kul442 lanılması gerekir.
Basit ve mürek keb olmak üzere iki kısma ayrılır. Basit olana, bir şeyin bizzat kendis inin mevcu t olup olmadığı sorulu r: . Y ö->y.~ ~~~ J- (Anka kuşu uar mıdır?) ~
439) 440) 441) 442)
el-Enbiya 21/80 ei-Belağatü'I-Arabiyye,
s.89. Miftahu'l-Ulum. s.309. Cevahiru'l-Belağa,
1.93-94.
142---------------------------- BELAGAT TERİMLERİ
Mürekkeb ise, bir şeyin başka bir şey iç.erisinde mevcut olup olmadığını sormak için kullanılır. ~ L..Jb w __.J-I·JAı (Hareket devamlı mıdır?) sualinde, devamlılık vasfının hareket içinde bulunup bulunmadığı sorulmaktadır. 443 Hemzenin aksine, ~ istifham edatı, 0ı harfinden, şart edatından ve atıf harfinden önce kullanılrnaz. Dolayısıyla aşağıdaki cümlelerde vl.t. yerine i getirilmelidir: 444 '? ~-4 j-.Jü ~ J'> y ~.r~ ~_)j 1~1 jA ~}~~lı\ 0~ jA 3) L. : Esasen akıllı olmayan cinslerin fertlerini sormak için vaz' edilmiş olan bu edatın kullanıldığı yerler şöyle özetlenebilir: 445 açıklanmasını
a) Bir ismin
~ ~tA:.Jı L. , ~ ~~ L.
istemek:
(Ce.vabznda
~~ .ı.j\ -o altındzr-
den ilir)
b) Müsemmanın (kendisine isim verilen şeyin) mahiyetini öğrenmek istemek: ~~_;llL. (Hareket nedir?) sorusunda hareketin mahiyeti sorulmaktadır. c) Bir
şeyin vasfını öğrenmek
istemek:
~ --4j L.
sorusuna •..k,b t~ (...?' ~ (o cörrıerttir, cesurdur, uzun boyludur) gibi Zeyd'in vasıflarıyla cevap verilir. d) Bir
şeyin
~ .!.L..l:.Y
\....
(hangi cins
cinsini
öğrenmek
istemek:
(yanındaki
şey,
nedir?) sorusu ~i~ ~~~~0"~\ ($1 senin yanında bulunmaktadır?) ına
nasındadır.
4) 443) 444) 445)
,y : Akıllı
(ilim sahibi)
el-Izah, 1.230. Cevahiru'l-Belağa.
el-İzah,
1.230.
s.90.
varlıklar
içerisinden,
hakkında
ANSİKLOPEDİSİ ----~----------- 143
bilgi istenen ferdin
belirlenınesini
isternek için kul-
lanılır: 446 ~ ~.-.k-6
.4.11 ~if
İstanbul'u kim fethetti?
Y .A....>-10Uz.L ~ı.?-~_.
Sultan Ahmed Camiini kim
inşa
etti?
5) ~ : Mazi (geçmiş zaman) veya müstakbe lden 447 (gelecek zaman) sual etmek için kullanılır: Y~ 4,;J\J..\
J_; ı..i-"
üzerine aldı? y r~tA.ll ~I.J..ıJ\ tWI
Hz. Ömer -
J u-) ..UI ~ı..?
(R.A)
ne zaman hi/afeti
Gelecek
öğretim yılında
okullar ne zaman açılacak? 6) 0~ı
sual için tur: 448 Y 4,..~\
: Büyük, ehemmiy etli ve dehşetli meselele rden kullanılır
ry.. 0~1 J~
ve sadece gelecek zamana mahsus"Kıyamet
günü ne zaman olacak m ış?"
diye sorar. 449
7) J-.? : Durum ve vaziyetin tayini için sorulan sorularda kullanılır: Y --4j ~s (Zeyd nasıldır?) dendiği zaman, ~ Jı ~ ,t_.;ü ,J__,...;ı..;,... (meşgul, boş, - sağlıklı veya hasta) gibi ·c evaplar verilir. 450 ..FI : Mekanın
8)
J>- ..F\
Y 446) 447) 448) 449) 450)
451)
tesbiti için kullanılır: 451
(Ali nerede'?) sualine ,_) Jl ~~
Cevahiru'J-Belağa,
s.92. s.65. Mifıahu' I-Uium, s.3 l 3; CevahLu ' I -Belağa. s.92. el-Kıyame 75/6. el-lzah, 1,233. el-fzah, 1,234. Ulumu'I-Belağa,
,_) J__,_JI ı) ,)..ı.ll ~
144-----------------------------
BELAGAT TERİMLERİ
J>dl (evde, çarşıda, mescidde veya müzede) gibi cevaplar
verilir. 9) )1 : Bu istifham edatının manaları şöyle özetlenebilir:452 a) ~ (Nasıl?): y_;_,_.. ~~ı oh~~~ ... Allah burayı
ölümünden sonra acaba nasıl diriltecek? 4 s3 b) 0!1 i f (Nereden?): \h~~~{-/~ Ey l\1eryem! Bu sana nereden geldi? 4 s4 c) ı..?' (Öyle Zaman ki?) ı ~ ~~ ,_j.;j (Dilediğin zaman beni ziyaret et!) Bu manada ı 0) ~
kullanıldığı
zaman istifham
edatı
olmaz.
: Sayının tesbiti için kullanılır: {,ss
(Kaç adam gördün?)~~ r5 ~yu Jü İçlerinden biri: "ne kadar (kaç gün) kaldınız?" dedi. 456 ı ı) ı..? ı : Bir hususta ortak yönleri bulunan iki şeyden ~ ~iJ ~J ~
diğerinden ayırmak lanılır: 457
birisini
... L.\..i.. .r:> ~_;JI l.?ı
için sorulan sorularda kul-
Bu iki gruptan hangisinin
makamı
daha iyidir?. 458 ~f i ~~~~~Hanginiz
o kraliçenin tahtını bana geti-
rebi/i r?. . 459 Bu istifham 452) 453) 454) 455) 456) 457) 458) 459)
edatıyla, muzafı olduğu
Te'vilu Müşkili'I-Kur'an. s.525; el-Bcıkara 2/259. Al-i lmran 3/37. Mifıahu'l-Uium.
el-Kehf ı 8/19. el-lzah. 1.232. Meryem ı 9173. en-Nemi 27/38.
s.312.
Ccvahiru'I-Belağa.
s.92-93.
kelimenin cinsine
ANSİKLOPEDİSİ - - - - -- -- - -- - -- -- - --
145
göre, akıllı varlıklardan , zamandan, mekandan , halden ve sayıdan sual sorulabilir. Başka bir ifadeyle, " ($1 '.' edatı ma:-ıasını, muzafı olduğu kelimeden (muzafun ileyhden) alır. İstifhamın Manaları
~~ ~~ ıj~
"bilinmeye n bir şey hakkında bilgi istemek" maksadının dışında pek çok farklı manalar için de kullanılmaktadır. Bunların en mühim olanİstifham, esas manası olan
ları şunlardır: 460
1 - Emir
(.r'~~)
0_,-L-.. ~i jt3
... 1~rtık müslümansınız, değil mi:?161
Buradaki istifha m, emir (müslüman olunuz!) ına nasındadır.
2- Nehiy
(~1)
~~ 01 ~~ Jıı..; ~j~\ Onlardan korkar mısınız ? Halbuki asıl korkmanız gereken Allah 'tır. 462
Buradaki istifham, nehiy (onlardan
korkmayın!) ına
nasındadır.
3 - Eşitlik
(~_,_:JI)
0py..~ ~J i;j r-l ~i ~J.liii ~ ıd.T"' \)fi ~..U\ 01
yok ki, inkar edenleri uyarsan da uyarmasan da birdir. Onlar iman e tmezler. 463 Şüphe
Buradaki istifhan1, eşitlik (uyarma ve uyarınamanın onlar için farksız ve eşit şey olduğu) manasındadır. 460) 46 1) 462) 463)
e l-Izah, 1,234-241; ei -M ~ıtavve l , s.21 2-21 6: Mu' teraku'l-Akran. 1,432-439; Cevahiru' lBelağa. s.93-96; el-Belağatü ' l -Arabi yye, 1,94- 1O1: el-Cami, s.60-64. Hud ı 1114. et-Tevbe 9/13. e l-Bakara 2/6.
146-----------------------------
BELAt~AT TERİMLERİ
4 - Olumsuzluk c~~) 0l.........:>. ~~
'il 0L->-'i ı ~1_:,.>.- ~ İyiliğin karşılığı, sadece iyi/ ik değil midir?464 Buradaki istifham olumsuzluk manası ifade etmektedir. Yani ayetin meali " ihsanın karşılığı ihsandan başka bir
c0L>-'il 'il 0L>-'11 ç.l_.r.- u-)) .
şey değildir."
5 -
Teşvik
cJ:y:..::JI )
~~yi~ ı:/ r-'~ ô}~ ~~~\~Ipi Lr-..iJ\ l~lt;
Ey iman edenler! Sizi can yakıcı bir azaptan kurtaracak, kazançlı bir yolu size göstereyim mi? 465 6 - İnkar cJL(j'Jı) İnkar manasında kullanılan istifham edatı, olumlu
cümlenin
başına
gelirse ona olumsuzluk
manası
ka-
zandırır: \j\.j\
L<J')'J. 1ı:/ ~\) ~~ ~.- 'iJ ~~ ~~ YJ.AI 'i~~ Jjl;....U L.. Halkı, benim ~alkım; komşuları, benim komşum olmak tan çıkmış evleri ben ne yapayım? İstifhamın manalarını bunlar la sınırlamak veya bir istifhamı bu manal ardan sadece birine hasret mek doğru değildir. Bu husust aki temel kaide, kelamın siyakına, sözü söyley en ya da dinieyenin ruh haline ve mukteza-yı hale tabidir. Ayrıca bu manaları kelam dan çıkarmak ve id rak etmek , kişinin edebi bilgi ve zevkine bağlıdır. i}l~
c. Emir
f'll
Emir, makam yönüyle muhatabından üstün olan birisinin, ondan bir işin yapılmasını istemesidir. Arapçacia emir manasını ifade eden siga (kip) dört tanedir: 486
*1
(çalış), Fiil o (Emr-i Hazır Sigası): ~~~ {git), 1- Emir . -;ı (ikram et), ~IJ .-. .b if öJ.>-! I_;L; li.y. ,)s- W) lt ~J ,j ~ ~IJ
:le gündüzü
ayı ran
0:i.,L,.:,
rs ~~ .Jıı ~J., if '
ku/Omuza indirdiğimiz Kur'an 'dan şüphede iseniz, haydi siz d e onun benzerinden bir sure getirin ve eğe·r sözünüzde sadık kimse ler iseniz, Allah 'tan başka şahit/erinizi de yardıma çağırın/ 49 1 Şayet
8 - Tehdit ( .-4-lpl ): ~~~Lı:: .wl ,~ L. ı_,.w.ı
...
Artık dilediğinizi yapın.
O
bütün yaptzkları n ızı görendir. 492
J4UI wu ~ ~ \)1 Gece/e rin akıbetierinden korkmazsan ve utanmazsan dilediğini yap! 9 - Küçümseme (~1- ~~'YI ) : r-Pı y.;.JI ~~ ~~ J) Tad (azabı) bakalım. Çünkü sen çok şerefli ve çok iyi bir kimse id in. 493 ~L.:..; L. ~u~.::.,>- • .. ; ~J
490) .ıg ı
el-Bakara 2/ 187 .
) e1- Bakara 2/23.
492) · Fussilet 4 1140. -+93) ed-Duhan 44/49.
*
152---------------------------1 O - Zillete
BELAGAT TERiMLERI
Düşürmek (~1) :
~t>. ö~~ ı~..,s~ llA.9 .... Onlara
"zeli/ ve hakir maymun-
lardan olun" dedik. 494 1 1 - İki Fiilin Neticesinin de Eşit -.)\
Selametie, emin olarak o (cennete) gi-
rin!496
13 -Nimeti Hatırlatmak c0b'j\)
:
' .&1 r-.- ı:..r' i;;.._:il j .. .,a....,; ~:~ ~) ~rU ly~':J Geuezele re ve onların cehaletin e k:ulak vermeyin ! İslam 'ın belası cahillerin den gelmekte dir.
4- Temenni
(~1):
~V~~~ * Jjij~Jk~; ~
Ey gece, uzun ol! Ey uyku, kaybol! Ey sabah, dur, doğma!
5 - Tehdit ( --4~1): Bir babanın oğluna, ı~JJ~ ı.f'J..G 'J (derslerine çalışma! Yani sonunda ne olacağını görürsen sen!) demesi, nehyin tehdit manasında kullanılmasıdır. 6- Küçümseme
(~1):
.. ·r-P l>.-IJjl ~ ~..:...:.. t.. Jl ~ 0JJ :1 Sakın o kofirierd en bir kısmına verip de onları faydalandırdığımız şeye gözlerini dikme .. .-505
7- Ümitsizliğe Düşürmek (~1): .. ·i..JI ıJ..)~'lf IJ.ri5' 0-:!lll ~~ ~
Ey kafirlet! Bugün özür di-
lemeyin. 506
8 - Çirkin Görmek ( ~ı.fJı) : 504)
el-Ma ide 5/ 1OI.
505) 506)
ei-Hicr 15/88. et-Tahrim 66/7.
ANSİKLOPEDİSİ - - - - - - - - - - - - - - - - -
155
~
... ~f
~)':lı ı.} J-l':l)
Yeryüzünde kibir ve azametle yürüme ... 507
9 - Kınama ( &._,;JI): ~ ~..; 1~ 1~ J ~ ~~ .ıl:..
,_;/.-1J J1>- c:_r 4,;:N
Benzerini yaptığ1n halde kötü bir huyu (başkasına) yasak/ama! Böyle yaparsan, bu sana büyük bir ayıptır. ıO-
Devam ( ) 1...::.... 'il ) : ~
\
.. . ~>)u:J\ ~ ~ )\;~~\~':i)
Zalim /erin yaptık/arzndan Allah 'ı asla gafi 1san ma .. 508
1ı
- Akıbeti Bildirmek (~w ı 0~): 0~ jfi. ~J ~ ~~>-1 J. Lilyl ~\ ~ ıj Ip ı.J.!.U\ er:-ı '1J \
Allah yolunda öldürülen/eri, sakın ölüler sanmal Doğrusu onlar, Rab 'leri katında diridir/er, (cennet meyvelerinden) rızıklanırlar. 509 e. Nida
~I..Löll
Nida, sözü söyleyen kişinin, yönelmesini istemesidir. 510
muhatabından
kendine
Arapçacia nida harfleri sekiz tanedir : Hemze
(i)
~~ ~~ * ~ ~:~ T* ~~ ~~ 4i ~:~ ~ ~~ 1~
Bu harflerden ilk ikisi (hemze ve ':?ı) yakında olanları, diğerleri ise uzakta olanları çağırmak için kullanılır. Ancak bu iki grup harfler bazen birbirlerinin yerine kullanıl maktadır. 507) 508) 509) 510)
el-lsra 17/37. İbrahim 14/42. Al-i lmran 3/169. Cevahiru 'I-Belağa,
s.I05.
156- - -- - -- - - - - -- - -
BELAGAT TERİMLERİ
ifade eden nida edatlarının yakınlık için kullanılması: Uzakta bulunup çağrılması istenen kişinin, çağıranın zihninde hazır olduğunu ve bu sebeple sanki yakında imiş gibi hissedildiğini ifade etmek için bu yola başvuru! ur. 5 1 1 1)
Uzaklık
Ornek: .:>LS':- ~ (:::!J J r-(j~ ~:~ \~ ~\))/\ ı)l....._j .:>.s::-1
Ey Na'manü 'l-Erak (Taif yolunda bir belde) sakinleri! Şunu kesin olarak bilin ki, siz benim kalbirnin evinde oturan kimselersiniz.
ifade eden nida edatlarının 512 kullanılması: Bunun da üç sebebi vardır: 2)
Yakınlık
uzaklık
için
a) Çağrılan kişiyi yüceltmek: İnsana şah damarından daha yakın olan Allah'a münacatta " ~" nida edatının kullanıldığı şu beyit bu hususa güzel bir örnektir: tjiiJ ~1 .ı.:JI if~ ~f ~ ~l..w.JJ ı.s.-J.. 2~ ~
Ey, bütün musibetlerde kendisine ümit bağlanan Zat! Ey, tek ş ikayet mercii olan ve korku anında sadece kendisine sığınılan Zat! Çağrılan kişiyi
küçümsemek: Muhatap , hitap edenin yakınında bir mekanda bulunsa dahi, onun alçak ve seviyesiz bir kimse olduğunu vurgulamak için, nidada uzaklık manasını ifade eden edatlar kullanılır. Örnekler: b)
Jl:.:-)1 ':ll ~~ ~J * JWI ~ ~l l..i.A 41
Behey adam! Yücelere 51 l) 512)
Cevahinı'I - Belağa. Cevah i ru ' l - Belağa.
s.l 05. s.J 05- l06:
çıkmayı mı
Ulumu'l- Be l ağa,
s.76;
arz u ediyorsun?
el-Belağatü ' l-t\rabiyye,
I, ! 11-11 2.
ANSİKLOPEDİSİ
-------------- --------------- 157
Oralara sadece adam olanlar adım atar. JüJ j:i J __.-jl ~IJ * ~_,1 y..DI ~ J-~ ıJ ~1 J')\>)ır~ ı:r ~) * ~ L.J ~ ~~) jiJ)J ..!JJ.) ~ ~~
* Ip .!411 )\Z ~..UI ~
Behey dünyada uzun yaşayıp ömrü boş sözler içinde tüketen, nefsini fani olacak şeyler uğrunda yoran, haram ya da he/al (demeden çokça mal) toplayan kişi! Dünyayı bağışla, senin affı na bedel olur. Bunun sonu yokluk değil midir?
c) Çağrılan kişinin gafletine işaret etmek: Derste uyuyan bir öğrenciye hocasının ı ~ı ı..!')..uı rj r\.j ıf ~~ (Ey derste uyuyan kişi, uyan!) demesi bu çeşit nidaya örnektir. Şu beyitte de böyle bir nida mevcuttur: t.~ rll'JLı ~tj ~
* ~ r:.r J))ı ))uı ~ı~
Ey, kibirden dolayı yan çizip aldırmadan çekip giden kişi! Yavaş ol! Sen (geçen) günler/e aldanan bir insansın.
asli manasının dışında birçok manası vardır. Bunlardan en önemli olanları şöyle özetlenebilir: 513 Nidanın
1 - Yardım İstemek
c.ı.jlA:....,'J\ ):
~J--U Jıı ~ Ey Allah, Seni mü'minlerin yardımına çağırıyorum.
ve Tahrik Etmek c~l)-'11): Zulme uğradığından şikayet eden birisine \~ ~ (Ey zulme uğramış kişi!) denmesi bu manaya ·gelen bir nidadır. Bu nida ile, çağrılan kişinin zulme uğradığı vurgulanmakta ve 2
513)
-
Teşvik
ei-İzah, 1,245; Cevahiru'l-Belağa, s. l 06- 107; Ulumu'l-Belağa, s.76-77; el-Belağatü'I
Arabiyye. 1,115-l 16; el-Cami, s.68-69.
158----------------------------zulCımden kurtulması
BEL AGAT TERİMLERİ
için gayret göstermesi
teşvik
edil-
m·ektedir. 3 - Ağıt Yakmak c~..L:Jı): Emevi halifeler:i.nden Ömer b. Abdülaziz (R.A} için yazılan bir mersiyenin şu beytinde, bu manada kullanılan bir nida ( 1~4) görülmektedir: ~~
' 4 .liıl _,.4 ~ ~J
~:f J ~~li ~ 1_,.1 ~
Büyük bir işi yükfendin ve ona sabrettin. O işte, Allah 'ın emri ni tam olarak yerine getirdin, va h Ömer!
4- Taaccüb
(~1):
... ~~ı~ i_r-> t: Yazıklar olsun o kul/ara ki .. 514
5 - Hayıflanmak
(~1):
41; ~ ~ 4 ;ıs::.ıı J~J ... Ve kô.fir şöyle diyecektir: "Ah ne olurdu, keşke ben toprak o/saydzm/" 515
6 - Hatırlama (_}'..w ı): e-IJ.; ~ l}JUI i f j'l\ ~
* ~ .t...')l... ~ )r 41
Ey Se/ma 'n zn iki evi, size selam olsun! (]eçen zamanlar döner mi acaba?
7 -Can
Sıkıntısı (~1):
.!l~ ~~ \lı~~ if
Ey dolayı
* ,!jW.... cJ.l\ ~ J)~ ~\
Selma'nın
evleri! Senin Selma'n netede? Bundan ona ağladık, sana ağladık.
8 - Ihtisas (~~'ll): Zamirden sonra, onu için zahir (açık) bir isim getirmektir. 5 L4) 51 5)
Yasin 36/30. en-Nebe 78/40.
açıklamak
ANSİKLOPEDİSİ
-----------------------------159
41 ~~ ~ ~LS".r.J liıı 4...>-J
... . Ehl-i
beyt, Allah'ın rahmeti
ve bereketleri üzerinize olsun. 516
.
Inşa
Makanunda Haber Kullanılması ~\.J;J'Jl
r!~ ~\ t_}J
Bazı dururrılarda,
istenilen şeyin gerçekleşmesine olan arzuyu ifade etmek, emir lafzı kullanarak üstünlük taslamamak gibi maksatlardan dolayı haber cümlesi, inşa mevkiinde kullanılmaktadır. 517 Mesela, bir öğrencinin hocasına Jl _)2.il (bana bak!) demesi yerine u,L..., J l t~L-:....... 1 A (Hocamız bir dakika bana bakar, bakar mı? bakszn!) şeklinde talebini haber cümlesiyle ifade etmesi, buna bir örnektir. Doğruluğu takdir edilmediği için suça meyleden birine~ aşağıdaki beytin okunması~ ona "doğruluk mesleğinde devam et!" tavsiyesinin nazikane ifade edilmesinden ibarettir: 518 İnsana sadakat yaraşır görse de ikrah Yardımcısıdır doğruların
Şu
Hazret-i Allah
ayet-i kerimelerde de
inşa makamında
haber kul-
lanılmıştır: . .. ~lS'~y
Anne/er, ler!).. 519
516) 5 ı7)
518) 5 ı 9)
çocuklarını
c:T':J'1J\ ~;. ..:.ı\..ıJI}IJ
iki
Hfıd ı 1173. el-Izah, 1.245; Cevahiru'I-Belağa. s.108- 109. Edebiyat Lugatı, s.66. el-Bakara 2/233.
yıl
emzirirler, (emzirsin-
160------- ------------------ ---
BELAGAT TERİMLERİ
Boşanmış kadınlar ,
kendi kendilerine üç adet müdcleti beklerler,- beklesinler!- ... 520
O Kur'an 'a temiz olanlardan sürmez -el sürmesin!. 521 0J_,+bil ~~ ~-~
başkası
el
İNTİHAL J~~~ Bkz. AHZ VE SERİKA İRAD..;I MESEL ~\ ~1.):!1
Bedi tabirlerinden olan bu edebi sanata irsal-i mesel ( J!ll JL..J l) de denmektedi r. Bir fikri is bat için misal getirmektir. Bu misal atasözü veya hikmetli bir söz olabilir. Bu misallerin sayısı bir beyitte ikiye çıkarsa , bu sanata irsal-i meseleyn ( ~~ JLJl) adı verilir. 522 Örnekler: 523 .#1 ~ ~ ~L:.......:J,..ı l:ması
5~4) . el-lzah, II,408; Muhtasaru 'I-Mean i, s.324; Ke~şafu Istılahati'I-Funun, II,964; Ulu ınu ' l Bel ağa,
s.239;
ei-Belağatü' I-Anıbiyye.
