Turgut €zakman Şu ‚ılgın T„rkler roman
BİLGİ YAYINEVİ Şu •ılgın Tƒrkler €ns•z Başlangı… (28 Haziran 1914 -1 Nisan 1921) Birinci Kitap: Yunan B„y„k Taarruzu Birinci B•l‚m: K‚tahya-Eskişehir Savaşına Hazırlık (1 Nisan 1921 -10 Temmuz 1921) İkinci B•l‚m: K‚tahyaEskişehir Savaşı (10 Temmuz 1921 - 24 Temmuz 1921) †‡‚nc‚ B•l‚m: Sakarya Savaşı'na Hazırlık (25 Temmuz 1921 - 13 Ağustos 1921) D•rd‚nc‚ B•l‚m: Ankara'ya Y‚r‚y‚ş (14 Ağustos 1921 - 22 Ağustos 1921) Beşinci B•l‚m: Sakarya Savaşı (23 Ağustos 1921 -13 Eyl‚l 1921)
İkinci Kitap: T„rk B„y„k Taarruzu Birinci B•l‚m: B‚y‚k Taarruza Hazırlık (14 Eyl‚l 1921 - 13 Ağustos 1922) İkinci B•l‚m: Afyon G‚neyine Y‚r‚y‚ş (14 Ağustos 1922 - 25 Ağustos 1922) †‡‚nc‚ B•l‚m: B‚y‚k Taarruz (26 Ağustos 1922 -18 Eyl‚l 1922)
Sonu… (19 Eyl‚l 1922 - 27 Ekim 1922) Sons•z Dipnotlar
€ns•z 1948 yılında on arkadaş, Nezih Bayman adlı bir arkadaşımızın başkan olduğu Anadolu Oymağı adlı bir derneğin d‚zenlediği uzun y‚r‚y‚şe katıldık. Polatlı'dan Dumlupınar-Zafer Tepe'ye kadar y‚r‚yecek, Sakarya siperlerinden aldığımız toprağı Zafer Tepe'deki anıtın toprağına katacaktık. 19 Ağustos 1948 g‚n‚ Ankara'dan Polatlı'ya trenle gittik. Polatlı'dan Zafer Tepe 'ye kadar on g‚n yayan y‚r‚d‚k. Yol ‡izgimiz ş•yleydi: Polatlı, Beylikk•pr‚, Acıkır, M‚lk k•y‚, Sivrihisar, ˆifteler, Seyitgazi, T‚rkmen ormanı, Alayunt, K‚tahya, Altıntaş, ˆal k•y‚, Zafer Tepe-Zafer abidesi. Zafer Tepe'ye 29 Ağustos gecesi vardık, toprakta uyuduk. Sabahleyin on binlerce insan şehirden ve k•ylerden trenle, otob‚sle ve yaya olarak t•ren alanına aktılar. Burada 30 Ağustos ge‡it t•renine katıldık. Ertesi yıl da yapıldı bu y‚r‚y‚ş. Ben, K‚tahya-Zafer Tepe b•l‚m‚ne bir daha katıldım. Bu kez Altıntaş ‚zerinden değil, Olu-cak'tan ge‡erek Dumlupınar'a geldik. Ge‡tiğimiz yerler, savaşların olduğu, Yunan işgali g•rm‚ş, işgal ve zafer g‚nlerini yaşamış yerlerdi. Savaşa katılmış, tanık olmuş insanlarımız sağdı. Onları dinleye dinleye y‚r‚d‚k. Yol boyunca not aldım.
Milli M‚cadele ile ilgili anılan toplamam b•yle başladı. Zaman i‡inde, kitap, dergi ve gazetelerde ‡ıkmış yazılı anıları derledim. Bu d•nemi yaşamış, g•rm‚ş asker ve sivillerle konuştum. Derleme sınırımı genişletip Milli M‚cadele ve Cumhuriyet d•nemiyle ilgili •zg‚n ya da ‡eviri, b‚t‚n belge, araştırma, inceleme kitaplarını da toplamaya başladım. Alamadıklarımı —o zamanlar fotokopi yoktu— el yazımla ‡oğalttım. 1. ve 2. D•nem TBMM tutanaklarını sağladım. Harp Tarihi Dairesi'nin kitaplığındaki Yunancadan ‡evrilmiş kitapları okudum, fotokopisini alamadığım i‡in el yazımla kopya ettim. Bu konudaki yeni yazıya ‡evrilmemiş eski yazı kitapları rahmetli kayınpederim İlhamı G•k‡ekoğlu ya da annem okudu. Haritalar ve fotoğraflar topladım. Sakarya ve B‚y‚k Taarruz b•lgelerini birka‡ kez gezdim. Milli M‚cadele ile ilgili bilgi ve belge toplama tutkum elli k‚sur yıldır s‚r‚yor. Hemen hi‡ ara vermedim diyebilirim. Bu derleme ve okumayı hŠlŠ da s‚rd‚r‚yorum. Bu kaynaklan o kadar ‡ok okuyup inceledim ki insanları yakından tanımış, bazı olaylara sanki tanık olmuş gibiyim. Bazı olayları yaşadığım vehmine kapıldığım zamanlar oluyor. Yaklaştık‡a b‚y‚yen, bir macera romanından daha heyecan verici olan Milli M‚cadele'yi, gen‡ler i‡in roman olarak yazmayı, bu uzun ve yoğun emeği b•yle değerlendirmeyi d‚ş‚nd‚m. Birka‡ roman kişisinin ‡evresinde d•nerek değil, b‚t‚n‚yle, her cephesiyle anlatmak istedim. Bunu yapabilmek i‡in bu t‚r anlatımlarda kullanılan zincirleme ve paralel kurgu modelinden yararlandım. Okurlar bu b‚y‚k konuyu, sade ve meraklı bir roman gibi yorulmadan okusunlar istedim. Bunu başarmış olmayı ‡ok isterim. Gen‡lerimize uzun zamandır Milli M‚cadele'yi gerektiği gibi anlatmıyoruz. Bu y‚zden şimdiki bir‡ok orta yaşlılar da Milli M‚cadele'yi iyi bilmiyor. Bilmemek oranı gittik‡e artıyor. O g•rkemli olayı eski, soluk fotoğraflara benzettik. Oysa cumhuriyetimiz o m‚cadelenin ‚r‚n‚ ve ka‡ınılmaz sonucudur. Yeni devletin kuruluş felsefesini o m‚cadele belirlemiştir. Anadolu aydınlanması, birliği ve yurttaşlık bilir ci o b‚y‚k m‚cadeleyle başlamıştır. O d•nem bilinmeden bug‚n‚ okuyamayız, yarını g•remeyiz. Milli M‚cadele'nin emperyalizme karşı verilmiş ve kazanılmış ilk kurtuluş savaşı olduğu anlatılmadığı i‡in gen‡lerimiz başkalarının kurtuluş m‚cadelelerine imrendiler. Kendi tarihlerine, kendi kahramanlarına yabancılaştılar. Milli M‚cadele'nin bir yazarın hayal zenginliğine ihtiyacı yok. Şaşırtıcı bir yakın zaman destanı. Ger‡ek olaylar hayali ‡ok aşıyor. Bu gurur ve ibret verici ger‡ekleri, roman bi‡imi i‡inde yansıtmak istedim. Şu ˆılgın T‚rkler, belgelere dayalı, ger‡ek olgu ve olayların romanıdır. Belgeler, mektuplar, anılar, makaleler, bilgiler, raporlar, haberler, ger‡eğe bağlı kalınarak •yk‚leştirilmiştir. Genel olarak b‚t‚n kişiler ger‡ektir. O zamanlar soyadı yoktu. Ben bu •nemli insanların bilinmesi i‡in soyadlarını da kullandım. Havayı yansıtmak, ayrıntıları belirtmek ve konuyu y‚r‚tmek i‡in Nesrin, Yzb. Faruk, Dr. Hasan, Gazi ˆavuş, saat‡i Ali Efendi, Pa-nayot gibi birka‡ hayali kişiye yer verdim. Olaylar tarih sırasıyla anlatılmış, g‚n i‡indeki olaylar da sabahtan geceye doğru sıralanmıştır. Şu ˆılgın T‚rkler, elbette bir tarih kitabı değildir. Bununla birlikte o d•nemi ve •zellikle de insanlarımızı anlatan belli başlı tarihi ve askeri olayları ihmal etmedim. Savaşlar, teknik a‡ıklamalardan ve ayrıntılardan ayıklanmış olarak, ana ‡izgileri, •zellikle de ruhu korunarak hikŠye edilmiştir. Deniz olaylarının ancak bir kısmına yer verebildim. Œrnek olarak R‚s‚mat'ın hikŠyesini anlatmakla yetindim. Yunanlılar i‡in Yunan kaynaklarını, İngilizler i‡in İngiliz kaynaklarını kullandım. Aleyhlerindeki bilgiler kendi kaynaklarında, uluslararası kurulların raporlarında ve yabancı gazete ve araştırma kitaplarında yer almaktadır. Hi‡bir şeyi abartmadım, k‚‡‚ltmedim de. Aktarılan olayların ger‡ek olduğunu belirtmek i‡in ge‡erli kaynakları g•sterdim. Dipnotlar sonda toplanmıştır.
İlk kez okurken dipnotlara hi‡ bakmamanızı dilerim. Romanın başında, Mondros M‚tarekesi'nden İkinci İn•n‚ Sa-vaşı'nın son g‚n‚ne kadar ge‡en s‚recin bir •zeti var. Bu s‚reci biliyorsanız, bu •zeti okumasanız da olur. Ama isterseniz roman bitince bir g•z atın, belki dikkatinizden ka‡mış birka‡ ger‡ek bulursunuz. İyi bilmiyorsanız, romanı daha sıcak izlemeniz i‡in okumanızı tavsiye ederim. Anıları, gazete, dergi ve kitapları toplarken, bir‡ok insandan yardım ve destek g•rd‚m. Hepsinin adını ansam sayfalar alır. Yarısına yakını da rahmetli oldu. Hepsine y‚rekten teşekk‚r ediyorum, sonsuzluğa g•‡m‚ş olanlara rahmet diliyorum. Bir k‚‡‚k a‡ıklama: Bu ‡alışmamı bilen Televizyon Daire Başkanı Serpil Akıllıoğlu Kurtuluş Savaşı'nı TRT'ye dizi olarak yazmamı istemişti (1992). Malzemeyi roman olarak kurgulamıştım. Ama heyecanlandım. Kurtuluş Savaşı ile ilgili filmlerde halk ıska ge‡ilir, sosyal ve siyasi yan yok sayılırdı. Olay genellikle bir T‚rk-Yunan savaşına indirgenirdi. Milli M‚-cadele'nin emperyalizme karşı bir istiklal ve kurtuluş savaşı, saltanat d‚zenine ve anlayışına karşı da bir ihtilal olduğu yansıtılmazdı. Savaş b•l‚mlerinde askerler ‚t‚ izi belli ‚niformalar giyer, subaylar pek şık gezerlerdi. Yunan, İngiliz, Fransız, Sovyet cephelerine hi‡ değinilmezdi. Bu d•nemin halkımıza doğru yansıtılmasının yararlı olacağını d‚ş‚nd‚m, 'peki' dedim. Bir yıl s‚re istedim. Uygun g•r‚ld‚. Yirmi b•l‚m halinde yazdım, verdim. TRT Y•netim Kurulu b‚t‡e sorunlarını ileri s‚rerek, •nce 90 dakikalık bir film olarak ‡ekilmesini istedi, sonra ‚‡ b•l‚me ‡ıktılar. Sonunda Genel M‚d‚r Kerim A. Erdem, Y•netim Kurulu †yesi G‚ltekin Samancı ve Y•netmen Ziya Œztan'ın ‡abalarıyla altı b•l‚m olmasına rıza g•sterdiler. Yazılan senaryonun ‚‡te birinden yararlanılabilmiş, bir‡ok ayrıntıya yer verilememiştir. Dizinin y•netmenliğini Ziya Œztan yaptı. M‚ziği Muammer Sun ‚stlendi. Başta Rutkay Aziz olmak ‚zere filme emeği ge‡en herkes b‚y‚k •zveriyle ‡alıştı. Temiz bir film oldu. ˆok ilgi g•rd‚. Gen‡ izleyicilerin ilgisi beni mutlu etti. Bu a‡ıklamayı şunun i‡in yaptım: Şu ˆılgın T‚rkler, Kurtuluş adlı dizinin romanı değildir. Kurtuluş'tan daha kıdemli ve geniş bir ‡alışmadır. Şu denilebilir: Kurtuluş, Şu ˆılgın T‚rkler'den olduk‡a yararlanılarak yazılmış bir dizidir. Sevgi ve saygıyla. Turgut €zakman Mart 2005, Ankara
[email protected] Başlangı‡ 28 Haziran 1914 -1 Nisan 1921 SULTAN REŞAT, İstanbul'u ziyaret eden İngiltere'nin Akdeniz Filosu Komutanı Amiral Poe onuruna, 28 Haziran 1914 akşamı Dolmabah‡e Sarayı'nın ş•len salonunda 120 kişilik bir yemek veriyordu. Konukların t•ren giysileriyle katıldığı g•rkemli yemeğin ortasında, salonun b‚y‚k kapılarından biri yavaş‡a aralandı, bir saray g•revlisi eşikte durup bekledi. Teşrifat Memuru Erc‚ment Ekrem Talu, sessizce kapıya yaklaştı. Bir olağan‚st‚l‚k olduğunu anlayan Teşrifat Nazırı da hızla yanlarına geldi. Yaşlı Padişah, dikkatini dağıtan bu davranışlardan rahatsız olmuştu. Yorgun g•zlerini Teşrifat Nazırına ‡evirdi. Nazır b‚y‚k bir saygıyla yaklaştı, eğildi, olayı bildirdi: Bir Sırplı, Avusturya Veliahtı Arşid‚k Ferdinand'ı, Saraybosna'da •ld‚rm‚şt‚. Haber hızla sofrayı dolaştı. Saray orkestrası sustu. İki teşrifat‡ı ağır koltuğu usulca geri ‡ektiler. Sultan Reşat, zorlukla ayağa kalkarak, başsağlığı dilemek i‡in Avusturya-Macaristan B‚y‚kel‡isine doğru y‚r‚d‚. Yemek sona erdi. Osmanlı İmparatorluğu'nun ‚st y•neticileri, ertesi g‚n, amirallik gemisinde verilecek yemeğe ‡ağrılıydılar. Ama İngiliz Akdeniz Filosu, sabah haber vermek gereğini duymadan
İstanbul'dan ayrılmıştı. Bir ay s‚ren diplomatik kargaşadan sonra su, kaynama noktasına ulaştı. 28 Temmuz 1914 g‚n‚, Avusturya-Macaristan İmparatorluğumun Tuna filosu, Sırbistan'ın başkenti Belgrad'ı bombaladı. D‚nyayı b•l‚şmekte anlaşamayan b‚y‚k devletler, hesaplaşmak i‡in b•yle bir fırsat bekliyorlardı. Savaş bir salgın hastalık gibi d•rt bir yana yayıldı. Almanya ardarda Rusya, Fransa ve Bel‡ika'ya savaş a‡tı. Bunu, 4 Ağustosta İngiltere'nin Almanya'ya karşı savaşa girmesi izledi. Sonunda, savaşa katılacak ‚lkelerin sayısı otuzu bulacak, on milyon insan •lecek, on beş milyon insan sakat kalacak, d•rt imparatorluk yıkılacak, yery‚z‚n‚n siyasi haritası değişecektir. Osmanlı İmparatorluğu Almanya ve Avusturya-Macaristan'ın yanında savaşa girer. Bunun ‚zerine İngiltere Savaş Bakanı Lord Kitchener bir a‡ıklama yapar:
Lord Kitchener "T‚rkiye'yi yok edinceye kadar savaşacağız!" T‚rkiye •nemliydi. ˆ‚nk‚ İngiltere'nin egemenliği altında, bir T‚rk zaferinin cesaretlendirmesinden korkulan 300 milyona yakın M‚sl‚man bulunuyordu. Osmanlı İmparatorluğu'nu hızla dize getirerek, M‚sl‚manların bağımsızlık heveslerini bastırmak, İngiltere a‡ısından şarttı.1 Emperyalistler arasında Osmanlı İmparatorluğu'nun paylaşılması, 6 gizli anlaşma ile karara bağlanır. 1917 yılında ABD, İngiltere ve yandaşlarının yanında yer alırken, ˆarlığı deviren Bolşevikler, kendi i‡ kavgalarını sonu‡landırmak i‡in savaştan ‡ekildiler. Zavallı Anadolu, beş cepheye, durup dinlenmeden kan ve can pompalıyordu. O kadar ki d•rt yıl s‚ren savaşın sonuna doğru, yaşı ka‡ olursa olsun, kilosu 45'i ge‡en her gen‡ cepheye s‚r‚lecektir.2 Bulgaristan Eyl‚l sonunda, teslim bayrağını ‡eker. Almanya ile bağlantı kesilir. İttihat ve Terakki iktidarı yenilgiyi kabullenerek m‚tareke ister. Osmanli İmparatorluğu, 17. y‚zyıldan beri hızla gerileyerek sonunda bir yan s•m‚rge olmuş, s‚sl‚ bir operet imparatorluğuna d•nm‚şt‚r. Savaştan iyice t‚kenmiş olarak ‡ıkar. S‚s‚ de d•k‚lm‚şt‚r. Pant‚rkizm Hazar kıyılarında, Panislamizm Arabistan ‡•llerinde •lm‚ş, elde yalnız bitkin ve yoksul Anadolu kalmıştır. 30 Ekim 1918'de İngiliz deniz ‚ss‚ Mondros'ta m‚tareke anlaşması imzalanır. İttihat ve Terakki'nin başlıca y•neticileri, başta Enver, Talat ve Cemal Paşalar olmak ‚zere yurtdışına ka‡ar. Osmanlı Devletine ve T‚rklere karşı, orta‡ağın ha‡lı anlayışıyla yeni‡ağın ‚r‚n‚
emperyalizmi kaynaştıran acımasız bir politika uygulanacaktır. 3 İlk adımda Osmanlı orduları dağıtılır, silahlar toplanmaya başlar, donanma g•zaltına alınıp ulaştırma ve haberleşme kurumlarına el konulur. 337.000 asker terhis edilir. Gizli anlaşmalara uygun olarak, İtalyanlar G‚neybatı Anadolu'yu, Fransızlar -Ermenilerle birlikte- ˆukurova'yı, İngilizler Musul ve G‚neydoğu Anadolu'yu işgal ederler. ˆanakkale, Mudanya, Samsun ve Merzifon'a İngiliz, Zonguldak ve Doğu Trakya'ya Fransız, Konya'ya İtalyan birlikleri yerleşir. Ermenilerin yakıp yıktığı Kuzeydoğu Anadolu, yeniden Ermenilere a‡ılacaktır. Doğu Karadeniz'de Pontus devletini kurmak i‡in silahlanmış Rum ‡eteleri faaliyete ge‡erler. İstanbul ortaklaşa işgal edilir.4
italya, İ ngiltere, Fransa ba ş bakanlar ı ve ABD ba ş kan ı T ‚ rkiye'nin i ş gal edilmesini ve par ‡ alanmas ı n ı kararla ş t ı rd ı lar. (Orlando, Lloyd George, Clemenceau ve Ba ş kan VVilson)
İş gal!.. Ermeni kıyımı yaptıkları veya tngiliz esirlerine k•t‚ davrandıkları ileri s‚r‚lerek, asker ve sivil bir‡ok y•netici İngilizlerce tutuklanır ve Malta'ya s‚r‚l‚r. Gerici H‚rriyet ve İtilaf Partisi'nin yurtdışına s‚r‚lm‚ş ya da ka‡mış ‚st kadrosu, kin ve iktidar •zlemiyle tutuşmuş bir halde, İstanbul'a geri d•ner.5 T‚rl‚ ayrılık‡ı dernekler kurulur. Bazı aydınlar birdenbire K‚rt, ˆerkez ya da Arap olduklarını anımsarlar. Bazı ‚mitsiz aydınlar da, İngiliz, Fransız veya Amerikan mandasını ya da himayesini arayan akımlar arasında bocalamaktadır. Bir ‡•k‚ş ve ‡•z‚l‚ş d•nemine girilmiştir.6 1918 yazında, Sultan Reşat'ın •l‚m‚ ‚zerine VI. Mehmet sanıyla 36. padişah olarak tahta ‡ıkan Vahidettin, devletin ve tahtının geleceğini, d•nemin s‚per devleti İngiltere'nin l‚tfuna bağlamıştır.
İngiltere Karadeniz Ordusu Komutanı General Milne, Londra'ya şu mesajı yollar. "VI. Mehmet, İngilizlerin T„rkiye'de idareyi m„mk„n olduğu kadar s„ratle ellerine almasını istiyor." 7 Amiral VVeb'in mektubu: "Padişah bizi buraya yerleştirmek istiyor." 8 Damat Ferit, Amiral Calthorpe'a ş•yle diyecektir: "Padişahın ve benim yegŠne ‚midimiz, Allah'tan sonra İngiltere'dir." 9 Vahidettin, 30 Mart 1919'da, Damat Ferit aracılığıyla, 'kendi eli ile yazdığı bir tasarıyı' İngiliz Y‚ksek Komiseri Amiral Calthorpe'a ulaştıracaktır. Œzeti şudur: "Osmanlı İmparatorluğu'nun 15 yıl mƒddetle İngiliz s‡mƒrgesi olması." 10 Osmanlı h‚k‚mdarının kurtuluş re‡etesi budur. Vahidettin İngiliz s•m‚rgesi olabilmek ‚midiyle her t‚rl‚ yola başvurur. Aklına onurlu, başı dik, bağımsız bir T‚rkiye gelmez. Kimseye g‚venemediği i‡in ablasının kocası Damad Ferit'i, ardarda sadrazamlığa getirir.11 Halk uzun yıllardan beri cephede •l‚mle, cephe gerisinde yoksullukla boğuşa boğuşa t‚kenmiş, i‡ine kapanmıştır.12 Bu sırada fırsat‡ı Yunanlılara g‚n doğar. Bu k‚‡‚k, tecr‚besiz devletin hırslı y•neticilerinde, •l‡‚s‚z bir genişleme tutkusu vardır. Genişlemek i‡in tarihi kurcalayıp dururlar. Yunan b‚y‚k ‚lk‚s‚ (megali idea), 'b‚t‚n Yunanlıları ve eski Helen topraklarını bir bayrak altında toplamak' diye •zetlenebilir. Yunan b‚y‚k ‚lk‚s‚ en ateşli temsilcisini Giritli Elef-teryos Venizelos'ta bulmuştur.
Yunan Ba ş bakan ı Venizelos ve İ ngiltere Ba ş bakan ı Lloyd George
†lkesini savaş dışında tutmaya ‡alışan Kral Konstantin'in tersine Başbakan Venizelos, İngilizlerin yanında yer almak i‡in sabırsızlanmaktadır. Bir‡ok Yunan subayı, Alman İmparatoru Wilhelm'in kız kardeşi ile evli olan Konstantin'in Alman casusu olduğuna inanmaktadır. Krala bağlı askerler ile Venizelos'a bağlı 'Milli Savunma' (Ethniki Amyna) adlı •rg‚t‚n yandaşları savaşırlar. Sonunda Kral Konstantin, oğlu Aleksandros lehine tahttan ‡ekilmek zorunda kalır. Yunanistan'dan ayrılır. Venizelos Atina'ya gelir. Yunanistan, artık g•r‚nen zaferden pay istemek i‡in, on ikiye beş kala, savaşa katılacaktır. Venizelos, g•zlerini Batı Anadolu'ya ‡evirir. Etkili ‚slubu ve verdiği yanıltıcı bilgiler ile kendilerine g•re yeni bir d‚nya kurmağa ‡alışan bilgisiz politikacılarla atg•zl‚kl‚ diplomatları etkiler. İngiltere'nin, Yakındoğu petrollerinin ve pazarlarının paylaşılması sırasında bir ajan-devlete, olası bir T‚rk kıpırdanmasını bastıracak jandarmaya ihtiyacı vardır. İngiltere Başbakanı Lloyd George, Yunanlıları g•z‚ne kestirir, kanlı ve uzun bir savaşa yol a‡acak olan d‚ş‚ncesini a‡ıklar: "Osmanlı İmparatorluğu'nun miras…ısı, Yunanistan'dır."13
Yunan ordusu İ zmir'de
Ma ğ rur Evzon askerleri
Daha •nce İtalyanlara vaadedilmiş olan İzmir ve ‡evresi, Lloyd Ge-orge'un •nerisi, Başkan Wilson'un onayı ile avans olarak Yunanlılara verilir. 14 Mayıs akşamı İzmir Metropoliti Hrisostomos, Efes kilisesinde Rumlara m‚jdeyi yetiştirir: "Kardeşlerim! Mƒk‰fat zamanı gelmiştir." Panhelenist siyasetin galiplerce donatılmış silahlı birlikleri, 15 Mayıs 1919'da İngiliz donanmasının koruması altında, İzmir'e ‡ıkarlar, kıyıma ve Batı Anadolu'yu işgale başlarlar. 14 Yunan ordusunun gelmesi Ege Rumlarını şımartmıştır. Bin yıllık barışı bozarlar. Ege'de acı ve kanlı bir d•nem başlar.15
İ lk kur ş unu atan Hasan Tahsin T ‚ rkler silaha sar ı l ı rlar. •lk Yunan t‚meninin İzmir'e ‡ıkmasından d•rt g‚n sonra, ‚n‚ ˆanakkale Savaşları sırasında parlamış olan Mustafa Kemal Paşa, 9. Ordu M‚fettişi olarak 19 Mayıs 1919'da Samsun'a ‡ıkar. Kendisine verilen g•rev, bu b•lgede asayişi sağlamaktır. Ama Padişahı, İstanbul h‚k‚metini ve galip devletleri şaşırtan bir şey yapar: B‚t‚n milleti, işgale tepki g•stermeye ‡ağırır.16 İngiliz baskısıyla ordu m‚fettişliğinden alınınca, askerlikten istifa eder. Ger‡ek‡ilikten uzaklaşmadan, hayale kapılmadan, b‚y‚k bir sabırla, b‚t‚n Anadolu'yu yurtseverlik ve bağımsızlık bayrağı altında toplamaya koyulur. Erzurum Kongresi'ni, daha kapsamlı Sivas Kongresi izleyecektir. Kurulmuş olan Redd-i İlhak ve M‚dafaa-yı Hukuk dernekleri, 'Anadolu ve Rumeli M‚dafaa-yı Hukuk Derneği' adıyla t‚m yurdu kucaklayan tek bir dernek olarak •rg‚tlenir. M. Kemal Temsil Heyeti (Y•netim Kurulu) Başkanlığına se‡ilir. Heyet 27 Aralık 1919'da Ankara'ya gelir ve halkın b‚y‚k g•sterileriyle karşılanır.17 Times gazetesi T‚rk kıpırdanışını ş•yle karşılar: "B€t€n cihanın kuvvetine karşı milli bir hareket yaratmak... Ne ƒocukƒa bir hayal!"18 Yazar Refik Halit Karay, Milli M‚cadelenin başlamasını alayla karşılar: "..Bir patırtı, bir g•r•lt•. Beyannameler, telgraflar... Sanki bir şeyler oluyor, bir şeyler olacak... Ayol şuracıkta her işimiz, her kuvvetimiz meydanda. Dƒrt tarafımız a„ık. D•nya vaziyetimizi biliyor. H•lyanın, blƒf•n sırası mı? Hangi teşkilat, hangi kuvvet, hangi kahraman? H•lyanın bu derecesine, uydurmasyonun bu şekline ben de dayanamayacağım. Bari kavuklu gibi ben de sorayım: - Kuzum Mustafa, sen deli misin?" Elde avu‡ta hi‡bir şey yokken, emperyalizme, galip devletlere, Yunan ordusuna, Ermenilere, Pontus ‡etelerine karşı silahlı m‚cadeleye girişmeyi ‡ılgınlık sayanlar ‡oktur. Silahsızlandırılmış T‚rk ordusunun bu tarihteki g‚c‚, o da kŠğıt ‚zerinde, 35-40 bin kişidir. Oysa T‚rkiye'deki silahlı işgalcilerin sayısı giderek 400.000 kişiyi bulacaktır. Yoksul, bitik Anadolu, 400.000 işgalciyi ve on binlerce silahlı-silahsız haini yenmeyi başaracaktır. Milli M‚cadele işte bu mucizenin, bu onurlu, g‚zel ‡ılgınlığın adıdır.
Ankara'nın ısrarı ‚zerine İstanbul h‚k‚meti, İngilizlerin izniyle, se‡im yapılmasını kabul eder. 12 Ocak 1920'de Osmanlı Meclisi, İstanbul'da toplanır. Esasları Erzurum ve Sivas Kongreleri ile Ankara'da oluşturulup belirlenmiş olan Milli Ant'ı (Misak-ı Milli'yi) kabul ve ilan eder. Milli Ant'ın •z‚ şudur: "B‡lƒnmez, bağımsız, hƒr ve …ağdaş bir Tƒrkiye!" Bu karar, işgalcileri olağan‚st‚ rahatsız etmiştir. İşgalci g‚‡ler, Ankara'ya halka g•zdağı vermek ‚zere, İstanbul'da y•netime resmen el koyarlar. Bir‡ok milliyet‡iyi tutuklarlar. Anadolu'ya yardım edenlerin idam edileceklerini gazeteler ve duvar ilanlarıyla duyururlar. Meclis'i sarıp Rauf Orbay ve Kara Vasıf'ı g•t‚r‚rler. Bazı milletvekillerini, askerleri ve yazarları da tutuklar, hepsini yaka pa‡a Malta'ya s‚rerler.19 Mustafa Kemal Paşa işgale misilleme olarak, başta Albay Rawlinson olmak ‚zere, o sırada Anadolu'da bulunan b‚t‚n İngiliz subay ve erlerini tutuklatmış ve Meclis'i Ankara'da toplanmaya ‡ağırmıştır. Milli kuvvetler de harekete ge‡erek, İngiliz birliklerini Eskişehir'i boşaltmak zorunda bırakır, demiryollarına el koyarlar. İngiliz birlikleri, İstanbul ile Anadolu arasındaki tek ge‡idi, Geyve Boğazı'nı T‚rklere bırakarak İzmit'e ‡ekilirler. Vahidettin ise T‚rk tarihinin en hain adamı olan Damat Ferit'i yeniden sadrazamlığa getirir, g•revlendirme yazısında, Ankara'yı kastederek, "..isyan halinin devamı, daha korkun„ hallere sebep olabileceğinden, bu kargaşalıkların bilinen tertip„ileri ve teşvik„ileri hakkında kanun h•k•mlerinin
Damat Ferit T ‚ rkiye B ‚ y ‚ k Millet Meclisi uygulanmasını ve (...) b•t•n memlekette asayiş ve d•zeni sağlayacak ƒnlemlerin hızla ve kesinlikle alınmasını" emreder.20 Bu emir ‚zerine Damat Ferit, yapılabilecek en k•t‚, en al‡ak‡a şeyi yapar: Milli namusu korumak ve istilayı durdurmak i‡in kanını d•ken Kuva-yı Milliyecilere ve askerlere karşı, dinsel nitelikli bir savaş a‡ar. Şeyh‚lislam D‚rrizade Abdullah'ın verdiği fetvalar, İngiliz ve Yunan u‡aklarıyla Anadolu'ya atılır, işbirlik‡i gazetelerde yayımlanır, Rumlar, Ermeniler, H‚rriyet ve İtilaf Partisi'nin adamları ve ajanlar tarafından dağıtılır. Œz‚ şudur: "Padişahın izni olmadan işgalcilere karşı duranları, asker ve para toplayanları tek tek veya topluca ƒld•rmek, din gereği ve gƒrevidir! Milliyet„ileri ƒld•renler gazi sayılır, bu yolda ƒlenler şehit!'21 Damat Ferit'in hainlikleri saymakla bitmez.22 Milletvekilleri ve subaylar İstanbul'dan ka‡arak Ankara yoluna d‚şerler. Aralarında Yunus Nadi, Dr. Adnan Adıvar, eşini yalnız bırakmayan H. Edip Adıvar, Albay İsmet Bey de vardır. Birka‡ g‚n sonra da İstanbul'dan ka‡an Harbiye Nazırı Fevzi ‹akmak Paşa da Ankara'ya katılacaktır. 23 Nisan 1920'de T‚rkiye B‚y‚k Millet Meclisi, yeni se‡ilen milletvekilleri ve Ankara'ya ulaşan son Osmanlı Meclisinin milletvekillerinin de katılmasıyla a‡ılır ve Milli Ant'ta belirtilen ama‡lan ger‡ekleştirmek azmiyle ‡alışmaya başlar.23 M. Kemal TBMM Başkanlığına se‡ilir. İstanbul Harp Divanı, M. Kemal'i ve kadrosunu idama mahkŒm eder. Vahidettin, idam kararlarını bekletmeden onaylar. Bununla yetinmez, M. Kemal'in r‚tbesini de yarbaylığa indirir.24 M‚ttefikler halkın direnme g‚c‚n‚ kırmak i‡in Yunan ordusunu, Batı Anadolu'yu ve Trakya'yı b‚t‚n‚yle işgal etmesi i‡in yeniden harekete ge‡irirler. İstanbul y•netimi de Yunanlıları destekler. Damat Ferit h‚k‚metinin medrese ‡ıkışlı Adliye Nazın Ali R‚şt‚ Efendi, "Yunan ordusunun başarısı i„in dua edilmesini" ister. Trakya, Balıkesir, Bursa ve Uşak'ın, Yunanlılarca işgal edilmesi ‚zerine de, "Yunan ordusunun "ilerlemesi h€k€metimizin programına uygundur" diyecek ve Yunanlıların işgal etmediği illeri, 'kurtarılmamış iller' olarak tanımlayacak-tır.25 İstanbul y•netimi Sevr Antlaşmasını da kabul ve imza eder. Sevr Antlaşması tarihte •rneği olmayan trajik bir antlaşmadır. Yalnız kabul edenler i‡in değil, b•yle bir antlaşmayı hazırlayan Batılılar i‡in de bir utan‡ belgesidir. Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti, İngiltere'nin isteği doğrultusunda, 'bir daha Batıya kafa tutamayacak kadar
k‚‡‚k ve g‚‡s‚z bir devlet' haline getirilmekte, ‹atalya'ya kadar Doğu Trakya Yunanlılara verilmekte, Anadolu T‚rkler, Yunanlılar, Ermeniler, K‚rtler ve Fransız mandası altındaki Suriye arasında b•l‚şt‚r‚lmekte, kapit‚lasyonlar daha ağırlaştırılıp genişletilmekte, devletin her etkinliği denetim altına alınmakta, Marmara denizi ile Boğazların idaresi ayrı bayrağı olan milletlerarası bir kurula bırakılmaktadır. Ayrıca, †‡l‚ Anlaşma'yla Anadolu, iyice s•m‚r‚lmek ‚zere, İngiliz, Fransız ve İtalyan ‡ıkar b•lgelerine ayrılmaktadır. Başbak^ı Lloyd George Avam Kamarası'nda ş•yle diyecektir: "T•rkiye sahneden siliniyor diye •z•lecek değiliz." (The Times, 25.5.1920) Sevr Antlaşması'nı ve tabii †‡l‚ Anlaşma'yı milliyet‡ilere silah zo-, ruyla kabul ettirmek g•revi, İngilizlerin aracılığıyla Yunan ordusuna •nerilir, o da kabul eder. Yunan h‚k‚meti, bu hizmetine karşılık, İzmir ve Doğu Trakya'dan başka, İstanbul'un da Yunanistan'a verileceği ‚midine kapılır. Fakat beklenilmeyen bir olay Yunanistan'ı karıştıracaktır. Kral Alek-sandros •l‚r. Venizelos, Konstantin'in tahta geri d•nmesini engellemek i‡in se‡imleri yenilemeye karar verir ve se‡ime "ya Konstantin, ya ben!" sloganıyla girer. Halk Konstantin i ve onu destekleyen partiyi se‡er. Venizelos yurtdışına ka‡ar. Vaktiyle Konstantin'in devrilmesine yardım etmiş olan Fransız h‚k‚meti, Konstantine ve muhalefete oy veren Yunan halkına kızar ve yeni iktidara karşı tavır alır. İngilizler de tedirgin olurlar ama tavır almak i‡in beklemeyi tercih ederler. Venizelos'un s‚rg‚ne yolladığı, hapse attırdığı siviller ve askerler, tıpkı H‚rriyet ve İtilaf Partililer gibi, iktidar •zlemi ve kinle tutuşmuş bir halde yeniden sahnede boy g•sterirler. Kralcı General Papulas, Anadolu'daki Yunan ordusunun komutanlığa atanır. İktidar, Anadolu'yu boşalttığı takdirde, Yunanistan'ın Fransa ve İtalya'dan sonra, İngiltere'nin de desteğini kaybedip yalnız kalacağını anlar; azdırdıkları Anadolu Rumlarını yazgılarıyla baş başa bırakmayı da g•ze alamaz. Sonunda Venizelos'un yayılmacı politikasını ve İngilizlerin askeri olmayı kabul eder. Bu sebeple Anadolu olaylarını iyi bilen bazı Venizeloscu komutanlara dokunmaz.
O g ‚ nlere ait bir an ı kart ı Savaş tamtamları yeniden ‡almaya başlar. Doğu Cephesi Komutanı KŠzım Karabekir Paşa, TBMM'nin kararı ‚zerine harekete ge‡miş, Ermenileri kolayca yenerek Sarıkamış ve Kars'ı geri, Doğu sınırını g‚ven altına almıştır. Barış‡ı yolla Artvin de G‚rcistan'dan geri alınacaktır. B•ylece bir cephe kapanır ve Sovyetler'le bağlantı kurulur. Fakat bu kez de Batı cephesinde beklenilmez bir sorun patlak verecektir: Disiplinsiz ‡etelerin ordu ‡atısı altına alınması i‡in ‡alışılırken, Kuva-yı Seyyare adı verilen en kalabalık ‡etenin komutanı Ethem ve kardeşleri orduya bağlanmak istemez ve isyan ederler. Bu sırada Yunan ordusu, ‚‡ t‚mene yakın bir kuvvet ile yeni T‚rk ordusunun durumunu keşfetmek i‡in Bursa'dan Eskişehir'e doğru taarruza ge‡ecektir. O g‚ne kadar ‡oğu disiplinsiz ‡etelerle ‡atışmış ve kolayca ilerlemiş olan Yunan ordusu, yeniden kurulmakta olan T‚rk ordusu ile ilk kez karşı karşıya gelir. Yoksul ve zayıf T‚rk ordusunun, isyan ile savaş arasında ezileceğini sananlar ya da ‚mit edenler az değildir. Fidan halindeki ordu, canını dişine takarak, Yunanlıları p‚sk‚rt‚r (6-11 Ocak 1921, Birinci İn•n‚ Savaşı), sonra da orduyla ‡atışmaya yeltenen asi Ethem'in kuvvetini ezip dağıtır. Ethem, iki kardeşi ve bine yakm adamı Ege'yi yakıp yıkan Yunanlılara sığınacak, bundan sonra Yunanlılar i‡in ‡alışacaklardır. Yoktan var edilmiş ordunun 'hıyanete ve d‚şmana karşı' kazandığı bu ikiz başarının i‡ ve dış etkisi ‡ok b‚y‚k olur. isyanlar son bulur. Halkın orduya ve Meclis'e desteği artar. Milli iktidar daha da g‚‡lenir. Ankara'da aylardır a‡ık kapalı devam eden tartışmalar son bulur ve Meclis, anayasa tasarısını kabul eder. Tasarıdaki bir h‚k‚m, doğrudan rejimle ilgilidir, saltanat‡ıları ve halifecileri telaşlandırır ama her vakti gelmiş d‚ş‚nce gibi onu da durdurmak artık m‚mk‚n değildir, anayasada yerini alır: "Egemenlik, kayıtsız ve şartsız milletindir!" 26
Bu h‚k‚m milleti, Allah'ın g•lgesi olarak nitelenen padişahın kulu olmaktan ‡ıkarıp devletin sahibi ve yurttaş yapıyor, laikliğin temelini atıyordu. 27 Halkın b‚y‚k ‡oğunluğu y‚z‚n‚, meclisi, anayasası, h‚k‚meti, ordusu olan ve işgalcilerle savaşan Ankara'ya d•necek, istiklal ordusunu gittik‡e artan bir azimle destekleyecektir.28
Vahidettin Tevfik Pa ş a Ali Kemal Uygulanmasının zor olacağı anlaşılan Sevr Antlaşması'nın biraz yumuşatılması i‡in Londra'da toplanacak konferansa, silahını konuşturmaya başlayan Ankara'nın temsilcileri de ‡ağrılır. Son d•nem Osmanlı aydınlarının kişiliksizliğinin, teslimiyet‡iliğinin ve Batı karşısında duyduğu aşağılık duygusunun m‚kemmel bir •rneği olan Ali Kemal Londra Konferansı •ncesinde ş•yle yazacaktır: "Avrupa ile başa „ıkmayı, y•zyıllardan beri Asya'nın hangi kavmi başarabildi ki biz başarabilelim?" Ayrıca gazetesinde, Yunanlılara sığınarak onlar adına propaganda yapmayı kabul eden Ethem'in İzmir'de verdiği bir demeci de yayımlar. Et-hem ş•yle demektedir: "M. Kemal, Yunan ordusunun hızlı bir taarruzuna bir dakika bile dayanamaz!" Ethem bu c‚mleyle, yalnız kendi beklentisini değil, hanedanın, ‡ıkarı hanedana ve bu ‡‚r‚m‚ş d‚zene bağlı olanların, işbirlik‡ilerin, gafillerin, hainlerin ve elbette işgalcilerin hayalini de dile getirmiş oluyordu. Konferansın ilk oturumunda Tevfik Paşa kısa bir konuşma yaparak İstanbul'un g•r‚şlerini a‡ıklar. Ankara s•zc‚s‚n‚n parlak konuşması ‡ok takdir toplar. Ama konferans, İngiliz entrikasının şaheser bir •rneği olarak devam edecektir.29 T‚rklerin Sovyetlerle g•r‚şmelere başlamasından huzursuzlanan Lloyd George, yeni Yunan h‚k‚metinin savaşı s‚rd‚rmeye ‡ok hevesli olduğunu g•r‚nce, Yunan ordusuna yeşil ışık yakar. Atina ve Ankara temsilcilerine, h‚k‚metleriyle yeniden temas etmeleri i‡in 25 g‚n s‚re tanınarak konferansa ara verilir.
Ta ş han ve bug ‚ nk ‚ Ulus meydan ı Londra'da bulunan Dışişleri Bakanı Bekir Sami Bey, Fransızlarla barışı sağlayacağını sandığı gizli bir anlaşma imzalar ve anlaşmayı Ankara'ya yollar. Bunu •ğrenen Yunan h‚k‚meti, T‚rk-Fransız anlaşması kesinleşirse, T‚rklerin, ‹ukurova'daki iki t‚menli İkinci Kolordu'yu Batı Cephesine kaydırmasından korkacaktır. Erken davranmak i‡in General Papulas'a hemen
harekete ge‡mesi i‡in emir verir. Oysa B‚y‚k Millet Meclisi, Fransızlarla yapılan anlaşmayı, Milli Ant'a ve tam istiklal anlayışına aykırı bulacak ve askeri yararını bir yana bırakarak reddedecektir. Bu g‚nlerde T‚rk-Sovyet g•r‚şmeleri sonu‡lanır ve Moskova'da dostluk antlaşması imzalanır. Bu antlaşmayla Sovyetler, g‚ney sınırlarını g‚ven altına alırlar. İstanbul ve ‹anakkale boğazlarının İngilizlerin elinde kalmaması i‡in de yeni T‚rk ordusuna silah ve cephane yardımı yapmayı ve yılda 10 milyon ruble vermeyi kabul ederler.30 General Papulas 22 Mart 1921 g‚n‚ orduya bir mesaj yayımlar: "Asker! D€şman, Yunan İyonyasına ayak bastığınızdan beri yenip kovaladığınız d€şmandır1 . Hızınız karşısında ka„ıyor! Bu barbar zulm•n son kalıntılarını yok edip Yunan uygarlığının kurucuları olunuz! Sizi yeni bir zafere „ağırıyorum!" Yunan ordusu, temsilciler d•n‚ş yolundayken, 23 Mart sabahı, saat 07.00'de, Eskişehir ve Afyon'a doğru, iki koldan taarruza ge‡er. İstanbul'da ‚slenen Yunan donanması da, İstanbul'dan ve Rusya'dan Anadolu'ya silah ve malzeme ka‡ırılmasını ve yollanmasını •nlemek i‡in, Karadeniz kıyılarını abluka altına almak amacıyla Karadeniz'e a‡ılır. B•ylece Londra Konferansı, sonu‡lanmadan tarihe g•m‚l‚r. Genel bir taarruzla d‚şmanı yok edebilecek g‚c‚ kazanıncaya kadar stratejik savunmada kalmayı kararlaştırmış olan Ankara, bu savaşta şu ‡ok sade ve c‚retli planı uygulayacaktır: D‚şmanın g‚ney koluna karşı oyalama savaşı verilerek ordunun b‚y‚k kısmını, kuzeydeki kol karşısında (İn•n‚'de) toplayıp d‚şmanı yenmek, daha sonra katılması m‚mk‚n olan b‚t‚n kuvvetlerle d‚şmanın g‚ney koluna (Dumlupınar-Af-yon) d•nmek. Uşak'tan yola ‡ıkan General Kondulis komutasındaki Birinci Yunan Kolordusu, Dumlupınar mevziindeki T‚rk T‚menini geri atarak ilerler, 26 Martta Afyon'a girer. T‚rk komuta kurulu, bu kesimdeki yenilgiye bakmaksızın, bu cepheden iki piyade t‚menini kuzeye kaydırır. Meclis Muhafız Taburunu ve Ankara'ya ulaşmış olan 5. Kafkas T‚meni'ni de demiryoluyla İn•n‚'ye yollar. Bursa'dan ilerleyen General Vlahopulos komutasındaki †‡‚nc‚ Yunan Kolordusu, İn•n‚ mevzileri •n‚nde, ‡ok sert ve b‚y‚k bir direnişle karşılaşır. Eskişehir'deki demiryolu tamirhanesinde, Anadolu'ya ge‡ip işbaşı etmiş imalat-ı harbiye subay ve ustalarının ‡alışır hale getirdikleri 150 mm.lik sekiz ağır top, Yunanlıları dehşete d‚ş‚r‚r. T‚rk askeri bu kez daha kararlıdır. S‚ng‚s‚ olmayanlar t‚feğinin dip‡iği, k‚reği, ‡ıplak yumruğu ile d•v‚ş‚rler. Mesela 3. Alayın 3. Tabur'unun b‚t‚n b•l‚k komutanları şehit d‚şer. T‚men komutanları bile ileri hatlara kadar gelirler; Albay (Deli) Halit Karsıalan yaralanır. Kızgın savaş ileri-geri dalgalanmalarla s‚rmektedir. Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa, heyecan i‡inde savaşı izleyen Ankara'ya, sağ kanat birliklerini karşı taarruza kaldıracağını bildirir.
Birinci Kitap Yunan B„y„k Taarruzu Birinci B•l‚m K‚tahya-Eskişehir Savaşına Hazırlık 1 Nisan 1921 - 9 Temmuz 1921 1 NİSAN 1921 Cuma g‚n‚, Ke‡i•ren'de, şimdi Meteoroloji Genel M‚d‚rl‚ğ‚ olan eski Ziraat Okulu binasına yerleşmiş Genelkurmay karargŠhının ikinci katındaki geniş‡e odada, harita serili bir masanın başında, M. Kemal ve Fevzi ‹akmak Paşalar, konuşmadan oturuyorlardı. Yalnız M. Kemal Paşa'nın iri taneli kehribar tespihinin tekd‚ze şaklaması duyulmaktaydı. Saat 17.00'ydi. Sağ kanadını taarruza kaldıracağını bildirmiş olan İsmet Paşa ile •ğleden beri bağlantı kurulamıyordu.1 m
ANADOLU AJANSI, camilere, kahvelere her g‚n tek sayfalık b‚ltenler asarak olup bitenleri
halka duyurmaktaydı. O g‚n hi‡bir b‚lten asılmayınca, meraklanan Ankaralı esnaf ve zanaatkarlar, d‚kkŠnlarını, k‚‡‚k at•lyelerini erkenden kapatıp bug‚nk‚ Ulus meydanındaki k‚‡‚k Meclis binasının •n‚nde toplandılar. Gittik‡e ‡oğalıyor ve sessizce cepheden haber bekliyorlardı. Adana Milletvekili Zamir [Damar] Arıkoğlu, kalabalığı telaş i‡inde yararak Meclis'e girdi. K‚tahya - Eskişehir Savaşına Hazırlık 31 KOMİSYON odaları ve koridor, kalpaklı, fesli, sarıklı milletvekilleri ile doluydu. Zamir Bey ilk rastladığına sordu: "HŠlŠ bir haber yok mu?" "Yok." Antalya Milletvekili Rasih Kaplan Hoca, "Konferans sona ermemişti ki birader, ara verilmişti.." diye s•yleniyordu, "..bu Yunan taarruzunun anlamı neydi?" Siyah kalpaklı, avcı ceketli, iri kıyım bir gen‡, Manisa Milletvekili Mustafa Necati Bey, "Ne olacak.." dedi, "..bizi konferansla uyutup gafil avlamak istediler." "Ama buna diplomasi değil, sahtekŠrlık derler!" Konya Milletvekili Musa KŠzım Efendi, beyaz sakalını sıvazladı: "Ordumuz direnebiliyorsa, mesele yok. Batının bu oyununu da boşa ‡ıkarırız." BU SIRADA g•revden d•nen ‡ift kanatlı bir keşif u‡ağı, Eskişehir/ Muttalip havaalanına yaklaşmaktaydı. Alan, u‡ak hangarları, pilot okulu ve geniş tamirhanesiyle birinci sınıf bir havaalanıydı. 2 U‡ak B•l‚ğ‚ Komutanı Y‚zbaşı Fazıl, makinist Eşref Koşman ve g•revliler, yaklaşan u‡ağı i‡leri giderek izliyorlardı. ˆ‚nk‚ ellerindeki son işe yarar u‡ak buydu. Eşref inledi: "Eyvah, bu da arızalanmış." U‡ak arkasında siyah bir duman bırakarak toprak piste indi, sı‡rayarak ilerleyip durdu. Koştular. Pilot Vecihi H‚rkuş ve g•zlemci Basri, yıldırım gibi u‡aktan aşağı atladılar. İkisi de savaş heyecanı i‡indeydi. Vecihi, "U‡ağı ‡abuk hazırlayın.." diye haykırdı, "..bomba y‚kleyin, t‚feğe şerit takın! ˆabuk, ‡abuk, ‡abuk." Fazıl'a d•nd‚: "..Hava kararmadan bir ‡ıkış daha yapsak iyi olacak." "Durum nasıl?" Vecihi tam savaşın gidişi hakkında bilgi verecekti ki u‡ağı kontrol eden makinist acıyla, "Vecihi Bey.." diye seslendi, baktılar, makinistin eli yağ i‡indeydi, "..bunun yağ deposu delinmiş." "Değiştirin! Ama ‡ok ‡abuk olun!" "Yedek depo yok ki." 3 "Œyleyse bunu tamir edin! Bir şey yapın! Haydi!" Makinist kıvrandı: "S•kmesi, taniiri, yerine takması saatler alır." Vecihi, g•zleminden yaş fışkırarak, başlığını ve r‚zgŠr g•zl‚ğ‚n‚ yere ‡arptı: "Lanet olsun yoksulluğa!" BİR YUNAN avcı u‡ağı ilerleyen T‚rk birliklerinin ‚zerine makineli t‚feğiyle ateş yağdırmaya başlamıştı. H‚cuma kalkmış bir takımın •n‚nde koşan teğmen, birden sendeleyip d‚şt‚. Teğmenin d‚şt‚ğ‚n‚ g•ren erler hemen yere yattılar. Takım ‡avuşu s‚r‚nerek sokuldu: "Komutanım?" Teğmen boynundan vurulmuştu. Zorlukla, "Durma.." diye fısıldadı, "takımı h‚cuma kaldır. Hemen! Haydi!" Her kelimede yarasından yeni bir kan dalgası boşanıyordu. ˆavuş, g•zlerinden yaş akarak ayağa fırladı. Olanca sesiyle haykırarak, takımı yeniden h‚cuma kaldırdı. Erler doğruldular ve koşarak savaş sisine karıştılar. Taşlı arazi ‡arıklarının altını erittiği i‡in ‡oğu yalınayaktı. Bir top mermisi patladı. Fışkıran gevrek bahar toprağı, s•nen Teğmenin ‚zerini •rtt‚. ANKARA'da, Genelkurmay'ın telgraf odasındaki tıraşı uzamış subaylar, kan oturmuş
g•zlerini Batı Cephesi karargŠhına bağlı manipleye dikmiş bekliyorlardı. Derin sessizlik i‡inde birinin ayak sesleri duyuldu, kapı yavaş‡a aralandı. İsteksizce başlarını ‡evirdiler. Gelen Meclis Başkanlığı Yaveri Y‚zbaşı Salih Bozok'tu. "Paşalar merakta. HŠlŠ bağlantı yok mu?" Maniple başındaki astsubay başını ‚mitsizce iki yana salladı. Salih Bey kapıyı yavaş‡a kapatıp ‡ekildi.
Genelkurmay Ba ş kanl ığı
MECLİS'te de bazılarına ‚mitsizlik ‡•km‚şt‚. Bir milletvekili, "Bu iş ‡etelerle y‚r‚mez dedik, hepsini dağıttık.." dedi kaygıyla, "..ordu başarılı olmazsa, korkarım bu iş burada biter." G‚m‚şhane Milletvekili Hasan Fehmi Ata‡ i‡erledi: "Ne m‚nasebet! Bir muharebe kaybedilmekle harp biter mi?" Erzurum Milletvekili Celalettin Arif Bey, ‡evresindekilere, "Bence, Londra Konferansı'nda, biraz esnek davranmalıydık.." diyordu, "..eğer yenilirsek, yeni •nerleri de geri alır bu adamlar." Mustafa Necati ‡ok sinirlendi: "Onlar •neri değildi ki beyefendi, sadakaydı. Geri alsınlar!" Celalettin Arif Bey son Osmanlı Meclisinin Başkanıydı. Millet Meclisi'nin de kendisini başkan se‡mesini beklemiş, yerine M. Kemal se‡ilince sinirli ve alıngan olmuştu. Mustafa Necati'yi, "Œd‚n vermeden, uzlaşma olmaz delikanlı" diye tersledi. "İstiklalden •d‚n verilir mi beyefendi? Siz bug‚n Artin Kemal gibi konuşuyorsunuz!" Celalettin Arif, gazeteci Artin Kemal'e benzetilmesine ‡ok i‡erledi. Morardı. Bir olay ‡ıkacağını sezenler araya girdiler. Œbekten uzaklaştırılırken, dayanamayıp geri d•nd‚, M. Necati'ye, "Seni affetmeyeceğim!" diye bağırdı. Balıkesir Milletvekili Albay KŠzım Œzalp'in sabrı t‚kenmişti, Genelkurmay'a telefon etmek i‡in Başkanlık odasına daldı. Arkasından bazı milletvekilleri de odaya doluştular. Telefona sarıldı: "HŠlŠ haber yok mu?.. Peki. Œyle mi? Yapma!.. Anladım, geliyorum." KŠzım Bey telefonu kapadı. "Ne olmuş? Ne diyorlar?"
Zamir (Damar) Ar ı ko ğ lu
Mustafa Necati Bey
K Š z ı m Œ zalp
"İsmet Paşa ile bağlantı kurulamıyormuş. Onlar da haber bekliyorlar."
