Havayolu 101 Ocak - Haziran 2011
Abdullah NERGIZ Sektörün V2 Noktası
Sektörün V2 Noktası
1
2
Contents Moskova'da...
480 downloads
704 Views
13MB Size
Report
This content was uploaded by our users and we assume good faith they have the permission to share this book. If you own the copyright to this book and it is wrongfully on our website, we offer a simple DMCA procedure to remove your content from our site. Start by pressing the button below!
Report copyright / DMCA form
Havayolu 101 Ocak - Haziran 2011
Abdullah NERGIZ Sektörün V2 Noktası
Sektörün V2 Noktası
1
2
Contents Moskova'da Kış Bir Başka
11
United Continental - Bölgesel Jet İşletmesi
11
Delta Connection - Bölgesel Dev
12
hipmunk - Çok Kullanışlı Bir Uygulama
13
Southwest Airlines Mahkeme Kurdu
13
Skycouch Hizmete Girdi
14
Air New Zealand Çocukları da Unutmamış
15
Southwest Rapid Rewards Programı Yenileniyor
16
Sky Airlines Tarifeli Seferlere Başlıyor
17
Topkapı - McDonnell Douglas DC-9
18
Nokia Şarjı Olan Var mı?
19
Virgin Atlantic - Your airline's either got it or it hasn't
20
AEA Verilerine Göre 2002-2009
20
Balık Kılçığı Oturma Düzeni
21
Swiss'in Sosyal Medya Kokpiti
22
En Fazla Uçak Siparişini Kim Verdi?
23
Airbus A380 Kabin Konfigurasyonu
24
Bangkok Airways - Asya'nın Butik Havayolu Şirketi
25
Puket Uluslararası Havalimanı
26
Bangkok Suvarnabhumi Havalimanı
26
Langkawi Uluslararası Havalimanı
27
Yalnız PanAm'ın 747'leri Türkiye'ye Sefer Yapıyor
28
Tiger Airways
28
Schiphol + IBM = Yılda 70 Milyon Bagaj
29
3
4
FedEx’s Incredible Journey to Success - Kitap Notları
30
Low Cost Airlines World Asia Pacific 2011
33
Yer Hızı - Hava Hızı
33
AEA'nın Yeni Başkanı Steve Ridgway
34
Havayolu Sektörünün Geleceğini Şekillendirecek Etkenler
35
Google, Online Seyahat Sektörünü Eline mi Geçirecek?
35
Curioz: THY Çocuk Kulübü
36
Düşük Maliyetli Taşıyıcılar Rota Değiştiriyor
37
Her Comfort, "Comfort Class" Değildir
38
KLM - Uçaklarının Adları da Küresel
39
Dita von Teese'nin Bavulunda Neler Var?
40
Boeing 777-300ER vs Boeing 747-8I
41
Ekber El Bekir’den Sert Çıkış
42
Cenevre’de Mobil Terminal
43
Etihad, Yeni Zelanda’ya Kadar Uzandı
44
Airbus, Boeing'in Reklamına Nasıl Cevap Verdi?
45
IATA 2014 Yılı Tahmini
46
Orbitz'in Dördüncü Çeyrek Zararı
47
Pegasus Halka Arz Ediliyor
47
Ryanair Kullandığı Akaryakıtın Ne Kadarını Hedge Ediyor?
48
Skymark Airlines, A380 Siparişi Verdi
49
Virgin Atlantic'in Yeni Sahibi Belli Oluyor
49
Virgin Blue Markası Yenilenirken
50
Mısır Havayolları Filosunun Üçte Birini Kiralığa Çıkardı
51
Petrol Fiyatları Son İki Yılın Zirvesinde
52
Air Arabia - Arap Dünyasının Düşük Maliyetli Taşıyıcısı
53
Tanker Uçak İhalesini Boeing Kazandı
54
Çin Havayolu Sektörü 2015 Hedefleri
54
AAdvantage Facebook Kampanyası
55
Twitter ve Havayolu Şirketleri
57
Emirates'ten Fiyat Artışı Açıklaması
58
JAL, Boeing 747'ye Veda Etti
58
Air France Sessizliğini Bozacak
59
Ortadoğu'dan Sipariş İptalleri Geliyor
60
KLM'in Miami Kampanyasında Yeni Boyut
60
Malaysia Airlines - Facebook Uygulaması
61
IATA Dünya Kargo Sempozyumu 2011
62
iPad, Uçak Kokpitlerine Giriyor
62
IATA'dan Japonya'ya Tavsiyeler
64
Ryanair'in Almanya'daki Gücü
65
Asiana, Seul-İstanbul Seferlerine Başlıyor
66
Kablosuz Bağlantı Aviyonikleri Etkiledi
67
Aerotropolis: The Way We'll Live Next
67
Karbon Emisyonu ve Havayolu Sektörü
68
Air Asia: Now Everyone Can Fly
69
İleri Saat Uygulamasına Dikkat!
69
Brezilya 2014 Dünya Kupası'na Ne Kadar Hazır?
71
Anadolujet ile Gençlerin Havası Yerinde
72
2011, Parkta Yürüyüş Yılı Olmayacak
73
Lufthansa Sosyal Medya Stratejisi
74
Küresel Sektör, Küresel Sorunlar
74
Boeing 747-8I İlk Deneme Uçuşunu Yaptı
75
5
6
Ücretli Yolcu Kilometre - 2010
76
Japonya Depremi En Fazla Delta'yı Etkiledi
76
Wizz Air ve Türkiye
78
Fly2Miami Seferi Yapıldı
79
Aer Lingus'ta Nostalji Havası
79
THY'nin Flickr Sayfası 3000'i Devirdi
80
airBaltic Gelişmeye Devam Ediyor
81
Cathay Pacific'ten Rekor Kâr
82
Top 10 Twitter Initiatives by Airlines
83
Qantas, Acil Durum Tedbirlerini Yürürlüğe Koyacak
83
Ryanair, Unite Sendikasına Teşekkür Etti
85
THY Toulouse Taksi Reklamı
85
Bayrak Taşıyıcı Olmak Zor İş
86
Southwest'in Uçağı Delindi
87
Delinen Uçakta Sosyal Medya Vardı
88
Arz Edilen Koltuk Sayısı 2010-2011
89
Kore Havayolları ve Airbus A380
90
St.Maarten'de Alçaktan Uçuş
91
American ve Expedia Anlaştı
91
Condé Nast Traveller: Readers’ Travel Awards 2010
92
British Airways - Tripseeker
93
Temel Kotil Yoluna Devam Ediyor
94
Google'ın ITA'i Satın Almasına Onay Çıktı
96
THY Kargo Ulaştırır!
96
Petrol Fiyatı Kârlılığı Tehdit Etmeye Devam Ediyor
98
İyi Bir Economy Yolcusu Olmanın 15 Kuralı
99
Boeing 747-8 - Style for the Senses
100
THY'den Intermodal Almanya Açılımı
101
Çinli Şirketler Embraer Siparişi Verdi
102
Amsterdam Schiphol ve Hızlı Tren Etkisi
102
Brezilya Havayolu Sektörü Hareketli
104
İlk 30 Havalimanı – 2009
105
IAG'den JAL Hamlesi
107
Google-ITA İşbirliğine İlk Tepkiler
108
Seyahat Sektörü Analizi
109
Overbook Yapmak Eskisi Kadar Kolay Olmayacak!