5~5)
el-İzah, II,414; Ulumu'J-Belağa, s.242.
5.:-6)
Esraru ' l-Belağa,
11.11 2.
II,283; Nihayetü'l-lcaz, s.l 26.
164 ---------------------------- -
BELAGAT TERİMLERİ
ifadesi kalır ki işte bu teşbih-i beliğdir. Şimdi bu ifadeden de Ali (müşebb:2h) kelimesini atarak ...L.,.,\ (aslan) kelimesini gerçek manasını anlaşılınasına mani bir karine ile beraber "Ali" için kullandığımız zaman istiare meydana gelir: ~~ J I..L__..,i ~~J (Sınıfta bir aslan gördüm.) Bu cümledeki ..L..i kelimesi gerçek manasından alınarak sınıftaki cesur bir öğrenciye (Ali) bir elbise gibi geçici olarak giydirilmiştir. Şayet ~~ J (sınıfta) ibaresi olmasaydı, kelimenin gerçek manası kastedilmiş olabilirdi. Dolayısıyla J...aJI J ibaresi karine-i maniadır . (Hakiki ına nanın anlaşılınasına engel olan karinedir.) Çünkü aslan sınıfta bulunmaz. 537 (Ali
aslandır)
İstiare, teşbihten daha üstün, daha tesirli ve daha
kuvvetlidir. Çünkü bir insana "sen aslan gibisin" yerine~ " aslanım!" diye hitap edilmesi, "benzemek şöyle dursun, sen aslanın ta kendisisin! " demektir. 538 İstiare Örnekleri: 539 ,uy-S ~J~IJ J-lıJ Ls:. ?:~ ~J.f ,ji)JIJ JG ~
O parlayan bir güneştir. Bizden ayrı lması onun batışıdzr. O ay'dzr. (Bizden) yüz çevirmesi (o ayın) tutulmaszdır. Güneş
ve ay, yüksek makam sahibi. güzel insandan istiare yapılmıştır. ~.r-J~\
Jl ri~~~ Jl
Bir sergi üzerinde 537) 538) 539)
e i-Belağatü'l-Arabiyye.
şerefli,
parlak ve
~:~ !..S.;~ W .1L~I ıj ~ J..iiJ
yürümeğe başladı.
Denize mi
11, 1 J 3. Delailu'J-l'caz. s.I09-ll0; el-Be lağaıü' l-Arab iyye. II, 114-116; Edebiyat Lügatı. s.7 1. el-izah. !1.408-411 ; ei-Belağatü'l-Vfızıha. s.77; Edebiyat Bilgi ve Teorileri. s.l56-157.
_.:._"\JSİKLOPEDİSİ ~oşuyor?
-
- ---
Yoksa aya
Deniz cömer t
mı
-
-
- --
-
-
-
---
165
yükseliyor? (Bir türlü) anlamadı.
kişiden,
ay
şerefli
insand an istifue
~.-apılmıştır. ~~~~., ~..r.
* \.j)..AP ~\~~~ı tS)
esnada, boz (dişi katırı) iki ayağıyla Jrka ayaklarıyla) hamur yoğuruyor, iki eliyle de (ön ayak_· a.rıyla) ekmek yapma k için hamur a kuvvet iice vuruyo r JÖrürüm. Şair, katırının yürüyüşü esnası nda ayaklarının hare~etlerini tasvir ederken ~ arka ayakb.rının , hamur yağuran ~işinin ellerin in hamur da kayması gibi sabit durmayıp ~ydığını; ön ayaklarının ise, ekmek yapan kişinin hamur u :ıçmak için kuwet lice vurması gibi toprağa sert bastığını :stiare yoluyla (hamu r yağuruyor-ekmek yapıyor) güzel bir şekilde ifade etmek tedir. Türkçe mizde günlük konuşmalarda kullandığımız pek çok istiare vardır. Aslan (cesur) , kaz (sersem ) , tilki kurnaz), çakal (dalavereci) , ateşle oynam ak (tehlikeli bir iş ~·apmak), dizlerinin bağı çözülm ek (çok korkmak), her şeye burnun u sokma k (her işe karışmak), içine kurt düşmek .bir şey hakkında şüphe ve endişeye düşmek) , karnı zil çalmak (çok acıkmak), ö mür törpüs ü (çok eziyet ve sıkıntı verere k insanı ihtiyar latan şey) gibi tabirle r bunlar dan Yürüdüğümüz
bazılarıdır.
İstiarenin Rükünleri öJ~'JI ~lS') 540 İstiarenin rükünleri {öğeleri) üçtür: S-to)
s. l 20 ; el-Burhan , III ,435-436; Cevahi ru '1 - B el ağa, s.304; Arabiyye, II,l 18-11 9.
Sırru ' 1-Fesaha,
ei -B ehığatü ' 1-
166----------------------------
1. Müstear nakledilen lafız
BELAGAT TERİMLER.:
(Jk-1.1): Müşebbehün-bihten müşebbehe ......
2. Müstear-ı Minh ( ~
J~ı ): Müşebbehün
3. Müstear-ı Leh ( .J JL-.::....Jı): -IJ
.~anadını
Onlara (ebeveyn ine) tevazu
ger/ 544
Ayet-i kerime de "insan" , "kanatlı kuşa'·' benzeti lmiştir. Müşebbehün bih olan "kuş" ;l.Wı kelimesi hazfeciilmiş ve onun yerine onun levazımından olan "kanat" c_l:.:ı: ;.çelimesi getirilmiştir. Böylece meknt istiare meydan a gelmiştir. ~
~
~ Y.J
AJv.)
ı$~ ,_,.,;,J)I ,y ~~ ~ ~~0~ ~ j ~J
Gülerken gözyaşını döken bahçeden daha güzel manzaraya sahip hiçbir şey görmedik. Şair, 543) 544)
bahçeyi
Cevahiru ' l-Belağa,
el-lsra 17/24.
ağlayan
ve gülen bir insana
s.305-306; el-Cami, s .l41 - l42; Edebiyat
Lügatı,
s.73.
benzetm~ş,
1 6 8 - - - - -- -- - -- - -
BELAGAT TERİMLEK
··--
bihi (insan) kaldırıp onun yerine, iki olan gülme ve ağlamayı ( ~ - .vv~ ) zikretmiştir.
müşebbehün
~'1
w J5' ~\
lazırc:
~).illi ~1 ~\\~\)
Ölüm pençelerini sapladığı zaman hiçbir muskanır: fayda vermediğini görürsün
Beyitte ölüm, kat onun kendisi
yırtıcı değil
bir hayvana cc-JI) benzetilmiş, fade levazımından olan "pençeler-
( .JW;i) zikredilmiştir.
Şu karşımızdaki mahşer
kudursa,
Denizler ordu, bulutlar donanma Değil
mi ortada bir sine
çıldırsa yağdırsa
çarpıyor: yılmaz
Cihan ·yık ı/sa emin ol, bu cephe
sarsılmaz
İstiklal şairimiz Mehmet Akif, bu şiirinde düşman kalabalığını mahşere benzeterek, önce ınusarrah (açık) bi: istiare yapmıştır. Daha sonra bu mahşeri, köpeğe benzeten A.kif, müşebbehün bihi (köpek) Zikretmeyip onun levazımından olan "kudursa" kelimesini getirmek suretiylE
meknt
(kapalı)
bir istiare
yapmıştır.
c. İstiare-i Tahyiliyye ~~o).~ 'lı Mekni istiarede hayal unusuru mevcut ise bu aynı zamanda istiare-i tahyiliyyedir ki bu istiarenin manası akıl ve hisle idrak edilemez·. Yukarıdaki üçüncü örnekte, ölürr. yırtıcı hayvana benzetilmiştir. Bu benzetmeye "tırnaklar kelimesiyle işaret edilmiştir. Ölümün yırtıcı hayvana benzetilmesi istiare-i mekniyyedi r. Ölüme tırnak isnadı ise gerçek bir şey olmayıp hayalı bir tasavvurudur. Dolayısıyle
_-\NSİKLOPEDİSİ -
bu da (ölüm e dir. 545
-
- - - - - - - - - - - - --
tırnak
169
isnat edilmesi) istiar e-i tahyiliyye-
bir örnek : 546
Diğer
J.b->1 ~~lı
JL- 0L..t ~:~ ~ .!Jf.~ ~ ~J
Her ne kada r iyiliğinin şükrünü açıkça (iyilik/erine karşzlık minn et ve şukran duygularımı) ifade etsem de," halimin lisanı (yaptığın pek çok kötü lükte n dolayı senden) şikayeti daha fazla dile getirmektedir. bu beyit ten maksadı, övdüğü kişinin devamlı kendisine kötülük ya p masına rağmen nadi ren iyilikte buie , lunduğunu ifade etme ktir. Bunu n için şart cümlesinc teced düt ve hudu sa delal et eden fiil cüml esini ; ceva p cüml esind e ise sübu t ve deva ma delal et eden isim cümlesini kullanmıştır . Şair, halini konuşan insan a benz etmiştir. Bu istiare-i mekn iyyed ir. Halin e "lisan isnat etme si" ise, akıl ve his ile idrak edile meye n bir husu s olduğu için bu istiare aynı zama nda bir istiare-i tahyiliyyedir. Şairin
d. İstiare-i Tahkikiyye ~)_ii~\ ö}~ ~ı hisse n veya akl en tahak~uk eden istiaredir. Daha başka bir ifadeyle, hisle idrak edile n veya aklın kabul edebileceği bir man aya sahip olan istiar e, tahkik1 istifuedir. 547 Cöm ert bir insan için "o ikram eden bJr ummandır" ( r~ r--ı~) dendiği zama n, bura da umm an kelimesi nin (/'"-!) nakledildiği man a olan "cöm ertlik " hislerden herh angi birisiyle idrak edilip bilinebilec ek bir mefManası
545) 546) 547)
Cevahiru '1 -Belağa, s.307 _ Cevahiru ' l-Belağa, s.315. Mu' teraku'I-Akran, 1,281; Llumu ' l-Belağa, s.252.
170 ------------ ------ ----------
BELAGAT TERİMLEK
humdur . . ·J_,.J\ Jl
~\.-l1J\ if~~ lyl.:,r-..ÜI t)J JJ\
Allah iman edenle rin dostud ur.
·Onları
ka-
ranlık/ardan aydınlığa çıkarır. 548
Ayet-i kerimed e ·geçen ~t...i.WI (karanlık lar) kelimesi da. laletten , J_,JI (aydınlık) kelimes i hidayet ten istiare yapıl mıştır. Bu istiarele rin her ikisi de akl en sabittir. Yani akla uygun oldukları için akıl onları reddede mez, kabul eder. 2 . Müstea r Lafzın Durum una Göre İstiare Çeşitleri: Müstea r olan lafız ya camid ya da müştak olur. İşte bu itibarla istiare iki kısma ayrılır: a. İstiare-i Asliyye ~'lı ö) .-;_.,~~ Müstea r lafız müştak (türemiş) değil de camid bir isim olursa , bu istiare-i asliyyedir. Bu isim maddi olabileceği gibi (cesur adama "aslan " denme si gibi) manevi de (şiddetli dövme fiiline "öldürm ek"denmes i gibi) olabilir. hakiki olabileceği gibi müewe l de olabilir. Herhan gi bir vasıfla meşhur olan özel isimler, müewe l kabilindedir. Hatem'in cömertlikle, Hebennaka ' nın ahmakh kla meşhur olması gibi. Dolayısıyla cömert bir insan kast edilerek ~i..; lll>-~y. (Bugün Ha te m 'i gördüm ) ifadesi kullanılırsa~ istiare-i asli yye yapılmış olur. Çünkü müstea r lafız olan {l>kelimesi müştak değildir . Bu istiared e müşebbehün bih ' in kendisi {L>- zikredildiği için bu istiare aynı zamand a bir istiare-i tasrihiy yedir. Aynı şekilde , istiare-i mekniy yede 548) 549)
ei-Bakara 2/257. Cevahiru'J-Bel ağa.
s.3 l 8-3 19.
ANSİKLOPEDİSİ - --
-
- - --
-
---'-----
-
--
171
istiarenin medarı olan lafız , camid ise , -bu istiare hem mekniyye hem de asli yye olur. 549 ~)\if J.il\ c~
4
JU>IJ
Onlara (ebeveyn in üzerine)
tevazu kanadını ger! 550
Bu ayet-i kerimede müşebbehün bih zikredilmeyip onun levazımından olan c_Gı:-- (kanat) kelimesi zikredildiği için istiare-i mekniyye hasıl olmuştur. Bu kelime c_Gı:-- camid bir isim olduğu için de bu istiare aynı zamanda bir istiare-i asliyyedir. b. İstiare-i Tebeiyye ~~ ö).-::.•./~1 lafız müştak
isim (ism-i fail, ism-i mef'ul, sıfat-ı müşebbehe , ism-i zaman, ism-i mekan, ism-i ale t, ism-i tafdil) veya fiil olursa bu istiareye, istiare-i tebeiyye adı verilir. 551 Müstear olan
Örnekler: 552 ~ 01 ~LS' ı..i>' ~~ ı:r ~f ~w, J~ J.1.6Jı &-)1!luı
- Güler yüzlü bahar, güzellikten dolayı gü/erek, kibir/enerek sana geldi. Neredeyse o konuşacaktı. Şair ,
bu beytinde bahar mevsimini &-)1 gülen adama ~WJI ~)1 benzetmiştir. Cami' ise her ikisinde de mevcut olan beyazlıktır. (Çiçeklerin beyazlığı ve dişierin beyazlığı). Müşebbehi &-)\ zikredip müşebbehün bihi ~ )\ kaldırmış, fakat onun yerine lazımı olan gülme ı!.l>-WJI vasfını getirmiştir . Böylece bir istiare-i mekniyye meydana gelmiştir. İstiarenin medarı olan ı!.l>-WJI kelimesinin müştak bir isim 550) 551) 552)
e l-lsra 17/24. Cevahiru ' l-Belağa,
s.319-321. 11,126-127; el-Cami, s.J 45.
ei-Be lağatü '1-Arabiyye.
172 ---------------------------- -
BELAGAT TERİMLERİ
(ism-i fail) olması cihetiyle de bu istiare-i mekniyye, zamanda bir istiare-i tebeiyyedir. __,.6..11 yl:.......jl
O ri ise
köşkün
c-W .ı..jl;~
avlulan
aynı
~:f ..:....iil&.) ç.L;Ul\ ~l_rı:- ~S\..
meydanları doldurrnuştur.
Kulele-
yağmur bulutlannın parçalarıyla kucaklaşmıştır
Bu beyitte dokunmak ( 4....-.)UI) kucaklaşmağa ( iLiWI) benzetilmiştir. cami ' ise her ikisinde de mevcut olan bitişme ( J~':/1) vasfıdır. Müşebbeh ( ~·YJı) hazfedilmiş, müşebbehün bih olan ( 4,ijW\ ) kelimesinden müştak olan (..:...ii~) fiili getirilmiştir. Müşebbehün bi h zikredildiği için bu istiare, istiare-i tasrihiyyedir. Müstear lafız olan c~~>-) kelimesinin fiil olması cihetiyle de bu istiare-i tasrihiyye, aynı zamanda bir istiare-i tebeiyyedir. ~ .ı_.,i..r. ~1 ~ ~:~ ~)if rL ~ '-::-~';/
Ey Selmal İhtiyarlığın kendi başında gülmesi -tam zuhur etmesi- üzerine ağlayan adama hayret etme!
Bu beyitte,
ihtiyarlık
c~ı) gülen adama ( ı!..l>WJI ~)1)
Ca mi ' h er ikisinde bulunan beyazlıktır. (Gülerken beyaz dişleı:in ortaya çıkması-ihtiyarlıkta saçların ağarmas ı.) Müşe bb ehün bi h olan ~) 1 kelimesi kaldırılıp , onun lazımı olan gülrnek vasfı zikredildiğinden bu istiare , istiare-i mekniyyedir. Müstear lafız olan ~..;, kelimesi fiil olduğu için de bu istiare aynı zamanda bir istiare-i tebeiyyedir. benzetilmiştir.
3. Müşebbeh ve Müşebbehünbih ' in akaya Göre İstiare Çeşitleri:
Aralarındaki
Al-
İstiare-i tasrihiyye müşebbeh ve müşebbehünbih ara-
ANSİKLOPEDİSİ ------~------~---
sında zıtlık
bulUnup
bulunmaması itibarıyla
iki
173
kısma
aynlır:
a. İstiare-i Vifakiyye ~L;_,JI ;J~ \fı ve müşebbehünbih arasında zıtlık bulunmadığı için tek bir şeyde toplanmaları mümkün ise, bunlardan teşekkül eden istiare, istiare-i vifakiyye adını alır. 553 Müşebbeh
~
J'\.:.!1
if ~· ~ \JY ~ ~J o~l,; ~ 0l5' i f ) \
Ölü iken kalbini diriltip insanlar arasında yürürken önünü aydınlatacak bir nur verdiğimiz kimsenin duru-
mu ... 554 Bu ayetteki o~.>t.; kelimesi bu kabildendir. Çünkü ihya (diriltmek) hidayet etmekten istiare yapılmıştır. İhya ~~:il hidayet ~~1-l-fJI müşebbehtir. Bu müşebbehünbih, vasıflardan her ikisinin de Cenab-ı Hak'ta bulunması mümkündür. b. İstiare-i İnadiyye ~~L:.Jı ö).fl.:.... \ll Aralarındaki zıtlıktan dolayı (karanlık
aydınlık
gibi) müşebbeh ve müşebbehünbih'in bir tek şeyde toplanmaları mümkün değilse. bunlardan meydana gelen istiareye, istiare-i inadiyye adı verilir. Yukandaki ayet-i kerimede geçen ~ kelimesi bu istiare için güzel bir örnektir. Çünkü • ~ (ölü) kelimesi ~: w, (dalalette olan) manasındadır. Yani ~ _,.. (ölüm), dalalete ( j')L.4JI) benzetilmiştir. Bunlardan birincısı müşebbehünbih, ikincisi müşebbehtir ve bir tek şeyde beraberce bulunmaları mümkün değildir. Aynı 553) 554)
el-lzah, 11,419. ei-En 'am 61122.
ve
174 ------------- ------------- şekilde ,
ders dinlemeyen bir
BELAGAT TERİMLERİ
öğrenc~. nin sınıfta
bulunmasının faydasız olduğuna işaret maksadıyla ona "yok" denmesi de böyledir. Zira varlık ve yokluk, aynı anda bir şeyde bulunmazlar. 4. Cami'in Açık veya Gizli Oluşuna Göre İstian~ Çeşitleri :
Musarrah (açık) istiareler, teşbihte veeh-i şebeh (benzeme yönü) karşılığı olan ve o müşebbehle müşebbehün bihin ortak vasfını · teşkil eden cami' in açık veya gizli oluşuna göre iki kısma ayrılır : a. İstiare-i Amiyye ~41 ö}-.:....ı":JI- ~wı ö_;~":JI "İstiare-i mübtezele" diye de adlandırılan bu çeşit
istiarede cami' , araştırmaya ve düşünmeye gerek kalmadan herkes tarafından kolayca anlaşabilecek kadar açıktır . Cesur insan için "Arslan" kelimesinin kullanılması bu kabildendir. 556 b. İstiare-i Hasiyye ~_;Jı ö_;~:Jı- ~ıJ.. ı ö).-.=.....:Jı " İstiare-i garibe" diye de anılan bu çeşit istiarede
cam'i, düşünmeği gerektirecek kadar kapalıdır ve sadece "havas" c.)~ı_,.;Lı) denilen seçkin insanlar tarafından anlaşılabilir.·
Örnek: 557 JU.I yli_; .ı..:...~~ * ~W, r-~ 1~\~b)l~
O, çok ihsanda bulunan ve iyilik yapan bir insandır.. Bilerek tebessüm ettiği zaman, onun bu bir defalzk 555) 556) 557)
ei-Jzah, 1!.4 19-420: Ulumu ' l-Be lağa. s.245. el-Izah, T1,422; Cevahiru'I- Be lağa. s.327. ei-Muıavvel, s.337-338; Cevahiru ' I-Belağa, s.329-330.
ANSİKLOPEDİSİ
---------- -------------------1 75
gü/üşünden dolayı mailnın boyunları
-mülkiyeti- fakirie-
rin ellerinde kalır. Bu beyitte ~b)l (aba, cübbe, üstten giyilen geniş elbise) kelimesi J J.IJ.I (iyilik) kelimesinde n istiaredir. Rida kelimesinden elbise manasının kast edilmediğine dair karine ise ~ (iyilik etmek, ihsanda bulunmak, bir şey çok ve bol olmak) kelimesidir o Çünkü bu kelime, elbisenin değil de malın vasıflarındadır. Rida ve ma' ruf arasındaki cami' ise çok gizli olduğu için herkes tarafından kolaylıkla bilinemez. O da şudur : "Sahibini korurnak." (Rida, sahibinin üzerine gelen toz gibi şeylerden onu korur. ·Ma' ruf da sahibinin ırz ve şerefini muhafaza eder.) 5 . Müşebbeh ve Müşebbehünbihin Mülayimleri nin Söylenip Söylenrrıemesine Göre İstiare Çeşitleri: Müşebbeh ve müşebbehünbihe (müstear-ı leh ve müstear-ı minh) ait mülayimlerin (uygun sıfatların) söylenip söylenmem esi bakımından musarrah (açık) ve meknt (kapalı) . istiareler üç kısma ayrılır: ao İstiare-i Mutlaka ~~ ;;.)~~~ ve müşebbehünbihin mülayimi (uygun sıfatı) zikredilmey en istiare, mutlak istiaredir o " Atın üzerinde bir deniz. gördüm" ıJ'~ ~ ı.r->'-1 ~i.J cümlesinde "deniz" kelimesi ''cömert insan" manasında bir istiare-i musarrahadır. Bu isti~rede müşebbeh (cömert insan) ve müşebbehünbih'in (deniz) mülayimleri nden hiçbirisi zikredilmediğinden bu istiare aynı zamanda mutlak istiaredir. 558 Müşebbeh
558)
el-Izah, 11,432; el-Cami, s. ISO.