Y‚z‚ asılmıştı. Kalabalığı yarıp dışarı ‡ıktı. Arkasından Gaziantep Milletvekili Yasin Kutluğ da seğirtti. Kapının •n‚nde kolundan yakaladı: "Dur hele. Sen bizden bir şey sakladın. Neydi o?" KŠzım Œzalp, al‡ak sesle, "Bir t‚men komutanımız daha yaralanmış" dedi. "Kim?" "Albay Kemalettin Sami Bey." "Bu ikinci. Ne arıyor bu komutanlar ateş hattında yahu? Demek savaş pek kıyasıya oluyor KŠzım Bey!" Œyle olmalıydı. Cephe Komutanlığı'nın sessiz kalması KŠzım Œzalp'in i‡ine kurt d‚ş‚rm‚şt‚. Meclis'ten fırladı. Az ilerde faytonlar bekliyordu. İki atlı bir faytona atladı. "Haydi, ‡abuk! Ke‡i•ren'e, Genelkurmay'a! ˆok ‡abuk ama!" "Baş‚st‚ne beyim." KŠzım Bey'in heyecanı arabacıya da bulaştı. Kırbacını telaşla şaklattı: "Haydi ‡ocuklar!" Atlar ileri atıldılar. T†RK KUVVETLERİNİN Kars'ı Ermenilerden geri almasını eleştiren yazısından beri halkın bir Ermeni adı olan Artin adını ekleyerek Artin Kemal diye andığı yazar Ali Kemal İstanbul'da, Peyam-ı Sabah gazetesindeki geniş odasında, ortağı Ermeni Mihran ve misafirleriyle ‡ene ‡alıyordu. Sarışın, g‚rb‚z, yarı alafranga, yarı alaturka, kendine •zg‚ bir insandı. O g‚nk‚ başyazısını •ven tombul misafirine neşeyle, "An-kara'dakiler yine k•p‚recekler.." dedi, ‚nl‚ kahkahasını attı, sonra da ekledi: "..Haydutların işi g‚c‚ savaş. Siyasetten zerre kadar anladıkları yok. Ellerinde derme ‡atma bir ordu, birka‡ tane de d‚zme kahraman, d•v‚ş‚p duruyorlar. H‚k‚met •l‡m‚ş bi‡miş, uygun g•rm‚ş, Sevr Antlaşması'nı imzalamış. Size ne oluyor a zirzoplar? Beyhude yere kan d•kmenin Šlemi var mı? Œğrendiğime g•re, Londra'da da, ‡ocuk gibi, 'İzmir'i isteriz, Edirne'yi isteriz, Adana'yı isteriz', hatta 'tam istiklal isteriz' diye tutturmuşlar." Misafirleri şaşakaldılar: "Yok canım?" Mihran, "Bunlar ‡ılgın" diye s•ylendi. Ali Kemal, bu nitelemeyi pek sevdi: "Tabii canım! ˆılgın olmasalar, sanki cihan savaşını biz kazanmışız gibi koskoca Lloyd George'a barış şartlarını dikte etmeye yel-tenirler miydi? Ne demiş Arap, 'elh‚km‚ limen galebe^ galibin dediği olur! İşte bu kadar. Bu kavrayışta, bu bilgide, bu ‡apta adamlar, değil devleti, ufak bir aşireti bile idare edemezler! Edebilseler, Yunan ordusu şimdi Eskişehir yolunda olur muydu?" 4 Birer kahve daha s•yledi. ATİNA'da ‡ıkan Katimerini gazetesi yazarlarından Hristos Ni-colopulos da tıpkı Ali Kemal gibi, Yunan ordusunun, T‚rk direnişini kırarak Eskişehir'e y‚r‚d‚ğ‚n‚ sanmaktaydı. Daktilo makinesini ‡a-tırdatarak yazısına devam etti: "..G‚ney kesiminde, Afyon'u daha ilk g‚n ele ge‡irmiştik. Ordu karargŠhından alınan haberlere g•re, kuzeyde de Eskişehir'e doğru ilerliyoruz. İngiliz Başbakanı Lloyd George, 'Yunan ordusu, M. Kemal kuvvetlerini yenecektir' demişti. Ordumuz bu zaferle yalnız Lloyd George'u doğrulamakla kalmıyor..." Gittik‡e yaklaşan bir uğultu duyuluyordu. Birka‡ kişi pencerele-ı e koştu. Dikkati dağılan Nicolopulos yazmayı kesip sesledi: "Ne var, ne oluyor?" "Lloyd George lehine g•steri yapıyorlar." Nikolopulos da yerinden kalkıp pencereden baktı. Binlerce Atinalı, sevin‡ i‡inde Omonia meydanına akıyor ve Yunanlıların koruyucu meleği Lloyd George'u y‚celtiyordu:
"Zito Georgis! Zito Georgis!" (Yaşasın George!) O SAATTE Londra'da i‡ karartan bir hava vardı ama uyarılara rağmen siyasi kudretini Yunanlılar yararına kullanan İngiltere Başbakanı Lloyd George'un y‚z‚ parlıyordu. Anadolu'dan iyi haberler almıştı. ‹ay getiren sekreteri ve gizli sevgilisi Miss Frances Stevenson'a, "•yle sanıyorum ki.." dedi neşeyle, "..birka‡ g‚n sonra, şu asi Mustafa Kemal ile birlikte T‚rkiye sorunu da tarihe g•m‚lecek." İmparatorluk Genelkurmay Başkanı Mareşal Wilson'un nasıl mahcup olacağını d‚ş‚nerek g‚l‚msedi. Bu dik kafalı ve kalın kabuklu asker, Yunan ordusunun T‚rkleri yenemeyeceğini ileri s‚rmekteydi. P•h! Yeniyordu işte! OYSA DURUM, Ali Kemal'in, Nicolopulos'un ve Lloyd George'un tahminlerinin ve ‚mitlerinin tam tersine gelişmekteydi. 61. T‚men savaş idare yerine gelmiş olan Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa, sağ kanat birliklerinin, d‚şmanı tutunduğu son mevzi-lerden de s•k‚p atan taarruzunun sonunu izlemekteydi. Akşam pusu i‡inde geri ‡ekilen d‚şman kollarının kaldırdığı kalın toz bulutları, batı g‚neşinin ışığında kaynaşarak g•ğe y‚kseliyor, savaş uğultusu ağır ağır uzaklaşıyordu. Savaşın İn•n‚ kesimindeki b•l‚m‚ T‚rklerin ‚st‚nl‚ğ‚yle sona ermişti. Kendisinden başka hi‡ kimsenin duyamayacağı derin bir mutluluk i‡inde bir taşın ‚st‚ne oturdu, Genelkurmay'a yollayacağı telgrafı yazmaya koyuldu. AĞIZLARINDAN k•p‚kler d•k‚len atlar Genelkurmay binasının •n‚nde durdular. Meraklanan n•bet‡i subay dışarı ‡ıktı. Faytondan atlayan KŠzım €zalp'i tanıyınca selam durdu. "Bir haber geldi mi?" "Hayır efendim." "İnşallah bir aksilik yoktur." ݇eri girdi. Alt kattaki b‚y‚k salon, derme ‡atma tahta duvarlarla k‚‡‚c‚k odalara b•l‚nm‚şt‚. Sadece b‚t‚n hareketlerin haritaya işlendiği ve savaşın izlendiği harekŠt odası b‚y‚kt‚. T‚rkiye B‚y‚k Millet Meclisi'nin Genelkurmay •rg‚t‚ bu kadardı. HarekŠt Şubesi M‚d‚r‚ Yarbay Salih Omurtak'ın k‚‡‚k odasının kapısı a‡ıktı. "Salih Bey!" Yarbay Salih, KŠzım €zalp'i g•r‚nce ayağa zıpladı: "Hoş geldiniz." "Ne haber?" "Bekliyoruz." Oturdular. İkisinin canı da konuşmak istemiyordu. İyi bir haber i‡in sağ kollarını vermeye hazır, sustular. Bir zaman sonra telgraf odasındaki astsubayın haykırışı duyuldu: "Cephe arıyor!" Herkes deli gibi odaya koştu. Ama maniple birka‡ kez tıkırdayıp susmuştu. Astsubay yalvarıyordu: "Durma aslanım, ne olur durma!" Maniple yeniden tıkırdamaya başladı. Herkes soluğunu tuttu. Cephe KarargŠhının telgraf‡ısı, manipleyi santur ‡alar gibi keyifle tıkırdatarak Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa'nın telgrafını ge‡meye başladı: "Saat 18.30'da Metristepe'den g•rd‚ğ‚m vaziyet: G‚nd‚zbey kuzeyinde, sabahtan beri direnen ve art‡ı olması muhtemel bulunan bir d‚şman birliği, sağ kanat grubunun taarruzuyla d‚zensiz olarak geri ‡ekiliyor. Yakından takip ediliyor. Boz‚y‚k yanıyor. D‚şman, binlerce •l‚s‚yle dolu savaş alanını, silahlarımıza terk etmiştir. Batı Cephesi Komutanı İsmet." "Heeeey‚!" Genelkurmay'da ne r‚tbe farkı kaldı, ne resmiyet. Herkes sarmaş dolaş oldu.
Albay KŠzım telefona koştu. KŽZIM ŒZALP'ın verdiği haber ‚zerine, Meclis'te de yer yerinden oynadı. Sevin‡ten kimi ağlıyor, kimi kahkaha atıyordu. Bu kargaşalık i‡inde Celalettin Arif ile Mustafa Necati Beyler g•z g•ze geldiler, bir an kararsız kaldılar, sonra koştular ve kucaklaştılar. Yasin Kut-luğ dışarı fırladı. Pencerelerden yansıyan gaz lambalarının ışığının altında bekleyen Ankaralılar dalgalandılar. Kapının •n‚ne ‡ıkan ‡elimsiz milletvekilinin g‚r sesi yankılandı: "Zafer biziiiiiiiiim! Kazandııııuıık! Yunanlılar ‡ekiliyor!.." Aşka gelen biri silahını ateşledi. Bunu, uzaktaki bir başka silah sesi izledi. Biraz sonra Meclis'in •n‚ sevin‡ten deliye d•nm‚ş meşa-leli, fenerli insanlarla dolacak, karanlık meydan g‚nd‚z gibi aydınlanacaktı. İŞGAL G†ˆLERİNİN bir t‚rl‚ yerini bulamadığı İstanbul gizli telgraf merkezi, B‚y‚k Postane'nin bodrumundan, daha g‚venli olduğu i‡in Telgraf Şefi İhsan Pere'nin Zeyrek'teki eski, ahşap evinin ‡atı katına alınmıştı. 5 Telgraf‡ılar aileleri ile birlikte alt katlardaki odalarda kalıyor ve dikkati ‡ekmeden yaşamaya ‡alışıyorlardı. G‚nd‚zleri İngiliz denetimi altındaki telgrafhaneye gidip resmi işlerini yapıyor, gece olunca n•betleşe ‡atı katına ‡ıkıp sabaha kadar İstanbul ile Ankara arasındaki gizli haberleşmeyi sağlıyorlardı. Sabah olur olmaz, haberleşme kesiliyor ve i‡lerinden biri, erkenden işe gider gibi evden ‡ıkıp mesajları yerlerine ulaştırıyordu. Yakalanırlarsa, işgal kuvvetlerinin emirlerini ‡iğnedikleri i‡in idam edileceklerini bilmekteydiler.6 Ankara, zafer haberini ge‡meye başlayınca, n•bet‡i telgraf‡ı yeri tekmeleyerek arkadaşlarını yukarı ‡ağırdı. Ezik telgraf‡ılar, maniplenin her vuruşunda, biraz daha silkindiler, doğruldular, sonunda gururla dikildiler. Bu haber sabaha kadar bekletilemezdi. ݇lerinden biri, m‚jdeyi ilgili yerlere ve gazetelere duyurmak i‡in sokağa fırladı. İSTANBUL'un ‚nl‚ oteli Pera Palas'ın yemek salonu, o gece de tıklım tıklımdı. Rum m‚şteriler, Yunanlı şarkıcının s•ylediği g‚zel şarkıya eşlik ediyorlardı. Duvar kenarındaki bir masada, işgalcilerin şiddetli baskılarına rağmen harıl harıl milli orduya hizmet eden iki de T‚rk oturuyordu. Bunlar Muharip adlı gizli •rg‚t‚n başkanı Kurmay Binbaşı Ekrem Baydar ile haber alma kolu başkanı Kurmay Y‚zbaşı Seyfı Akko‡'tu. İkisi de sivil giyinmişti. Başları a‡ıktı. G•zleri kapıdaydı. Anadolu'ya silah ve m‚himmat satmak isteyen Fransız bankacı M•sy• Marcel Savoie ile buluşacaklardı. Kapıdan Marcel Savoie yerine, otelin mareşal kılıklı, palabıyıklı Rum kapıcısı girdi, ilk masaya eğildi ve bir şey s•yledi. Masadakiler darbe yemiş gibi sarsıldılar. Haber masadan masaya yayıldık‡a, şarkıya katılanlar susmaya başladılar. Sonunda g‚zel şarkıcı da bir felaket olduğunu sezerek şarkıyı kesti. Bir İngiliz subayı telefona koştu. Ekrem ile Seyfı dikkat kesilmişlerdi. Haberi duyup da sokağa d•k‚lm‚ş heyecanlı T‚rklerin s•ylediği bir marş, yavaş yavaş sessizliği dağıtmaya başladı: İzmir'in dağlarında „i„ekler a„ar Altın g•neş orda sırmalar sa„ar Bozulmuş d•şmanlar yel gibi ka„ar.. Heyecanla otelin hol‚ne ‡ıkıp, camdan caddeye baktılar. Y‚zlerce T‚rk, ellerinde bayraklar ve tutuşturulmuş b‚k‚l‚ kŠğıtlar, Pera Palas'ın •n‚nden ge‡erek Tepebaşı'ndaki İngiliz El‡iliğine doğru y‚r‚yordu. Kader bƒyle imiş ey şanlı paşa Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa... İşgal kuvvetlerinin devriye kolları, kalabalığı susturmak ve dağıtmak i‡in harekete ge‡ti. T‚rklerin birdenbire neden coştuklarını •ğrenince, hepsinin neşesi ka‡acaktı. Bu g‚zel şehirde g•rev yapmak, keyifli bir tatil olmaktan ‡ıkıyordu galiba. Akşam gazetesine telefon ederek haberi •ğrenen Ekrem Bey, Y‚zbaşı Seyfi'ye, "Yarın.." diye fısıldadı, "..Lloyd George'un y‚z‚n‚ g•rmek isterdim." HABER Londra'ya sabah ulaştı ve Lloyd George •fkeden deliye d•nd‚. Bu talihsiz anda
ziyaretine gelen eski gazeteci ve konsolos, şimdi İyonya Bankası'nın Başkanı Yunan asıllı Sir John Stavridis'e ağzına geleni s•yledi. "Artık bir Yunanlının fotoğrafını bile g•rmek istemiyorum.." diye bağırıyordu, "..Temsilcileriniz bana zafer i‡in g‚vence vermişti. Kendi askeri danışmanlarıma değil, sizin hayalci subaylarınıza inandım. Ama az •nce •ğrendim ki o kadar g‚vendiğim Yunan ordusu ‚‡ ay i‡inde ikinci kez yenilmiş. Bu başarısızlığın beni nasıl bir ‡ıkmaza soktuğunu anlayabilirsiniz. HŠkimiyetimiz altında her ‚lkedekinden ‡ok M‚sl‚man var. Bir T‚rk zaferi hepsinde bağımsızlık hevesi uyandırabilir. Dağılmamak i‡in M. Kemal'i mutlaka ezmek zorundayız. Bunun i‡in Yunan ordusuna g‚veniyordum. H‚k‚metim o orduyu donatmış, ayrıca da 16 milyon sterlin yardım yapmıştı." 7 Yunan burjuvazisini İngiliz burjuvazisine bağlayan zarif k•pr‚lerden biri olan Sir John Stavridis'in yenilgiden haberi yoktu. Donup kaldı. YENİLGİYE Ordu Komutanı Korgeneral Papulas da inanmakta zorluk ‡ekiyordu. †‡‚nc‚ Yunan Kolordusu'nun karargŠh olarak kullandığı Bursa Anadolu Oteli'nde, ordu kurmay kurulu ile yaptığı toplantının sonunda, T‚rkleri ezebilmek i‡in, daha fazla g‚‡lenmelerine fırsat vermeden, takviye alıp hemen ve yeniden taarruza ge‡mek gerektiğine karar verdi. Kurmaylarını, d‚zensiz ‡ekilişin yarattığı karmaşık sorunlarla baş başa bırakarak, h‚k‚mete yollayacağı raporu yazmak i‡in odasına kapandı. Yunan ordusu yakarak yıkarak geri ‡ekilmekteydi. 8 METRİS TEPE apaydınlıktı. Sabahleyin şehitlerini toprağa veren 4. T‚men, gece de zaferi kutlamak i‡in toplanmıştı. Flamalar, •bek •bek yanan b‚y‚k ateşlerin oynak ışığında ‡ırpınıyor, pilav ve fasulye kazanları kaynıyordu. Yoksul t‚men, ‡ember halinde dizilmişti. Erlerin ‚st‚nde mintanlar, yelekler, biri •tekine benzemeyen askeri ceketler, altlarında ise rengŠrenk şalvarlar, poturlar vardı. Pek ‡oğunun ‡orabı, matarası, k‚t‚kl‚ğ‚, s‚ng‚s‚, hatta ‡arığı yoktu. 9 Subayların da bir b•l‚m‚ ‡arıklıydı, bazılarının ‚niforması ‡adır bezindendi. Ama erler de, subaylar da, b‚t‚n donanımları tamammış gibi vakar i‡inde, t‚men komutanının konuşmasını beklemekteydiler. Yarbay NŠzım Bey, kısa bir konuşma yaparak, Cephe Komutanının, g•sterdiği olağan‚st‚ kahramanlık sebebiyle t‚mene takdirname yolladığını bildirdi, subay ve erlere teşekk‚r etti ve şenliği başlattı. Davul ve zurna sesleri y‚kseldi. İki g‚n •nce cehennemi andıran Metris Tepe, b‚t‚n Anadolu gibi bayram yerine d•nd‚.10 ZAFER HABERİ İstanbul'a g•kten bir m‚jde gibi inmiş, gazetelerin ilk sayfaları b‚y‚k resimler ve zafer edebiyatı ile kaplanıp bezenmişti. Laternalar ve 'zito zito Venizelos' şarkıları susmuştu.1Oa Beyoğlu caddesindeki bazı T‚rk mağazaları vitrinlerini M. Kemal ve İsmet Paşaların resimleriyle s‚slediler. İstanbul yeniden T‚rkleşti. MİLLETVEKİLLERİ ertesi g‚n, Meclisin •n‚nde toplanan Ankaralıların alkışları arasında Meclise girdiler. Milli Savunma Bakan-lığı'nın 1921 b‚t‡esinin g•r‚ş‚lmesi, zafer neşesi i‡inde fazla uzun s‚rmedi ve yaklaşık 45 milyon lira olarak kabul edildi.11 Verilen kısa bir aradan sonra Başkan Vekili Dr. Adnan Adıvar, Bursa'nın d‚şt‚ğ‚ g‚nden beri siyah bir •rt‚ ile kaplı başkanlık k‚rs‚s‚nde yerini aldı, zile vurdu: "Celse a‡ılmıştır. S•z, Milli Savunma Bakanı Fevzi Paşa Hazret-lerinindir." Uğultu kesildi. Fevzi Paşa •n sıraya sıkışmış Bakanların arasından kalkıp, İkinci İn•n‚ Savaşı hakkında bilgi vermek ‚zere konuşma k‚rs‚s‚ne geldi. İsmet Paşa cephede olduğu i‡in, Genelkurmay Başkanlığı'na da vekŠlet ediyordu. Ankara'ya geldiğinden beri M. Kemal Paşaya b‚y‚k bağlılık g•stermekteydi. Bu y‚zden adı muhalifler arasında 'kuzu pa-şa'ya ‡ıkmıştı. Ama
hi‡bir siyasi grup ya da akım, bu kuzu paşayı kendi yanına ‡ekmeyi başaramıyordu. Fevzi Paşa sık sık alkışlarla kesilen uzun konuşmasını ş•yle bitirecekti: "..Yunan ordusu Başkomutanı Papulas, İzmir'den Bursa'ya geldi, Vvr Antlaşması'nı T‚rklere zorla kabul ettirmek amacıyla, alaylarını birbiri ardından taarruza kaldırdı. Kesin savaş İn•n‚ mevzilerinde oldu. Yunanlılar, Başkomutanlarının g•z‚ •n‚nde, fedakŠrlıklarını ispat ettiler. ˆarpışmalar yedi g‚n, yedi gece devam etti. Fakat b‚t‚n Hayretleri, yılmaz T‚rk safları •n‚nde tamamiyle kırılmıştır. D‚şman t, ekiliyor ve kahraman s‚varilerimiz d‚şmanı takip ediyor."12 İNŒN† ile Eskişehir arasındaki ˆukurhisar K•y‚'nde, k‚‡‚k l>ir evin odasında, İsmet Paşa da bu saatte kurmayları ile toplantı halindeydi. İlk raporlara g•re, Yunan ordusu ciddi kayıp vermiş ve ‡ok Kanimet bırakmıştı. Mezit vadisi-İneg•l yoluyla par‡a par‡a Bursa'ya ‡ekilmeye ‡a-lısan Yunan birlikleri, '‚zengisi ipten, kılıcı tahtadan' ama g•z‚ kara I ‚rk s‚varilerinin takibi altındaydılar. Birinci İn•n‚ Savaşı sonunda dıışmanı takip edemeyen ordu şimdi o ‡aresizliğin acısını ‡ıkarıyor, s‚variler yakaladıklarını tepeliyorlardı. Hi‡ yoktan yola ‡ıkarak bu noktaya gelmişlerdi. Bunun tadını ‡ıkarırken, Binbaşı Cemil Taner, "Ama haberleşme ‡ok aksadı.." diyerek keyif ka‡ırdı, "..acele olarak telsize ihtiyacımız var efendim." İsmet Paşa acıyla g‚ld‚: "Acele ihtiyacımız olmayan ne var ki Cemil Bey?" B‚t‚n telsiz cihazlarının, İngilizlerin sıkı denetimi altında bulunan İstanbul'daki Selimiye Kışlası'nda toplandığını bilmekteydi. Hi‡ I1 midi olmadığı halde, Binbaşı Cemil'in ısrarı ‚zerine, İstanbul'daki Muharip adlı gizli •rg‚te, telsiz cihazlarına da ihtiya‡ duyulduğunun bildirilmesine razı oldu. BU SIRADA İstanbul'da İkdam gazetesindeki odasında, Yakup Kadri Karaosmanoğlu başmakalesini yazmaktaydı: "..Bir y•kselişin başlangıcındayız. Bir y•celme, bir yeniden doğuş, bir şafak! İsmet Paşa adındaki bir serdarın kılıcı tarihi ikiye bƒld•. Dƒrt beş g•nden beri b•t•n Doğu ‡lemi ve b•t•n Asya i„in yeni bir devir a„ılmıştır.'.' İdare Memuru Mahmut odaya daldı: "Yakup Kadri Bey!" "Evet?" "Kızılay İkinci Başkanı Hamit Hasancan'dan bir duyuru geldi efendim." Dikkati dağıldığı i‡in canı sıkılan Yakup Kadri s•ylendi: "İyi. Gerekeni yapınız." "İstanbulluları, Anadolu m‚cahitlerine para yardımı yapmaya ‡ağırıyor." Yakup Kadri toparlandı: "Yok canım!" "Bağışların Kızılay'a ya da gazetelere verilmesini istiyor." G•zleri b‚y‚d‚: "Oo.. İşgal kuvvetlerine bir ‡eşit meydan okuma bu. Œyleyse duyuruyu birinci sayfada yayımlayalım. İstanbul'da doğru d‚r‚st ‡alışan tek kurum Kızılay." Kaleme yeni bir şevkle sarıldı: "Ge„en g•n şehrimizde „ıkan Rumca gazetelerden biri, 'Eskişehir ƒn•ndeki bu kan deryasında, 'Doğu meselesi' denilen ayıp artık tamamiyle boğulacaktır' diyordu. Bu gazete ne doğru sƒylemiş. Evet, dediği „ıktı, Eskişehir ƒn•ndeki kan deryasında Doğu meselesi denilen ayıp tamamiyle boğuldu. Bu kutsal kıta, y•zyıllarca s•ren bir uykudan sonra, ta gƒbeğinden sarsılıyor. B•t•n mazlum milletler, demirden ve „elikten zincirlerini kırıyor ve karanlık zindanlarından dışarıya boşanıyor!' 13 YAKUP KADRİ yazısını bitirirken, Londra'da, Hindistan İşleri Bakanı Mr. Montagu,
yardımcılarını toplantıya ‡ağırdı. ˆ‚nk‚ son Yunan taarruzu, İngiliz s•m‚rgesi Hindistan'da •fkeyi doruğa ‡ıkarmış, T‚rk zaferi yeni kıpırdanmalara yol a‡mıştı. 1920 yılının son haftası i‡inde, Nagpur'da toplanan Hindistan Ulusal Kongresi'nde, Gandi'nin, s•m‚rgeci İngilizlerle her t‚rl‚ işbirliğinden ka‡ınma •nerisi g•r‚ş‚lm‚ş ve kabul edilmişti. Gandi'nin boykot •nerisinin gerek‡eleri arasında, İngilizlerin T‚rkiye'ye adaletsiz davranması da yer almaktaydı: "Sevr (Sevres) Antlaşması'nın başyazarı olan Lloyd George h‚k‚metiyle işbirliğine devam etmek, Hindistanlılar i‡in haksız ve ahıksızca bir davranıştır. Ne pahasına olursa olsun, bu şeytandan uzak durmalıyız!" Ayrıca, 70 milyon Hindistan M‚sl‚manının lideri ve ilerde Pakistan devletini kuracak olan Muhammet Ali Cinnah da, boykotu desteklediğini a‡ıklayarak İngilizlerin durumunu daha zorlaştırmıştı. Uzun s‚ren toplantı sonunda, Sevr Antlaşması'nın T‚rkler lehine yumuşatılması i‡in Dışişleri Bakanlığı'na bir muhtıra verilmesini kararlaştırdılar.14 Hindistan İngiltere'nin yumuşak karnıydı. İSTANBUL'da iki saat •nce akşam olmuştu. İngiliz Y‚ksek Komiseri Sir Harold Rumbold, Tepebaşı'ndaki el‡ilik binasının ikinci katındaki şık d•şenmiş odasında, Bekir Sami Bey yurtdışında oldu-nu i‡in Ankara'da Dışişleri Bakanlığı'na vekŠlet eden Ahmet Muhtar Mollaoğlu'nun yolladığı sert notayı okumaktaydı: "..Barış •midi vererek Londra'da gƒr•şmeye „ağırdığınız halde, Konstantin'e de h•cum emrini verdiniz ve bizi en yalancı vaatlerle uyutmaya „alıştınız. T•rk milleti ve kalben kendisiyle birlikte olan b•t•n M•sl•manlar, Londra h•k•metinin bu hareketini asla unutmayacaklar; İngiltere h•k•metinin, •cretli kƒleleri olan Yunanlılar aracılığı ile yaptırdığı kıyım ve yıkımı, her zaman hatırlayacaklardır. Siz kadınlarımızı, „ocuklarımızı ƒnce Venizelos'un, şimdi de Konstan-tin'in s•r•lerine ƒld•rterek, bize Batı emperyalizminin boyunduruğunu kabul ettirmeyi başaramayacaksınız vesselam!" 15 Rumbold, ge‡erli yazışma ‚slubuna t‚mden aykırı olan notanın yarattığı diplomatik dehşet i‡indeyken, deneyli baş terc‚man ve siyasi danışman Andrew Ryan sessizce i‡eri girdi: "Efendim, l‚tfen dışarı bakar mısınız?" El‡iliğin pencerelerinden, Sarayburnu'ndan Ey‚p'e kadar asıl İstanbul g•r‚n‚yordu. Her g‚n bu saatlerde, karanlığa g•m‚lmeye başlayan bezgin şehir, bug‚n ışıl ısıldı. B‚t‚n minareler kandillerle donanmıştı. İşgal altındaki İstanbul, sessiz ama ‡ok ‡arpıcı bir bi‡imde zaferi kutlamaktaydı. Sir Rumbold sevin‡ten titreyen binlerce kandile bakarak i‡ini ‡ekti. T‚rkler, topraklan ‚zerinde g‚neş batmayan İngiliz İmparatorluğu'nun saygınlığına ve savaş sonrası siyasetine Yunanlıları yine yenerek bir darbe daha indirmişlerdi. İngiltere durumu d‚zeltecek bir hamle yapmak zorundaydı. ERTESİ SABAH, savaşın g‚neydeki ikinci b•l‚m‚ başladı. G‚neydeki savaşı Refet Bele Paşa y•netecekti. Birinci Yunan Kolordu-su'nu, iki hafta •nce ele ge‡irdiği Dumlupınar mevziinden geri atmak gerekiyordu. Doğuya karşı savunulması kolay bir doğal mevzi olan Dumlupınar'ın Yunanlıların elinde kalması, T‚rkler a‡ısından ‡ok sakıncalıydı. Birinci Yunan Kolordusu Komutanı General Kondulis de, bir kazaya uğramadan, hızla Dumlupınar'a ‡ekilerek bu doğal mevziyi elde tutmak istiyordu. Bu ama‡la, Afyon'un doğusuna kadar ilerlemiş olan 2. Yunan T‚meni'ne, geri ‡ekilmesi i‡in emir verdi. ˆekilme başlayınca, Afyon'un doğusunda, tetikte bekleyen Albay Fahrettin Altay'ın iki t‚menli kolordusu, 7/8 Nisan akşamı, kolayca Afyon'a girdi. Batı Cephesinden hızla g‚neye kaydırılan ‚‡ t‚men,16 Dumlupınar'ın 12 km. kuzeyindeki Altıntaş'ta toplanmış, iki s‚vari t‚meni de İn•n‚'den K‚tahya'ya ulaşmıştı. Refet Paşa, bu durumdan yararlanarak, Birinci Yunan Kolordusu'nu, ertesi sabah, bir meydan savaşına zorlamaya karar verdi.
O AKŞAM Yunan Kralı, sarayın Alman zevkiyle d•şenmiş ‡alışma odasında, yenilginin daha da ‡•kerttiği yaşlı Başbakanı kabul etti. Kalogeropulos, General Papulas'ın, 52.000 yeni asker ve en ge‡ iki hafta i‡inde yeniden taarruza ge‡mek i‡in izin istediğini bildirerek s•ze başladı ve İn•n‚'de †‡‚nc‚ Kolordu'nun uğradığı kaybı a‡ıkladı: "İlk saptamalara g•re, 5.000 subay ve er, bir hayli de ganimet.17 Ordumuz g‚neyde de geri ‡ekiliyor efendim." Kral sarsıldığını belli etmemeye ‡alışarak, sordu: "Başlangı‡ta her şey iyi gidiyordu. Sizce nerede yanlış yaptık?" Başbakan ‚z‚nt‚yle, "Ankara'nın, yeni ordusunu, iki ay i‡inde İm kadar g‚‡lendirebileceğini tahmin edemedik.." dedi, başını kaldırdı, "..bu yenilginin sorumluluğunu taşıyan h‚k‚metim, yerini daha onerjik bir h‚k‚mete bırakmak istiyor efendim." H‚k‚met daha iki ay •nce kurulmuştu. Kral uzun bir sessizlikten sonra, "Kimi tavsiye edersiniz?" diye sordu. "Dimitrios Gunaris'i. Hırslı, zafere susamış ve size ‡ok bağlı biridir." SABAH İstanbullular, Kızılay'ın ‡ağrısına uyarak para yardımı yapmak ‚zere gazetelerde sıraya girdi. İleri gazetesinin dar idarehanesine sığmayanların b‚y‚k kısmı, dışarıda kalmıştı. Kaldırımın sonunda bir işgal devriyesi g•r‚nd‚. D‚zenli adımlarla yaklaşmaya başladı. İşgal askerlerine, her zaman kenara ‡ekilerek yol veren İstanbullular, bu sefer kıllarını bile kıpırdatmadılar. Devriye kolu, kalabalığın arasından ge‡meyi g•ze alamadı, yola inerek ge‡ip gitti. ݇erde, daha afyonu patlamamış olan huysuz idare memuru, bir deftere, s•ylene s•ylene, bağış yapanın adını ve bağış miktarını yazıyordu. "Kahveci Ali, 100 kuruş." "Eskici Yusuf, 50 kuruş." "Halla‡ Asım, 75 kuruş." "Bakkal Ahmet, 100 kuruş." "Terlik‡i Adem, 200 kuruş." Sırada, k‚‡‚k, cılız bir oğlan vardı. Bir •nceki bağış‡ının ‡ocuğu sanan memur, •fkeyle, y‚r‚y‚p yol vermesi i‡in işaret etti. Ama ‡ocuk y‚r‚medi, b‚y‚k bir ciddiyetle, b‚t‚n servetini ‡ıplak masanın ‚zerine bıraktı: "Hasan, 5 kuruş." Suratsız idare memurunun birdenbire g•zleri doldu. Ağladığını g•stermemek i‡in y‚z‚n‚, kocaman mendilinin arkasına saklayarak g‚r‚lt‚ ile burnunu sildi.18
Kral Konstantin
Ba ş bakan Gunaris
General Papulas
GUNARİS, Venizelos'un partisini hezimete uğratarak ‡oğunluğu kazanan Halk‡ı Parti'nin lideriydi. Son h‚k‚mette Savaş Bakanı olarak bulunmuş, Londra Konferansı'na da katılmıştı. Kraldan h‚k‚met kurma teklifini alır almaz, 1920 yılının sonunda emekliliğini isteyerek
ordudan ayrılan tecr‚beli General Metak-sas'la temas aradı. Maliye Bakanlığına getirilecek olan Protopapa-dakis'in evinde buluştular. Gunaris, hemen konuya girdi ve Metak-sas'tan Başkomutanlığı ‚zerine almasını istedi. Silahlı politikası y‚z‚nden Venizelos'la da anlaşmazlığa d‚şm‚ş ve bu y‚zden s‚rg‚ne bile g•nderilmiş olan Metaksas, Yunan ordusunun başarı kazanacağına inanmayan belki de tek Yunanlıydı. Teklifi ağırbaşlılıkla reddetti: "Başarısızlık olasılığını halktan gizleyerek Başkomutanlığı kabul edersem onlara, benim hi‡ de inanmadığım bir ‚mit vermiş olurum. Halkı aldatamam." Protopapadakis, "Y‚zde altmış başarı olasılığı da yok mu?" diye sordu. "Olsa, Başkomutanlığı kabul ederdim." "Hi‡ olmazsa, ne kurtarabilirseniz onu kurtarmayı kabul edin." Metaksas parladı: "Siz benden zafer değil, başkalarının sorumluluğunu •rtbas etmem i‡in kendimi feda etmemi istiyorsunuz. Bunu yapamam!" Toplantı gece yarısı, bir sonu‡ vermeden dağıldı.19 REFET PAŞA, sabah erkenden, birliklerini harekete ge‡irmişti. İki s‚vari t‚menini, Dumlupınar mevziinin, dolayısıyla Birinci Yunan Kolordusu'nun arkasına d‚şmeleri i‡in, Murat Dağı ge‡itlerin-ı Icn Banaz'a inmek ‚zere yola ‡ıkardı. Bir piyade t‚meni, Dumlupınar mevziinin sol kanadını tutan d‚şman alayına; bir başka piyade t‚meni ise, Yunan ‡ekilişini korumakla g•revli alaya h‚cum edecekti. 5. Kafkas T‚meni yedekte bekliyordu. Takviye olarak yollanan iki t‚men de yoldaydı. Fahrettin Altay'ın kolordusu da Afyon'dan batıya doğru ilerlemeye başladı. Birinci Yunan Kolordusu, kıskaca girmek ‚zereydi. ˆEVİRME HAREKETİNİN geliştiği saatlerde, Ankara Œğret-Miım Okulu'nun konferans salonu kadınlarla dolmaktaydı. Œnde sık-ıım başlı, uzun mantolu, iskarpinli İstanbullular, onların arkasında ırııgŠrenk ‡arşaflı, potinli, mest lastik giymiş, y‚zleri a‡ık Ankaralılar oturuyordu. En arkada ise, k•yl‚ kadınlar. Ankaralı hanımlar, ilk defa b•yle bir toplantıya katıldıkları i‡in ‡ok tedirgindiler. Ama Hali- • I" Idip'e duydukları merak, ‡ekingenliklerini bastırmıştı. G•zleri kapıda, hŠlŠ Halide Edip'i bekliyordu. O ise, sahnedeki masada yer alan Kızılay Kadınlar Kolunun Başkanı Zehra M‚fit Hanım ile Belediye Başkanı K‚t‚k‡‚zade Ali Bey'in eşi Cazibe Hanım'ın arasında oturuyordu. Başkan Zehra M‚fit Hanım, toplantıyı kısa bir konuşma ile a‡arak s•z‚ Halide Edip'e bıraktı. Halide Edip, kimseyi umursamadan, erkeklerle ‡ekişen, tartışan, yarış eden bu ufak tefek, iri g•zl‚, beyaz tenli gen‡ kadındı ha? Ana-aaav! Halide Edip, "Hanımefendiler!" dedi, sesinde hafif bir heyecan titriyordu. ˆok tutumlu olduklarını duyduğu Ankaralı hanımları yardıma ‡ağıracaktı. "Tarih T‚rk‚ ateşle imtihan ediyor. Bu imtihandan, yalnız erkeklerimizin cesareti ile başarılı ‡ıkamayız. Artık biz kadınlar da bu ateşe y‚z‚m‚z‚ ‡evirmek, ellerimizi uzatmak zorundayız. Ordumuzun hepimize ihtiyacı var.." Kadınların, b‚y‚k bir dikkatle dinlediğini fark edince, heyecanı azaldı, daha sakin bir sesle devam etti: "..Bir hafta •nce Eskişehir'deydim. G•rd‚klerimden birini sizlere de anlatmak istiyorum. U‡akların g•vdesi ve kanatları, •zel bir keten kumaşla kaplanırmış. Bulunamadığı i‡in bizimkiler, kaput beziyle kaplıyorlar. Œzel yapıştırıcısı olmadığı i‡in, kaput bezini u‡akların g•vdelerine, kanatlarına nal mıhı ya da zamkla tutturuyorlar. Bezin gerginliği ve kayganlığı emayit denilen •zel bir sıvı ile sağlanırmış. Getirtemedikleri i‡in beze, kaynatılmış patates kabuğu ve pa‡a suyuna tutkal, kola karıştırarak yaptıkları bir pelteyi s‚r‚yorlar. Sonra da g•zlerini bile kırpmadan bu u‡aklara binip u‡uyorlar.19a Kardeşlerim! Sizleri, milletinin şerefini ve namusunu canından aziz bilen bu gen‡ ve yoksul orduya
yardıma ‡ağırıyorum!" Kısa bir sessizlikten sonra, kadınlar ağır ağır ayağa kalkmaya başladılar ve hi‡ konuşmadan ilerlediler, masanın •n‚nde sıraya girdiler. Masanın ‚st‚ parayla dolmaya başladı. Yanında para olmayanlar, y‚z‚klerini, bileziklerini bırakıyordu. G•zleri g•rmeyen, beyaz baş•rt‚l‚, yaşlı bir kadın ‡evresinden yardım istedi: "Bana ne olur Halide Hanım'ı bulun!" Halide Edip bu yakaran sesi duymuştu, yaklaştı, "Benim, burda-yım!" dedi. Kadın eliyle okşayarak, Halide Edip'in y‚z‚n‚ i‡ine sindirdi: "ˆamaşırcılık yaparak ge‡iniyorum, kızım. Bunu, zor g‚n‚m i(,in saklamıştım. Ama s•zlerinden anladım ki ordumuz benden dahazordaymış." G•ğs‚ne bastırdığı sol elini a‡tı, uzattı, y‚z‚ gururla aydınlandı: "Al bunu." Derisi ‡atlamış avucunda bir lira vardı. Halide Edip, g•zlerinden yaş fışkırarak kadına sarıldı, "Ah anam.." ıledi i‡i titreyerek, "..bir kere daha iman ettim. Kurtulacağız!"20 DIŞİŞLERİ BAKANI Lord Curzon, Montagu'nun muhtırasını k‚‡‚mseyici bir g‚l‚şle karşıladı. Gereksiz bir telaştı bu. Dışişle-11 Bakanlığı gelişmeleri dikkate alarak yeni bir politika geliştirmişti bile. İngiltere'nin, T‚rk-Yunan savaşında tarafsız kalacağı ilan edile-irk, kamuoyunun Anadolu'daki savaşı bir T‚rk-Yunan savaşı olarak g•rmesi sağlanacaktı. B•ylece İngiltere Yunan yenilgilerinden dolayı yura almayacak, Hindistan M‚sl‚manlarının hedefi olmaktan ‡ıka-mk, olaya bir hakem gibi yaklaşıyor g•r‚necekti. Bu konum İngilte-ıc'yi daha da etkili yapardı. Curzon, Bakanlık M‚steşarı William Tyrell'a, "Bu tavır Fransız-Itiı ı ve İtalyanları da memnun edecektir sanıyorum.." dedi, "..ama Sevr Aııtlaşması'nın esasları, 20 yıldan •nce değiştirilemez.21 Sevr'in mimarı Mr. Lloyd George ise, onun ilham perisi de benim. Bu muhtırayı M-ddedeceğiz." Bu a‡ıklama Bakanlık M‚steşarını memnun etti. Sevr Antlaş-uıusı'nın kabul‚yle Doğu sorunu ‡•z‚lm‚şken, M. Kemal hareketi bu lıliy‚k projeyi baltalamıştı. Bu y‚zden bir‡ok Dışişleri mensubu gibi M ılıŽ Ankara'yı affetmiyordu. Y‚z‚n‚ buruşturarak, "Ankara temsilcili Bekir Sami, İtalyanlarla da gizli g•r‚şmeler yapmış" dedi. Curzon belkemiğindeki arızadan dolayı giydiği ‡elik korse i‡in-ılr neşeyle doğruldu: "Oo! Demek onlara da yanaştı. Ben dik kafalı bir milliyet‡i bekliyordum, uysal bir Ankara kedisi ‡ıktı.." G‚ld‚: "..Mustafa Kemal de verdiğimizle yetinmeyi •ğrenecektir."
Tunal ı Hilmi bey
S ‚ reyya Yi ğ it
Bekir Sami Kunduk
ANKARA'da, vakit ge‡irecek bir-iki kahveden başka yer olmadığı i‡in yatılı milletvekilleri, €ğretmen Okulu binasındaki Meclis yatakhanesinde erkenden toplanmışlardı. Kimi s•k‚ğ‚n‚ dikip ‡orabını yamıyor, kimi ‡ay i‡ip laflıyordu. Birka‡ı mektup yazmaktaydı. 20 lirası da
milli savunmaya kesilen 100 lira aylıkla ge‡inebilmek i‡in yemeklerini de aynı binadaki yemekhanede yiyorlardı. Tabldot ucuzdu. Topal yatakhane hademesi, fazla gaz harcanmasın diye sadece iki lambayı yakmıştı. Kapı g‚r‚lt‚yle a‡ıldı, K‚tahya Milletvekili Besim Atalay i‡eri girdi, loş yatakhanenin ortasına kadar y‚r‚d‚, dik sesiyle bağırdı: "Beyler.." Takunyalılar, terlikliler, takkeliler, başı a‡ıklar, sakallılar, sakalsızlar, b‚t‚n milletvekilleri durdular. "..Dışişleri Bakanlığı'ndan geliyorum." Oturanlar, •nemli bir haber olduğunu anlayarak ayağa kalktılar. "..Bekir Sami Bey, İngilizlerle de, esir değişimi i‡in bir s•zleşme imzalamış." Bir sevin‡ uğultusu y‚kseldi. Besim Atalay'ın ‡evresine ‚ş‚şt‚ler. Manisa Milletvekili S‚reyya Yiğit, neşeyle "Bravo Bekir Sami'ye.." diye haykırdı, "..•yleyse Malta'daki b‚t‚n T‚rkler serbest bırakılacak!" Besim Bey soğuk bir sesle, "Hayır!" dedi. "Ya?" "Biz elimizdeki b‚t‚n İngiliz esirlerini geri veriyoruz.." "İngilizler?" "..Onlar, yalnız uygun g•rd‚kleri T‚rkleri serbest bırakacaklar." S‚reyya Yiğit, "B•yle şey olmaz.." diye isyan etti, "..eşitliğe de aykırı bu, haysiyetimize de. Bekir Sami iyice şaşırmış!" Malta'daki kafa dengi arkadaşlarına bir an •nce kavuşmak is-Iryen birka‡ koyu İttihat‡ı, bu tepkiyi iyi karşılamamıştı. ݇lerinden biri, "Canım, ne koparsak kŠrdır" diye s•ylendi. Tunalı Hilmi Bey ya-lnkhaneye gelmeden •nce, i‡ki yasağına rağmen harıl harıl ‡alışan I >.ıyko'nun d‚kkŠnına uğrayıp iki kadeh parlatmıştı, k•p‚rd‚: "Sen ne diyorsun efendi? İstiklal m‚cadelesi bu, ticaret değil!" Beyaz sakallı, babacan bir milletvekili •ne ‡ıktı, "‹ocuklar, Allah aşkına sakin olun!" diye yalvardı, ortalık durulunca, d‚ş‚ncesini >• ıMadı: "Bana da •yle geliyor ki aşırı gidersek, bu işi sonuna vardırama-yı/ Bug‚n •ğrendim, ordunun elinde pek az ağrı kesici kalmış. An-ı ,tk b‚y‚k ameliyatlarda kullanıyor, •teki ameliyatları hissi iptal etin.don yapıyorlarmış."218 Koyu bir sessizlik oldu. MALTA VALİSİ Lord Plumer, 24 Martta Edirne Milletvekille-ıl I aik Kaltakkıran ve Şeref Aykut ile birlikte İttihat ve Terakki Par-lUI'nin Bolu Teşkilatı Başkanını serbest bırakmış, •b‚r Malta s‚rg‚nleri, sıranın kendilerine geleceği ‚midi i‡inde ‚‡‚n‚ de neşeyle lljİıırlamışlardı. Tel •rg‚ ile ‡evrili Polverista kışlasında 115 T‚rk s‚rg‚n‚ kalmıştı. D•rt savaş yılı boyunca Osmanlı İmparatorluğu'nu y•netmiş ve y•nlendirmiş olan Sadrazam Sait Halim Paşa, nazırlar, bazı milletvekilleri, belediye başkanları, valiler, mutasarrıflar, paşalar, subaylar, b‚rokratlar ile birka‡ yazar, iki yıla yakın bir s‚redir Malta'da, hapis lınyatı yaşıyordu. ‹oğu kaba kuvvetle evinden alınmış, yolculuk sırasında horlanmış, Malta'da aşağılanarak karşılanmış ama Gaziantep Milletvekili Ali Cenani ile eski İzmir Valisi Rahmi dışında, hepsi onu-iurw korumuş, hi‡biri İngilizlere yaltaklanmamıştı.22 Bekir Sami Bey'in g•r‚şme masasına, bu gibi durumlarda ge‡erli ulan genel kurala uyarak 't‚m T‚rklere karşılık t‚m İngilizler' diye oturacağını sanıyorlardı. Ger‡i Bekir Sami Bey de masaya bu niyetle oturmuştu ama sonunda, 29 İngiliz esirine karşılık, 64 T‚rk s‚rg‚n‚n serbest bırakılmasına razı olmuştu. İngiliz h‚k‚meti, geri kalan 51 T‚rk‚ ise, kurulacak •zel bir 'm‚ttefikler arası siyasi mahkeme'de yargılamayı d‚ş‚n‚yordu. Oysa Ermeni Patrikhanesi, İngiliz ajanları, Damat Ferit Paşa h‚k‚metleri ile H‚rriyet ve İtilaf Partisi y•neticilerinin iki yılı aşkın ortak ve hum-
malı ‡abalarına rağmen, Ermeni kırımı iddiasını doğrulayacak bir tek ciddi kanıt bile bulunamamıştı.23 Sadece 64 kişinin serbest bırakılacağı haberi Malta'ya bomba gibi d‚şt‚. Diyarbakır Milletvekili Feyzi Pirin‡cioğlu, "Ya hep, ya hi‡!" diye bağırıyor, Ermeni kırımı yaptıkları iddiasıyla Malta'ya getirilmiş olan 51 T‚rk‚n, yabancı bir mahkeme tarafından yargılanmasını kabul ederek devletin egemenliğini yaralayan Bekir Sami'ye ağız dolusu s•v‚yordu. Sabaha kadar hi‡biri uyumadı. N•bet‡i onbaşı her yarım saatte bir, demir bir boruyu taş bir s‚tuna vuruyor, tel •rg‚ler dışında dolaşan n•bet‡iler, bedbaht s‚rg‚nlerle alay eder gibi ardarda tekmil veriyorlardı: "Numara bir, her şey yolunda... Numara iki, her şey yolunda... Numara ‚‡..."24 9 NİSAN 1921 sabahı savaş kızıştı. Refet Paşa, ihtiyatta tuttuğu 5. Kafkas T‚meni'ni de, ileri kaydırarak Dumlupınar •n‚ndeki Yunan alayını makasa aldı. Birinci Yunan Kolordusu'nun akıbeti tehlikeye girmişti. On İkinci T‚rk Kolordusu'nun ağır hareket ettiğini g•ren 2. T‚-men'in usta komutanı Albay Valettas, On İkinci Kolordu'ya karşı bir alay bıraktı, iki alayını hızla y‚r‚tt‚ ve Dumlupınar'a yaklaşan T‚rk t‚menine taarruza ge‡ti. Bu beklenmedik cesur taarruz, T‚rk cephesini dalgalandırdı, taarruz ettiği T‚rk t‚meni geri ‡ekildi. Bu sayede zaman kazanan Birinci Yunan Kolordusu, Dumlupınar'a ‡ekilmeyi s‚rd‚rd‚. T‚rk birlikleri ‡ekilen d‚şmanı izlediler. Refet Paşa Ankara'ya, "Aslıhanlar'da son darbeyi vuran ordunun, d‚şmanı izlediğini" bildirdi ve hararetle kutlandı. Milliyet‡i basın, bu yeni başarıyı bildiren başlıklarla dolup taştı. Oysa bu sırada, Birinci Yunan Kolordusu amacına ulaşmış, I )umlupınar'a yerleşmekteydi. Refet Paşa, s‚vari t‚menlerini asıl sonu‡ yerinde kullanacağına, ‡ok uzak bir hedefe y‚r‚terek, 5. Kafkas T‚meni'ni ise savaşa bir g‚n ge‡ sokarak, b‚y‚k bir fırsatı harcamıştı.25 D‚şmana kaptırdığı Dumlupınar mevziine, altı t‚menle taarruza ge‡ip ‚‡ g‚n kıyasıya m‚cadele edecek, fakat savunmaya ‡ok elverişli bu mevzi geri alınamayacaktı. Ankara kurcaladık‡a, başarının parlaklığı solmaya başladı. Fevzi ve İsmet Paşalar, durumu yerinde incelemek i‡in G‚ney Cephesine hareket ettiler. Savaşın iyi y•netilmediği izlenimi ile geri d•nd‚ler. M. Kemal'in, ilk fırsatta, b‚y‚k kuvvetleri y•netmekte zayıf kalan Refet Paşa sorununu ‡•zmesi gerekiyordu. BAŞBAKAN GUNARİS, parlamentonun gizli oturumunda yap-ı ığı konuşmayı, "Son hareket bazı teknik sebepler y‚z‚nden başarıya ulaşamadı ama herkes bilsin ki Yunan silahları yakında bir daha ve on kez konuşacaktır!" diye bitirmişti. Yunan siyaset‡ileri i‡in son y‚zyılın en b‚y‚k olayı, Osmanlı I ınparatorluğu'nun tasfiye edilmesi ve Sevr Antlaşması'nın T‚rkleri bir daha geri d•nmemek ‚zere Avrupa'dan uzaklaştırmasıydı. Ankara'da kurulan zayıf bir y•netimin bu karara silahla karşı ‡ıkmasını, başlangı‡ta pek ciddiye almamış ama ardarda iki yenilgiye uğrayınca l>aniklemişlerdi. Yeni h‚k‚metin de antlaşmanın zorla uygulanmasından yana olduğunu •ğrenmek hepsinin i‡ini rahatlattı. Yeni Başbakanı, muhalefet lideri Stratos izledi. Londra Konferansı sırasında, İstanbul ve Ankara temsilcilerinin ortak hareket et-t ikleri s•ylentisi yayılmıştı. Stratos ger‡eği yansıtmayan bu s•ylentiye dayanarak parlamentoyu coşturdu: "Londra Konferansı sırasında, İstanbul'daki meşru h‚k‚met ile Ankara'daki asi h‚k‚metin bize karşı birleştiği anlaşılıyor, •yleyse Yunan h‚k‚meti de serbesttir. Ordumuz yalnız Ankara'ya değil, artık İstanbul'a da y‚r‚yebilir." B‚t‚n milletvekilleri ayağa fırladılar. Parlamento ‡ığlıklarla sarsılıyordu: "İstanbul'a!.. İstanbul'a!.. İstanbul'a!.."26 H†K†METİ KURAN Gunaris, o gece General Metaksas'la bir kere daha buluştu. Toplantıya
bu sefer, Maliye Bakanı Protopapada-kis'den başka, eski diplomat, yeni Savaş Bakanı Teotokis de katılmaktaydı. Gunaris, Metaksas'a bu defa Genelkurmay Başkanlığı'nı teklif etti. Metaksas bunu da reddetti. Teotokis kızdı: "Politikamızı ancak savaş yoluyla ger‡ekleştirebileceğimizi neden kabul etmiyorsunuz?" Metaksas sabırla a‡ıkladı: "T‚rkler bizim istilacı olduğumuzu biliyorlar. €nce ‡eteler ‡ıktı karşımıza. Şimdi ordu ile d•v‚ş‚yoruz. Yarın b‚t‚n T‚rklerle karşı karşıya kalacağız. ‹‚nk‚ yalnız dini değil, milli duygulan olduğunu da g•sterdiler. B‚t‚n T‚rklerle hi‡bir zaman başa ‡ıkamayız." Gunaris, "Ne yapabilirim." diye sızlandı, "..bu savaş bize Venize-los'tan miras kaldı." "Devam ettirmek zorunda mısınız?" "Evet! ‹‚nk‚ Venizelos'tan daha azına razı olursak, halk bizi alaşağı eder! Ayrıca Londra'da İngiliz Başbakanına da zafer s•z‚ verdik. S•z‚ne g‚venilir bir millet olduğumuzu kanıtlamak zorundayız." 26a Metaksas ayağa kalktı: "İngiliz Başbakanının g‚venini sağlamak i‡in mahvolmak zorunda mıyız?" ˆileden ‡ıkan Gunaris bağırmağa başladı: "Mahvolmamak i‡in bir tek ‡aremiz var, anlamıyor musunuz, o da kazanmak!" Gergin bir sessizlik ‡•kt‚ odaya. Metaksas Gunaris'e acımıştı, "Bir hal ‡aresi var" dedi isteksizce. Hepsinin g•zleri ‚mitle inat‡ı generale ‡evrildi. "T‚rkleri savaşarak yenemeyiz ama belki bir oldubitti ile manen ‡•kerterek sonu‡ alabiliriz." "Nasıl?" "Trakya'daki birliklerimizle İstanbul'u işgal ederek. Bu manevi darbe sonunda, ya T‚rkler Sevr Antlaşması'na razı olurlar ya da İstanbul'u elimizde tutar, İzmir'le ilgimizi keseriz. Yunan halkı bu ‡•z‚m‚ b‚y‚k bir heyecanla kabul edecektir."27 Gunaris, "Londra'da bu konu da g•r‚ş‚lm‚şt‚.." diye homurdandı, "..teklif ettik ama galip devletler, İstanbul'u işgal etmemize izin vermediler, •zellikle İngiltere Boğazları elinde tutmak istiyor."28 Teotokis s•ze karıştı: "T‚rkler de, İngilizleri kabullenmiş g•r‚n‚yorlar." Metaksas, "İstanbul h‚k‚metine bakıp da aldanmayın.." dedi, "..T‚rk milliyet‡ileri İngiliz y•netimini kabullenmezler." İSTANBUL H†K†METİNİN Harbiye Nazırı Ziya Paşa 29 her zamanki yumuşaklığı ile, "Beyler.." dedi, "..İngilizlere kafa tutamayız. Adamların hi‡ şakası yok. Daha ge‡en g‚n, bir bahane icat ederek İzmit'i tekrar işgal ediverdiler." 30 Sarı atlas d•şeli b‚y‚k oda, nezaretin ileri gelen subayları ile doluydu. H‚rriyet ve İtilaf Partisi yanlısı olan birka‡ gerici subay dışında hepsi, Anadolu'ya ge‡meye ‡oktan hazır, Ankara'nın İstanbul'da kalmalarım gerekli g•rd‚ğ‚ namuslu askerlerdi. Kapı a‡ıldı, kapının boşluğu i‡inde yaver g•r‚nd‚: "Emrettiğiniz y‚zbaşı geldi efendim." "݇eri al." Nazır subaylara bilgi verdi: "Az •nce s•z‚n‚ ettiğim talihsiz olayın faili." Y‚zbaşı bekletmeden i‡eri girdi, kaygılı bakışlarla kendisini izleyen subayların arasından hızla ilerleyerek nazırın masası •n‚nde durdu, selam verdi: "Y‚zbaşı Faruk, İstanbul. Beni emretmişsiniz." Uzun boylu, kumral, yakışıklı, biraz bı‡kın havalı bir subaydı. Nazır •n‚ndeki bir yazıya bakarak, yumuşak bir sesle, "Oğlum." dedi, "..d‚n akşam Beyoğlu'nda, İngiliz İnzibat Subayı Teğmen Mil-ler'i, emre rağmen selamlamamışsın. Doğru mu?"31 "Evet efendim, doğru."