110
SAS Ekip Rehberi 2011
111
Brezilya'dan "Mülkiyet" Harekâtı
112
İlk 20 Havalimanı (Avrupa) - 2010
112
Etihad İlk Çeyrekte Maliyetleri Azalttı, Kârlılığa Göz Kırptı
115
Amerikalı Şirketler Petrol Fiyatı ile Yarışıyor
116
Avrupalı Düşük Maliyetliler Yavaşlıyor mu?
116
Türkiye Bölgesel Havacılığı İçin Dönüm Noktası
117
Uçakta Giyilmemesi Gereken 5 Şey
119
Konum Bazlı Uygulamalarda İlk 10 Havayolu Şirketi
120
Türk Hava Yolları - Hong Kong Otobüs Reklamları
121
Ryanair'in Bikinili Reklamı Neden Yasaklandı?
121
İran'dan Misilleme: Akaryakıt Yok!
123
Medine Havalimanı
124
Fotoğrafınızın KLM'in 777'sinde Olmasına Ne Dersiniz?
124
Cidde Havalimanı
125
ABD'deki Kavga Büyüyor
126
7
8
Türk Hava Yolları Hac Seferleri
126
Qatar Airways İddialı Geliyor
127
Havalimanı İşletmelerinde İttifak
129
Rapid Rewards - Trueblue Karşılaştırması
130
Avrupa Ortak Hava Sahasında Yeni Bir Adım
132
British Airways Londra 2012 Reklam Kampanyası
132
IAG Alan Genişletiyor
134
Mil Puanı Biriktirirken Dikkat Edilecek 8 Nokta
135
Karbon Emisyonu Uygulamasına İtiraz Var
136
Pegasus'ta Koltuk Seçimi Kaç Para?
136
British Airways, Kabin Memurları ile Anlaştı
137
En Fazla Kargo Trafiği Olan 20 Havalimanı (2010)
138
United Airlines Koltuk Sıralamasını Değiştiriyor
140
Düşük Maliyetli İş Modelinin Avantajları Eriyor mu?
141
Air France AF447 Kazasında Önemli Gelişme
142
Qatar Airways Büyümeye Devam Ediyor
143
Cathay Pacific'in Yeni Business Class'ındaki 12 Özellik
143
Freedoms of the Air - Havayolu Trafik Hakları
145
Ryanair - 10 Yıllık Faaliyet Performansı
146
Singapore Airlines'tan A380 Hamlesi
147
THY Bu Aralar Ne İkram Ediyor?
148
Çin'in Karbon Emisyonu İtirazı Netleşiyor
149
Ryanair 2010-11 Sonuçlarını Açıkladı
150
Dünyanın En Değerli Havayolu Markası Hangisi?
150
Bir Pan Am Vardı; Ne Oldu Ona?
151
Delta ile US Airways Yeniden Slot Pazarlığında
152
Yavru Şirketler Tuhaf İsimli Olmak Zorunda mı?
153
İşte Çılgın Proje: Aerotropolis
154
Ekşi Sözlük'te Bugün Pegasus Reklamı Var
155
THY'nin Stop Motion Reklamını Gördünüz mü?
156
Cargolux: Qatar Airways'in Büyüme Yönündeki İlk Hamlesi
156
Hava Güneşli, Apronda Şemsiyeler Neden Açık?
157
Milano-Barselona Hattındaki Rekabet ve Lufthansa Italia
159
İngilizler Bodrum'a Rağbet Ediyor
160
Görünmeyen Güç: Uçuş Esnası Dergileri
161
Böyle Olur Düşük Maliyetlinin Comfort Class'ı
162
Uçak Yolcularına Özel İçecek
163
Günün Sözü - Peter Malanik
164
Alaska Airlines Pilotları iPad Kullanmaya Başlıyor
164
Hong Kong Havalimanı'na Üçüncü Pist mi Gelecek?
165
Virgin Atlantic - Ürün Tanıtımı
166
Ocak-Mart 2011: İlk 20 Avrupalı Havayolu Şirketi
167
ABD Uçuş Verisi
168
Wizz Air, Makedonya'da
168
Gogo Uçuş Esnası İnternet Bağlantısı Tam Gaz!
169
Ocak-Mart 2011: İlk 20 Avrupalı Havalimanı
169
Malaysia Airlines, Oneworld'e Katılıyor
171
Avrupa Birliği, Karbon Emisyonu Sisteminde Israrcı
171
American'ın Online Acentelerle Mücadelesi Devam Ediyor
172
American Airlines Center vs American Airlines Arena
174
Delta Air Lines: We Love To Fly and It Shows
175
Tâli Gelirler 2009-2010
176
9
10
Oteller İçin Facebook Rezervasyon Motoru
177
KLM'in Yolcu Fotoğraflarıyla Donattığı Uçak Hazır
178
Seyahat Sektöründe Sosyal Medya Stratejisi
178
İlave Bagaj Ücreti Rekor Kırdı
179
Uçak Siparişleri ve Rekabet
180
Hindistan'da Neler Oluyor?
181
Mobil Teknolojiler, Havayolu Sektörünü Nasıl Değiştirecek?
182
THY'nin Yeni Boeing 737-900'leri Test Uçuşunda
183
Delta'nın Sosyal Medya ile İmtihanı
183
EX-YU Aviation News
184
Havayolu Sektöründe İş Modeli Değişikliği Kaçınılmaz
185
Günün Sözü: Hub&Spoke
186
Bir Havayolu Şirketinin İş Modelini Belirleyen 5 Unsur
186
Avrupa'da Üstünlük Mücadelesi
187
AirAsia'dan Tarihî Sipariş Rekoru
188
Havayolu 101, 5.Yaşına eKitap ile Girdi
189
Karbon Emisyonu Konusunda Çin'den İlk Somut Adım
190
En Düşük Oranda Kiralık Uçak Kullanan 10 Havayolu Şirketi
191
Kablosuz İnternet Bağlantılı Uçuşları Bulmak Artık Çok Kolay
192
"Metal Neutrality" Ne Demek?