176 ------------ ------------
BELAGAT TERİMLERİ
alimleri, "hem müşebbeh hem de müşebbehünbihin mülayim inin beraberc e zikredildiği istiareyi de mutlak istiare saymışlar ve şu beyti örnek Bazı
Belağat
göstermişlerdir: 559 ~ ~ o).411 ~
.J ~~ J .l.Q... C')l.JI ı.f'U
..1.... 1 ..1.l
Yele/eri (çok defa harbe girdiği için omuzuna sarkan uzamış saçları) bulunan , tırnaklarz kesilmemiş (zayıf olmayan) çok harbe katılan (veya kendisin e gıda olarak et verilen) güçlü silaha sahip arslanın (cesur adamın) yanında olan old~. (Beytin başına 015 l.-4 015 ibaresi takdir edilmektedir.)
Bu beyitte "arslan" kelimesi cesur adamdan istiare yapılmıştır. "Cesur adan:ı " müşebbeh, "arslan" m9şeb müşebbehin mülayimi, behünbih tir. J~ c.)L..JI ~u ~ r.1 oJLi.l;\ ..W .J müşebbehünbihin mülayimidir. b. İstiare-i Mücerred e ö.:ı_,;..ı ö).~... ')ll Lehin (Müşebbehin) mülayimlerinden birini ihtiva eden istiareler e mücerred istiare denir. Müstear-ı lehin mülayim ine (uygun sıfatına) ise ,, tecrid" -.4~1 adı verilir. 560 Müstear-ı
Örnekler: 561 ~\-*'d' ~.:ı~\..:~ ~~~~f: .&ı r>"J
Nefsini şehevf arzulann dan uzaklaştırmak suretiyle ona gem vuran kişiye Allah merhame t ey/esin!
Bu cümlede nefis ata 559) 560) 561)
Cevahiru'l-B el ağa.
benzetilmiştir. Müşebbehünbih
s.330. ei-Mutavvel, s.345-346: Edebiyat Bilgi ve Teorileri, s.l66. el-Belağatü ' I-Arabiyye. ll.l 3 1-1 32..
ANSİKLOPEDİSİ
------------------------ -----1 77
olan "at" c~ ı.;.. ı) hazfedilmiş' onun levazımından olan "gem vurulma" vasfına ~~ fiiliyle işaret edilmiştir. Böylece mekni istia.re yapılmıştır. "Şehevi arzularından uzaklaştırmak suretiyle" (~~~ı:._$- tA~~~) ifadesi tecriddir. Yani m üstear-ı leh (müşebbeh), olan nefsin mülayimidir. Dolayısıyla bu mekni istiare aynı zamand a mücerre d bir istiaredir. ~.JJ~ ~ l)J L.\~L; ~~ ~ ö}~)~ .J.YI ~) Ay, beni geceley in ziyaret edeceğine dair söz vermişti. O sözünd e durunc a ben de adaklarımı yerine getir~
dim.
aya ( J.yı) benzetmiştir. Sadece müşebbehünbihi ( J~ ı ) zikrettiği için musarra h (açık) bir istiare örneği veren şair, ikinci mısrada "o sözünd e durr·nayınca" ibaresiy le müşebbehin mülayimini zikretmiştir. Binaena leyh, bu ibare tecrid, bu istiare de mücerre d bir istiaredir. Şair beğenip övdüğü zatı (müşebbeh),
c. İstiare-i Müraşşaha ~)ı ö)"":- ':lı Bir istiared e müstear-ı minhe (müşebbehünbihe) ait olan bir mülayim zikrolunursa, müraşşah istiare meydan a 562 gelmiş olur. Bu mülayime de " terşih" ( ~_rll) adı verilir. Örnekler: 563 ~Jti, ı.~J W l>.-4-J~ jjYL;J\ IJ_r-;.1 j!..U\ ı!.WJI
Onlar, hidayet yerine sapıklığı aldılar da alış verişleri kar getirme di. 5 64 Bu ayet-i kerimed e " satın alma" ~~':lı "seçme k" )~..,;..>'lı kelime sinden istiare yapılmıştır. Daha sonra da 562) 563) 564)
el-lzah, Jl,443; Edebiyat Bilgi ve Teorileri, s.l66. el-Izah. Il,433-434; el-Burhan, l1I,438; el-ltkan, H,59; el-Cami. s. l49- 150. e i-Bakara 2/1 6.
178------- ------------------
BELAGAT TERİMLERİ
müşebbehünbihin ç.I~'YI
mülayimi olan "kazanç ve ticaret" mefhumları zikredilmiştir. Dolayısıyla bu mülayim terşih, istiare de müraşşah bir istiaredir . ...ı.JlJI ~ W ~· ..ı.;J ~:~
'+.JW eY'~ _;:11_~ ~\..;
Mısır'ın
bekçileri (vatansever ve dürüst idareci/eri) Mısır'ın tilkilerinden (kurnazlıkla insanların haklarını ve mallarını gasbedenle rden) gaflete düştü ler. O tilkiler (fazla yemekten dolayı) hazımsızlzk çektile r, (yemekten tiksindiler.) Ama üzüm salkımları tükenmedi. Bu beyitte, halkın mallarını ve haklarını gasbeden kişiler (müşebbeh), tilkilere ' ~J O (övülen kişi) manevf kemalat mertebeleri ne öyle yükselir ki, çok cahil olan kişi onun gökyüzünde bir ih_tiyacı olduğunu zanneder. L.(ljjı C.~ ~ r-1J ~:~ ö)lj u--=JI ~~
Yörüngesin den rak geldi /.
ayrılmadan, güneş
bana ziyaretçi ola-
~
J....,_'.Jı ~w ~ı.; ~.ı 'YJ 'l:~ ~~)~ı ~ ı:.r ~) ~J
Benden önce, kimse görmedim . 565}
el-lzah, 11.434-435.
ayın
kendisine doğru Arslanların kendisiyle
yürüdüğü
bir
kucak/aşmak
_.!_\!SİKLOPEDİSİ ~-- _
·Jzere
kalktık/arz
_ _ __ _ _ __ _ _ _
179
bir adam da görmedim.
6. İfrad ve Terkib Yönünden İstiare Çeşitleri İfrad
ve terkib yönünden istiareler iki kısma
~'Jrılmaktadır: "'
a. İstiare~i Müfrede
ö.)_;.ll
ö}.~~~
tek bir lafızdan ibaret olduğu istiareye · müfred istiare" denir ki musarrah ve mekni istiarelerin :'jmü bu gruba dahildir . 566 Müstearın
b. İstiare-i Mürekkebe y-)1 ô.;k.. ~~ tek bir lafızdan ibaret olmayıp terkib haJnde bulunduğu istiareye "mürekkeb istiare" denir ki 3elağat alimleri bu istiareye, "istiare-i temsiliyye" öJk.. ':JI Müstearın
~~ adını vermişlerdir.
Temsili istiare, asit mananın kast edilmesine mani bir ~arineyle beraber, müşabehet (benzerlik) alakasından do~ayı, terkib halinde bulunan bir ibarenin, vaz' edildiği ~onulduğu) mananın dışında kullanılmasıdır. Dolayısıyla
:emsili istiare de müfred istiare gibi "Lugavi Mecazın" ~:ı sımlarından birisidir. Başka bir ifadeyle temsili istiare, -Ylürekkeb Lugavi Mecazdır". 567 ( y-)ı 'ı?..,.illi j~l) Temsili istiarede, inüşebbeh ve müşebbehünbih bir;ok şeyden meydana gelen bir hey' eti (durum, vaziyet) : ade etmektedir. Yani bir hey'et, başka bir hey'ete benze::lmektedir. Mesela, babasından kalan miras yoluyla çok ~:ızla mala sahip olan ve bu malı hesapsız olarak sağa :..:.sı
:-: ;ı
ei-Belağatü'l-Ardbiyye, 11,135. el-lzah, H,438; Cevahiru 'l-Belağa, s.333; el-Cami, s.l52.
180 ---------------------------- sola savuran bir genç
düşünelim.
BELAGAT TERİMLEK
Bu gence
şöyle
deriz:
~~~~ ~ 0~ ~:~ Y? ~ ~~~ ı!_.;LifJ
vatan sahibi olursa, o vatanı (düşmana) teslim etmek, ona kolay gelir. Böylece, yorulmadan mal sahibi olduğu için, onları kolayca ve hesapsızca savuran gencin halini, kan akıtmadan vatan sahibi olması sebebiyle ufak bir menfaat karşılığında vatanını düşmanıarına satan kişinin haline benzetmiş oluruz. Müşebbehi (savurgan gencin hali) kaldırıp müşebbehünbih ' e delalet" eden terkibi zikrettiğimiz için temsili bir istiareyi kullanmış oluruz. 568 Temsili istiareler halk arasında yaygın hale geldiği zaman "mesel" olur. Binaenaleyh) Türkçemizde ''atasözü'. diyebileceğimiz mesel veya darb-ı mesel adıyla anılan ifadeler, aslında temsili istiareden başka bir şey değildir. Mesellerde, muhatabın durumuna göre (müfred. müzekker, tesniye vs.) herhangi bir değişiklik yapılmaz ve ilk ortaya çıktığı şekliyle kullanılır. 569 Örnekler: 570 Kim
savaşmadan
'1'1)1 ~u.ı A.ı 1/ ~ ~~ ~f f ~ı;~ i f )
Hasta ve
acı ağza
sahip olan kimse
tatlı
suda
acılık
bulur. Bu mesel, kendi ayıp ve kusurlarından dolayı, güzel olan bir şeyi tenkit edip kusur bulanlar için kullanılır. Aynı manada şu mesellerde mevcuttur: ~ i f ~lll ~ ~~ .r~J ~:~ ~J i f u-.o.-:JI ~.J-.;:, ~~.r~ ..ı.; 568) 569) 570)
el-Belağatü '1-Arabiyye, s. !35- 136. Cevahiru '1- Be !ağa. s.336-337: el- Belağatü '1-Arabiyye. II.l40- ' 41. Cevahiru ' 1-Belağa. s.333-335: el-Be lağatü' l-Arabiyye. II. ı .35- 40; e l-Cami. s. l 52- ı 54.
~~'\JSİKLOPEDİSİ -
-
-
- -- --
-
----'--- - -- - --
181
Göz, iltihaplz olduğu için güneşin ışığını inkar eder. Ağız da hastalıktan dolayı suyun tadını inkar eder. ~
~1 ~1 if cil) ?:f ~ '1 J; ~ls- if ~)
sözü ayıp/ayan nice insan uardır ki onun anlamakt an kaynakl-anmaktadır.
Doğru ~·anlış
~~ ~'1 ~ c~Jı
(.$.}-
~f ~)~~)ı~ t..
belası
JS' l.
arzu ettiği bir şeyi elde edemez. Rüzgar/a r, ge71ilerin istemediği şekilefe (yönde) eser. . Kişi,
~.:p
Bu mesel, her arzu ve emelini tahakkuk ettirmek istehüsrana uğrayanlar için söylenir. j#- y.J ı.J"I..:JI Jl ~ ~ ~f ~~ ı.J"I..:JI _rlı ~ _r.?J
Muttaki (Allah 'tan korkan samimi dindar bir kişi) ol-rıadığı halde insanlara takuayı emreden kimse, kendisi ~asta olduğu halde insanları tedavi eden doktordu r.
Yine bu mesel, kendisinin yapmadığı güzel ve salih ~:nelleri başkalarına tavsiye eden kişiler için söylenir.
r'.1..- ~~.; t.. J~ı ı:.ıt; * LA.;~ r'.1..- ~~.; ı~ ı Hazam i, bir söz söylediği zaman onu tasdik edin. Zira 3.3z H azami 'nin söylediği sözdür. Bu mesel ise, hakikatı yerli yerinde söyleyenl er için :"::-Jllanılır. Aynı manada şu nesir mesel de vardır: j) Jj o~~ Cehize (adlı kadın) bütün hatiperin sözünü kesip attı. ~
LA..b-J ~'1 ~ı
El, tek
başına
ses
çıkarmaz .
(Aciz olduğu halde tek başına iş yapınağa kalkışanlar :.;ın kullanılır.)
182----------------------------
u:lJI ~
~~
Sütü
yazın
BELAGAT TERİMLER::
kaybettin.
(İşi zamanında yapmayıp, vakti geçtikten sonra yap-
mak isteyenler için kullanılır. Geçti Bor'un Demir tavında dövülür, gibi). " ~_;..l_;..yJk.J~J.Z.!.l\)~1
geri
atıyor
(Bir
Seni, bir
adım
pazarı
......
ileri, bir
adırr.
görüyorum.
işte
tereddütlü olanlar için
Kur'an-ı
kullanılır.)
Kerim'de, onun i'cazına çok temsili istiare mevcuttur: 571 ...
yakışır
tarzda pek
"Onlar, çevresini aydınlatmak için ateş yakan kimseye benzerler ki, Allah zşıklarznz yok edince, onları karanlık/ar içinde görmez bir halde bırakmıştır. "572 "Onlar İncil'de de Şöyle uasıflandzrzlmışlardz: Filizin: çıkarmış, onu kuuuetlendirmiş, kalın/aşmış, gövdes: üzerine dikilmiş çiftçilerin hoşuna giden ekin gibidirler."573 gelmekten sakınanlara söz verilen cennet şöyledir: Orada temiz su ırmak/arz, tadı bozulmayan süt nehirleri, içenlere zevk veren meşrubat ırmakları. süzme bal ırmakları vardır. Onlara orada her türlü meyve ve Rab'lerinden mağfiret vardır ... "574 i(Allah 'a
karşı
İSTİDRAK !ll)~')\
Bedi tabirlerinden olan istidrak medhe delalet eden sözlerle zem (yer me), yahut zem gibi görünen ifadelerle 571) 572) 573) 574)
el-Keşşaf, 1.40; el-Izah. 1!.442-443. ei-Bakara 2117. el-Fetih 48/29. Muhammed 47115.
_!:_ \JSİKLOPEDİSİ ~----------------
3vme
sanatıdır.
Tariften de
anlaşılacağı
183
gibi bu sanat iki
~sma aynlır: 575
1. Yerıne Yoluyla Övme i..uı ~-~c. ..u ı 4ü ifade eden lafızlarla övmeği pekiştirmektir. Ush1p bakımından bu sanat da üç kısımda mütalaa edilYerıne -
:-:ıiştir: 576
a. Zem ifade eden bir sıfatın kaldırılmasından sonra :stisna yoluyla medhe delalet eden bir sıfatın getirilmesi: ~\.:6JI t_l} r:.r J_,li ~
. Onlarda hiçbir ~o.rıyla savaşmaktan ~
*·~
fr"
01 _d:- ~ ~ ':Jj
yoktur. Ancak (düşman) ordudolayı kılıçlarında çentikler vardır.
ayıp
Js- ~ı c!'l *. ~ı ı.S_JN' ~ ~ ~
Onda hiçbir kusur yoktur. :nun penzerine rastlamaz. Gb.rJ ~ı r~'lı
Şu
.
(kusur) müstesna: Göz
rt.t * .;~ J'~ .y ~'JJ
Onda hiçbir ayıp yoktur. Şu (ayıp) müstesna: Ben ona ;!ttim de günler bana ôileyi ve vatanı unutturdu.
b .. Bir şeye bir me di h sıfatı verildikten sonra istisna 2rlatı getirilip hemen arkasından başka bir medih sıfatının ::kı-edilmesi: · _J.)I ~i~p4lı.ıj\ ı.S.J""'
*
\j--lj _r.:Jı ~1 'll _;.,YI y.
O (güzellikte) aydı r. Şu kadar var ki (ilimde) dopdolu ~ alde olan deryadır. Ayrıca o (cesarette) arslandır. Fakat :ömertlikte) büyük taneli yağmurdur. ::- ı
:sı
Edebiyat Bilgi ve Teorileri, s.22ü. el-Izah, TI,524-525; el-Mutavvei, s.398-400; Cevahiru'I-Belağa, s.381-382; Ulumu ' l-Belağa, s.319-321; ei-Belağatü '1-Arabiyye, lll, 96~ 102; el-Cami, s. ı 99-202.
184 ------------- ------------ l;i4 Jlll i f ~
w ~ly.-
BELAGAT TERİMLE?~
~~ 4_j\ ~ .ö~l ~ ~
bir gençti ~. Ancak şu kadc .. var ki, o çok cömerttir, maldan hiçbir artık bzrakmaz.
O ahlakı tam
olgunlaşmış
c. Kendisinden önce zem manası bulunan müferrecistisnadan sonra medhe delalet eden bir ifadenin getirEmesi: -
.
Rabbimizin ayetleri bize gelince, onlara mamızdan ötürü bizden öç alıyorsu-nuz. 577
ınan-
Bu ayet-i kerim ed e istisna edatı olan " ':ll " kelimesir_.den önce müstesna minh (kendisinden istisna yapılar: hazfeciilmiştir. Dolayısıyla bu istisna, müferreğdir. Am:~ olan ~ fiili, istisnadan önce zemmin varlığına işaret e:mektedir. İstisna edatından sonra ise medhe delalet ed e:-: ifade ~J ~~lı \.:...\ 01 yer almaktadır. durum, y. istifham edatının inkar (ı..) manasınec kullanıldığını şu ayet-i kerimede de söz konusudur: ~if J;l L.J Wl J;ı L.J i»t.ı ı.:... ı 01 ':Jı L.. 0~ J~ yı..:.s:JI ~~ ~ Ji Aynı
0_;...-,\.;
rS_?1 0\J
Ey Muhammed! De ki: Ey Kitab ehii! Allah'a, bize i~ dirilene ve daha önce indirilene inanmamızdan dolayı ı:;:: çoğunuzun fasık olmasından ötürü mü bizden hoşlan mıyorsunuz1>78
2 . Övme Yoluyla Yerıne Medih ifade eden 577) 578)
ei-A'raf71126. el-Maide 5159.
c ..lll ~ ~ ı~'JI ~lj
lafızlarla
zemmi
pekiştirmektedir .
ANSİKLOPEDİSİ -
-
-
- -- - -
-
-
- - --
-
--
185
bir ifadey le birini övüyo r görün üp daha fazla yer579 rnektir. Bu sanatın da iki üslubu mevcu ttur: Başka
a. Medih ifade eden bir sanatın kaldırılmasından son:-a istisna yoluyla zemrn e delalet ed.en bir sıfatın getirilmeSI:
~~ı ~l..ı.!l G;..) L. 1~1 .:~ ı• 6 ._1-,ı:- 01 ~ ~ .# '1)
Onlard a (vatanı savun mak gibi iftihar vesiles i olacak ) hiçbir hayır yoktur . A.ncak şu kadar var ki, onların (en şerefli, yükse k makar n sahibi ) Büyük 'lerini , bir çağırqn ~endisine çağırdığı zaman , (kabile sinin kendis ine en fazla :htiyaç duyduğu anda) O ortada n kaybol uverir . b. Bir şeye bir zem sıfatı verildi kten sonra istisna ~datı getirilip hemen ardından başka bir zem sıfatının zik:-edilmesi: ..UI.t.=..ll ~J _,.bll J_,k 0J--4Y. ~~ ~1 ~ ~..,4ill 0_,.;aS'.fl ~
Onlar gerisin geri hızla giderle r. Ancak şu kadar var ~i zor zaman larda adımın uzunluğunu artırır/ar. (Daha seyrek ve uzun adımlarla geri geri giderle r.) İSTİFHAM
~~':ll
Bkz.
.
,...
INŞA
İSTiHDAM ~~~':ll
Bedt tabirle rinden olan istihda m
sanatının
iki
şekli
·.-ardır: 580
1. İki manası olan bir sözün, bir manasını kendisiyle, :iiğer manasını zamiriyle ifade etmek : 5-:-;})
~:.Jı
el-lzah. II,526; el-Mutavvel, s.401; Cevahiru'l-Belağa. s.382-383; Ulumu'l-Belağa, s.32 1; eiBelağatü ' 1-Arabiyye, lii, l 02-l 03; el-Cami, s.203-205. el-lzah, IJ,502; Cevahiru'J-Beiağa, s.364-365.
186 --------------------------- -
BELAGAT TERİMLEK
4W lyiS 0\J o~J ~:f r} ıf_;~ ~L~I JJ 1~1 Bir kavmin toprağına yağmur düştüğü zaman, onlar öfke/enseler de, biz onu (o yağmurla yeşerip büyüyen otu hayvanlarımıza otlatzrız.
Bu beyitteki ~l-.Jı kelimesinden "yağmur" ()J.I) manas~ kastedilmektedir. o~_; fiilinin sonundc.ki ha ~4Jı zamirinde~. (ki sema kelimesine racidir) maksaf ise "bitki" -~
J) ~ ..U\}J Jpl y)
_Ey Rabbim! Beni, Ebeveyn imi, euime mü 'min olarak giren kimseyi, mü'min erkek ve mü'min kadınları bağışlaf 606
3. Özü Söyledikten Sonra Açıklamak ~~':JI ~ c~ 'll Bir hususun, önce özet olarak söylenmesinden sonra (muhatabın zihninde kastedilen mananın iyice yerleşmesi için) daha fazla açıklanmasıdır. Örnek: 607 .J_,.....JJ .1t.ı ıJ_r-_9 ~\yi~ ı:r t"'~ ö)i. ,j.Y ~ ,_<J':ı ,_\ ~.;.-..JI c: 0t.;
~er
bir
kolaylık vardır.
Muhakkak ki zorlukla beraElbette zorlukla beraber bir ko-
:aylık vardır. 612
ikaz ve tehdit için yapılan tekrarlar da bu kabildendir: :.:9ı
: . 0) : ~ ll
: ~ 2ı
el-Mutavvel. s.266. Müslim, Zekat 115 (1,764); Tirmizi, Zühd 28. Kıyamet 22 (IV,570,636). el-lzah, 1,304-305: Cevahiru ' l-Belağa, s.229-230; Ulumu'l-Belağa. s. 175-176; el -Be lağatü'I Arabiyye, 1,199-200; e l-Cami, s.90-93. el-lnşirah 94/5-6.
196-----------------------------
BELAGAT TERİMLEK
0..,..W J _,....,)IS'~ 0_,....Lü J
_,....,)IS' Hayır
(böyle
Hayır
{gözünüzü
cıçın) yakında
bileceksiniz. niz. 613
yapmayın) yakındc
bileceks1-
b. Mananın kolayca anlaşıltoasını temin etmek: Cümlenin unsurları (öğeleri) fazla olduğu zaman muhatap. bunlar arasındaki uzun fasıladan dolayı manayı anlamaktc güçlük çekebilir. Bu durumu ortadan kaldırmak için, dahc. önce zikri geçen kelimelerden biri tekrarlanır. Şu ayettek ~i_,~ kelimesi bu sebepten dolayı tekrarlanmıştır: ı.J:!~L
J ~i_,~~IJ ~IJ \...?~- ?- ..i.>l ~i_,~~\ ~i~
..... Babacığım! Rüyamda onbir yıldızın, ayın bana secde ettiklerini gördum. 614
güneşin
ve
c. Terğib: Güzel şeylere mahatabı teşvik etmek için. bu güzel mefhumları ifade eden lafızlar tekrarlanır. Ş ı..: ayetleriri birincisinde yer alan IJ_;.Aj - 1~ (ki her ikisi de kendilerinden önce gelen kelime gibi "bağışlamak" manasınadır) kelimeleriyle ikinci ayette geçen i~~ kelimeler: bu kabildendir: I~J 1_# 01 ~J_,~..i.:-1..; ~ IJ..AY ~.)'lJiJ r-~IJ) if 01 ly..T ı.J:!lll ~1\.ı.