Nazır, d‚r‚st subaya babacanca yol g•sterdi: "Herhalde g•rmediğin i‡in selamlamadın, değil mi ‡ocuğum?" "Hayır efendim, g•rd‚m." Nazırın canı sıkıldı: "Niye selamlamadın •yleyse? Selamlamanız i‡in emir verilmişti." "R‚tbesi benden k‚‡‚k olduğu i‡in selamlamadım Paşam. Askerlik t•resince, •nce onun beni selamlaması gerekmez miydi?" Ziya Paşa derin bir kederle ellerini a‡tı: "Askerlik t•resi mi kaldı a yavrum? Adamlar galibiyet haklarını kullanıyorlar. İngiliz Komutanlığı bu sabah olayı protesto etti. Mesele ‡ıkarılacak zaman değil. Hemen şu m‚zevir teğmeni bul da •z‚r dile. Olayı kapatalım." Başıyla ‡ıkması i‡in izin verdi. Ama y‚zbaşı yerinden kıpırdamadı: "Paşam, bir de beni dinlemenizi rica ediyorum." Nazır bıkkınlıkla, "S•yle bakalım" dedi. "Balkan Savaşı'nda teğmendim, ˆanakkale'de ‚steğmen, Suriye cephesinde y‚zbaşı oldum. Ben bu r‚tbeleri tek başıma savaşarak almadım. Her r‚tbemde binlerce şehidin ve gazinin hakkı var. Onların hakkını korumak namus borcumdur. Beni affedin, •z‚r dileyemem." Harbiye Nazırı bozuldu: "Anlamadın galiba. Harbiye Nazırı olarak emrediyorum." Y‚zbaşı s‚k•netle, "Anladım efendim" dedi, apoletlerini bir hamlede s•k‚p nazırın masasına bıraktı: "Artık emrinizi dinlemek zorunda değilim!"32 Selam vermeden d•n‚p kapıya y‚r‚d‚. Oturan subayların, İstanbul'u tutan birka‡ı dışında, hepsi saygıyla ayağa fırladı. Hepsinin r‚tbesi y‚zbaşıdan daha b‚y‚kt‚. G•zleri dolarak, y‚zbaşıya selam durdular. Y†ZBAŞI FARUK Harbiye Nezareti'nden ‡ıkarken, İngiliz ajanı Rahip Frevv'un adamı, İngiliz Muhipleri Derneği'nin kurucusu Sait Molla da, beyaz c‚ppesinin eteklerini savurarak Ali Kemal'in gazetedeki odasına giriyordu. Elindeki bir tomar gazeteyi, masanın ‚st‚ne attı. Y‚z‚ kıpkırmızıydı: "Bu ne iştir beyefendi? B‚t‚n İstanbul gazeteleri Ankara paşalarının fotoğraflarıyla dolu!33 İşgal sans‚r‚ neden g•z yumuyor bu 58 Şu ˆılgın T‚rkler / Yunan B‚y‚k Taarruzu lı.ile, anlamıyorum. B•yle giderse bu haydutlar, yakında İstanbul'a da gelirler." Kendini bir koltuğa bırakarak, "Ah Ali Kemal Bey ah.." diye inledi, "..h‚k‚mette iken İngilizlerle sağlam bir anlaşma yapacaktınız. Şimdi bizi onlar idare ediyor olacaktı." Ali Kemal kızdı: "Rica ederim Molla Bey, haksızlık etmeyin! Biliyorsunuz, Damat I'aşa da, ben de bunun i‡in yırtındık 34 ama Ankara elinde silah or-ı aya fırlayınca, işler karıştı. Safdil İngilizler bunları bir kuvvet sandı, ı eredd‚de d‚şt‚. Hi‡ ‚z‚lmeyin, bu ‡ılgınların iki atımlık barutları vardı, ikisini de kullandılar, bitti." Molla "İnşallah" diye dua etti. "..Yakında pes ederler. İş siyasete d•k‚l‚r. O zaman sorun, İstanbul'da halledilecek demektir. ‹‚nk‚ h‚k‚mdarı ile h‚k‚meti ile meşru devlet burada, İstanbul'da. Korkmaya gerek yok."35 HORCH marka siyah, b‚y‚k bir otomobil, k•pr‚y‚ ge‡erek Ka-ı ak•y'e saptı. Ali Kemal'in g‚vendiği meşru devletin Sadrazamı Tev-lik Paşa, Londra'dan d•nm‚ş, konferans hakkında Padişah'a bilgi sunmak i‡in saraya gidiyordu. Birdenbire bir İngiliz trafik askeri, d‚d‚k ‡alarak •nlerine atıldı. Şof•r arabayı zorlukla durdurdu. Sarsılan Tevfik Paşa sızlandı: "Ne oluyor?" Şof•r‚n yanında oturan parlak kordonlu yaver, "Şimdi anlarım efendim" dedi, arabadan fırladı.
İngiliz askeri •fke i‡indeydi. Yaver sert bir şekilde, hemen yolu a‡masını istedi. İngiliz, bir T‚rk subayının kendisiyle b•yle yukardan konuşmasına şaşmıştı, o y‚zden duraksadı. Askerin kabalığından pişman olduğunu sanan yaver, arabada Sadrazam'ın bulunduğunu a‡ıkladı, yolu a‡masını istedi. İngiliz kendini toparlamıştı, bir şey s•ylemeden d‚d‚ğ‚ne asıldı. İhtiyar Tevfik Paşa "Ne istiyor bu adam." diye yakındı arabada, "..ge‡ kalıyoruz." D‚d‚k sesine koşan bir devriye kolu arabayı sarıyordu. Yaver alt‚st olmuş bir suratla arabaya d•nd‚. "ˆabuk gidelim" emrini veren Sadrazam'a, "İmkŠnsız efendim.." dedi, "..bizi tutukladı." K‚tahya - Eskişehir Savaşına Hazırlık 59 Tevfik Paşa'nın y‚z‚ soldu: "Kim olduğumu s•ylemediniz mi?" "S•yledim efendim ama bir faydası olmadı. Karakola g•t‚r‚yor." "Neden?" "Arabanın plakası olmadığı i‡in." İngiliz trafik askeri, motosikleti ‚e arabanın •n‚ne ge‡mişti. R‚zgŠr g•zl‚ğ‚n‚ g•zlerine indirdi. Motosiklet g‚mb‚rdeyerek hareket etti. Sadrazam Tevfik Paşa'nın makam arabası, motosikleti takip etti.36 ˆevre meraklılarla dolmuştu. G•zleri hayretten b‚y‚m‚ş bir T‚rk yanındakilere, "Şu hale bakın yahu." diye fısıldadı, "..bir İngiliz askeri, koca Osmanlı Sadrazamını tutukladı, g•t‚r‚yor, o da kuzu kuzu gidiyor. Œlm‚ş bu devlet." Yere t‚k‚rd‚. O G†NK† g•r‚şmeler ‡ok sakin ge‡mişti. Oturum kapanırken, Bekir Sami kurulunun İtalyanlarla imzaladığı s•zleşmenin i‡eriği kulaktan kulağa yayıldı. S•ylenenlere inanmayan biri Dışişleri Bakan-lığı'na telefon etti, afallamış bir halde telefonu kapadı. Haber doğruydu. İtalyanlara da G‚neybatı Anadolu'da ekonomik •ncelikler tanınmış, ilk barış konferansında T‚rk haklarını korumaları i‡in Ereğli madenlerini işletme hakkı verilmişti.37 Salondan koridora ‡ıkan milletvekilleri, s•ylentinin doğru olduğunu •ğrenince şaşkına d•nd‚ler. Bekir Sami Bey'i aşağılıyorlardı, ge‡ gelen bir milletvekili, "Yapmayın beyler, bu kadar katılık iyi değil!" dedi. Der demez de Zamir Bey, yakasına yapıştı: "Bu imtiyazlara razı olacak idiysek, niye silaha sarıldık? Ni‡in d‚nyaya isyan ettik?" Milletvekili, yakasını zorlukla kurtardı: "Her s•zleşmeyi reddederek, galip devletleri yine karşımıza mı alacağız?" "Zaten karşımızdalar!" "Değiller! Anadolu Ajansı'na uğradım. İngiltere, Fransa ve İtalya, T‚rk-Yunan savaşında tarafsız kalacaklarını a‡ıklamışlar."38 "Neeeeee?" 60 Şu ‹ılgın T‚rkler / Yunan B‚y‚k Taarruzu Bir‡oğu haberi sevin‡le karşıladı. Bazıları kuşkuluydu. Eskişehi Milletvekili Veli Bayraktar, "Hemen sevinmeyelim.." dedi, "..belki bu da bir İngiliz oyunudur." Ciddi bir devletin bu kadar oynak olabileceğini d‚ş‚nemeyen-ler itiraz ettiler: "Sen de amma ş‚phecisin haaa!" Oysa Veli Bey haklıydı. Bunun oyun olduğunu kısa bir s‚re sonra hepsi anlayacaktı. AT•NA'daki İngiliz El‡isi Lord Granville, yeni Dışişleri Bakanı Baltacis'i ziyarete gelmişti. Bakan İngiliz el‡isini sapsarı bir y‚zle karşıladı. Klasik nezaket s•zlerinden sonra, "T‚rkYunan savaşında tarafsız kalacağınızı •ğrenmek bizim i‡in ‡ok acı bir s‚rpriz oldu.." diye yakındı, "..oysa bu savaş sizin de savaşınızdır. Anadolu'ya sizin onay ve desteğinizle ‡ıktık. Sizin teşvikinizle ilerledik. Sizin d‚ş‚ncelerinizi temsil ediyoruz. H‚k‚metim bu olumsuz gelişmenin sebebini anlamakta zorluk ‡ekiyor, Lord Hazretleri."
El‡i sevgiyle, "Sayın Bakan." dedi, "..ben de bu konuda bilgi vermek i‡in gelmiştim. İtalyanlar İzmir daha •nce kendilerine vaat edilmişken size verilmesini hi‡bir zaman affetmediler." Bakanın alnı kırıştı: "Evet, bunu ‡ok iyi biliyoruz." "Fransa ise Kral'ın geri d•nmesinden dolayı Yunan halkına ve h‚k‚metine kırgın. Tarafsızlık kararı, •zellikle bu iki h‚k‚meti yatıştırmak i‡in verilmiştir." "İngiltere'den farklı bir muamele g•rmenin hakkımız olduğunu sanıyorduk." Lord Granville •ne eğildi, "Takdir edersiniz ki." dedi, "..galip devletler arasında ‡ıkacak bir anlaşmazlık, kurmak istediğimiz ebedi barışı tehlikeye d‚ş‚rebilir. Bu karar bir‡ok anlaşmazlığı engelledi. Ayrıca bizim de İngiliz ve M‚sl‚man kamuoyu ile başımız dertte. Onları da dikkate almak gerekti. Ama h‚k‚metimin, Yunanistan'a duyduğu dostluk duygularında hi‡bir değişiklik olmamıştır." Baltacis kuşkuyla sordu: "Buna nasıl inanabilirim?" K„tahya - Eskişehir Savaşına Hazırlık 61
"Silah satışı yasak ama diğer her t‚rl‚ savaş ara‡ ve gereci satılması serbest bırakılacak. Bundan yararlanabilirsiniz."39 "Oo! Bu yeni bir haber!" "M‚tareke ilan edildiği sırada, biliyorsunuz bir‡ok T‚rk birliği Anadolu dışındaydı. Deniz yoluyla İstanbul'a d•nen bu birliklerin subaylarının Anadolu'ya ge‡melerini başından beri engellemeye ‡alışıyoruz. Şimdi kontrol daha da şiddetlendirilecek.40 Donanmanız İstanbul'u ‚s olarak kullanmayı s‚rd‚rebilecek. Ayrıca İzmit de Yunan ordusuna devredilecek."41 İzmit İstanbul'un kapısıydı! Bakan yaşından umulmaz bir ‡eviklikle ayağa fırladı: "Aah, İngiltere'nin bizi terk etmeyeceğini biliyorduk." G•zleri sevin‡le parlıyordu. İngilizlerin, bir s‚re sonra Yunanistan'a silah ve m‚himmat satışını da serbest bırakacağını bilse, sevinci g•ğe ‡ıkardı. YILDIZ SARAYI'nın K‚‡‚k Mabeyn dairesindeki geniş‡e odada, Vahidettin g•zlerini kapatmış, Tevfik Paşayı dinliyordu. Tevfik Paşa saraya ancak hava karardıktan sonra gelebilmişti. "..Karakoldaki İngiliz subayı, ‚stleriyle konuşmadan bizi serbest bırakmadı. Bu y‚zden geciktim efendimiz, affınızı dilerim." Vahidettin bir s‚re sessiz kaldı, neden sonra g•zlerini araladı, durgun bir sesle, "Bu tatsız olayı, diplomatik bir kaza olarak değerlendirelim" dedi. "Hakk-ı Šliniz var. Londra'da bendenize ‡ok nazik davranmışlardı zaten. Bug‚nk‚ olay, ancak bir kaza olabilir." Tevfik Paşa konferansa ara verildikten sonra Lloyd George ve Lord Curzon'la yaptığı g•r‚şmeleri aktardı ve tutanakları sehpanın ‚zerine bırakarak s•z‚n‚ bitirdi: "Her ikisine de ısrarla, isteğimizin tamamen İngiltere'ye bağlanmak olduğunu belirttim."42 Vahidettin canlandı, "Elbette.." dedi, "bizi ancak İngiltere'nin l‚tf‚ kurtarabilir."43 "Ermenilere de toprak vermeye razı olduğumuzu hatırlattığım halde, yazık ki olumlu bir sonu‡ almam m‚mk‚n olmadı.44 İstediğimiz gibi bir anlaşma yapmaya yanaşmıyorlar." 62 Şu ˆılgın T‚rkler / Yunan B‚y‚k Taarruzu Vahidettin hır‡ınlaştı: "Daha ne istiyorlar?" "Sevr Antlaşması'nı Ankara'ya da kabul ettirmemizi." Padişah, "Bu m‚mk‚n değil ki.." dedi kırık bir sesle, "..Ankara l>ize bu antlaşma y‚z‚nden isyan halinde." Sadrazam, "Efendimiz" dedi, "..bendeniz Bekir Sami Bey'den limitliyim."
"Nasıl olur? Ankara'ya ilk katılanlardan biri de o değil miydi?" "Ama şimdi o da, tıpkı bizim gibi İngiliz dostluğuna ‡ok değer veriyor.45 Ne pahasına olursa olsun, bir an •nce barış yapılması i‡in yabalıyor.46 Ankara'da yalnız olmadığını sanıyorum." Vahidettin ‚mitle g•zlerini iyice a‡tı: "Emin misiniz?" "Evet efendimiz." Başını koltuğun arkalığına dayadı: "..İngilizlere g‚venimizi koruyarak, Ankara'daki olayların gelişmesini bekleyelim." G•zlerini yeniden kapadı. ERTESİ G†N 23 Nisandı, T‚rkiye B‚y‚k Millet Meclisi'nin a‡ıldığı, milli iradenin egemen olduğu g‚nd‚. İlk milli bayramdı. İşgal altında olmayan her yerde t•renler ve toplantılarla kutlandı. Halk bu g‚ne 'milletin saltanat g‚n‚' adını takmıştı. Bekir Sami Bey kurulunun •b‚r g‚n, dekoville Xahşıhan'dan Ankara'ya geleceği duyulunca, Mustafa Necati Bey, "Ben karşılamaya gitmem." dedi, "..hi‡birinin y‚z‚n‚ g•rmek istemiyorum!" Bazı milletvekilleri sabahtan Meclis'e gelmişler, komisyon odalarından birinde oturmuş tartışıyorlardı. Pencereden Mustafa Kemal'in Kenz arabasını g•ren Yozgat Milletvekili S‚leyman Sırrı ݇•z saygıyla, "Reis Paşa geldi" diye haber verdi. Mustafa Necati Bey bozuldu: "Bırak Allah aşkına, ona da kızgınım." "Niye?" "Milli M‚cadele'nin anlamını bu kadar kavramamış bir kurulun se‡ilmesine razı olduğu i‡in!" Odadakiler sustular. K‚tahya - Eskişehir Savaşına Hazırlık 63
O kadar ‚mit ve g‚venle uğurladıkları kurulun, niye b•yle davrandığını kavrayamıyorlardı. BİRİNCİ D†NYA SAVAŞI yenilgiyle bitince, Ankara-Sivas demiryolu yapımı durmuş, geride sadece Ankara ile Yahşıhan arasında 70 km.lik bir dekovil hattı, birka‡ k‚‡‚k lokomotif ile yolcu ve y‚k vagonları kalmıştı. Bu dar hattan, ݇ Anadolu'daki depolarda bulunan ve kağnılarla Yahşıhan'a getirilen silah ve cephaneyi Ankara'ya taşımak i‡in yararlanılıyordu. T‚rk ordusunun ana ikmal merkezi Ankara'ydı. İki k‚‡‚k vagondan kurulu katar, Ankara istasyonunun tahta dikmeli sundurmasının •n‚nde durdu. M. Kemal Paşa, bakanlar, bir‡ok milletvekili, sundurmanın altında bekliyorlardı. Aralarında o sabah Malta'dan Ankara'ya ulaşmış olan Edirne Milletvekilleri Faik ve Şeref Beyler de vardı. İstanbul'dan deniz yoluyla Samsun'a, oradan da arabalarla beş g‚nde Yahşıhan'a gelen kurul ‚yeleri, bu kısacık yolu dekoville 4 saatte alarak, yorgun ama g‚le‡ y‚zlerle oyuncak vagonlardan inmeye başladılar.47 Kurul ‚yelerinden Adana Milletvekili Zekai Apaydın istasyondan ‡ıkarken, aynı evi paylaştıkları Zamir Bey'e, "Ne oluyor? Bir şey mi var.." diye sordu, "..Paşa, neden bu kadar soğuktu? Sen niye suratlısın? Ne oldu?" "Sus şimdi. Evde hesaplaşacağız." İki arkadaş daha eve varmadan, Bekir Sami Bey'in, son anlaşmaları, kurul ‚yelerinden gizli imzaladığı duyuldu. BUG†NK† Ulus meydanından yukarı doğru uzanan taş d•şeli Karaoğlan caddesinin sağ yanındaki Merkez Kıraathanesi y‚k‚n‚ almıştı. Karşı sırada da daha ‡ok tutucuların gittiği Kuyulu Kahve vardı. Her akşam‚st‚ Merkez Kıraathanesinde buluşmayı Šdet edinen milletvekilleri ile Enver
Behnan Şapolyo, M‚nir M‚eyyet Bekman, Sadri Ertem gibi gen‡ gazeteciler, şair Kemalettin Kami (Kamu), Milli Eğitim Bakanlığı Œzel Kalem M‚d‚r‚ Vasıf ˆınar gelmişlerdi. ˆevre 64 Şu ˆılgın T‚rkler / Yunan B‚y‚k Taarruzu
masalarda ise, b•yle kritik g‚nlerde kıraathaneyi doldurup bir şeyler •ğrenmeye ‡alışan esnaflar oturuyordu. Hakkari Milletvekili Mazhar M‚fit Kansu, duyduklarını aktardıktan sonra, "Yahu.." dedi, "..tam silkinip de kendimize gelmek, y‚zyıllardır Avrupa'nın karşısında duyduğumuz ezikliği ‚st‚m‚zden atmak ‚zereydik, bu sefer de bir Bekir Sami ‡ıktı ortaya, gitti yine kurbanlık koyun gibi boynunu uzattı." Kapıdan ‡izmeli, pantolonlu, ‡apraz fişeklikli, kalpaklı bir kadın girdi: "Selam‚naleyk‚m beyler!" Sesler y‚kseldi: "Aleyk‚mselam Ayşe bacı!" K•y k•y dolaşarak g•n‚ll‚ toplayıp Yunanlılarla d•v‚şen, kısa boylu, esmer bir ‡eteciydi. B‚y‚k oğlu Demirci'de, k‚‡‚k oğlu İkinci İn•n‚ Savaşı'nda şehit d‚şm‚şt‚.48 Bir haftadır Ankara'da misafir ediliyordu. D‚kkŠnına kadın ayağı basmamış softa esnaf bile, erkek rahatlığı ile her yere girip ‡ıkan Ayşe Hanım'ı birka‡ g‚n yadırgadıktan sonra, ister istemez kabullenmişti. Zorunluk alışkanlıkları ezip ge‡iyor, bir‡ok şey ağır ağır değişiyordu. Y‚r‚d‚, erkeklerin arasına oturdu. Kıraathane sahibi hemen ‡ay koşturdu. Mazhar M‚fit Bey devam etti: "Biz, ya hakkından, ya toprağından, ya onurundan bir şeyler feda edemeden yaşayamaz bir millet miyiz? İlle ‚ste vermeye mi mahk•muz? Bu İngiliz kumaşından yapılmış kefeni, şimdi yırtamazsak bir daha hi‡ yırtamayız." Trabzon Milletvekili Hamdi †lk‚men ‚mitsiz, sordu: "Ne yapabiliriz?" Kimseden ses ‡ıkmadı. Ayşe Hanım konuyu anlamamıştı ama Hamdi Bey'e seslendi: "†z‚lme kardeş! Bir ‡are bulunur elbet." Cahil ‡etecinin iyimserliğine imrendiler. KARAOĞLAN caddesi ‚zerinde bulunan Bektaşi. H‚seyin'in d‚kkŠnında da Enver Paşa'ya hŠlŠ sadık koyu İttihat‡ılar ile bazı saltanat‡ı milletvekilleri toplanmıştı. Aralarında bir‡ok konuda g•r‚ş K‚tahya - Eskişehir Savaşına Hazırlık 65 ayrılığı vardı ama Mustafa Kemal Paşa'ya muhalefet etmekte birleşiyorlar di.49 Hava iyice kararmıştı. Ardahan Milletvekili Hilmi Bey kirli vitrin camından sokağı seyrediyordu, birdenbire "Bekir Sami Bey!" diye bağırdı. Hepsi dışarı baktılar. M. Kemal ve arkadaşlarını, Samsun'dan Erzurum'a, oradan da Ankara'ya taşımış ‚‡ d•k‚nt‚ otomobilden biri olan ve mucize halinde hŠlŠ y‚r‚yebilen eski bir Mercedes, karpitle ‡alışan farlarıyla yolu aydınlatarak, homurdana homurdana •nlerinden ge‡ip istasyona doğru uzaklaştı. Rize Milletvekili Ziya Hurşit, "Paşa'ya gidiyor.." dedi, "..ne dersiniz? Direnebilir mi?" Trabzon Milletvekili Hafız Mehmet Bey, "Evet.." dedi, "..ayak ‚st‚ konuştuk, direnmeye kesin kararlı. Eğer M. Kemal anlaşmalara karşı ‡ıkarsa, konuyu Meclis'e getirecek. Meclis'te kulis yapar, ağır basar, barışı sağlarız. Savaş s‚rd‚k‡e M. Kemal'den kurtulamayacağız." Sustular. DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI Siyasi İşler M‚d‚r‚ Hikmet Bayur, bu sırada g‚ncesine şu notu d‚ş‚yordu: "Ankara'yı Sevr Antlaşması'na razı etmek i„in Bilecik'e gelen ve M. Kemal tarafından zorla Ankara'ya getirilen Ahmet İzzet ve Salih Paşalar heyeti, İstanbul'daki karamsarlık ve •mitsizlik havasını Ankara •zerine bol bol sa„tılar. Yarı giyinmiş, yarı silahlı askerlerimizi
g†stererek, 'bunlarla mı zafer kazanılacağını' soruyorlardı. Birƒok ş€pheli kişi de Ankara'ya dolmuştu. Bunlar, zayıf y€rekli karamsarlara veya m€cadeleden bıkmış olanlara katılınca, Milli Ant'ın bir yana bırakılması ve Bekir Sami Bey anlaşmalarının onaylanması lehinde kuvvetli bir akım belirdi. Ahmet İzzet ve Salih Paşaların, bir daha siyaset yapmayacaklarına sƒz vermeleri •zerine İstanbul'a geri dƒnmelerine izin verildi ama olumsuz etkileri h‡l‡ s•r•yor!' 50 ESKİ MERCEDES, istasyondaki, bug‚n m‚ze olan, kesme taştan yapılmış iki katlı binanın •n‚ne yanaştı. Yaver Salih Bozok, Dışişleri Bakanını, iki serdenge‡ti Giresunlu muhafızın koruduğu kapıda 66 Şu ˆılgın T‚rkler / Yunan B‚y‚k Taarruzu
Ankara istasyonundaki Direksiyon Binas ı
bekliyordu, hemen Mustafa Kemal'in istasyona bakan ‡alışma odasına ‡ıkardı. Alman demiryolu şirketinin eski y•netim binası, M. Kemal'in hem ‡alışma yeri, hem eviydi. 'Direksiyon Binası' diye anılıyordu. Alt katta Salih Bozok ile yaver Muzaffer Kılı‡'in odaları bulunuyordu. Salih Bozok yanına aldırdığı 12 yaşındaki oğlu Cemil ile birlikte kalmaktaydı. Meclis Muhafız Taburu Komutanı Y‚zbaşı İsmail Hakkı Tek‡e, Salih'e, "Bizimkinin havası nasıl?" diye sordu. "Fazla sakin. Galiba fırtına kopacak." BİNBAŞI EKREM ile Y‚zbaşı Faruk, Sirkeci'deki Meserret Kıra-athanesi'nde buluşmuşlardı. G‚venlik gereği al‡ak sesle konuşuyorlardı. İkisi de sivildi. "Nazır Paşa apoletlerini s•k‚p •n‚ne atmana ‡ok ‚z‚lm‚ş." K‚tahya - Eskişehir Savaşına Hazırlık 67
"Emri dinlememek i‡in başka ‡are bulamadım." Binbaşı Ekrem, Faruk'un omzunu okşadı. "Paşanın emrini dinleyeceksin diye b‚t‚n arkadaşların y‚reği ağzına gelmiş. Hepimizin şerefini kurtardın. Sağ ol. Şimdi ne yapmayı d‚ş‚n‚yorsun?" Y‚zbaşı Faruk hi‡ duraksamadı: "Hemen Anadolu'ya ge‡mek istiyorum. Bunu sağlarsanız sevinirim." İnebolu'dan Anadolu'ya ge‡ebilmek i‡in gizli Muharip •rg‚t‚nden 'temiz kŠğıdı' almak gerekiyordu. Ankara yeni orduda yalnız g‚venilir, bilin‡li ve d‚r‚st subaylara yer
vermekteydi. "O kolay. Ama İstanbul'da da •nemli işler var! Mesela M.M Teşkilatı, gerektiğinde İstanbul i‡in ‡arpışmak ‚zere semt semt •rg‚tleniyor.'' 51 Faruk başını salladı: . "Siz beni Anadolu'ya yollayın." "Sen bilirsin." Sarışın, ‡elimsiz, gen‡ bir sivil saygıyla yaklaştı: "İyi akşamlar!" Ekrem tanıttı: "Muhabere Teğmeni İhsan. G•r‚n‚ş‚ne bakma ha, yaman delikanlıdır." İstanbul'daki subaylar, M‚tareke'den sonra, Anadolu'ya yardım i‡in kendiliklerinden ˆeşitli gizli •rg‚tler kurmuşlardı. Teğmen İhsan da, savaş bitip Libya'daki g•revinden İstanbul'a d•n‚nce, daha kuruluş aşamasındayken Y‚zbaşı Neşet Bora'nın kurduğu •rg‚te katılmış, bu k‚‡‚k •rg‚t İmalat-i Harbiye ve Yavuz grupları ile birleşerek genişlemiş, g‚‡lenmiş ve Muharip adını almıştı.52 Daha başka •rg‚tler de vardı.53 Ama Ankara'nın en g‚vendiği kuruluş Muharip •rg‚t‚ idi. Anadolu'ya ge‡ecek subaylar hakkında inceleme yapmak ve temiz belgesi vermek yetkisi bu •rg‚te aitti.54 Faruk g‚l‚msedi. M‚hendis teğmenin yamanlıkla en ufak bir ilgisi bile yoktu. Pembe yanaklı, anasının kuzusu bir İstanbulluydu. Ekrem Bey sesini daha da al‡altarak, "Bir şey d‚ş‚nebildin mi?" diye sordu. İhsan "Evet efendim" dedi ve Selimiye Kışlası'nda bulunan tel68 Şu ˆılgın T‚rkler / Yunan B‚y‚k Taarruzu ı/. cihazlarını ka‡ırmak i‡in tasarladığı planı bir solukta anlattı. Fa-ı uk dayanamadı, g‚r‚lt‚yle g‚ld‚. Bacaksız teğmen sahiden yaman-
Yunan cephesi yar ı ld ı ktan sonraki durum: S ‚ vari Kolordusu ile 1. ve 4. Kolordular Sincanl ı ovas ı ndalar 626 Şu ˆılgın T‚rkler / T‚rk B‚y‚k Taarruzu
PORTATİF bir tahta masaya serilmiş harita başında, M. Kemal, Fevzi ve İsmet Paşalar ile Asım Bey, bundan sonraki durumu g•r‚ş‚yorlardı. 1. ve 7. T‚menlerden sağ kalanlar, General Frangos'un komutası altında kuzeybatıya doğru ‡ekiliyor, bunları İzzettin Bey'in kolordusu takip ediyordu. D•rd‚nc‚ Kolordu da Sincanlı ovasına inmiş, demiryoluna yanaşıyordu. 2. Ordu karşısındaki Yunan cephesinin sağ yanı (Afyon kesimi) boş kalmıştı. Bu cephedeki t‚menlerin geri ‡ekilmesi i‡in 2. Ordu'nun sol yanını biraz ilerletmesi yetecekti. Durumun Yakup Şevki Paşaya telefonla bildirilmesi kararlaştırıldı. Asım Bey 2. Ordu Komutanı'nı arayıp durumu anlattı. Yakup Şevki Paşa itiraz etti: "Benim cephemden ‡ekilen yok. D‚şman yerinde duruyor. Harekete ge‡emem." Afyon m‚stahkem mevkiinin bu kadar ‡abuk yıkılabileceğine inanmadığı i‡in durumu kabullenemiyordu. Ordusunun Kurmay Başkanına d•nd‚: "G‚ya d‚şman Afyon'dan ‡ekiliyormuş. Yalan!" 12 Yakup Şevki Paşa'nın cevabı İsmet Paşa'yı kızdırdı. M. Kemal Paşa, "Kolayı var.." dedi, "..hareket emrini doğrudan birlik komutanlarına ver, Y. Şevki Paşa ordusunun peşine takılsın." 13 Fevzi Paşa gevrek bir kahkaha attı: "İşte bu kadar." 2. Ordu'nun solundaki birlikler emri alıp da Yunanlıları biraz zorlayınca karşısındaki birlikler kuzeybatıya ‡ekilecek, 2. Ordu'nun da •n‚ a‡ılacak ve durum kuşatmaya doğru gelişecekti. İZMİRLİ S‚vari Teğmeni Yıldırım Kemal, hastalandığı i‡in Konya hastanesine yatırılmıştı. Neşeli, sevimli, herkesin ‡ok sevdiği bir delikanlıydı. Sıkıldığı i‡in ‚‡ g‚n •nce hastaneden ka‡mış, savaşın başladığını, kolordunun cephe gerisine ge‡tiğini •ğrenince, bir at ele ge‡irip Ballıkaya'dan Ahır Dağı'na dalıp, ke‡i yolunu bir başına aşmıştı. B‚y‚k Taarruz 627 Kolordu karargŠhını ve Fahrettin Paşayı K‚‡‚kk•y istasyonuna yakın bir yerde buldu. Selam verdi: "İyileşip geldim. Emrinizdeyim Paşam."
Son zamanlarda İstanbul'dan Anadolu'ya ka‡an askeri lise •ğrencileri, kısa bir s‚vari eğitiminden sonra teğmen olarak kolorduya verilmişlerdi. Yıldırım Kemal de bu ‡ocuk yaştaki teğmenlerden biriydi. Hemen d•v‚şe katılma isteğiyle yanıyordu. Paşa teğmeni •pt‚, eski alayına verdi. Alayı bu sırada K‚‡‚kk•y istasyonunu ele ge‡irmek i‡in demiryolu muhafızları ile ‡arpışıyordu. Teğmen atını d•rtnala s‚r‚p gitti. İki saat sonra bu gen‡ İzmirlinin şehit olduğu haberi geldi. Œteki şehit yoldaşlarıyla birlikte istasyonun yanındaki bah‡eye g•m‚ld‚. Bu k‚‡‚k istasyona Yıldırım Kemal adı verildi.14 HACİANESTİ ve Stergiadis, Sporting Clup'un terasında akşam yemeği yiyorlardı. İzmir'de hava nefis, deniz ipek gibiydi. İki yan da bildiri yayımlamadığı i‡in savaşın başladığını bilenler pek azdı. Herkes neşeliydi. Hacianesti, al‡ak sesle, "...Hi‡ merak etmeyin.." dedi, "..tek sorunum, Trikupis'le ‡abuk haberleşememek. Başka bir sorun yok. Yarın İkinci Kolordum taarruza kalkarak T‚rkleri taarruza yeltendikleri i‡in pişman edecektir. O zaman bir bildiri yayımlar, kamuoyunu bilgilendiririm. Haydi şerefe!" "Şerefe!" Hacianesti'nin yaveri Y‚zbaşı Kazanidis sessizce yaklaştı. Y‚z‚ kıpkırmızıydı. Eğilip fısıldadı: "Generalim!" "Ne var?" "KarargŠha gelmeniz gerekiyor." "Neden?" Y‚zbaşı sesini daha da d‚ş‚rd‚: "Cephe yarılmış efendim." Hacianesti donup kaldı. Sonra sarhoş gibi sallanarak ayağa kalktı: "Œz‚r dilerim. Gitmem gerekiyor." 628 Şu ˆılgın T‚rkler / T‚rk B‚y‚k Taarruzu Komuta kurulu toplantı halindeydi. Hepsinin y‚z‚ne felaketin g•lgesi vurmuştu. Başkomutan, "Ne yapacağız?" diye sordu. Passa-ris el kaldırdı. "S•yle." "İki kolorduyu da General Trikupis'in emrine verelim. Trikupis, hi‡ vakit kaybetmeden iki kolorduyu Dumlupınar m‚stahkem mevkiine ‡eksin." Bernardos, "B•ylece •zmir yolu da sağlamca •rt‚lm‚ş olur" dedi. "Bunun i‡in Trikupis kuvvetlerinin Dumlupınar'a d‚şmandan •nce ulaşması gerek." General Valettas durumu toparladı: "General Frangos da Dumlupınar'a ‡ekiliyor. İkisi Dumlupı-nar'da birleşirse, T‚rkleri durdurabiliriz." Hacianesti başını kaldırdı: "Ama Trikupis'in bu •l‚m yarışını kazanması şart. Yoksa..." Œtesini s•ylemek istemedi. Bu yarışı kazanamamanın sonucunu d‚ş‚nerek hepsi ‚rperdi. ˆoğu ha‡ ‡ıkardı. "Trikupis'e ve Frangos'a yollanacak emri hazırlayın." 15 8. T†MEN'den bir alay saat 17.30'da Afyon'a girdi. Halk yol boyunca iki yana ayran kazanlarını, su k‚plerini, b•rek ve ekmek kadayıfı tepsilerini, dilim dilim kesilmiş karpuzları, kavunları dizmişti. Alay Komutanı iki b•l‚ğ‚ yangınları s•nd‚rmeye yolladı. Kalanlar durmadılar, y‚r‚y‚şlerini biraz ağırlaştırıp yiyerek, i‡erek, alkışlar, dualar arasında y‚r‚d‚ler. D•rd‚nc‚ Kolordu'nun •teki ‚‡ t‚meni de hızla tepelerden aşağıya, Afyon'un batısına
iniyordu. G•revi Yunan t‚menlerinin Dumlupınar'a ‡ekilmesini •nlemek ve rastladığı birlikleri imha etmekti. Pek az uyumuş, durmadan d•v‚şm‚şlerdi. Ayakları yara i‡indeydi. €ğle yemeği yememişlerdi. Ama hi‡ savaşmamış gibi din‡ ve neşeliydiler. Zaferin sihriydi bu. B‚y‚k Taarruz 629 MİLLETVEKİLLERİ salona, koridora, komisyon odalarına dağılmış cepheden haber bekliyorlardı. Taarruz başlamıştı. Sonra ne olmuştu? Bir milletvekili bağırdı: "KŠzım Paşa geliyor." Kapıya koştular. KŠzım €zalp Paşa'nın y‚z‚ g‚l‚yordu, durdu, g•zleriyle bir muhalif aradı, buldu, ona bakarak, "İki saat •nce Afyon'a girdik" dedi. Kıyamet koptu. Bir‡ok muhalif de bu sevince katıldı. BAŞKOMUTAN, Genelkurmay Başkanı, Cephe Komutanı, 1. Ordu Komutanı ve karargŠhları, akşam Afyon'a geldiler. Belediye binasına yerleştiler. Binanın geniş sofasında Afyonlular b‚y‚k bir ziyafet sofrası hazırlamışlardı. Birinci, İkinci ve D•rd‚nc‚ Kolordu Komutanları ve bazı t‚men komutanları, paşaları karşılamaya gelmişlerdi. Bu g‚zel sofrayı g•r‚nce kaldılar. Ama T‚rk ordusu da, Yunan ordusu da dağınık bir haldeydi. D‚şmanın ne yana y•neleceği, ne yapacağı belli olmamıştı. Yapılacak ‡ok iş vardı. Zafer ziyafeti başlayınca bitmez, saatlerce uzardı. İsmet Paşa b‚t‚n komutanları g•revleri başına yolladı. Zavallılar birer par‡a b•rek alıp k•s k•s gittiler.16 TRİKUPİS, telsizi Eskişehir'e yollandığı i‡in ordu ile bağlantı kuramıyordu. Durumu bildiremiyor, emir alamıyordu. Digenis'in telsizi vardı. Onunla buluşmak i‡in binlerce adamıyla kuzeybatıya doğru ilerledi. Karanlık basınca durdular. Gecelemek i‡in ‡ok sıkı g‚venlik •nlemleri aldılar. Her yerde g•r‚ld‚ğ‚ s•ylenen s‚varilerden ve silahlandıkları •ğrenilen k•yl‚lerden ‡ekmiyorlardı. †‡ yılın bedelini •deme vaktinin gelip ‡attığının farkındaydılar. Yaptıklarını biliyorlardı. 27 AĞUSTOS GECESİ pek az ‡atışma oldu. İki yan da birliklerini dinlendirdi. 630 Şu ˆılgın T‚rkler / T‚rk B‚y‚k Taarruzu T‚rkler 28 Ağustos sabahı erkenden d‚şman peşine d‚şt‚ler. Afyon yakınlarındaki istasyonlarında bulunan vagonlarda, cephane, ara‡ gere‡ ve pek ‡ok konserve vardı. Buralardan ge‡en askerler sırt ‡antalarını, heybelerini ‡eşitli konservelerle doldurdular. 23. T‚men yeni yola ‡ıkmıştı ki 4. Yunan T‚meni'yle karşılaştı. Bu t‚menin g‚neyini Albay Plastiras alayının koruması gerekirken, Plastiras emri dinlememiş, gece haber vermeden alayını alıp daha kuzeye gitmiş, 4. T‚men'in g‚neyini a‡ık bırakmıştı. 23. T‚men hızla savaş d‚zenine girerek taarruza ge‡ti. Baskına uğrayan 4. T‚men b‚y‚k kayıp vererek dağıldı. General Dimaras ertesi g‚n, yanında kalmış olan 500 askerle Trikupis'e sığınacaktı.16a ESKİ M†RETTEP T†MEN Komutanı Yarbay Zeki Soydemir 2. S‚vari T‚meni'nin Komutanıydı. T‚meniyle bu saatte Eğret K•y‚'ne yaklaşıyordu. K•y‚n yakınında b‚y‚k bir Yunan ordugŠhı bulunuyordu. İkinci Kolordu karargŠhı ile 9. T‚men burada gecelemişti. Harekete ge‡mek i‡in toplanıyorlardı. S‚vari T‚meni ikiye ayrıldı, yarısı ateş baskını yaptı, yarısı atlı h‚cuma kalktı. General Digenis'in ‡adırı bile kurşun yarası aldı. 2. T‚men, kendinden d•rt kat kalabalık ve g‚‡l‚ 9. T‚men ile savaşarak, bu b‚y‚k t‚menin ve ‡evredeki birliklerin y‚r‚y‚ş‚n‚ 6 saat geciktirdi. ˆok kayıp verdi.
Ama Trikupis-Digenis kuvvetlerinin hızını keserek, Dumlupı-nar'a yetişmelerini engellemişti.17 S†VARİLER toparlanmak i‡in daha kuzeye ‡ekilince, İkinci Kolordu karargŠhı ve 9. T‚men batıya doğru y‚r‚meye başladı. Bir Yunan •nc‚ birliği Olucak K•y‚'ne girdi. D‚şmanın geldiğini g•ren k•yl‚ler dağa ka‡tılar. Œnc‚, ka‡amayanları ve ‡ocukları bir eve toplayıp yaktı.17a Birinci ve İkinci Kolordu Komutanları, karargŠhları, bağlı birlikleri, ağır top‡u alayları, d•rt dolgun t‚men (5., 9., 12., 13. T‚menler) ve komutanları, ağırlıklar, askeri •ğrenciler, y‚zlerce otomobil, kamyon, ambulans ve at, akşam Olucak K•y‚'nde ve ‡evresinde toplandı. B‚y‚k Taarruz 631 Ortalık mahşere d•nd‚. Ge‡ saatte 4. T‚men Komutanı da kalan 400 adamıyla geldi. Orduyla bağlantı sağlanamıyordu. B•yle durumlarda Trikupis'in, kıdemli komutan olarak İkinci Kolordu'ya da emir verme yetkisi vardı. İki kolordunun komutanı olarak kararını verdi: Gerekirse savaşarak Dumlupınar'a ‡ekileceklerdi. T‚rklerden •nce oraya ulaşmak i‡in hemen yola ‡ıkmaları gerekirdi. Ama kılavuz bulamamışlardı. Bir tek T‚rk yoktu ortalıkta. Hepsi dağlara ‡ekilmişti. Karanlıkta T‚rk s‚varilerinin h‚cumuna uğrama olasılığı da vardı. Yola sabah ‡ıkılmasına karar verdi. Geceyi b‚y‚k bir huzursuzluk i‡inde Olucak ve ‡evresinde ge‡irdiler. Yiyecek ‡ok azalmıştı. Yarı a‡ yattılar. İNGİLTERE'nin İzmir Başkonsolosu Harold Lamb, gece Londra'ya şu telgrafı yolladı: "26 Ağustos g•n• T•rklerin Uşak doğusunda demiryolunu keserek, Afyon'u kuşattıklarını, hatta Afyon'un T•rkler tarafından ele ge„irildiğini duydum" Olayları iki g‚n arkadan yansıtan bu telgraf Londra'ya 29 sabahı ulaştı. Ciddi bir ilgi g•rmedi. Zaten Lamb sabah ikinci bir telgraf g•ndererek, 'Afyon'un d‚şt‚ğ‚ haberinin doğrulanmadığını' bildirecekti.1715 29 AĞUSTOS sabahı İzzettin Bey kolordusunun b‚t‚n t‚menleri Frangos kuvvetlerini yakalamak i‡in harekete hazırlanıyorlardı. Hava r‚zgŠrlıydı. 15. T‚men'in 56. Alayı da y‚r‚y‚şe ge‡mek ‚zereydi. Ama dişsiz, buruşuk y‚zl‚, şirin bir yaşlı kadın Alay Komutanı Fehmi Bey'in eline yapışmış bırakmıyordu. ˆevrede alayı uğurlamaya gelmiş kadın, erkek y‚zlerce k•yl‚ vardı. Sıraya girmiş askere hŠlŠ b•rek, meyve, pestil ikram etmeye, haşlanmış yumurta vermeye ‡abalıyorlardı. Bazı ‡ocuklar askerlerin kucağına tırmanmışlardı. Ortalık bayram yerine benziyordu. 632 Şu ˆılgın T‚rkler / T‚rk B‚y‚k Taarruzu
"Anam, izin ver de yola ‡ıkalım." "Yoo, valla bırakmam." "Ge‡ kalıyoruz. Yolumuz uzun." "Biz sizi ‚‡ yıl bekledik. Şimdi biraz da siz bekleyin. Daha diyeceğim var. Ben †sk‚pl‚y‚m. Ay yıldız †sk‚p'ten ayrılınca, onun peşine d‚şt‚m. G•‡menin derdi, bayrağının altında •lmektir, oğul. Beş kere g•‡ ettim. O nereye, ben oraya. Sonunda Anadolu'ya geldik. Ama d‚şman buraya da yetişti. Al sancak orduyla birlikte Ankara'ya gitti. Mecalim yok ki yine peşine d‚şeyim. O d•nene kadar •lmeme-ye ahdettim. Ahdimi de tuttum. Ordu da, o da d•nd‚. Ama bir a‡ıp da sancağın y‚z‚n‚ g•stermediniz." Fehmi Bey'in y‚reği k•p‚rd‚: "Biraz bizimle birlikte y‚r‚yebilir misin?" "Y‚r‚r‚m!" Komutanın işareti ‚zerine komutlar verildi. Alay y‚r‚y‚ş d‚zenine girdi. Sancaktar ve sancak muhafızları en •ndeydi. Fehmi Bey yaşlı kadını sancaktarın arkasına g•t‚r‚p bıraktı. "Burda dur anacığım."
Kadıncağız ne olacağını anlamamıştı. Huzursuz bakıyordu. Sancaktar ve muhafızlar usul‚nce sancağı a‡ınca, kadının y‚z‚ne sanki nur yağdı, •yle parladı birden. Sancaktar sancağı kaldırdı. Al sancak kadının başının ‚zerinde dalgalanmaya başladı. Kadın dirildi, dikildi, başını gururla kaldırdı. Alayla birlikte, g•zleri sancakta, dimdik, ayrılık ‡eşmesine kadar y‚r‚d‚.18 DUMLUPINAR •nceden hazırlanmış, savunan i‡in ‡ok avantajlı bir savunma mevzii idi. Kuzeyinde Murat Dağı, g‚neyinde Toklu Sivrisi vardı. Refet Bele Paşa geri alamadığı i‡in Yunanlılarda kalmış, yedek hat olarak iyice berkitilmişti. Frangos kuvvetleri esir ve kayıp vere vere ‡ekildi, Dumlupınar'a yerleşti. Uşak'tan Albay Gonatas'ın komutanı olduğu 2. T‚men de yardıma yetişti. Bu hi‡ savaşmamış, dolgun bir t‚mendi. İzmir'den cephane ve yiyecek de geldi. Ciddi bir savunma cephesi kurulmuştu. B‚y‚k Taarruz 633 Ama İzzettin Bey'in kolordusu ‡ok şiddetle y‚klendi. Frangos komutasındaki kuvvetler ‡ok sarsıldılar. Daha fazla kayıp vermemek i‡in Dumlupınar'ı bırakıp bir gerideki hatta ‡ekildiler. Sadece m‚stahkem mevziin en kuzeyinde Albay Plastiras'ın alayı kaldı. O da savaşın iplerine dolandığı i‡in geri ‡ekilemiyordu. 23. T‚rk T‚meni'yle boğuşmaktaydı. 29 A ğ ustos 1922: 23. T ‚ men Frangos kuvvetleri ileTrikopis birliklerinin aras ı na girerek birle ş melerini engeller 634 Şu ˆılgın T‚rkler / T‚rk B‚y‚k Taarruzu
TRİKUPİS-DİGENİS kuvvetleri Dumlupınar'a ulaşmak ve Fran-gos kuvvetleri ile buluşmak amacıyla, sabah ‡ok erken Hamur K•-y‚'ne gitmek ‚zere Olucak'tan ayrılmışlardı. Ayrılırken k•y‚ ve ormanı yaktılar. Yunanlılar i‡in ‡ok zor bir g‚n başlıyordu. Bug‚n b‚y‚k kayıp vereceklerdi. Kemalettin Sami Bey'in Kolordusu Trikupis-Digenis kuvvetlerini Olucak'tan Hamur K•y‚'ne y‚r‚rken yakaladı ve taarruza ge‡ti. B‚t‚n g‚c‚ ve hırsıyla y‚klendi. Kadanalarla ‡ekilen ağır toplardan kurulu Ağır Top‡u Alayı yolun k•t‚l‚ğ‚ne, havanın sıcaklığına rağmen 50 km. yol yaparak savaşa yetişecekti. Tecr‚beli top‡ular b•yle bir hızın •rneği olmadığını s•yl‚yorlardı. Kuzeyden gelen 14. S‚vari T‚meni de, Hamura y‚r‚yen Yunan kuvvetlerini g•r‚nce, mermisi bitene kadar top ateşi altına aldı. Mermiler kalabalık, sıkışık kolların i‡ine d‚ş‚yor, d‚şt‚ğ‚ yerde b‚y‚k boşluklar oluşuyordu. Hava kararırken iki alayıyla da atlı h‚cuma ge‡ti.
Yunan birliklerinin i‡ine ilk dalan 3. Alay'dan Y‚zbaşı Şekip'in b•l‚ğ‚ oldu. Bu kesimdeki Yunanlılar dehşete kapıldılar. İki bine yakın Yunanlı direnmeden esir oldu. ˆatışma s‚rd‚ğ‚ i‡in Y‚zbaşı Sekip esirlerin geri g•t‚r‚lmesi i‡in ancak on muhafız ayırabilmişti. Muhafızlar o kargaşanın i‡inden iki bin esiri ‡ıkarmaya ‡abalarken, Y‚zbaşı Sekip ve erleri Yunan birliklerinin i‡inde yalın kılı‡ d•rt d•n‚yorlardı. Bir kurşun y‚zbaşıyı buldu. Atından d‚şen Y‚zbaşı Sekip ve yanındaki 23 er binlerce Yunanlının i‡inde kaldı.19 Şehit y‚zbaşının ve şehit oldukları anlaşılan erlerin d‚şman i‡inde kaldığını •ğrenen 3. S‚vari Alayı Komutanı Yarbay Ferit kahroldu. YAKUP ŞEVKİ PAŞA zafere inan‡sızlığı y‚z‚nden iki g‚nd‚r Batı Cephesi Komutanlığı'nın canını ‡ok sıkmıştı. Yunan kuvvetlerinin ‡ekildiğini sonunda kabul etti ve o da ordusunu bug‚n batıya doğru hızla ilerletti. G‚neyde D•rd‚nc‚ Kolordu, kuzeyde S‚vari Kolordusu vardı. 2. Ordu birlikleri de doğudan yanaşacaklardı. Trikupis-Digenis kuvvetleri kuşatılıyordu. B‚y‚k Taarruz 635 9. T‚men'den g‚‡l‚ bir birlik, hava kararırken, ateş hattının gerisinden ˆal-Dumlupınar yoluna ‡ıkarak Dumlupınar'a doğru ilerledi. Birliğin başında 9. T‚men Komutanı Albay Gardikas vardı. Kurtulmak i‡in Dumlupınar'a ulaşmak, orada beklediğine g‚venilen Frangos kuvvetiyle birleşmek gerekti. Dumlupınar y•n‚nden savaş uğultusu yansıyor, aydınlatma fişekleri ‡akıyor ama bir haber gelmiyordu. Gece yarısına doğru bir otomobilin Hamur'a yaklaştığı g•r‚ld‚. Subaylar heyecanla koşuştular. Komutanların ‡evresini sardılar. Gelen Gardikas'ın yolladığı bir subaydı. Bayılacak kadar yorgundu: "Generalim! Dumlupınar'a 3 km. kadar yaklaşmıştık. Fakat bir d‚şman birliği •n‚m‚z‚ kesti. ˆok ‡abaladık. Yolu a‡mayı başaramadık. Savaşmayı s‚rd‚r‚yoruz ama Albay Gardikas sonu‡ alacağımızı hi‡ sanmıyor. D‚şman ‡ok sert." 19a †mitsizlik iniltileri duyuldu. Bir subay, "İki g‚nd‚r a‡ız.." diye ‡ığlık attı, "..cephane de bitiyor." Bir başka subay •ne ‡ıktı: "Biz savaştık‡a d‚şman sertleşiyor. Yarın daha da sert olacaktır. Teslim olma vakti geldi komutanım." Yakarışlar y‚kseldi: "Teslim olalım!" "L‚tfen!" "Durdurun artık bu savaşı, İsa aşkına!" 12. T‚men Kurmay Başkanı Yarbay Saketas •ne gelmişti: "Susun korkaklar! Susun ve beni dinleyin!" Subaylarla askerlerin ‚zerine y‚r‚d‚. Yarbay Saketas y‚r‚d‚k‡e subay ve askerler a‡ılıp yol veriyorlardı. "Benimle birlikte Dumlupınar yolunu a‡mak ve orduyu kurtarmak i‡in •lmeyi g•ze alacak g•n‚ll‚ var mı aranızda?" Bir teğmen •ne ‡ıkıp selam verdi: "Ben varım komutanım!" Bir papaz ilahi s•ylemeye başlamıştı. Duygulanan kalabalıktan sesler geldi: "Ben de varım... Ben de... Ben de..." 636 Şu ‹ılgın T‚rkler / T‚rk B‚y‚k Taarruzu Saketas kalabalığın a‡tığı yoldan ilerliyordu. G•n‚ll‚ subaylar ve askerler yarbayın arkasından y‚r‚d‚ler. Karanlığın i‡inde kayboldular. İlahi gittik‡e uzaklaştı.