193
Çin, 88 Adet Airbus A320 Siparişi Verdi
194
Uçak Siparişleri Rekora Doymuyor
194
Gelir Yönetiminde Üslup Farkı
195
Moskova'da Kış Bir Başka Monday, January 03, 2011 Ne zamanki kuzey yarımküreye kış gelir, kar yağar ve bir kaç havalimanı devre dışı kalır, ”geyik” diye nitelendirilen e-posta mesajları ortalığı kaplar. Bu mesajlarda başka ülkelerdekiler kapanırken, Rusya’daki havalimanlarının nasıl olup da o dondurucu kış şartlarına rağmen hiç sıkıntı olmaksızın operasyona devam ettiği vurgusu vardır. Geçtiğimiz hafta Moskova’da yaşananlar ise, o e-posta mesajlarında yer alan ideal havalimanı şartlarının her zaman sağlanamadığını gösteriyor. Şehirde bulunan iki büyük havalimanı, Sheremetyevo ve Domodedovo’da meydana gelen kaos, tam manasıyla tarihe geçecek nitelikteydi. Sheremetyevo Havalimanı kar fırtınası sebebiyle kapanırken, mevsim normallerine göre “sıcak” olan hava sebebiyle yağan şiddetli yağmurun Domodedovo Havalimanı’nı besleyen enerji hatlarını birer birer devre dışı bırakmasıyla birlikte olanlar oldu. 26-29 Aralık tarihleri arasında yani tam da yılbaşı seyahatlerinin yapıldığı dönemde meydana gelen bu gelişmeler neticesinde yüzlerce sefer iptal edilirken bir çok sefer de ancak büyük tehirlerle yapılabildi. Sheremetyevo’da bazı yolcular Aeroflot yetkililerine saldırırken, Domodedovo’da neredeyse sefalet görüntüleri vardı. 8.000 kişinin mahsur kaldığı limanda, yolcuların ifadesine göre, büfelerde bir şişe su 25 Lira’dan satıldı. Yemek ve tuvalet konusunda yaşanan sıkıntılar da cabası. Moskova’daki havalimanlarında biriken yolcu sayısı günler geçtikçe 20.000′i buldu. Bayrak taşıyıcı Aeroflot’un elindeki buz çözücü (de-icing) sıvının bitmesi de işin tuzu biberi oldu. Netice: 1. Rusya’nın kış şartlarında havalimanı işletebilme karizması fena şekilde çizildi. 2. Aeroflot’un yer işletmeden sorumlu genel müdür yardımcısı Vladimir Smirnov işten atıldı. Her şeye rağmen, kış şartlarıyla birlikte yaşama konusunda Rusya’nın eline su dökebilecek az sayıda ülke olduğu gerçeğini unutmamak gerekiyor.
United Continental - Bölgesel Jet İşletmesi Tuesday, January 04, 2011 16 Eylül tarihli yazımızda ABD’deki bölgesel havayolu şirketi kavramından bahsederek, bu kapsama giren şirketlerin ABD iç hat hava taşımacılığında ne kadar önemli bir yere sahip olduklarının altını çizmiştik. Geçtiğimiz Ekim ayında resmen birleşerek dünyanın en büyük havayolu şirketi Havayolu 101
11
pozisyonuna gelen United Continental, ABD’deki bölgesel havayolu düzenlemeleri konusunda dolaylı bir biçimde sıkıntı yaşıyor. Bu iki şirket, tek bir firma olarak faaliyet göstermelerini sağlayacak olan yeni işletme lisansı çıkmadığından, faaliyetlerine şimdilik iki ayrı kurum olarak devam ediyorlar. Yeni döneme bir hazırlık olarak yeni şirketin uçuş ağında bir takım iyileştirmeler yapılması hedeflenmişti. Bu yönde atılan ilk adımlardan bir tanesi, her iki şirketin filosunda bulunan bölgesel jetlerin trampa edilmesi yönündeydi. United, filosundaki 70 koltuklu uçaklarını Continental’in network’ünde kullanmayı planlıyordu. Buna karşılık olarak da, Continental filosunda bulunan 50 koltuklu uçaklar United’ın network’ünde hizmet verecekti. Ancak her iki şirketin pilot sendikaları, bu değişikliğin mevcut sözleşmelerine uygun olmadığını söyleyerek söz konusu karara itiraz ettiler. William Swelbar’ın blogunda etraflı bir biçimde yaptığı analize göre, sendikalar konuyu bilinçi bir biçimde saptırarak bu uçak takasını bir “outsourcing” işiymiş gibi yansıttı. Oysa bu takas işinden pilotların zarar görmesi gibi durum söz konusu değildi. Neticede iş tahkime gitti ve United’ın yapmış olduğu bu takas girişimi mevcut sözleşmelere uygun olmadığından reddedildi. Yani pilotların istediği oldu. Swelbar yaptığı analizde Ağustos ayındaki bir habere atıfta bulunarak, pilot sendikalarının bu girişiminin ardında yatan saikin aslında çok farklı olduğu iddiasında bulunuyor. Ona göre asıl niyet, ABD’li büyük havayolu şirketlerine besleyici havayolu olarak hizmet veren bölgesel şirketlerin bu hizmet ilişkisinin dışına çıkartılması ve bu sayede pilot maaşları üzerindeki baskının ortadan kaldırılması. Niyet bu olabilir belki ama ABD’deki bölgesel havayolu operasyonunun hacmi düşünüldüğünde, amaçlarına çok da kolay ulaşamayacakları aşikâr.
Delta Connection - Bölgesel Dev Wednesday, January 05, 2011 Dünkü yazımızda United-Continental’deki bölgesel jet uçaklarıyla ilgili konudan bahsederken, ABD’deki bölgesel havayolu işletmelerinin ne denli büyük olduğunu vurgulamıştık. İşte, Delta Air Lines’a besleyici olarak hizmet veren Delta Connection markası altındaki şirketlerin bir listesi. Bunların bazıları Delta’nın mülkiyetindeyken, bazıları tamamen bağımsız havayolu şirketleri. Wikipedia’daki Delta Connection sayfasında bulunan filo bilgisini doğru kabul edersek, bu marka altında faaliyet gösteren şirketlerin filolarında toplam 650 civarında bölgesel jet 12
Havayolu 101
bulunuyor. Dile kolay. 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8.
Atlantic Southeast Airlines (ASA) Chautauqua Airlines Comair Compass Mesaba Pinnacle Airlines Shuttle America SkyWest
Fotograf: MamaGeek
hipmunk - Çok Kullanışlı Bir Uygulama Wednesday, January 05, 2011 Web tabanlı uygulamalar öyle bir seviyeye gelmiş durumdaki, gün geçmiyor ki herhangi bir sektör için yeni bir çalışma yapılıyor olmasın. İşte tüm uçak yolcularını, sektörde çalışanları veya bu işlere meraklı olanları yakından ilgilendirecek bir uygulama: hipmunk Siteye girer girmez hemen İstanbul ile New York (JFK) arasında bir arama yaptık. Karşımıza çıkan sonuç yukarıdaki görüntüde bulunuyor. Görsel açıdan tam bir şölen. Sadece direkt uçuşları değil, aktarmalı seferleri de sonuç ekranında görmek mümkün. Arzu ederseniz fiyat, uçuş süresi, kalkış saati gibi farklı bazı kriterlere göre sıralama yapabiliyorsunuz. Bilgisayar başında uzun uzun metinleri okumak zor; böylesi görsel tarafı güzel uygulamalar sayesinde web ortamında araştırma yapıp bir sonuca ulaşmak adeta bir keyif haline geliyor. Edinebildiğimiz bilgilere göre hipmunk, bu görüntüleri üretirken kullandığı tarife+fiyat bilgisini ITA'den sağlıyor.
Southwest Airlines Mahkeme Kurdu Wednesday, January 05, 2011 Havayolu 101′de sık sık belirttiğimiz üzere, özellikle rekabetin yoğun olarak yaşandığı bölgelerde, network taşıyıcılar ile düşük maliyetli taşıyıcılar arasındaki fark git gide azalıyor.