~.J J? JJI Jl..; IJ?~J Ey iman eden ler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdar: size düşman olanlar vardır. Onlardan sakının. Şayet affeder, suçlarını örter ve bağışlarsanız (bilin ki) Allah Gafur'dur, Rahzm 'dir. 61 5 t_~ l;,;..tll ö~l o~
til i j
\.ı. )L.;)1 ~ ~ ..V.I 0~\ i} \.ı. ifT l:?jjl Jl;J
).}JI )~ ~ ö_j-':/' 0\J 6 J3) 614) 6 15)
et-Tekasür 102/3-4. Yusuf 12/4. et-Teğubün 64/14.
.-\NSİKLOPEDİSİ - - - - - - - - --
-
- --
-
-
-
197
İman eden kişi dedi ki: Ey kaumim! Bana tabi olun .
.Size doğru yolu göstereyim. Ey kaumim! Bu dünya hayatı geçici) bir faydalannıadır. Ahiret ise, ebedi kalınacak ilemdir. 616 d. Terdid: Bir lafzı, farklı kelimelere bağlayarak tekrar 2tmektir. Aşağıdaki misalde yer alan ~} ve ~ kelimeleri ·jç ayrı is me (Allah, insanlar, cennet) bağlanarak tekrar::ınmışlardır. '
~1 if ~} yUI if ~} Jll i f ~} ~\ '
~1 ı;r ~: vUI ,:r ~ Jll ı;r ~ ~\
Cömert, Allah'a yakındır, insanlara yakındır, Cen'1ete yakındır. Cimri, Allah 'tan uzaktır, insan lardan :.ızaktır, Cennetten uzaktır. Bazı belağat
alimleri, Rahman suresinde tekrarlanan ;:,·~~ ~J ~'ii (.Sy ve Mürselat suresinde tekrarlanan .u.y. J;J ~:-:~ gibi ayetlerin de "terdid" kabilinden olduğunu söylemişlerdir.
e. Söz etmekten hoşlanmak: ~..u~ ~ili\ İnsanlar sevdik~eri şeyleri tekrar tekrar söylemekten zevk alırlar. Örnek: ' . ~ Jll \~ \)L.J\J ..ı..ıı.:JIJ y _,4.11 ~ _ı4 ~~~J ~:~ ~ ~
Allah Necd'i sulasınt selam olsun Necd'e. 1a uzaktan da Necd, ne güzeldir!
Yakından
Irak'la Hicaz arasında bir yay la olan N ecd ]ölgesine olan muha.bbetin den dolayı , bu kelimeyi üç :iefa tekrarlamış, kişinin onun güzelliğini yakında da uzak:a da olsa unutamayacağını beyan etmiştir. Şair,
:: 5}
ei-Mü'min 40/38-39.
,_
198----~---------------------- BELAGAT TERİMLER
6. İ'tiraz (Ara Söz) ~l_?'il Mana yönüyle birbirine bağlı iki kelam arasında . yanlış anlama vehmini ortadan kaldırmanın dışında başkc: sebeplerle, rrabtan mahalli olmayan bir veya daha fazla cümle getirmektir. Bu cümleye, cümle-i mu'terize (are cümle) denir. Mu'teriza cümlesinin (~~.ı ll.J-1) getirilmesincieki sebep ve nükteler şunlardır: 617 1 - Dua:
~L&...JI
' U"L:JI J~ı 0LS"'- ~ Jıı-~J- ~w~~
Hz. Ömer Efendimiz (ki Allah ondan razı olsun) insanların en adi/i idi. 0~; Jı ~ ~ y>-1 ..li ~~- ~J- c.;iL.!lt 01
-ki seni de
ulaştzrszn
Allah ona -
Gerçekten muhtaç etti
kulağım.ı,
bir tercümana
Seksen
yaş,
2 - T enzih
~_rJ\ '
0~ L. ~) - ~1.>..:- - ~w ı .ı.'h 0.,Lt~) Beğendikleri çocuklarını
erkek çocukları kendilerine, kız ise Allah 'a nisbet ediyorlcır. -0, bu n dar
münezzehtir. 618
3- Te'kidi
Artırmak
~l:.ll ö~~j
-J ~10T- ~L&. ıj .JL..:üJ ı:fJ ~ \.:..bJ .ı...l ci....>- .ı.:..Uiy. 0W)'I ~JJ ~ıJı~..JI}J
Biz insana, ana ve babasına karşi iyi davranmasın; tavsiye ettik. -Annesi onu zayıflık üzerine zayıflıkla taşıdı. Çocuğun sütten kesilmesi iki yıl içinde olur-. Banc 617)
618)
el-lzah, 1,313-317; Mu'tenıku'l-Akran, !.371-372; Cevahiru'l-Belağa, ı;.230-231; Ulumu·:. Belağa, s.l78-180; el-Cami. ı;.94-96. en-Nahl 16157.
!._'JSİKLOPEDİSİ
- - - -- -- -- - -- - - --199
;e ebeveynine şükret diye tavsiyede .Jönüş sadece Banadır. 61 9 .
4 - ilmin faziletine dikkat çekmek
bulunmuşuzdur .
r-W' ~ ,)s- ~~
l.ı..ü L. j5' ~4 J_,_ ~\- ~ ~)\ ıM - ~\.)
bil -ki · Şunu . şey gelecektir. ·
kişiye
5 - Korkutma
ilmi fayda verir- her takdir -edilen
~_,..,:H
-~- ~~}- r-,.,i~ o01.J -Şayet
bilirseniz, - bu gerçekten
: üyük bir yemindir. 620
.
7. İğal J~ ':lı tamam olduğu halde, mübalağa gibi söze bir 621 :"iükte ilave edip,. sözü onunla bitirmektir. Örnek: Manası
)li ~i.) ~ ~ ~ts'
* '4 öiJ.fl\ fl.:.l \~ ~\.)
(Iyiliğe rehber o ian) mürşitler, kardeşim Sahr'a uyar-· · :ır.
Sanki O {Sahr)
başında ateş
bulunan yüksek bir
iağdır.
Hansa (ölüm tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber Jir rivayete göre· Hz. Ömer'in hilafetinde - M. 634/644 :i ğer bir ri vayete göre · ise Hz. · Muaviye'nin hilafet ~:ıllannda - M. 661/680- öldüğü söylenmektedir), bu mer3:yesinde kardeşi Sahr' ı övüyor ~ .ı,ju (O yüksek bir :iağdır) ifadesi maksadına kafi iken, medhini mübalağayla süslemek için, fazladan Jli ~i.ı~ . - (onun başında ateş vardır) :·Jaresini getirmiştir. :.9) ~ : ))
:::)
Lokman3l/l4. 56176. el-Izah, 1,305; Cevahiru ' 1-Belağa, s.23 ı. el-Vakıa
200--------------------------- BELAGAT TERİMLEK
8. Tezyil
vb~l
Bir cümleye onun lafzını veya manasını te'kit ede~ müstakil bir cümle ilave etmektir. Şu ayetteki, ikinci cümle tezyile örnek gösterilmiştir: 622 liyilj 0t.s' JkWl 01 J1W1 ~ jJ J-:1-1 ~~
y_, De le i,
Hak geldi zail oldu. Elbette batzl yok olmağa mahkumdur. 623
Tezyil, iki
kısma ayrılmaktadır:
batı.:
·.
a. Kendinden önceki cümleye bağlı olmadığından müstakil bir manaya sahip olan ve mesel yerine geçebilecek tezyildir ki yukarıda zikredilen ayet-i kerime bu kabildendir. b. Manası, tek başına değil de ancak kendinden önceki cümleyle beraber anlaşılabilen, yani mana yönünden önceki cümleye muhtaç olan tezyildir ki Nabiğa'nın (ö.M. 604-612 tarihleri arası) şu beytindek ikinci mısra buna örnektir: ~i~ ~..U\~~ ?J 7:~ .ı.Lji~ J .!.bft ~ ~
Senin
cömertliğin,
bana ümit bırakmadı. Beni dünyada (gelecekten tisi olmadan yaşar vaziyette bıraktzn.
Bu beyitteki ikinci madan aniaşılamaz.
edeceğim
endişesi
mısranın manası
bir şey ve) beklen-
birinci
mısra
ol-
9. İhtiras V'l.?-- :ır ı Mütekellimin, sözünde levm (kınama, ayıplama) ına nasının anlaşılınasına imkan verecek bir durumu sezerek 622) 623)
el-Izah, 1.307-309; ei-Mutavvel. s.268-269: Cevahiru'I-Belağu. s.231-232; el-Cami, s.97-98. el-İsra 17/81. ~
_-\NSİKLOPEDİSİ - --- - - - - - --
- - - - --
- 201
JU ihtimali ortad an kaldıracak ifadeyi getirm esine ihtira s -..,eya tekm!l denir . İhtiras kelamın ortasında veya sonun da 624 ~:er -· alabilir. Örnekler: ~
Baha r ~'ermeden
6...ç_J)
c::)\ y yP~~ ~J.....,.A.. ~ ~)~~ ~
yağmuru
senin
ve
yağan devamlı yağmur,
zarar
rrı emleketine sulasın!
birinci rrusradaki ~..ı..-A... _rj- (zarar verm eden) ifadesiyle, "sele sebep olaca k zararlı yağmurların yağmasını isteme k" gibi kastetmediği bir vehm i ortad an kaldırmıştır. Buradaki ihtiras kelamın ortasında gelmiştir. ıJ.!)L.!
* Kı~J J~IS ':ll ~)1 L.J
İnsan, sadece hilal ve onun ışığı gibidir. Ay)ın (otuz
günlük müddetin ) sonuna gelir ve sonra kaybolur. Kasrın bu şeklinde asıl olan, muhatabın inkar ettiği · veya şüpheli olduğu durumlar da kullanılmasıdır. Bazen de muhatap inkarcı ve şüpheci olmadığı halde, bir nükteden dolayı öyleymiş gibi gösteriler ek kasrın bu şekli kullanılır. Hz. Peygamberirr.tizin (S.A.V) iman etmekten çekinenle rin imana gelmesi için gösterdiği hırsa işaret eden şu ayet-i kerime bu istisnai duruma örnek gösterilm ektedir: .r-.t ':ll ~i ı:>lJ_r.ASı J ı:r ~~iL.J Seri ·kabirlerd e olanlara 633 hakkı işittiremezsin. Sen sadece bir uyarzcıszn.
2. LC! Edatıyla Kasr Yapılması MaksOrun başına uı edatı getirilir ve daha sonra maksOrun al eyh olan kelime zikredilir. 632)
633)
Miftahu'I-Uium , s.288-293; el-Izah. 1,215-223; el-Mutavvel, s.l89-1 93; Cevalıiru ' I-Belağa, s.l80-182; Ulumu'I-Be lağa, s.I36- 140; ei- Belağatü' I-Arabiyye, I, l 81 - 183; ei - Belağatü ' I Vazıha, s.2 17-220. el-Fatır 35/22-23.
206 --------------------------- - BELAc:;AT TERİMLERİ
. Örnekler: ı....A.S'~ ~ _rl.!JI lil · Şair, sadece Mehmed Akif'tir. _rl!. ~~ y.l li! Ebu 't- Tayyib, sadece şairdi r.
J::.. Jl \.JI ~l-.>1 ı:f ~l--4
i;f
LClJ J\.....UI if\.J..I ~l ..iJ\ \.JI
Ben (düşmanları) kovan , ahdi (ve korunn1ası gereken şeyi) muhafaza eden bir kimseyim. Ancak ben veya (kahramanlıkta) benim gibi olan birisi, onların şeref ve haysiyetlerini, (korunması gereken mukaddes değerlerini, zamanın hadiselerine karşı) müdafaa eder. 4-).6 ,a; if~\ ~~) ~f t_b öl.;-1 ~lı L.Cl
4J ~1 ~1 ~U\ .!.UJ ~:f ~ ~Jl.IJ ı.;..ıt; ~ '..Bu hayat, sadece (kısa bir zaman içinde nimet/erden) fayda/anmaktır~ Ak ı ls ız ve geri zekalı olan kimse, . bu · hayatı tercih edendir. Geçen zaman kaybolup gitmiştir. (Gelmesi) ümit edilen (ömür ise henüz) ortada yoktur. Senin (elinde) sadece içinde bulunduğun an vardır. şeklinde asıl
muhatabı n bildiği
ve inkar etmediği şeyler için kullanılmasıdır. Bazen bu kaidenin aksine, muhatabın bilmediği bir şey hakkında kullanılır ve bir nükteden dolayı "bilmeyen muhatap", "bilen kişi " yerine konur. Bu nükte, sözü söyleyen kişinin sözünün kendisine göre çok aşikar bir husus olduğu iddiasında bulunmasıdır . Münafıkların iddiasını nakleden 634 ayet-i kerimesi 0_,.-t ,a.. ~ lil (biz sadece ıslah edicileriz) bu kabildendir. Zira bu ayet-i kerime, münafıkların ıslah edici olma vasıflarından son derece emin olduklarına işaret etmektedir. Sanki onlar müslümanlara şöyle diyorKasrın
634)
bu
el-Bakara 2/ ı
ı.
olan,
ANSİKLOPEDİSİ - - - -- - -- - -- -- - - 207
nasıl
olur da bizi bozgunculuk yapmakla suçlayıp, bizim ıslah edici kimseler olduğumuzu bilmezsiniz? Bu husus, hiç kimseye gizli kalmayacak kadar, son derece aşikardır." İşte bundan dolayı Cenab-ı Hak, bu ayetin hemen arkasından daha te'kidli bir cümle getirerek onların iddialarını reddetmektedir: 0JJ . 4ll ~ r+il 'Ji Dikkat
lar: "Siz
edin! Muhakkak ki onlar bozguncuı'arın ta kendi/eridir.635 3u ayet-i kerimedeKi te'kidler şunlardır: '11(tembih edatı) , ~~ (tahkik edatı), ~ (fasl zamiri) cümlenin isim cümlesi ve haberin harf-i tarif ile ( 0J...\.-.All) marife olarak getirilmesi. Aynca lil ile yapılan kasr, atıf yoluyla yapılandan daha üstün sayılmıştır. 3. ~- J.- 'J Harflerinin Atfıyla Kasr Yapılması Maksur zikredildikten sonra bu harflerden birisi geti:ilir. Bunların hemen akabinde de maksOrun aleyh yer alır. Örnekler: .r~ 'J ~ts" .b-\.J.-1 Côhız yazardır, şair değildir.
~~ y.l 'J .b-L>.· ~ts:Jı
Ebu 't- Tayyib
Ca hız ya-
değil,
zardır. ~ts"
J
~
If~ .k-U-~ L.
~U-1
J
Ca hız
ama yazard ır. Yazar, Ebu 't- Tayyib değil
şair değildir,
~~ ~~ ~ı.s:Jı L.
Cahız 'dır. ~
~tS~ ~u ~U.-1 ~
Ca hız
şair değildir,
fakat ya-
za rdır. ~~ y.l 0S:L~U.-I_rl..:JI ~ Şair, Cô.hız değil
de, Ebu 't -
Tayyib'dir. y,'J\J ~\ ıt"~ ~1 J. ~· o..>JIJ ~L. :.:Sı
ei-Bakara 2/12.
jj
~..UI ~1 ~
208----------- -------------- -- BELAGAT TERİMLERİ
ın
Yetim, babası ölen edepten yoksun olan
kişi değildir.
Aksine yetim, ilim
kişidir.
4. Takdim Yoluyla Kasr Yapılması Cümle içerisinde sonra zikredilmesi gereken bir kelimenin öne alınmasıyla kasr meydana gelir. Başka bir ifadeyle, hangi ma 'mül olursa olsun, arnilinden önce zikredilirse kasr manası ifade eder. Bu durumda önce zikredilen kelime maksurun aleyh, sonra zikredilen ise maksurdur. Örnekler: .. o
).
.,. ...
"' ,
J. J.tJ ... ,
ol'
~ !J~u ~ .!J~l Yalnız
Sana ibadet eder,
yalnız
Sen-
den yardım isteriz. 63 6
_,.,. _rG O sadece şairdir. ).
o
.
...
""'"
~ ~~ r.,} (Başka ;
GlS'i i\.,JJI
.
yerde değil) sadece evde oturdum.
;
(Başka şey değil)
sadece yemek yedim.
JJ.)ı ~ ~wwı ~ t..i) ~~ ~~ ~ ı~ ı if; ı.;.? l;..... İşleri zorlaştığı (sıkıştzkları) zaman , kavmim beni hatırlayacaktır.
Sadece
j)\.;IJ ~
karanlık
gecede dolunay aranzr.
~ ı.!Jl.ı ~ri ~~ ("+-(lA u-ıUI '-i7!. JU.IJ r-LJ~
Sadece ilim ve mal ile insanlar mü lklerini tesis ederler. Cehalet ve fakirlik üzerine hiçbir mülk kurulmaz.
Kasr Çeşitleri _raiJI ~_yı 1. Tarafları (MaksCır-Maksurun Aleyh) İtibarıyla Kasr Çeşitleri
Bu yönüyle kasr, başlıca iki kısma ayrılmaktadır: 6 37 636) 637)
el-Fatiha l/5. Cevahiru ' I-Belağa,
s.l 85-1 86;
U lumu ' I-Belağa,
s. l4 1- 142.
ANSİKLOPEDİSİ -
-
-
- --
-
-
-
-
-
-
-
- --
209
a. Sıfatın Mevsufa Tahsisi J .rP.Y ,)s-~~ Bir vasfı, başkalarından alıp sadece bir mevsufa tahsis etmektir. Bu vasıf, başka mevsfıflarda bulunmaz , ama sıfatın verildiği mevsufun , bu sıfatın yanında başka sıfatları da mevcut olabilir. Buradaki sıfat, nahiv ilmindeki sı fat - ~....:.J 1 - değildir. Mesela: , ~~ ~ ~ (yaz geldi) cümlesinde yaz mevsimi gelmekle vasıflandırılmıştır . Dolayısıyla ~~ (yaz) kelimesi mevsuf, ~ L~ (geldi) kelimesi sıfattır. ~l_j rWI (ilim faydalıdır) cümlesin de rı kelimesi kelimesi sı fattır . Sıfatın mevsufa tahsisine şöyle bir örnek verilebilir: .:Uı \lı J).> ~ (Allah'tan başka rızık veren yoktur.) Bu cümlede rızık verme vasfı Allah' a tahsis edilmiştir. Allah' tan başka ~içbir kimse de bu vasıf bulunmaz . Ancak Allah' ın bu sıfatı yanında daha pek çok sıfatları vardır. b. Mevsufun Sıfa ta Tahsisi ~ ı)>- J ~.r _ra.; Bir mevsfıfun bir sıfata tahsis edilmesi ve sadece o sıfatla vasıflanmasıdır . Ancak bu sıfat başkalarında da bu:unabilir. Mesela /w ~1 J~ j~IL. (Ferazdak , sadece şairdir) :Jendiği zaman , Ferazdak sadece şair olma vasfıyla ·:asıflanmış, başka hiçbir vasfın (yazar olmak, alim olmak ~ibi) onda bulunmadığı beyan edilmiş olur. Ama şair olma ~:asfı başka mevsfıflarda da bulunabilir. Yani Ferazdak 'tan ·:aşka pek çok şair rrıevcut olabilir. 2. Hakikat ve \/akıaya Uygunluk Yönünde n Kasr
mevsuf,
~l_j
Çeşitleri
ifade etiği mananın hakikata ve vakıaya uygun olup ol638 :-naması cihetiyle kasr ikiye ayrılır: ::~ )
Cevahiru ' I-Belağa,
s.! 83;
Uli.ımu 'I-Belağa,
s. l 41 ; eJ- Belağatü ' l-Arabiyye, J, l 77-1 78.
210------------------------- --a.
Kasr-ı
Hakiki
B5LAGAT TERİMLERl
~~ _raAjl
Maksurun, maksCtrun aleyhin dışına taşmamasıyla birlikte, yapılan tahsisin hakikata ve vakıaya uygun olması halinde kasr-ı hakiki meydana gelir. Şayet tahsis, vakıaya uygun değil de mübalağalı bir iddiadan ibaret ise, bu da yine kasr-ı hakiki sayılır. (Bazıları buna "iddiaya dayalı kasr-ı hakiki" adını vermektedirler .) Örnekler: lııı ~1 J.J} 'l' Allah 'tan başka hiçbir ilah yoktur. Bu tevhid cümlesinde ulCıhiyyet vasfı Allah'a tahsis edilmektedir ve bu vasıf Cenab-ı Hak'tan başka hiçbir kimsede mevcut değildir. Dolayısıyla "sıfatın mevsCıfa tahsisi" şeklindeki bu kasr ifadesinde maksur (ulCıhiyyet), maksOrun aleyhin (Allah) dışına taşınamaktadır ve bu tahsis hakikata uygundur. iddiaya bağlı kasr-ı hakiki, sözü söyleyenin tercihinden doğar. Aynı vasfı taşıyan varlıklardac, bu vasıf sanki diğerlerinde yokmuş gibi, sözü söyleyenin kanaatine göre en üstün olanına tahsis edilir. Mesela, bir beldede en büyük alim olarak Ahmet Bey'i gören bir :~at kendi kanaatine binaen .>->-i -l.e-ll '11 ıJ~ 'l' (Ahmet Bey' den başka alim yoktur) diyebilir. Sıfatın mevsufa tahsisini ifade eden bu kasr mübalağalı bir iddiaya dayalı kasr-ı hakikidir. Yoksa bu ifade "o kişiden başka alim yoktur" manasına gelmez. Zira bu hakikata ve vakıaya aykırıdır. v-:JJI 'lll ~)1 y _;;, ı... (Hasta sadece süt içti.) Bu cümle mevsCıfun (hasta), sıfata {süt içmek) tahsisini ifade eden bir kasrdır ve aynı zamanda birinci örnek gibi vakıaya uygun olduğu için kasr-ı hakikidir.