Trikupis, Dumlupınar yolunun a‡ılması i‡in savaşan Gardikas birliğinin hemen takviye edilmesini emretti. Frangos'un Dumlupı-nar'dan ayrıldığını bilmiyordu. Bu inan‡la ş•yle dedi: "Teslim olmak s•z‚n‚ bir daha duymak istemiyorum. General Frangos Dumlupınar'da bizi bekliyor. Gece olduğu i‡in olup biteni g•remediğini, anlamadığını sanıyorum. Yarın sabah şansımızı bir daha deneyeceğiz. Araya girmiş olan T‚rk birliğini aramızda ezer ve Dumlupınar'a varırız. Şimdi Dumlupınar'a yakın olmak i‡in ‹alk•y'e y‚r‚yeceğiz. Kısa bir yol bu. Komutanlar hazırlık yapsın.." Kam‡ısını kaldırdı: "..‹ocuklarım! Bu geceki parolamız 'mesalongi' (•zg‚rl‚k) olsun!" O kısacık yolu aşmak saatler aldı. Ya T‚rk h‚cumlarına uğruyor, ya birbirlerini T‚rk birliği sanarak ‡atışmaya giriyorlardı. Verdikleri kayıp sayısı ‡ok artmıştı. Kurtuluş ‚midini yitiren hayli subay ve asker, gece hızla y‚r‚yerek Kızıltaş vadisine ulaştılar ve o yoldan ilerleyerek ‡ember kapanmadan batıya ka‡arak, Frangos kuvvetlerine katıldılar. Bu kuvvetlerin acı yazgısına ortak olacaklardı.20 ALBAY GARDİKAS'ın başında olduğu birliği Yarbay Œmer Halis Bıyıktay'ın 23. T‚meni durdurmuştu. T‚men Albay Plastiras'ın alayı ile savaşırken, yaklaşan bu birliği g•rm‚ş, Trikupis kuvvetlerinin •nc‚s‚ olduğunu anlamış, hi‡ duraksamadan taarruz ederek yolunu kesmişti. B‚t‚n gece savaşacaklardı. İZMİR BAŞKONSOLOSU Yunan kaynaklarından aldığı haberi Londra'ya ge‡ti: "Yunanlılar Afyon'u boşaltmak zorunda kaldıklarını şimdi kabul ettiler:' Atina ve İzmir'de halk savaşın başladığını •ğrenmişti. Cepheden iyi haberler gelmiyordu.21 B‚y‚k Taarruz 637 TATİLE ‹IKAN Lord Granville'in yerine Atina'da işg‚der olarak Mr. Bentick kalmıştı. Bentick Albay Nairne'e gece telefon etti, uykusunu ka‡ırmış olan soruyu sordu: "Afyon d‚şt‚ diye Yunanlılar Anadolu'yu boşaltmak zorunda kalmaz değil mi?" "Hayır. Yeni bir hatta ‡ekilir ve savunmayı s‚rd‚r‚rler. Yunan Genelkurmayı T‚rkleri durduracaklarını s•yl‚yor." Bentick sevindi: "‹ok iyi. Yoksa Londra'ya karşı ‡ok komik duruma d‚şecektim." "Neden?" "‹‚nk‚ d‚n, onu bizden daha iyi koruyabileceklerini ileri s‚rerek, İstanbul'un Yunanlılara devredilmesini •nermiştim." 22 23. T†MEN'in Trikupis-Digenis kuvvetlerinin yolunu kestiği hakkındaki bilgi Batı Cephesi karargŠhına gece yarısından sonra geldi. Bilgi, durum haritasına işlenince kurmayların soluğunu kesen bir g•r‚nt‚ belirdi: Bu b‚y‚k kuvvet ‡ember i‡ine alınmıştı. Sadece g•rkemli Murat Dağı'mn kuzey eteğindeki Kızıltaş vadisi yolu a‡ıktı. Beklenen sonuca varmak i‡in d•rt g‚n yetmişti. Paşalar uyandırılıp bilgi sunuldu. M. Kemal Paşa hızı ve kararlılığı sağlamak i‡in 1. Ordu karargŠhına gitmeye karar verdi. Fevzi Paşa'dan da, S‚vari Kolordusu ve 2. Ordu'ya gitmesini, bu birliklere gerekli emri vermesini rica etti. İsmet Paşa Afyon'da kalarak genel durumu y•netecekti. Hava ışırken yola ‡ıktılar. SABAH ‹alk•y'e geldikleri zaman, Trikupis, Frangos'un d‚n Dumlupınar'ı terk ettiğini, Uşak'a y‚r‚d‚ğ‚n‚ •ğrendi. ‹ok sarsıldı ama belli etmemeyi başardı. Uzun uzun haritayı inceledi:
"Şu halde Kızıltaş vadisi yoluyla Murat Dağı'nı aşarak Uşak'a ulaşacağız. Başka yol yok." Bir kurmay subay, "O korkun‡ dağda kayboluruz efendim" dedi. Trikupis duymazlıktan geldi: # 638 Şu ˆılgın T‚rkler / T‚rk B‚y‚k Taarruzu "Y‚r‚y‚şe ge‡elim." ˆalk•y'den Kızıltaş vadisi yolu ‚zerinde bulunan Alh•ren'e doğru y‚r‚meye başladılar. Yağmur başlamıştı. YİNE sıtma krizi ge‡iren Fahrettin Paşa bir yam‡ıya sarılmış titremekteydi. Fevzi Paşa, "D‚şmanın batıya ka‡abileceği bir tek yer var, Kızıltaş vadisi. Bu yolu hemen kapamanız gerekiyor." "Ben gelişime bakarak daha geceden bu emri vermiştim. †‡ t‚menim de o vadiyi kapamaya gidiyorlar." "Œyleyse ben 2. Ordu'ya ge‡eyim. Sen de bir an •nce iyileşmeye bak. Kolordunun başına ge‡." G‚lmeye ‡alıştı: "İyileşirim. ˆ‚nk‚ doktorun bu sefer vurduğu sıtma iğnesi galiba katır dozuydu." 3. ALAY KOMUTANI Yarbay Ferit g•zlerine inanamadı. Binlerce Yunanlının i‡inde kalan 23 erden 17'si, şehit y‚zbaşılarının ve arkadaşlarının cesetleriyle birlikte geri gelmişti. O ko'rkun‡ kalabalığın i‡inden nasıl kurtulup geldiklerini an-latamıyorlardı. Anımsamıyorlardı. Gelmişlerdi işte. Yarbay hepsini •pt‚. Œd‚l olarak her birine bir ‡ay şekeri par‡ası verdi. Verecek başka bir şey yoktu. Y‚zbaşı Şekip'i ve erlerini t•renle vatan toprağına kattılar. 22a FEVZİ PAŞA, Yakup Şevki Paşa'nın savaş idare yerine gelmişti. İki paşa kucaklaştılar. Kurmaylar paşaların ‡evresini sardı. Hepsinin y‚z‚ parlıyordu. Fevzi Paşa'nın a‡ıklamasını dinleyen Yakup Şevki Paşa, "...Yani Afyon cephesini yardık, d‚şman ordusunu ‚‡e b•ld‚k ve d•rt g‚nde d‚şmanın iki kolordusunu kuşatacak duruma geldik ha?" dedi. Hayret i‡indeydi. Fevzi Paşa g‚ld‚: "Evet paşam." Yakup Şevki Paşa, "Ben tecr‚besiz, kararsız, korkak bir asker değilim.." dedi kendine dargın bir sesle, "..ama ne iddia ettimse tersi B‚y‚k Taarruz 639 ‡ıktı. Neye karşı durdumsa mahcup oldum. Yahu, bu mucizenin sırrı ne?" Fevzi Paşa, Yakup Şevki Paşa'nın elini okşadı ve sorusunu cevapladı: "M. Kemal Paşa." CEPHEYE ˆAĞRILAN Halide Hanım ile Ruşen Eşref zorlukla Afyon'a yetişmişlerdi. İsmet Paşa, "Tam g‚n‚nde geldiniz.." diye karşıladı, "..Başkomutan yaşanan olayları sizlerin yazmanızı istiyordu." Halide Hanım g‚ld‚: "Bu arada bunları da mı d‚ş‚n‚yor?" "O neden M. Kemal?" R. Eşref, "Gazi Paşa'ya g•r‚nmemiz gerekmez mi?" diye sordu. "Paşa cephede. 11. T‚men savaş idare yerine gidiyormuş." "Ateş hattı değil mi orası?" "Evet, ateş hattı." 30 A ğ ustos 1922 Ba ş kumandan Meydan Sava şı 640 Şu ˆılgın T‚rkler / T‚rk B‚y‚k Taarruzu
11. T‚men'in savaş idare yeri, ˆalk•y ile Selkisaray arasında, sonra Zafer Tepe adı verilecek olan Kara Tepe'deydi. 1. Ordu ve D•rd‚nc‚ Kolordu Komutanları Başkomutan'a katıldılar. †‡ otomobille Dumlupınar-ˆalk•y yoluyla Kara Tepe'ye hareket ettiler. Her yandan yanaşan T‚rk t‚menleri Trikupis-Digenis kuvvetlerini Adatepe'ler civarında daracık bir alana sıkıştırıyorlardı. Yolun sol yanına zaman zaman top mermileri d‚ş‚yor, sağdan bir T‚rk birliği kuşatmaya katılmak i‡in yaklaşıyordu. Yağmur artmaktaydı. 23. T†MEN'i takviye etmesi ve Kızıltaş vadisinin ağzını kapatması i‡in bir t‚men yollanmıştı. Hava olduk‡a kararmış, yağmur şiddetlenmişti. Bu t‚menin ileri s‚rd‚ğ‚ alay, araziyi tanımadığı ve yağmur y‚z‚nden iyi g•zetleme yapamadığı i‡in vadinin 3-4 kilometre g‚neyinde durdu. S‚variler daha yetişmemişti. Kızıltaş vadisi a‡ık kaldı. Albay Gardikas, 5. T‚men Komutanı Albay Rokkas'la anlaştı. İki-‚‡ bin kadar askerle birlikte Kızıltaş vadisine ‡ekilerek batıya doğru y‚r‚meye başladılar.2213 İki t‚men komutanı, silah arkadaşları d•v‚ş‚rken savaş alanından ka‡mışlardı. Bu grup, T‚rklere yakalanmamak i‡in hi‡ mola vermeden y‚r‚yecek, yaralananları taşımak i‡in durmayacak, yorulanları beklemeyecek, hastalananları bırakacak, bu vahşi y‚r‚y‚şle s‚variler gelmeden •nce vadinin bitimindeki ge‡itten ge‡ecekti. M. KEMAL PAŞA 11. T‚men Komutanı Yarbay Derviş Bey'den taarruzu şiddetlendirmesini, top‡uların a‡ığa ‡ıkarak ateş etmelerini istedi. "Baş‚st‚ne." Derviş Bey top‡ulara gerekli emirleri verdi, taarruzun başında bulunmak i‡in ileri hatta koştu. Başkomutanın savaşı ateş hattından izlemesi ve y•netmesi, ‡evredeki b‚t‚n subayları ve askerleri daha da coşturmuştu. Birlikler B‚y‚k Taarruz 641 Zafer Tepe bug ‚ nk ‚ d ‚ zeniyle
Yunan savunma mevzilerine iyice yaklaştılar. Top‡ular a‡ığa ‡ıkarak ateşe başladılar. \ 2. Ordu'dan 61. ve az sonra da 16. T‚menlerde geldi, Adate-pe'lerin kuzeyindeki ormana ve tepelere yayıldılar. 61. T‚men'in 190. Alayı'ndan Haydar ˆavuş Allı•ren K•y‚'n‚n kuzeyindeki yama‡ta şehit oldu. Otuz bin insan, iki Adatepe ile bu tepelerin kuzeyindeki vadiye yığılmıştı. Yunan askerleri ilerde buraya '•l‚m ‡ukuru' adını vereceklerdi. Cephane kamyonları vurulduk‡a, g•ğe ateş fıskiyeleri y‚kseliyor, kulakları sakatlayan
tarakalar duyuluyordu. Trikupis'in kurmaylarından Y‚zbaşı Kanellopulos ilerde bug‚n‚ •zetle ş•yle anlatacaktı: "Top„ular ile bazı birlikler hen•z disiplini koruyorlardı. Kızıl-taş vadisi yoluyla ka„mak isteyenler Allıƒren'e doğru sızmaktaydılar. General Trikupis'in emrine gƒre, karanlık basana kadar direnilecek, karanlık basınca Kızıltaş vadisinden batıya doğru hep birlikte „ekilinilecekti. T€rkler ƒevremizi kuşatmayı tamamladılar. Acı savaş başladı. Saat 13.30'du. 642 Şu ˆılgın T‚rkler / T‚rk B‚y‚k Taarruzu
General Trikupis ve Digenis, bir taş ocağında, heykel gibi duygusuz ve sakin, başlayan faciayı izlediler. Kararg‡h subayları „evrelerinde oturmuşlar, komutanlarını şarapnel par„alarına karşı koruyorlardı. Trikupis teslim olma †nerilerini s€rekli reddediyordu. Saat 16.00'da T•rk top„usunun faaliyeti doruğa „ıktı. Eriyorduk. Bataryalarımız mahvoluyor, cephane ve yaralı dolu kamyonlar havaya u„uyor, insanlar b•y•k bir korku i„inde ormanlara, yarıklara, kuytulara ka„ışıyorlardı. Sinirler boşanmıştı. Bazı komutanlar korkudan „ılgına dƒnm•ş askerlerini yatıştırmak i„in alay sancaklarını a„tırdılar. Bir yararı olmadı. Kuzeyden, doğudan yeni yeni T•rk birliklerinin yaklaştıkları gƒr•l•yordu. Saat 18.30'da b•t•n toplarımız susturulmuştu. Titreyerek g•neşin batmasını bekliyorduk! '23 KIZILTAŞ VADİSİ, tabanından ince bir derenin aktığı, iki yanı sık ormanlık bir vadiydi. Silahlanmış k•yl‚ler bu vadiden ge‡en k‚‡‚k kafilelere saldırıp yok ediyorlardı. Yine k‚‡‚k bir grup geliyordu. Nefeslerini kesip beklediler. On beş kadar Yunanlı ka‡ak soluya soluya yaklaşıyordu. Œndeki subay bir hışırtı duydu, başını ‡evirdi, k•yl‚leri g•rd‚ -ellerinde baltalar, kazmalar, satırlar, tırpanlar, bir de t‚fek vardı- "T‚rkler" diye bağıracaktı, bağıramadı, alnına kurşunu yedi. K•yl‚ler askerlerin ‚zerine atıldılar. G†NEŞ Murat Dağı'nın ardında kaybolup akşam alacası ‡•kerken, top ve piyade ateşi kesildi, askerler s‚ng‚ h‚cumuna kalktılar. ˆelik s‚ng‚ler akşam ışığında ‡akıp s•n‚yorlardı. M. Kemal Paşa siperin i‡inde ayağa kalktı. Savaş heyecanı ile doluydu. Kabarıp taşarak haykırdı: "Hacianestiii! Nerdesin? Gel de ordularını kurtar!" 24 HACİANESTİ odasının penceresinden karanlık denize bakıyordu. General Valettas son bilgileri verdi: B‚y‚k Taarruz 643 "General Frangos'un emrindeki birlikler Uşak'a ‡ekiliyor. Bazı askerlerin birliklerden ayrılıp
k‚‡‚k gruplar halinde birleşerek batıya doğru ka‡tıkları bildiriliyor." "Trikupis?" "Bug‚n ondan hi‡ haber yok." Hacianesti'nin omuzlan daha da ‡•kt‚. B‚t‚n enerjisi akıp gitmiş gibiydi. İki g‚nd‚r İzmir'den Uşak'a gitmeye karar veremiyordu. Bir geminin neşeli d‚d‚ğ‚ ikisine de can yakan bir ‡ığlık gibi geldi. ALBAY GARDİK AS-Albay Rokkas grubu, s‚variler yetişmeden ge‡itten ge‡meyi başarmıştı. Bunun sevinci i‡inde ilerlerken, 1. S‚vari T‚meni yakalayıp ‡evirdi. ‹ok kayıp ve esir verdiler. Kurtulabilenler Frangos kuvvetlerine katıldılar.
Kurtulan (!) Yunan askerlerinin durumu 644 Şu ‹‚gın T‚rkler / T‚rk B‚y‚k Taarruzu
Korku hepsinin sinirlerini sakatlamıştı. Savaşan askerleri paniğe uğratmasınlar diye hemen cephe gerisine postalandılar. Yunan ordusuna bir yararları dokunmadı. K†‹†K ADATEPE'de son dakikaya kadar disiplinlerini koruyan az sayıda Yunan askeri vardı. Bunlar arkadaşlarının ka‡abilmeleri i‡in kendilerini feda ediyorlardı. T‚rk birlikleri bu son ‡ırpınışı da kırdılar ve karanlıkta birbirlerine zarar vermemek i‡in durdular. Facianın ‚zerine katran karası bir gece indi. Yağmur daha da şiddetlenmişti. Sağ kalmış on bine yakın subay ve asker, eşya ve cephane y‚kl‚ katırlar, 12 dağ topu ve silahlarıyla, sessizlik i‡inde, Kızıltaş vadisine doğru ‡ekildiler. Bu selin i‡inde kolordu ve t‚men komutanları da vardı. T‚rk Alayı'nın 3-4 km. kuzeyinden ge‡erek vadiye girdiler.24a Gelenlerin ‡ok kalabalık olduğunu g•ren k•yl‚ler saklandılar. S‚variler Kızıltaş vadisinin bittiği yerdeki ge‡itte bekliyorlardı.
EMPERYALİSTLERİN donattığı, emperyalizmin y•nlendirdiği Yunan ordusu ezilmişti. T‚rkiye i‡in yepyeni bir d•nem başlıyordu. Falih Rıfkı Atay 30 Ağustos zaferi i‡in ş•yle yazacaktı: "Nemiz varsa, eğer bağımsız bir devlet kurmuşsak, h•r vatandaşlar olmuşsak, şerefli insanlar gibi dolaşıyorsak, yurdumuzu Batının pen„esinden, vicdanımızı ve d•ş•ncemizi Doğunun pen„esinden kurtarmışsak, şu denizlere bizim diye bakıyor, bu topraklarda ana bağrının sıcaklığını duyuyorsak, belki nefes alıyorsak, hepsini, her şeyi 30 Ağustos zaferine bor„luyuz" 24b
BUG†N 2. Ordu'ya bağlı Ge‡ici S‚vari T‚meni de K‚tahya'ya girmiş, ‡ılgınca karşılanmıştı. Sağ yanı a‡ık kalınca, Eskişehir'deki †‡‚nc‚ Kolordu'nun durumu tehlikeye d‚şt‚. General Sumilas, "Bir vuruşta koca orduyu ‚‡e ayırdılar.." dedi, "..artık tutunamayız. Ordudan izin isteyerek, biz de geri ‡ekilelim." Kurmay Başkanı ayağa kalktı: B‚y‚k Taarruz 645 "Galiba Anadolu maceramız sona eriyor." "Bence sona erdi bile." 31 AĞUSTOS SABAHI Başkomutan, Fevzi Paşa, Afyon'dan gelmiş olan İsmet Paşa savaş alanını gezdiler. Ruşen Eşref de birlikteydi. Hava a‡ılmıştı. Her yan alan iki kolordu ve beş t‚menin topları, kimi yanmış, kimi sağlam kamyon ve otomobiller, arabalar, binlerce silah, gere‡, sandık ve eşya, pek ‡ok yaralı, ceset ve ceset par‡asıyla doluydu. Sıhhiyeciler yaralıları ve cesetleri topluyor, veterinerler ağır yaralı hayvanları acı ‡ekmesinler diye vuruyorlardı.25
İki yandan kalabalık esir kafileleri ge‡iyordu. Bir g‚n •ncenin korkusu g•zbebeklerine işlemişti. ˆevre dağlar, tepeler, vadiler, b•yle ka‡aklarla doluydu. Birlikler buraları tarayıp ka‡akları topluyorlardı. Başkomutan İsmet Paşaya, "Bundan sonra ne yapmayı d‚ş‚n‚yorsun?" diye sordu. 646 Şu ˆılgın T‚rkler / T‚rk B‚y‚k Taarruzu
Yunan esirleri
"D‚şmanın alabileceği her t‚rl‚ •nlemi felce uğratacak şekilde ve hızla, orduyu hi‡ durmadan İzmir'e y‚r‚tmeyi d‚ş‚n‚yorum." İsmet Paşa Yunanlıların Trakya'daki t‚menlerini Anadolu'ya getirterek İzmir •n‚nde bir savunma mevzii kurmalarından, bu arada İngilizlerin işe karışmalarından ‡ekiniyordu. 2. Ordu Yunan †‡‚nc‚ Kolordusu'nun yolunu kesecek şekilde kuzeye y‚r‚t‚lebilir, o kolordu da esir alınabilirdi ama ama‡ bu değildi: Ama‡ zaferi tehlikeye d‚ş‚rmeden, vatanı bir an •nce geri almaktı.26 M. Kemal Paşa bu d‚ş‚nceyi onayladı. Kalıntıların i‡inde, yerde bir Yunan sancağını g•r‚nce, "Yerden kaldırın!" dedi. Yaver Muzaffer, sancağı yerden alıp bir topun ‚zerine bıraktı.27 30 AĞUSTOS akşamı Kızıltaş vadisine ‡ekilmiş olan Trikupis-Digenis grubu, b‚t‚n gece, yağmur altında karmakarışık y‚r‚m‚ş, sabaha karşı s‚varilerin ve k•yl‚lerin ateşini yiyerek epeyce kayıp vermiş, dağılıp iki kola b•l‚nm‚şt‚: B‚y‚k Taarruz 647 General Dimaras ile 12. T‚men Komutanı Albay Kalidopulos kolu, yaklaşık bin kişiydi. Trikupis-Digenis kolu ise altı-yedi bin subay ve erden oluşuyordu. İki grubun da yiyeceği yoktu. ˆevreyi tanımıyorlardı. Kılavuz bulamıyorlardı. B‚t‚n k•yl‚ler k•yleri boşaltıp uzağa ‡ekilmişlerdi. Ağa‡ yaprağı, ot yiyerek Murat Dağı'mn vadileri arasında dolaşıp duracaklardı. İlk ‡emberden kurtulmuşlardı ama b‚y‚k ‡emberden kurtulmak m‚mk‚n değildi. BAŞKOMUTAN'dan "İleri!" emrini alan Birinci Kolordu karşısında General Frangos kuvvetlerinin direnmesi m‚mk‚n değildi. 1 Eyl‚l g‚n‚ Uşak'ı da bırakarak daha batıya ‡ekildiler. Buralı Rumlar da uzun bir katarla İzmir'e g•‡mek ‚zere Uşak'tan ayrılmışlardı. Katar, vagonların ‡atılarına kadar insan ve eşya ile doluydu. Askerler ‡ekilirken Uşak'ı yaktılar. İzmir'e kadar yollarının ge‡tiği her yeri, t‚m binaları, camileri, mescitleri yakıp yıkacaklardı. Bağları bile yakmaya ‡alışıyorlardı. Ama‡lan geride kullanılamaz, yaşanamaz bir yangın yeri bırakmaktı.27a İlk T‚rk birliği saat 18.00'de Uşak'a girdi. Ordu ve halk sevinmeyi sonraya bırakarak şehri kasıp kavuran yangınları s•nd‚rmeye koştular.28 Birinci Kolordu Komutanı Albay İzzettin ˆalışlar, iki yıl •nce Uşak'ı Yunanlılara terk etmek zorunda kalan birliğin komutanıydı. Talih ona kaybettiği şehri geri alma mutluluğunu yaşatmıştı. YUNANLILAR Eskişehir'i boşaltarak geriye ‡ekiliyorlardı.
Panayot'un birliği sona kalmıştı. Şehirden ‡ıkmadan •nce evleri yağmalayıp yakıyorlardı. Savaşmayı iyice •ğrenmiş olan Panayot sonunda birka‡ T‚rk •ld‚rebilmişti. Arka ‡antasına sığacak k‚‡‚k ama değerli birka‡ şey bulabilmek ‚midiyle b‚y‚k‡e bir eve daldı. Ev sahiplerinin ‡oğu şehir dışına ka‡mıştı. Burası da boştu. Dışından sade, i‡inden s‚sl‚, g‚zel bir Eskişehir eviydi. †st kata ‡ıktı. Odalardan birinde ceviz bir sandık buldu. Evin kızının ‡eyiz sandığıydı herhalde. Arka ‡antasını oyalar, kumaş par‡aları, dantellerle 648 Şu ˆılgın T‚rkler / T‚rk B‚y‚k Taarruzu doldurdu. Hızla aşağı inip sokağa ‡ıktı. Ge‡ kaldığını anladı. T‚rk askerleri şehre girmişlerdi. Teslim oldu. Bir yıl sonra k•y‚ne d•n‚nce, sevgilisinin nefret ettiği bir adamla evlenmiş olduğunu g•recek, •lmediğine yanacaktı. BUG†N General Dimaras-Albay Kallidopulos grubunun takati t‚kendi. A‡lık, yorgunluk ve korku hepsini ‡ok sinirli yapmış, bazıları hayaller g•rmeye başlamıştı. ı 2. Ordu'dan k‚‡‚k bir birliğe rastladılar/ onlar da hi‡ ‡atışmadan teslim oldular. / Sırada Trikupis grubu vardı. H†K†MET Kral'ın başkanlığında, Tatoi Sarayı'nda toplanmıştı. Panik halindeydiler. Ordunun durumu hakkındaki s•ylentiler ‡ok korkutucuydu. Şehirler bir bir elden ‡ıkıyordu. Teodokis, "Dikkafalı aptal Hacianesti ile bu iş y‚r‚mez." dedi, "..d‚şman ‡ok hızlı ve g‚‡l‚. Onu ancak yeni ve iyi bir komutan durdurabilir." "Kim?" Stratigos atıldı: "Bence General Trikupis." Baltacis ‡ok huzursuzdu: "Ya o da durduramazsa? D‚şman İzmir'e akıyor." "Bir •neriniz mi var?" "Evet efendim. İngiltere aracılığıyla derhal m‚tareke isteyelim. Hi‡ olmazsa İzmir elimizde kalır. Yoksa bu gidişle İzmir'i de kaybedeceğiz." Başbakan Protopapadakis, "Œneriye katılıyorum" dedi. Elleri titriyordu. Bakanlar da kabul ettiler. M‚tareke isteği Kral'a da uygun gelmişti. Bu yolla Anadolu'dan s‚p‚r‚lmeyi •nleyebilirlerdi. Onayladığını belirtti. Savaş Bakanı Teotokis'e, "General Trikupis'in atama kararnamesini hazırlayın.." dedi, "..Telsizle arayarak Başkomutanlığa atandığını bildirin." "Peki efendim." 29 B‚y‚k Taarruz 649 YUNAN SAVAŞ BAKANLIĞI General Trikupis'i telsizle s‚rekli aramaya başladı. Bu mesajı T‚rk telsizcileri saptadılar ve Cephe Komutanlığına bildirdiler. General Trikupis ve yanındakiler, bu sırada, Kızıltaş vadisinin ‡ıkışına yaklaşmışlardı. ‹ıkışta s‚varilere ‡attılar. Bine yakın kayıp vererek geri ka‡tılar. YUNAN H†K†METİNİN yenilgiyi kabul ederek m‚tareke i‡in arabulucuk istemesi Atina işg‚deri Bentick'ten başlayarak, aşama aşama b‚t‚n İngiliz y•neticilerini şaşkınlığa uğrattı. Haberi her •ğrenen ‡ığlık atıyordu: "Hayır!" "Hayır!!" "Hayır!!!" En ‡ok şaşıran, ‚z‚len, kızan ve bağıran da Lloyd George olacaktı: "Bu benim iflas etmem demektir." T‚rk ordusunun bu kadar kısa zamanda, İngiliz subaylarının 'm‚kemmel bir savaş makinesi' diye •vd‚kleri Yunan ordusunu ezmiş olmasına inanamıyorlardı.
Yunan dileği, T‚rklere ulaştırılmak ‚zere İstanbul Y‚ksek Ko-miserliği'ne bildirildi. Y‚ksek Komiserlik de Ankara'ya bildirecekti ama Ankara cevap vermeyecekti. Sir Harold Rumbold General Harington'a sitem etti: "Bana bir s‚rpriz beklemediğinizi s•ylemiştiniz." "T‚rkler hepimizi gafil avladılar." Rattigan ‡ok sinirliydi: "Bu adamları durdurmak i‡in bir şeyler yapmalıyız. Yoksa Yunanlılarla birlikte biz de yenilmiş olacağız." Harington "Yunanlılara cesaret vermesi i‡in İzmir'deki bağlantı subayımıza telgraf g•nderdim.." dedi, "..Hacianesti Trakya'dan bir t‚men ‡ekti. Bu t‚menin de yardımıyla T‚rkleri Alaşehir hattında durdurabileceklerini sanıyorum." Sir Harold Rumbold homurdandı: "Umarım." 30 650 Şu ˆılgın T‚rkler / T‚rk B‚y‚k Taarruzu Bu zafer yalnız İngilizleri değil, Padişah'ı ve İstanbul h‚k‚metini de ‡ok sarsmıştı. Bu zaferin T‚rkiye'de yepyeni bir d•nem a‡acağı belliydi. GENERAL HACİANESTİ Trakya'da bulunan bir t‚meni, Fran-gos kuvvetlerini takviye etmesi i‡in ger‡ekten İzmir'e getirtmişti. Ama t‚men savaşmak istemiyordu. İzmir'de karaya ‡ıkmayı reddetti. T‚men Komutanı General Skarlatos, ordu karargŠhına gelerek durumu bildirince General Hacianesti ‡ıldırdı: "Ne demek? Derhal gemiye d•n, ‡ek silahını ve ‡ıkmayı reddedenleri vur! General, bu t‚men karaya ‡ıkacak ve cepheye gidecek!" General Skarlatos, "Bunlar karaya ‡ıksalar bile.." dedi, "..cepheye gitmez, İzmir'i yağmalamaya koyulurlar. Yenilgiyle ilgili haberler t‚menimi bir s‚r‚ haline getirdi. Zora baş vurarak bu haydutları karaya ‡ıkarmam i‡in ısrar ediyor musunuz?" "Hepinize lanet olsun!" 31 İZMİR'e y‚r‚yen k‚‡‚k ka‡ak grupları yiyecek istemek i‡in yolları ‚zerindeki k•ylere uğruyor, ayak ‚st‚ bir şeyler yiyip yola d‚ş‚yorlardı. Kimi yerlerde k•yl‚ler silahla karşı duruyor ya da ‡eteler bu ka‡akları ‡evirip temizliyorlardı. Savunmasız Kuzuluk K•y‚'ne yirmi ka‡ak geldi. K•yl‚ler ‡eşme •n‚nde toplanmış dertleşiyorlardı. Yunanlıların geldiklerini g•ren bir kız korku i‡inde evine ka‡tı. ݇eri girip kapıyı ve tek pencerenin kepengini kapadı. Yunan askerlerinden biri g‚zel kızı fark etmişti. Kapıyı, kepengi zorladı ama a‡mayı, kırmayı başaramadı. Bir arkadaşı yanaştı: "O g‚zel kızı istiyor musun?" "İstemez miyim? Taze incir gibi." "Œyleyse evi ateşe ver. Dışarı ‡ıkar." "Akıllısın." Kapının •n‚ne saman yığıp ateşledi. Alevler az sonra evi sardı. Annesi kıza dışarı ‡ıkması i‡in, Yunanlıya kıza dokunmaması i‡in yalvarıyordu. K•yl‚ler uzakta toplanmış ağlaşmaktaydılar. B‚y‚k Taarruz 651 Durum ka‡akları eğlendiriyordu. Kız az sonra, yanmamak i‡in ya kapıdan, ya pencereden dışarı atacaktı kendini ve asıl eğlence o zaman başlayacaktı. Keyif i‡inde beklediler. Kız dışarı ‡ıkmadı, evle birlikte yandı. TRİKUPİS-DİGENİS grubunun dağ şartlarına ve a‡lığa dayana-bilme g‚c‚ kalmamıştı. Subayların ‡oğu, askerlerin t‚m‚ teslim olmak istediler. General Trikupis bu isteğe bir s‚re karşı koyduysa da askerin kesin tavrı karşısında teslim olmayı kabul etmek zorunda kaldı. Kılıcını kırdı. General Digenis ve 13. T‚men Komutanı Albay Kaimbalis, iki kolordunun ve beş t‚menin
kurmay başkanları, kurmayları, top‡u komutanları, 580 subay, 4.985 er, 100 makineli t‚fek ve 12 dağ topuyla, Minkarip adlı k‚‡‚k bir k•yde, 1. Ordu'dan bir birliğe teslim oldular.32
Esir Yunan Ba ş komutan ı General Trikupis 652 Şu ˆılgın T‚rkler / T‚rk B‚y‚k Taarruzu
BAŞKOMUTANLIK, Genelkurmay, Batı Cephesi, 1. Ordu ve D•rd‚nc‚ Kolordu Komutanlıkları karargŠhları Uşak'a yerleşmişlerdi. Uşak hŠlŠ t‚t‚yor ve şehrin ‚zerine k‚l yağıyordu. Uşak'a getirilen esirler kafilesi yanık kokusu ve yangın kalıntılarıyla dolu yollardan ge‡mekteydi. Kafilenin •n‚nde iki kolordu komutanı, ‚‡ t‚men komutanı, arkalarında kolordu ve t‚menlerin kurmay başkanları, ‚st r‚tbeli subaylar, bunların da arkasında y‚zlerce karargŠh ve birlik subayı vardı. Yolların iki yanına, esirleri Uşaklıların tepkilerinden korumak i‡in askerler dizilmişti. Acı ve •fke dolu kadın ve erkekler, askerlerin arasından bağırıyor, k‚frediyor, yumruk sallıyor, y‚zlerine t‚k‚-remedikleri i‡in yere t‚k‚r‚yorlardı. Bir‡ok subayın y‚z‚ne, y‚z yıl ge‡se bile silinmeyecek bir korku sinmişti. Askeri protokol gereği, galip ordunun komutanları, sadece iki kolordu komutanını, Cephe Kurmay Başkanı da kolordu ve t‚men kurmay başkanlarını kabul edecekti. G•revliler •nce kurmay başkanlarını kafileden ayırıp Batı Cephesi Kurmay Başkanı Albay Asım G‚nd‚z'‚n odasına getirdiler. Yangınlar, yağmalar, cinayetler y‚z‚nden Asım Bey ‡ok kızgındı. Elini vermedi. "Oturun" demedi. Nefretle bakarak, "Sizleri.." dedi, "..askerlik ve insanlık kaideleri i‡inde savaşan d‚zenli bir ordunun kurmayları diye mi, yoksa ahlak ve kanun dışı, kanlı bir ‡etenin mensupları olarak mı karşılamak lazım? Teredd‚t i‡indeyim." 33 General Trikupis ve Digenis'i •nce D•rd‚nc‚ Kolordu Komutanı Kemalettin Sami Bey, sonra 1. Ordu Komutanı Nurettin Paşa, daha sonra Cephe Komutanı İsmet Paşa kabul etti. İsmet Paşa, kısa bir konuşmadan sonra, iki kolordu komutanını, M. Kemal Paşa'nın huzuruna g•t‚rerek Paşa'ya takdim etti. ESİRLER Başkomutan'ın masasının karşısındaki iki iskemleye oturdular. Trikupis biraz daha din‡ g•r‚n‚yordu. Digenis bitkindi. Başkomutan sağına Fevzi Paşayı, soluna İsmet Paşa'yı almıştı. Savaştan konuştular. Salonun sonundaki aralıkta Halide Edip Hanım, Ruşen Eşref, Mahmut Bey, yaverler ve bazı kurmaylar, derin bir dikB‚y‚k Taarruz 653 katle bu tarihi sahneyi izlemekteydiler. †‡ yılda nereden nereye gelinmişti? O şamatacı,
acımasız, kibirli Yunan ordusunun yerinde yeller esiyordu. Œzerk İyonya y•netimi de, Bizans İmparatorluğu'nu diriltme h‚lyası da tarihe karışmıştı. M. Kemal Paşa konuşmanın sonunda, "Hacianesti yerine Başkomutanlığa atandığınızı biliyor musunuz?" diye sordu. "Hayır." "Bildirmek i‡in telsizle sizi arıyorlardı." "Durumumuz bu işte Mareşalim. Y•netim her zaman olayların gerisinde kaldı. Sonu‡ da tabii b•yle oldu." Utan‡ i‡inde •n‚ne baktı. "†z‚lmeyin General. Siz vazifenizi yaptınız. Artık misafirimiz-siniz.." Ayağa kalktı. Œtekiler de kalktılar. İki general, Mareşal Gazi M. Kemal Paşa'nın karşısında esas duruşta durdular. "..Sizin i‡in bir şey yapabilir miyim?" "Eşime sağ olduğumun bildirilmesini rica ederim. Kendisi İstanbul'da." Başkomutan İsmet Paşaya, "Gerekeni yapın" dedi. Esir Generaller, M. Kemal Paşa'yı derin bir saygıyla selamlayıp ayrıldılar.34 TEĞMEN ŞEVKET EFENDİ'nin g‚ncesinden: "Uşak'tan ge„iyoruz. Şehrin girişinde, Sakarya Savaşı'nda şehit olan Y•zbaşı Basri Bey'in annesi oğlunu arıyordu. Bana da 'Basrim nerde?' diye sordu. Sendeledim. Sarardım. Doğruyu sƒyleyemedim, 'Arkadaki alayda' dedim. Kadıncağız sevin„ i„inde geriye y•r•d•. Hepimiz ağladık. Bir anneyi bƒyle bir yalanla oyaladığım i„in kendimi hi„ bağışlamadım" 34a 1. ORDU KOMUTANI, İkinci Kolordu'yu bug‚ne kadar ihtiyat kuvveti olarak savaş dışında tutmuştu. Bug‚n İkinci Kolordu'yu da cepheye s‚rerek savaşa soktu. 4. T‚men'den Œmer ˆavuş'un beklediği an gelmişti sonunda. Takımını ‡ok iyi hazırlamıştı. Askerini topladı: 654 Şu ˆılgın T‚rkler / T‚rk B‚y‚k Taarruzu
"Bana bakın! Sekiz ay durmadan eğitim yaptık. B‚t‚n o ‡alışmalar işte bug‚n i‡indi." Œğleden sonra savaşa girdiler. G•rd‚kleri eğitimin hakkını verdiler. Karşılarındaki birliği ezip dağıttılar. D‚şman d•k‚nt‚lerini toplayarak ilerlediler. İyi yer tutan bir Yunan art‡ı birliği ilerlemelerini durdurdu. Bir tepeye yerleşip ateş savaşına başladılar. İki yan da cephaneye kıyıyordu. Savaş alanında duyulması imkŠnsız sesler işiten Œmer ˆavuş geriye baktı, inanamadı: Gen‡, yaşlı k•yl‚ler, ellerinde g‚ğ‚mler, testiler, i‡i tepeleme ‚z‚m dolu sinilerle, savaşan askeri serinletmek i‡in kızgın savaşa aldırmadan, tepeye ‡ıkıyorlardı. Her yandan uyarılar yağdı: "Geri gidin!" "ˆekilin burdan!" "Ka‡ılın!" Duymadılar ya da dinlemediler. Getirdikleri ‡oban armağanla-rıyla savaşan askerlerin arasına dağıldılar. Œmer ˆavuş'un yanına se-kiz-dokuz yaşında, yeşil g•zl‚ bir kız sokulmuştu. Su dolu bir maşrapa uzattı: "Buyur ağam i‡, susamışsındır." Halkın can ve sevgi c•mertliği, Œmer ˆavuş'a dokundu, ağlayası geldi. Bu halk i‡in •lmeye değer diye d‚ş‚nd‚. Serseri mermilerden korumak i‡in elini k‚‡‚k kıza siper etti.35 YUNANLILAR ka‡ıyor, T‚rkler kovalıyordu. Bir T‚rk telsizi Yunan telsizlerine s‚rekli şu mesajı yollamaya başlamıştı: "Yunanlılar, tarihinizden utanın. Ka„mayın da savaşalım!" 36 2. T‚men Komutanı Albay Gonatas orduya şu raporu verdi: "İskelet halini almış birliklerin kalanı da saatten saate dağılmaktadır. Karmakarışık bir ka„ak s•r•s•, İzmir'e ulaşmaktan başka bir şey d•ş•nmeksizin batıya doğru akıp gidiyor. A„lık bu felaketi tamamlıyor!' 37 İzmir'i ka‡ak askerler ve g•‡menler kaplamıştı. Sokaklar onlarla doluydu. Metropolit
Hrisostomos T‚rklere karşı İzmir'i korumaları i‡in serseri ka‡aklara silah dağıtıyordu. Stergiadis Metropolit Hrisos-tomos'a ‡ıkıştı: B‚y‚k Taarruz 655 "Serserilere silah dağıtacağınıza, g•‡menlere yiyecek ekmek, kalacak yer bulun! İnsanca bir iş yapın!" 38 †‡‚nc‚ Kolordu kayıp ve esir vererek, zorlukla Bursa'ya doğru ‡ekilmekteydi.
Yunan esirleri
İSMET PAŞA Frangos kuvvetlerinin arkasını keserek bu kuvvetleri esir etmek ve işi bitirmek istiyordu. Telsizle S‚vari Kolordusu'na, Kula-Alaşehir hattını savunmaya hazırlanan Frangos kuvvetlerinin arkasına, Salihli'ye hareket etmesini emretti. İzmir'e ‡ekiliş yolu kesilecek olan Frangos kuvvetlerinin yapacağı tek şey teslim olmaktı. S‚vari Kolordusu'nun t‚menleri Kula ‚zerinden Salihli'ye hareket ettiler. Telsizle verilen emir, İngilizlerin b‚y‚k savaş gemilerinden birinin telsizi tarafından saptandı. İngilizler bu bilgiyi hemen Yunan Ordu KarargŠhına ge‡tiler. Ordu Frangos'a bildirdi. General Frangos gerekli •nlemleri alacak, kuvvetleri esir olmaktan kurtulacaktı.39 656 Şu ˆılgın T‚rkler / T‚rk B‚y‚k Taarruzu AKINCILAR, ‡eteler, k•yl‚ler, Yunanlılar i‡in cephe gerisini de cehenneme ‡evirmişlerdi. Ordu kurallara uyuyordu. Ama ‡eteler ve k•yl‚ler i‡in kural, halka k•t‚ davranmış Yunan subaylarını ve askerlerini yakaladık‡a temizlemekti. Yunanlılarla işbirliği yapanların b‚y‚k b•l‚m‚, g•‡en Rumlarla birlikte gidiyorlardı. Balıkesir şehrini Demirci Akıncıları geri aldılar. YUNAN H†K†METİ General Trikupis'in esir d‚şt‚ğ‚n‚ ancak 6 Eyl‚lde •ğrenebildi. Başkomutanlığa General Polimenakos'u atadı. General Valettas ve Albay Passaris g•revlerinden alınarak yerlerine Albay Pallis ve Albay Sariyanis getirildi. Kader bu iki iddialı kurmaya Yunan ordusunun ka‡ışını d‚zenlemek g•revini uygun g•rm‚şt‚. Gemi bulabilen İzmir Rumları Yunanistan'a ge‡meye başladılar. ˆEKİLİRKEN Alaşehir'i de b‚t‚n‚yle yakmışlar, halkın ‡oğunu, kadın-‡ocuk ayırmadan •ld‚rm‚şlerdi. Savaşı yine kıyıma ‡evirmişlerdi. Bir birlik i‡in i‡in yanan ateşleri s•nd‚rmeye ‡alışıyordu. Bir k•şede nasılsa sağ kalmış ‚‡beş kadın, birbirlerine sokulmuş, ışığı t‚kenmiş g•zlerle, bir zamanlar mutluluk ve ferah i‡inde yaşadıkları harabeye bakıyorlardı. Beş-on kişilik bir esir kafilesi ge‡ti. Giysileri par‡a par‡a, dudakları şiş, y‚zleri kir i‡indeydi. ˆeşmeden su i‡mek istediler. Muhafız asker izin verdi. Esirler su i‡erken kadınlarda bir
hareketlenme oldu. Birbirlerine esirlerden birka‡ını g•stererek fısıldaştılar. Herhalde bu insan kalıntılarından bazılarını tanımışlardı. Birdenbire, •fke ‡ığlıkları atarak esirlerin ‚zerine atıldılar, se‡tikleri esirleri, anlatılamaz bir kin ve inanılmaz bir hızla paralayıp •ld‚rd‚ler. Kimse araya giremedi. B„y„k Taarruz 657 B†Y†K KOMUTANLAR Adala'daki 2. Ordu KarargŠhında, t•renle karşılandılar. Yakup Şevki Paşa M. Kemal Paşa'nın •n‚ne ge‡ti. Elini uzattı: "Paşam! Sen haklı ‡ıktın. Ver elini •peyim." M. Kemal Paşa sarıldı: "Estağfurullah. Ben sizin ellerinizden •perim." "Bu zafer senin azmin sayesinde kazanıldı." "Hayır Paşam, milletin gayreti, sizin emeklerinizle kazanıldı. Bu zafer hepimizin." Yakup Şevki Paşa, "Sana son bir kez daha itiraz edeceğim." dedi, "..Hayır! Benim gibilere kalsa daha yerimizde sayıyorduk. Sen bu millete Allah'ın bir l‚tfusun." 4” İSTANBUL'da işgal kuvvetleri komutanları toplantı halindeydi. T‚rk ilerleyişini g•steren durum haritasına bakan General Charpy, "S‚variler yarın İzmir'e girer" dedi. "Bu hızla piyadeler de." "On d•rt g‚n i‡inde iki y‚z elli bin kişilik bir orduyu hemen hemen yok edip 400 km. yol almak, olağan‚st‚ bir olay." Harington i‡ini ‡ekti: "Tarihin en b‚y‚k ‡•k‚nt‚lerinden biri bu. Bunu ger‡ekleştiren ordu birka‡ g‚n sonra ‹anakkale'de tarafsız b•lge sınırına dayanacak." ma "O zaman ne yapacağız?" "Hamlet'in dediği gibi: İşte sorun bu." İSMET PAŞA, 'alınan top sayısının 300'‚, esir sayısının 15.000'i ge‡tiğini, bu sayının s‚rekli arttığını' a‡ıklamıştı. Fevzi Paşa da 'Yunan ordusunun can kaybının 100.000 olarak hesaplandığını' s•yledi. Bir sessizlik oldu. M. Kemal Paşa, "Savaşmak istemedik." dedi, "..davamızı g•r‚şme yoluyla ‡•zmek i‡in her yola başvurduk. Yusuf Kemal Bey'i, Fethi Bey'i Avrupa'ya yolladık. Barış istememizi zaafımıza yordular. Sonu‡ alamadık. Vatanımızı kurtarmak i‡in silaha sarıldık. Bu dehşeti atlattıktan sonra, bir g‚n Yunanlıların da ger‡ekleri anlayacaklarını ve 658 Şu ˆ‚gın T‚rkler / T‚rk B‚y‚k Taarruzu dost olacağımızı d‚ş‚n‚yorum. ˆ‚nk‚ bizim insanımız kinci değildir, barışın değerini bilir. Barıştan g‚zel ne var?" 41 HALİDE EDİP HANIM, Ruşen Eşref Onaydın ve Binbaşı Kemal Bey otomobille Adala'ya yetişmeye ‡alışıyorlardı. Binbaşı birden, şof•re, "Dur!" diye bağırdı. Araba yavaşlayıp durdu. Binbaşının dikkatini esir bir Yunan subayını geriye g•t‚ren bir asker ‡ekmişti. Yunan subayı eşeğe binmişti. Asker yayaydı. Asker binbaşıyı g•r‚nce selam verdi. Yunan subayı eşekten indi. Hasta suratlı biriydi. "Kim bu?" "Bir esir." "Nereye g•t‚r‚yorsun?" "Geriye. Alay karargŠhına." Binbaşı kızdı: "Ulan sen bunun seyisi misin, hizmet eri misin? Hayvana sen bin, o y‚r‚s‚n." Asker, ‚‡‚n‚n de y‚reğini titreten bir i‡ temizliğiyle, "Hi‡ olur mu komutanım.." dedi, "..o şimdi ocağından kopmuş bir gurbet adamı. Misafir. Bana emanet." Binbaşı g•zlerinin dolduğunu belli etmemek i‡in başını ‡evirip şof•re, "Y‚r‚!" diye bağırdı. Araba hareket etti. Asker selam durdu. Sonra Yunan subayına eşeğe binmesini işaret etti:
"Haydi bin ‡orbacı. Akşam karavanasına yetişelim. A‡ kalma." Yola d‚şt‚ler.42 T†RKİYE bir b‚y‚k bayram yerine, T‚rkler bayram ‡ocuklarına d•nm‚şt‚. B‚t‚n İslam ‚lkelerinde ve s•m‚rgelerde de T‚rk zaferi kutlanıyordu. Gandhi ‡arpıcı bir deme‡ verdi: "Haydi beni bir daha tutuklaym İngilizler! Ama tutuklamak ve •ld‚rmekle iş bitmiyor. İşte, •ld‚ sanılan T‚rkler, cenaze t•renleri i‡in hazırlanan tabutlarını kaatillerinin başlarına ge‡irdiler." Mehmet Ali Cinnah da Londra'da bir basın toplantısı yaparak şunları s•yledi: B‚y‚k Taarruz 659 "İngiliz h‚k‚meti barış i‡in Mustafa Kemal Paşa'ya yardımcı olabilirdi. Ama olmadı. Tersine savaşı k•r‚kledi. Biz Hint M‚sl‚manları, o kazansın diye durmadan dua ettik. Şimdi de kazandığı i‡in Allah'a hamdediyoruz. Kazanan yalnız Mustafa Kemal Paşa değildir, b‚t‚n esirler d‚nyasının zaferidir bu. Zindabat Mustafa Kemal!" 43 TATOİ SARAYI'nın loş salonunda Kral ve Başbabakan Protopa-padakis oturuyorlardı. Protopapadakis, "Ordu ka‡ıyor.." dedi, "..H‚k‚metim dağıldı, toplayamıyorum. Atina ka‡ak g•‡menlerle doluyor. Panik her yana yayılıyor. Belki Kalogeropulos gibi tecr‚beli birinin kuracağı yeni bir h‚k‚met duruma hŠkim olabilir efendim." Sustu. İzmir'de durum korkun‡tu. Askerler, askeri y•netim, Stergiadis, Naipzade Ali, Belediye Başkanı Hacı Hasan Paşa, işbirlik‡i T‚rkler, Rum cemaati •nderleri, hepsi, İzmir'i terk etmişlerdi. 8 Eyl‚l gecesi İzmir h‚k‚metsizdi. Silah seslerinden ve bağırışlardan arka ve ara sokaklarda ‡atışmaların olduğu anlaşılıyordu. MANİSA MİLLETVEKİLİ S‚reyya Yiğit ile Mediha Hanım'ın d‚ğ‚nleri de, 8 Eyl‚l akşamı, Dikmen'de yapıldı. Ankara'da 200 davetliyi alacak bir yer yoktu. S‚reyya Bey'in evinin b‚y‚k‡e bah‡esine ‡adırlar, ‡ardaklar kuruldu. Bir saz takımı tutuldu. G‚nd‚z nikŠh kıyıldı. Akşam Başbakan Rauf Bey, bakanlar, bir‡ok milletvekili ile yakın komşular gelmeye başladılar. Ailesi Ankara'da olanlar aileleriyle geliyorlardı. ˆok g‚zel bir yaz gecesiydi. Z‚beyde Hanım da Fikriye ile geldi. Hanımlar ve erkekler karşılıklı oturdular. Haremlik selamlık, ka‡ g•‡ gibi Šdetler bitiyordu. D‚ğ‚n başladı. Sofralar kuruldu. Zafer haberleri dolayısıyla herkes neşeliydi. D‚ğ‚n neşe i‡inde s‚rerken bir s‚vari geldi. Başbakana bir telgraf getirmişti. Başbakan telgrafı okudu, M. M‚fit Bey e uzattı, o 660 Şu ˆılgın T‚rkler / T‚rk B‚y‚k Taarruzu
da g‚lerek okuyup Yunus Nadi Bey'e uzattı. Kalabalık ‡ok meraklan-mıştı: "Ne oluyor?" Telgraf T‚rk s‚varilerinin İzmir yakınında olduklarını, sabah İzmir'e gireceklerini bildiriyordu. Topluluk sevin‡ten ‡ılgına d•nd‚. Erkekler bellerindeki tabancaları ‡ekip havaya ateş etmeye başladılar. Dikmen'den ve şehirden de cevaplar geldi. Saz takımı İzmir marşını ‡almaya başladı. Haber şaşırtıcı bir hızla yayıldı. ‹evredeki halk d‚ğ‚n evine koştu. Bunları, 'Dikmen'de millet d‚ğ‚n‚ olduğunu duyan' şehirliler izleyecekti. Kimse uyumadı, silah sesleri, sevin‡ naraları, davul zurna sesleri susmadı. Davetli sayısı sabah binleri aşmış, bah‡eye sığmamış, Dikmene yayılmıştı. Kimi getirdiği koyunu kesiyor, kimi ateş yakıyor, kimi evinde ikram edilecek ne varsa alıp getiriyor, ortaya sa‡ıyordu. S‚reyya Bey'in 'acaba g‚zel bir d‚ğ‚n olur mu' diye kaygılandığı d‚ğ‚n, unutulmaz bir millet d‚ğ‚n‚ olmuştu. Kimse dağılmadı. İzmir'den haber beklediler.43a
S†VARİ KOLORDUSU 9 Eyl‚l Cumartesi sabahı iki kol halinde marşlar s•yleyerek İzmir'e y‚r‚meye başladı. 1. ve 2. S‚vari T‚menleri Bornova-İzmir yolunda ilerliyorlardı. Hava mis gibi İzmir kokuyordu. , Direnen k‚‡‚k birlikleri kılı‡tan ge‡irerek İzmir'e girdiler. Œnde 2. T‚men'den 4. Alay'in Komutan Yardımcısı Y‚zbaşı Şeref İzmirli ve birliği vardı. Kader bu y‚zbaşıya da, o kadar istediği 'İzmir'e ilk giren s‚vari' olmak mutluluğunu nasip etmişti. Œnc‚y‚, t‚menin •b‚r alayları izledi. Binlerce s‚vari, kılı‡ ‡ekmiş olarak, kordonboyunu doldurmuş ka‡ak Yunanlı askerler, g•‡menler, Rumlar, Ermeniler, vatandaşlarını korumak i‡in karaya ‡ıkmış olan İngiliz, Fransız ve İtalyan subay ve askerleri ile bağıran, dua eden, ağlayan T‚rklerin arasından, minarelerden yağan sala sesleri altında, d•rtnala, nallarından kıvılcımlar sa‡arak, heybet ve haşmetle ge‡tiler. H‚k‚met konağına T‚rk bayrağını Y‚zbaşı Şeref, Kışlaya Y‚zbaşı Zeki Doğan, Kadifekale'ye Asteğmen Besim ‡ekti.44 B‚y‚k Taarruz 661 - Kendinden ge‡miş İzmirliler Konak Meydanı'nı doldurmaya başladı. S‚vari Kolordusu Komutanı Fahrettin Paşa, karargŠhı ve 14. S‚vari T‚meni ise, Menemen yolundan geldiler. Karşıyaka'nın yahbo-yuna ‡ıkmak i‡in denize inen sokaklardan birine girdiler. İzmirliler bug‚n i‡in sakladıkları bayrakları ‡ıkarmışlardı. Her yer bayraktı. Gen‡ kızlar pencerelerden s‚varilerin başına ‡i‡ek, konfeti, g‚lsuyu serpiyor, gelin telleri atıyorlardı. Kaldırımları dolduran halk, ağlıyor, alkışlıyor, ‡ılgınca bağırıyor, bazıları komutanların, s‚varilerin ‡izmelerini, •zengilerini •pmeye ‡alışıyordu. Sokağın yalıboyuna a‡ılan ağzında uzun boylu bir g•lge belirdi. Fahrettin Paşa'nın g•zleri doldu. Annesiydi bu. Atından atlayıp koştu. Kucaklaştılar: "Fahrim!" "Anam!" Karşıyaka iskelesinin yanına bir dağ topunu yerleştirdiler. 21 pare atışla g‚zel İzmir'i selamdılar.45 B†Y†K KOMUTANLAR Belkahve'den d‚rb‚nle G‚zel İzmir'e bakıyorlardı bu sırada. M. Kemal Paşa nice sonra d‚rb‚n‚ indirdi. Y‚z‚ne akşam g‚neşinin altın ışığı vuruyordu, İsmet Paşa'ya, "Biliyor musun, bir r‚ya g•rm‚ş gibiyim" dedi.46 "Haklısın. Bu kadar mucize, olağan‚st‚l‚k, harikalık ancak bir r‚yada yaşanabilir." Hava kararana kadar Belkahve'de kaldılar. Nif'e (yeni adı Kemal Paşa) d•nd‚ler. Tek katlı bir ev M. Kemal Paşa i‡in hazırlanmıştı. Paşa'yı girişteki sofada beyaz baş•rt‚l‚ kadınlar karşıladılar. Hayal gibiydiler. Diz ‡•kt‚ler, sarılıp dizlerinden •pt‚ler, baş•rt‚lerinin ucuyla ‡izmelerinin tozunu alıp s‚rme gibi g•zlerine s‚rd‚ler. G•zlerinden minnet yaşları akarak kalktılar, el bağladılar. B‚y‚k gaz lambalarının aydınlattığı bir odanın kapısı a‡ık duruyordu. Gazi Paşa, Fevzi Paşa, İsmet Paşa, Mahmut Soydan, Halide Edip Hanım, Ruşen Eşref ve Salih Beyler odaya girdiler. Halı kaplı al‡ak sedirlere oturdular. 662 Şu ˆılgın T‚rkler / T‚rk B‚y‚k Taarruzu
Hayal kadınlar tepsilerle yemek taşıdılar. M. Kemal Paşa'ya, bir k‚‡‚k tepsi i‡inde i‡ki de getirdiler. Teşekk‚r edip geri g•nderdi. Daha i‡ilecek zaman değildi. Bir sevin‡ yorgunluğu ‡•km‚şt‚ ‚zerlerine. Paşa, "Yahu.." dedi, "İzmir'e girdiğimiz akşamdır bu. Bu kadar sessiz oturulur mu? Bari şarkı s•yleyelim." Kendi bir şarkıya başladı: "Yine bir g€lnihal..." Bilenler neşeyle katıldılar.47 AKŞAM gazetesinin •n‚, itişen, ‡ekişen, kaynaşan, bağıran İstanbullularla doluydu. Ordunun
İzmir'e girdiğini yazan gazete kapışılıyordu. Manşet ş•yleydi: "Elhamd•lillah İzmir'e kavuştuk" Falih Rıfkı Atay ikinci kattaki odasında, Yakup Kadri'ye telefonla bilgi veriyordu: "Hi‡ durmadan basıyoruz, yetiştiremiyoruz. Halk ‡ılgın gibi kapışıyor. Gerekirse sabaha kadar basacağız." 48 Gazete dağıtıcısı ‡ocuklar "İzmir'e girdik!" diye ‡ığlık atarak şehre yayılmışlardı. İstanbul en mutlu akşamlarından birini yaşamaktaydı.