Havayolu 101
13
Hatta ABD iç hatları gibi rekabetin sektör geneli ortalamalarının çok üzerinde olduğu yerlerde işler tersine dönmüş durumda. Network taşıyıcılar gelirlerini artırabilmek amacıyla yolculardan her fırsatta tahsilatta bulunurken, Southwest gibi düşük maliyetli şirketlerdeki uygulamalar, yolcu lehine olmak üzere, tamamen farklı bir şekilde gerçekleşebiliyor. Mesela bilet değiştirme ücreti. Bir yolcu biletinin tarihini değiştirmek istediğinde neden bu kadar yüksek bir ücret talep edildiğini zaten hiç bir zaman anlamamışımdır. Southwest, network taşıyıcıların bu zafiyetini ön plana çıkaran reklamlarla “yolcu dostu havayolu şirketi” olduğunu her fırsatta vurguluyor. Tabii burada dikkat edilmesi gereken iki husus bulunuyor: 1. Southwest’in uçuş noktası başına düşen frekansı o kadar yoğun ki, yolcuların uçuş saatini veya tarihini değiştirmesi, şirketin rezervasyon dengesini neredeyse hiç etkilemiyor. 2. Reklamda da belirtildiği üzere, bilet değişikliği için ücret alınmıyor ama yeni uçuş tarihi veya saati için bilet fiyatının aynı olacağı garantisi verilmiyor. Yani yolcunun daha fazla ücret ödemesi muhtemel. Yine de Southwest, 40 seneye yaklaşan hizmet süresi boyunca sürdürdüğü ücret politikası ve müşteri memnuniyeti odaklı yaklaşımıyla, “en yolcu sever” havayolu şirketi olduğunu ispatlamış durumda.
Skycouch Hizmete Girdi Thursday, January 06, 2011 Air New Zealand tarafından geliştirilen ve ilk aşamada, filoya yeni dahil olan Boeing 777-300ER modeli uçaklarında bulunan Skycouch hizmete girdi. Yeni uçağın teslim uçuşunda kabinde bulunan Jaunted ekibi tarafından kaydedilen bir video görüntüsünde, Skycouch tipi koltukların bir yatak haline nasıl dönüştürüldüğü görülüyor.
14
Havayolu 101
Çarşaf, battaniye, yastık derken, üç koltuktan oluşan bir yatağınız oluveriyor. Air New Zealand tarafından iki yetişkinin birden kullanabileceği bir imkân olarak sunulsa da, Jaunted’ta belirtildiği üzere burada ancak bir yetişkin ile bir çocuk rahatça seyahat edebilecek. Anlatılana bakılacak olursa, bu bölümde tek başına seyahat edecek bir yolcu için ise ortam bir hayli konforlu. Uçaklardaki economy sınıfı, Amerikanca’da ironik bir biçimde “cattle class” olarak adlandırılır. Air New Zealand, bu deyimin kendi uçakları için “cuddle class” haline dönüşeceği hususunda ısrarlı. :) “Cuddle class” deyimi, New York Times tarafından yılın seyahat kelimesi seçilmiş durumda. Zaten Jaunted’da çıkan haberde, Air New Zealand tarafından uçak içinde dağıtılan ve Skycouch’ta en rahat hangi pozisyonda seyahat edilebileceğini belirten broşürler şu şekilde nitelendirilmiş: Economy class Kama Sutra! :)
Air New Zealand Çocukları da Unutmamış Thursday, January 06, 2011 Sabahki yazımızda Air New Zealand’ın yeni Boeing 777-300ER’larıyla birlikte hizmete soktuğu Skycouch‘undan bahsetmiştik. Şirket yeni uçaklarında, çocuklar için de özel şeyler düşünmüş. Öncelikle özel çizgi karakterler üretilmiş ve çocuklara yönelik olarak hazırlanan tüm ürünlerde bu karakterlerin görselleri veya özel logonun olması sağlanmış. Bir çocuk yolcunun oturacağı bilinen koltuğun baş dayama yerine özel logolu koltuk örtüsü yerleştiriliyor. Ve çocuk yolcu uçağa binip yerine geldiğinde, onu bir bardak içeceğin yanında bir atıştırma kutusu karşılıyor. Yani çocukların uçak içindeki yemek servisini beklemesine gerek yok. Uçuş Esnası Eğlence ve Bağlanırlık (UEEB) sisteminde çocukların hoş bir şekilde vakit geçirmesini sağlayacak bir çok bölüm bulunuyor. Ayrıca yolculara dağıtılan uçuş paketi de çocuklar için farklı bir şekilde tasarlanmış. Roket biçiminde üretilen paketlerin içinde minik yaramazların ilgisini çekecek oyuncaklar, not defterleri gibi şeyler bulunuyor. Gelelim Air New Zealand’ın yeni 777′lerinde çocuklar için hazırladığı en bomba kısma. Aslında çocuklardan ziyade, o 8-10 saatlik uzun yolculuklara çıkan ebeveynler içi bomba bir haber bu. Havayolu 101
15
Uçağın arka tarafında, kabin ekibinin çocuklara hikâye okuyacağı ve 23 inç’lik LCD ekrandan film seyrettireceği bir bölüm olacak. Bu işin uygulama kısmı nasıl olacak bilmiyoruz ama Air New Zealand yöneticileri filoya katılan yeni Boeing 777 ile birlikte, ticarî havayolu tarihine geçmeye yemin etmiş gibiler. Yeni bir uçakla birlikte hizmete giren bu kadar yeni ürün; pes doğrusu!
Southwest Rapid Rewards Programı Yenileniyor Friday, January 07, 2011 İlginç bir tesadüf oldu. Daha evvelsi gün yazdığımız yazıda Southwest Airlines’ı tanımlamak için, “en yolcu sever” havayolu şirketi tâbirini kullanmıştık. Az önce gelen haberle, Southwest’in sık uçan yolcu programını baştan aşağı yenilediğini öğrendik. Tam manasıyla ders niteliğinde bir çalışma olmuş. Özellikle de kendisini network taşıyıcı olarak tanımlayan “legacy” taşıyıcılar için. Southwest’in Rapid Rewards programında 1 Mart 2011 tarihinden itibaren geçerli olacak yenilikler şu şekilde: 1. 2. 3. 4. 5.
Ambargolu tarihler olmayacak (bayram, yılbaşı, yarı yıl tatili gibi kısıtlamalar yok) Koltuk sınırlaması olmayacak (her uçakta, tüm koltuklar üyelerin kullanımında) 24 aylık dönem içerisinde en az bir aktivitesi olan üyelerin milleri yanmayacak Puanı kazanımı, bilet ücretine göre olacak; “ne kadar Dolar, o kadar puan” Rapid Rewards kredi kartı sahipleri, 800′den fazla uluslararası uçuş noktası ve 70.000′den fazla otelde puanlarını kullanabilecek 6. Mevcut A-List statüsüne (en üst üye segmentasyonu) ek olarak, “A-List preferred” adı verilen bir segment daha getiriliyor. Bu kapsama giren üyeler, uçuşlarında iki katı puan kazanabilecek. 7. Yolcular puan satın alabilecek: puanlar 1.000′lik bloklar halinde satılacak ve en az 2.000 puan satın alma şartı aranacak. Toparlamak gerekirse; Southwest, 40 yıla yakın bir süredir sunmuş olduğu hizmet kalitesi ve müşteri odaklı yaklaşımıyla, düşük maliyetli taşıyıcı iş modelinin “yavan” hizmet anlamına gelmediğini ispatlamış durumda. Darısı diğerlerinin başına. not: Southwest’in yeni sisteminin özellikle puan kazandırma bölümü hakkında bazı tartışmalar var. Bunun başında, “bir ödül bilete ulaşmanın, eski sisteme göre daha zor olduğu” iddiası geliyor. Southwest’in kendi blog sayfasındaki yorumlar için burayı, Cranky Flier’dakiler için ise 16
Havayolu 101
burayı tıklayabilirsiniz.