_.;:\!SİKLOPEDİSİ - -- --
- -- - - - - - - - - 211
b. Kasr-ı İzafi MaksOrun al eyhE:, kendi dışındaki bütün varlıklara :iisbetle değil de, sadec e belirli tek bir şeye nisbe tle her:ıangi bir vasfın tahsis edilm esidir . (Bu da yine sözü söyleyen kişinin kanaa tinde n doğar.) Mese la w4J 'lı..,.;~ t... :_-.ıolcu sadec e Zeyd ' dir) dendiği zama n (ki bu sıfatın ~evsufa tahsisidir) "Zeyd 'den başka yolcu yoktu r" manası ~stedilmez. Çünk ü böyle bir şey imkansızdır. Bu cüm-. ~eden kast edilen husus , Zeyd 'in herha ngi bir şahsa nis]etle (mesela Mahmut) daha fazla yolculuk yapan bir sey~~-ah olmasıdır . Kasr-ı izafiye mevs üfun sıfata tahsis i kabi.:nden bir örnek olara k ~u ~i li\ (sen sadec e şairsin) :ümlesini zikredebiliriz. Bu cümle den maks at, muhatabın şairlikten başka bir vasfının olmadığını beyan etme k değil ie_, onun herha ngi bir vasfına (mese la hitabe t) nisbe tle üstün olduğunu vurgulamaktır. Kasr-ı nisbi de denil en kasr-ı izafi muhatabın duru:nuna göre üç kısma ayrılır: 639 şairlik vasfının
1) Kasr-ı İfrad ~IJ'll ~
Muha tap, sıfat veya mevsuflarda ortaklık inancındaysa Jna söyle nen ifadedeki kasr, kasr-ı ifraddır. Mese la muha :ap Zeyd' in hem alirn hem de şair olduğu inancında ise, Jna söyle nen şu söz kasr-ı ifrad olur. r-1~ '1l--4J t... (Zeyd sa:iece alimdir.) Böyle ce muhatabın zihnin de iki sıfa tın or:aklığı (ilim ve şairlik sıfatının Zeyd' de berab erce bulun :nası) fikri kaldırıln1ış olur. Bu kasr, aynı zama nda . :nevsCıfun sıfata tahsisidir. Sıfatın mevsCıfa tahsis i ka bilin-:.39)
Cevahiru'J-Belağa.
181.
s.l86-I 87;
Ulumu ' l -Belağa. s. J 42~143; el-Belağ atü'l-Arabiyye.
1.179-
212 --------- --------- --------- -
BELAGAT TERİMLEK
den _o lan kasr-ı ifrada ise şöyle bir örnek verilebilir: Zeyd ve Amr' ın beraberce suç işlediklerini düşünen bir muhataba, .suçu sadece Zeyd 'in . işlediğini belirtmek için r~l 1.. --4j 'll (suçlu sadece Zeyd' dir) denir. Bu cümleyle Amr'ır~ suç ortaklığı .muhatabın zihninden sökülüp atılır . 2). Kasr-ı 'Kal b
~~ _raj
'Muhatap, ortaya kanacak hükn~ün aksine inanıyorsa . onun bu inancını defetmek üzere sevk edilen kelam kasr-: kalb adını alır. Mesela, bir öğrencinin, kendisinin işç i olduğunu zanneden birisine ~U, l.J\ li\ (ben sadecE öğrenciyirn) · demesi · bu kabildendir. · Böylece öğrenci, kendisinin yalnızca talebe olduğunu, işçi ·ohnadığıriı muhatabına bildirmiş · ·otur. ·3) Kasr-ıTa'yin ~~~ Muhatap, · bir hükümde şüpheli ise, onun tereddüdünü gidermek üzere söylenen söz, kasr-ı ta'yindir. Bi:doktor, · kendisinin ecza cı mı! yoksa doktor mc olduğundan şüphe eden birisine ~'1 ~ '1 ~ li\ (Ben doktorum, ecza cı değilim) demesi kasr-ı ta 'yi n olur. KAT'
~~ -
Lugatta· ".k esmek" manasında olan kat' Bedl' sanatlarındart · olup "s·ö zü, tesirini artırmak ve dinieyenin anlayışına bırakmak için tamamlama dan kesmek" demektir. Yusuf Ziya Ortaç Bey'in şu mısralan, bu sanata güzel bi:örnek teşkil etmektedir: 640 "Derdi m öyle büyük ki ... · Hayat öyle bir yük ki. .... " 640)
Edebiyat Lügaıı. s.87: Edebiyat Bilgi ve T eorileri: s.234-235.
_.!._:.JSİKLOPEDİSİ -------------~-~-- 213
KAVL-İ Bİ'L- MÜCİB ~)4 J.,.alı · Lugat ta "kavl" , söz; "muci b" ise olumlu ma- . :-:asındadır. 641 Bedi' ilminde, mana sanatl annda n sayılan :ür deyim olarak kavt-i bi '1-mucib, iki kısımda incelen :niştir: 642
sözünd e bir şeye bir sı fat verilir ve bu:-;un üzerin e bir hükün1 bina edilir. Dinley en bu sıfatı alıp :aşka bir şeye verir, fakat hükmü n bu tavsif eti ği şeyde :ulunu p bulunmadığını beyan etmez . İşte bu takdird e -~:avl-i bi'l-mucib sanatı ıı:ıeydana gelmiş olur. Kavl-i bi'l-mQcibin bu birinci kısmına, Münaf ikun 5·Jresin in sekizinci ay eti örnek göster ilmekt edir. Mezku r =yetin meali şöyledir: "Onlar Medin e'ye döners ek, daha =.ziz olanlar . zelil olanları çıkaracaklar derler. Bütün izzet .-\llah'a, Resulü ne ve mümin lere aittir .... " Bu ayet-i keri:nede, münafıklar kendil erini "daha izzetli olmak la " ·;asıflandırırken, mümin lere de "zelil olanla r" sıfatını ~; akıştırmışlardır . Bu vasıflar üzerin e bina edilen hüküm :.se, aziz olanların zelil olanları Medin e' den çıkarması dır. :.fünafıkların bu · iddicJarına karşılık, Cenab-ı Hak, izzet ·.3sfını onlqrd an alıp Zat-ı Akdeşine, Resul- ü Ekrem ine 3.A.V) ve mümin lere tahsis etmesi ne rağmen, önceki :-.Ukmün (Medin e'den çıkarma fiilini n) izzet vasfını verdiği a.tlar (Allah, Resuluilah -S.A.V- , mü ~ minler) hakkında sa-
1. Bir
::t olup
kişinin
olmadığını
beyan
buyurmamıştır.
sözünd e yer alan bir lafzı, müteallikini ~ef'ul, hal, zarf vb.) zikretm ek suretiyle, söyley enin mak2.
:..:. ı ı
-2.:
Başkasının
Sami, Kamus-i Türki. s.l107, 1425. rt.532-534; Cevahiru' !- Belağa, s.384-385.
Şemseddin
el~lzah.
214------------------------~-- BELAGAT TERİMLE?_
sadının dışındaki
bir manaya hqmletmek, kavl-i bLmucibin ikinci kısmını teşkil etmektedir. Örnekler: t$,:)~ ~~~lS"~ Jt; ~:f l}r ~i~~~~
Dedim ki, ((Sana defalarca gelmekle ağırlık O da, "omuzumu nimetler/e agzrlaştırdın" dedi.
verdim . ~
Bu beyitte birinci şahıs, ağırlık vermeği "yük olma, rc:hatsız etme" manasında kullanmıştır. Muhatap ise ay~~ fiile yeni bir müteallik ( (,.).)~ ~~) getiriT.ek suretiyle, bu laf:: iıs:.;
\s.)J,:)
~~ 01_,>-1)
~:~ ~wL..:ı t...+-' ~)
(,Ş.) b J ı.J" if<J) \} ~ ..lıJ ~t- y _,ı; L:... :.:...A..,o ..ı.; \}\.,;)
Onlar öyle kardeşlerdir ki ben onları {beni koruyar zırhlar zannettim. Onlar da zırh oldular, fakat düşman/c .. için . Onları isabetli ok/ar zannettim. Onlar da ok oldu/c~ ama kalbime (saplanıp yara1adllar.) Ve dediler k: "kalplerimiz safi (halis, samimi) oldu." Doğru söylediler fakat (onların kalpleri benim sevgimden) sıyrılıp çıktL Son beyitte sözünü, maksud
şair, " kardeşler" dediği şahısların ~..i..c
manası
" ihlaslı
olma, samimi olmac. .~_,u..ı) manasından alıp, "boş olrna" (_,.L;ll) manasır:. hamletıniştir . O lafzı bu manaya he. ml ederken zikrettit müteallik ise .)bJ i f car ve mecrQrudur. KELAM
olan
~~~
Meant tabirlerinde n olan kelarn, " işitene tam b::mana ifade eden söz" demektir. ifadenin tam olması, ke::'""
.-\NSİKLOPEDİSİ -
- --
-
-
-
- - -- - - --
215
643 :neler arasındaki nisbetin tam olmasıyla meydana gelir.
Kelimeler arasındaki nisbet, ya subutı (olumlu), ya selb1 (olumsuz) olur. 644 Mesela, r>"~Y t)....!JI (cadde kalaJalıktır) cümlesind e nisbet subutidir. t...>-.:ıy t;L!..!I L. (cadde ~ala balık değildir) cümlesind eki nisbet ise selbldir. ~
Kelamda yer alan kelimeler in arasındaki nisbete -isnad", nisbet edilen kelimeye "müsned" , kendisine nis645 YuJet olunan kelimeye de "müsnedü n ileyh" denir. ;..:andaki cümlelerde t.-~y - ~.:ı.r kelimeleri müsned, t;WI ~elim esi müsnedü r. ileyhdir. Ayrıca kelam haber ve· inşa Jlmak üzere iki kısımdır.(Bkz. Haber - İnşa) 6 46 Kelamın rükünleri (öğeleri) de iki kısma ayrılır: 1. Umde i~l : Doğrudan doğruya cümleyi meydana 3etiren asıl rükünlerdir. Müsned ve müsnedün ileyh olan Jütün kelimeler bu kısma girer. (Bkz. Müsned ~
:'v1üsnedün İleyh) 2 . Fazla ll.;a.QJI : Bunlar müsned ve müsnedü n ileyh :iışındaki (hal, zarf, temyiz gibi) tamamlayıcı unsurlardır. ·. •
KELAM EDEBi ~~~ y.)\ Bkz. ASALET . KELiMENİN I li._.;,'lll ~ (kinlerin toplandığı yer) tabiridir, bir sı fat olup kal be ( ~~) isnat edilmiştir. "Kalb" kelimesi mevsuf ("kinlerin toplandığı yer" sıfatının sahibi) olduğuna göre, ondan kinaye yapılan . ı:>L;.,..p 'lll~ terkibi de mevsuftan kinayedir. c. Nisbetten Kinaye
~ ı:.r ~LS:Jı
Bir sıfat ve onun sahibi (mevsuf) açıkça belirtildiği halde, aralarındaki nisbetin kinaye yoluyla ifade edilmesine "nisbetten kinaye" adı verilir. Örnek: ~_r..:lll.f/1
J.; ·~P" 4
~ ~~ ..GIJ ö~J)IJ ~l-..J\01
Kerem, insanl1k ve cömertli k, İbnü'l-Haşrec'in üzerine vuru/an (inşa edilen) bir kubbedir.
Bu beytiyle şair , bazı güzel vasıfları İbnü'l-Haşrec adındaki zata nisbet etmek istemiştir. Ancak bunu açıkça beyan etmeyip kinaye yoluna başvurmuştur . Bu sıfatları doğrudan doğruya mevsCıfa (İbnü'l-Haşrec) vermeyip , onun ku bbesine isnat etmiştir. 2.
Vasıtalara
Göre Kinaye
Çeşitleri
Kinaye bağlı olduğu vasıtalara göre dört kısma ayrılır: 655
655)
Miftahu'I-Uium, s.4l J-41 2: eJ-tzah, II,466-467; ei-Muravvel, s.373-375; Cevahinı'J- l3elağa, s.350-351; Ulumu'l-Belağa , s.283-285; el-Belağatü'l-A rabiyye, IJ, l 63- 170; Edebiyat Bilgi ve Teorileri, s. 176-179.
220 - - - -- - - -- -- - - -
a. Ta'rfz
BELAGAT TERİMLERİ
~r=ll
Ta'rfz, lugatta tasrihin (bir şeyi açıkça beyan etmek) zıddıdır. Edebi bir terim olarak ise, sözü delalet ettiği manadan başka ·bir manaya çevirmektir ki bu m ana kelamın öncesinden anlaşılır. Mesela, insanlara eziyet eden bir kimseye Hz . Peygamberimizin (s.a.v.) ıı Müslüman müslümanların dilinden ve elinden emin olduğu kişidir ." 656 mealincieki hadisinin söylenınesi bir ta'rizdir. Bu ta'riz o kimseye müslümanlara eziyet etmenin müslümanlık vasfıyla bağdaşmadığını hatırlatmaktadır.
Mütenebbf'nin (ö.354/955) Seyfüddevle'yi kastederek söylediği şu beyit de ta' rfz örneklerindendir. lJI..ı JUI ~J l.ı_r--U U"'ı~uı L..iJ JfA-1 Oyleyse sakın yetime kötü muamele etme ve sakın bir şey isteyeni azarlama! 668 Her iki ayet-i kerimede de revi harfi verinde bulunan ra (~ı)) harfinden önce ha (.Jb) harfi bulunmaktadır. ~ ~ 0\J Jl ~ -IJ 01 ıJr ~L
Qj~l \~\ l>y-Gll~ '1)
~~,y-~\y~_r.?ı.?
~ ...?- ~ t.>.lı Gjıs:;
4-i~ ~ 1..~ if~ (,Şi_;
Şayet
ecelim gecikirse (bana ihsan ettiği) nimetlerden dolayı Amr'a teşekkür edeceğim. Ki bu nimetler ne kadar büyük olurlarsa olsunlar, içlerine m innet karışmadı ve kesilmeden devam ettiler. O öyle bir zenginliği (ve malı), arkadaşından esirge meyen bir ge nçtir. Ayakkabı kaydığı zaman (yani be lalar başına ge lip sıkzştığı anda bile o) şikayeti açığa vuran birisi olmadı. '(eri gizli olduğu halde (yani ben o sıkıntılarıma tahammül edip ihtiyacımı gtz/ediğim halde) ihtiyacımı gördü. Sanki benim ihtiyacım , giderilineeye kadar onun gözüne düşen çöp oldu. Beyitlerin sonunda rev! harfi olan " ı.:..ı ,. harfinden önce şeddeli lam harflerinin yer alması ' " lüzO.mu ma la yelzem" sanatını meydana getirmektedir. 666) 667) 668)
el-Izah. II,553-554; Ce vahiru ' I- Bel ağu. s. 407. Ede biyaı Lngaıı. s.63. Duha 93/9- lO.
ANSİKLO PEDİSİ --------~------ 227
-MMAHZÜl~ JJ~I Bkz. MÜHM EL " Bkz. HAL MAKB UL TEŞBIH J~ı ~ı Bkz. TEŞBIH MAKLÜ B y fol Bkz. CİNAS MAKLU B TEŞBIH y }ALl~~ Bkz. TEŞBIH MA'KÔ S TEŞBIH 4f#ı~~ Bkz. TEŞBIH
MAKA M:
r'Jlı
A
"
"
A
MAKSU R JJ-AAlı Bkz. KASR MAKS ÜRUN ALEYH ~ J_,...allı Bkz. KASR MA LA YESTEHİL Bİ'L-İN'İKAS 4f~~4 ~'1 ı.. Bkz. CINAS MANE VI TA'KID ~~ı ~ı Bkz. FESAH AT "'
o
ıj~l
MEANi
kelimes i mana ( ı..s.:."'ll) kelimes inin çoğuludur. l\1ana, lugatta "maksu d" ( ,_,...a.aıı) yani "kast edilen şey" demekti r. 669 Edebi bir ıstılah olarak mana, zih670 nin tasawu r ettiği şeyin lafızla ifadesidir. ( ~Wl) .
Meani
A
./'\.
"
•
MEAN I ILMI JW.I ~ meydan a getiren üç ilim (Meani, Beyan, Bedi') dalından birisidir. " Lafızların mukteza-yı hale mutabakatını bildiren ahvale dair usul ve kaideler i açıklayan ilim" olarak tarif edilir. 67 1 ("Mukteza-yı hale mutaba kat" hakkında bilgi için bkz. Hal) Belağatı
Meani ilmini ilk defa ortaya :-59)
el-Kamusu 'l- l'vi uhiı.
~70)
Cevahiru'I-Be !ağa,
IV, 370. s.48; Türk Dili ve
Edeb iyatı
çıkaran kişi
bilinrne mekte- ·
Ansiklopedisi, Anlam (Manu) md. 1,142.
228 ------~
-
-
- --
-
-
BELAGAT TERİMLER:
dir. Ancak Beyan ilminden sonra tedvin edilen bu ilirr. dalında ilk eser veren Cahız'dır. (ö.25E)/869) Cahız'ın "el-Beyan ve't-Tebyin " ile " İ 'cazu ' l-Kur'an" adlı eserlerini, Müberred'i n (ö.285/ 898) " el~Karnil " adlı eseri: Kudame b. Ca 'fer'in (ö. 310/948) "Nakdü'n-N azm" ve "Nakd 'ü-Nesr" adlı meş hur eserleri takip etmiştir . Nihayet Abdülkahir el-Cürcani (ö.471 / 1078) "Esraru~l Belağa " ve "Delailu'l-İ' caz" adlı eserlerinde Meani ilmini. müstakil bir ilim olarak bütün teferruatıyla ele almıştır . Bundan dolayı, bazı alimiere göre I\1eani ilminin kurucusu el-Cürcanl' dir. Bundan· sonra Meani ilmi , Beyan ve Bed! ilmiyle beraber Belağat ilmiyle ilgil~ eserlerde yer alarak günümüze kadar gelmiştir. 672 (Bkz. Belağat) Meani ilmi nahvin ruhudur, onun sebep ve gayelerini açıklar. Bir cümlenin ne zaman haber ~ ne zaman inşa yapılacağı, kasr, fasl ve vaslın n e zaman gerekli olduğu: cümledeki öğelerin takdim ve tehirlerinin ::-ıe zaman marife. ne zaman nekre yapılacağı ve benzeri konuların hepsi, bu ili ın vasıtasıyla öğrenilir. Bu konuların .bilinmesi de Kur ' an-ı Kerim ' in i' cazın ın anlaşılmas ında büyük kolaylıklar temin eder. Okuyucusun u fesahat ve belağatın sırlarına vakıf kılan Meani ilminin mevzuları şu şekilde sıralanmaktadır: 6 7 3
1 - Haber _r.'ll 2 - İnşa ~\..:.j:JI 3 - Müsnedün İleyhin Halleri 41 ..ı.;.....l\ Jly-1 67 I) 672) 673)
Miftahu ' l-U iuın. s. l6 I: el-Izah. L84: Cevahiru ' 1- Be lağa. s.46;e i-Bel ağatü ' 1-A rabiyye. LS 1. el-tzah. L 7-13: Uluınu'l-Belağa. s.9- 12. Cevahiru'l-Belağa. s.47; el-Be l ağatü ' I-Arabiyye, 1.53-54.
ANSİKLOPEDİSİ ---~------------ 229
4 - Müsnedin Halleri ~~ Jly>-1 5 - Fiilin Mütealliklerinin Halleri
~~ ~~ Jl~l
6 - Kasr _rz.AJI 7- Fasl ve Vasl ~}IJ ~~ 8 - Icaz, İtnab ve Musavat ~ıJWIJ yt.:.k ~~J j~ ~~ A
MECAZ j\$.1 674 maMeca z kelimesi, "bir şeyi aşmak, geçm ek" nasına gelen "j~" fiilinin ism-i meka n (aynı zama nda ism-i zama n ve mimli masta r) sigasıdır. Luga t manası "gelip 675 geçilen yer~ gelip geçile n zama n veya gelip geçm ek" olan meca z , lafzın mana ya delale t yollarından ikincisidir. Lafzın konulduğu mana da kullanılmasına "haki kat" denir ki, lafzın mana ya delalet 'yollarının birincisidir. Lafzın manaya delale tinin üçünc ü şeklini ise "kinaye" teşkil etmek tedir. (Bkz. Delalet) Mecaz, Beya n ilmi tabirl erind endir ve Beya n ilminin teşbihten sonra ikinci önem li konus udur.
Bir Belağat ıstılahı olarak meca z şöyle tarif edilmektedir: Mecaz, bir alaka dan dolayı hakiki manasının dışında kullanılan ve asil manasının kast edilm esine karine -i ma676 Bu tarifte n bir kenia (engel delil) bulun an kelimedir. limenin meca z olabilmesi için şu şartları taşımasının gerekli olduğu sonuc unu çıkarabiliriz: 1- Kelimeyi hakik i manasının dışına çıkaracak bir alaka bulunmalıdır . 674) 675) 676)
Lisanu'l- Arab, V,326; Kamus Tercümesi, 11.786. Kamus Tercümesi, 11,788. · el-Belağatü.l-Arabiyye, 11,76.
230------- ----------- ---------- -
BELAGAT TERİMLERİ
2- Bu alaka, benzerlik veya bunun dışıncl~, hakiki m ana ile mecaz! mana arasındaki bir münasebet olabilir. 3- Hakiki mananın kast edilmediğine dair, lafzi veya hali bir karine bulunmalıdır. Alaka ( 4.;':>\.Jl) , hakiki mana ile mecazi m ana arasındaki münasebetti r. Bu münasebetle iki m ana birbirine bağlanır ve zihin birincisinden ikincisine intikal eder. Yukanda da belirtild i ği ·gibi bu alaka, müşabehet (benzerlik) olabileceği gibi bunun dışındaki (sebebiyyet, aliyyet, cüz'iyyet, külliyyet vb.) pek çok şey olabilir. Alaka, müşabehet olursa istiare; müşabehetin dışında bir şey olursa mecaz-ı mürsel meydana gelir. 6 77 Karine ( ~jAJI) ,· sözü söyleyen kişinin, sözü hakiki manasında kullanmadığına delil olarak getirdi ği şeydir. Bu delil, bizzat sözü söyleyenin telaffuz ettiği ifade içinde yer alırsa "lafzi karine" adını alır. ifadenin içinde yer almıyor da sözü söyleyen kişinin halinden veya sözün gelişinden anlaşılıyor ise "hali karine" adını alır. 678 Karine, hem mecazcia hem de kinayede bulunur. Ancak mecazcia bulunan karine-i maniadır. Yani hakiki ına nanın kast edilmesine engeldir. Kinayedeki karine ise, hakiki mananın aniaşılmasına mani değildir. İşte mecaz ile kinaye arasındaki tek fark budur. 679
Mecaz Çeşitleri
j~l tlyi
1. Mecaz-ı Mlifred ~.)11 j\~1 677) 678) 679)
Cevahiru '1-Belağa. s.29l. s.29 1. Miftahu ' I-Uluın. s.359.
Cevahiru 'l- Belağa.
ANSİKLOPEDİSİ - ·-
-
-
- --
- --
- -- -- -- ·· 231
müre kkebi n zıddıdır. Mecazın bir terkip te değil de tek bir kelim ede meyd ana gelme sidir. Ala ka müşabehet olurs a "müf red istiar e" (cesu r bir adam a "aslan " denm esi gibi), müşabehetin dışında bir şey olursa "müfr ed mecaz-ı mürsel" teşekkül eder. İleride dokto r olaca k bir bir hp öğrencisine "dokt or" denm esi, müfre d 680 mecaz-ı mürsel örnek lerind en birisidir. Mecaz-ı
2.