Ak ş am gazetesinin man ş eti: "Elhamd ‚ lillah İ zmir'e kavu ş tuk" B‚yUk Taarruz 663
AYA FOTİNİ kilisesi tamamen doluydu. Ağlayanlar ‡oktu. Cenneti kendi elleriyle cehenneme ‡evirmişlerdi. Metropolit Hrisosto-mos'un sesi titriyordu: "Kardeşlerim! Tanrı, bu dar kapıdan ge‡memizi istiyor. Bizi acıyla tecr‚be, ateşle terbiye ediyor.." ݇eriye bayram eden T‚rklerin s•ylediği bir marş sızdı: "İzmir'in dağlarında „i„ekler a„ar Altın g•neş orda sırmalar sa„ar..'.' "..†midinizi kesmeyin. Dua edin..." Yakıcı bir haykırış kiliseyi ‡ınlattı: "Kako hronis nahis Georgis!" [Kahrolsun [Lloyd] George!) NİF'te şarkılar s‚r‚yordu. Fevzi Paşa s•ylenen şarkıları bilmediği i‡in katılamıyordu ama tempo tutarak neşeye ortak oluyordu. Binbaşı Seyfi Akko‡ kapı aralığından işaret ederek Salih Bo-zok'u dışarı ‡ağırdı. Salih Bozok on saniye sonra geri d•nd‚. Y‚z‚ •ğle g‚neşi gibi parlıyordu: "Bir •nc‚ birliğimiz de Bursa'ya girmiş." 49 Mahmut Soydan b‚t‚n sesiyle bir şarkıya başladı: "Bursa'nm ufak tefek taşları..'.' Hepsi yeni bir coşkuyla katıldılar. SAİT MOLLA bu gece evinde kalmaktan korktu, Rıza Tevfik'e geldi. †niversite •ğrencilerinin, Bakırk•y'de Cenap Şahabettin'in, Beyoğlu'nda Ali Kemal'in evinin •n‚nde toplanıp eğlendiklerini duymuş, sinirleri bozulmuştu. Konyak i‡iyor ve dertleşiyorlardı. ˆ•km‚ş haldeydiler. Dışardan sokaklara d•k‚lm‚ş T‚rklerin neşeli bağırtıları, g‚l‚şleri geliyordu. Sait Molla, "Birka‡ g‚n daha bekleyip İngilizlere sığınmaktan başka ‡are yok" dedi. "Evet, burası bizim i‡in bitti." Sait Molla inledi: "Yoksul T‚rk bunu nasıl başardı?" 664 Şu ˆılgın T‚rkler / T‚rk B‚y‚k Taarruzu
9 EYL†L g‚n‚ İzmir'de ne sıkıy•netim ilan edildi, ne sokağa ‡ıkma yasağı. S‚variler şehri denetim altına almışlardı. T‚rkler ge‡ saatlere kadar zaferi kutladılar. Şehir gece yarısından sonra sessizliğe g•m‚ld‚.
S‚vari Kolordusu'nun ağırlıkları geride kalmıştı. Gece saat 03.00'te İzmir'e girdi. Kolordunun bandosu da ağırlıklarla birlikte gelmişti. Denizi g•r‚r g•rmez bando aşka gelip İzmir Marşı'nı ‡almaya başladı. Şehir yeniden uyandı. Kutlamaya doymamış olan millet yeniden giyinip sokaklara d•k‚ld‚. Sabaha kadar eğlendiler.49a PAŞALAR 10 Eyl‚l 1922 Pazar sabahı İzmir'e geldiler. H‚k‚met konağına indiler. Konak Meydanı silme doluydu. Kurbanlar kesiliyor, halk bir an bile susmadan sevin‡ ‡ığlıkları atıyordu. Kalabalığın arasından ge‡irilip kışlaya g•t‚r‚len esirler "Zito Mustafa Kemal!" diye bağırıyorlardı. Metropolit Hrisostomos ka‡mamıştı. M. Kemal Paşa'yı g•rmek i‡in konağa geldi ama Nurettin Paşa ile g•r‚şebildi. Nurettin Paşa Hrisostomos'u azarladı, yerine bir vekil bırakarak g•revinden ‡ekilmesini istedi. * Hrisostomos konaktan ‡ıktı, meydandaki insan denizinin i‡ine karıştı. Halk Hrisostomos'u lin‡ etti. 50 BUG†N Peyam-ı Sabah gazetesinde de Ali Kemal'in son yazısı yayımlandı: "Gayeler birdi ve birdir" Mihran Ali Kemal'in ortaklığına da, yazılarına da son verdi. Damat Ferit de gizlice İstanbul'a gelmişti. Eşinin m‚cevherlerini, konakta bulunan y‚kte hafif pahada ağır k‚‡‚k eşyaları alıp yeniden ve sessizce Avrupa'ya ka‡acaktı. İKİNCİ KOLORDU KOMUTANI İzzettin ˆalışlar Paşa, kısa bir s‚re i‡in İzmir'e askeri vali olarak atandı. KarargŠhıyla h‚k‚met konağına yerleşti. Y‚zbaşı Faruk'u bekleyen binlerce ‡apraşık iş vardı. Onca işin arasında Y‚zbaşı Vedat'a 'iyi B‚y‚k Taarruz 665 olduğunu belirten' bir telgraf g•ndermeyi becerebildi. Y‚zbaşı Vedat bu bilgiyi Nesrine ulaştırırdı. Halk sevin‡ i‡inde ama g•revliler ateş ‚zerindeydi. ˆekilirken her yeri yakan Yunan/Rum karakteri, İzmir'i T‚rklere sağlam bırakır mıydı? Bu hainliğe fırsat vermemek i‡in herkes tetikteydi. M. KEMAL PAŞA, İzmirlilerin armağanı olan ‡i‡eklerle s‚sl‚ otomobille Karşıyaka'ya hareket etti. Bir gecelik olsun dinlenmeyi hak etmişti. Otomobilin •n‚nde ve arkasında mızraklı s‚variler vardı. Kordonboyu, eşyalarının başında bekleyen Rum g•‡menlerle doluydu. Œnlerinden bir zafer meşalesi gibi ge‡en M. Kemal Paşa'ya •fke ve hayranlıkla bakıyorlardı. O efsane insan şu sarışın, yakışıklı, gen‡ adam mıydı? Ah Hriste ke Panaya! KARŞIYAKALILARIN M. Kemal Paşa i‡in hazırladıkları evin •n‚, bah‡esi, beyaz baş•rt‚l‚, maşlahlı her yaştan kadınlar ve fesi atıp kalpak giymiş erkeklerle doluydu. Paşa'yı g•renler ağlamaya başladılar. Birka‡ basamakla ‡ıkılan mermer girişin ‚zerine bir Yunan bayrağı serilmişti. Paşa sordu: "Bu ni‡in?" Heyecan i‡inde a‡ıkladılar: "Kral kalacağı eve, bizim bayrağımızı ‡iğneyerek girmişti." "Ne olur Paşam, siz de onun gibi yapın!" "Œc‚m‚z‚ alın!" Bir kadın g•zlerinden yaş inerek, "L‚tfen" diye yalvardı. Kral'ın kaba davranışı kadınları ‡ok kırmış olmalıydı. M. Kemal Paşa, "Sizi anlıyorum.." dedi, "..ama o bir milletin timsalini ‡iğnemekle hata etmiş. Ben o hatayı tekrar edemem." Muzaffer'e d•nd‚:
"Kaldır ‡ocuk." Muzaffer bayrağı topladı. 51 Bu g•rg‚ farkı zarif Karşıyaka hanımlarını b‚sb‚t‚n ağlattı. 666 Şu ˆılgın T‚rkler / T‚rk B‚y‚k Taarruzu FRANG OS kuvvetleri donanmanın desteği ile ˆeşme'ye ‡ekiliyordu. Sumilas, Fransız subayların engellemesi ‚zerine Bursa'yı yaka-madan bırakmış, Mudanya'ya ulaşmaya ‡alışıyordu. Askerler par‡a par‡a Yunan adalarına ve Tekirdağ'a ka‡ırılıyor-lardı. Yarbay Yani Papadimas Midilli Adası'nda g•revliydi. Adaya gelen askerleri g•r‚nce siniri bozuldu. Orman yangınından ka‡ıp kurtulmuş hayvan s‚r‚s‚ne benziyorlardı. Yenilginin şiddeti onurunu kırdı. Tabancasını şakağına dayadı ve tetiği ‡ekti. 51a ORDU eridik‡e Atina'daki yılgınlık da artıyordu. Kalogeropulos h‚k‚meti kurmayı başaramamıştı: "Kimse g•rev kabul etmiyor efendim. Aldığım bilgiler bazı subayların bir darbe yapacağını g•steriyor." Kral'ın y‚z‚ daha da sarardı: "Kim bunlar?" “ "Albay Plastiras ve arkadaşları." "Bu hareketi durduramaz mıyız?" Kalogeropulos boynunu b‚kt‚: "Hangi kuvvetle?" Y. KADRİ, F. Rıfkı bir gemide yer bulup İzmir'e geldiler. M. Kemal Paşa'nın karargŠhının nerede olduğunu Binbaşı Şeref İzmir'den •ğrenip oraya koştular. S‚resi dolan herkes gibi o da bir ‚st r‚tbeye y‚kseltilmişti. Tecr‚beli, başarılı ‡avuşlar da teğmen yapılmıştı. Gazi ˆavuş, Œmer ˆavuş da, Teğmen Gazi Efendi, Teğmen Œmer Efendi olmuşlardı. Mareşal Fevzi ˆakmak Halide Hanım'ı da '‡avuş' yaptı. Başkomutanın karargŠhı kordonda, ‚‡ katlı, beyaz bir evdi. ݇erisi ‡ok hareketliydi. \ Œnce İsmet Paşa'yı g•rebildiler. Y. Kadri'nin elini sıkarken, "İzmir'de g•r‚şeceğimizi s•ylemiştim" dedi. B‚y‚k bir mutlulukla g‚l‚şt‚ler. B‚y‚k Taarruz 667 M. Kemal Paşa'nın kapısının •n‚nde m‚ttefik subayları, konsoloslar, yabancı gazeteciler i‡eri girmek i‡in bekliyorlardı. İki yazarı herkesten •nce kabul etti. Millici basına b‚y‚k •nem veriyordu. ˆok neşeliydi. "Biliyor musunuz.." dedi, "..bizimkiler, Yunanlıların 11. T‚menini, komutanıyla birlikte Mudanya •n‚nde sıkıştırıp esir ettiler." UĞURSUZ 11. T‚menin Komutanı General Kladas, Kurmay Başkanı, iki alay komutanı ve •teki esir subaylar, Mudanya'da, Deli Halit Paşa, Ş‚kr‚ Naili Paşa ve bazı t‚men komutanlarının •n‚nde, esas duruşta duruyor, korkuyla bakıyorlardı. Geri ‡ekilirken yalnız orduyla değil, silahlanmış halkla da ‡arpışmak zorunda kalmışlardı. Halkın sertliği subayları da erleri de ‡ok yıldırmıştı. Dışardan halkın •fkeyle bağırdığı duyuluyordu. Ne istediklerini anlamak i‡in T‚rk‡e bilmeye gerek yoktu. Deli Halit Paşa, terc‚mana, "S•yle şunlara.." dedi, "..korkmasınlar. Kendilerini halka teslim edecek değiliz." General Kladas "Zito Mustafa Kemal!" diye fısıldadı. Korku ve yorgunluktan sesi ‡ıkmıyordu. Esir alınan d•rd‚nc‚ t‚men komutanıydı. Subayları ile birlikte Ankara'ya g•nderilecekti.52 BU SIRADA ‚‡ t‚men komutanı ile 220 Yunan subayı, d‚zenli bir bi‡imde sıralanmış, başta muhafızların komutanı Teğmen Rıfat Erdal, iki yanda birka‡ muhafız er, istasyondan
TBMM'ye doğru y‚r‚yorlardı. Bu ilk esir kafilesiydi. Afyon'dan Sarık•y'e kadar y‚r‚m‚ş, Sarık•y'den trenle gelmişlerdi. General Trikupis ve Digenis bir tepkiyle karşılaşmamaları i‡in Sincan'da trenden alınıp arka yoldan Sarıkışla'ya getirilmişlerdi. Yolun iki yanı, Ulus Meydanı, Millet Bah‡esi Ankaralılarla doluydu. Meclis balkonunda da milletvekilleri vardı. Taş atan, saldıran, t‚k‚ren yoktu ama halkın arasından lanetlenerek ge‡iyorlardı. Rıfat Erdal'ın işareti ‚zerine, TBMM'nin k‚‡‚k, g•sterişsiz binasını selamlayarak ilerlediler. Sarıkışla yoluna d•nd‚ler.53 668 Şu ˆılgın T‚rkler / T‚rk B‚y‚k Taarruzu
Esir Yunan komutanlar
İZMİR'de korkulan oldu. Frenk mahallesinde birka‡ yerde birden yangın ‡ıktı. Hızla Kordon'a kadar yayıldı. İtfaiye ve ordu, yangınları s•nd‚rmeye yetişemedi. İzmir'in yarısı k‚l olacaktı. M. Kemal Paşa'nm karargŠhı, Uşaklıgiller ailesinin kızı Latife Hanım'ın ısrarlı ricası ‚zerine G•ztepe'deki b‚y‚k k•şke taşındı. Bu olay Latife Hanım'ı ‡ok mutlu etti. Paşa'ya hayrandı, boynundaki madalyonda resmini taşıyordu. ˆetelerin ve akıncıların g•revleri sona ermişti. Demirci Akıncıları Balıkesir h‚k‚met konağı •n‚nde toplandılar. Silahlarını, fişeklerini ve el bombalarını ordu ambarına bırakmışlardı. O korkun‡ g•r‚n‚şl‚ akıncılar yeniden sıradan k•yl‚ler olmuşlardı. Yakup Şevki Paşa ve karargŠhı bu veda t•reninde bulunmak i‡in konağın merdivenlerinde yerlerini aldılar. İbrahim Ethem Bey kısa bir veda konuşması yaptı: "Akıncı kardeşlerim! İşimiz bitti. Veda vakti geldi. Şimdi, verdiğimiz s•z gereği, bir teşekk‚r bile beklemeden k•y‚n‚z‚n yolunu tutun ve sabana yapışın. Siz savaşırken k•y‚n‚z yakılmış, eviniz yağmalanmış, aileniz kayba uğramış olabilir. Tevekk‚lle karşılayın. Daha B‚y‚k Taarruz 669 acısı belki bazı hainleri zengin hatta mevki sahibi olmuş g•rebilirsiniz. Bir g‚n, hizmetinizi k‚‡‚mseyenler bile ‡ıkabilir. B‚t‚n bunları •l‚me meydan okumuşların vakarı ile seyredin. Ancak vatanın kurtuluşunda payı olanların duyabileceği o engin hazzı, hi‡bir şeye değişmeyin. ˆ‚nk‚ bu hazzı vatanın kurtuluşunda payı olanlardan başka hi‡ kimse duyamaz." Helalleşmek i‡in akıncıların arasına karıştı.54 FRANGOS kuvvetlerinden son asker 16 Eyl‚l gece yarısı ˆeşme'de gemiye binmişti. †‡‚nc‚ Kolordu'nun birlikleri de kayıp vere vere zahmetle Erdek'e kadar ‡ekildi. Buradaki son Yunan askeri de 18 Eyl‚l g‚n‚ gemiye bindi.55 Anadolu'da esirler dışında tek Yunan ve Rum askeri kalmamıştı. Şimdi ‚‡ yıldan fazla s‚rm‚ş yaman m‚cadelenin son ve en •nemli evresine gelinmişti. Asıl d‚şmanla hesaplaşılacaktı. Milli M‚cadele i‡inde İngilizlerle 15 kez ‡arpışılmıştı. Bunlar
k‚‡‚k ‡arpışmalardı. Şimdi son ve kesin bir ‡arpışma yaşanacak, belki de savaşılacaktı.553 NURETTİN PAŞA, "Bence derhal ˆanakkale ve İstanbul ‚zerine y‚r‚yerek İngilizleri de defedelim" dedi. İsmet Paşa Nurettin Paşa'nın kolunu tuttu: "Ben size bir şey s•yleyeyim mi? Osmanlı İmparatorluğu'nu da Enver Paşa'nın buna benzer hesapsız ve aceleci niyetleri yıktı. Zafer sır‡a kadehe benzer. Ancak dikkatle kullanılırsa işe yarar. Yoksa kırılır. Bir daha da eski hale getirilemez." M. Kemal Paşa, "ˆanakkale'ye y‚r‚yeceğiz.." dedi, "..ama savaş aramak i‡in değil. M‚ttefikleri, •zellikle de İngilizleri, istediğimiz gibi bir m‚tarekeye zorlamak i‡in. Eğer İngilizler savaşmayı g•ze almışlarsa, ilk ateşi onlar a‡sınlar. O zaman savaşırız." Fevzi Paşa doğruldu: "ˆanakkale ‚zerine y‚r‚y‚ş‚ Yakup Şevki Paşa idare etsin." M. Kemal ve İsmet Paşalar g‚ld‚ler. Başkomutan, "ˆok iyi olur.." dedi, "..tam onun titizliğine uygun bir iş." 55b 670 Şu ˆılgın T‚rkler / T‚rk B‚y‚k Taarruzu
İ ki sava ş‡ı : Churchill ve Lloyd George
T†RK BİRLİKLERİNİN ˆanakkale'ye yaklaştıkları haberi ‚zerine İngiliz k‚‡‚k kabinesi toplandı ve bazı kararlar aldı. En •nemlisi, 'bir T‚rk birliği tarafsız b•lge sınırını aştığı takdirde, silahla karşılanacaktı.' Churchill, "T‚rkleri, adımını Avrupa yakasına atmadan, barış masasına oturtmak zorundayız.." dedi, "..ˆanakkale az bir birlikle savunulamaz. Tasarruf edebileceğimiz b‚t‚n birlikleri oraya sevk edelim. Britanya Birliği'ne dahil b‚t‚n devletlerden de asker yollamalarını isteyelim. T‚rkler bl•f yapmadığımızı, savaşmaya kararlı olduğumuzu anlasınlar." Lloyd George bu yaklaşımı b‚y‚k bir hevesle benimsedi. Kararlar General Harington'a bildirildi.56 GENERAL HARINGTON General Marden'e, "H‚k‚met.." dedi, "M. Kemal'in altı yıl •nce bize karşı savunduğu ‹anakkale'yi, şimdi bizim ona karşı savunmamızı istiyor. PekŠlŠ. ‹anakkale'ye hareket edin ve komutayı ‚stlenin. Yazılı emrim olmadık‡a T‚rklere ateş a‡ılmayacak. Yeni bir savaşa sebep olmak istemiyorum. Anladınız mı?" "Evet Generalim." 57 B‚y‚k Taarruz 671 DAILY MAİL gazetesinde Sir Charles Tawsend'in bir demeci yayımlandı. Lloyd George'u birka‡ kez uyarmış olan Tawsend ş•yle diyordu: "Başbakan Lloyd George ve arkadaşları, T•rk gururunun ne anlama geldiğini anlamadılar. Anlasalardı İngiltere bu gurur kırıcı duruma d•şmezdi" 57a
BİR T†RK BİRLİĞİ tarafsız b•lge sınırındaki bir k•pr‚ye yaklaştı. K•pr‚n‚n karşı yanındaki direğe İngiliz bayrağı ‡ekilmiş, iki makineli t‚fek yerleştirilmişti. Eller tetikteydi. İngiliz subayı bir şeyi fark etti. T‚rk askerleri t‚feklerini omuzlarına, namluları aşağıya gelecek bi‡imde, ters asmışlardı. Birlik k•pr‚den ge‡mek i‡in bir zorlamada bulunmadı. K•pr‚n‚n karşısında k‚‡‚k bir ordugŠh kurdu. Askerler derede ‡amaşır yıkadılar. ˆamaşırlarını kurusun diye İngiliz tel •rg‚lerine serdiler. General Marden birliklerini daha gerilere ‡ekip savunma alanını daralttı. Tel •rg‚leri ‡oğalttı. T‚rklerle dostluk yapılmasını yasakladı. BAŞBAKAN RAUF BEY ile Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal Bey İzmir'e geldiler. Rauf Bey İngilizlerle bir sorun ‡ıkmasından ‡ekiniyordu. M. Kemal Paşa, "Bu bir sinir savaşı.." dedi, "..bizim sinirlerimiz daha sağlam. Bu savaşı biz kazanırız." ˆanakkale'de T‚rk birlikleri sessizce ‡oğalarak tarafsız b•lgeyi ‚‡ yandan sarmışlardı. General Marden bu durumu ş•yle tanımlıyordu: Bizi barış‡ı bir hava i‡inde kuşatıp boğacaklar. KANADA ve Avustralya asker yollamayı kabul etmemiş, G‚ney Afrika cevap bile vermemişti. Kimse savaş istemiyordu. Ama Lloyd George direniyordu: "Yunanlılardan yararlanalım. Ellerinde işe yarar birka‡ t‚men kalmıştır herhalde." T‚rk-Yunan savaşını yeniden başlatacak olan bu •neri Chamberlain'i titretti. İtiraz edecek oldu: 672 Şu ˆılgın T‚rkler / T‚rk B‚y‚k Taarruzu "Sayın Başbakan, basın bizi savaş tamtamları ‡almakla su‡larken..." Lloyd George •yle bir •fkeyle baktı ki başını •n‚ndeki kŠğıtlara eğdi ve sustu.58 YUNANİSTAN'da beklenen oldu, ordu ve donanma ayaklandı. Bir u‡ak Atina ‚zerinde u‡arak darbecilerin isteklerini a‡ıklayan bildiriler attı. Darbeciler •ncelikle parlamentonun dağıtılmasını, Kral'ın tahttan ‡ekilmesini istiyorlardı. Venizelos'la temasa ge‡mişlerdi. İngiliz Ataşemiliterine, ilk hedeflerinin kalan kuvvetlerle Edirne ve Trakya'yı savunmak olduğunu a‡ıklamışlardı.59 ˆANAKKALE'de iki tugay, 50 top, 36 u‡ak ve 16 savaş gemisi toplanmıştı. Lord Plumer de Malta'dan gelmişti. Savaş Bakanı L.W. Ewans, "Takviye yollamaya devam ediyoruz.." dedi, "..ama T‚rkler tel •rg‚lere kadar sokulup adeta dillerini ‡ıkarıyorlar. Ateş a‡madık‡a bu gidişi durdurmak m‚mk‚n değil." Lloyd George kızdı: "Ne duruyorlar? En fazla 24 saat s‚re versinler, geri ‡ekilmezler-se ateş a‡sınlar!" Church‚Tin g•zleri parladı: "Bunu hemen İstanbul'a bildirelim." 60 İngiltere ve T‚rkiye arasındaki gerginlik d‚nya gazetelerine sı‡ramış, yeni bir savaş olasılığı gittik‡e ateşlenen İngiliz kabinesinden başka herkesi germişti. Fransa ve İtalya ˆanakkale'den askerlerini ‡ektiler. İngiltere yalnız kaldı. - İzmir'de bulunan T‚rk y•neticiler sakindiler ya da sakin g•r‚nmeye ‡alışıyorlardı. T†RK 1. Ordusu komutanlığı İzmit'e yerleşti, birlikleri buradaki tarafsız b•lge sınırına da dayandılar. Daha barut kokan askerlerin ve subayların kararlı g•r‚n‚şleri İngiliz subaylarını ‚rk‚tt‚. T‚rklerin Karadeniz yoluyla Trakya'ya gizlice asker ve top ge‡irdikleri s•ylenmekteydi. General Harington, her akıllı asker gibi, savaştan ‡ekiniyordu.61 B‚y‚k Taarruz 673
İ ngiliz B ‚ y ‚ kel ‡ ili ğ inde T ‚ rk co ş kunlu ğ una kar şı g ‚ venlik • nlemleri art ı r ı ld ı
GENERAL PAPULAS saraya geldi. Albay Plastiras ile konuşmuştu. Sonucu bildirdi: "Plastiras istifa edip tahtı bırakmanız i‡in bu akşam saat 22.00'ye kadar s‚re tanıdı." General Metaksas, "Hemen istifa edin efendim.." diye yalvardı, "..L‚tfen. Yoksa hayatınızdan endişe ederim." Papulas bu d‚ş‚nceyi başını sallayarak doğruladı. Darbecileri ‡ok haşin bulmuştu. Kral uzun, upuzun bir sessizlikten sonra, "Peki.." dedi, "..tahttan feragat ettiğimi bildiren yazıyı hazırlayın." 62 GENERAL HARINGTON, 'her an barış i‡in bir anlaşmaya varılabileceğini' ileri s‚rerek, geri ‡ekilmeyen T‚rk askerlerine ateş edilmesi kararını uygulatmamış, bu tutumunu da Londra'ya bildirmişti. Lloyd George k‚kredi: "General politikadan elini ‡ekip kendi işine baksın!" ChurduM de bu d‚ş‚ncedeydi. Hi‡bir Bakan 'biz de parmaklarımızı tetikten ‡ekelim' diyemedi. Yalnız CharbeAŠn, "Başbakanım.." 674 Şu ˆılgın T‚rkler / T‚rk B‚y‚k Taarruzu dedi, "..hi‡bir m‚ttefikimiz ve birliğimize dahil hi‡bir devlet yanımızda değil. B‚t‚n basın aleyhimizde. Savaş‡ı olmakla su‡lanıyoruz. L‚tfen, Lord Curzon'u bekleyelim, yarın Paris'ten d•necek." 63 POINCARE ile g•r‚şen Lord Curzon, ertesi g‚n Paris'ten d•nd‚ ve doğru Başbakanlığa geldi. Y‚z‚ yeşile ‡alıyordu. Sesi bozulmuştu: "...M. Poincare ˆanakkale konusunda politikamızı desteklemesinin m‚mk‚n olmadığını, T‚rklerle dost olmak istediklerini a‡ıkladı. Bunu akşam telgrafla bildirmiştim. Ama bildirmediğim bir husus var. Yunanistan'dan asker istememizin Fransa'ya hakaret olduğunu s•yledi, k•p‚rd‚. ˆeyrek saat beni azarladı, aşağıladı. Hayatımda b•yle bir olay yaşamamıştım. Sonunda odadan ka‡tım ve hı‡kıra hı‡-kıra ağladım." 64 G•zlerini bir yere dikti ve sustu.
Lord Curzon M. Poincare
Lord Curzon'un uğradığı muamele ve Fransa'nın ˆanakkale olayında İngiltere'yi desteklememesi, T‚rklerin kararlılığı Lloyd George'un b‚t‚n ‚midini kırdı. Yine yeniliyordu. Ayağa kalktı. "Ne yapalım." dedi, "..y‚zyıllar nadir olarak dŠhi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakınız ki o b‚y‚k dŠhiyi y‚zyılımızda B‚y‚k Taarruz 675 T‚rk milleti yetiştirdi. Hi‡bir ‡abamız sonu‡ vermedi, M. Kemal Pa-şa'ya yenildik." 65 LLOYD GEORGE'un durumu kabul etmesi m‚tareke g•r‚şmelerine başlama yolunu a‡mıştı. Franklin Bouillon İzmir'e geldi. ˆok dost‡a karşılandı. G‚zel haberler getirmişti: "M‚ttefikler, m‚tareke imza edilir edilmez Yunanlıların, isteğiniz uyarınca, Edirne'yi ve Trakya'yı boşaltmaya başlamalarını kabul ettiler." Y‚zyıllardır T‚rkiye ilk kez savaşmadan, hakkı olan bir toprağı geri alacaktı. M. Kemal Paşa'ya sordu: "M‚tareke g•r‚şmeleri i‡in nereyi uygun buluyorsunuz?" "Mudanya'yı." Akşam yemeğine kalmadı, bir Fransız savaş gemisi ile İstanbul'a gitti: "İngilizleri boş bırakmaya gelmez." AKŞAM YEMEĞİNDE G•ztepe'deki k•şkte Başkomutan, Başbakan, Y. Kemal Bey, paşalar ve İstanbul'dan gelen gazeteciler birlikte olmuşlardı. Sabah M. Kemal Paşa ile Y. Kadri k•şk‚n bah‡esinde karşılaştılar. Bir hizmetli kahvelerini getirdi. M. Kemal Paşa, "İki muzaffer ordumuza karşı kimse yeni bir savaşı g•ze alamaz.." dedi, "..birka‡ g‚n i‡inde m‚tareke isteyeceklerdir. B•ylece Milli M‚cadelemizin d•rt yıl s‚ren ilk safhası kapanmış olacak. Şimdi bir yol ayrımındayız. Ya ‚lkeyi ve milleti, İstanbul'un o teslimiyet‡i, ‡ağ dışı zihniyetine ve rejimine terk edeceğiz; ya da akılcı, bilime •ncelik veren, bağımsız, •zg‚r, başı dik, yeni bir toplum olacağız. Sizce hangi yolu se‡meli?" Y. Kadri tarihin nereye aktığını Ankara'dayken g•rm‚şt‚. Şimdi bu akış hızlanmış ve g‚rleşmişti. "Tabii akıl yolunu" dedi. "Evet, asıl kurtuluşa akıl yoluyla varabiliriz. Bunun i‡in de Milli M‚cadele'nin ikinci safhasını a‡malıyız. Zor, ‡etin bir yol. Bağnazlıkla, dar g•r‚şl‚l‚kle, •nyargılarla, hurafelerle, iliklere işlemiş cahillikle, din t‚ccarlarıyla, belki uyanmamızı istemeyen dış g‚‡lerle de m‚cadele edeceğiz. Ama bunu g•ze almak, hepsiyle m‚cadele etmek, bu g‚zel toplumu bir daha hi‡bir g‚c‚n s•m‚remeyeceği şekilde bilgi ve 676 Şu ˆılgın T‚rkler / T‚rk B‚y‚k Taarruzu bilin‡le donatmak zorundayız. D‚nya hızla gelişirken, biz yerimizde sayamayız. Yoksa geleceğin akıllı nesilleri bizi affetmez." 65a KRAL KONSTANTİN Yunanistan'dan ayrılarak Palermo'ya yerleşti. B‚y‚k oğlu Yorgi Kral oldu. Cunta, yenilginin sorumluları olarak Başkomutan General Ha-cianesti, Başbakan
Protopapadakis, eski Başbakan Gunaris, Savaş Bakanı Teotokis, Dışişleri Bakanı Baltaciz, İşleri Bakanı Stratos'u tutukladı. Olağan‚st‚ bir mahkeme kuruldu. Yenilgi Yunanistan'ı o kadar sarsmıştı ki 14 yıl istikrarsızlık i‡inde yaşadı. 19 kez h‚k‚met, 3 kez rejim değişecek, 7 h‚k‚met darbesi olacaktır.66 MUDANYA GŒR†ŞMELERİNİ İsmet Paşa y‚r‚tt‚. Kargaşalıkları s‚ren Yunanlılar katılmadı. G•r‚şmeler ‡etin ge‡ti. Lord Cur-zon yine bir sorun ‡ıkarmıştı. Doğu Trakya'nın T‚rklere verilmesine karşı ‡ıkıyordu. Ama T‚rkler o kadar haklıydı ki sonunda inatlaşmadan caydı. Anlaşma 11 Ekimde imzalandı. B‚y‚k salonun sokağa bakan yanında duvara asılı g‚zel bir halı vardı. M‚tareke anlaşmasını imzalayan generaller halının •n‚ne ge‡erek bir anı fotoğrafı ‡ektirdiler.
B‚y‚k Taarruz 677 General Charpy keyifliydi: "D‚nya Savaşı nihayet bitti." G‚l‚şt‚ler. General Harington İsmet Paşa'ya, "İstediğiniz gibi bir m‚tareke yaparak, sanıyorum ki dostluğunuzu hak ettik General" dedi. "Barış g•r‚şmelerinde de bu anlayışın devam etmesini dilerim." General Mombelli, "Biz de bunu diliyoruz" dedi. Bir subay yaklaşarak İsmet Paşa'ya t•ren birliğinin hazır olduğunu bildirdi. Generaller, binbir zorlukla bir•rnek ve temizce giydirilmiş t•ren birliğini denetledikten sonra İstanbul'a d•neceklerdi. SADRAZAM TEVFİK PAŞA bilgi sunmak i‡in saraya koşmuştu. K‚‡‚k odada ikisi de ayaktaydılar. Tevfik Paşa, "M‚tareke anlaşması imzalanmış efendim.." dedi, "..savaş sona erdi." Vahidettin pencereden dışarı baktı. Sona eren yalnız savaş mıydı? Bir şey demedi. Ağır ağır y‚r‚d‚. Odadan ‡ıktı. Uzaktan martıların ‡ığlıkları geliyordu. BURSA ŞARK TİYATROSU salonu İstanbul'dan gelen kadın ve erkek •ğretmenlerle doluydu. Karışık oturuyorlardı. Kadınların ‡oğunluğu sıkma başlıydı, erkekler kalpaklı. Œn sırada Fevzi Paşa, İsmet Paşa, Yakup Şevki Paşa ve KŠzım Karabekir Paşa ile yaşlıca •ğretmenler oturuyorlardı. M. Kemal Paşa şiddetli alkışlar, "yaşa" sesleri arasında sahnedeki k‚rs‚ye ‡ıktı, alkışların bitmesini bekledi. Sivil giyinmişti: "Œğretmen hanımlar, •ğretmen beyler! Bug‚n ‡ok g‚zel bir g‚n. İstanbul'dan kalkıp buraya geldiğiniz i‡in g‚zel. Hepinizi kendim ve silah arkadaşlarım adına sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Bug‚n barış g•r‚şmeleri i‡in Lozan'a davet edildik."
Alkışlar y‚kseldi. "..Refet Paşa ve k‚‡‚k bir, birliğimiz, T‚rkiye B‚y‚k Millet Mec-lisi'ni ve onun gazi ordusunu temsilen İstanbul'dalar.." Alkışlar şiddetlendi. 678 Şu ˆılgın T‚rkler / T‚rk B‚y‚k Taarruzu "..Ve Lloyd George, Başbakanlıktan istifa etti.." Salonu titreten alkışlara, "g‚le g‚le" sesleri de karıştı. "..Hanımlar, beyler! Bu noktaya kolay gelmedik. Œğretmenlerimiz, şairlerimiz, yazarlarımız, uğradığımız felaketin bir daha yaşanmaması i‡in o kara g‚nlerin sebeplerini, nasıl kan ve g•zyaşı d•kerek kurtulduğumuzu, en doğru, en g‚zel şekilde anlatacaklardır. Bu vesile ile şehitleri tazimle yadedelim. Kurtuluşa emek vermiş asker sivil, kadın erkek, şehirli k•yl‚, gen‡ yaşlı herkesi minnetle selamlıyorum. Ama şunu belirtmeden ge‡emeyeceğim. D‚nyanın hi‡bir kadını, 'Ben vatanımı kurtarmak i‡in T‚rk kadınından daha fazla ‡alıştım' diyemez.." Œğretmenler y‚rekten alkışlıyordu. Komutanlar ‚rperdiler. Anadolu kadınları olmasaydı bu zafer acaba kazanılabilir miydi? "..Ama bilelim ki bug‚n ulaştığımız nokta ger‡ek kurtuluş noktası değildir. Kurtuluşa ancak uygar, ‡ağdaş, bilime, fenne ve insanlığa saygılı, istiklalin değerini ve şerefini bilen, hurafelerden arınmış, aklı ve vicdanı h‚r bir toplum olduğumuz zaman ulaşabiliriz. Œğretmenler! Ordularımızın kazandığı zafer, sadece eğitim ordusunun zaferi i‡in zemin hazırlamıştır. Ger‡ek zaferi, cahilliği yenerek siz kazanacak, siz koruyacaksınız. ˆocuklarımızı ve geleceğimizi ellerinize teslim ediyoruz. ˆ‚nk‚ aklınıza ve vicdanınıza g‚veniyoruz!" 67 Œğretmenler Gazi M. Kemal Paşa'nın ellerini •pmek i‡in k‚rs‚n‚n •n‚ne aktılar. NESRİN'in kapalı bir zarf i‡inde yolladığı kartpostal Faruk'a ulaştı. M. Kemal Paşa ile muzaffer komutanları g•steren ‡ok g‚zel bir anı kartı yollamıştı. "Seni zafer ve barış kadar seviyorum." • si'"'
"
'
B‚y‚k Taarruz 679
Sonu‡ 19 Eyl‚l 1922 - 27 Ekim 1922 Neler oldu? Yunan ordusu Edirne, Tekirdağ, Kırklareli ve Gelibolu'dan da ‡ekildi, Doğu Trakya yeniden vatana katıldı. Devir işlemleri 30 Kasım 1922'de bitti 1 Kasım 1922'de, TBMM saltanatı kaldırdı. Halk İstanbul'da ‚‡ g‚n s‚recek olan 'milli saltanat' bayramını başlattı. 18 Kasım 1922'de, Abd‚lmecit Halife se‡ildi. 20 Kasım 1922'de, Lozan Konferansı a‡ıldı. 24 Temmuz 1923'te, Lozan Antlaşması imzalandı. 2 Ekim 1923'te, İngiliz, Fransız ve İtalyan işgal kuvvetleri İstanbul'dan ayrıldılar. 13 Ekim 1923'te, TBMM'nce Ankara başkent ilan edildi. 29 Ekim 1923'te, TBMM, cumhuriyeti kabul ve ilan etti (saat 20.30). Gazi M. Kemal Paşa oybirliği ile Cumhurbaşkanı se‡ildi. Cumhuriyetin ilk Başbakanı İsmet İn•n‚ oldu. Fevzi ˆakmak Paşa uzun yıllar T‚rk ordusunun başında kaldı. Celal Bayar 193738'de Başbakan, 1950'de ‚‡‚nc‚ Cumhurbaşkanı oldu. Sonu‡ 681 [Cumhuriyetin devraldığı miras: 13 milyon n‚fus, ilkel bir tarım, sıfıra yakın sanayi, madenlerin b‚y‚k ‡oğunluğu, limanlar ve var olan demiryolları yabancı şirketlerin y•netiminde. 153 ortaokul ve lise, sadece bir ‚niversite var. Halkın yalnız % 7'si okur-yazar, bu oran kadınlarda % 1 bile değil. Ortaokullarda 543, liselerde sadece 230 kız •ğrenci okuyor.
Ekonomik bakımdan yarı-s•m‚rge. Kişi başına gelir 4 lira, kişi başına ortalama kamu harcaması 50 krş. Alt yapı her alanda yetersiz. Bilim hayatı ve d‚ş‚ncesi yok sayılacak d‚zeyde. Anadolu araştırmayan, nakilci ve yetersiz medreselerin elinde. Her yanda tarikatler, tekkeler, dergŠhlar. Yasalar ‡ağın gereklerinin gerisinde. Kadınların ilke olarak toplumsal hayatları ve hi‡bir hakları yok. Kadınların da bir g‚n erkekler gibi doktor, m‚hendis, avukat, belediye başkanı, milletvekili, bakan olabileceklerini hayal etmek bile zor. Ne se‡me hakları bulunuyor, ne se‡ilme. Kısacası vatandaş sayılmıyorlar. †lke neredeyse b‚t‚n‚yle ve pek ‡ok alanda orta‡ağı yaşıyor.] 3 Mart 1924, Halifelik ve Din İşleri Bakanlığı kaldırıldı, Tevhid-i Tedrisat (eğitimin birleştirilmesi) yasası kabul edildi, Diyanet İşleri Başkanlığı kuruldu. [Bu ‡ok •nemli iki devrimi, ‡ağın gereklerine uygun 'yeni insan' yetiştirmeyi, akıla ve bilime •ncelik vermeyi, Anadolu aydınlanmasını ger‡ekleştirmeyi ama‡layan devrimler izleyecektir. Maddi kalkınma ile sosyal, k‚lt‚rel kalkınma da birlikte y‚r‚t‚l‚r. Atat‚rk rahmetli olduğu zaman T‚rkiye demir-‡elik ve milli savunma sanayiini kurmuştu, u‡ak ve denizaltı yapabiliyordu. Limanlar ve demiryolları millileştirilmiş, 3.000 km. yeni demiryolu yapılmıştı. Son 15 yılın ortalama kalkınma hızı % 10'dur. Halkevleri ve Millet Mektepleri a‡ılmış, ‚niversite reformu yapılmış, ‡ağdaş yasalar y‚r‚rl‚ğe girmiştir. Yeni devlet kadınlara olan borcunu •demiş, kadınlar, erkeklerle eşit haklara kavuşmuştur. Batı d‚ş‚n‚rleri bu hızlı, g•rkemli gelişimi T‚rk Mucizesi diye nitelemişlerdir.1 Kurtuluş Savaşı'na emeği ge‡enler, barış zamanında da cumhuriyete kanat gererler, ‡ok •nemli işler başarırlar.] 682 Şu ˆılgın T‚rkler Ne oldular? K‰zım €zalp TBMM Başkanı; Hasan Saka, Dr. Refik Saydam ve Recep Peker Başbakan; M. Necati, Vasıf •ınar, Alb (Org.) Cemil Cahit Toydemir, Bnb. Saffet Arıkan, Yzb. C. Kerim İnceda-yı, Yzb. ރkrƒ S‡kmensƒer, Milletvekili ve Bakan; Abdurrahman Nafiz G„rman, K‰zım Orbay, Salih Omurtak, Nurettin Baransel, Orgeneral ve Genelkurmay Başkanı; Ali Cemal Bardak…ı, İ. Ethem Akıncı, K‰zım İnan…, K‰zım Dirik Vali; Korg. Yakup Şevki Subaşı, T‚mg. K‰zım Karabekir, Tuğg. Asım Gƒndƒz, Tuğg. Fahrettin Altay, Tuğg. İzzettin •alışlar, Tuğg. Kemalettin Sami GŠk…en, Yb. Sabit Noyon, Bnb. Cemil Taner, Yzb. Hasan Atakan, Yzb. Asım Tı-naztepe, Yzb. Şahap Gƒrler Orgeneral; Tuğg. Selahattin Adil, Alb. ރkrƒ Naili G‡kberk, Alb. Nazmi Solok, Alb. Ali Hikmet Ayerdem, Alb. Naci Eldeniz, Yb. Baki Vandemir, Yb. Ahmet Derviş, Yb. Halis Bıyıktay, Yb. Kenan Dalbaşar, Bnb. Ekrem Baydar, †tğm. Fevzi U…aner Orgeneral; R. Eşref Šnaydın, Y. Kadri Karaosmanoğlu El‡i ve Milletvekili; F. Rıfkı Atay, T‚mg. Nurettin Paşa, T‚mg. Halit Karsıalan, Alb. Halit Akmansu, Yzb. Mahmut Soydan Milletvekili; Bnb. Tevfik Bıyıklıoğlu, Hikmet Bayur Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri; Fethi Okyar Milletvekili, Bakan, Başbakan; H„srev Gerede El‡i; Yb. Ey„p Durukan T‚mgeneral ve Askeri Fabrikalar Genel M‚d‚r‚ oldular. T‚mg. Halit Karsıalan, 1925'te kaza kurşunu ile Meclis'te vurularak •ld‚. Bnb. Fazıl, 1923'te bir g•steri sırasında d‚şerek şehit oldu. Parti Pehlivan Ağa (asıl adı Mehmet Başkak), k•y‚ne ‡ekildi, 1941'de •ld‚. Padişah Vahidettin (1861-1926), saltanatın kaldırılması ‚zerine bir mektupla General Harington'a başvurarak, İstanbul'dan ayrılmak istediğini bildirdi, 17 Kasım 1922'de İngilizlere sığındı, Malta'ya g•t‚r‚ld‚. İtalya'nın San Remo kentinde •ld‚. Veliaht Abd„lmecit (1868-1943), Vahidettin'in ka‡ışı ‚zerine Halife se‡ildi, 1924'te halifeliğin ilgası ‚zerine yurt dışına ‡ıkarıldı, Sonu‡ 683 Halifeliğinin s‚rd‚ğ‚n‚ iddia etti ama kimse ciddiye almadı, Paris'te •ld‚. Damat Ferit 6 Ekim 1923'te Fransa'da Nice kentinde •ld‚.
Tevfik Paşa, Ahmet (1845-1936), son Osmanlı sadrazamı, istifasını verip İstanbul'da evine ‡ekildi, saygı g•rd‚, askeri t•renle g•m‚ld‚. Ahmet İzzet Paşa, Furga‡ (1864-1937), o da Tevfik Paşa gibi evine ‡ekildi. Son Sadrazamlar adlı eserin 4.cildinde anıları var. Ali Kemal milliciler tarafından yakalanıp yargılanmak ‚zere İzmit'e ka‡ırıldı. İzmit'te Nurettin Paşa'nın etkisiyle lin‡ edildi (Kasım 1922). Vahidettin ve Damat Ferit'in ‡evresinde toplanarak Milli M‚-cadele'yi s•nd‚rmek i‡in ‡alışanlar, casusluk yapanlar, zafer ‚zerine T‚rkiye'den ka‡tılar. T‚rkiye bu hain ve gafillerden 150'sini vatandaşlıktan attı. Bunların arasında eski Şeyh‚lislam M. Sabri, Eski Adalet Nazırı Ali Rƒştƒ, Rıza Tevfik, H‚rriyet ve İtilaf Partisi Başkanı Albay Sadık, ‚erkeş Ethem, Sait Molla, Refik Halit Karay gibi kişiler vardır. 150'likler 1938'de affedildiler. Topal Osman Trabzon Milletvekili Ali ރkrƒ Bey'i 27.3.1922 g‚n‚ Ankara'da •ld‚rd‚, kendi de •ld‚. Eski Rize Millletvekili Ziya Hurşit, Atat‚rk'‚n arkadaşı Albay Ayıcı Arif, eski Trabzon Milletvekili Hafız Mehmet, 1926'da İzmir suikastıyla ilgili g•r‚lerek idam edilirler. Dr. N‰zım ve Ardahan Milletvekili Hilmi Bey de 'İttihat‡ılar sorunu' ile ilgili g•r‚lerek Ankara'da idam edileceklerdir.2 Başlıca muhalifler aday g•sterilmedikleri i‡in ikinci d•nemde TBMM'de yer almadılar. Lloyd George, David (1863-1945): T‚rkiye'ye karşı izlediği savaş‡ı politika saygınlığını •rselediği gibi koalisyon ortağı ile olan anlaşmazlığını da derinleştirdi, 1922 Ekiminde Başbakanlıktan istifa etti, bir daha iktidara gelemedi. 1943'te Miss Frances Stevenson'la evlendi. Lord Curzon, George Nathaniel (1859-1925): Lozan g•r‚şmelerinin birinci d•neminde İngiltere'yi temsil etti, sonra yerini Sir Ha-rold Rumbold'a bıraktı. 1924'te yeni Başbakan Baldwin Lord Cur684 Şu ‹ılgın T‚rkler zon'un yerine Dışişleri Bakanlığına Chamberlain'ı getirdi, bakanlık ve başbakanlık umutlan sona erdi. General Harington, orgeneralliğe y‚kseldi ama mareşal yapılmadı. Buna ‹anakkale olayı sırasındaki emre itaatsizliğinin sebep olduğu s•ylendi. Son olarak Cebelitarık'ta vali ve komutandı. 1940 yılında •ld‚. Kral Kostantin tahtını bırakmasından d•rt ay sonra ocak 1923'te Palermo'da •ld‚. Protopapadakis, Gunaris, Teotokis, Baltaciz, Stratos ve General Hacianesti, Yunanlıların" 'b‚y‚k felaket' adını taktığı yenilgiden sorumlu g•r‚lerek 28 Kasım 1922'de birarada kurşuna dizildiler. General Papulas da 1935'te bir h‚k‚met darbesi girişimine katıldığı i‡in kurşuna dizildi. General Andreas, İngiliz yardımıyla Yunanistan'dan İngiltere'ye ka‡ırıldı. Venizelos, Elefterios (1864-1936), Lozan'da Yunanistan'ı temsil etti, 1924'Te yeniden Başbakan oldu, ayrıldı, 1928'de b‚y‚k ‡oğunlukla se‡imi kazandı, bu kez barış‡ı politika izledi, 1930'da Ankara'ya geldi, 1932 se‡imini kaybetti, 1935'te yine Yunanistan'dan ayrılıp Paris'e gitti, orada •ld‚. 1) Bu d•nemde iki kez ‡ok partili sistem denenmişse de irticanın harekete ge‡mesi ‚zerine, ilkinde, KŠzım Karabekir, Rauf Orbay ve arkadaşlarının kurduğu Terakkiperver Cumhuriyet Partisi h‚k‚met‡e kapatılmış; ikincisinde Serbest Cumhuriyet Partisi kurucuların-ca feshedilmiştir. 2) Gazi Paşa'ya Suikast, Uğur Mumcu, Tekin y., İstanbul, 12. basım, 1994.