Sky Airlines Tarifeli Seferlere Başlıyor Saturday, January 08, 2011 Türkiye gibi geniş bir coğrafyaya ve ülke içi göç oranı yüksek sayılabilecek bir nüfus yapısına sahip bir ülkenin havayolu sektöründe sürekli bir hareketlilik olması kaçınılmaz. Geçtiğimiz yıl içerisinde Türkiye içi tarifeli sefer yapan şirketlerin arasına önce Borajet, daha sonra da Turkuaz Airlines katılmıştı. Ancak evdeki hesap çarşıya uymamış, ATR-72′lerle sefer yapan Borajet bir türlü istenen ivmeyi yakalayamazken, Turkuaz Airlines iç hat uçuşlarına başlamasının ardından bir kaç ay içerisinde seferlerini tamamen durdurmak zorunda kalmıştı. Bu kez şansını deneme sırası Sky Airlines‘ta. Yaklaşık 10 yıldır Avrupa ile Türkiye arasında charter tipi faaliyette bulunan Sky Airlines, artık yurtiçi tarifeli seferlere başlıyor. Uçuşlar 15 Ocak’ta başlayacak. İlk aşamada uçuş ağına dahil olan şehirler şunlar: İstanbul, Ankara, Antalya, İzmir, Van, Trabzon, Diyarbakır. Tek yön bilet fiyatları 59 TL’den başlıyor. Bu seviyelerdeki fiyatlarla operasyonu sürdürebilmek için maliyetlerin bir hayli düşük olması gerekiyor. Ancak filo yapısına bakıldığında Sky Airlines’ın genel kabul görmüş düşük maliyetli iş modelinin bir hayli dışında olduğu görülüyor. 16 uçaklık filoda, Boeing 737-400′den Airbus A321′e, birbirinden farklı tam beş tip bulunuyor. Bazı tipler kendi içerisinde dahi koltuk sayısı bakımından farklılık gösteriyor. Zaten bu farklılık uçakların gövde boyamalarına da yansımış durumda. Yanılmıyorsam filodaki uçakların tamamı farklı renklere boyanmış. Reklamlarda kullanılan uçağın renkleri, Afrikalı havayolu şirketlerinin gövde tasarımlarını anımsatıyor. :) Öte yandan gerek Turkuaz Airlines ve gerekse Borajet’in seferlere başlayacaklarını ilk duyurduklarında web sitesi ve sosyal medya kullanımı konularında yaşadıkları handikapın Sky Airlines’ta en aza indirgendiğini görüyoruz. Sosyal medyanın en kuvvetli iki unsuru Facebook ve Twitter’da Sky Airlines’ı bulmak mümkün. Ancak Twitter‘da şu ana kadar sadece 147 takipçileri var ve gönderdikleri mesaj sayısı 5 (beş). Facebook‘ta durum biraz daha iyi. Sky Airlines’ı 1.525 kişi sevmiş. J Düşük maliyetli, düşük fiyatlı şirketlerin daha ziyade genç nüfusa, üniversite öğrencilerine hitap ettiğini düşünürsek, sosyal medyada biraz daha aktif olmaları gerektiği aşikâr. Zaten dün, yani 7 Ocak Cuma günü Ekşi Sözlük’e reklam vererek doğru yolda olduklarını gösterdiler. Oradaki eleştirileri şöyle bir gözden geçirip gerekli düzeltmeleri de yaparlarsa çok iyi olur. Havayolu 101
17
Web sitesi sade bir görünüme sahip. Bilet almak bir hayli kolay. Zaten şu anda en önemlisi bu. Online bilet bölümünde ufak tefek bazı eksiklikler var ama zamanla halledilebilir. Turkuaz gibi Sky da, tarifeli seferlere düşük sezonda başlıyor. Yaz tarifesine kadar ticarî açıdan bir kaza yaşamazlarsa, Türkiye iç hatları yeni bir aktör kazandı demektir. Denetlenen rekabet, müşteri (yolcu) için her zaman faydalıdır. :)
Topkapı - McDonnell Douglas DC-9 Sunday, January 09, 2011 Türk televizyonlarında havacılık hakkında yayımlanmakta olan en eski program, kuvvetle muhtemel, Uğur Cebeci’nin hazırladığı ve 1997′den beri ekranlarda olan Kokpit programıdır. En başlardan beri Kokpit’in mutfağında görev yapan ve zaman zaman Havayolu 101′e de katkıda bulunan sevgili Tolga Özbek, aynı zamanda Kokpit’in Facebook’taki grubunu kuran ve yöneten kişi. Kokpit grubunda özellikle eski tarihlere ait bir çok fotoğraf paylaşılıyor. Bazen THY ile ilgili öyle fotoğraflar çıkıyor ki, ben bile ilk kez görüyor oluyorum. Onlardan bir tanesinde, THY kabin ekibinin efsanevi üniformalarından bir tanesi olan pembeler içerisindeki üç kabin memuru hanımefendi, THY tarihinin en önemli dönüm noktalarından bir tanesi olan jet motorlu uçaklara geçişin öncüsü konumundaki Topkapı uçağının önünde poz veriyor. Topkapı, Douglas’ın McDonnell tarafından satın alınmasından hemen önce geliştirilerek 1965 yılında hizmete sunulmuş olan DC-9 ailesinden bir uçak. 1967 yılında Douglas’ın, McDonnell tarafından satın alınmasının ardından bu uçak “McDonnell Douglas” markası adı ile anılır olmuştur. THY’de 1960′ların ikinci yarısının en önemli projesi jet çağına geçişti. Uzun tartışmalar ve çalışmalar sonucunda ilk jet motorlu uçakların Douglas firmasından satın alınmasına karar verilmişti. Ancak TC-JAA kodu ile, yani “J” (Jet) serisinin ilk uçağı olarak tescillenen Topkapı uçağı THY’nin siparişini verdiği DC-9-30 uçaklarından farklı olarak -15 modeliydi. Çünkü Topkapı, THY’nin kendisine ait değildi; kiralıktı. Toplamda üç adet sipariş verilmesi tasarlanırken, mâli açıdan yaşanan sıkışıklıklar sipariş sayısını ikiye düşürmüş, üçüncü uçağın filoya kira yoluyla dahil edilmesine karar verilmiştir. THY’nin kısmetine de işte bu 15 modeli düşmüştü. Topkapı adlı DC-9, 1973 yılına kadar THY filosunda başarıyla hizmet vermiş, gerek şirket çalışanları ve gerekse yolcular tarafından çok sevilmiştir. THY’deki jet çağının bu öncü uçağı 1973 yılında üretici firmaya iade edilmiş; ve akabinde AeroMexico firması tarafından kiralanmıştır. Ama Airliners.net adresindeki DC-9 fotoğrafından görüleceği 18
Havayolu 101
üzere üzerindeki “Topkapı” ismini silmek kolay olmamıştır. :) Topkapı’nın kardeşleri diyebileceğimiz TC-JAB, 1994 yılına kadar THY filosunda yer alırken, TC-JAC tescilli uçak 1972 yılında Adana’da meydana gelen kazada kaybedilmiştir. DC-9-30 tipinde olan bu iki uçak THY filosuna sırasıyla 1968 ve 1969 yıllarının Ağustos aylarında dahil olmuştur. Görüleceği üzere kiralan ilk uçakla satın alınanların teslim tarihleri arasında bir hayli uzun bir süre bulunuyor. Geç teslimatın sebebi olarak, Vietnam Savaşı’nın McDonnell Douglas firmasına yüklediği kapasite sorunlarının gösterildiğini duymuştuk. Nereden, nereye… Topkapı’nın uzun hikâyesi kısa cümlelerle şu şekilde: • • • • •
“47048/35” gövde koduyla 1966 yılında üretildi. Uçağın ilk sahibi Amerikan Continental firması oldu. (N8964) 1967 yılında THY tarafından kiralandı. (TC-JAA) 1973′te uçağın sahibi bu kez AeroMexico firması oldu. (XA-DEV) Kısa süre sonra bir İngiliz şirketi olan British Midland Airways’in filosuna dahil oldu. (Önce G-BFIH, sonra G-BMAA) • Emektar uçak bu kez 1993 yılında Kolombiya’da faaliyet gösteren ”Intercontinental de Aviación” adlı şirketin envanterine girdi. (HK-3827X) • Bu şirketin faaliyetleri 2004 yılının Haziran ayında durdurulurken, bizim DC-9′a da 2005′in Şubat ayında el konumuştur. Ulaşabildiğim son bilgilere göre bu uçak bu son olaydan sonra bir daha başka bir havayolu firmasında görev alma fırsatı bulamadı.