Mecaz-ı Şer'i
1:1'_r!JI jl~l
bir mana için kullanılmasıdır. Salat ö")l..JI kelimesi şer'i manası "nam az" iken 681 "dua" ~~..uı manasında kullanılması şer ;i meca z olur. Bir
lafzın şer't manasının dışında
3. Mecaz-ı ()rf!
J.rJ! }~1
Örfte hakiki manasıyla bilinen bir lafzı, bu mananın dışında kullanrr1aktır. Nahiv örfün de fiil, malum kelim e çeşitlerinden biri iken "iş-eylem" manasında kullanılması örft-i has olan ı.necazı c.~., ~.;Lı ~_rJı j~l) teşkil eder. Umum i örfte, yerde yürüyen hayvanlar için kullanılan dabbe (~ı ..u ı) kelimesinin insan için kullanılması ise rWI ~_rJ\ jtkl adı verilen mecazı oluşturur . 6 82 4.
Mecaz-ı
;t\klt
~~ j\.;?.1
Bir alaka sebeb iyle, fiilin failin den başkasına isnat edilmesi ve bu isnadın hakiki olmasına mani bir karin enin bulunmasıdır . Bu tarift en anlaşılıyor ki isnat hakik i ve meca zi (akli) olma k üzere iki çeşittir. "Ali geldi" ( ~ ~~) ve "Ahm ed ayaktadır " (~Li ..L...>-1) cümle lerind e gelme işi 680) 681) 682)
Cevahiru ' 1 -Belağa s.291. el-Izah, TI,395. el-Izah. II,395.
232 -------------------- -------- BELAGAT TERİMLERİ ~
Ali 'ye, ayakta d urma işi Ahmed' e isnat edilmiştir. Bu işleri yapan kişiler , bizzat o şahıslar olduğundan, her iki cümledeki isnat da hakikidir. Aynı şekilde bir müslümanın "Allah ekini yetiştirdi" ( r_.;)l 2üı ~~) sözündeki isnat da hakikidir. Ancak, yine bir müslümanın "bahar ekini yetiş tirdi" ( c_.;;Jı ~)1 ~ı) sözündeki isnat mecazidir. Çünkü müslümanın inancında ve hakikatta ekini yeşertip ·büyüten sadece Allah' dır. Bahar mevsimi ise sadece ekinin büyüme zamanıdır. Bu mecazda alaka zaman, karine-i mania ise bahar mevsiminin "ekini yetiştirme gibi bir fiilden" aciz ve uzak olmasıdır. 683 Aklı mecazı
meydana getiren ve "fiil ile hakiki olmayan münasebette n ibaret" olan alakalar pek
faili arasındaki çoktur. En meşhurları şunlardır: 684 a. Zamana İsnat 01..)1 Jl .)L:.....~1 ~~ o.J4-i
Onun gündüzü oruç/udur.
Bu cümle .J4:JI ~~LPr "o gündüz oruçludur"
ına
nasındadır.
:ıJ} r.l.J )-~~~ ~~J
Günler,
~~.:..-:St... i~~~ ı,;...U ı$.1.?-
bilmediğin şeyi
tır. Azık vermediğin
b. Mekana isn at
senin için ortcıya çıkaracak kimse, sana haberler getirir. 0\.SJ.ı Jl .)L:..... 'il
l..lıl ~ ı.:r...Ul;.. )~~\ ~ .J t.;./. ..:.;~ ~ .... Ebedi ve temelli ka lacakları, altlarından akan cennetler onlarındır. 685 683) 684) 685)
ei-Belağatü '1-Arabiyye, Cevahiru'J-Belağa,
ei-Maide5/1 19.
ırmaklar
II,8 1-82. s.296-297: ei-Belağatü'I-Arabiyye, II,82-90; el-Cami' s. l61-163.
--- 233 ANSİKLOPEDİSİ ---~----------
Aka n,
suların yatağı
değil ,
olan neh irler
içindeki su-
dur. c. Seb ebe İsnat ~~ Jl ~~~~ ~
t.Jlcj ~~lj
4,j~ \ ~ ~ \.)\)
Onlara (müminlere) Alla h 'ın ayetleri 686 man , bu onların in1anlarznı artırır.
okunduğu
za-
İmanları artıran Allah'tır, ayet ler ise sebe ptir.
d. Masta ra İs n at .J..ı...alı Jl .)~':ll ~U, ~-~-~.)yı.! ~
\.)\
~:f ~~ ~ o~l,ks. ~~
O (övülen cöm ert kişi, nim ete muh taç, yardıma) istekli kişinin hayır duasıyla ihsanlarznı koru maz sa, neredeyse onu n ihsarilarının deliliği tutar. Bu beyitte ~ fiili, gerç ek bir faile değil de kendisinin mas tan olan 0 y.- kelimesine i snat edilmiştir. e. Fail İçin Bina Edilen Bir Vasfın Mef'Qle İsnadı J~l Jl ~I.AJJ ~.r.tı ~_,.ll )~1 ~\)~ı.)~ ~}y ı.:.....W
.:./' t,.lj
Ama · tartıları ağır gelen kim se, mem nun edici bir hayat içinde olaccı ktzr. 68 7 ism-i faili, ~;. (ism-i mef'ul) maAyet-i kerimedeki *~..;,ı~ " nasındadır .. ~~~ rUJ I ~~ ~~j ..wı J * ~ j>-;'ll i Jt.>:lı t: $S
,.
Sen güzel has/etleri bırak! Onları arzu etm eye yeltenme ve otur! Sen (hazırdan) yiyen ve giyen birisin. 686) 687)
el-Enfal 8/2 ei-Karia 101/6-7.
234-- Şair
BELAGAT TERİMLEK
- - - --
bu beytinde
hicvettiği kişiyi çalışmadan,
evde
oturarak başkalarının kazançlarıyla yedirilmi ş ve giydirilmiş birisine benzetiyor. Dolayısıyla şair beytin sonundaki rl.bJI (yiyen) ism-i failini, i _y.kll (yedirilen) nıanasında, yan: ism-i mef'ul yerinde kullanmıştır. Aynı şekilde ~l5Jı (giyen) ism-i failini de y-. ':? ..:UI y J Gökleri ve yeri yaratan on/ann (insanlcırzn) benzerini yaratmağa kadir olmaz mı? Elbette olur. Ç~ünkü O, yaratandır ve bilendir. 712 Irak Meliki Nurnan b. Münzir'in şairi olan Nabiğa (ö. M. 604 - 612 ylları arası) bir ara Şam'a gidip oradaki idarecileri övünce, bazı kimseler bunu Numan'a ihbar edip şöyle demişler: "Nabiğa onları övdü ve senin aleyhinde konuştu." Bu iftirayı reddetmek ve Numan'a özrünü be713 yan etmek üzere, Nabiğa şu beyitleri kaleme almıştır: ~ ~_,-U2uı ~ı))~)~:~~_)~~~\ r-~ ~ .:_j;.\ .ı...;>_: ıy.ıı 1.-.).iS"\ - ' (....,, - • &
-
~ . ~·~.
~. .~ .d..iG· .. ~
-
.•t J,j ~ ~
~~J .,~_;.-..- ~ ı.J'_;'JI ü ~:~ ~~ ~~~_,.ı ~.-)lı U";:N'J\J pı ~\J * l-..::>,-11.)\ ~JJ\J ı:r.ı..ıJI ~i\... Din ve dünya (mal) birleştikleri zaman ne güzel olur! !nsanda küfür ve iflasın -yoksulluğun~ bulunması ne çirkin bir şeydir! . ~ ~11_,...-.b Jl::LI Js-
* ~ ~ ~ ~..ıJI ~~ \.)\
~~J.j ı/'\.)\~ ~1 ':1J ~~ ~\~\.)\~:>_;.ı ;N
. ..
Dünya (mal ve zenginlik) sana geldiği zaman, onunla bütün halka ihsanda bulun. Şüphesiz ki (dünya malı insanlar arasında) dolaşıp durur. Dünya malı gelrn eğe (başlarsa) cömertlik onu tüketmez. Gitrneğe {başlarsa da) cimrilik onu tutdmaz.
MUKATTA'
~~
Bir cümle, mısra veya beyitteki bütün kelimelerin 722 birleşmeyen harflerden ( J' j'.J' .), .)'i) meydana gelmesidir. ""'2 1) - 22)
el-Leyl 92;5- ı o. Keşşafu lstılahati'I-Funun,
ll, 301.
248 --------------------------- BELAGAT TERİMLERİ Bazılarına
olduğu
iddia edilen bu sanatın zıddı muvassaldır. Bunların her ikisi de Belağat alimlerinin çoğunluğu tarafından bir edebi sanat olarak kabul görmemiş, hatta terk edilmesi tavsiye edilmiştir. 723 Örnek: 724 göre bir Bedi terimi
Davud bir rızzk elde etti. MUKTEZA-YI HAL J'J..I ~ Bkz. HAL MUSAHHAF ~~ Bkz. TASHIF MUSARRA' t~' Bkz. T ASRI' MUSARRAH ISTIARE ~~~ öJ~'il Bkz. ISTIARE MUTABAKAT J..a.ıı.k\.1 Bkz. TIBAK MUTLAK ISTIARE 4.il.611ö).~'lı Bkz. ISTIARE MUVAFAKAT ~1)1 Bkz. I'TILAF MUVAREBE 1ul}l lij..> ~Jb !J..>~1
A
A
A
•
•
•
"
•
1'\.
A
A
•
•
•
A
•
"
•
•
A
1'\.
A
Sözü -söyleyen kişinin bir harf veya nokta değişikliği yaparak sözünün manasını değiştirmek suretiyle hesaba çekilmekten kurtulma hünerine "muvarebe" adı verilir. Örnek: 725 .ı..,.JG-
J-s:- ..w. t ı...;, LS ~~ ~~ ~ . r.f.:ıJ
Biz
komşumuza
içimizde (evimizde veya yakznımızda) olduğu müddetç e ikramda bulunuru z ve (hat ta) o komşu muz nereye giderse, biz de onun arkasından i hsanı oraya göndeririz. (Beytin sonundak i elif harfi işba ' içindir. Kelimenin aslı J\.. şeklinde olup "meyletti " manasında mazi bir fiildir .) 729) 730) 731) . .· 732)
Ul umu' I -Belağa, s.314; ei-Belağatü ' I -Arabiyye, lll, 27. el-Izah, II, 5 14; Cevahiru ' J -Belağa, s.380; el-Belağaıü'I-A rabiyye, III, 26. el-fzah, II, 5 14; Ulumu' J-Belağa. s.314. el~l zah. II, 5 15; Cevahiru 'l-Belağa. s.380.
ANSİKLOPEDİSİ
----------------251
SürCıri'nin şu beyti de iğrak örneklerindendir: 733
Ah ey leri m Halk
sada-yı
uyanıp
bülend ile her seher
sanur ki müezzin ezan verir
3. Gulüv };JI iddia edilen vasıf hem aklen hem de adeten mümkün değilse bu mübalağaya "gulüv" denir. 734 Örnek: ı.~~ ~~ J..ia.:.H ~~
* .ı..il ...? .!l_rjl ~1 ~IJ
(Ey övülen kişi!) Sen şirk ehlini (müşrikleri) öyle korkuttun ki yaratılmamış nutfeler (bile) senden korkar oldu.
Edipler, makbul setmektedirler: 735
sayılan
gulüwün üç
kısmından
bah-
a. İçinde Hakikata Yaklaştıran Bir Unsurun Bulunduğu Gulüv: Gulüvvün bu çeşidinde, ibarede ~LS:: gibi mukarebe fiilieri veya } gibi şart edatları bulunur. Örnek: ~J J\} to}~f- ı:; IS)
* ili;~~.r" [.~ ~~
(0 at) şayet arkadaş ayrılığına rağbet gösterseydi (yani arkadaşından ayrılmağa razı olsaydı) hızından dolayı neredeyse gölgesinden çıkardı.
b. İçinde Güzel Hayallere Sevkeden Bir Unsurun Bu~ lunduğu Gulüv: Bu tür gulüvde insanları güzel hayallere sevk eden ifadeler yer alır. 733) 734)
735)
Edebiyat Bilgi ve Teorileri, s.217. el-lzah, Il, 514; Edebiyat Lügatı, s.l05. el-lzah, Il, 515-516; Cevahiru ' l-Belağa, s.380-381 (l.Dipnot).
252 ------------~ BELAGAT TERİMLERİ
Örnek: ~'1 ~
(0
li:;:.
~} ~:~ ~ 4-:J.s:. ~\;..... ~ ~
atın) tırnak/an, atın
üzerinde (kesif bir) toz tabakası bağladı (oluşturdu) .. Şayet at, o toz tabakasının üzerinde yürümek isteseydi (o toz bulutunun toprak gibi kesif ve sert olmasından dolayı) bu mümkün olurdu.
c. Şaka ve Alay ifadeleri İhtiva Eden Gulüv: Bu tarz gulüv ile, şaka ve alay ifadeleri, imkansız mübalağalar sebebiyle, komik bir hal alır. Örnek: j j'l\ ~ ..:,....Qj\ y f
J__,k. 4
1
if f )
~:~
~:~ J.\
r
4 ~\ ~
J'..ı..ilı
J ~~
Ey İbnü Harb! Senin öyle bir burnun var ki (bütün) burunlar ondan uzaklaşır. Sen Kudüs 'te namaz kı/arken , o {senin kocaman burnun) Kabe'yi tavaf ede ~f". MÜBEYYEN TEVRİYE yı ~Jy:ll Bkz. TEVRİYE MUBTEZEL ISTIARE ~~~ iJ\.ı..:....ı~\ Bkz. ISTIARE MÜCERRE_D ~/.-1 Bkz. MÜHMEL MUCERRED ISTIARE ö~_;.:ı aJı...:....ı~ı Bkz.ISTIARE ••
•
••
•
•
A
•
/'\.
•
•
"
•
•
A
MÜCERRED TEVRİYE ö~_;.:ı ~J.rJı Bkz. TEVRİYE MÜCMEL TEŞBIH ~~ ~~ Bkz.TEŞBIH MUEKKED TEŞBIH ~jll ~~ Bkz. TEŞBIH MUFRED ISTIARE ö~.ıill iJı...:...ı'lt Bkz. ISTIARE MÜFRED MECAZ ~.}llj~l Bkz. MECAZ MÜFREDİN MÜFREDE TEŞBIHİ ~.rAL~ ~_,.AllA •. :.; Bkz. TEŞBİH ••
••
A
•
•
A
A
•
•
1'\
MÜFREDİN MÜREKKEBE TEŞBİHİ ~~)~ ~~~ ~ Bkz. TEŞBIH
ANSİKLOPEDİSİ -
- --
- - - -- --
-
-
-
-
-
253
MÜGAYERE ö.ı:!~ı Bedi tabirl erind en olan müğayere, "bir şeyi övdük ten 736 sonra yenne k ya da yerdikten sonra övmektir."
MÜHMEL J..+lı göre bir yazı sanatı olan mühm el, bir cümle, mısra veya beytin nokt~sız harfle rden meyd ana gelmesidir. 737 Buna hazf, mahz uf, tecrid ve müce rred diye 738 Zıddı mu' cemd ir. Bu sözde isim verenler de mevcuttur. sanat lar, çeşitli zorla malar a sebep olduğu için alimlerin büyük çoğunluğu tarafından ~besle iştiğal sayılmış ve terk edilmesi tavsiye edilmiştir. Buna rağmen, bazı müellifler, baştan sona noktasız harflerle yazılmış müstakil ve hacimli eserle r te 'lif etme zahm etine katlanabilmişlerdir . Geçe n asrın büyük alimlerinden Şam müftüsü Mahm ud b. Hamz a da bu müelliflerden biridir. Mahm ud b. Hamz a bu şekilde yazdığı tefsirine ) r\r1 J~ adını vermiştir. Noktalı harf kullanmama k için yaptığı zorla malar dan birini, bu çeşit tekellüflere örnek kabilinden arz edelim: Adı geçen müfessir . Tin sures inin başındaki . ~~ kelimesinin tefsiri saded inde birtakım açıklamalar yaptıktan sonra şöyle diyor: Bazılarına
(Yahut bund an maks at,
(L.. '~ L.. ~ ~\}1 Jl
·şekli
Sarn olan belde nin
müfessir ~ kısaca " Şam"
noktasız
namazgahıdır.) Görüldüğü
gibi yazıp sin harfin in üzerin e üç şeklinde iki kelime yazınağı ter-
,u
nokta koym aktan sa ~ Le cih etmiştir. (Mahmut b. Hamz a, Derru 'l-Esra r y.y, t.y, II,505). 73q) 737) 738)
Cevahiru ' 1- Belağa. s.380. ei-Belağa tü'l-Arab iyye, IJl, 153. Istılaha':- ı Edebiyye , s. 1 13-1 14.
254-------------------------- -Şu
BELAGAT TERİMLERİ
iki beyit de mühmel nazım örneklerindendir: 739 J..-<J\J .J)_r-ll jb..1-..>- '11
~~ ..L....,a.ll .Jı ..L.J-1
!J'J.r Jıı ~f 'J 1.ı,._j 1':J .ılı ı
Sevinç ve hüzün halinde ham d, Sam ed olan Allah 'a aittir. Senin tek Meulan olan Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur. MÜLEMMA' ~ı Bir mısrası noktalı , bir mısrası noktasız harflerden meydana gelen şiire mülemma' veya telml' ad:: verilir. 740 Bir satırı mühmel, bir satırı mu'cem olan böyle bir şiir, mühmel ve mu' cem gibi beyhude zaman israfı sayılmış ve terk edilmesi tavsiye edilmiştir. Ayrıca
bir mısrası bir dilde, diğer mısrası başka bir dilde yazılan manzumelere de tel ml'· veya mülemma' adı verilmiştir. 741 Birinci mısrası Arapça, ikinci mısrası Türkçe olan Fuzuli'nin (ö. 963/ 1556) şu beyti böyle manzumelerdendir: 742 ,
o
.. o ::; ,
, J.
,
,
,
o
...
~\ .ı..i .J~ \S'\..... \~\ .ı..i ~f ... ,
... "...
, :,.J.
,
,.o ,
o ,
, o
,
,
, o ,
,
415' . ~~':J\ ~, ..11..>1 ~\~
Ey ilmi her şeyi ihata eden (Zat-ı Akdes!) Sana ne başlangıç, ne de son tasauvur edilir. Yine Fuzuli 'nin Na ' t-ı Şerifincieki şu beyti · de en güzel mülemma' örneklerinden biri~idir : 743 Cl
. o ...
~ ,
,
o,
""
o
,,.
~ ~IyJ r~T ~~~ ~_r. 739) 740) 74l) 742) 743)
ei-Belağatü ' l-Arabiyye,
III. 154. III. 155. Keşşafu Isııhalahati'I-Funun, Il, 1299; Edebiyat Edebiyat Bilgi ve Teorileri. s.271 . Edebiyat Lügatı. s.l59.
ei-Belağatü '1-Arabiyye,
Lügatı,
s.J06.
ANSİKLOPEDİS İ - - --
-
-
-
- --
-
- - --
-
255
Ey Allah'ın Resulu ! Adem ve Havva silsi/es inin şerefi Sensin . Allah, anamı da, babamı da Sana feda etsin!
MÜLE'VVEN u_,lll Bediin ınülhaklarından olan bu hünere "mütel evvin" de denir. Bir beytin okunuşunda yapılacak küçük bir değişiklikle . o heyte ait veznin başka bir vezne çevrilmesine. bu ad verilir. Beytin ve znini başka bir vezne çevire n değişiklik ise, hareke lerin . uzatılınası veya 744 kısaltılması gibi yollarla yapılır .
alimleri "teşri " adlı sanata "mütelevvin" ismini vermişlerdir. 745 (Bkz. Teşri') Bazı belağat
MÜMA SELE WWt Bed! tabirle rinden olan müma sele, peş peşe gelen iki cümle veya mısranın fasılalardan önce yer alan birçok lafzın veya bütün lafızların vezin yönün den birbirl erine denk olması dır . 746 Şu beyit, müma selenin bütün lafızlarda değil de ekseriy etinde mevcu t olduğu bir örnekt ir: J.IJ~ ~ 01 'll ..k.:ll \:.i ~c ~1 Jl \.j\A 01'll J-->}1 ~ (Onlar) vahşi inek/e r (gibidir.) Ancak (onlar gibi va hşi olmayıp) munis tir. (Munt azam ve mükem mel nıızrak larıyla meşhur)" Hat diyarının mızrak/arına (benze rler.) Ancak bunlar (o mızraklar gibi) kuru değildir. Bu iki mısranın lafızları, uLA ve ı.!.ilj dışında , vezin bakımından birbirlerinin mümasilidirler. 744) 745) 746) 747)
Edebiyat Bilgi ve Teorileri, s.360. Keşşafu lstı lahati'l-Funun. U, 1310. el-lzah, ll, 552; el-Mutavvel. s.416-4 17. el-lzah, II, 488-489; el-Mutavvel, s.380; Cevahiru'I- Be lağa , s.368-369; Ulumu ' l - Belağa. s.300; Edebiyat Bilgi ve Teorileri, s.276.
256 --------------------------- Aşağıdaki olduğu
beyit mümaselenin tüm örneklerden biridir:
BELA GAT TERİMLERİ
lafızlarda
mevcut
(Ey övülen kişi! Aslan, kurtuluş için) senden bir ümit bulmayınca (senin heybetinden) gerisingeri kaçtı. Senden kaçış yolu bulamayınca da (senden kaçmanı n mümkün olmadığını görünce de sana) geldi. MÜMTAZİYET ~JWI Bkz. ASALET MÜRA'AT-INAZİR .~ıö~lr
Bed! tabirlerindendir. "Nesir veya nazımd~, aralarında tezadın dışında bir münasebet bulunan kelimeleri bir araya toplamak" şeklinde tarif edilen bu edebi sanata, tenasüb, tevafuk, i'tilaf, tevfik ve telflk adları da verilmektedir. 747 Mana yönünden aralarında münasebet bulunan kelimeler iki veya daha fazla olabilir. Örnekler: .J.,YI ~J
JJ ~~~oJ.>. .jJ ~~ ~ .j ~ ~,;!llwli'
Sanki Süreyya (yedi parlak alnında ası/ıdır. Yanağında Şi ' ra
dolunay
yıldız topluluğu)
(Sirius)
yıldızı,
onun yüzünde
vardır.
Bu beyitte ki Süreyya, Şi'ra ve bedr kelimeleri arasında (hepsinin de gök ci s mi olması cihetiyle) müra' at-ı n az ir mevcuttur. } ; J 'J\ Jı ~~ ~f ~'JI
J. ü~l ~IS
(O deve, zayıflığından dolayı) sanki eğilrniş yaylar gibidir. Hatta yontu/mu ş haldeki ok/ar gibidir. Hatta ve hatta (yay/arın) kirişleri gibidir.
ANSİKLOPEDİSİ -
- --
ı . ~ ~'1 . - '1J'"i-::-" .~
.
-
-
-
-
- --
-'j ı . ~ y .i. d J~f'J J'"i-::-"V'
~ı
-
- --
':11~
-
257
ı)\
(Ey Aôem), doğrusu cennette ne acıkırsın.. ne çıplak kalırsın, orada ne susarsın ne de güneşin szcağında kalırsın. 748
Ayet-i kerimede insan bedenin dahil! ve harict ihtiyaçlarını ifade eden t:_.t-i. ':11-ı.>_rV'l-~'1- ~'1 kelimeleri arasında tenasüp sanatı vardır. Sözün mana yönüyle başlangıcına uygun şekilde bitirilmesi, müra ' at-ı nazir'in kısımlarından sayılmıştır ki buna "teşabüh-i etraf'' (JI}o'll ~~)adı verilir. (Bkz. Teşabüh-i , EtraD İki manası bulunan bir kelimenin yer aldığı ifadede kast edilmeyen manasına uygun kelimelerle bir arada bulunmasına "tham-ı tenasüb" adı verilir. (Bkz. İham) ki bu sanat da ınura' at-ı nazirin bir çeşidi olarak kabul edilmiştir.