Sonu‡ 685
Sons•z Milli M‚cadeleye hainlikleri ya da gafletleri nedeniyle karşı ‡ıkanların b‚y‚k b•l‚m‚ Cumhuriyeti benimsemiş, Osmanlı Devle-ti'nin k‚l‚nden tam bağımsız, yepyeni bir devlet ‡ıkaran Atat„rk'e saygı ve minnet duymuşlardır. Yurtdışına ka‡anların bir b•l‚m‚ kinlerini, hainliklerini s‚rd‚rd‚ler, Cumhuriyet'e karşı
‡eteler, cepheler kurdular, gazeteler ‡ıkardılar, yalan ve iftira dolu kitaplar yayımladılar. Memlekette kalanlar susup yeraltına ‡ekildiler. Fırsat kolladılar. Cumhuriyet'i yıkabilmenin •n şartının Atat„rk saygısını, sevgisini yok etmek, Milli M„cadele'yi k‚‡‚ltmek, •nemsememek, benimsememek olduğunu d‚ş‚nd‚ler. Bu ama‡la, Atat„rk ve Milli M„cadele karşıtı, baştan sona yalanlarla, iftiralarla, saptırma ve ‡arpıtmalarla dolu, cahilce, insafsızca yazılar, kitaplar yayımladılar. Gen‡ insanların kulaklarına bu yalanları, iftiraları fısıldadılar, saptırma ve ‡arpıtmaları ger‡ekmiş gibi benimsetmeye ‡abaladılar. Bug‚n T‚rk gen‡liği biri •tekine benzemeyen iki tarihe inanıyor: Sons•z 687 Biri bu romanın esas aldığı, sağlıklı ve d‚r‚st belgelere dayalı, hepimize gurur veren ger‡ek tarih... Œteki Cumhuriyeti yıkmak i‡in ‡abalayanların uydurdukları, yalanlarla dolanlarla dolu, sahte tarih. Bir s‚re •nce s•yleyip yazdıkları kimi g‚l‚n‡, kimi insanı utandıran yalanları toplayıp ger‡ekleri belgelerle a‡ıklayan bir kitap yazmıştım: Vahidettin, M. Kemal ve Milli M€cadele. Cevap veremediler. Gazete ve dergilerde bu t‚r yalanların da arkası kesildi. ˆ‚nk‚ belgelere, kanıtlara, ciddi tanıklara karşı yalanı savunmak m‚mk‚n değildir. Ama kulaklarınıza yalan fısıldamaya devam edenler varsa, var olduklarını sanıyorum, adını verdiğim kitaba bir g•z atmanızı ve doğruyu •ğrenmenizi dilerim. Yalanın yoldaşı ve savunucusu olmayın. Sevgili gen‡ler! İstiklal Savaşı, d‚nyadaki en meşru, en ahlaklı, en haklı, en kutsal savaşlardan biridir. Emperyalizmi ve yamaklarını dize getiren, bir enkazdan yepyeni, ‡ağdaş bir devlet kurmayı başaran atalarınızla gurur duyun, şehit ve gazi atalarınızın onurunu yalancılara ‡iğnetmeyin. Sevgilerle. 688 Şu •ılgın Tƒrkler NOTLAR Başlangı… Notlan 1) Padişah-Halife, 14 Kasım 1914'te cihad-ı ekber ilan ederek, d‚nyadaki b‚t‚n M‚sl‚manları İngilizlere ve yandaşlarına karşı savaşa ‡ağırdı. Şaşırtıcı bir ger‡ek a‡ığa ‡ıktı: T‚rkiye dışındaki M‚sl‚manlar ‚zerinde Halife'nin bir etkisi olmadığı anlaşıldı. Tersine, İngiliz ve Fransızlar adına silahlandırılan M‚sl‚man askerler Osmanlılara karşı şevkle savaşacak, Mekke Şerifi H‚seyin bile, İngilizlere karşı silaha sarılmak yerine, onlarla anlaşarak Osmanlı kuvvetlerini arkadan vurmayı tercih edecek, hatta T‚rklere, 'İngiliz ve Fransızların bile reva g•rmediği' şekilde zalimce davranacaktır. Osmanlıların ‚mmet d•neminin sona erdiğini anlamaları i‡in Birinci D‚nya Savaşı'nın bu acı ve ibret verici sahnelerini yaşamaları gerekmişti. Bilgili ve akıllı olanlar bunu bir daha unutmayacaklardı. 2) Y•zbaşı Selahattin'in Romanı, 2.c, s.10. 3) Sevr Antlaşması, †‡l‚ Anlaşma, işgaller, Yunanlıları ve Ermenileri destekleme, Yunan savaşları, Yunan kıyımlarına te pki g•stermeme, 1921-1922 yılı uygulamaları, Lozan'daki tutumları... 4) Boğaz'da demirleyen 50'den fazla savaş gemisinden kurulu dev donanmanın i‡inde, Mondros'u imzalayan Amiral Galtorphe'in verdiği s•ze rağmen, d•rt Yunan savaş gemisi de yer alır. Bug‚n T‚rkler i‡in ‡ok acı bir g‚nd‚r. İstanbullu Rumlar ve Ermeniler ise, sevin‡ten deBaşlangı… Notlan 689 ‚ye d•nerler. Şehir Yunan bayrakları ile donatılır. Y‚zlerce yıldan beri yurttaşlık, hemşerilik, komşuluk, arkadaşlık yaptıkları, birlikte b‚y‚d‚kleri insanların, bu en acı g‚ndeki sevin‡ g•sterileri T‚rkleri, bir daha unutamayacakları kadar incitecektir. G•rg‚s‚zl‚ğ‚ iyice artırırlar. Beyoğlu caddesindeki Yunan el‡iliğine bayrak ‡ekilirken ve indirilirken yapılan t•ren sırasında, Rumlar oradan ge‡en bir T‚rk selam durmaz ve fesini ‡ıkarmazsa d•verler. Rum ve Ermeni patrikhaneleri T‚rkiye aleyhindeki her t‚rl‚ entrikanın odağı olurlar. 5) Bu kadro milli duygudan yoksun ‚mmet‡ilerden, istiklal fikri olmayan ‡eyrek aydınlardan, işbirlik‡ilerden, din s•m‚r‚c‚leri ve yobazlardan oluşuyordu. Vahidettin, Damat Ferit ve bunların ‡evresi, genel olarak bu karanlık, karışık partiye dayanırlar. Bu parti y•neticileri, İngilizlere yaranabilmek i‡in, hi‡bir araştırmaya dayanmadan, İttihat‡ıların Ermeni kıyımı yaptığını kabul ederler. Bu parti y‚zyıllardır, her yeni, ileri, aydınlık, ‡ağdaş harekete karşı duran tutucu, gerici anlayışın 20. y‚zyıldaki uzantısıdır. Daha sonraki tutucu, gerici, karşı devrimci anlayışlara ve partilere de analık edecektir. 6) F. Rıfkı Atay diyor ki: "M‚tareke edebiyatında cinayet yerine ge‡en şeylerden biri de T‚rklerde milliyet duygusu uyandırmaktı." Maarif Nazırı Fahrettin Rumbeyoğlu, okul kitaplarından "T‚rk" kelimesinin ‡ıkarılmasını emreder. Bazı aydınlar T‚rk olmadıklarını a‡ıklarlar. H‚rriyet ve İtilaf‡ı filozof Rıza Tevfik
B•l‚kbaşı, bir Fransız gazetesine şu demeci verir: "İngilizlerden ‡ok şey •ğrendim. Fransız medeniyetine hayranım. Bende duygu ve d‚ş‚nce bakımından beğenilecek ne varsa, sizindir. Bende fena olan her şeyin kaynağı benim!" T‚rklerin kurduğu Osmanlı Devleti'ni y•netenler y‚zyıllarca T‚rkl‚ğ‚ hakir g•rm‚şlerdi. M‚tareke ile birlikte bu tavır yeniden belirir. Şair Cenap Sahabettin bir Fransız dergisine verdiği yazıda ş•yle diyebilecektir: "T‚rkler ilim ve medeniyet sahasında hi‡bir şey yapmamışlar, hi‡bir eser v‚cuda getirmemişlerdir. Ne bir mezhep, ne bir felsefe, ne bir sanat yaratmışlardır." (Y.K. Karaosmanoğlu, Ergenekon, S.12Ş) 7) Jeschke, İngiliz Belgeleri, s.4,16.12.1918. 8) S.R. Sonyel, Dış Politika, l.c, s.44. 9) Jeschke, İngiliz Belgeleri, s.9, 30.7.1919. 10) Sina Aksin, İstanbul H•k•metleri, s.234 ve bir‡ok kaynakta. 11) Veliaht Abd‚lmecit, İngiliz El‡iliği Başterc‚manı Ryan'a şu a‡ıklamayı yapmıştır: "Anadolu'daki hareket haince, aptalca ve gaddarcadır." (Jeschke, TSK Kronolojisi, s.56, 8.8.1919) Şehzade Abd‚lhalim Efendi, bu gelişmelere bakarak, daha 1919 sonunda, ş•yle diyecektir: "Bu hanedan bitmiştir. Bizden millete hi‡bir 690 Başlangı… Notları hayır beklenemez artık. Bizi bir tarafa atarak, millet kendini kurtarmalıdır!" (Yakın Tarihimiz, 3.c, s.316) 12) Ama ‹ukurova'yı işgal eden Fransız birlikleri ve bu birliklerde g•revli Ermeniler ‡evreyi talana başlayınca iş değişir. D•rtyol'un Karak•se K•y‚ halkı, yollara barikatlar kurar ve 19 Aralık 1918'de gelen talancıları silahla karşılar. İşgal, yağma ve kıyım yayıldık‡a direniş genişleyecek, G‚ney Anadolu Fransızlara karşı b‚t‚n‚yle silaha sarılacaktır. (H. Saral, Vatan Nasıl Kurtuldu, s.28) Orta ve Doğu Karadeniz b•lgesinde Pontus‡u ‡etelere karşı da Karadeniz halkı silahlanır. Haksızlığa uğrayan, tehlikeyi g•ren halk ayağa kalkmaya başlar. 13) {Sakarya'dan İzmir'e, s.182) Lloyd George Yunanlıları ş•yle değerlendirmektedir: "T‚rk barbarlığı karşısında Hıristiyan medeniyetini m‚dafaa ediyorlar. B‚y‚k Yunanistan, İngiliz İmparatorluğu i‡in paha bi‡ilmez bir kazan‡ olacaktır. Doğu Akdeniz'in en •nemli adaları onlarındır. Bunlar S‚veyş Kanalı ile bizim Hindistan ve Uzakdoğu'ya giden su yollarımız ‚zerinde bulunan doğal denizaltı ‚sleridir. Eğer Yunanlılara, ulusal yayılışları d•neminde sağlam bir dostluk g•sterirsek, İmparatorluğumuzun birliğini sağlayan b‚y‚k deniz yolunun başlıca koruyucularından biri olurlar." (H. Bayur, Atat•rk'•n Hayatı ve Eseri, s.314) 14) İlk kurşunu o g‚n, Konak meydanında, gazeteci Hasan Tahsin atar. Bunu Urla ve Ayvalık'taki 173. ve 172. Alayların silahlı direnişi izleyecektir. İlk alayda sadece 18, ikincisinde ise 150 kadar er vardır. (TİH, Mondros'tan Mudanya'ya, l.c, s.267 vd.) İzmir'in Yunanlılarca işgal edildiğini duyan halk, bir‡ok şehirde olayı protesto eder. Aydın'da 57. T‚men Komutanı Albay Şefik Aker 'kuva-yı milliye' kurulmasını •nerir, silah depolarını a‡arak halkın silahlanmasını kolaylaştırır. 56. T‚men'in yeni komutanı Albay Bekir Sami G‚nsav Bandırma'ya gelir gelmez, Yunan bayraklarını toplatır, halkı silahlanmaya ‡ağırır. Yurtsever Denizli M‚ft‚s‚ Ahmet Hulusi Efendi, h‚k‚met •n‚nde toplanan halka ş•yle diyecektir: "Her ne pahasına olursa olsun, Yunanlılara karşı koymak gerekir... Ben fetva veriyorum. Hi‡bir m‚dafaa vasıtası olmayan bir M‚sl‚man dahi yerden ‚‡ taş alarak d‚şmana atmaya mecburdur." (S. Selek, Anadolu İhtilali, s.77) Ege halkı da a‡ık-gizli •rg‚tlenmeye başlar. 15) Patrik Vekili Dorotheos Mamalis, T‚rkiye Rumları i‡in trajik gelişmelere yol a‡acak bir karar alır, 'artık Osmanlı uyruğu olmadıklarını, hepsini vatandaşlık y‚k‚ml‚l‚klerinden muaf tuttuğunu' ilan eder. (B. Başlangı… Notları 691 Criss, s.163 vd.) Bu, hi‡bir hukuki dayanağı olmayan, Patrik'in boyunu ‡ok aşan tehlikeli bir karardır. Patrikhanenin, arkasında Avrupa'yı g•rd‚ğ‚ zaman neler yapabileceğini g•steren uyarıcı bir •rnek olarak tarihe ge‡er. Bunun sonucu şu olur: Yunan ordusuna katılan Rumlar, T‚rklerce yakalandıkları zaman, esir değil, evrensel hukuk kurallarına uygun olarak, hain işlemi g•recek ve idam edileceklerdir. 16) 22 Haziran 1919 g‚nl‚ Amasya Genelgesi, ilk milli m‚cadele belgesi, işbirlik‡i saraya ve h‚k‚mete karşı bir ihtilalin de ilk işaretidir. Birinci c‚mlesi, T‚rkiye'nin durumunu, Milli M‚cadele'nin amacını ve y•ntemini belirtmektedir: "Vatanın b•t•nl•ğ•, milletin bağımsızlığı tehlikededir; milletin bağımsızlığını yine milletin azmi ve karan kurtaracaktır!' 17) Temsil Heyeti Ankara'ya gelirken Hacıbektaş'ta bir akşam kalır ve M. Kemal Paşa Alevilerin lideri Cemalettin ˆelebi ile g•r‚ş‚r. Aralarında sarsılmaz bir anlayış oluşur. Yurtsever S‚nniler gibi Aleviler de Milli M‚cadele'yi y‚rekten destekleyeceklerdir. 18) İngilizci Refi Cevat Ulunay da ş•yle bağırır: "İstiklal diye bağıranlar k•t‚ niyetlidir!" Refi Cevat ve benzerlerinin ısrarla yazıp yaydıkları g•r‚şe g•re 'T‚rkiye'nin istiklale değil, İngilizlerin himayesinde yaşamaya, bu yolla gelişmeye ihtiyacı vardır; İngiltere elinden tutmazsa T‚rkler y‚r‚meyi bile beceremezler! B•yle d‚ş‚nen aydınlar şimdi de var mı, yok mu? 19) İşgal g‚n‚ Vahidettin, Sivas Milletvekili Rauf Orbay, Balıkesir Milletvekili Abd‚laziz Mecdi Tolon Hoca ve Konya Milletvekili Vehbi ˆelik Hoca'dan oluşan Meclis kurulunu da kabul eder.
Nice kahraman, dŠhi ve sanat‡ı yetiştirmiş Osmanlı hanedanının son padişahı Vahidettin'in zavallılığını, korkaklığını, teslimiyet‡iliğini a‡ıklayan bu ilgin‡ g•r‚şme ş•yle •zetlenebilir: "Vahidettin: - Bu adamlar daha ‡ok şey yaparlar, her istediklerini yaparlar! Her şeye c‚ret edebilirler! Meclis'teki s•zlerinize ve hareketlerinize dikkat ediniz! Vehbi Hoca: - Efendimiz, onların kudreti milleti yıldıramayacaktır. Millet azimlidir, kararlıdır, Hakkın yardımıyla haklarından gelecektir. Milletiniz, memleketi de, sizi de kurtaracaktır. M‚sterih olunuz padişahım. Vahidettin - Hoca! Hoca! Dikkatli olun! Bu adamlar, her istediklerini yaparlar! Mecdi Hoca - Padişahım, bu kŠfirlerin kudreti zahiridir, şu gemilerin top menzili dışına ‡ıkamaz. Senin milletinin y‚reği, onların demirin692 Başlangı… Notları den metindir. Millet, istiklali uğruna giriştiği m‚cadeleden muhakkak muzaffer ‡ıkacaktır. Endişe buyurmayınız. Vahidettin - Hoca, vaziyet meydanda! Hadiseler ortada! Bu adamlar isterlerse yarın Ankara'ya giderler! Rauf - Efendimiz, biz huzurunuzda milleti temsilen bulunuyoruz. Millet, haysiyet ve istiklale aykırı bir kaydı kabul etmemeye kesin kararlıdır. Eğer milletin hislerine terc‚man olduğumuza kani iseniz, arz ediyoruz ki, milletin sizden istirhamı, haysiyet ve istiklale aykırı bir antlaşmaya ve s•zleşmeye imza koymamanızdır. Aksi takdirde istikbali ‡ok karanlık g•r‚yoruz. Vahidettin - Rauf Bey, millet koyun s‚r‚s‚! Bu s‚r‚ye bir ‡oban lazım! İşte o da benim!" Yolda, Vehbi Hoca, derin bir acı i‡inde olan Mecdi Hoca'nın omzuna elini koyar, "Gam ‡ekme efendi..." der, "..Allah b‚y‚kt‚r! Bu millet kurtarıcısını bulacaktır. Milleti koyun s‚r‚s‚ saymak, rıza-yı ilahiye de aykırıdır. Yaşarsak, ‡ok şey g•receğiz." (R. Orbay'ın Hatıraları, Yakın Tarihimiz, 2.c, s.240) 20) T.M. G•ztepe, Vahidettin M•tareke Gayyasında, s.267. 21) S. Selek, Anadolu İhtilali, s.80-83; Ankara M‚ft‚s‚ Rıfat B•rek‡i ve yurtsever Anadolu din adamları bir karşı fetva ile bu hain fetvanın karşısına dikilirler, İstanbul fetvasının etkisini •nlerler. 22) Halkın milliyet‡ilere destek vermesini •nlemek i‡in ‡eşitli dinsel •rg‚tlerden de yararlanır. Yunanlılara karşı direnen milliyet‡ileri ezmek i‡in serserilerden oluşan Kuva-yı İnzibatiye adlı silahlı bir birlik kurar. Ayrıca, emekli ve alaylı jandarma subayı Ahmet Anzavur'a, Padişah fermanıyla paşalık r‚tbesi, ‡apulcularına da 'Kuvayı Muhammediye' unvanı verir ve milli kuvvetlerin ‚zerine yollar. İngilizlere, Ankara'ya karşı K‚rtleri birlikte ayaklandırmayı' •nerir. İstanbul y•netimini destekleyen İslamı Y‚celtme Derneği, Yunan ordusu Ege'de en kirli işleri yaparken, bildiriler yayımlayarak, "Yunan ordusunun Halifenin ordusu sayılması gerektiğini, hiƒ de zararlı bir topluluk olmadığını, asıl kafaları koparılacak mahlukatın Ankara'da bulunduğunu" ileri s‚rer. (Y. Nadi, Ankara'nın İlk G•nleri, s.117; T. Tunaya, T€rkiye'de Siyasi Partiler, s.462) Konya halkını kışkırtmaya ‡alışanlar da, "Kim milliyetƒilerle birlikte Yunana karşı giderse şer'an kˆfirdir" diyeceklerdir. (S. Tansel, Mondros'tan Mudanya'ya, 3.c, s.127) Din akt•rlerinin ‡ok faal olduğu bir d•nemdir bu d•nem. İstanbul h‚k‚meti ve •zellikle İngilizler el ele verip Anadolu'nun Ankara'ya karşı ayaklanmasına ‡alışırlar ve bazı kesimlerde başarır, kanlı kardeş kavgalarını başlatırlar. Bolu ayaklanmasından birka‡ ayrıntı: Başlangı… Notları 693 "2 Mayıs 1920 g‚n‚, Ankara'ya karşı ayaklanan D‚zce asileri Bolu'ya y‚r‚d‚ler. Bu saldırıya Bolu ve D‚zce'ye yakın bazı k•yler de katılmıştı... 3 Mayıs sabahı her taraftan şehre saldırdılar... Binbaşı İhsan şehit oldu... Birka‡ ‡apulcu koşuşarak onu soydular, şehidi ‡ıplak halde sokak ortasında bıraktılar... Ellerine ge‡irdikleri askerleri, eski lise binasının kırık camlan ile kestiler ve korkun‡ işkencelerle •ld‚rd‚ler... Bolu'da kalan (Devrekli) Abd‚lkadir adında ‡ok gen‡ bir subayı da soyarak ve işkence yaparak Bolu sokaklarında dolaştırdılar. Bı‡akla v‚cudunu delik deşik ettiler ve belediye •n‚ne attılar. Zavallı gen‡ subayın ‡ok yarası vardı ama •lmemişti. Ertesi g‚n subayın kıpırdadığını pencereden g•ren bir doktorun hanımı kocasına haber verdi. Doktor, sabahın tenhalığından faydalanarak subayı memleket hastanesine kal-dırttı. Fakat kudurmuş asiler durumu •ğrendiler ve birka‡ melun derhal hastaneye gelerek subayın boynuna bir ip ge‡irdiler ve sokaklarda s‚r‚kleyerek •ld‚rd‚ler ve 'İşte Şeyh‚lislamın fetvasının h‚km‚ yerine geldi!' diye bağırdılar." (TİH, İstiklal Harbinde Ayaklanmalar, s.10-3,113; R. €zk•k, D€zce-Bolu İsyanları, s.288 vd.) Anadolu'daki 153 yurtsever din bilgini ve m‚ft‚ de bir karşı fetva yayımlayarak bu ihanetin karşısına dikilirler. Ger‡ek dindarlar, vatanı i‡in d•v‚şen milliyet‡ilerin yanında yer alır. K•r cahiller, ‡apulcular, hainler, sahte dindarlar ve dini ‡ıkarları i‡in kullanmaya yeltenenler ise, sinecek, yeraltına gireceklerdir. Dinin i‡ ve dış siyasete alet edilmesinin acı sonu‡larını g•ren, bağnazlığın ve din s•m‚r‚s‚n‚n, yarım yamalak din eğitiminin nelere mal olduğunu yaşayan yurtseverler, bu ‡ok d‚ş‚nd‚r‚c‚, pis, vahşi olayları unutmayacaklar, yeni devletin bu t‚r olayların yinelenmesini •nleyecek bi‡imde •rg‚tlenmesine b‚y‚k •zen g•sterecektir. Bu ayaklanmalar g‚‡l‚kle de olsa kısa s‚rede bastırılır. ‹‚nk‚ hi‡birine halkın b‚y‚k ‡oğunluğu destek vermemiştir. 23) TBMM'nin a‡ıldığı tarihte T‚rkiye'deki g‚‡ler: 38 bin İngiliz, 59 bin Fransız, 17 bin İtalyan, 90 bin Yunan askeri, g‚neyde 10 bin silahlı Ermeni, kuzeyde 25 bin Pontus‡u Rum (İ. Artu‡, Kurtuluş Savaşı'nın Zorlu Yılları, s.35). Bu sayılara doğudaki Ermeni ordusu, Batı Anadolu'daki Rum, Ermeni ve M‚sl‚man ‡eteleri, Kuva-yı İnzibatiye, Anza-vur kuvveti ve isyancılar dahil değildir.
24) KS G•nl•ğ•, 2.c, s.200, 7.9.1920. 25) (Devrin Yazarları, l.c, Y. Kemal'in yazısı, s.499) Kuva-yı Milliye'nin ve ordu birliklerinin Yunan istilasına karşı koymaları ‚zerine, Ali Kemal de Ankara'yı Yunanlılara baş eğmeye davet eder: "Ankara y†neticilerinin Yunanlılara hˆlˆ meydan okumalarına ƒılgınlıktan başka 694 Başlangı… Notları bir sıfat verilemez. Yunanlılarla aramızda akılca da, ilimce de, kuvvet bakımından ve her a„ıdan bu derece fark varken, onlarla muharebelere girişilemez." (T. €zakman, Vahidettin, M. Kemal ve Milli M€cadele, s.371) 26) D‚nyada ve Rusya'da başlayan sol hareketler ve sol y•netim T‚rkleri de etkiler ama T‚rkiye'de bir‡ok nedenle ciddi bir gelişim g•stermez. Milli M‚cadele d•neminde Anadolu'da d•rt hareket g•r‚l‚r: Yeşil ordu derneği, Ankara Halk İştirakiyun Partisi (Tokat Milletvekili NŠzım, Bursa Milletvekili Şeyh Servet Efendi vb.), M. Kemal'in izni ile Ankara'da kurulmuş olan 'Resmi' Kom‚nist Partisi (Hakkı Be-hi‡, Yunus Nadi vb.; bu parti danışıklı bir partidir), T‚rkiye Kom‚nist Partisi (Mustafa Suphi, Ethem Nejat vb.). Hi‡ biri gelişmez. Bunların i‡inde en ciddisi M. Suphi'nin başında olduğu harekettir. M. Suphi ve 15 arkadaşı 1921 yılı Ocak ayı i‡inde, Ankara'ya gelmek ‚zere Kars'a, Kars'tan Erzurum'a ge‡erler. Halk bunlara kendiliğinden ya da telkin sonucu tepki g•sterir. K. Karabekir Paşa bu grubu Rusya'ya d•nmeleri tavsiyesi ile Trabzon'a yollar. Trabzon'dan bir motorla ayrılırlar, genel kanıya g•re İskele KŠhyası İttihat‡ı Yahya KŠhya'nın adamlarınca 28/ 29 Ocak gecesi denizde •ld‚r‚l‚rler. (A. Sayılgan, Solun 94 Yılı, s.91-153; F. Tevetoğlu, T€rkiye'de Sosyalist ve Kom€nist Faaliyetler, s.118-335; Mete Tuncay, T€rkiye'de Sol Akımlar, s.70-142) 27) Bu madde Saltanat‡ılarla birlikte KŠzım Karabekir Paşa'yı da rahatsız etmiştir. Cumhuriyetten sakımlmasım tavsiye edecektir. (Nutuk, 2.c, s.H7vd.) 28) Yoksul Anadolu'da bu ordunun kurulması, sonra da can, para, erzak, silah, cephane, askeri ara‡ ve gere‡ bakımından s‚rekli ikmal edilebilmesi, b‚y‚k bir zafere eşit değerde bir olaydır. Bu mucizenin sırrı, davanın haklılığı, halkın anlayış ve c•mertliği, y•netenlerin inandırıcılığı ve •nderlik yetenekleridir. Bu tarihte ordunun elinde 12 cins piyade t‚feği, 4 cins hafif makineli t‚fek, 8 cins ağır makineli t‚fek, 24 cins top vardır. (İ. Artu‡, B€y€k Taarruz, s. 53) 29) Bir soruşturma komisyonunun, İzmir ve Doğu Trakya'da n‚fus incelemesi yapması teklifini, Ankara temsilcileri hemen kabul ederler, Yunanlılar hemen reddederler. Oysa o g‚ne kadar Ege'ye 126.000 Yunan g•‡meni getirip yerleştirmişlerdir. Yunan heyetinde bulunan Savaş Bakanı Gunaris, kısa bir zaman sonra şu itirafta bulunacaktır: "Bizzat İngilizler, bu komisyonu reddetmemizi istediler. Hatta konferansa vereceğimiz cevabın metnini hazırlayıp bize verdiler!" Konferans s‚rerken yapılan İngiliz-Yunan gizli g•r‚şmelerinden birinde, konferansta alınacak kararları Ankara'nın kabul etmemesi haBaşlangı‡ Notları 695 ‚nde, ne yapmayı d‚ş‚nd‚klerinin sorulması ‚zerine Yunan heyeti adına Ordu İkinci Kurmaybaşkanı Albay Sariyanis ş•yle der: "Ordu, hedefi Ankara olan bir taarruza geƒerek, Anadolu'yu 3 ay iƒinde Mustafa Kemal kuvvetlerinden temizlemeye hazır ve muktedirdir. Hatta Karadeniz kıyılarına asker ƒıkarılarak Samsundan Sivas'a, Trabzon'dan Erzurum'a ilerleyerek bu iki †nemli merkezin ele geƒirilmesi bile planlanmıştır!1 Bu iddiaları duyan Fransız Generali Gourod, G‚ney Anadolu'daki T‚rk-Fransız ‡atışmalarında yaşanan olayları d‚ş‚nerek Yunanlıları ger‡ek‡i ve •l‡‚l‚ olmaya davet edince, Albay Sariyanis şu alaylı karşılığı verecektir: "Yunan askeri, Fransız askeri değildir generalim!" Kral Konstantin de boş durmaz, The New York Times'a bir deme‡ verir: "Mustafa Kemal bir haydut par„asıdır... Masadan sinek kovar gibi haritadan silebileceğimiz blƒf„• bir sahtek‡rdır!" Vahidettin de Konstantin ile aynı fikirdedir. 21 Mart 1921 g‚n‚, İngiliz Komiseri Sir Harold Rumbold'a, 'Mustafa Kemal'in ve arkadaşlarının eşkıya olduklarını' s•yleyecektir. 30) T‚rkiye de buna karşılık Volga Boyu'nda a‡lık ‡ekenlere verilmek ‚zere 800 ton tahıl armağan edecektir. (Bir Karag‚n Dostluğu, A. Şem-sutdinov, s.241 vd.) 696 Başlangı… Notları Kƒtahya-Eskişehir Savaşına Hazırlık Notları 1) / İnƒn•, l.c, s.250. 2) S. Tanman, T•rk Havacılık Tarihi, s.26. 3) TİH, Deniz Cephesi ve Hava HarekŠtı, s.128. 4) Ali Kemal'in konuşmaları, ‡eşitli yazılarına dayanmaktadır. (A. Kemal ve yazıları hakkında bazı kaynaklar: Kurtuluş Savaşı G•nl•ğ•; Hayat Tarih Mecmuası, 1970, sayı 9 vd.; F. Kandemir, İstiklal Savaşı'nda Bozguncular ve Casuslar; Y. Kemal, Siyasi ve Edebi Portreler, s.70-99) 5) B•y•k Zaferin Ellinci Yıldƒn•m•ne Armağan, s.129. 6) T.M. G•ztepe, Vahidettin M•tareke Gayyasında, s.258. 7) H. Bayur, T•rk Devletinin Dış Siyasası, s.84; S. Selek, Anadolu İhtilali, s.536; D. Walder, ‡anakkale Olayı, s. 117. 8) ‹ekilirken 1.194 sivili •ld‚rd‚ler (ZC, 15.c, s.238). 9) Askerlerin durumunu yansıtan bazı kaynaklar: D. Arıkoğlu, s.248; Šzleyiş, s.65; İ. ˆalışlar, 2. İnƒn• Muharebesinde 61. Fırka, s.3; A.İ. Sabis, Harp Hatıralarım, 5.c, s.73; TİH, K‚tahya-Eskişehir, s.559.
10) İ. İdikut, İdeal Komutanlarımızdan 4.T•men Komutanı N‡zım Bey, s.104. 10a) ER. Atay, ‡ankaya, s.289 vd. 11) ZC, 9.c, s.307-320. 12) ZC, 9.c, s.321; General Trikupis 2. İn•n‚ Savaşını, 'en kanlı savaşlardan biri' diye tanımlıyor.(Ge–era/ Trikupis'in Anıları, s.67); M.L. Smith, s.220. 13) KS G•nl•ğ•, 3.c, s.465. 14) D. Walder, ‰anakkale Olayı, s.140,193; R.H. Sinha, s.109; Sakarya'dan İzmir'e, s.20. 15) ZC, 9.c, s.384. 16) 4. T‚men, 5. Kafkas T‚meni, 11. T‚men. 17) KS G•nl•ğ•, 3.c, s.466; Sakarya'dan İzmir'e, s.14. 18) KS G•nl•ğ•, 3.c, s.473'ten yararlanarak. 19,) T€rk K€lt€r€ dergisi, sayı 102, General Metaksas'ın Anıları, ˆev.: Selahi R. Sonyel; M.L. Smith, s.222 vd. 19a) TİH, İdari Faaliyetler, s. 129; TİH, Deniz Cephesi ve Hava HarekŠtı, s.126; S. Tanman, T‚rk Havacılık Tarihi, s.38. 20) T•rk•n Ateşle İmtihanı, s.l67'den yararlanarak; N.H. Uluğ, Hemşeri-miz Atat•rk, s.186 vd. 21) Jeschke, TKS Kronolojisi I, s.148; Sakarya'dan İzmir'e, s.17, 22. 21a) İ. Bardak‡ı, Ankara'nın Sancılı G‚nleri, Milliyet, 19.5.1974. K„tahya - Eskişehir Savaşına Hazırlık Notları 697 22) Malta S€rg€nleri, s.317. 23) Malta S€rg€nleri, s.229-252. 24) A.E. Yalman, 2. c, s.194. 25) C. Erikan, Komutan Atat€rk, s.664. 26) General Dusmanis, s.308; Belgelerle T€rk Tarihi dergisi, sayı 49, Yunan Meclisi tutanakları. 26a) M.L. Smith, s.227. 27) T€rk K€lt€r€ dergisi, sayı 102; M.L. Smith, s.222 vd. 28) Fransız Y‚ksek Komiseri General Pelle, Kızılay İkinci Başkanı Hamit Beyi uyarır: "İngilizler Boğazlara ve İstanbul'a el koymaya „alışıyorlar!' (H. Himmetoğlu, 1. c, s.360 vd.) 29) Milli M‚cadele'yi el altından destekleyen namuslu bir Osmanlı paşa-sıdır. (H. Himmetoğlu, 1. c, s.270,415; Bilge Criss, s.184 vd.) 30) KS G•nl•ğ•, 3. c, s.473. 31) T‚rk subaylarından, r‚tbe farkı g•zetmeksizin, işgal subaylarını selamlamaları isteniyordu: Şevki Yazman, İstiklal Savaşı Nasıl Oldu, s.11; Cumhuriyete Kan Verenler, s.56; Y•zbaşı Selahattin'in Romanı, 2. c, s.12. 32) Benzer bir olay i‡in: N. Peker, s.57. 33) İlk kez İkinci İn•n‚ başarısından sonra Milli M‚cadele •nderlerinin resimleri İstanbul gazetelerinde ve fotoğra‡ı vitrinlerinde yer alır. 34) Jeschke, İngiliz Belgeleri, s.5-9. 35) KS G•nl•ğ•, 3. o, s.457. 36) Şefik Okday, B€y€kbabam Son Sadrazam Tevfik Paşa, s.41. 37) Nutuk, 2. c, s.lll. 38) Jeschke, TKS Kronolojisi I,14.4.1921. 39) İngiliz Belgelerinde, III. c, LXXX. 40) İngilizlerin sıkı kontrol‚ zafere kadar s‚rm‚şt‚r. İ. Aksoley'in anılarında ayrıntılı bilgi var. 41) Yunanlılar, İngilizlerin isteği ‚zerine 28 Nisan 1921'de İzmit'i işgal edeceklerdir. (KS G•nl•ğ•, 3. c, s.498) 42) İngiliz Belgelerinde, III. c, s.LXVII, g•r‚şme tutanağı. 43) İngiliz Belgelerinde, III. o, s.304, belge no. 110. 44) İngiliz Belgelerinde, s.92, belge no. 34. 45) İngiliz Belgelerinde, s.LIX. 46) Nutuk, II. c, s.110 vd., •zellikle Bekir Sami Bey'in mektupları. 47) Kurul ‚yeleri: Zekai Apaydın, H‚srev Gerede, Yunus Nadi, Cami Bay-kurt, İzmit Milletvekili Sırrı, Mahmut Esat Bozkurt; g•revliler: Yzb. Y‚mn‚ †resin, Muvaffak Menemencioğlu. 48) F.A. Tansel, İstiklal Harbinde M•cahit Kadınlarımız, s.39. 698 K„tahya - Eskişehir Savaşma Hazırlık Notları 49) Kişiler hakkında bilgi: N.N. Tepedelenlioğlu, s.56. 50) H. Bayur, T•rkiye Devletinin Dış Siyasası, s.88, son iki c‚mleyi, konuyu y‚r‚tmek i‡in ben ekledim; A. İzzet Paşa kurulu hakkındaki izlenimler i‡in: Y.K. Karaosmanoğlu, Vatan Yolunda, s.62-67. 51) K. Ko‡er, s.112; B. ‹ukurova, s.33 vd. 52) General İ. Aksoley'in anıları, HTM, 1969/8 vd.; H. Himmetoğlu, 1. c, s.156 vd., s.167 vd.
53) TİH, İdari Faaliyetler, s. 98 vd.; Karakol/Zabitan/Yavuz Grubu, Ham-za/M‚cahit/Muharip/Felah Grubu, Muavenet-i Bahriye Grubu, Namık Grubu, G‚neş Grubu, M.M. Teşkilatı, M.M Grubu vb. M.M Teşkilatı, gerektiğinde İstanbul'da silahlı m‚cadele i‡in kurulmuş ‡ok gizli bir kuruluştur. Her semtte şubeleri, y•neticileri, silahlı ‚yeleri vardı. Gizli Başkanı İstanbul Em.Md. Albay/Paşa Esat Furga‡ idi. M.M Grubu ise ka‡ak‡ılık yapmak ve haber toplamakla g•revliydi. Başkanı Ankara'da anıları bir‡ok yanlışla dolu olan Albay H‚samettin Ert‚rk, İstanbul'da ise Albay Kemal Ko‡er ya da Topkapılı Mehmet Bey idi. Bu iki •rg‚t, bazı hırslı ‚yeler sebebiyle s‚rekli ‡ekişme halindeydiler. Bu durum Ankara Genelkurmayını ‡ok uğraştırmıştır. (H. Himmetoğlu, 1. c, s. 100 vd.) Ankara'nın esas •rg‚t‚ son iki adı Muharip/Felah olan gruptur. Yalnız bu •rg‚te, haber alma işinde kadın kullanma yetkisi verilmiştir. Bu grubun gerektiğinde devreye girecek iki de yedek •rg‚t‚ vardı: Ferhat Grubu, Kerimi Grubu. (Himmetoğlu, 1. c, s.187,190) 54) H. Himmetoğlu, 1. c, s.293 vd. 55) Gizli Celse Zabıtları, 2. c, s.74; Nutuk, II. c, s.112; Y.K. Karaosmanoğlu, Vatan Yolunda, s.77; ‡ankaya, 1. c, s.172. 56) Atat€rk'€n S†ylev ve Demeƒleri, 1. c, s.22. 57) Y.K. Karaosmanoğlu, Atat€rk, s.lll; Y.N. Nayır, Atat€rk Diyor ki, s.91. 58) Jeschke, TKS Kronolojisi, s.143. 59) S. Yerasimos, T€rk-Sovyet İlişkileri, s.201. 60) G. Ellison, Ankara'da Bir İngiliz Kadını, s.27; T•rk•n Ateşle İmtihanı, s.172; D. Arıkoğlu, s.215. 61) Mihal L. Roda, s.151. 62) Y.K. Karaosmanoğlu, Vatan Yolunda, s.86. 63) KS G•nl•ğ•, 3. c, s.498 vd. 63a) Kızılay, Donanma Cemiyeti, mavnacılar, kayık‡ılar, hamallar, arabacılar, bazı kadın dernekleri. K„tahya - Eskişehir Savaşına Hazırlık Notları 699 63b) Bilge Criss, s. 193 vd. 63c) Bilge Criss, s.41-47, 173-193, K. Ko‡er, s.44 vd.; aralarında sultanza-deler, yabancı diplomatlar, ev hanımları, din adamları, hayat kadınları, hırsızlar, polisler, Yahudiler, Milli M‚cadele yandaşı Ermeniler, levantenler, batılılar da vardır. 64) İ. Aksoley'in anıları, HTM, 1969/9. 65) İ. Aksoley'in anılan, HTM, 1969/9. 66) A.E. Yalman, 2. c, s.192. 66a) Korsan Murat Bey hk. bilgi: H. Himmetoğlu, 1. c, s.387. 67) İ. Aksoley, HTM, 1969/10; Hakkı Petek'in anıları, HTM, 1970/9. 68) General Stratigos, l.c, s.211. 69) Spridonos, s.135; General Dusmanis, 2. c, s.135; General Stratigos, 1. c, s.210. 70) Orgeneral Asım G‚nd‚z, bu olayı anılarında ş•yle anlatıyor. "Bir g•n Şehzade Œmer Faruk Efendi, beni gƒrmek •zere evime „ıka-geldi. Anadolu'ya ge„mek hususunda ısrar ediyordu. M.M Grubundan arkadaşlarla gƒr•şt•m, 'M. Kemal Abd•lmecit'i istiyordu, o gidemedi, bari oğlunu gƒt•relim. Bu herhalde yanlış bir hareket olmaz' dedim. Şehzade de hazırlandı. Ben kıyafet değiştirmiş ve vapura biletle binmiştim. Bƒylece vapurumuz İnebolu'ya hareket etti" {Hatıralarım, s.42) 71) €mer Faruk anılarında diyor ki: "Derin bir suk‹t-u hayale uğramıştım. O zaman 23 yaşında idim. Tecr€besizdim, teess€r€m pek derin oldu. İstanbul'a d†nd€ğ€m zaman İngilizler tarafından yakalanacak, Kroker Oteline hapsedilecek veya Malta'ya s€r€lecek, belki de †ld€r€lecektim. Sarayın bana karşı takınacağı tavır, Vahidettin'in intikam almaya kalkması.. Birer birer g†z€m€n †n€ne geliyordu. İstanbul'a yaklaştıkƒa korku ve heyecandan titriyordum. Vapur Sirkeci'de rıhtıma yanaştı. Eşyalarımı bir hamala verdim. Doğruca eşim Sabiha Sultan'ın evine gittim" {Resimli Tarih Mecmuası, 1950/29 ve 1950/30) 72) N. Peker, s.333. 73) D. Kitsikis, s.231. 74) TİH, Ayaklanmalar, s.281-294. 75) KS G•nl•ğ•, 3. c, s.488; U. Kocat‚rk, Atat€rk ve TC. Tarihi Kronolojisi, s.251. 76) Y.K. Karaosmanoğlu, Vatan Yolunda, s.86. 77) Malta S€rg€nleri, s.373. 78) İla-yı Vatan, Tarikat-ı Salahiye, İngiliz Muhipleri, Cemiyet-i Ahme-diye, Teali-yi İslam, Muhafaza-yı Mukaddesat, Muhafaza-yı Saltanat, Necat ve İtila Cemiyeti vb. (B‚lent ‹ukurova, Kurtuluş Savaşında 700 K„tahya - Eskişehir Savaşına Hazırlık Notlan Haberalma ve Yeraltı ‰alışmaları, s.114-141; Vahidettin, M. Kemal ve Milli M€cadele, s.368) 79) N. Peker, s.328. 80) Malta S€rg€nleri, s.230 vd. 81) Malta S€rg€nleri, s.224. 82) Malta S€rg€nleri, s.376. 82a) Malta S€rg€nleri, s.385.
82b) ZC, 15. c, s.238 vd. (݇işleri Bakanı Fethi Okyar'ın a‡ıklaması; bu a‡ıklamaya g•re Rum ‡etelerinin sayısı 180-200, İngilizlerin dağıttığı silah sayısı 10.000) 82c) Spridonos, s.172. 83) Bir zamanlarAnkara, Anadolu'nun tiftik tekelini elinde tutan, b‚y‚k, zengin bir şehriydi. Ama ardarda gelen kıtlık, sel, ‡ekirge saldırısı, savaşlar ve İngilizlerin G‚ney Afrika'da tiftik ke‡isi yetiştirmeyi başararak tiftik tekelini kırmaları y‚z‚nden, n‚fusu y‚z binden on sekizbine d‚şerek kasabalaşır, ticaret merkezi olmaktan ‡ıkar. Bir s‚re •nce de ’ b‚y‚k bir yangın ge‡irmiş, d•rtte biri yanmıştır. Ankara, kale i‡indeki birka‡ k‚‡‚k mahalle ile İstasyondan başlayıp Meclis ve Taşhan'ın •n‚nden, Karaoğlan, Samanpazarı, Hamam•n‚ ve Cebeci'den ge‡ip Abidinpaşa tepesine ulaşan, yarı taş, yarı toprak bir tek ana yolun iki yanında yer alan daracık sokaklı ufak mahallelerden ibaretti. Şehrin ‡evresinde meyve bah‡eleri ve bağlar bulunuyordu. Yaz aylarını, Ke‡i•ren, Etlik, Kavaklıdere ve ˆankaya'daki bağ evleri ve bağ k•şklerinde ge‡iren Ankaralıların bir kısmı, Meclis a‡ıldıktan ve h‚k‚met kurulduktan sonra, bunları bazı milletvekillerine ve memurlara kiralarlar. 83a) S‚leyman K‚l‡e, s.20. 83b) Y‚cel Œzkaya, Milli M€cadele'de Ege ‡evresi, K‚lt‚r Bakanlığı Y, Ankara, 1994; M.L. Smith, s.230. 84) Nutuk, 2. c, s.109 vd. 85) Ayıcı Arif diye ‚nl‚. Atat‚rk'‚n sınıf arkadaşı. İzmir suikastı dolayısıyla 1927'de asılacaktır; bazı konulardaki tutumu hk. bilgi: R. Apak, Yetmişlik Bir Subayın Anıları, s.204 vd. 86) Nutuk, 2. c, s.125. 87) AFC, Moskova Hatıraları, s.163-172, 229; Ş.S. Aydemir, Enver Paşa, 3. c, s.592, 601 vd.; RTM, 1950/2; K. Karabekir, Enver Paşa, s.126,137; Tek Adam, 2. c, s.392 vd.; Sonyel, 2. c, s.40 vd. 87a) M‚dafaa-yı Hukuk Grubu (Birinci Grup) 10 Mayıs 1921'de kurulmuştur. 87b) F.R. Atay, ‡ankaya, s.255 vd. 88) TİH, İdari Faliyetler, s.96. K„tahya - Eskişehir Savaşına Hazırlık Notları 701 89) TİH, İdari Faaliyetler, s.69. 90) AFC, Moskova Hatıraları, s.199. 91) TİH, İdari Faaliyetler, s.263-266. 92) AFC, Moskova Hatıraları, s.196,197. 93) AFC, Moskova Hatıraları, s.198, 240 vd. 94) AFC, Moskova Hatıraları, s.197. 95) AFC, Moskova Hatıraları, s.197. 96) H. Himmetoğlu, 1. c, s.219. 97) H. Himmetoğlu, 1. c, s.406 vd. 98) Ekrem Baydar, Hatıralar, 12 Ekim 1970, Cumhuriyet gazetesi; H. Himmetoğlu, 1. c, s.406-412; Mesut Aydın, Milli M€cadele D†neminde, s.211 vd. 99) Ekrem Baydar, Hatıralar, 12 ve 13 Ekim 1970, Cumhuriyet gazetesi. 100) H. Himmetoğlu, 1. c, s.409 vd. 100a) K. €zalp, s.176. 101) H. Himmetoğlu, 1. c, s.274 vd. 101a) Hepimize Bir Bayrak, s.40. 102) KS G•nl•ğ•, 28 Nisan 1921. 103) İngiliz Belgelerinde, 3. c, s.XC VIII; ‹anakkale ve İstanbul boğazları ve ‡evresi işgalcilerce 18 Mayıs 1921 g‚n‚ tarafsız b•lge ilan edilmiştir. 103a) T‚rk dostu M. Kal‡i hakkında geniş bilgi i‡in: K. Ko‡er, s.28 vd. 104) Bu olay ve devamı, H. Himmetoğlu, 2. c, s.77-87'den yararlanılarak ve bazı benzer-ka‡ak‡ılık olayları birleştirilerek yazılmıştır. 104a) KS G•nl•ğ•, 3.c, s.518. 104b) K. Ko‡er, s.20,161. 104c) Y.K. Karaosmanoğlu, Vatan Yolunda, s.167. 104d) Y.K. Karaosmanoğlu, Vatan Yolunda, s.109 vd. 105) Kabine tutanağı: İngiliz Belgelerinde, 3. c, s.XCVIII. 105a) TİH, K‚tahya-Eskişehir, s.45,130. 105b) TİH, K‚tahya-Eskişehir, s.45. 105c) F.A. Tansel, İstiklal Harbinde M•cahit Kadınlarımız, s.25-29; A.E. Yalman, 2. c, s.315. 106) Silah ka‡ak‡ılığı ile ilgili b‚t‚n anılarda Pandikyan, saygı ile anılmaktadır. H. Himmetoğlu, TBMM'nin zaferden sonra Pandikyan'a 1.500 lira ikramiye verdiğini yazıyor. (1. c, s.412) 106a) H. Himmetoğlu, 1. c, s.272, 2. cilt, s.77 vd. 107) TİH, Deniz Cephesi ve Hava HarekŠtı, s.32, 83. 107a) Jaeschke, TKS Kronoloji I, s.154,17.6 tarihli bilgi. 108) Bu olayla ilgili esas kaynaklar: N. Peker, s.335 vd.; Y.K. Karaosmanoğlu, Vatan Yolunda, s.87 vd.; H‚sn‚ A‡ıks•zc‚, İstiklal Harbinde Kas702 K„tahya - Eskişehir Savaşma Hazırlık Notları tamonu, s.119 vd.; TİH, İdari Faaliyetler, s.112. Konu •zetlenerek aktarılmıştır.
109) Sakarya'dan İ zmir'e, s.35.
110) Sakarya'dan İ zmir'e, s.195. 111) R Peker, s.343. 112) Belgelerle T€rk Tarihi dergisi, S. Sonyel'in araştırması, sayı 49. 113) K. Karabekir, Enver Paşa, s.132 vd. 114) Bilge Umar, s.298. 114a) K. Karabekir, İstiklal Harbimiz, s.644. 114b) 3. Kafkas T‚meni. 115) General Dusmanis, s.260; M.L. Smith, s.246. 116) Œzleyiş, s.166. 117) Y.K. Tengirşenk, s.247. 118) NUtefr/T f.lHI ITT 119) Y.K. Tengirşenk, s.251, bu konuşma aslında ekim g•r‚şmelerinde yapılmıştır. 120) Œzleyiş, s.82. F. Bouillon'un 1922'de İzmir'de s•ylediği s•zden esinlenerek. 121) Bilge Umar, S:216-218. 121a) İ. Artu‡, Kurtuluş Savaşı'mn Zorlu Yıllan, s.299. 121b) TİH, K‚tahya-Eskişehir, s.161. 121c) M.L. Smith, s.234-236. 122) D. Walder, s.235 vd. 122a) Sakarya'dan İzmir'e, s.148-153. 123) Hikmet Bayur, Atat€rk ve Eseri, s.314. 124) Sakarya'dan İzmir'e, s.28-41; B. Umar, s.218 vd. 125) TİH, K‚tahya-Eskişehir, s.130-138; 17. T‚men'in adı o zaman M‚ret-tep T‚men idi. 17. T‚men adını sonra alacaktır. İzlemeyi zorlaştırma-mak i‡in şimdiden 17. T‚men diye anılmıştır. 125a) Sakarya'dan İzmir'e, s.43. 125b) Sakarya'dan İzmir'e, s.33. 126) Sakarya'dan İzmir'e, s.53 vd.; Bilge Umar, s.219. 126a) TİH, K‚tahya-Eskişehir, s.137. 127) Sakarya'dan İzmir'e, s.57; Bilge Umar, s.220. 127a) Spridonos, s. 135; Yunan ordusundaki Anadolu Rumlarının sayısı 35.000'i bulacaktır. 128) TİH, K‚tahya-Eskişehir, s.62, 67, 100; General Stratigos, 1. c, s.210; KASŠT, s.303, 327; Spridonos, s.135; Sakarya'dan İzmir'e, s.160; Albay Nairne'in ve General Marden'in raporları i‡in: Sakarya'dan İzmir'e, s.144-161. K„tahya - Eskişehir Savaşına Hazırlık Notları 703 128a) TİH, K‚tahya-Eskişehir, s. 100. 129) General Dusmanis, 1. c, s.63-69 (birka‡ g‚ne yayılmış olan tartışmalar ve olaylar biraraya getirilip •zetlenmiştir). 130) M.L. Smith, s.194 vd.; Andreas, s.11; Spiridonos, s.27. 131) K. €zalp, 1. c, s.177. 132) KS G•nl•ğ•, 28.6.1921; TİH, K‚tahya-Eskişehir, s.138; bu ‡atışmalarda T‚rk kaybı: 1 subay, 74 er şehit, 9 subay, 180 er yaralı; Yunan kaybı: 3 subay, 34 er •l‚, 2 subay, 85 er yaralı. 133) N. Peker, s.369; İstiklal Madalyası verilen tek kurum İnebolu Kayık‡ılar Derneği'dir. 133a) K. €zalp, 1. c, s.179. 134) Sakarya'dan İzmir'e, s.68-141. 135) Sakarya'dan İzmir'e, s.113. 135a) R. Orbay'ın Hatıraları, Yakın Tarihimiz, 2. c, s.404; Nebizade Hamdi, Devrin Yazarları, 1. c, s.509. 136) Sakarya'dan İzmir'e, s.117'. 137) İngiliz Belgelerinde, 3. c, 187. belge. 138) Sakarya'dan İzmir'e, s.123. 139) Sakarya'dan İzmir'e, s.195,126,17. 139a) Bir jest olarak 12 r‚tbesiz İngiliz serbest bırakılacaktır. 139b) A.İ. Sabis, 5. c, s.31 vd.; Malta S€rg€nleri, s.383 vd.; A.E. Yalman, 2. c, s.l99vd. 140) K. €zalp, s.180. 141) TİH, K‚tahya-Eskişehir, s.160,164. 142) General Dusmanis, 2. c, s.68, 69. 143) Mihal L. Roda, s.152. 704 K„tahya - Eskişehir Savaşına Hazırlık Notlan K„tahya-Eskişehir Savaşı Notlan 1) TİH, K‚tahya-Eskişehir, s.98-101. T‚rkler: 15 piyade t‚meni, 4 s‚vari t‚meni, bir s‚vari tugayı; 55.000 savaş‡ı asker, 711 ağır ve hafif makineli t‚fek, 160 top (TİH, K‚tahya-Eskişehir, s.168) Yunanlılar: 11 t‚men, bir s‚vari tugayı; 106.000 savaş‡ı asker, 908 ağır ve hafif makineli t‚fek, 318 top. (KASŠT, s.327) la) Prens Vasiopedos Andreas, bug‚nk‚ İngiliz Krali‡esinin eşinin babasıdır. Anıları yayımlanmıştır. lb) Demiryolları i‡in şu kaynaklardan yararlanılmıştır: TİH, K‚tahya-Eskişehir, s.33; TİH, Sakarya €ncesi, s.33,
95; Şevki Yazman, İstiklal Savaşı Nasıl Oldu, s.44; Kurtuluş Savaşında Demiryolu Savaşı (Behi‡ Esemenli), HTM 1968/3; Murat Ergun, Bir Demiryolcunun Kurtuluş Savaşı Hatıraları, s.l; İstiklal Harbinde Milli Demiryollarımız, Behi‡ Erkin, basılmamış anılar, ATAŞE Kitaplığı. 2) TİH, K‚tahya-Eskişehir, s.92, 94, 203. 2a) İş‡i taburları i‡in: A. M‚derrisoğlu, Kurtuluş Savaşı'nın Mali Kaynakları, s.401. 2b) TİH, K‚tahyaEskişehir, s.171. 3) ZC, I. D•nem, 11. cilt, s.236 vd. 3a) İ. Artu‡, Kurtuluş Savaşı Başlarken, s.215 vd; KS G•nl•ğ•, 3. c, s.513-525; 527-530. 4) İ. Habip Sev‚k, O Zamanlar, s.39-42. 5) Son Bizans İmparatoru 11. Konstantin'di. Bizans İmparatorluğu'nu diriltme hayalini kuran Yunanlılar, Kral Konstantin'i 12. Konstantin olarak anıyorlar. 6) Celal Erikan, Kurtuluş Savaşımızın Tarihi, s.138; F. Belen, s.329; E Al-tay, s.288; TİH, K‚tahyaEskişehir, s.225. 7) TİH, K‚tahya-Eskişehir, s.543; F. Belen, s.330. 8) TİH, K‚tahya-Eskişehir, s.273. 9) İ. İdikut, İdeal Komutanlarımızdan 4. T•men Komutanı N‡zım Bey, s.120. 10) TİH, K‚tahya-Eskişehir, s.272-277. 10a) Sessiz Bir Tarih, Abd‚rrahim Tuncak, Başkent †niv. ATAM m‚zesi tanıtma broş‚r‚; S. G•k‡en, Hep Atat€rk'€n Yanında, s.98,104,113. 11) İ. Habip Sev‚k, Atat•rk İ„in, s.17. İla) T•rk•n Ateşle İmtihanı, s.181 vd. 12) İ. Habip Sev‚k, Atat•rk İ„in, s.18. K„tahya - Eskişehir Savaşı Notları 705 12a) TİH, K‚tahya-Eskişehir, s.582-583. 12b) C. Erikan, Komutan Atat€rk, s.690. 13) F. Altay, s.289. 14) TİH, K‚tahya-Eskişehir, s.349. 15) TİH, K‚tahya-Eskişehir, s.343; General Dusmanis, s.89. 16) Nutuk, 1. c, s.19,126; İ. İnƒn•, 1. c, s.257; TİH, K‚tahya-Eskişehir, s.552. 17) TİH, K‚tahya-Eskişehir, s.351, 595. 18) TİH, K‚tahya-Eskişehir, s.349. 19) TİH, K‚tahya-Eskişehir, s.373; Yunan S‚varisi, s.100. 20) TİH, K‚tahya-Eskişehir, s.586-587. 21) T•rk•n Ateşle İmtihanı, s.182. 21a) Top‡u Albay Latif Bey'in raporu: TİH, İdari Faaliyetler, s.124 vd. 22) Bu katarla 800 hasta ve yaralı subay ve er taşınmıştır. (TİH, K‚tahya-Eskişehir, s.572); T•rk•n Ateşle İmtihanı, s.183; Œzleyiş, s.41; İstiklal Yolunda, s.121. 23) Enver Paşa olayı i‡in yararlanılan kaynaklar: Ş.S. Aydemir, Enver Paşa; Halil Kut, Bitmeyen Savaş; K. Karabekir, İstiklal Savaşımızda Enver Paşa;AFC, Moskova Hatıraları; Sakarya'dan İzmir'e, s.188 vd. 24) KS G•nl•ğ•, 3. c, s.501, 504, 522, 525, 527 (idamı, 24.5.1921). 25) Sakarya'dan İzmir'e, s.184-190. 25a) Sakarya'dan İzmir'e, s.181. 26) TİH, K‚tahya-Eskişehir, s.482-483. 26a) Spridonos, s.156; Dusmanis, 1. c, s.90. 27) TİH, K‚tahya-Eskişehir, s.170; 1889 doğumlulara kadar olanlar ‡ağrılmıştır. 28) TİH, K‚tahya-Eskişehir, s.472-477'deki emirler •zetlenerek birleştirilmiştir 29) Rahmi Apak, 70'lik Bir Subayın Hatıraları, s.254. 30) T•rk•n Ateşle İmtihanı, s.188; Y. Nadi, Ankara'nın İlk G•nleri, s.98; ER. Atay, ‡ankaya, s.523; Œzleyiş, s.59. 30a) K‚tahya-Eskişehir Savaşı i‡in yararlanılan kaynaklar: TİH, K‚tahya-Eskişehir Muharebeleri; F. Belen, T€rk Kurtuluş Savaşı, s.327-334; C. Erikan, Kurtuluş Savaşımızın Tarihi, s. 134-144; Komutan Atat€rk, s.678-701; KASŠT, s.302-421. 31) Sakarya'dan İzmir'e, s.174-175 (Papulas'ın ve Albay Pallis'in a‡ıklamaları birleştirilmiştir); Bilge Umar, s.223; General Dusmanis, 1. c, s.l-02; Nikolopulos, s.56; "Ordu Harek‡t Şubesi şu kanıya varmıştı: D•şman kuvvetinin %'•n• kaybetmiştir? (Mihal L. Roda, s.168) 706 K„tahya - Eskişehir Savaşı Notları 31a) Dusmanis, 1. c, s.90-91; General Metaksas da "M. Kemal ordusu yenilgiye uğratılmamış, hemen hemen hiƒbir kayba uğramadan geriye ƒekilip kurtulmuştur" diye yazacaktır. (Sonyel, 2. c, s.179, dipnot 176) 32) D. Walder, ‰anakkale Olayı, s.182; TİH, K‚tahya-Eskişehir, s.549. 32a) T•rkiye'nin Paylaşılması, s.355. 33) F.R. Atay, ‡ankaya, s.297. 33a) A.E. Yalman, 2. c, s.149; F.R. Atay, ‡ankaya, s.145; Yakın Tarihimiz, 1. o, s.232 (S‚leyman Nazif'in a‡ıklaması: "M. Kemal'e inanmazdım"). 33b) Sakarya'dan İzmir'e, s.167-174; TİH, K‚tahya-Eskişehir, s.531; Mihal L. Roda, 1. c, s.170; Nikolopulos, s.34; KASŠT, s.421. 33c) Andreas, s.46, 56-57, 60-61; KASŠT, s.428;
General Dusmanis, 90122. 33d) Andreas, s.61. 34) KS G•nl•ğ•, 3. e, s.605; KASŠT, s.419. 35) TİH, Sakarya €ncesi, s. 124. 36) Sakarya'dan İzmir'e, s.348 vd.; Himmetoğlu, 1. c, s.346-347. 37) Sakarya'dan İzmir'e, s.202.