Nokia Şarjı Olan Var mı? Monday, January 10, 2011 “Nokia Şarjı Olan Var mı?“ Hemen hemen her gün en az bir kez duyarız bu soruyu. Dizüstü bilgisayar, tablet bilgisayar, dijital fotoğraf makinası, cep telefonu, iPad, iPod, Blackberry, Kindle derken insanoğlu o kadar fazla elektronik cihaz kullanır hale geldi ki, bunların pillerini şarj etmek ayrı bir mesele haline dönüştü. Hele de seyahat esnasında. Özellikle havalimanlarında yukarıda saydığımız cihazlarınızdan bir tanesinin şarjı bittiyse, vay halinize! Bunları şarj edecek bir yer bulmanız pek kolay değil. Ama artık bir çaresi var. En azından Delta Air Lines yolcuları için. Delta, 2013 yılına kadar tamamlamayı planladığı 2 milyar Dolar’lık projeyle; yolcularına Havayolu 101
19
sunduğu havalimanı imkânlarını, kabin içi hizmetlerini ve uçaklarını iyileştirmeyi hedefliyor. Bu proje kapsamındaki adımlardan bir tanesi mobil cihazların şarj edilmesi konusunda atıldı. Delta, yolcu biniş kapılarına, her birinin üzerinde altı adet priz ve iki adet USB portu bulunan şarj istasyonlarından ikişer adet yerleştiriyor. Ayrıca Delta’nın Sky Club adlı özel yolcu salonlarında, cihazınıza uygun şarj cihazını talep edebileceğiniz şarj pad’lerini bulmanız mümkün. Tek yapacağınız, uygun şarj aletini resepsiyondan istemek. İlk aşamada ABD’deki iç hat terminallerinden 19 tanesinde gerçekleştirilecek bu uygulama zamanla daha yaygın bir hale getirilecek. Takip edebildiğimiz kadarıyla, yeni nesle (Y Nesli) yönelik en fazla yatırımı Delta yapıyor gibi. Bu işten en fazla kazanacak da onlar olacak.
Virgin Atlantic - Your airline's either got it or it hasn't Tuesday, January 11, 2011 Her dönemde, her sektörde bazı firmalar vardır. Bu firmalar öyle şeyler yaparlar ki, adeta üniversitelerin işletme, iktisat, endüstri mühendisliği gibi bölümlerinde vak’a çalışması olarak okutulmak için. İşte böylesi firmaların en başında gelenlerden bir tanesi, Virgin Atlantic. Bundan bir kaç ay önce başlatmış oldukları ve “Your airline’s either got it or it hasn’t” mottosu ile yürüttükleri reklam kampanyasının Youtube'taki videosuna bakınca, adeta reklam nasıl olur dersi niteliğinde bir çalışma olduğu söylenebilir. Tek kelimeyle harika. Sıra dışı bir hayat hikâyesine sahip olan Richard Branson’ın kurduğu şirketten vasat bir şey beklemek sanırım hata olurdu.
AEA Verilerine Göre 2002-2009 Thursday, January 13, 2011 Avrupa Havayolları Birliği’nin (Association of European Airlines-AEA) kökü, 1952 yılında Air France, KLM, Sabena, Swissair tarafından kurulan ve hemen sonrasında BEA ve SAS’ın da katıldığı bir araştırma grubuna dayanır.
20
Havayolu 101
Bu grup 1954 yılında biraz daha kurumsal bir yapıya dönüşerek Hava Araştırma Bürosu (Air Research Bureau) adını alır. Büronun merkezi Brüksel olarak tespit edilir. Sonraki yıllarda kurum önce Avrupa Havayolları Araştırma Bürosu (European Airlines Research Bureau) olarak anılmaya başlarken, 1973 yılında da bugünkü adını alır. 2000′li yıllara kadar daha ziyade araştırma ve istatistik alanlarında rol alan AEA, 2002 yılında gerçekleştirilen bir dönüşüm sonrasında hedefleri arasına, havayolu sektörü adına lobi faaliyetleri yapmayı da koyar. Amaç AEA’nın etkinliğinin artırılmasıdır. AEA’nın tarihine kısaca göz attıktan sonra, en iyi yaptıkları işe, yani istatistikî verilere bir bakalım. Böylece kuruma üye 30-35 civarındaki havayolu şirketinin 2002 sonrasındaki toplam performansını görmüş olalım.
Balık Kılçığı Oturma Düzeni Thursday, January 13, 2011 Delta Air Lines’ın blog sayfasında dolaşırken, geçtiğimiz Aralık ayına ait bir habere rastladık. Haberde, şirketin filosunda bulunan Boeing 777-200ER uçaklarının kabin içinin yenilendiği ve toplam sekiz uçaktan ilkinin tekrar hizmete verildiği belirtiliyor. Burada dikkatleri çeken, Delta Air Lines’ın koltuk düzeni oldu. Onlar da business class koltuklarını çaprazlamasına yerleştiriyor. Geçtiğimiz Kasım ayında bu konuda bir yazı yazmış ve çaprazlamasına yerleştirilen koltukların müspet ve menfî yönlerini ele almıştık.