..
,,
MURACA'AT
~1)1
Bedt tabirlerinden olan müracaat, bir sözü nakleden kişinin kendisiyle karşılıklı konuştuğu kişi arasında geçen muhavereyi (diyaloğu) en güzel lafızlarla ve en vecız şekilde ifade etmesidir. 749 Örnek: 0;1Uall '-?~ J~ '1 JL; ~J:. rf) JL; L.L.l U"Lill ~~ J l JL;
Allah, "seni insanlara önder kılacağım demişti. " O (Hz. İbrah im Aleyhisselam ) "soyumdan da" deyince, Allah ''zalim ler benim ahdime erişemez " buyurmuştu. 750 748) 749) 750)
Taha 2011 i 8- ı 19. Mu'teraku ·I-Akran. 1,418. e l-Bakara :U l 24.
258 - - - - -- --- -- - - --
..
MURAŞŞAH
.
"""
ISTIARE
~)ı öJ~'ll
BELAC:AT TERİMLERİ
. . ,....
Bkz. ISTIARE
MÜRAŞŞAH TEVRİYE ~ )1 ~J.rJI Bkz. TEVRİYE
MÜREKKEB İSTİARE
';.$)1 ôJ~'JI Bkz. İSTİARE
MÜREKKEB MECAZ
y)lj'$.1 Bkz. MECAZ-Bkz.
,..
İSTİARE MÜREKKEBİN MÜFREDE TEŞBIHİ .) j.l.4 ~)1 ~ Bkz. TEŞBIH ••
•
••
1'\
•
MUREKKEBIN MUREKKEBE TEŞBIHI ~)4 y )1 ~ Bkz. TEŞBIH
MÜRSELMECAZ ~)IJ'$.1 Bkz. MECAZ MÜRSEL TEŞBIH ~ )1 ~~ Bkz. TEŞBIH MÜSAVAT öiJWI Kast edilen mana ile, bu mananın ifadesi için kullanılan lafızların birbirine denk olmasıdır. 751 Terk edilmesi için gerekli bir sebep olmadığı müddetçe, kelamda asıl olan müsavattır . Örnekler: 0"::"'~ ~ ~
tsf
1j)
Herkes kazancına bağlıdır. 752 0~ 'jl \'10~ ~1;.\.r:-- J.a. iyiliğin karşılığı, ancak iyiliktir. ?53
Jıı ~ .,)~ .r.f- i f ~~ Iy JZ L.J
.. .. Kendiniz için önce den
gönderdiğiniz
her
hayrı
Al-
lah katında bulacaksınız. 754 751) 752) 753) 754)
el-Izah. I. 281; e i- Mutavvel. s.259-260; Cevahiru'I - Belağa. s.234-235; Ulumu'I- Belağa, s. l73; el-Belağatü 'I-Arabiyye. I. 205. et-Tur 52/2 1. er-Rahman 55/60. el-Bakanı 2/J 10.
ANSİKLOPED İ Sİ -
-
-
-
-
-
- -- - - -- - - - 259
(ö.M .604/ 612 yılları arası) Arap krallarından EbCı Kabu s künye li Nu'm an b. Münz ir'e hitab en irad ettiği şu beyit de müsa vata örnek tir: . Nabiğa ' nın
l::""'\J ~ ı.Şkll ı)\ J.;.. ı)\) ~f ı./'_) ..ı... ~ 1.:? .1.!1 ~ts' ı.!,tL;
Sen (öfke ve şiddet halin de) beni yakal ayan gece gibisin. ((Senden uzak geniş (çok) yerler var" diye zanne tsem dahi , (Sen in elind en kurtu lmam müm kün değildir. Çünk ü gen ış mülk üne yayılmış asker lerin kaçaklarz sana teslim ederler.) Yukarıdaki ayet-i kerim elerde ve beyitt e lafızlar mana ya denkt ir. Bir kelim e ekien se fazla olacağı gibi, bir kelim e çıkarılırsa IYiana eksik olur ve ihlal meyd ana gelir. Ebu Hilal el-As keri, müsavatı " lafız ve manaların birbirleriyle denk olması" şeklinde tarif ettikt en sonra bunun 1caz ve itna.b arasında orta bir yol olduğunu belirt mekte dir. 755 Sekk ak1 ise müsavatı ica~ ve itnabı belirl eyen ölçü olarak görm ekte ve ona "müte arifu' l-evsa t" adını verme ktedir. 756 MÜS ELSEL J-L-ll Bkz. TASRI' MÜS NED Müsn ed , Mean l ilmin in önem li konularından birini teşkil etmek tedir. Çünk ü müsn ed, müsn edün ileyh ten sonra cün1l enin ikinci umde si, yani teme l öğesidir. Müsn ed, kendi si ile müsn edün ileyh üzerin e hüküm verilen unsurddr_7 5 7' Mese la ~li r-LJI (ilim faydalıdır) cümle sinde 755) 756) 757)
Kitabu's- Snaateyn, s. J99. Miftahu ' I-Ulum, s.276. Keşşafu lstı lahati'I-F unun, 1,640;
el-Cami, s.27-28.
260 ----~--------------------- BELAGAT TERİMLERİ
birinci umde r-LJI (ilim) kelimesidir. Bu kelime kendisine bir hüküm isnat edileceği için "müsnedün ileyh" adını alır. · Başka bir ifadeyle, bu kelime, üzerine hüküm bina edilecek c~\_pı) olan u md edir. Cümlenin ikinci öğesi olan ~\.i (faydalıdır) kelimesi ise birinci öğeye isnat edilecek hükmü ihtiva ettiği için "müsned" adını alır. Bu umde aynı zamanda kendisiyle hüküm verilen ( ~ r_,..~ı) bir unsurdur. Çeşitli cümlelerde yer alan müsnedler şu şekilde sıralanabilir: 758
1-
Mübtedanın
Haberi:
4.iJL-. ~y.ı
Hayat
yardımlaş
madır.
2- Tam Fiil: .)\.::.....'ll rjj Öğretmen geldi. 3- İsim Fiil: ~u.~~.)\.!)~\ !J~I ~~ .J Jü) u~~\ J
o\....)
Onu elleri bağlı olarak denize attı ve ona dedi ki: Suyla ısianmaktan sakın ha sakın! 4- Haber Yerine Merfuuyla Yetinen Mübteda: ~ ~~ .J..ti ~~ J)s-1 Sen ilmin değerini biliyor musun? 5- Nakıs Fiilierin ( 4JI_,>IJ 0ts') Haberi: t~~ ~~ 0\S Deniz dalgalı idi. 6- Fiile Benzeyen Harflerin c~1__,.;.-IJ 01) Haberi: ı:> W)'\ 01 .J.i6' Gerçekten insan çok nankördür. 7- İki Mef'Cılu Nasbeden Fiilierin ( 4-JI_,.>IJ ~) İkinci Mef'Cılu: c~li ~ü}l U~) Vefayı nadir (insanda) buldum. 8- Üç Mef'Cılu Nasbeden Fiilierin ( ~1_,>-IJ (S)) Üçüncü Mef'Cılu: UL,;.,... c_ W l ~ı ..:......h-i Çalışkana, başarının kesin olduğunu bildirdim. 9- Emir Fiili Yerine Geçen Mastar: ! ..r.)-1 ı.i ~ Hayra koş! 758)
el-Cami. s.28-29
ANSİKLOPEDİSİ - - - - - - - -~~
Müsnedi n Halleri
Müsnedin
bulunduğu
-
-
- --
-
-
261
Jl.rl
haller
şunlardır :
..ı.;_~. ı J.l.:.-
1. Müsnedin Hazfi
Birçok sebepten dolayı, lafzi veya mukadde r bir karinenin bulunması şartıyla, cümle içerisinde müsned zikredilmez. Bu sebepleri n en önemliler i şu şekilde sıra lanabilir:759 a. Sıkıntılı Bir Halde Bulunma k veya Şiirin Veznini Muhafaza Etmek Sebebiyle Makamın Darlığı: ~jJ ~ )J) ıjlt ~~ 4.b-.) ~.U Lı ~ \ ..!.4 ,y)
Medine'd e evi (ev halkı) geceleyen-, (gece/esin!) Ben ve Kayyar (adındaki atzm veya devem) gerçekten orada garibiz.
Mahzuf müsned zikredilseydi beytin ı!Jj ..iS ~_}-
Diğer
aslı şöyle
olurdu:
4-t )J) ~jJ ıjLt
bir örnek: ~ ı.:>i)\) ~\J !1~ ~:~ ~ ~\) \j~ L\: ~
Biz yanımızda olan dakine razzszn. Halbuki
Birinci
mısradan
şeye
(mala) razzyzz. Sen de yanzn-
görüş farklıdır.
0_,..;:ı1J
kelimesi
kaldırılmıştır.
-
( 0_,...;.,1.) \j ~ ~ ~ )
b. Lüzumsuz Yere ... ~.>---JJ ~~~~
759)
Lafı
U zatmakta n
Sakınmak:
' Allah'ın ve Peygamb erinin tsf. J1101
1,169-1 75; el-Mutavvel, s. I25-I30; Cevahiru'l-Belağa, s. l48- 149; ei- Belağatü ' I Arabiyye. I, 153- 155.
el-İzah.
2 6 2 - - - -- - - - - - - - - - BELAGAT TERİMLERİ müşriklerden
uzak olduğunu büyük hac günü, Allah ve Peygamberi insanlara ilan eder. 760
Ayet-i kerimede mahzQf olan müsnedin takdiri şöyledir: ~ ts.r. .J.r"JJ c . Araplardan Gelen Cümle Kuruluş Şekline Uymak: Arapçada bazı cümle kalıplarında müsned kullanılmaz. Bunları şu şekilde sıralamak mümkündür. 1) FücEüyye (Bir Şeyin Aniden Ortaya Çıkması) Manasındaki ( ~~~) Edatından Sonra: ı ~ı 1.)\.J ı:.,..;~_r> Dışarıya çıktzm. Bir de ne göreyim, kar! Bu cümlenin sonunda müsned olan Jr. mahzuftur.
(yağıyor)
fiili
2) İstifhamın Cevabında : ~ .!.1~ ı:.r (Yanında kim var?) sorusuna kısaca ~ (bir misafir) cevabı verilir. Cevabın aslı ~'-$~(yanımda bir misafir var) şeklindedir. 3) Müsnedin Hazfedilmesinin Devamlı Bir Teamül Haline Geldiği Bazı Özel Cümle Kalıplannda: Arapçada \..UJ c:.>IJ ':lL. c:.ıı cümlelerinde olduğu gibi, bazı cümlelerde müsned devamlı olarak mahzuftur. Bu cümlelerin aslı şu şekildedir: I..LIJ W i:.ı\J ':1\.. W c:.ıı
Bizim malımız ve çocuğumuz vardır.
A ' şa'nın
(ö.takriben M.629) da bu kabildendir: ~ l_,...a.. ~~ _,LJI ıj 0 \J
şu
beytinin ilk
mısrası
* "U/ 0\J ~ 01
Bizim için (dünyaya) geliş ve (oradan ahirete) göç et760)
et-Tevbe 9/3.
ANSİKLOPEDİSİ - -- --
-
- - - -- --
-
- - 263
mek vardır. Göç edenlerin gidişlerinde uzun (mesafeler veya uzun zaman) vardır. (Yani ahirete göç edenler, orada çok uzun müddet kalacaklardır. Ve onların tekrar dünyaya dönmeleri imkansızdır. Onlar dönüşü olmayan uzun bir sefere çıkmışlardır.)
Beytin ilk mısrasında hazfeciilen müsnedler yerlerine konursa kelamın takdiri şöyle olur: ';}.}..r- W 0\J ~ W ı:.ıı d . ivlüsnedin Zikredilen veya Mukadder (Zikredilmediği Halde Varlığı Kolayca Anlaşılan) Bir Sualden Sonra Gelmesi: Onlara "gökleri ve yeri kim bette "Allah" derler.761
Bu ayet-i kerim ede redilmiştir. "Allah" mahzGftur.
yarattı?"
.
diye sarsan, el-
ibaresiyle sual, açıkça ziklafzından sonra 0 ..,.Al>- ifadesi ~\..... ~J
~l_,.kll ~\ı~)
* ~~uw, ~y. ~
Yezid'in (üzerine) ağiansıni Düşmaniarına zelil olan kimse ve (malını) mahvediCi musibetlerin alıp götürdüğü fakir (Yezid'e ağlar.) Yani Yezid, zayıfları düşmanlarının şerrinden korurdu. Fakiriere ikram ve ihsanda bulunup onları gözetirdi. O vefat edince bunlar sahipsiz kaldı. Dolayısıyla zayıflar ve fakirler onun ölümüne ağlarlar.
Birinci mısrada t;W:ı kelimesinden önce ~ {ona ağlar) ifadesi rrıahzufdur . " Yezid 'in üzerine ağlansın " dendiği zaman, sanki "ona kim ağlar' sorusu akla gelmiş ve ce7
761)
Lokman 31/25.
264----------------
va bında t;W. ~
BELAGAT TERİMLERİ
denmiştir.
2. Müsnedin Zikredilmesi
..Wl_?~
Müsnedin cümle içinde zikredilmesini gerektiren durumlar şunlardır: 762 a. Müsnedin Hazfeciilmesi Halinde Karinenin Mahzuf Müsnede Delaletinin Zayıf Olması: Müsned hazfedildiği zaman, şayet karinenin zayıflığından dolayı muhatap müsnedi takdir edemiyorsa, bu durumda müsnedin zikredilmesi gerekir. Mesela aşağıdaki cümleleri.n ikincisinde yer alan müsned J~ zikredilmeseydi, birinci cümledeki müsned r-=.o~ .... ona açıkça delalet etmediği için, ikinci cümlenin manası anlaşılamazdı: J~ r.}_jJJ ~'; .o= J~ Gidişatım doğru ve kazancım kolaydır. ·M
..
b. Meselenin İyice Açıklığa Kavuşmasın:.n istenmesi : Mahkemede hakimin "bu çirkin işi kim yaptı?" .!).1; _}-; ı:r) 1 (Ahmed tek alimdir, alim denince akla Ahmed gelir) denir ve bu tahsis hakiki olur. t_~l ..t->1 (Ahmed tek cesurdur) densiiği zaman, buradaki tahsis hakiki olmayıp (çünkü başka cesur insanlar da mevcuttur) mübalağa içindir. Yani "Ahmed'in cesareti yanında diğer insanların cesareti hiç kalır, onların sözü bile edilrnez" demektir. Cins için olan harf-i tarif ile marife yapılmış müsned, bazı durumlarda tahsis manasını ifade etmeyebilir. Hansa'nın (ö , M.634/644 yılları arası veya M.661/680 yılları arası) aşağıdaki beytinde yer alan ~~ (t>iJ fiilinin ikinci mef'ulü olup müsneddir) kelimesinin ~~ (esasen mübteda olup c.> iJ fiilinin birinci mef' Qlüdür ve müsnedün ileyhtir) lafzına tahsis edilmesi bu kabildendir: ~ı~\~~ ~i)* j::i J>- ~~ı~\~\
(Ey kardeşim Sahr!) Öldürülen kişiye ağlamak çirkin . o/sa bile, ben senin (için) ağlamayı güzel görürüm.
Bu beyitte tahsis olmadığı aşikardır. Çünkü, güzel olan ağlama, bir maktul üzerine ağlamaktan ibaret
268 --~-----------
BELAGAT TERİMLERİ
değildir.
Aksine bundan daha güzel bir çok ağlama sebepleri mevcuttur. Buradaki maksat sadece istisnadır. (Sen müstesna, öldürülen insanlara ağlamak çirkindir.) 4. Müsnedin Nekre
Olması ..U\~
Müsned şu durumlarda nekre olarak getirilir: 767 a. Tayin ve Tahsis Manası Kastedilmediği Zaman: Mesela ~~ --4J (Zeyd alimdir) dendiğinde, Zeyd sadece "alim olma" vasfıyla nitelendirilmiş olur. Bu cümle,bu ına nanın dışında (ne eksik ne fazla) hiç bir şey ifade etmez. b. Müsnedün İleyhin Tazimi Kast Edildiği Zaman: Müsnedün İleyhin kadrinin yüce olduğu veya muhatabın idrakine sığmayacak kadar büyük olduğu ifade edilmek istendiğinde, müsned nekre olarak getirilir. Şu ayetteki 1.5 .u kelimesi bu kabildendir: ~ tS .)J:. ~ "-:-!.J ';J y t;5:j 1~~
Bu doğruluğunda asla süphe olmayan l\itap'tır. Allah 'a karşı gelmekten sakınanlar için hidGyet rehberidir. 768
c. Müsnedün İleyhin Tahkiri {Küçümsenmesi) ve TakIili (Azlığı) Kast Edildiği Zaman: Bir kişiye babasından kalan miras küçümsenir ve az olduğu belirtilmek istenirse şu ifade kulanılır: ~ ~~ ı!.ıi_;:::-A ı:f ~ Ona babasının mirasından düşen pay (az) bir şeydir. Bu cümlede nekre olan müsned ~ ~ .J ~ ':J (değeri olmayan az bir şey) manasını ifade etmektedir. 767) 768)
el-Izah. I. 188; Cevalıiru'l-Belağa . .s.l52: ei-Belağatü'I-Arabiyye,I,J57-158. el-Bakanı 2/2.
ANSİKLOPEDİSİ -
-
- --
-
-
- --
-
-
- --
-
269
5. Müsnedin Müsnedü n İleyhten Önce Getirilmesi ..l:.-.\1(-.u;
maksatla rdan dolayı müsned, müsnedü n ileyhten önce zikredilir: 769 a. Müsnedin Müsnedü n İleyhe Tahsisini ifade Etmek: Bu şekildeki tahsisin bir yolu müsnedin marife yapılması, diğer bir yolu da müsnedü n ileyhten önce getirilmesidir. Örnek: Şu
ı:fl:l JJ ~~ ~ 770 "Sizin dininiz size, benim d inim banadır. "
b. Müsnedi n Sıfat Olmayıp Mübtedanın Haberi Olduğunu Vurgulam ak: Hassan b. Sabit'in (r.a.) Fahr-i Ka inat ve Eşref-i . Mahluka t olan Hz. Peygamb erimizin (s.a.v.) medhi sadedind e irad ettiği aşağıdaki beyitte haber olan J lafızlan, ~ ve ~ ~J kelimelerinden sonra zikredilmiş olsalardı, i'rab yönüyle onların sıfatı olmaları ihtimali doğardı :
~..U\0"' j...>.-llS~I ~J ~~ I..J~ ~ '1 ~J ~1
,y ..sJ.j\ _r.ll -
Müsnedün ileyhin zikredilmesi asıl kaidedir. Ancak, müsneddn ileyh kendisine delalet eden bir karinenin bulunması şartıyla şu sebeplerden dolayı hazfedilebilir: 777 a. Lüzumsuz Yere Sözü Uzatmaktan Sakınmak: Bu sebebe binaen, müsnedün ileyh şu üç yerde zikredilmez: 1) İstifhamın cevabında: Bir kişiye ~~ ~ (sağlığın nasıl?) diye sorulduğunda kısaca 4 ..l.::~ diye cevap verir. Cevabın aslı ö...~..;>.- ~ (sağlığım iyidir.) şeklindedir. Sözü 777)
e l-Izah. I. ı 09-1 10; el-Mutavve l~.6 ı /62; Cevahiru ' 1-Belağa, s. 1 9-122; Ulu mu '1-Belağaş.8385; el-Belağilıü'I-Arabiyye . I.l 26- ı 3 1; e l-Cami. s.3 1-32.
ANSİKLOPEDİSİ - - - - - - - - - - - - - - - - 275
uzatmamak için müsned ün ileyh 2) alan
Şartın cevabını teşkil
J (~wı)
zikredilmemiştir .
eden cümlen in
başında
yer
harfind en sonra: ~
.
Kim salih amel işlerse, bu onun kendi lehinedir, kim de kötülük işlerse bu onun aleyhinedir. T ?B ~~Lı ,-rJ ........A;.L; t.J..~ ~ ,:_;.-
Ayet-i kerimedeki mahzuf iki müsned ün ileyhin takdirleri
şöyledir: -~ ~Lt; ~Ll ı:yJ ~ .ı..t.-; l.:l~ ~ ,:_;.-
3) Kavl ( JL.;) Fiilinden Sonra: Kendisiyle bir çocuk arasında geçen diyaloğu anlatan bir kişinin şu sözleri bu kabildendir: · ı./la.;~ :~li Y~w L. .ıJ ı.:J.i
Ona "neyi kaybett in"? dedim.
dedi.
··çantamı"
İkinci cümled e Jli fiilinden sonra müsned ün ileyh kaldırılmıştır .
(Kaybolan
Kelamın
takdiri
şöyledir:
~
J ; ö .ili
01
çantamdır.)
ayet-i kerimed e de, müsned ün ileyh, karinen in delaletiyle açıkça belli olduğu için ~t; fiilinden sonra zikreŞu
dilmemiştir:
lu>.J ~ ö.r:' d JJi__,.l ~\; . Bunun üzerine karısı hayret/e seslenerek, geldi, elleriyle yüzünü kapaya rak . "ben kısır bir kocakarzyım" dedi. 779 ~ j_p- ı.:.J\,;J
Mahzuf müsned ün ileyh, mübted a olan -78) -79)
Fussi leı 41 /46. ez-Zariyat 5 11?.9.
t;l
zamiridir.
276 - - - - - - - -- - -- - - BELAGAt TERİMLEF~
b. Sıkıntı veya Elem Sebebiyle Sözü {Jzatmaya Meca: Olmamak: J-_,10_;>-) ~b ft-
~:~
J#- cJj ~\ ~ J Jli
Bana "nasıl sı n?" dedi. "Hastayım " dedim. (0, banc tekrar "hastalığının sebebi nedir?" diye sorunca.; "devamlı uykusuzluk, uzun (bitmeyen, sonsuz) bir kederdedim.