K„tahya - Eskişehir Savaşı Notları 707 Sakarya Savaşı'na Hazırlık Notları 1) Gizli Celse Zabıtları, 2. c, s.103 vd. (•zetlenmiştir); H.T.Us, 1930-1950 Hatıraları, s.327; D. Arıkoğlu, Hatıralarım, s. 236. 2) AFC, Siyasi Hatıralar, s.14-15; Moskova Hatıraları, 229-230; Y. Nadi, Ankara'nın İlk G•nleri, s.94; K. Ko‡er, s.51. 2a) KASŠT, s.427; Andreas, s.77. 2b) KASŠT, s.441; Spridonos, s.159,164. 3) Spridonos, s.161. 4) Spridonos, s.161. 5) TİH, K‚tahya-Eskişehir, s.537, 563, 583; esir sayısı tartışmalı; Yunan kayıpları: 1.491 •l‚, 6.432 yaralı, 110 kayıp (KASŠT, s.419). 5a) TİH, Sakarya €ncesi, s. 155. 6) TİH, K‚tahya-Eskişehir, s.583. 7) Fevzi Paşa'nın a‡ıklaması: Gizli Celse Zabıtları, 2. c, s.116. 7a) TİH, Sakarya Savaşı, s.478; Asım G‚nd‚z, s.87; Rıza Nur, Hayat ve Hatıratım, 3. c, s.835. 7b) General Stratigos, 2. c, s.17. 8) General Stratigos, 2. c, s.17; TİH, Sakarya €ncesi, s.124. 9) Andreas, s.55, 63. 10) TİH, K‚tahya-Eskişehir, s.534; kaynakta Ankara'dan ka‡an yedi milletvekilinin adları var. 11) Andreas, s.61. 12) General Stratigos, 2. c, s.34. 13) KASŠT, s.443. 13a) General Stratigos, Yunan ordusunun Ankara'ya y‚r‚mesini ve onu yakıp yıkmak istemesini 'y‚ksek ve şerefli bir gaye' olarak niteliyor (Stratigos, 2. c, s.27). 14) Papulas, s.4; Andreas, s. 64; M.L. Smith, s.252. 15) K. Ko‡er, s.16. 16) Bu konuda bir •rnek: H. Himmetoğlu, 2. c, s.140-154. 17) KASŠT, s.449. 18) General Stratigos, 2. c, s.8 vd.; KASŠT, s.449; TİH, Sakarya Œncesi, s.22; İ. İn•n‚, s.265 vd. 18a) H. Himmetoğlu, 2. c, s.177. 18b) D. Arıkoğlu, s.238; Rıza Nur, 3. c, s.837. 18c) Yunan ikmal organizasyonu: KASŠT, s.441 vd. 19) TİH, İdari Faaliyetler, s.l38'de binanın fotoğrafı var. 708 Sakarya Savaşı'na Hazırlık Notları İmalat-i Harbiye hk. yararlandığım genel kaynaklar: Tek Adam, 2. c, s.471; TİH, İdari Faaliyetler, s.114-130; Ahmet Akar'ın Anıları, Makine ve Kimya dergisi, 1954/2; Ahmet Akyol'un anıları, MKE dergisi, 1984/9; Yıllar Boyu Tarih, 1982 /10. 20) U‡aklarla ilgili bilgiler i‡in esas olarak şu d•rt kaynaktan yararlandım: S. Tanman, T•rk Havacılık Tarihi; V. H‚rkuş, Havalarda 1914-1945; TİH, Deniz Cephesi ve Hava HarekŠtı; HTM, Milli M‚cadele'de Hava Kuvvetlerimiz, 1973/12. 20a) Œzleyiş, s. 160. 21) ZC, 11. c, s.400 vd.; Gizli Celse Zabıtları, 2. c, s.132 vd.; Nutuk, 2. c, s.126; ER. Atay, ‡ankaya, s.,297'298; İnƒn•, 1. c, s.259. 22) Nutuk, 2. c, s.117 vd.; ER. Atay, ‡ankaya, s.261 (muhafazakŠrlar hk.); K. Karabekir, İstiklal Harbimiz, s.915-924. 23) Y.K. Karaosmanoğlu, Vatan Yolunda, s.116. 24) İ. Artu‡, Kurtuluş Savaşı'mn Zorlu Yılları, s.74-75. 25) AFC, Moskova Hatıraları, s.227. 26) Gizli Celse Zabıtları, 2. c, s.161 (Tunalı Hilmi Bey'in a‡ıklamasından yararlanarak). 26a) K. Œzalp, s.206; ZC, 12. c, s.224. 27) Nutuk, 2. c, s.127 vd.; D. Arıkoğlu, Hatıralarım, s.241 vd.
28) ER. Atay, ‡ankaya, s.289. 29) Tasarıyı hazırlayanlar: Dr. Rıza Nur (Sinop), Şemsettin Bayramoğlu (Ankara), Hilmi ‹ayırlıoğlu (Ankara), Ahmet Baydar (Yozgat), H‚s-rev Sami Kızıldoğan (Eskişehir), Hacı Ş‚kr‚ Aydınlı (Diyarbakır), Hafız Hamdi Dumrul (Biga), Muhittin Baha Pars (Bursa), Hamdi †lk‚-men (Trabzon). 30) TBMM Zabıt Ceridesi, 12. c, s.18,19. 31) Asım G‚nd‚z, s.55. 31a) İngiliz Belgelerinde, III. c, s.593-594. 32) Damar Arıkoğlu, s.239; TİH, Sakarya €ncesi, s.12; gidilen yerler: Bolu, Kastamonu, ‹ankırı, Yozgat, ‹orum, Kayseri, Kırşehir, Niğde, Aksaray, Konya, İsparta, Silifke, Burdur, Antalya. 32a) Ağabeyim M. Kemal, s.50. 32b) B.N. Şimşir, Lozan Telgrafları, 1. c, s.417. Bu zavallıarın sayısı on bini aşacaktır. 33) Demirci Akıncıları, s.61 vd. 33a) Alptekin M‚derrisoğlu, Kurtuluş Savaşı'mn Mali Kaynakları, s.367 vd.; TİH, İdari Faaliyetler, s.357 vd. 34) Kaynak: E.Muh.Alb. Emin Orkut. Sakarya Savaşı'na Hazırlık Notları 709 35) İ. Bardak‡ı, Taşhan'dan Kadifekale'ye, s.111 (Ali Cemal Bardak‡ı'nın anısı). 36) N.H. Uluğ, Hemşerimiz Atat•rk, s.185-186. 37) KS G•nl•ğ•, 3. c, s.626 (Anadolu Ajansı'nın haberi). 38) Afet İnan, Atat•rk Hakkında Hatıralar ve Belgeler, s.107. 38a) Makbuz karşılığı alınan her şeyin parası, İkinci Meclis d•neminde •denmiştir (Œzleyiş, s.61). 39) TBMM işgal ve isyanlar arasında a‡ılmıştır. Meclis, isyanları •nlemek, varlığını ve amacını korumak i‡in Hiyanet-i Vataniye (Vatana İhanet) Kanunu'nu kabul etti. Kanunu var olan mahkemeler uygulayacaktı; uygulama başarılı olmadı. Kanun ayrıca casusluk, bozgunculuk, askerden ka‡ma gibi yoğun yaşanan konulan da kapsamıyordu. ‹•z‚m arayışları ve tartışmalar uzun zaman s‚rd‚. 11 Eyl‚l 1920'de, Refik Şevket İnce'nin gayretleriyle 'asker ka‡akları' hakkındaki kanun kabul edildi. Bu kanunla, askerden ka‡mayla ilgili su‡lara, Meclis'in kendi ‚yeleri arasından se‡eceği 3 milletvekilinden oluşan İstiklal Mahkemeleri adı verilen •zel mahkemeler bakacaktı. Bu mahkemelerin kurulmasındaki ama‡, hızlı ‡alışmasını ve mahkemenin yerel etkilerden bağımsız karar vermesini sağlamak, Milli M‚cadele ‚lk‚lerini korumaktı. Yetkileri zamanla vatana ihanet, casusluk, bozgunculuk, isyan, yolsuzluk konularına bakacak şekilde genişletildi. Mahkeme, polis, jandarma ve savcıların hazırladığı ilk soruşturma dosyalarına dayanarak yargılıyor, tanık dinliyor, gerekirse y‚zleştirmeye başvuruyordu. Sanığa mutlaka savunma hakkı tanınıyordu (Erg‚n Aybars, İstiklal Mahkemeleri, s.25-43 vd.). 39a) M. Baydar, Atat€rk ve Devrimlerimiz, s.312 (Saime Ayoğlu'nun anıları); N. Peker, s.368. 39b) Mondros'tan Mudanya'ya, 4. c, s.99. 39c) T/H, Sakarya €ncesi, s.189. 40) Sakarya'dan İzmir'e, s.160; Jeschke, TKS Kronoloji I, s.159. 41) Sakarya'dan İzmir'e, s.160. 41a) TİH, Sakarya €ncesi, s.150. 42) Sakarya'dan İzmir'e, s.197-198. 42a) D. Kitsikis, s.191-209. 42b) H. Bayko‡, s.22; TİH, Sakarya €ncesi, s.67. 43) TİH, Sakarya Œncesi, s.54; Talimgah 1923'te Harp Okulu adını alacaktır. 44) K‚tahya-Eskişehir Savaşı ile Sakarya Savaşı arasında eğitim s‚releri kısaltılmış ve Subay Talimgahından cepheye 600'e yakın gen‡ subay g•nderilmiştir (İ. Artu‡, B€y€k D†nemeƒ, s.309). 710 Sakarya Savaşı'na Hazırlık Notları 45) TİH, Sakarya €ncesi, s.187. 46) TİH, Sakarya €ncesi, s.185-188. 46a) D. Ankoğlu, Hatıralarım, s.239. 47) Demirci Akıncıları, s.71-73'ten yararlanarak. 48) TİH, İdari Faaliyetler, s.101; H. Himmetoğlu, 1. c, s.224. 49) İ. İn•n‚, 1. c, s.252-253. 50) TİH, Sakarya €ncesi, s.193; Spridonos, s.170. 51) TİH, Sakarya €ncesi, s.200. 51a) Baj Makario, s.66. 51b) TİH, Sakarya, s.474. 51c) 9 piyade t‚meni, bir s‚vari tugayı, orduya bağlı ‚‡ top‡u birliği ve takviyeli bir alay katılıyor. 296 top, 2.052 hafif makineli, 672 ağır makineli t‚fek. Ordunun sağ gerisini 4. T‚men (Afyon), sol gerisini 11. T‚men (Gemlik-Bilecik) koruyor. Cephe gerisinde ayrıca piyade ve demiryolu alayları var. Trakya'dan getirtilen t‚men (15. T‚men veya Bağımsız T‚men diye anılıyor) savaşın sonunda Eskişehir'e gelir. T‚rkler: 167 top, 205 hafif makineli t‚fek, 515 ağır makineli t‚fek (KASŠT, s.435; Vandemir, s.12; TİH, Sakarya, s.4). 52) Sath-ı m‚dafaa (alan savunması) diye anılan bu y•ntem ş•yle •zetlenebilir: "K€ƒ€k, b€y€k her birlik bulunduğu yeri b€y€k †zveriyle ve inatla savunacak. Savunma hattı kırıtırsa, tutunabildiği en yakın bir mesafede, ilk durabildiği noktada mevzilenecek ve savaşa devam edecek. Yanındaki birlikler, eski y†ntemde olduğu gibi onunla birlikte geri ƒekilmeyecekler. Bulundukları yerde kalacak ve direnecekler. Yani savaş alanının her noktasında savaşa devam edilecek. Hat değil nokta savaşı yapacaklar?
(Geri ‡ekilme ancak gerektiğinde ve ‚st komutanların izni veya emri ile olacak.) Oysa o g‚ne kadarki genel kurala g•re, savunma hattı kırıtırsa, birlikler birlikte ve b‚y‚kl‚kleriyle orantılı bir mesafeye ‡ekilir, geride yeniden bir cephe hattı oluştururlardı. M. Kemal Paşa yeni y•ntemiyle, bu savunma savaşı tekniğini b‚t‚n‚yle değiştiriyor ve geleceğin savaş tekniklerini etkileyecek bir ‡ığır a‡ıyor. 52a) 16.8.1921 g‚nl‚ emir, HTVdergisi, sayı 69, belge no. 1512; KS G€nl€ğ€, 3.c, s.632. 52b) Mihal L. Roda, s.82 vd. 53) D. Kitsikis, s.215; M.L. Smith, s.254, 404. 54) Bug‚nk‚ Yassıh•y‚k. Polatlı'nın 15 km. kuzeyindeki antik yer. S•ylenceye g•re ‡•zenin Asya'ya egemen olacağı k•rd‚ğ‚m burada bulunuyordu. 55) Mihal L. Roda, s.97. Sakarya Savaşı'na Hazırlık Notları 711 56) İlerde Askeri Fabrikalar Genel M‚d‚rl‚ğ‚ adını alacaktır. (MKE'nin atası) 57) Ahmet G‚rsoy (Usta Bey), Ahmet Akar, Ahmet Akyol, Tosbidik Ahmet, Tavşan Ahmet, Kavak Ahmet (TekAdam, 2. c, s.471-47). 58) Bu sayıya Afyon g‚neyindeki 6. T‚men, Afyon doğusundaki M‚ret-tep T‚men, Kocaeli b•lgesindeki S‚vari Tugayı ve milli m‚frezeler dahil değildir. 59) TİH, Sakarya €ncesi, s.210. 59a) M. Goloğlu, Cumhuriyete Doğru, s.196. 59b) Nutuk, 2. c, s.133 ile TİH, Sakarya, s.341, Orduya Beyanname'sinden yararlanarak. 59c) Salih Bozok, s.165. 59d) V. H‚rkuş, s.104 vd. (105.sayfada bu g‚zel u‡ağın resmi var) 60) Erg‚n Aybars, İstiklal Mahkemeleri, s.120. 60a) A. M‚derrisoğlu, Kurtuluş Savaşı'nın Mali Kaynakları, s.486. 61) Yıllar Boyu Tarih, 1982 Ekim, sayı 10 (Ahmet Akyol Usta'nın anıları); MKE dergisi, 1954/2 (Ahmet Akar Usta'nın anıları). 62) İlki eczacı Y‚zbaşı Ahmet, ikincisi Albay İsmail Hakkı; ilki F. Altay'ın eniştesi, ikincisi babasıdır (F. Altay, s. 355). 63) HTM, İ. Aksoley'in anıları, 1970/10. 712 Sakarya Savaşı'na Hazırlık Notları Ankara'ya Yƒrƒyƒş Notları 1) S‚vari t‚meninin b‚t‚n kuvveti 882 subay ve erdir. la) Bu tarihte İstanbul'da evsiz, sadakaya muhta‡ 65.000 g•‡men vardır. Vakit gazetesi İzmir ve Trakya'nın işgalinden sonra g•‡ eden T‚rklerin sayısını 367.000 olarak veriyor (KS G•nl•ğ•, 4. c, s.94). lb) Şerif G‚ralp, s.175. 2) TİH, Deniz Cephesi ve Hava HarekŠtı, s.155. 3) KASŠT, s.457. 4) Mihal L. Roda, s.173; İlia Vutieridu, s.4; genel olarak: Andreas, s.92 vd.; Nicolopulos, s.61. 5) R‚sumat IV hk. yararlandığım kaynaklar:Yakın Tarihimiz, 3. c, s.346 (Emrullah Nutku); RTM, 1956/78; Nahit ‹apaner, Kurtuluş Savaşında Deniz Kahramanları, s.18 vd. 6) İlia Vutieridu, s.7; Spridonos, s. 171; Nicolopulos, s.66. 7) Nikolopulas, s.58. 8) TİH, Deniz Cephesi ve Hava HarekŠtı, s.155; S. Tanman, T‚rk Havacılık Tarihi, s. 107; Kurtuluş Savaşı'nın ilk havacı şehidi Teğmen Fehmi'dir, 24.3.191???, (Vecihi, Havalarda, s.98). 9) TİH, Sakarya €ncesi, s. 230; S. Adil, s.380-381. 10) TİH, Sakarya €ncesi, s.231. 10a) Sakarya Savaşı boyunca cepheye 50.100 yeni er katılır. Bu sayı, kayıp sayısından daha y‚ksek olduğu i‡in Batı Cephesi savaştan, sayı bakımından daha da g‚‡l‚ ‡ıkacaktır {TİH, Sakarya €ncesi, s.55). 10b) Klasik savunma anlayışına uygun olarak, genel savunma hattını koruyup, topluca ve kısa geri ‡ekilişlere adım adım savunma denirdi. Bu eski savunma anlayışına ilişkin bir deyimdir. M. Kemal Paşa'nın y•ntemi bundan ‡ok farklıdır. 11) Asım G‚nd‚z, s.59; F. €zdilek, AAM dergisi, sayı 11; İ. Hakkı Tek‡e, Anılar, G•naydın, 13.12.1977; Sakarya Meydan Muharebesi, T. ve F. Okulu Komutanlığı, s.11; s•z konusu tepe Gazi Tepe olarak anılmaktır. 'Kemalpaşa Tepesi' adı ile de haritalara işlenmiştir. 12) D. Kitsikis, s.191, 202; Sakarya'dan İzmir'e, s.209. 12a) Nutuk, 2. c, s.134. 13) Yakınlarından Hatıralar, s.107, 117; Dr. İ. €zkaya, Milliyet (10.11.19-76); R.E. Onaydın, İstiklal Yolunda, s.12. 13a) Spridonos, s.171; Nicolopulos, s.65. 14) R. Şevket İnce'nin G‚ncesi, Milliyet (29.10.1982); İ. Hakkı Tek‡e'nin Hatıraları, Milliyet (13 Kasım 1968). Ankara'ya Yƒrƒyƒş Notları 713 15) Œzleyiş, s.66.
16) TİH, Sakarya €ncesi, s.124. 17) KS G•nl•ğ•, 4. c, s.430, 544; Sakarya'dan İzmir'e, s.396; Milli M€ca-dele'de Bursa, s.200; K. Misailidis, s.230,248; TİH, Ayaklanmalar, s.25, 33, 37, 54-60, 60-65, 85, 88, 98-105, 142, 166, 185, 188-200; Y‚zbaşı Selahattin, 2. c, s.66, 94; R. €zk•k, D€zce-Bolu İsyanları, s.288, 290; C. Kutay, İstiklal Savaşı'nın Maneviyat Ordusu, s.99 vd. 18) 150'likler listesi, No. 34, No. 42 (€zakman, Kronoloji, s.331-335); Y.K. Karaosmanoğlu, Ergenekon, s.116 vd. 18a) €zakman, Vahidettin, M. Kemal ve Milli M€cadele, s.371. 19) Y. Nadi, Birinci B€y€k Millet Meclisi, s.7, 117; T. Bıyıklıoğlu, Atat€rk Anadolu'da, s.17; Y. Kemal, Devrin Yazarları, 1. c, s.499; R. €zk•k, D€zce-Bolu İsyanları, s. 253; S. Tansel, Mondros'tan Mudanya'ya, 3. c, s.127. 20) T•rk•n Ateşle İmtihanı, s.190. 21) M. Kemal Paşa 16 Ağustosta yaralanmış, Ankara'ya gelmiş, muayene olmuş, 17 Ağustosta tekrar cepheye, Alag•z'e d•nm‚şt‚r; farklı tarihler yanlıştır. (Fethi Okyar'ın G‚ncesi, T€rk K€lt€r€, 82. sayı, s.748-749; R.E. Onaydın, İstiklal Yolunda, s.121; İ.H. Tek‡e, Hatıralar, 13.11.1968, Milliyet; KŠzım İnan‡ Paşa'nın Ankara'dan Polatlı'ya yolladığı telgraf (Harp Tarihi Belgeleri dergisi, sayı 75/1976, belge no. 1621); F. Belen, s.343. 22) Fevzi Paşa'ya da, İsmet Paşa'ya da, k•yde bulunan iki katlı, altı taş, ‚st‚ kerpi‡ birer k‚‡‚k ev ayrılmıştı. Fevzi Paşa ile İsmet Paşa'nın karargŠh ve ev olarak kullandıkları bu evler zamanla yıkılmıştır. Yalnız Başkomutanlık KarargŠhı m‚ze olarak korunuyor. 23) TİH, Sakarya €ncesi, s.150. 24) S. K‚l‡e, s.221; N. Hakkı Uluğ'dan aktaran: İ. Artu‡, B‚y‚k D•neme‡, s.151. 24a) Akıncılar Yasası metni: T. Erg‚l, Kurtuluş Savaşında Manisa, s.393. 24b) Y.K. Karaosmanoğlu, Vatan Yolunda, s.159. 25) Andreas, s.93; Spridonos, s. 164. 25a) Mihal L. Roda, s.173; İlia Vutieridu, s.7. 26) TİH, Sakarya €ncesi, s.266; Bayko‡, s.16. 27) R.H. Sinha, s.118,119. 27a) Başağa: Yaren geleneğinde en b‚y‚k yaren, başkan. 28) N. Peker, s.267. 28a) Sevr Antlaşması, tam metni: Seha Meray-Osman Olcay, Osmanlı İm-paratorluğu'nun ‹•k‚ş Belgeleri; •zeti: €zakman, Vahidettin, M. Kemal ve Milli M€cadele, s.435 vd. 714 Ankara'ya Yƒrƒyƒş Notları 28b) R.H. Karay, Ago Paşa'nın Hatıratı, s.88 vd. 28c) TİH, İdari Faaliyetler, s.479. 28d) A. Galip Tok‡a, İki M•tareke Arasında Mudanya, s.14. 29) †‡ s‚vari, bir piyade alayından kurulu, ge‡ici bir t‚men (İ. Artu‡, B€y€k D†nemeƒ, s.243). 30) R‚sumat onuncu seferini yaparken 1921 Eyl‚l sonunda yakalanmamak i‡in yine kaptanın emriyle batırılacak ama gemicik bu kez y‚ze-meyecektir. Bu, Kurtuluş Savaşı boyunca, Yunan donanmasının onca didinmesine karşı, milli deniz kuvvetlerinin verdiği tek kayıptır (Yakın Tarihimiz, 3. c, s.380, Emrullah Nutku). 30a) Askeri tarihlerimizde Edipidu M‚frezesi diye anılan birlik (Evlidis M‚frezesi, KAS€T, s.455). 31) KASŠT, s.463. 32) Sakarya'dan İzmir'e, s.196, 212 vd. 33) Bu bağlantının sırrı şimdi de teknik olarak a‡ıklanamıyor. 34) General Harington'un anıları, s.108. 34a) T•rk•n Ateşle İmtihanı, s.191-193; bu tarihte M. Kemal Paşa 40, Halide Hanım 37 yaşındadır. 34b) Gazetenin 262. sayısında. 35) Bu •nlem, en k•t‚ olasılık d‚ş‚n‚lerek alınmıştır {TİH, Sakarya €ncesi, s.136, Kroki No. 15). 36) Cumhuriyete Doğru, s.261-302; K. Karabekir, Enver Paşa, s.85-90, 164; RTM, 2. sayı, 1950; AFC, Moskova Hatıraları, s. 236, 271; Ş.S. Aydemir, Enver Paşa, 3. c, s.603; F.R. Atay, ‡ankaya, s.255; Halil Paşa'nın Hatıraları, s.354-358; Anadolu İhtilali, s.575; EJ. Z‚rcher, s.2-30; Fethi Okyar'ın g‚nl‚ğ‚, T€rk K€lt€r€ dergisi, sayı 82; Yakın Tarihimiz, 1. c, s.307 (S.S. Karaman'ın yazısı). 37) Yunan S‚varisi, s.137,148; Andreas, s.113. 38) V. H‚rkuş, s.106; S. Tanman, T•rk Havacılık Tarihi, s.108. 38a) N. Peker, s.367. 39) T•rk•n Ateşle İmtihanı, s.194. Ankara'ya Yƒrƒyƒş Notlan 715 Sakarya Savaşı Notları 1) Sakarya Savaşı i‡in yararlandığım genel kaynaklar: TİH, Sakarya Meydan Muharebesi; Baki Vandemir, Sakarya'dan Mudanya'ya; Hulusi Bayko‡, Sakarya Meydan Muharebesi; İ. Artu‡, B€y€k D†nemeƒ; F. Belen, T•rk Kurtuluş Savaşı, s.335-374; KASŠT, s.421-612; Andre-as, Felakete Doğru; Spridonos, s.167-210. la) Yunan S€varisi, s.144; Spridonos, s.174; Andreas, s.103-105. lb) Sakarya'dan İzmir'e, s.217; K. €zalp,
s.204 (Bakanın bu a‡ıklaması, iki yandan birinin gevezeliği y‚z‚nden basına yansıyacaktır). 2) Nicolopulos, s.79. 3) D. Arıkoğlu, Hatıralarım, s.250. 4) H. Bayko‡, s.53. 5) / İnƒn•, s.252. 5a) KASŠT, s.470. 6) KASŠT, s.471; Vandemir, s.35: 'Mangal Dağı karşısında 17.000 kişi toplanmıştı'. 7) Ş. Soğucalı, İstiklal Harbinde Olaylar, s.95; Nicolopulos, s.17. 8) TİH, Sakarya, s.ll; S. Adil, s.382. 9) İ. Hakkı Tek‡e, Milliyet, 13.11.1968. 10) Yunan S€varisi, s.144; Spridonos, s.174. 10a) Nikolopulos, s.73. 10b) TİH, Sakarya, s.39. 10c) KASŠT, s.484; Asım G‚nd‚z, s.88. 11) İlia Vutieridu, s.14; KASŠT, s.477,485, 487; Andreas, s.113. İla) Yunan S‚varisi, s.148. 12) TİH, Sakarya, s.49. 12a) Atat‚rk'‚n D‚ş‚nce ve Uygulamalarının Evrensel Boyutları Sempoz-yomu (Ank. Univ.), s.163 (Prof. Abd‚lvahap Bouhdiba'nın anısı). 12b) Bilal N. Şimşir, Doğunun Kahramanı Atat•rk, s.41 vd., 480 vd.; Uluslararası Atat‚rk Sempozyumu, İşbankası, •zellikle s.359-418; Atat‚rk'‚n D‚ş‚nce ve Uygulamalarının Evrensel Boyutları Sempozyumu, Ank. Univ., •zellikle s.161-186. 12c) E.B. Şapolyo, Milli M•cadele'nin İ„ Alemi, s.101. 12d) M.L. Smith, s.248. 13) TİH, Sakarya, s.57. 14) Ş. Soğucah, İstiklal Harbinde Olaylar, s.88. 14a) TİH, Sakarya €ncesi, s.113; C. Erikan, Komutan Atat‚rk, s.721. 716 Sakarya Savaşı Notları 15) TİH, Sakarya, s.62 vd. 15a) Andreas, s.112. 15b) Andreas, ikinci ‡eviri, s.113. 15c) I. Kolordu, s.25, 27. 16) C.K. İncedayı, s.lll; C. Erikan, Komutan Atat€rk, s.719 vd. 16a) C.K. İncedayı, s.113. 16b) Ş. Soğucalı, İstiklal Harbinde Olaylar, s.9; 38. Alayla, s. 16. 16c) Bu savaş sırasında 57. T‚men Kurmay Başkanı Yarbay Salih Zeki Bey şehit oldu. 17) Spridonos, s.178; Yunan S€varisi, s.150; Ambelas, s.22; Sakarya'dan İzmir'e, s.219; TİH, Sakarya, s.76. 18) Ambelas, s.22; Bayko‡, s.92. 18a) Andreas, s.113. 19) Nikolopulos, s.77, 79; Ambelas, s.22 19a) KASŠT,sA91. 20) F. Altay, s.303. 21) Spridonos, s.179; Sakarya'dan İzmir'e, s.219 vd. 22) F.R. Atay, Eski Saat, s.123. 22a) KS G•nl•ğ•, 4. c, s.23 (1.9.1921). 23) TİH, Sakarya, s.484,1.058 subay+ 17.422 er Ž 18.580. 24) TİH, Sakarya, s.61,123. 25) Ambelas, s.22; F. Altay, s.303. 25a) İ. ‹alışlar, s.32. 25b) İ. ‹alışlar, s.25. 26) TİH, Sakarya, s.74,79 (Başkomutan'ın saat 23.00'te verdiği yazılı emirden). 26a) F. Altay, s.304. 27) Nicolopulos, s.80. 28) Andreas, s.110. 29) KASŠT, s.501; İlia Vutieridu, 8.17; Andreas, s.110. 29a) Yetmişlik Bir Subayın Hatıraları, s.245. 29b) Ambelas, s.21. 30) Bayko‡, s.98 (1. Grubun bug‚nk‚ zayiatı 970 subay ve er); On Yıllık Harbin Kadrosu, s.279-280; İstiklal Savaşında 7. T•men, A.R. •zkul, s.93; TİH, Sakarya, s.94. 31) TİH, Sakarya, s.95; Bayko‡, s.102. 32) R. Apak, Yetmişlik Bir Subayın Hatıraları, s.250; Binbaşı Ziya Ekinci Moskova'ya ataşemiliter olarak yollanacaktır (AFC, Moskova Hatıraları, s.329). Sakarya Savaşı Notları 717 33) HTM, 1971/2 (Efe Mehmet Sultanahmet cezaevinde yatar, 1923'te serbest bırakılır). 34) KASŠT, s.499; TİH, Sakarya, s.96. 35) Jaeschke, TKS Kronolojisi I, s.160. 36) M. €nder, Yeni Konya gazetesi, 6.9.1953; TİH, İstiklal Harbinde Ayaklanmalar, s.187. 36a) Andreas, s.122; İ. ˆalışlar, s.45. 36b) İlia Vutieridu, s.21. 37) İ. ˆalışlar, s.39; TİH, Sakarya, s.92. 38) Bug‚n 5. Kafkas T‚meni'nin 13. Alayının 1. Taburunda sadece 4 subay canlı kalabilmişti (A.
M‚derrisoğlu'ndan aktaran: İ. Artu‡, B‚y‚k D•neme‡, s.110). 38a) Bayko‡, s.108. 39) Spridonos, s.185. 40) KASŠT, s.503. 41) R. Apak, Yetmişlik Bir Subayın Hatıraları, s.255. 41a) 38. Alayla, s.18. 41b) M. Kemal Paşa'nın Meclis'teki a‡ıklaması, 19.9.1921, ZC, 12. c, s.258. 41c) F. Altay, İstiklal Harbimizde S•vari Kolordusu, s.28, dipnot. 42) Andreas, s.113. 43) Nicolopulas, s.81. 44) F.R. Atay, Eski Saat, s.125. 44a) Spridonos, s.185; KASŠT, s.503. 45) Spridonos, s.185. 46) Spridonos, s.184, 203. 47) Dr. Rıza Nur, Hayat ve Hatıratım, 3. c, s.860. 48) R.Ş. İnce'nin G‚nl‚ğ‚, 29.10.1982, Milliyet. 48a) İstanbul eczanesinin sahibi H‚seyin Bey bir‡ok ilacı parasız verecektir. 48b) Bayko‡, s.119; D•rd‚nc‚ Kolordu, s.109. 48c) TİH, Sakarya, s.117; Bayko‡, 119; Vandemir, 30.8 b•l‚m‚. 49) Bayko‡, s.124,135: M‚rettep Kolordu ile 4. Grubun Ayaş-Kalecik ‚zerinden, •teki grupların Ankara g‚neyinden Kızılırmak'a ‡ekilmeleri •ng•r‚l‚yor. 49a) TİH, Sakarya, s.125,137. 50) KASŠT, s.535-537; Bayko‡, s.119,129; Sakarya'dan İzmir'e, s.222. 50a) 38. Alayla, s.20; TİH, Sakarya, s.118: "lS.T€men bir buƒuk tabur mevcudunda kalmıştı" 50b) Şerif G‚ralp, s. 187'den yararlanarak. 718 Sakarya Savaşı Notları 50c) ZC, 12. c, s.258; İ. Artu‡, B€y€k D†nemeƒ, s.131. 51) 57. T‚men'in 37. Alayında sadece iki subay sağ kaldı, 8. T‚men'in 135. Alayı mevcudunun ‚‡te ikisini yitirdi (TİH, Sakarya, s.133). 52) ‹al'daki Yunan kaybı: 49 subay •l‚, 145 subay yaralı, 613 er •l‚, 3.4-34 er yaralı ve 72 kayıp = 4.313 (KASŠT, s.549); TİH, Sakarya, s.133, 137. 53) TİH, Sakarya, s.130, 141; Bayko‡, s.129; /. İnƒn•, 1. c, s.263; İstiklal Savaşında IV. Kolordu, s.110. 53a) Ş. Soğucalı, İstiklal Harbinde Olaylar, s.86-87'den esinlenerek. 54) TİH, Sakarya, s.147; Bayko‡, s.142; TİH, Sakarya, s.142; Vandemir, 1 Eyl‚l paragrafı (esir d‚şme). 54a) "Birinci Kolordunun durumu korkunƒtu. Mevcudu €ƒte bire inmiş" (Andreas, ikinci ‡eviri, s. 141) 54b) TİH, İdari Faaliyetler, s.354 (M.S. Bakanlığı'nın 31.8.1921 g‚nl‚ yazısı). 55) Andreas, ikinci ‡eviri, s.127. 55a) Spridonos, s.90; Andreas, s.114,132; İlia Vitieridu, s.21. 55b) Vecihi H‚rkuş, s.115. 56) Bayko‡, s.158; 38. Alayla, s.21. 56a) Cumhuriyete Kan Verenler, s.187; M.L. Smith, s.254-255 (Kral sevgilisi Paola'ya yazdığı mektupta, bu savaş ahlakına aykırı hareketi savunuyor). 56b) KASŠT, s.543 vd.; General Stratigos: "T•rklerin „ekileceklerini sanıyorduk" {Sakarya'dan İzmir'e, s.226) 56c) 38. Alayla, s.22; bu cepheye 'Şehit Mehmet hattı' adı verilir. 56d) Sakarya'dan İzmir'e, s.226. 57) Papulas'ın raporundan: "Kamyonların şayan-ı hayret bir ƒl„•de azalması, ikmal işini imk‡nsız kıldı" {TİH, Sakarya, s.490) 58) Papulas'ın raporu, TİH, Sakarya, s.489 vd.; KASŠT, s.553. 59) Andreas, s.133; Papulas'ın bu tarihteki hesabına g•re kayıp 29.000'dir (Dusmanis, 1. c, s.129); savaş s‚rd‚k‡e bu sayı artar. 60) Andreas, s. 144; KASŠT, s.555. 61) D. Arıkoğlu, Hatıralarım, s.253. 61a) Alaydan sadece 285 kişi sağ kalmıştır. (Ahmet G‚rsoy, Atat•rk'•n Muhafızı Osman Ağa, M‚dafaa-yı Hukuk Derneği Giresun Şubesi Yayını 1, s.27.) 62) K. €zalp, s.203; İstiklal Savaşında M•rettep Kolordu, s.155. 62a) Alayın 1. Taburunda 61, 2. Taburunda 42, 3. Taburunda 26 piyade eri kalmıştır (Ş. Soğucalı, İstiklal Harbinde Olaylar, s. 101). 62b) 38. Alayla, s.23-24. Sakarya Savaşı Notları 719 62c) D. Arıkoğlu, Hatıralarım, s.252. 62d) KS G•nl•ğ•'n•n 3. cildi, 14.8'den Sakarya Savaşı'nın sonuna kadar her g‚n bu t‚r haberlerle dolu. 63) General Stratigos, 2. c, s.31. 64) TİH, Sakarya, s.173.
65) KASŠT, s.559; TİH, Sakarya, s.190; Papulas'ın aldatıcı emri: "...Bundan, ordunun taarruzdan ve ileri hareketten vazgeƒtiği anlamı ƒıkarılmamalıdır. Aksine, bu savunma tedbirleri sayesinde taarruz sırasında, kuşatma hareketi iƒin kuvvet tasarruf etmemiz m€mk€n olacaktır:' 65a) Demirci Akıncıları, s.82 vd. 65b) Mihal L. Roda, s.179. 66) Sakarya'dan İzmir'e, s.217. 66a) Andreas, s.175. 66b) A.E. Yalman, 2. c, s.201; A.İ. Sabis, 5. c, s.33. 67) A.E. Yalman, 2. c, s.199; A. İhsan Sabis, 5. c, s.31 vd.; Malta S€rg€nleri, s.383 vd. 68) Malta S€rg€nleri, s.386 vd.; A.E. Yalman, 2. c, s.206. 69) Sakarya'dan İzmir'e, s.219 (General Stratigos'un raporu); Stratigos, 2. c, s.31. 70) Anadolu İhtilali, s.633; A. G‚nd‚z, s.100. 71) Dusmanis, 1. c, s.132. 71a) Dusmanis, 1. c, s.134. 72) K. €zalp, 1. c, s.203, 213 vd. 73) TİH, Sakarya, 198 (İsmet Paşa'nın raporu). 73a) KASŠT, s.557. 74) Sakarya'dan İzmir'e, s.228. 75) Sakarya'dan İzmir'e, s.206. 75a) İlia Vutieridu, s.87. 76) TİH, Sakarya, s.207. 76a) Andreas, s.142. 77) KS G•nl•ğ•, 4. cilt, s.39, 9.9.1921. 78) Andreas, s. 145-150; KASŠT, s.563. 79) Andreas, s.148. 80) 38. Alayla, s.25. 81) A.İ. Sabis, 5. cilt, s.36-37. 82) KS G•nl•ğ•, 4. cilt., s.39. 83) Andreas, s.148,149,185,148,176. 84) K. €zalp, 1. c, s.205 vd.; T•rk•n Ateşle İmtihanı, s.202. 85) TİH, Sakarya, s.209; Andreas, s. 151. 720 Sakarya Savaşı Notları 86) Andreas, s.152. 87) Andreas, s.155 vd.; istifasının metni, TİH, Sakarya, s.223. 88) €zalp, s.207. 88a) 38. Alayla, s.26 vd. 89) TİH, Sakarya, s.230. 90) KASŠT, s.569; Andreas, s. 156. 91) Ankara'dan Polatlı'ya giderken, Polatlı'nın solunda, ovanın ortasındaki kara renkli ilgin‡ dağ. 91a) ZC, 10. c, s.197-223; ZC, 12. c, s.172-179. 92) Andreas, s.157. 93) TİH, Sakarya, s.268, 279, 282 vb. 94) TİH, Sakarya, s.259. 95) K. €zalp, s.210. 96) TİH, Sakarya, s.250 vd.; s.257 (raporun 3. maddesi). 97) F. Altay, s.308. 97a) İsmet Paşa 13.45'teki emriyle bu olasılığı bildirerek birlikleri uyarmıştır (TİH, Sakarya, s.246). 98) Andreas, s.164-166. 98a) Sakarya'dan İzmir'e, s.230. 99) KS G•nl•ğ•, 4. c, s.49 vd. Şenlikler g‚nlerce s‚recektir. 100) Damar Arıkoğlu, Hatıralarım, s.172. 101) €. Sami Coşar, Milli M•cadele Basını, s.84. 101a) ‡ankaya, s.294. 102) TİH, Sakarya, s.266; ZC, 12. c, s.237 (Başkomutan'ın TBMM'ye verdiği rapor); General Stratigos, raporunda, 'yaralılara ˆok iyi muamele edildiğini' belirtir (İ. Artu‡, B€y€k D†nemeƒ, s.267). 103) İ. ‹alışlar, s.73. 103a) S. Adil Bey de bir s‚re sonra mirlivalığa y‚kseltilecektir. 103b) 5., 9. ve 24. T‚menler lağvedilir, subay ve erleri •b‚r t‚menlere verilir. 103c) Ordunun elinde 5.000 atımlık mermi vardır, b‚t‚n T‚rkiye'de ise 20.000. Oysa Sakarya Savaşı sırasında yalnız orta ‡aplı toplar tutumlu olarak 60.000 mermi harcamıştır. Yeni bir savaş i‡in genel olarak, 100.000 mermi gerektiği hesaplanıyordu {TİH, Sakarya, s.322). 104) Ş. Soğucah, İstiklal Harbinde Olaylar, s.109-113. 105) Dusmanis, 1. c, s.156,2. c, s.99. 106) Mirlivanın karşılığı tuğ+t‚mgeneralliktir. 107) 21 Eyl‚l g‚nl‚ Orduya Beyanname'sinde komutanları, subayları ve erleri coşkun bir dille •vecektir. Erler i‡in ş•yle diyor: Sakarya Savaşı Notları 721 "..D•nyanın hi„bir ordusunda y•reği sizinkinden daha temiz ve sağlam bir askere rastgelinmemiştir. Her zaferin
mayası sendedir. Her zaferin en b•y•k payı senindir!" {TİH, Sakarya, s.342) 108) dair Price, Sakarya Savaşı i‡in ş•yle yazıyor: "İki y•zyıldan beri Batı, ihtiyar Osmanlı İmparatorluğunu par„alamaya „alışıyordu. Fakat Sakarya'da T•rk•n kendisi ile karşılaştı ve ona dokunduğu anda da tarihin yƒn• değişti. Tarih bir g•n Sakarya kıyılarında cereyan eden ve „ok kimsenin bilmediği bu savaşı, devrimizin en b•y•k olaylarından biri olarak kaydedecektir!' (A.J. Toynbee, T€rkiye, s.123) A.J. Toynbee de ş•yle diyor: "Denilebilir ki bu savaş i„inde yaşadığımız y•zyıl tarihinin en b•y•k savaşlarından biridir!' (aynı yer) 722 Sakarya Savaşı Notlan Bƒyƒk Taarruza Hazırlık Notları 1) TİH, Sakarya, s.283,295; s‚varileri S‚vari Kolordusunun t‚menlerine verilerek M‚rettep T‚men dağıtılır. 2) Sakarya'dan İzmir'e, s.269. 3) TİH, Sakarya, s.289 (Gunaris'in Savaş Bakanına cevabı). 4) Mihail Roda, s.170. 5) M.L. Smith, s.258-259. 6) A. Emin Yalman, 2. c, s.211. 7) Demirci Akıncıları, s.88-89. 8) Malta S€rg€nleri, s.389. 9) Malta S€rg€nleri, s.392. 10) Sakarya'dan İzmir'e, s.132. 11) T.M. G•ztepe, Vahidettin M•tareke Gayyasında, s.411'den yararlanarak. 12) Sakarya'dan İzmir'e, s.264. 13) Sakarya'dan İzmir'e, s.231-234, 252-253. 14) Sakarya'dan İzmir'e, s.251. 15) Sakarya'dan İzmir'e, s.243. 16) Jeschke, TKS Kronolojisi I, s.162; KS G•nl•ğ•, 4. c, s.56. 17) Y.K. Karaosmanoğlu, Vatan Yolunda, s.149 vd. 17a) T•rk•n Ateşle İmtihanı, s.205. 17b) T•rk•n Ateşle İmtihanı, s.205. 18) Stratigos, 2. c, s.35. 19) ZC, 12. c, s.254 vd., •zetlenerek. 20) ZC, 12. c, s.264, 153 sayılı yasa; aynı doğrultuda Manisa Milletvekili S‚reyya Yiğit ve 62 arkadaşının, Erzurum Milletvekili Durak Bey'in, Aydın Milletvekili Tahsin (San) Bey'in, Siirt Milletvekili Halil Hulki (Aydın) Efendi'nin de •nerileri de vardı. 21) Œzakman, Kronoloji, s.163. 22) TİH, Sakarya, s.326 (Bakan'ın emri), 327 (Papulas'ın cevabı). 23) Y. Kadri Karaosmanoğlu, Vatan Yolunda, s.155, 158; T•rk•n Ateşle İmtihanı, s.205 vd.; K. €zalp, s.213, 218; Sakarya'dan İzmir'e, s.230 (İngiliz raporu); TİH, Sakarya, s.240,255,268,279, 282,284,290,293, 299,308,312,314,318,319,336 (Papulas'ın bu konudaki raporu), 346, 347 (Cenevre toplantısı), 404; Ambelas, s.24; Spridonos, s.267; Dus-manis, s.377; M.L. Smith, s.256; KS G•nl•ğ•, 4. c, s.68, 82. Bƒyƒk Taarruza Hazırlık Notları 723 24) Ş.S. Aydemir, Enver Paşa, 3. c, s.615 vd.; 4 Ağustos g‚n‚ Sovyetler'le ‡arpışırken, Pamir eteklerinde şehit olacaktır. 25) Sakarya'dan İzmir'e, s.268. 26) Nicolopulos, s.96. 27) K. Karabekir, İstiklal Harbimiz, s.936 vd.; A.M. Şemseddinov, s.220 vd.; İsmail Soysal, s.39 vd.; Kurtuluş Savaşımız, s.137 vd. 28) Fahri Belen, T•rk Kurtuluş Savaşı, s.422. 28a) TİH, İdari Faaliyetler, s.461. 29) Ger‡eği, Anadolu savaşlarında bulunmuş olan K.D. Kanellopulos, 19-37'de yayımlanan K€ƒ€k Asya Mağlubiyeti adlı kitabında a‡ıklamıştır: "Muazzam ƒl• kitlesi ve 25.000 kişilik yaralı kafilesi" (1. c, s.8) Yunan Askeri Harp Tarihi Dairesi'nin hazırladığı 'K‚‡‚k Asya Seferinin €zetlenmiş Tarihi' adlı resmi tarihte (1967) ger‡eğe daha a‡ık olarak yer verilir: "Yunan ordusu, muharip kuvvetinin % SO'sini Sakarya savaş alanında bıraktı" (s.701) Daha k‚‡‚k sayılar ağır yenilgiyi •rt bas etme amacını g‚tmektedir. T‚rk kaybı: 5.713 subay ve asker şehit, 18.480 subay ve asker yaralı. Ne oldukları bilinmeyenler ve esirler bu sayıya dahil değildir. Bunlar dahil toplam genel kayıp 33.654't‚r (A. M‚derrisoğlu, Sakarya Meydan Muharebesi G€nl€ğ€, s.623). Yunan ‚niformalı Batı saldırganlığı, ordu ve halka Sakarya'da yaklaşık 50.000 kayba malolmuştur. 29a) Trikupis'in Anıları, s.86. 30) A. İhsan Sabis, 5. c, s.54 vd. Anıları, Paşa'nın dedikoduculuğunu, ge‡imsizliğini, hastalık derecesindeki kibrini, vehimliliğini, sorumsuzluğunu apa‡ık belirtmektedir. Sonradan yazdığı i‡in anılarını istediği gibi kurgulamış. Bir‡ok iddiasını anıların yayımlandığı tarihte yaşamayanlara y‚kl‚yor. Yalnız Milli M‚cadele kahramanlarına değil, tarihe karşı
da ayıp ediyor. 31) Œzleyiş, s.44. 32) Œzleyiş, s.82. 33) F. Rıfkı Atay, Eski Saat, s.265'den yararlanarak. 34) M.L. Smith, s.266, 281; Dusmanis, s.13; N. Psyrukis, Anadolu Seferinin Nedenleri, Sosyal Adalet dergisi, Ekim ve Aralık 1964 sayıları; Gu-naris'in ağlaması: Stratigos, s.72. 35) Kurtuluş Savaşımız, s.146 vd.; Sakarya'dan İzmir'e, s.280 vd.; K. Œzalp, s.221; Fransız kuvvetleri ‡ekilirken, Adana'da birikmiş fazla silah ve malzemenin yarısını parasız bırakır, yarısını para karşılığı verir. Bunlar arasında, 10 u‡ak ile 3 telsiz istasyonu da vardır; 'y‚z bin asker' konusu: Sakarya'dan İzmir'e, s.288; Bige Yavuz, s.151 vd. 36) Sakarya'dan İzmir'e, s.273, 281 vd., 338; Sonyel, 2. c, s.215 vd. 724 Bƒyƒk Taarruza Hazırlık Notları 37) Aralov, s.l vd.; AFC, Moskova Hatıraları, s.260, 263-270; Sonyel, 2. c, s.187. 38) Belleten, sayı 200, s.849 vd. (Ziya G‚rel); Behi‡ Erkin, İstiklal Harbinde Milli Demiryollanmız, 2. c, s.l; HTM, 1968/3 (Demiryolu Savaşı). 39) Y.K. Karaosmanoğlu, Vatan Yolunda, s.160-162. 40) KS G•nl•ğ•, 4. c, s.125. 41) Sakarya'dan İzmir'e, s.279-280; bu konudaki İngiliz belgelerini incelemiş olan B.N. Şimşir diyor ki: "Sivil Yunan idaresi, vergi toplamaktan, sistematik el koymalar ve doğrudan doğruya T€rk mallarını gasbet-meye kadar ƒok y†nl€ ve ƒok geniş bir s†m€r€ politikası biƒiminde uygulanmıştır... Anadolu'da kan d†kmekle kalmamışlar, Anadolu'nun kanını da emmişlerdir!'M.L. Smitht, s.286; Sakarya'dan İzmir'e, s.422; S. Selek, Anadolu İhtilali, s.411 vd. 42) A.İ. Sabis, 5. c, s.81,168. 43) D•rt bir yanı kat kat tel •rg‚, siper ve ağır makineli t‚fek yuvalan ile ‡evrili, uzun zaman direnebilecek kadar cephane, su ve yiyecek yığıl■ mış y‚ksek yerler. Bir ‡eşit kale. 43a) Passaris, s.41. 44) ZC, 14. c, s.221 vd. (•zetlenerek). 45) Emin Erişirgil, İslamcı Bir Şairin Romanı, s.255, 191, 153; Safahat, s.129-159, 289, 140-141, 193, 191, 321, 192, 346, 344, 320, 305, 347; ayrıca K€fe, s.17, Seyfi Baba, s.55, Berlin Hatıraları, s.264; Œ.R. Doğ rul, Nesirler, s.268-373'ten yararlanılmış, birka‡ s•zc‚k sadeleştirilmiştir. 46) Sakarya'dan İzmir'e, s.348-355; Sonyel, 2. c, s.256. 47) KS G•nl•ğ•, 4. c, s.166,182. 48) A.İ. Sabis, 5. c, s.55, 56,102,127,141, 249. 49) Nutuk, 2. c, s.143. 50) Sivas Kongresi Tutanakları, s.52, 69, 73 vd. 51) KS G•nl•ğ•, 4. c, s.219-220. 52) A.İ. Sabis, 5. c, s.60,127,173; Ziya G•ğem, 1. c, s.123, 2. c, s.193. 53) Genel bilgi: Nutuk, 2. c, s.168-171; A.İ. Sabis, 5. c, s.184 vd.; Asım G‚nd‚z, s.120-122; F. Altay, s.316, 319-326; K. €zalp, s.228-230; /. İnƒn•, 1. c. s.269,272; İ. ˆalışlar, Sakarya'dan İzmir'e 1. Kolordu, s.17-19; Selahattin Adil, s.396; TİH, B‚y‚k Taarruza Hazırlık, s.191 vd.; Aralov, s.87-88. 54) Nutuk, 2. c, s.144. 55) Sakarya'dan İzmir'e, s.341. 56) Sakarya'dan İzmir'e, s.328, 330, 342; Sonyel, 2. c, s.218. Bƒyƒk Taarruza Hazırlık Notları 725 56a) Aslında Sevr kadar tehlikeli bir tasarıdır. Bilgi i‡in: Sakarya'dan İzmir'e, s.331 vd. 57) K. Karabekir, İstiklal Harbimiz, s.994. 58) A.İ. Sabis, 5. c, s.169,179, 203, 218, 224, 300 vs.; F. Belen, s.404, dipnot; F. Altay, s.326. 59) AFC, Moskova Hatıraları, s.264. 60) Y. Kemal Tengirşenk, Vatan Hizmetinde, s.250. 60a) KS G•nl•ğ•, 4. c, s.253. 60b) TİH, İdari Faaliyetler, s.479. 60c) Sina Aksin, İstanbul H•k•metleri ve Milli M•cadele, s.143-147 vb. 60d) İ.H. Okday, Yanya'dan Ankara'ya, s.410 vd. 60e) ZC, 16. c, s.218 vd. 60f) D. Kitsikis, Yunan Propagandası, s.63 vd.; ‡alışma y•ntemleri: Kişisel ilişkiler, dostluklar, salon toplantıları, sohbet yemekleri, mektuplar, kitaplar, dergiler, b‚ltenler, konferanslar, baskı grupları oluşturmak, dernekler, geziler, •d‚ller, hizmet satın almak vb.; s.72 vd. 61) Y. Kemal Tengirşenk, s.256. 62) Y. Kemal Tengirşenk, s.258; bu, Vahidettin'in TBMM'yi tanımayı ikinci kez reddetmesidir. İlki 28.1.1921'dir (Jeschke, Kurtuluş Savaşı ile İlgili İngiliz Belgeleri, s.161). 63) Rumbold'un 7 Mart 1922 g‚n ve 232 sayılı yazısı (Sonyel, 2. c, s.220 vd., dipnot 388; Sonyel, ayrıca: Son
Osmanlı Padişahı Vahidettin ve İngilizler {Belleten, 154/1975'te, ‡alınan belgelerin fotoğraflarını, bununla ilgili İngilizlerin birimleri arası yazışmalarnı a‡ıklıyor). 63a) ZC, 18. c, s.2 vd.; o d•nemde Meclis toplantı yılının başlangıcı 1 Mart idi. 63b) Y. Kadri Karaosmanoğlu, Ergenekon, s.109 vd.; Meclis bu yasa taslağını d‚zeltilmesi i‡in geri yollayacaktır. 63c) KS G•nl•ğ•, 4. c, s.312. 64) H. Bayur, T•rkiye Devletinin Dış Siyasası, s.107; Y.K. Tengirşenk, Vatan Hizmetinde, s.262 vd.; GZC, 3. c, s.172 vd.; Sakarya'dan İzmir'e, s.348. 64a) Sonyel, 2. c, s.224; Sakarya'dan İzmir'e, s.347 vd.; K‚rk‡‚oğlu, s.225 vd. 65) H. Bayur, T•rkiye Devletinin Dış Siyasası, s.108 vd.; D. Walder, ‡anakkale Olayı, s.191-196. 65a) Y.K. Karaosmanoğlu, Ergenekon, s.108 vd. (yazının tarihi: 14 Mart 1922) 65b) Demirci Akıncıları, s.212 vd. 66) Sakarya'dan İzmir'e, s.389 (g•r‚şme tarihi: 15 Mart 1922). 726 Bƒyƒk Taarruza Hazırlık Notları 67) H. Bayur, T•rkiye Devletinin Dış Siyasası, s.110; Sakarya'dan İzmir'e, s.366 vd. 68) Nutuk, 2. c, s.155 vd.; F.R. Atay, ‡ankaya, s.305; Sakarya'dan İzmir'e, s.368; TİH, B‚y‚k Taarruza Hazırlık, s.351. 69) Dar‚lf‚nun Grevi ile ile ilgili kaynaklar: K. İsmail G‚rkan, Dar€lf€nun Grevi; M. Goloğlu, Cumhuriyete Doğru, s.381-384,413-420; T.M. G•ztepe, Vahidettin M•tareke Gayyasında, s.414 vd.; KS G•nl•ğ•, 4. o.ı s.351 vd. 69a) Aralov, s.81-119. 69b) G. Bilgehan, Mevhibe, 1. c, s.91. 69c) Sakarya'dan İzmir'e, s.394 vd. 69d) M.L. Smith, s.286. 69e) M.L. Smith, s.292. 69f) H. Himmetoğlu, 2. c, s.154-187. 69g) Ankara'nın cevabı: TİH, B‚y‚k Taarruza Hazırlık, s.363 vd. 70) Sakarya'dan İzmir'e, s.369, 373, 375, 389. 70a) KS G•nl•ğ•, 4. c, s.408; Y. Ko‡, İstiklal Harbinde İstanbul Sendikaları G•revini Yaptı mı? (T€rk-İş dergisi, no. 350, Nisan-Mayıs 2002) 71) AFC, Moskova Hatıraları, s.329 vd. 72) GCZ, 3. c, s.310-329; konuşmalar •zetlenip sadeleştirilmiştir. 73) GCZ, 3. c, s.334-354; Nutuk, 2. c, 159-165; konuşmalar •zetlenmiştir. 74) AFC, Moskova Hatıraları, s.344 vd. 75) Bu 44 kişi Yıldız'da misafir edilen ve 'Yıldız Yaranı' diye anılan Anadolu şeyhleri, hocaları olmalı (A.B. Kuran, İnkılap Tarihimiz ve Jƒn T•rkler, s.376). 76) Sakarya'dan İzmir'e, s.396 vd. 76a) Dar€lf€nun Grevi, s.70 vd. 76b) G. Bilgehan, Mevhibe, 1. c, s.90 vd. 77) M.L. Smith, s.281, 291, 295 vd. 77a) Kanellopulos, 2. c, s.51. 77b) D. Arıkoğlu, s.280. 78) S. Selek, Anadolu İhtilali, s.137-138, H. Fehmi Bey'in anıları. 78a) KS G•nl•ğ•, 4. c, s.482, 488, 494 vd. 78b) Sakarya'dan İzmir'e, s.444. 79) Muharrem Giray'm anıları, Yakın Tarihimiz, 2. c, s.356 vd. 79a) KS G•nl•ğ•, 4. c, s.452. 80) F. Belen, s.404, dipnot; /. İnƒn•, s.269, 273; C. Erikan, Komutan Atat€rk, s.761 vd. 81) A. İhsan Sabis, 5. c, s.322 vd. Bƒyƒk Taarruza Hazırlık Notları 727 82) K. €zalp, s.230. 83) K. €zalp, s.229; Nutuk, 2. c, s.171. 84) Refet Paşa'nın İngiliz Binbaşı J.D. Henry ile İnebolu'da g•r‚şmesi: Sakarya'dan İzmir'e, s.317 vd.; K. €zalp, s.229; Nutuk, 2. c, s.171; Ara-lov, s.128; S. Selek, Anadolu İhtilali, s. 147 vd.; Asım G‚nd‚z, s.237. 85) N. Ta‡alan, Ege'de Kurtuluş Savaşı Başlarken, s.49, 195; Bilge Umar, s.309; K. €zalp, s.229. 86) Sakarya'dan İzmir'e, s.409,414, 417-421; M.L. Smith, s.294, 295, 297, 298, 329; Spridonos, s.237; İzmir'den Bursa'ya, s.127 vd. 86a) KS G•nl•ğ•, 4. c, s.504. 86b) S.R. Sonyel, 2. c, s.229. 87) Sakarya'dan İzmir'e, s.414-427; M.L. Smith, s.304. 88) ZC, 21. c, s.349 vd.; Nutuk, 2. c, s.176; K. Karabekir, İstiklal Harbimiz, s.1077 vd. 89) ZC, 21. c, s.358 vd.: Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa; Milli Savunma Bakanı KŠzım Œzalp Paşa; Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal Tengir-şenk; Adalet Bakanı Celalettin Arif Bey (sonra Rıfat ˆalıka); Dinişleri Bakanı Abdullah Azmi Efendi; Maliye Bakanı Hasan Fehmi Bey; Milli Eğitim Bakanı Vehbi Bolak; Ekonomi Bakanı Mahmut Esat Bozkurt; Bayındırlık Bakanı Reşat Bey; Sağlık Bakanı Fuat Umay (Rıza Nur'a vekŠleten);
݇işleri Bakanı Ata Bey (Fethi Okyar'a vekŠleten). 90) K. Œzalp, s.230. 91) TİH, B. Taarruza Hazırlık ve B‚y‚k Tarruz, s.180; İ. İn•n‚, s.279, 285. 92) M.L. Smith, s.305. 93) TİH, İdari Faaliyetler, s.479. 93a) TİH, B‚y‚k Taarruza Hazırlık, s.20. 93b) C. Erikan, Kurtuluş Savaşımızın Tarihi, s.201. 94) /. İnƒn•, 1. c, s.279 vd.; D. Arıkoğlu, 285 vd.; ‡ankaya, s.308 vd.; TİH, B‚y‚k Taarruza Hazırlık, s.204; Œzleyiş, s.115; Asım G‚nd‚z, HTM, 1974/8; 30 Ağustos Hatıraları, s.41; Asım Us, 1930-50, s.34; BTTD, Kurtuluş Savaşı Œzel Sayısı, s.82; H.R. Soyak, Atat•rk'ten Hatıralar, s.135. 94a) 95) 96) 97) Sakarya'dan İzmir'e, s.431; KS G•nl•ğ•, 4. c, s.571. Asım G‚nd‚z, s.147. Sakarya'dan İzmir'e, s.384,455; K‚rk‡‚oğlu, s.233; Sonyel, 2. c, s.260; M.L. Smith, s.260; B.N. Şimşir, İngiliz Belgelerinde, IV. c, s.LXXIX ve 326 vd. 97a) Sakarya'dan İzmir'e, s.430. 728 Bƒyƒk Taarruza Hazırlık Notlan 98) 30 Ağustos Hatıraları, s.21, 24. 99) Nutuk, 2. c, s.173; Yakın Tarihimiz, 3. c, s.5 (K. Œzalp'in a‡ıklaması). 100) Asım G‚nd‚z, s.147. 100a) Par‡a par‡a toplam 106.400 İngiliz lirası gelmiştir (77//, İdari Faaliyetler, s.175). 101) K. Œzalp, s.233; TİH, İdari Faaliyetler, 8.175‚ Œzleyiş, s.91. 102) S. Selek, Anadolu İhtilali, s.138 (Hasan Fehmi Ata‡'ın anıları). 103) Sakarya'dan İzmir'e, s.401 vd. 104) KS G•nl•ğ•, 4. c, s.573. B‚y‚k Taarruza Hazırlık Notları 729 Afyon Gƒneyine Yƒrƒyƒş Notları 1) İ. Bardak‡ı, s.90, 96,104 (İ. Abilov'in anıları); Aralov, s.146,150. 2) K. Œzalp, s.233. 3) M.L. Roda, s.83,124. 3) Nurettin Paşa'nın Anıları, HTM, 1976/1. 4) Kanellopulos, s.51. 5) Nutuk, 2. c, s.174; Nurettin Paşa'nın anılan, HTM, 1976/1; F. Altay, s.329. 6) Kanellopulos, s.52; Passaris, s.64; C. Erikan, Kurtuluş Savaşımızın Tarihi, s.203 (1. T‚men'den bu hainin, Afyon g‚neybatısında otuz bin askerin toplandığını bildirmesi, onca gizlilik ‡abasını sıfıra indirebilirdi. Yunan komutanlar, başka g•stergeler olmadığı i‡in bu ihbarı ciddiye almamışlardır). 7) S. Tanman, T•rk Havacılık Tarihi, s.147-148. 8) Mahmut Soydanın G‚nl‚ğ‚, HTM, 1966/7. 9) Kanellopulos, s.54; Passaris, s.55. 10) Demirci Akıncıları, s.308 vd. 11) E Altay, s.331 vd.; S. Selışık, 1. S‚vari T‚meni. 12) B‚y‚k Zaferin Ellinci Yıld•n‚m‚ne Armağan, H. Bayur'un incelemesi, s.79. 13) Passaris, 2. c, s.l. 14) Yakın Tarihimiz, 3. c, s.9 (K. Sami Bey'in anıları); Ş. Yazman, B•y•k Taarruz Nasıl Oldu, s.27; Ş. Soğucalı, 38. Alayla, s.43; Cumhuriyete Kan Verenler, s.294 (General N. Aytek'in anısı); F. Belen, s.427. 15) C. Erikan, Kurtuluş Savaşımızın Tarihi, s.201. 16) İki yanın g‚‡leri: Subay Er T‚fek Hf.Mk.Tf. Ağ.Mk.Tf. Top Kılı‡ T: 8.658 199.283 100.352 2.025 839 323 5.282 Y: 6.418 218.205 90.000 3.139 1.280 450 1.280 Otomobil Kamyon U‡ak 33 198 10 1.776 4.036 50 {TŒH, B‚y‚k Taarruza Hazırlık, s.16) 730 Afyon Gƒneyine Yƒrƒyƒş Notları Bƒyƒk Taarruz Notları 1) B. Taarruz i‡in yararlanılan askeri kaynaklar: TİH, B‚y‚k Taarruz; TİH, B‚y‚k Taarruzda Takip HarekŠtı; İ. Artu‡, B€y€k Taarruz; F. Belen, T•rk Kurtuluş Savaşı, s.427 vd.; KASŠT, s. 685-983; K.D. Kanel-lopulos, K•„•k Asya Mağlubiyeti; Passaris, K€ƒ€k Asya Ordusunun ‡†z€lmesi ve Esareti. la) Sayı i‡in: İ. Artu‡, B€y€k Taarruz, s.70. lb) 38. Alayla, s.45. lc) Demirci Akıncıları, s.311. 2) F. Belen, s.430 vd.