Havayolu 101
21
Tabii Delta Blog’taki bu haber vesilesiyle, koltukların bu şekilde yerleştirildiği düzenlemenin asıl ismini de öğrenmiş olduk: Balık kılçığı (Herringbone) Bilmemek değil, öğrenmemek ayıp. :)
Swiss'in Sosyal Medya Kokpiti Friday, January 14, 2011 Geçen sene Haziran ayında Swiss, San Francisco hattının açılışında farklı bir sosyal medya uygulamasına imza atarak, uçakta internet bağlantısı olmamasına karşın ACARS sistemi üzerinden gönderilen mesajları Twitter’a yansıtmıştı. Böylece seferin başlangıcından itibaren ACARS üzerinden gönderilmeye başlanan mesajlar, Swiss’in Twitçileri tarafından online ortama aktarılmaya başlanarak uçağın hangi bölge üzerinde olduğu, yüksekliği, hızı; kabin ekiplerinin vardiya değişimi, kalınacak otel, uçağın inişi öncesindeki yaklaşma aşaması gibi bir çok an, şirketin Twitter’daki takipçileriyle paylaşılmıştı. Swiss, sosyal medya uygulamalarına gerçekten önem veriyor; bu konudaki gelişmeleri yakından takip ediyor. Bu amaçla hazırladığı web sayfasına “Swiss’in Sosyal Medya Kokpiti” demek mümkün. Sitenin ziyaretçilerini sayfanın tam ortasında yer alan Twitter karşılıyor. Hemen altında Youtube videoları, en altta da basın açıklamaları yer alıyor. Sayfanın sağ tarafında ise iletişim bilgileri, diğer web bağlantıları, Facebook hesabı, Flickr fotoğrafları ve sosyal paylaşım butonları bulunuyor. Swiss’in sosyal medya kokpitinin sol sütununa “friendfeed” yerleştirilmiş. Böylece tüm iletişim kanallarını tek bir noktadan takip etmek mümkün olabiliyor. Yine sayfanın solunda, alt tarafta bulunan “Eine Reise von Zürich nach New York” adlı sesli kitap da dikkat çekici. Kitabın konusu, bir Swiss uçuşunda geçiyor. Swiss’in sosyal medya stratejisi günümüzün en popüler beş sosyal medya ayağı üzerine oturtulmuş durumda: Blog sayfası, Facebook, Twitter, Flickr ve Youtube. Internet dünyasında değişimin hızı çok yüksek. Ama şimdilik bu yukarıdaki beş uygulama noktası, bir şirketin Y Nesli ile olan iletişiminde en “olmazsa olmaz” diyebileceklerimiz. Bakalım önümüzdeki yıllar ne gösterecek?
22
Havayolu 101
En Fazla Uçak Siparişini Kim Verdi? Saturday, January 15, 2011 Havacılık dünyası geçtiğimiz hafta, Hintli IndiGo Havayolları’nın verdiği uçak siparişi ile sarsıldı. Ticari havayolu sektörü, 20082009 malî krizinin ardından toparlanmaya çalışırken Indigo, Airbus’tan 150’si yeni nesil A320NEO olmak üzere toplam 180 uçak siparişi vermişti. Benim de aklıma takıldı. Acaba bu gerçekten bir havayolu şirketinin verdiği, tek kalemde en büyük uçak siparişi miydi? Yardımıma Google yetişti. Uçak siparişlerini tek tek çıkarttım. Evet, Hintli havayolunun siparişi bugüne kadar yapılan en büyük uçak satış anlaşmasıydı. Bundan önce de Boeing tarihi bir anlaşmaya imza atmıştı. 1985’te United Havayolları 101 Boeing 737 ve 6 adet de 747 Jumbo Jet siparişi vermişti. Toplamı 108 uçak olmuştu. Birkaç yıl sonra United, Boeing’e yine dev bir sipariş geçmişti. 1989’da yapılan anlaşma ile 57 adet 737-500 ve 58 adet 757-200 ile toplam rakam 115 uçağa çıkmıştı. Bu anlaşmanın henüz mürekkebi kurumadan United 16 adet 767-300ER için ek anlaşma imzalamıştı. Arkasından 1996’da General Electric’in finansal kiralama şirketi 100 adet Boeing 737-800 siparişi vermişti. Krizi paraya çeviren şirketlerden biri de İrlandalı düşük maliyetli havayolu Ryanair oldu. Şirket bugünkü büyüklüğe ulaşmasında önemli katkıya sahip olan filosunu 11 Eylül’ün ardından verdiği siparişle şekillendirmişti. Pazarlığın çok çetin geçtiğini tahmin etmek zor değil. Şimdi dönelim tekrar Hintli IndiGo’ya. Airbus bir taraftan A320NEO’ya ilk müşteriyi bularak derin bir nefes alırken, diğer yandan Hintli şirket bu uçakların ilk kullanıcısı olarak bir riske girdi. Havacılık dünyasında ilk kullanıcı olmak prestijle birlikte bir takım sorunları da beraberinde getirir. Teknik sorunlarla ilk boğuşanlar, bu ilk müşteriler olur. Ama bunun da bir karşılığı vardır. İmalatçılar ciddi indirimler yaparlar. Uçak modeli tutarsa kazanan, tutmazsa kaybeden havayolu şirketi olur. Bakalım hızlı büyümesini sürdüren Hindistan pazarında IndiGo nasıl bir performans sunacak? Yoksa rakibi olan Jet Airways gibi çözümü kriz döneminde uçaklarını başka havayollarına kiralayarak mı çözecek? Ama yine de en büyük uçak siparişini kim aldı diye sorarsanız, bunun cevabı askeri uçak pazarında Boeing. Şirket İkinci Dünya Savaşı’nda Amerikan Ordusu’ndan tam 4 bin 164 adetlik sipariş almayı başarmıştı. Bu uçaklar bombardıman görevlerinde kullanılan B-29 uçaklarıydı.
Havayolu 101
23
Airbus A380 Kabin Konfigurasyonu Sunday, January 16, 2011 Airbus’ın, A380′i ilk duyurduğu günlerde medyanın bu uçakla ilgili olarak öne çıkardığı iki özellik vardı:
1. Uçağın iki katlı oluşu 2. 800 koltuk kapasitesinin bulunması Tabii 800 koltukluk kapasite ancak full economy, yani uçağın tamamının economy sınıfı şeklinde tasarlanmasıyla mümkün olabiliyor. Ama şimdiye kadar bu uçağı bu şekilde kullanacağını açıklayan tek bir havayolu şirketi oldu. Onun dışında kimse yok. Kore Havayolları’nın önümüzdeki Mayıs ayında teslim alacağı uçakla birlikte, filosunda A380 bulunan havayolu şirketi sayısı yediyi bulacak. Bu uçaklardan toplam 10 adet siparişi olan şirketin, Mayıs ayında Japonya ve Çin hatlarında hizmete sokacağı A380′i rakiplerine nispeten çok farklı bir özelliğe sahip olacak: Toplam koltuk sayısı. Evet; 800′e kadar koltuk kapasitesi bulunan dev A380′i kullanan havayolu şirketleri içerisinde yolcularına en insanî tavrı gösteren Kore Havayolları olacak. Asian Skies adlı blog sitesinde verilen habere göre A380′i üç sınıflı (economy, business, first) olarak düzenleyen şirket, toplamda sadece 407 koltuk kullanacak. Bu sayede mesela Lufthansa’nın business class’ta sunmuş olduğu 60 inç’lik diz mesafesine karşılık olarak Kore Havayolları’nın business class’ında seyahat edenler, 74 inç’lik bir alana sahip olacaklar. Asıl önemli fark economy sınıfında. Özellikle 8-10 saatlik uzun süreli seyahatlere gidenler çok iyi bilecektir. Bir çok havayolu şirketinin economy sınıfında böylesi uzun yolculuklar adeta işkenceye dönüşür. Bir santimlik ilave diz mesafesi bile değerlidir. Kore Havayolları’nın A380′i, yukarıda da belirttiğimiz gibi, insanî şartlarda seyahat edebilmenin önünü açacak. Economy class’ta 34 inç’lik diz mesafesi, bir çok yolcu için uzun yolculukları tahammül edilir hale getirecek. Yanda A380 kullanan havayolu şirketleri ve kabin sınıflarına göre koltuk sayıları bulunuyor. Görüleceği üzere Air France (538) ve Lufthansa (526) koltuk sayısında başı çekiyorlar. Kore Havayolları ile mukayese edildiğinde Air France’ın A380′inde %32, Lufthansa’nınkinde ise %29 daha fazla koltuk bulunuyor. Bu yüzden Air France’ın economy sınıfında diz mesafesi 32 inç iken, Lufthansa’da bu rakam 31 inç’e kadar 24
Havayolu 101
düşüyor. Yani Kore ile kıyaslandığında diz mesafesi, sırasıyla, 5 ve 7,5 cm daha kısa. Havayolu 101, “Koltuk başı maliyet” ile “insanî biçimde seyahat etmek” arasındaki derin farka bir kez daha dikkat çekmek istiyor.