Hasta olduğunu söyleyen şair , söz söylerneğe dahi gücü olmadığına işaret maksadıyla j#- kelimesinde n öncE müsnedün il ey h olan li\ zamirini, ~ ve 0J>- kelimelerinder_ önce de müsned olan J kelimesini zikretrnemiştir. MahzCıi kelimeler yerlerine konursa, beytin takdiri şöyle olur:
J-_,k 0_j>- J) ~b ft- J J# Li\~~\ J-$ J JL; c. Sözü Muhatabın Dışındakilerden ( )izlemek: Gelen şahsın kim olduğunu muhatabından başkasına duyurmak istemeyen birisinin ~ ~ (geldi) demesi bu kabildendir. Mesela, ismi gizlenen şahıs "Hasan" ise, yukarıdaki cümlenin takdiri ~ ~k:- (Hasan geldi) şeklindedir . d. İhtiyaç Anında İnkarı Mümkün Kılmak : Birisinin adını vermeden kötüleyen şahıs, ~ (alçak) dediği zaman. bu sözüyle hesaba çekildiğinde , kastetti ği iddia edilen şahıs için bu sözü söylemediğini rahatlıkla savunabilir. Bu cümlede de mübteda (kastedilec. şahsın ismi) mahzuftur. e. Fırsatı Kaçırmaktan Korkmak: Avcı nın yanında bulunan bir kişi, bir geyik gördüğünde hemen JI.J- (geyik;:
ANSİKLOPEDİSİ - - - - - - - - --
- -- --
diye bağırır. jl_? lh diyer ek, sözü uzatıp geyiğin ve böyle bir fırsatın elden gitmesini istemez.
- 277
kaçmasını
f. Sec'i Muha faza Etme k: Nesir de, şiirdeki katiye nin yerini tutan ·see' i korum ak için müsn edün il eyh hazfeciilebilir. Örnek : ~.ft"" ~ ... .-...>- ~J.r-.r- ~u, ,:r Sırrı iyi olan (sır tutan ) kimse nin ah/akı övülür. Şayet ikinci cümle de müsn edün ileyh ve aynı zama nda fail olan J'L:JI kelimesi zikredilseydi, son kelime mef'Ol olur ve harek esi fetha olurdu. ~Vf.:"" J'uı ..L..> Bu takdirde, birinci cüml enin son kelim esinin sonu zamm e olduğu için ( ~V..r._,..,), fetha ona uymaz ve seci bozulurdu. g. Şiirin Kafiyesin i Muhafaza Etme k: Aşağıdaki beytin ikinci mısrasında müsn edün ileyh zikredilseydi , ayne n yukarıdaki örnek te olduğu gibi son harek e fetha olaca k ~b}\ ı.!' W\~.r- ,)\ ve sonu zamm e olan birinci mısranın kafiyesi J.
J.
J.,
J,;
J
bozulmuş olacaktı. ~b_,.ll ~) 0\ l..>:! J..ı'1J ~~ c?bJ 'll 0p '1\J JU.Il.J
Mal ve aile fertleri sadece emanettir. Elbet te bir gün emanetler geri verilecektir. (Sahibine teslim edilecektir.) h. Müsn edün İleyhin Açıkça Belli Olması: Gayb ve şehadet alemi ndeki her şeyi bilen sadec e Allah 'tır. Bunu n 780 ayet-i kerim esinin başında içindir ki ( Ö.)~\) ~ı ~~) ''Allah" lafzı zikredilmemiştir. i. Müsn edün İleyhin Bilgi Yoluyla Belli Olması: Hz. 780)
ei-En' am tı/73.
278---------------------------
BELAGAT TERİMLERİ
Nuh'a (A.S.) gemiyi yapmasını emreden a.yet-i kerimeden. onun tufan esnasında beraberindekilerle birlikte gemide olduğunu öğreniyoruz. Dolayısıyla ( 'f~..,J.-1 ~ u _r-.IJ) (Gem f Cudi'ye oturdu). 781 ayetinde bu gemideP bahsedildiği kolayca anlaşılır. Böylece (u~~) fiilinin fcili (ki müsnedün ileyhtir) olan ( ~~) (gemi) kelimesinin z·[kredilmesine gerek kalmamıştır. j. Araplardan Gelen Cümle Kuruluş Şekline Uymak:
Arapçacia müsnedün ileyhi mahzuf olan bazı cümleler mevcuttur. Mesela, ~~_)~ ~ ~_) (Atanı -faili- belli olmayan bir atış) cümlesi bu kabildendir ve .başında o.lı (mübteda müsnedün ileyh) mahzuftur. k. Muhatabın Anlayış ve Uyanıklığını Ölçmek: Muhatabın müsnedün ileyhi bilip bilemeyeceğini sınamak için cümlede sadece müsned zikredilir. Örnek: ~~ J} ı:f oJ} J)· .. ; Işlğını güneşin ışı:~ından alır.
Bu cümlenin başında rAJI (ay) kelimesi (mübtedamüsnedün il eyh) mahzuftur. Dile Dolamaınak: Müsnedün ileyh bazen takdis ve tenzih için zikredilrnez. Şu cümlenin başında "Allah" lafzının zikredilmemesi bu kabildendir:
1. Mukaddes Bir
Şeyi
j1'1..ill ~rJ~~ J_;...
ri
(Allah) kanunlan koyan ve delille-
açzklayandır.
m. Kötü Şeyleri Ağza Almamak: Münafıklardan söz eden Bakara suresinin 18. ayetinin başında 0_,-ül:J.I kelimesinin veya onun yerini tutan r zamirinin (mübteda 781)
Hud lli44.
ANSİKLOPEDİSİ - - - - --
-
- - - --
- --
-
279
müsnedün ileyh) zikredilmeyişi, " onların ağza alın mayacak, sözü edilmeyecek değersiz insanlar olduğuna" işaret etmektedir: .. .. 0~..#~ r-·ı! ~ ~ ~ (O münafzklar) sağzrdır, dilsizdirve kördür/er. Onlar hakka dönmezler. 2. Müsnedün İleyhin Zikredilmesi 41 ..u....-\.1 .?~ Müsnedün ileyh, kendisi hakkında hüküm verileceğine göre elbette bilinmesi ve cümlede zikredilmesi gerekir. Asıl kaide budur. Yani mahzCıfa delalet edecek bir karine olmadığı için hazfi gerekli kılan _bir durum bulunmadığı zaman müsnedün iley h zikredilir. Ancak bazı durumlarda hazfi mümkün kılan karine bulunduğu halde müsnedün i.leyhin zikredilmesi tercih edilir. Müsnedün ileyhin hazfi mümkün iken zikrini ön plana çıkaran sebeplerio en mühimleri şunlardır: 782 a. Hükmün İyice Açıklığa Kavuşmasını Sağlamak: Şu ayet-i kerim ed e varid olan ikinci işaret zamirinin ( ~Jı) tekran bu konudaki örneklerden biridir: . 0.,.-LAll ~· ~_,1_, ~) ıY ~..ı..aı Js- ~_,1 İşte
Rab'lerinin yolunda olanlar ve saadete erişenler
bunlardır. 78 ~'
b. MahzCıfa (Müsnedün İleyh) Delalet Edecek Olan Karineye Güvenınemek veya Muhatabın Anlayışına İtimat Etmemek: I\1üsnedün ileyh zikredilme~iği takdirde ona delalet edecek karinenin zayıf olduğu ya da muhatabın 1 82)
'83)
el-lzah, 1,111-1 12; e l-Mutavvel, s.62-63; Cevahiru ' l-Belağa, s. 117-1 19; el- Belağatü ' l Arabiyye, I, 132-134. el-Bakara 2/5.
280 ------------- -------------- -
BELAGAT TERİMLE~~
ne olduğun:~ bilemeyeceği endişesi bulunduğu zaman müsnedün ile).+. hazfedilmez. Aşağıdaki cümlede böyle bir durum söz konusudur . Çünkü müsnedün ileyh c0L>- ~~) hazfedildis~ takdirde onun yerine takdir edilecek pek çok kelime (ma~ . şan , şöhret , kadın , fakirlik vb.) mevcuttur: anlayışının kıt olması
ı:.ıw'l'ı
J.··
1
sebebiyle
ı:.>L>-'ll İk ram
mahzCıfun
ve ihsan insan ı köle eder.
c. Müsnedün İl ey hi likretmekten Hoşlanmak: İnsar. sevdiklerini anmaktan zevk duyar ve onları devamlı zikretmekten usanmaz. Şu cümlelerdeki ''Allah'' lafıının tekra:tekrar zikredilmesi bu sebepten dolayıdır: ~).6..- oW,.J)
J ).J .illi' ~l> .illi' ~.J .ı:u1'
Allah ~enim Rabbim 'dir. Allah beni yaratand ır. Al/ar bana rızık verendir. Onun rızasına nail o lmak benim ar· zumdur. d. Bir Hükmü İnkan Mümkün Olmayacak Şekilde Mı..: hataba Kabul Ettirmek: Bir hakimin Y.!lt:Jı .ı.~IJ c$..uı ~j 0\.S ,_:_. (Orada gördüğün kişi Zeyd miydi?) sorusuna şahidin vereceği cevapta "Zeyd" ismini açıkça zikretınesi gereklidir . ..
, ,.. ..UI ..lı• .J· ~~ .ı.:ıl • .J '-:?
e.
Muhatabın
0ts'-r~
Zeka Seviyesinin
Düşük Olduğun c:
işaret Etmek:
"Said ne dedi?" ( Y...~..::-- Jü L.) diye :; oran bir kişiy~ "Said şöyle dedi" c ı .ısJ us .ı__..._ Jü) diye verilen cevaptc "Said" kelimesinin zikredilmesi bu kabildendir.
f. Garip Bir Hüküm
Karşısında Şaşkınlığı
Dile Getir-
ANSİKLOPEDİSİ - - --
-
-----------
281
mek: "Temb el başarılı oldu mu?" ( ~ 0~1 c!- jAı) sorusu na verilen cevapt a 0~1 (tembel) kelimesinin zikredilmesi bir hayretin ifadesidir: g. Müsne dün ileyhin Büyüklüğüne işaret etmek : "Dün köyünüze kim geldi?" .( ~ ~~ ~~ Jl ~l>.- if) sorusu na verilen cevapt a ~IJj}l ~J (Başbakan) ifadesinin yer alması, müsne dün ileyhin makamının büyüklüğüne işaret etmek tedir: u--1 ~} Jl ~\Jj}l u-JJ ~~
h. Müsne dün İleyhi Küçüm semek : "Hırsız yakalandı mı?"· ( JJUI~..H ~) sorusu na verilen cevapt a JJUI (hırsız) kelimesinin zikredilmesi onun hakir, alçak, değersiz ve rezil birisi olduğuna delalet etmek tedir: JJUI J4 ,~ 3. Müsnedün İleyhin Marife Olrrıası 41 x.....J.I ~~ Müsne dün ileyhin üzerin e bir hüküm bina edilmesi için, onun bilinen bir şey (marife) olması gereki r. Bir kelimenin marife olması pek çok şekilde mümk ün olduğu gibi, müsne dün ileyhin de değişik yollarla marife yapılmış halleri vardır. Ancak bunların her birisinin ayrı ayrı maksatları mevcu ttur. Müsne dün ileyhi ma rife yapan değişik yollar ve bunların ifade ettiği manal ar şöyle sıralanabilir : a. Müsne dün İleyhin Zamirle Marife Olması Müsne dün ileyh getirilir: 784 1) - 34)
Makamın
şu
sebepl erden
dolayı
zamir olarak
(söz sarfetm eyi gerekt iren durum ) te-
el-lzah,I,I 12-: 14; Cevahiru'l-Belağa, s. 125-126; Ulumu ' l-Belağa: s.l04-105; el-Belağatü' l Arabiyye, I, i 35-136.
282 - - - - - - - - - - - - · · - BELAGAT TERİMLER:
kellüm (birinci
şahıs) makamı olması:
y~AI '1J ~L-....Jı ~:f )-~-~-~ı..?-") 'luı
Ben, gökyüzünün Ceb· bar'ından (Allah 'tan) başkasından üm it var deği /im ve (ondan başkasından da) korkmam 2)
Makamın
hitap (ikinci
şahıs) maka::nı olması:
i}-!~ 0'.5' if~ ı.:.-...;.ı_, ~~ ~J.s:..J \.. ~-1 ı$jjl ~IJ
Sen, bana verdiğin sözü yerine getirmeyen bir kişisin. Seni kınayanları benim başıma gelen musibet/e ·sevindirdin. 3) Müsnedün ileyhin daha önce zikredilmiş olması veya bir karineden dolayı zikredilmiş sayılması sebebiyle makamın gaybet (üçüncü şahıs) makamı olması: Bu durumda müsnedün ileyhin ya lafzı zikredilmiş olmalıdır, ya manası zikredilmeli ya da ona delalet eden bir karine bulunmalıdır.
a) Lafzı zikredilen müsnedün ileyhin zamir olarak gelmesi: i _y.AJI ı;-ı y. 'lı Jl '1 JJı Allah 'tan başka hiçbir ilah yoktur.
O Hay'dır, Kayyum'dur. 785 b) Manası zikredilen müsnedün ileyhin zamir olarak getirilmesi ~_,..Aill y ;ı yı\ l)..u:.l Adil olun! Bu takvaya daha yakındır. 786 Buradaki~
zamiri,
J..Wı
(adalet)
manasındadır.
c) Kendisine delalet eden bir karine sebebiyle zikredilmiş sayılan müsnedün ileyhin zamir olarak gelmesi: ..UJ J 015 01 ~} 1.1 if _wl ~ .1>\J ~~ ~y.'1J 785) 786)
Al-i lmran 3/2. eJ.Maide 5/8.
ANSİKLO?EDİSİ -
-
- --
- --
-
-
- - - - - - 283
ölenin çocuğu varsa, ana babasından her birisi için terekesin den altıda bir (1/6) pay vardır. 787 Şayet
Ayet-i kerime miras taksimind en bahsettiği için, baştaki ha ( ~- ~4.JI) zamirinin ölen kişiye ( 41) ait olduğu kolayca anlaşılır. Ayetin takdiri .... ~1 ı;y.'iJ şeklindedir. b. I\1üsnedün İleyhin Özel İsim Olmasıyla · Marifelik Kazanması: Müsnedü n ileyhin alem (özel isim) olmasında şu maksatlar gözetilmektedir: 1) l\1üsnedün ileyhi özel ismiyle anarak diğerlerinden ayırmak suretiyle, onu muhatabın hayalinde ve zihninde tasawur ettirmek: ~~~J ~~rf .,Ls.l.rAJI ~l.r.l c!.r- ~~J İbrahim ve İsmail Ka 'be'n in temellerin i yükseltiyorlaıdz. 788 2) Müsnedü n ileyhi büyütmek : Şahısları öven güzel lakap ve künyelerde bu maksat vardır. Örnek: ~u.ıJlı rf b~ Jl_;.;ı.ll rLA ')ı r':A- 'il~~ Hüccetü '1-İs lan1 İmam-ı ı3aza/f, birçok eser te' /if etmiştir.
3) J'viüsnedün ileyhi küçümsem ek: Şahısları ·yeren kötü lakap ve künyelerin altında bu maksat yatar. Örnek: ~i J-ll öy-.) J+.>. y.l ;.; Ebu Cehil, Hak daveti kibirden dolayı reddetti . 4) Müsnedün ileyhin isminde teberrük {hayır ve uğur ummak) bulunması: "Allah sana çok nimetler verdi mi?'' ~ -o_r...S L..N .1ı !\~ı j.A sorusunu n cevabında "Allah" lafıının .tekrar zikredilmesi teberrükte n dolayıdır: ö'f.;-'•
* ..y A..:.)l .;..,) 1.> ~..U\)
hayret ettikleri, şey (Ahirette Allah tadiriitilen beden) cansız varlıktan yeniden var
İnsanların rafından
edilen bir canlzdır. 4) Bir
işi muhatabın dışındakilerden ~_,.ı
w
~1.>,1.>- ~J
gizlemek:
* ~ ~'11.')1.:.:- \.. ı..::,..L;..ıJ
Reis .in (cömertçe) ihsan ettiği şeyi. tiyaçlarırnı arzu ettiğim şekilde giderdim.
aldım
ve ih-
büyüklük ve küçüklük yönüyle korkunç olduğunu belirtmek: 1'+- ~c. ı..~~ r:.r ('"'+. ~;..;Denizden onların üzerine kapanan şey öyle bir kapandı ki. .. (Yani deniz on798 ları içine alıverdi, hem de ne alış!) 5) B!.r
şeyin
Müsnedün il ey h olan "\..." ism-i mevsOlü, Firavun ve ordusunu boğan deniz dalgasının tarif edilmeyecek dere798)
Taha. 2C/78.
288------- ---------- ---------- -
cede büyük ve korkunç
olduğunu
BELAGAT TERİMLERİ
ifade etmektedir.
.
~wı ~ J~ ~~Jı ı.iJ ~:~ ~} !. ~ c:.r ~ ~ ~ (~
İçki sebebiyle, onu içenin aklı gittiği kadar gitti. Ka-
dehte, geriye kalan (aklı) isteyen artık (içki) vardır. Jü L.. Jü J\.J..I ~ J-4 ~ ı:r Gerçek durumu :işin aslını)
kavramayan kişi, sö.ylediğini söyledi.
6) Bir hükmün kat'iyetini ~rf'~ l}
r
~~ AJ~J\JJ
artırmak:
Evinde bulunduğu kadın, onu
kendine çağırdı. 799
Bu ayet-i kerimede aniatılmak istenen husus, Hz. Yusuf'un (A .S) masum ve iffetli olduğudur . Ayetin bu gayesine ism-i mevsul ve onun sıla cümlesi, nefsani arzuları hatıra getiren .fl..rJI ö~l ifadesinden, d9-ha uygundur. 7)
Muhatabın hatasına
dikkat çekmek:
ır~ 01 ~JJ.A..R~ ~ ~:t ~ırı ~J;~..uı ı.:ıı
(Ey oğullarım!) Mağlup edilmeniz (veya öldürülmek suretiyle yok edilmeniz) kardeş zannettiğiniz kimselerin kalp/erinde ki kine şifa olur. (Yani onları dost değil de düşman olarak biliniz.)
8) Haberin (müsnedin) kadrini yüceltmek: j_,.biJ y:-1 wty~ ~ ~~ U d'-! ~l-JI ~ ($..UI 01
Gökyüzünü yükselten Allah, -şeref ve izzetten- öyle bir evi, bizim için inşa etti ki, o evin sütunları bütün evlerin sütunlarından daha kuvvetli ve daha uzundur. 799}
Y usuf. J2/23.
ANSİKLOPEDİSİ - -- - --
-
-
- --
-
-
-
-
289
Müsnedün ileyh ve sıla cümlesi ~~ • ..ıı ~ ) ~\,$:. ..LJ..-1~~ ~~ ö?-~ ~ ~_r., ~\ 01 hicret ederek Kufetü 'l-cünd (Kisra 'nın askerleri burada ikamet ettiği için uaskerin-Kufe'si" manası na l raktaki Kufe şehrine bu ad verilmişti) şehrinde bir ev bina eden kişinin (bana olan) sevgisini GQ/ (vehimde n ibaret bir hayalet veya cin) yok etti. (Bağdat'tan)
Müsnedün ileyh olan ism-i mevsul ve sıla cümlesi haber (müs~ıed) olan jy. ~.)J ~li- (GOl onun sevgisini yok etti) cümlesindeki hükme sebep ve delil olmak suretiyle onun manasını kuwetlendirmekted ir. 1 O)
l(ınamak :
~~ ~~Lı ..u~~~~ ı$..uı
kötülük
Sana iyilik yapan şahsa, se n
yaptın.
ll) İstiğrak (sıla cümlesindeki hükme uygun bütün fertleri haberdeki hükme dahil etmek) mek:
manasını
kast et-
~.rs-ı ~.;4 0:!..uı
Sana gelenlere (yani sana gele n herkese) ikramda bulun!
1 2) l\1üsnedün ileyhi ~~ L. ~ hayır-şer
kapalı
j.s:J He rkes için
ne olursa olsun,
(mübhem)
bırakmak:
yaptığı vardır.
yaptığının
Yani herkes, karşılığını görür.
290------------
BELAGAT TERİMLERİ
e. Müsnedün İleyhin Harf-i Tarif ( Jl) ile Marifelik Kazanması:
Müsnedün ileyhin başına getirilen harf-\ tarif ya ahdi (bilinen bir şey) ifade eder, ya da bir şeyin hakikat ve mahiyetine delalet eder. Birincisine (~~ı Jı) veya ~~ r'1) (~Jt.:tı adı verilir. Ikincisine ise (~1 Jl) veya (~1 ~'1) denir. 1) Ahd için olan harf-i tarif: Ahd için olan harf-i tarif ( ~JI.;L.\ ~ı i '1) şu maksatlardan dolayı müsnedün ileyhin başına getirilir: 800 a) Kendisinden önce açıkça zikredilmiş nekre bir isme delalet etmesi.: ~)ı~ LeJ ~J ~b:- Bana bir adam geldi ve o adam konuşmadı. Bu cümledeki ikinci ( ~ )\) kelimesi birincisine delalet etmektedir. Yani ikisi de aynı şahıstır. Bu harf-i tarife ( ~_ra.~ ı ~~ i '1 ) adı verilir. b) Kendisinden önce açıkça değil de kinaye yoluyla zikredilmiş bir ma'hude (bilinen şeye) delalet etmesi: .J;'llS .}'JJI ~J (Erkek, kız gibi değildir)8 c 1 ayetinde
.J'..U\
kelimesinden kast edilen fert daha önce açıkça zikredilmemiştir. Ancak ona kinaye yoluyla delalet eden t.. ism-i mevsulü zikredilmiştir: ~ ~ \J.T- ~ .j \.. ı..:,;J.l; ıjl YJ
Ey Rabbim! Karnımdakini dünya meşg:.ıliyetlerinden azad ederek sana adadım. Onu benden kabul buyur! 802 Daha sonra zikredilen .J'lll kelimesi buradaki Lo ism-i 800) 80 1)
802)
Cevahiru '1- Belağa, s.132-l33: Ali lmran. 3/36. Ali lmran. 3i35.
ei-Beliiğutu'I-Arabiyye.
I. ı 41-142.
ANSİKLOPEDİSİ - --
-----,---
- - - - - - - - - - 291
mevsulüne işaret etmektedir. Zira, o zamanda yaşayan insanlar erkek çocuklarını Beytü'l-Makdis'in hizmetine vakfettikleri :.çin, Hz. İmran'ın hanımının da öyle bir niyeti olduğuna "Karnımdaki şey" demesinden maksadı "bir erkek çocuğudur." Bu harf-i tarife ((~Wl ..lfJI ~~ı) denir. c) Müsnedün ileyhin
olan bir şeye veya bir şeye delalet etmesi:
hazırda
hazırda olmayıp muhatabın bildiği
Bir topluluğun önünde hitap eden bir hatibi, oradakilerden birisi, yanındaki arkadaşına gösterip ~ ~~ t--41 ..lC.l » «A.4'YS (hatip konuşmasını çok güzel yaptı.) derse, buradaki ~~ kelimesi, herkesin huzurunda konuşma yapan o hatiptir. Göz önünde bulunmayıp muhatabın bildiği bir şeye delalet eden müsnedün ileyhe, bir fakülte öğrencisinin arkadaşına soracağı şu soru örnek gösterilebilir: ~r.r=JI ~ ~~ ~ (Fakülte bugün tatil mi?) Buradaki
(fakülte) bilinmeyen herhangi bir fakülte olmayıp, muhatabın bildiği belli bir fakültedir. O da elbette öğrencilerin öğrenim gördükleri kendi fakülteleridir.
~~
Bu harf-itarife ~~ ..lf.JI ~'1 veya