3) S. Tanman, T•rk Havacılık Tarihi, s.150; Kanellopulos, s.76. 4) Passaris, s.70. 5) Kanellopulos, s.71; /. İnƒn•, 1. c, s.293. 6) Kanellopulos, s.72, 79; KASŠT, s.743, 757; Passaris, s.84. 7) Ş. Soğucalı, İstiklal Harbinde Olaylar, s.123-127; 38. Alayla, s.48 vd. 8) KASŠT, s.731. 9) IV. Kolordu, s.229; TİH, B. Taarruz, s.122. 10) Trikupis'in Anıları, s.29. 11) ZC, 23. c, s.268 (M. Kemal Paşa'nın a‡ıklaması). İla) İ. Bardak‡ı, Taşhan'dan Kadifekale'ye, s.117. llb) TİH, B‚y‚k Taarruz, s.134. 12) F. Belen, s.447. 13) C. Erikan, Komutan Atat€rk, s.805; F. Belen, 443. 14) F. Altay, s.335 vd. 15) KASŠT, s.775; Kanellopulos, 2. c, s. 11 vd. 16) /. İnƒn•, 1. c, s.289. 16a) Spridonos, s.252. 17) TİH, B‚y‚k Taarruz, s.174 vd.; F. Altay, s.337 vd. 2. T‚men'in şehitleri arasında 13. Alay Komutanı Y‚zbaşı Galip ile birlikte ‚‡ y‚zbaşı ve iki de teğmen vardı. Bu alay 'intihar alayı' adıyla anılır. F. Altay diyor ki: "Bug•n•n saygıdeğer şehitleri i„in Eğret (Arnikaya) yakınında bir anıt yaptırdım. Kƒyl•ler her yıldƒn•m• g•n• orada toplanarak dua ederler!' (s.339) 17a) İ. Artu‡, B€y€k Taarruz, s.130; F. Altay, s.339. 17b) Sakarya'dan İzmir'e, s.458. 18) T•rk•n Ateşle İmtihanı, s.249'dan esinlenerek. Bƒyƒk Taarruz Notları 731 19) TİH, B‚y‚k Taarruz, s.224. 19a) Kanellopulos, s.41 vd. 20) Kanellopulos, 2. c, s.35, 37, 37, 44, 45, 47; Spridonos, s.255; KASŠT, s.799, 807; Trikupis, s.31 (Yb. Saketas, teslim olmamak i‡in intihar edecektir); TİH, B‚y‚k Taarruz, s.277; İ. Artu‡, B€y€k Taarruz, s.166; Kanellopulos bu b‚y‚k kitlenin i‡inde 'bir‡ok sayıda g•‡menin de bulunduğunu' yazıyor. 21) Sakarya'dan İzmir'e, s.458. 22) Sakarya'dan İzmir'e, s.460, 462. 22a) TİH, B‚y‚k Taarruz, s.224. 22b) ‘. Artu‡, B€y€k Taarruz, s.186. 23) Kanellopulos, 2. c, s.61-81; E Belen, s.469; KASŠT, s.828 vd. 24) 30 Ağustos Hatıraları, s.47 (M. Kılı‡'ın anısı). 24a) İ. Artu‡, B€y€k Taarruz, s.171. 24b) 26 Ağustos sabahı başlayıp 30 Ağustos gecesi biten 5 g‚nl‚k meydan savaşına Batı Cephesi Komutanlığı 'Başkumandan Meydan Savaşı' adını vermiştir. 25) Bu b‚y‚k facia g‚n‚ Yunanlıların kayıpları tam olarak saptanamamıştır. 20.000 esir, yaralı ve •l‚ olarak tahmin ediliyor (İ. Artu‡, B€y€k Taarruz, s.173). 26) /. İnƒn•, 1. c, s.290; Atat‚rk diyor ki "Kendilerine bir milletin talihi emanet edilmiş adamlar, milletin kuvvet ve kudretini yalnız ve ancak yine milletin gerƒek ve elde edilmesi m€mk€n menfaatleri yolunda kullanmakla g†revli olduklarını bir an hatırlarından ƒıkarmamalıdırlar? 27) 30 Ağustos Hatıraları, s.47; Cumhuriyet y•netimi, yakılan binlerce caminin ve mescidin yerine en kısa zamanda yenilerini yapacaktır. 27a) Spridonos diyor ki: "Maalesef silah altındaki Yunanlılar arasında, nisbet itibariyle az fakat hepsini lekeleyen, insanlıktan ve insanlık d•ş•ncesinden mahrum bir„ok kimse mevcuttu. İzmir'e doğru y•r•mekte olan bu kitle i„indeki bu hırsız, kundak„ı, haydut ve kaatiller, temizlenmesi m•mk•n olmayan birer lekedir!1 (s.266) 28) 1.785 ev, 12 cami ve mescit, 636 d‚kkŠn ve mağaza yanmıştır (TİH, B. Taarruzda Takip HarekŠtı, s.35). 29) Sakarya'dan İzmir'e, s.455,465,479. 30) Sakarya'dan İzmir'e, s.484,485,491,496. 31) M.L. Smith, s.328; Ambelas, s.160; bu isyancı t‚men Urla'ya ‡ıkarılır, birka‡ g‚n sonra da Yunan adalarından birine yollanır. 32) TİH, B. Taarruzda Takip HarekŠtı, s.51 vd.; Trikupis, s.38 vd.; F. Belen, s.488-492; Spridonos, s.261. 732 Bƒyƒk Taarruz Notları 33) A. G‚nd‚z, s.181. 34) S.S. Berkem, Unutulmuş G•nler, s.130; T•rk•n Ateşle İmtihanı, s.243 vd.; Œzleyiş, s. 102 vd.; Trikupis, s.40; Bug‚n Fevzi ‹akmak mareşalliğe, İsmet İn•n‚, Nurettin Paşa, Yakup Şevki Subaşı korgeneralliğe, Albay Asım G‚nd‚z, Albay İzzettin ‹alışlar, Albay Ali Hikmet Ayer-dem, Albay Ş‚kr‚ Naili G•kberk, Albay Kemallettin Sami G•k‡en, Albay Halit Karsıalan, Albay KŠzım Sev‚ktekin, Albay Naci Eldeniz, Albay M‚rsel Baku mirlivalığa (tuğgeneralliğe) terfi ettiler vb. 34a) 38. Alayla, s.55.
35) 38. Alayla, s.53'ten yararlanarak. 36) Spridonos, s.230. 37) İ. Artu‡, B€y€k Taarruz, s.210. 38) M.L. Smith, s.327; Sakarya'dan İzmir'e, s.516; D. Walder, s.214. 39) İ. Artu‡, B€y€k Taarruz, s.238; TİH, B‚y‚k Taarruz ve Takip HarekŠtı, s.71, 78, 82-85,106; Yunan S‚varisi, s.232. 40) A. G‚nd‚z, s.131. 40a) HTM, 1967/9. 41) TİH, B‚y‚k Taarruz ve Takip HarekŠtı, s.245, 244; T. Œzakman, Vahi-dettin, M. Kemal ve Milli M€cadele, s.554 (Savaş sonunda kesin esir sayısı: 20.826, en az •l‚ sayısı 121.500 kişidir); /. İnƒn•, s.300; T‚rk kaybı: 146 subay, 2.397 er şehit, 378 subay, 9.477 er yaralı (İ. Artu‡, B€y€k Taarruz, s.288). 42) S.S. Berkem, s.132 vd. 43) İ. Bardak‡ı, Taşhan'dan Kadifekale'ye, s. 151,152. 43a) Nuyan Yiğit, Atat•rk'le 30 Yıl, İbrahim S‚reyya Yiğit'in Œyk‚s‚, s.210 vd. 44) TİH, B‚y‚k Taarruz ve Takip HarekŠtı, s.125-127; Bilge Umar, İzmir'de Yunanlıların Son G•nleri, s.267 vd. (B. Umar Kadifekale'ye bayrak ‡ekenin Teğmen Celal olduğunu yazıyor) 45) F. Altay, s.355. 46) Tek Adam, 3. c, 8.11. 47) Œzleyiş, s.129. 48) ‡ankaya, s.314. 49) U. Kocat‚rk, Kronoloji, s.342. 49a) F. Altay, s.357. 50) F. Altay, s.359 vd.; lin‡ olayı ve Nurettin Paşa'nın rol‚ vb. hk. ayrıntılı bilgi: B. Umar, İzmir'de Yunanlıların Son G•nleri, s.308 vd. 51) R.E. †naydın, Œzleyiş, s.166. 51a) Ambelas, s.32. B„y„k Taarruz Notlan 733 52) Yalın Tolga'nın tanıştırdığı yaşlı bir Bursalı bana, bazı k•yl‚lerin Mudanya ile Bursa arasındaki yolda beklediklerini, Bursa'daki esir kampına sevk edilen 11. T‚men askerlerinin i‡inden tanıdıkları su‡lu askerleri muhafızların elinden zorla alarak cezalandırdıklarını anlattı. 53) HTM, 1971/9 (Teğmen Rıfat Erdal'ın anıları); RTM, 1957/67 (F. Kan-demir'in anısı). 54) Demirci Akıncıları, s.396 vd. 55) Spridonos, s.272, 278; TİH, İstiklal Harbinin Son Safhası, s.26. 55a) T. Œzakman, Vahidettin, M. Kemal ve Milli M€cadele, s.445-446. 55b) Asım Us, 1930-50, s.45; B‚y‚k Taarruz ve Takip HarekŠtı, s.224. 56) Sakarya'dan İzmir'e, s.514; D. Walder, ‰anakkale Olayı, s.295, 239, 240, 255, 244, 253. 57) D. Walder, ‰anakkale Olayı, s.299. 57a) İ. Bardak‡ı, Milliyet, Eyl‚l 1974. 58) D. Walder, ‰anakkale Olayı, s.254. 59) M.L. Smith, s.339. 60) D. Walder, ‰anakkale Olayı, 342; Harington, s.115. 61) D. Walder, ‰anakkale Olayı, 310. 62) M.L. Smith, s.340, 341. 63) D. Walder, ‰anakkale Olayı, s.348, 346, 317, 383; M.L. Smith, s.344. 64) D. Walder, ‰anakkale Olayı, 280. 65) Atat•rk Araştırma Merkezi dergisi, sayı 14, s.284 (Prof.Dr. İ. Girit-li'nin yazısı) 65a) Y.K. Karaosmanoğlu, Vatan Yolunda, s.176. 66) D. Walder, ‰anakkale Olayı, s.409. 67) Atat‚rk'‚n ‡eşitli konuşmalarından yararlanarak. 68) Hakan.VE: 734 B„y„k Taarruz Notlan
KISALTMALAR A.E. Yalman: G•rd‚klerim Ge‡irdiklerim AFC: Ali Fuat Cebesoy age: adı ge‡en eser A. İhsan Sabis: Harp Hatıralarım A.M. Şamsutdinov: Mondros'tan Lozan'a T‚rkiye Ulusal Kurtuluş Savaşı Tarihi, 1918-1923 Ambelas: Yeni Onbinlerin İnişi Andreas: İki ‡evirisi var: Genel olarak Felakete Doğru adıyla yapılan ‡eviriye g•nderme yapılıyor. İkinci ‡eviriye (Cemal Tosun ‡evirisi) g•nderme yapıldığı zaman 'ikinci ‡eviri' diye not veriliyor. Aralov: Bir Sovyet Diplomatının T‚rkiye Anıları Asım G‚nd‚z: Hatıralarım Baj Makario: T‚rk-Yunan Harbine Ait Notlar Bayko‡: Kur.Alb. Hulusi Bayko‡, Sakarya Meydan Muharebesi b‡.: Basılmamış ‡eviri
Bige Yavuz: Kurtuluş Savaşı D•neminde, T‚rk-Fransız İlişkileri Bilge Criss: İşgal Altında İstanbul Bilge Umar: Yunanlıların İzmir'de Son G‚nleri
735 B. ˆukurova: B‚lent ˆukurova, Kurtuluş Savaşında Haberalma ve Yeraltı ˆalışmaları C.K. İncedayı: Cevdet Kerim İncedayı, T‚rk İstiklal Harbi D. Arıkoğlu: Hatıralarım D. Avcıoğlu: Doğan Avcıoğlu, Milli Kurtuluş Tarihi Demirci Akıncıları: İbrahim Ethem Akıncılar, Demirci Akıncıları Devrin Yazarları: Devrin Yazarlarının Kalemiyle Milli M‚cadele ve Gazi M. Kemal D. Kitsikis: Yunan Propagandası IV. Kolordu: F.Aykut, İstiklal Savaşında IV. Kolordu Dusmanis: K‚‡‚k Asya Harbinin ݇y‚z‚ Erg‚n Aybars: İstiklal Mahkemeleri F. Altay: Fahrettin Altay, On Yıl Savaş ve Sonrası F. Belen: Fahri Belen, T‚rk Kurtuluş Savaşı GCZ: Gizli Celse Zabıtları H. Himmetoğlu: Kurtuluş Savaşında İstanbul ve Yardımları HTM: Hayat Tarih Mecmuası Hepimize Bir Bayrak: Torkom İstepanyan'ın Anıları H. Bayko‡: Hulusi Bayko‡, İstiklal Savaşında Sakarya Meydan Muharebesi İ. İdikut: İhsan İdikut, İdeal Komutanlarımızdan 4. T‚men Komutanı NŠzım Bey İlia Vutieridu: Sakarya Œtesi HarekŠtı İngiliz Belgelerinde: Bilal N. Şimşir, İngiliz Belgelerinde Atat‚rk İ. İn•n‚: Hatıralar İsmail Soysal: T‚rkiye'nin Siyasal Andlaşmalan İstiklal Yolunda: Ruşen Eşref †naydın, İstiklal Yolunda İ. ˆalışlar: İzzettin ˆalışlar, Sakarya Meydan Muharebesinde 1. Grup Jaeschke, İngiliz Belgeleri: T‚rk Kurtuluş Savaşı ile İlgili İngiliz Belgeleri Jaeschke, TKS Kronolojisi I, II: T‚rk Kurtuluş Savaşı Kronolojisi K. Misailidis: K‚‡‚k Asya Seferi KASŒT: K‚‡‚k Asya Seferinin Œzetlenmiş Tarihi Ko‡er: Kurtuluş Savaşımızda İstanbul K. Œzalp: Milli M‚cadele, 1. c. KS G‚nl‚ğ‚: Kurtuluş Savaşı G‚nl‚ğ‚
736 Kurtuluş Savaşımız: T‚rk Dış Politikasında 50 Yıl, Kurtuluş Savaşımız (1919-1922) Malta S‚rg‚nleri: Bilal N. Şimşir, Malta S‚rg‚nleri Mihal L. Roda: Yunanistan K‚‡‚k Asya'da M.L. Smith: Anadolu'nun †zerindeki G•z M.M. Kansu: Mazhar M‚fit Kansu, Erzurum'dan Œl‚m‚ne Kadar Atat‚rk'le Beraber M. Aydın: Mesut Aydın, Milli M‚cadele D•neminde TBMM H‚k‚meti Tarafından İstanbul'da Kurulan Gizli Gruplar ve Faaliyetleri N. Peker: Nurettin Peker, 1918-1923 İstiklal Savaşı, Resim ve Vesikalarla İnebo-lu-Kastamonu Havalisi Nicolopulos: Hristos V. Nikolopulos, 1921'in Onbinleriyle Beraber N.N. Tepedelenlioğlu: Bilinmeyen Taraftarıyla Atat‚rk 38. Alayla: Ş. Soğucalı, 38. Alayla Samsun'dan İzmir'e Œzakman, Kronoloji: 1881-1938, Atat‚rk, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Kronoloji Œzleyiş: Ruşen Eşref †naydın, •zleyiş Papulas: General Papulas'ın Hatıratı R.H. Sinha: M. Kemal ve Mahatma Gandi RTM: Resimli Tarih Mecmuası S. Adil: Selahattin Adil, Hayat M‚cadeleleri Sakarya'dan İzmir'e: Bilal N. Şimşir, İngiliz Belgeleri ile Sakarya'dan İzmir'e Salih Bozok: S.Bozok-Cemil Bozok, Hep Atat‚rk'‚n Yanında Sherill: N.H. Sherill, Atat‚rk Nezdinde Bir Yıl El‡ilik Sonyel: Selahi R. Sonyel, T‚rk Kurtuluş Savaşı ve Dış Politika Spridonos: Harp ve H‚rriyetler Stratigos: Yunanistan K‚‡‚k Asya'da S‚leyman K‚l‡e: Mareşal Fevzi ˆakmak (2 kitap) S. Yerasimos: T‚rk-Sovyet İlişkileri Şerif G‚ralp: İstiklal Harbinin ݇y‚z‚
Tek Adam: Ş.S. Aydemir, Tek Adam TİH: Harp Tarihi Dairesinin T‚rk İstiklal Harbi dizisi TİH, K‚tahya-Eskişehir: TİH, K‚tahya, Eskişehir Muharebeleri TİH, Sakarya Œncesi: TİH, Sakarya Meydan Muharebesinden Œnceki Olaylar ve Mevzi İlerisindeki HarekŠt 737 TSK: T‚rk Kurtuluş Savaşı T‚rk‚n Ateşle İmtihanı: Halide Edip Adıvar, T‚rk‚n Ateşle İmtihanı Vandemir: Baki Vandemir, Sakarya'dan Mudanya'ya V. H‚rkuş: Vecihi H‚rkuş, Havalarda 1914-1945 Yıldız'dan Sanremo'ya: Vahidettin'in 4. Kadınefendisi Nevzat Vahidettin'in Hatıraları Y.K. Tengirşenk: Yusuf Kemal Tengirşenk, Vatan Hizmetinde Yunan S‚varisi: T. Hrisohoos, K‚‡‚k Asya Savaşında Yunan S‚varisi ZC: TBMM Zabıt Ceridesi (Tutanak Dergisi)
738 BAŞLICA KAYNAKLAR Ana belgeler Nutuk, 3 cilt, 1934, İstanbul S†ylev ve Demeƒler, 5 cilt, TİTE Y., 1961-1972 Milli M€cadele D†nemine Ait 100 Belge, K‚lt‚r Bakanlığı Y., Ankara, 3. baskı, 1994 TBMM Zabıt Cerideleri, 1. Dƒnem, 23.4.1920-Nisan 1923 Gizli Celse Zabıtları, 4 cilt, İşb.Y, 1984 Kronolojiler T•rk Kurtuluş Savaşı Kronolojisi, G. Jeschke, 2 c, TTK, Ankara, 1970 Kurtuluş Savaşı G•nl•ğ•, Zeki Sarıhan, 4 c, Œğretmen D‚nyası-TTK, Ankara, 1982-1996 Atat€rk ve T€rkiye Cumhuriyeti Tarihi Kronolojisi, Utkan Kocat‚rk, TTK, Ankara, 1983 Atat•rk, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Kronolojisi, T. •zakman, Bilgi Y, Ankara, 1999 Tarihler T€rk Devrim Tarihi, Şerafettin Turan, 1. ve 2. kitap, Bilgi Y, Ankara, 1991-1992
739 T€rk Parlamento Tarihi, 1. D†nem (1919-1923), 3 cilt, Ankara, 1993 Siyasi Tarih, Fahir Armaoğlu, Ankara, 1964 Milli Kurtuluş Tarihi, Doğan Avcıoğlu, 4 cilt, İstanbul, 1974 Mufassal Osmanlı Tarihi, 6. cilt, İstanbul, 1963 20. Y•zyıl Tarihi, 2 c, Arkm K., İstanbul, 1980 Kişiler Atat€rk, Y. Kadri Karaosmanoğlu, Remzi K., İstanbul, 1971 TekAuam, Ş.S. Aydemir, 3 cilt, Remzi K., İstanbul, 1965 Mustafa Kemal Atat€rk, Şerafettin Turan, Bilgi Y., Ankara, 2004 Atat•rk, Hayatı ve Eseri, H. Bayur, Ankara, 1970 Hemşerimiz Atat•rk, N.H. Uluğ, İşb. Y, Ankara, 1972 Atat•rk Hakkında Hatıralar ve Belgeler, Afet İnan, TTK, Ankara, 1968 Komutan Atat€rk, C. Erikan, İşb. Y, Ankara, 1972 M. Kemal ve Mahatma Gandi, R.K. Sinha, Milliyet Y, İstanbul, 1972 Atat•rk Nezdinde Bir Yıl El„ilik, C.H. Sherill, ‹ev. A. Ekrem, A. Halit K., İstanbul, 1935 İsmet İnƒn•, Şerafettin Turan. Bilgi Y., Ankara, 2003 İkinci Adam, Ş.S. Aydemir, Remzi Kitapevi, 1966 Fevzi ‡akmak, Askeri-Hususi Hayatı, S. K‚l‡e, İzmir, 1953 Enver Paşa, Ş.S. Aydemir, 3 cilt, Remzi K., İstanbul, 1972 Osmanlı Sadrazamları, İ.M.K. İnal, 4. c, DergŠh Y, İstanbul, 1982 B€y€kbabam Son Sadrazam A.Tevfik Okday, Şefik Okday İstanbul, 1968 İdeal Komutanlarımızdan 4. Fırka Komutanı Miralay Şehit N‡zım Bey, İ. İdikut, İstanbul, 1952 Kurmay Albay Halit Bey - Akmans€, Dr. Z. G•ğem, İstanbul, 1954 B•y•k Taarruzda Batı Cephesi Komutanları ve Şehitleri, Ş.S. Okay-M.V. Okay, Y•netici Y, İstanbul, 2. basım, 1986 Bizim Diplomatlar, Bilal N. Şimşir, Bilgi Y, Ankara, 1996 Anılar, gazete yazıları, gƒnceler, şiirler Hatıralar, İsmet İn•n‚, 1. c, Bilgi Y, Ankara, 1985 Mevhibe, G‚ls‚n Bilgehan, l.c, Bilgi Y, Ankara, 1994 Milli M€cadele, KŠzım Œzalp.l. c, TTK, Ankara, 1971 Milli M•cadele Hatıraları, Ali Fuat Cebesoy, Vatan neşriyatı, İstanbul, 1953 740 Siyasi Hatıralar, Ali Fuat Cebesoy, Vatan neşriyatı, İstanbul, 1957
Atat•rk İhtilali, M. Esat Bozkurt, Altın Kitaplar, İstanbul, 1967 Hayat M€cadeleleri, Selahattin Adil, İstanbul, 1982 Vatan Hizmetinde, Y. Kemal Tengirşenk, İstanbul, 1967 Bitmeyen Savaş, Halil Kut, 7 G‚n Y., İstanbul, 1972 Atat•rk'ten Hatıralar, Celal Bayar, Sel Y., İstanbul, 1955 T•rk İstiklal Harbi (Garp Cephesi), Cevdet Kerim (İncedayı) İstanbul, 1927 Erzurum'dan Šl€nceye Kadar Atat€rk'le Beraber, M. M‚fit Kansu, 2 cilt, TTK, Ankara, 1968 Hatıralarım, Damar (Zamir) Arıkoğİa, İstanbul, 1961 Hatıralar, Yasin Haşimoğlu/S. Şehitoğlu, Ankara, 1973 Ankara'nın İlk G•nleri, Yunus Nadi, Sel Y., İstanbul, 1955 Hep Atat•rk'•n Yanında, Salih Bozok/Cemil S. Bozok, ˆağdaş Y, İstanbul, 1985 İstiklal Mahkemesi Hatıraları, Kılı‡ Ali, Sel Y, İstanbul, 1955 Atat•rk'le Otuz Yıli İbrahim S‚reyya Yiğit'in Œyk‚s‚, Nuyan Yiğit, Remzi K., İstanbul, 2004 Vatan Yolunda, Y. Kadri Karaosmanoğlu, Selek Y, İstanbul, 1958 Ergenekon, Y. Kadri Karaosmanoğlu, Remzi K., İstanbul, 1964 Atat•rk'• Œzleyiş, R.E. Onaydın, TTK, Ankara, 1957 İstiklal Yolunda, R.E. Onaydın, TTK, Ankara, 1960 H•srev Gerede'nin Anıları, Haz.: Sami Œnal, Literat‚r Y, İstanbul, 3. basım, 2002 Bilinmeyen Taraflanyla Atat€rk, N.N. Tepedelenlioğlu, Yeni ‹ığır K., İstanbul, 1959 ‡ankaya, F.R. Atay, İstanbul, 1969 Eski Saat, F.R. Atay, Akşam Mat., İstanbul, 1933 Niƒin Kurtulmamak, F.R. Atay, Varlık Y, İstanbul, 1953 T•rk•n Ateşle İmtihanı, H.E. Adıvar, Atlas K., İstanbul, 1971 Dağa ‰ıkan Kurt, H.E. Adıvar, Remzi K., İstanbul, 1970 Milli M•cadele'nin İ„ Alemi, E. Behnan Şapolyo, İnkılap ve Aka Y, İstanbul, 1967 Yakın Tarihte Gƒrd•klerim ve Ge„irdiklerim, A. Emin Yalman, 2. cilt, Rey Y, İstanbul, 1970 Siyasi ve Edebi Portreler, Y. Kemal Bayatlı, İst. Fetih Cemiyeti Y, İstanbul, 1986 . ■
741 Atat•rk'ten Hatıralar, H. Rıza Soyak, l.c, Yapı ve Kredi B. Y., İstanbul, 1973 Y•zbaşı Selahattin'in Romanı, İlhan Sel‡uk, 2 c, Remzi K., İstanbul, 2. basım, 1975 RaufOrbay'm Hatıraları, Yakın Tarihimiz, 1-4. cilt, İstanbul, 1962-1963 İstiklal Harbinde Kastamonu, A‡ıks•zc‚ H‚sn‚, Kastamonu, 1933 Kurtuluş Savaşında İstanbul ve Yardımları, H‚sn‚ Himmetoğlu, 2 e, †lk‚ Mat., İstanbul, 1975 Kurtuluş Savaşımızda İstanbul, Kemal Ko‡er, Vakit Mat., İstanbul, 1946 Atat€rk'le Bir Šm€r, Sabiha G•k‡en, Altın Kitaplar, İstanbul, 1994 T€rk Mucizesi, B.G. Gaulis, Yeni İstanbul Y, İstanbul, 1969 Ankara'da Bir İngiliz Kadını, Grace Ellison, ‹ev.: Osman Olcay, Bilgi Y, Ankara, 1999 Atat•rk İ„in, İ. Habip Sev‚k, K‚lt‚r Bk.lığı, Ankara, 1981 O Zamanlar, İ.H. Sev‚k, K‚lt‚r Bk.lığı, Ankara, 1981 M•tarekede İzmir Olayları, N. Morali, TTK, Ankara, 1973 M•tarekede İzmir, N. Morali, İstanbul, 1976 Dar€lf€nun Grevi, Prof.Dr. İsmail G‚rkan, Harman Y, İstanbul, 1971 İstiklal Harbimiz, K. Karabekir, T‚rkiye Y, İstanbul, 1969 Kılı„ Ali Hatıralarını Anlatıyor, Kılı‡ Ali, Sel Y, İstanbul, 1955 Hayat ve Hatıratım, Dr. Rıza Nur, 2. cilt, Altındağ Y, İstanbul, 1968 Devrin Yazarlarının Kalemiyle Milli M•cadele ve Gazi M. Kemal, M. Kaplan ve arkadaşları, 2 c, K‚lt‚r Bk., Ankara, 1981 1930-1950, Asım Us, İstanbul, 1966 Milli M•cadele Anıları, H.V. Velidedeoğlu, Varlık Y., İstanbul, 1971 Safahat, M. Akif Ersoy, İnkılap K., İstanbul, 2. baskı, 1944 Emperyalizme Karşı T•rkiye, N.H. Uluğ, Belge Y., İstanbul, 1971 Unutulmuş G•nler, S‚reyya S. Berkem, Hilmi Kitabevi, İstanbul,1960 Bir Demiryolcunun Kurtuluş Savaşı Hatıraları, M. Ergin, İstanbul, 1966 İki M•tareke Arasında Mudanya'nın Tarihi, A.G. Tok‡a, İstanbul, 1959 Vahdettin M€tareke Gayyasında, T.M. G•ztepe, Sebil Y., İstanbul, 1969 Savaş anıları ve kitapları Hatıralarım, Asım G‚nd‚z/İ. Ilgar, Kervan Y, İstanbul, 1973 On Yıl Savaş ve Sonrası, Fahrettin Altay, İnsel Y, İstanbul, 1970 T•rk Kurtuluş Savaşı, Fahri Belen, K‚lt‚r M‚steşarlığı Y, Ankara, 1973 742 Kurtuluş Savaşımızın Tarihi, Celal Erikan, Gen‡ek Y., İstanbul, 1971 Bir Komutandan Anılar (Y. Şevki Subaşı), M. Sadık Atak, Ankara, 1977
İkinci İnƒn• Muharebesinde 61. T•men, İzzettin ˆalışlar, 85 No.lu Ask. Mec. eki, 1931 Sakarya Meydan Muharebesi'nde 1. Grup, İzzettin ˆalışlar, Ask. Mec. eki, İstanbul, 1932 Sakarya'dan İzmir'e 1. Kolordu, İzzettin ˆalışlar, Ask. Mec. eki, İstanbul, 1932 İstiklal Harbinde IV Kolordu, Kur.Yzb. Fahri Aykut, Ask. Mec. eki, İstanbul, 1935 Demirci Akıncıları, İbrahim Ethem Akıncı, TTK, Ankara, 1978 Sakarya Meydan Muharebesi G•nl•ğ•, Alptekin M‚drerrisoğlu, Kastaş Y., İstanbul, 2004 Komutanlarımızın Hatıraları, S. G‚ng•r, Kanaat K., İstanbul, 1937 30 Ağustos Hatıraları, Sel Y., İstanbul, 1955 Cumhuriyete Kan Verenler, N. Ekici ve arkadaşları, H‚rriyet Y, İstanbul, 1973 1919-1922 T€rk-Yunan Harbine Ait Notlar, Baj Makario, ATAŞE Kitaplığı, be Sakarya'dan Mudanya'ya, Baki Vandemir, Genelkurmay Y, Ankara, 1946 Sakarya Meydan Muharebesi, Hulusi Bayko‡, 134 sayılı Ask. Mec. eki, 1944 T•rkiye Nasıl Kurtarıldı, H. Saral-T. Saral, İşb. Y, Ankara, 1970 Kurtuluş Savaşı'nm Zorlu Yılları, İbrahim Artu‡, Kastaş Y, İstanbul, 1988 B€y€k D†nemeƒ, İ. Artu‡, Kastaş Y, İstanbul,1985 B€y€k Taarruz, İ. Artu‡, Kastaş Y, İstanbul, 1986 On Yıllık Harbin Kadrosu, Dr. İsmet G•rg‚l‚, TTK, Ankara, 1993 Yetmişlik Bir Subayın Hatıraları, Rahmi Apak, Genelkurmay Y, Ankara, 1957 B€y€k Taarruzda 1. S€vari T€meni, Selahattin Selışık, ATAŞE Kitaplığı, basılmamış ‡alışma İstiklal Savaşının İ„y•z•, Şerif G‚ralp, İstanbul, 1958 İstiklal Harbinde Olaylar, Şevket Soğucalı, Ankara, 1947 38. Alayla Samsun'dan İzmir'e, Şevket Soğucalı Genelkurmay Y, 1941 İstiklal Harbinde Milli Demiryollaramız, Behi‡ Erkin, ATAŞE Kitaplığı, basılmamış ‡alışma 743 T•rk Havacılık Tarihi 1918-1923, Sıtkı Tanman, Hv. Kuv., Eskişehir, 1953 Havalarda, Vecihi H‚rkuş, Kanaat K., İstanbul, 1942 İstiklal Savaşı Nasıl Oldu, Şevki Yazman, Akşam K., İstanbul, 1934 B•y•k Taarruz Nasıl Oldu, Şevki Yazman, Akşam K., İstanbul, 1933 Harp Hatıralarım, A. İhsan Sabis, 5. cilt, Ankara, 1951 Belgelerle Kurtuluş Savaşı, Belgelerle T‚rk Tarihi dergisi •zel sayısı, İstanbul, 1968 T•rkiye'de Yunan Vahşet ve Soykırımı Girişimi, Talat Yalazan, 2 e, ATAŞE Y., Ankara, 1994 TŒH, Deniz Cephesi ve Hava HarekŠtı, ATAŞE Y., Ankara, 1964 TİH, Ayaklanmalar, ATAŞE Y, Ankara, 1974 TİH, G‚ney Cephesi, ATAŞE Y, Ankara, 1966 TİH, İdari Faaliyetler, ATAŞE Y., Ankara, 1975 TİH, K‚tahya-Eskişehir Muharebeleri, ATAŞE Y, Ankara, 1974 TİH, Sakarya Meydan Muharebesi'nden Œnceki Olaylar, ATAŞE Y, Ankara, 1972 TİH, Sakarya Meydan Muharebesi, ATAŞE Y, Ankara, TİH, B‚y‚k Taarruza Hazırlık ve B‚y‚k Taarruz (10 Ekim 1921-31 Temmuz 1922), ATAŞE Y, Ankara, 1994 TİH, B‚y‚k Taarruz (1-31 Ağustos), ATAŞE Y, Ankara, 1995 TİH, B‚y‚k Taarruzda Takip HarekŠtı (31 Ağustos-18 Eyl‚l 1922), ATAŞE Y, Ankara, 1969 TİH, İstiklal Harbinin Son Safhası (18 Eyl‚l 1922-1 Kasım 1923), ATAŞE Y, Ankara, 1969 Araştırmalar, incelemeler Osmanlıların Yarı Sƒm•rge Oluşu, Tevfik ˆavdar, Ant Y, İstanbul, 1970 Kurtuluş Savaşının Mali Kaynakları, Alptekin M‚derrisoğlu, Maliye Bk.lığ Y, Ankara, 1973 İzmir'den Bursa'ya, Asım Us, H.E. Adıvar, ER. Atay, YK. Karaosmanoğlu, Atlas K., İstanbul, 1974 Atat€rk Anadolu'da, Tevfik Bıyıklıoğlu, TTK, Ankara, 1959 Modern T•rkiye'nin Doğuşu, Bernard Lewis, ˆev.: M. Kıratlı, TTK, Ankara, 5. baskı, 1993 İşgal Altında İstanbul, Bilge Criss, İletişim Y, İstanbul, 2. baskı, 1994 İzmir'de Yunanlıların Son G•nleri, Bilge Umar, Bilgi Y, Ankara, 1974 744 Kurtuluş Savaşında Haberalma ve Yeraltı ‰alışmaları, B‚lent ˆukurova, Ardı‡ Y., İstanbul, 1994 Anadolu İhtilali, Sabahattin Selek, Cem Y., İstanbul, 5. basım, 1973 Milli M€cadele'nin Sosyal Tarihi, Doğu Ergil, Turhan K., Ankara, 1981 İstiklal Mahkemeleri, Erg‚n Aybars, İleri K., İzmir, 1995 Milli M•cadele'de İttihat„ılık, Eric Jan Z‚rcher, ˆev.: N.Salihoğlu, Bağlam Y, İstanbul, 1987 İlk Meclis'ten Kalanlar, Nalan Se‡kin, Ankara, 1970 Kurtuluş Savaşı Gen„liği, Zeki Sarıhan, Kaynak Y, İstanbul, 2004 İstiklal Harbinde M•cahit Kadınlarımız, Fevziye A. Tansel, AKM Y., Ankara, 1988 Taşhan'dan Kadifekale'ye, İlhan Bardak‡ı, Milliyet Y, İstanbul, 1975 İstiklal Harbimiz Enver Paşa ve İttihat -Terakki Erkanı, K. Karabekir, Menteş K., İstanbul, 1967 T€rkiye'de Sosyalist ve Kom€nist Faaliyetler, Dr. Fethi Tevetoğlu, Ankara, 1967
Solun 94 Yılı, Adan Sayılgan, Ankara, 1968 T•rkiye'de Sol Akımlar, Mete Tuncay, Bilgi Y, Ankara, 3. baskı, 1978 Kurtuluş Žzerine 10 Konferans, B‚lent Tan•r, Der Y, İstanbul, 1995 XX. Y€zyılda T€rkl€ğ€n Tarih ve Acun Siyasası ‰zerindeki Etkileri, Hikmet Bayur, TTK, Ankara, 1989 İstanbul H•k•metleri ve Milli M•cadele, Sina Aksin, Cem Y, İstanbul, 1983 İstanbul H•k•metleri ve Milli M•cadele Karşıtı Faaliyetleri, H‚lya €zkan, ATAŞE Y, Ankara, 1994 Milli M•cadele Basını, Œmer Sami Coşar, Gazeteciler Cemiyeti Y, İstanbul, 1964 M•tareke'de Yerli ve Yabancı Basın, İhsan Ilgar, Kervan Y, İstanbul, 1973 Amerikan Basınında T•rk Kurtuluş Savaşı, Osman Ulagay, Yelken Mat., İstanbul, 1974 İşbirlik„iler, İlhami Soysal, G‚n Y, İstanbul, 1985 ISO'likler, İlhami Soysal, G‚n Y, İstanbul, 1985 T€rkiye'de Siyasi Partiler, T.Z. Tunaya, İstanbul, 1952 T•rkiye'nin Siyasal Andlaşmalan, İsmail Soysal, l.c, TTK, Ankara, 1989 Cumhuriyete Doğru, M. Goloğlu, Başnur Mat., Ankara, 1971 745 G•ney Asya M•sl•manlarının İstiklal Davası ve T•rk Milli M•cadelesi, Mim Kemal €ke, K‚lt‚r ve Turizm Bk. Y., Ankara, 1988 1918-1923 İstiklal Savaşı, Resim ve Vesikalarla İnebolu-Kastamonu Havalisi, Nurettin Peker, G‚n Basımevi, İstanbul, 1955 Mondros'tan Mudanya'ya, Selahattin Tansel, 4 c, K‚lt‚r M‚steşarlığı Y, Ankara, 1973 İstiklal Savaşı'nda Bozguncular ve Casuslar, F. Kandemir, Yakın Tarimiz Y, İstanbul, 1964 Denizli Vakası, S. €rgeevren, Sel Y, İstanbul, 1955 Uluslararası Atat•rk Sempozyumu, İşb., Ankara, 1983 Atat•rk'•n D•ş•nce ve Uygulamalarının Evrensel Boyutları, Ankara †niv. Y, Ankara, 1983 B•y•k Zaferin Ellinci Yıldƒn•m•ne Armağan, K‚lt‚r M‚steşarlığı Y, Ankara, 1972 Sivas Kongresi Tutanakları, Haz.: Uluğ İğdemir, TTK, Ankara, 1986 Tetkik Heyeti Amirlikleri, H. Pehlivanlı, Genelkurmay Y, Ankara, 1993 Vahidettin, M. Kemal ve Milli M•cadele/yalanlar, yanlışlar, yutturmacalar, T. €zakman, Bilgi Y, Ankara, 1997 Yunan kitapları Harplerimizin Vaka ve Hadiselerine Ait Hatıralar, N. Trikupis, ATAŞE Kitaplığı, b‡. Hatıralarım, N. Trikupis, ˆev.: A. Angın, (yukardaki eserin •zetidir), Akşam Kitap Kul‚b‚, İstanbul, 1967 General Papulas'm Hatıratı, Yeni İstanbul Y, İstanbul, 1969 Yeni Onbinlerin İnişi, D.T. Ambelas, Genelkurmay, Ankara, 1943 Felakete Doğru, V. Andreas, ‹ev.: R. Apak, Genelkurmay Y, Ankara, 1932 Eskişehir-Sakarya 1921, V. Andreas, ‹ev.: Cemal Tosun, ATAŞE Kitaplığı, b‡. K•„•k Asya Harbinin İ„y•z•, General V.Dusmanis, ATAŞE Kitaplığı, b‡. K•„•k Asya Ordumuzun Dağılması, General Fessopulos, ATAŞE Kitaplığı, b‡. K•„•k Asya Savaşında Yunan S•varisi, T.İ. Hrisohoos, ATAŞE Kitaplığı, b‡. K•„•k Asya Mağlubiyeti, K.D. Kanellopulos, 2 c, ATAŞE Kitaplığı, b‡. K€ƒ€k Asya Seferi, Kostas Misailidis, ATAŞE Kitaplığı, b‡. K€ƒ€k Asya Felaketine Dair, E. Iahanokardos, ATAŞE Kitaplığı, b‡.
746 Yunanistan K€ƒ€k Asya'da, M.L. Roda, ATAŞE Kitaplığı, b‡. K€ƒ€k Asya Ordusunun ‡†z€lmesi ve Esareti, M.N. Passaris, ATAŞE Kitaplığı, b‡. 1921'in Onbinleriyle Beraber, Hristos V. Nikolopulos, ATAŞE Kitaplığı, b‡. Harp ve H€rriyetler, Y.L. Spiridonos, ATAŞE Kitaplığı, b‡. Yunanistan K€ƒ€k Asya'da, K.Stratigos, ATAŞE kitaplığı, b‡. Sakarya Œtesi Harek‡tı, İlia Vitieridu, ATAŞE Kitaplığı, b‡. 1919-1922 K€ƒ€k Asya Seferinin Šzetlenmiş Tarihi, ATAŞE Kitaplığı, b‡. Dış ilişkiler ve belgeler T•rkiye'nin Paylaşılması, L. Evans, ˆev.: T. Alanay, Milliyet Y., İstanbul, 1972 Sovyet Devlet Arşivi Gizli Belgelerinde Anadolu'nun Taksimi Planı, E.E. Adamov, ‹ev.: R. Apak, Belge Y., İstanbul, 1972,2. baskı Osmanlı İmparatorluğunun ‰ƒk•ş Belgeleri, S.L. Meray ve Osman Olcay, SBF Y., Ankara,1977 Kurtuluş Savaşıyla İlgili İngiliz Belgeleri, G. Jeschke, ‹ev.: C. K•pr‚l‚, TTK, Ankara, 1971 İngiliz Belgelerinde Atat•rk, Bilal N. Şimşir, 4 cilt, TTK, Ankara, 1973-1975 İngiliz Belgeleriyle Sakarya'dan İzmir'e, Bilal N. Şimşir, Milliyet Y., İstanbul, 1972 İngiliz Gizli Belgelerinde T•rkiye, Erol Ulubelen, ˆağdaş Y, İstanbul, 1967 Malta S€rg€nleri, Bilal N. Şimşir, Bilgi Y, Ankara, 1985
İngiliz Kaynaklarından T•rk Kurtuluş Savaşı, Taner Baytok, Ankara, 1970 T€rk-İngiliz İlişkileri, Œ. K‚rk‡‚oğlu, SBF Y, Ankara, 1978 T•rk Kurtuluş Savaşı ve Dış Politika, S.R. Sonyel, 2 c, TTK, Ankara, 1973 Kurtuluş Savaşı Dƒneminde T•rk-Fransız İlişkileri, Fransız Arşiv Belgeleri A„ısından (1919-1922), Yrd.D‡.Dr. Bige Yavuz, TTK, Ankara, 1994 Moskova Hatıraları, Ali Fuat Cebesoy, Vatan Y, İstanbul, 1955 T€rk-Sovyet İlişkileri, Stafanos Yerasimos, G•zlem Y, İstanbul, 1979 Bir Karag€n Dostluğu, A. Şemşiddunov-Y.A. Bagirov, ˆev.: A. Hasanoğlu, Bilim Y, İstanbul, 1979 T€rk-Sovyet İlişkileri (1920-1953), Kamuran G‚r‚n, TTK, Ankara, 1991 Bir Sovyet Diplomatının T•rkiye Anıları, S.İ. Aralov, ˆev.: Hasan Ali Ediz, Birey ve Toplum Y, İstanbul, 2. baskı, 1985 Mondros'tan Lozan'a T•rkiye Ulusal Kurtuluş Savaşı Tarihi 1918-1923,
747 A.M. Şemşuddinov, ˆev.: A. Behramoğlu, (•zellikle s.187-299), Doğan K., İstanbul, 1998 ‰anakkale Olayı, David Walder, ˆev.: M.A. Kayabal, Milliyet Y., İstanbul, 1971 Yunan Propagandası, Dimitri Kitsikis, ˆev.: H. Devrim, Kaynak K., İstanbul, 1974 T€rkiye'nin ‰zerindeki G†z, M.L. Smith, ˆev.: H. İnal, H‚rriyet Y., İstanbul, 1978 T€rkiye, AJ. Toynbee, ˆev.: K. Yargıcı, Milliyet Y., İstanbul, 1971 Yunanlıların Anadolu Macerası, A.A. Pallis, ˆev.: Orhan Azizoğlu, Yapı Kredi Y, İstanbul, 1995 Amerikan Gizli Belgeleriyle T•rkiye'nin Kurtuluş Yıllan, Orhan Duru, Milliyet Y, İstanbul, 1987 T•rk Devletinin Dış Siyasası, Hikmet Bayur, TTK, Ankara, 1973 S‚reli yayınlar Belleten, Belgelerle T‚rk Tarihi dergisi, Atat‚rk Araştırmaları Merkezi dergisi, Harp Tarihi Vesikaları, T‚rk K‚lt‚r‚, Makine Kimya End‚strisi, Resimli Tarih Mecmuası, Hayat Tarih Mecmuası, Silahlı Kuvvetler dergisi (Zafer), Yirmi Asır, Sosyal Adalet, Eski Muharipler dergisi, Yıllar Boyu Tarih, Tarih ve Toplum ve Cumhuriyet, Milliyet, H‚rriyet, Ulus, Akşam, Yeni Asır, Demokrat İzmir vb. gazeteler. Doğrudan yararlanılan anılara metinde g•nderme yapılmıştır. ˆok yer tutacağından •teki anıların d•k‚m‚nden ka‡ınıldı. Başlıca kaynak kişiler Em.Muh. Albay Emin Orkut Em.Top‡u Tuğg.Osman Nuri G‚ler Em.Kur. Albay H‚sametin Tuga‡ Em. Dr. General Rauf G‚r‚n Ord.Alb. Bekir Sıtkı Kural Em.Sv.Bnb. Osman Mesut Berk‚n Em.Muh.Astsb., Kd.Baş‡vş. Niyazi Ergen Yazar Naşit Hakkı Uluğ
Turgut Œzakman'ın "Milli M‚cadele" Kitapları Dr. Rıza Nur Dosyası Vahidettin, M.Kemal ve Milli M‚cadele "yalanlar, yanlışlar, yutturmacalar" 1881-1938 Atat‚rk, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Kronolojisi 19 Mayıs 1999 Atat‚rk Yeniden Samsun'da Birinci Kitap 19 Mayıs 1999 Atat‚rk Yeniden Samsun'da İkinci Kitap Şu ˆılgın T‚rkler TURGUT €ZAKMAN, 1 Eyl‚l 193O'da Ankara'da doğdu. 1952'de Ankara †niversitesi Hukuk Fak‚ltesi'ni bitirdi. Bir s‚re avukatlık yaptı. K•ln †niversitesi Tiyatro Bilimi Enstit‚s‚'ne devam ettikten sonra Devlet Tiyatrosu'na dramaturg olarak girdi. TRT'de Merkez Program Daire Başkanlığı, Genel M‚d‚r Yardımcılığı, Devlet Tiyatrolarında Genel M‚d‚r Başyardımcılığı ve 1983-1987 yıllan arasında Genel M‚d‚rl‚k yaptı. 19881994 arasında Radyo-Televizyon Y‚ksek Kurulu'nda ‚yelik ve Başkan Yardımcılığı g•revlerinde bulundu. Evli. †‡ ‡ocuğu, ‚‡ torunu var. 28 Eyl‚l 1998'de, "‚st‚n hizmetleri dolayısıyla" Anadolu †niversitesi'nce "fahri doktor" unvanı verilen €zakman, pek ‡ok esere imza attı. Oyunları: Masum Katiller, Pembe Evin Kaderi, Gƒneşte On Kişi, Tufan, Duvarların ‹tesi, Hastane, Karag‡z'ƒn D‡nƒşƒ, Kanavi…e, Ocak, Parampar…a, Bulvar, Ulusal Kolej Disiplin Kurulu, Komşularımız, Babamla Birlikte-1971, Darılmaca Yok, Berberde, Kardeş Payı, Ak Masal Kara Masal, Ben Mimar Sinan, Ah Şu Gen…ler, Deliler, Sarıpınar-1914, Fehim Paşa Konağı, Resimli Osmanlı Tarihi, Bir Şehnaz Oyun, T‡re, Delioğlan. Senaryoları: Keloğlan Aramızda, Keloğlan'la Cankız, Yatık Emine, Tuzsuz Deli Bekir, Kurtuluş (TRT, dizi), Cumhuriyet (TRT, dizi ve film).
Romanları: Korkma İnsancık Korkma, Romantika, 19 Mayıs 1999-Atatƒrk Yeniden Samsun'da (2 kitap, şaka-roman), Şu •ılgın Tƒrkler. Meslek Kitapları: Radyo Notları, Oyun ve Senaryo Yazma Tekniği. Araştırma-İnceleme Kitapları: Dr. Rıza Nur Dosyası; Vahidettin, M.Kemal ve Milli Mƒcadele; Atatƒrk, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Kronolojisi. Terc‚me Dergisi Şiir Œzel Sayısı'ndaki (1946) şiirleri, Unutulmaz Şiirler adıyla yeniden d‚zenleyerek yayıma hazırladı. 1968'de, Sarıpınar-1914 ile Sanat Sevenler Derneği'nce yılın yazan se‡ildi. 1979'da Fehim Paşa Konağı ile T.İş Bankası B‚y‚k €d‚l‚'n‚, 1981'de Sanat Kurumu ve Avni Dilligil •d‚llerini; 1983'te Resimli Osmanlı Tarihi ile ‘smet K‚ntay €d‚l‚'n‚; 1984'te Bir Şehnaz Oyun ile Enka İkincilik Œd‚l‚'n‚; 1997'de Vahidettin, M.Kemal ve Milli M„cadele ile Sedat Simavi Sosyal Araştırmalar Œd‚l‚'n‚ ve 1998'de Yunus Nadi Sosyal Bilimler Œd‚l‚'n‚ aldı. 1999'da, tiyatro sanatına katkılarından dolayı Cumhurbaşkanlığı K‚lt‚r ve Sanat B‚y‚k Œd‚l‚'ne değer g•r‚ld‚. 2002 Nisanında Eskişehir Belediye Başkanlığı, a‡tığı ikinci tiyatroya "Turgut €zakman Sahnesi" adını verdi. 2003 Ekiminde Edebiyat‡ılar Derneği, "T‚rk tiyatrosuna ve edebiyatına 50 yılı aşkın emeği ve katkıları nedeni ile" 2003 Onur Œd‚l‚'n‚ verdi.