Bangkok Airways - Asya'nın Butik Havayolu Şirketi Sunday, January 16, 2011 Ticarî havayolu sektörü hakkında hazırlanan ve önümüzdeki beş yıllık muhtemel gelişmeleri tahmin etmeye çalışan raporların hemen hemen tamamında, Güneydoğu Asya bölgesinin yolcu trafik artışında dünya genelinde başı çekeceği ön görülmekte. Bu durum beraberinde bu bölgenin, düşük maliyetli ve bölgesel taşıyıcılar açısından bir hayli hareketli olmasını getiriyor. Tiger Airways, Jetstar Asia, Silkair, Air Asia gibi şirketler ilk akla gelenler. İşte bu şirketlerden bir diğeri de, Bangkok merkezli olarak faaliyet gösteren; ismiyle müsemma, Bangkok Airways. “Asya’nın Butik Havayolu Şirketi” sloganını kullanan ve filosu üç adet Airbus A320, altı adet Airbus A319 ve sekiz adet ATR-500 tipi uçaktan oluşan Bangkok Airways; Hong Kong, Singapur, Puket, Male gibi önemli ticaret ve turizm merkezlerine seferler düzenliyor. 17 uçaklık filosunu belli noktalara odaklanarak kullandıklarından, frekans derinlikleri fena değil. Mesela Bangkok ile Hong Kong arasında günde karşılıklı üç sefer yaparlarken, Puket Adası’na tam altı kez uçuyorlar. Singapur’a da haftanın her günü uçmayı ihmal etmiyorlar. Bangkok Airways, yılda yaklaşık 2.5 milyon yolcu taşıyor. Şirketin; Thai Airways, Air Berlin, Eva gibi şirketlerle codeshare anlaşmaları bulunuyor. Enteresan bir not; Bangkok Airways’in 2005 yılında vermiş olduğu altı adetlik bir Airbus A350-800 siparişi bulunuyor. 2020 yılına doğru teslim alırlar artık. :)
Havayolu 101
25
Puket Uluslararası Havalimanı Monday, January 17, 2011 Tayland’ın en gözde tatil beldesi olan Puket Adası, bugünlerde turistik açıdan yıl içerisindeki en yoğun günlerini yaşıyor. Kasım-Mart ayları arası özellikle Avrupa’da havaların iyice soğumuş olması, sıcak bir tatil yapmak isteyenlerin Puket’e akın etmesine yol açıyor. Fakat gerek Puket ve gerekse çevresindeki diğer küçük adalara seyahat etmek isteyenlerin havayolu açısından çok fazla alternatifi bulunmuyor. IATA kodu HKT, ICAO kodu VTSP olan Puket Havalimanı, bu bölgedeki hava trafiğinin neredeyse bütün yükünü çekiyor. Başkent Bangkok’tan sonra Tayland’ın en büyük ikinci havalimanı olan Puket, yılda neredeyse 6 milyon yolcuya ev sahipliği yapıyor. Ülkemizin bir numaralı turistik havalimanı Antalya’da bu rakam yılda 18 milyon. Bodrum Havalimanı’nda ise yılda yaklaşık 3 milyon yolcu ağırlanıyor. Puket’teki yolcu trafik hacmini mukayese etmek için bu veriler yeterli olacaktır. Yan taraftaki uçuş haritasından görüleceği üzere, dünyanın dört bir yanından Puket’e direkt seferler yapılmakta. Avrupa’nın bir çok noktasından olduğu gibi, Rusya ve İran’dan da Puket’e direkt tarifeli seferler bulunuyor. Daha da yıpranıp bozulmadan, Puket ve Andaman Denizi’nde bulunan diğer adaları mutlaka gezip görmek gerekiyor.
Bangkok Suvarnabhumi Havalimanı Wednesday, January 19, 2011 Güneydoğu Asya bölgesinin hem turistik hem de ticarî açıdan en önemli şehirlerinden bir tanesi hiç şüphesiz ki Tayland’ın başkenti Bangkok’tur. Singapur, Hong Kong ve Kuala Lumpur’la sürekli bir rekabet halinde olan şehrin bu mücadeleyi sürdürebilmesi yönündeki en önemli araçlarından bir tanesi, Suvarnabhumi Havalimanı. Yılda 40 milyon yolcuyu ağırlayan liman, Tayland’ın bölgesel bir hub olması yönündeki iddiasını sürdürmesine katkıda bulunuyor. Limanın şu anki yıllık 45 milyon kapasitesinin neredeyse tamamı kullanıldığından, 2016 yılında bitirilmesi hedeflenen bir genişleme projesi bulunuyor. Eklenecek yeni terminal binalarıyla yıllık kapasitenin 60 milyona çıkarılması amaçlanıyor. Şu anda yıllık yolcu trafiğinde Bangkok’la hemen hemen aynı 26
Havayolu 101
seviyede olan Singapur Changi Havalimanı’nda ise halihazırdaki kapasite 75 milyon. Bangkok Suvarnabhumi Havalimanı’nın 15 Eylül 2006 gibi yakın bir tarihte açıldığını düşünürsek, ileriki yıllara yönelik olarak pek de iyi bir planlama yapılmadığı söylenebilir. Batı’dan gelen yolcuların Bangkok Havalimanı’nı Vietnam, Malezya, Avustralya, Filipinler, Kamboçya, Endonezya gibi ülkelere aktarma yaparken kullanma konusunda tercih etmeleri için bu havalimanının kendisini biraz daha geliştirmesi gerekecek. Her ne kadar tartışmalı bir anket olsa da, Skytrax’in havalimanı sıralamasında Singapur Changi ve Hong Kong 5 yıldız kategorisinde yer alırken, Bangkok’un bölgedeki bir diğer rakibi Kuala Lumpur Havalimanı 4 yıldızlı olarak nitelendirilmiş. Bangkok ise bu sıralamada kendisine ancak 3 yıldız kategorisinde yer bulabilmiş.
Langkawi Uluslararası Havalimanı Friday, January 21, 2011 Güneydoğu Asya’nın turistik havalimanlarını incelerken, küçük ama gururlu Langkawi’ye değinmemek olmaz. :) Geçtiğimiz yıl bu tarihlerde ziyaret etme fırsatını bulduğumuz Langkawi adeta cennetten bir parça. Malezya hükûmeti tarafından içinde her türlü atraksiyonun bulunduğu bir tatil merkezi olarak tasarlanmaya çalışılan Langkawi’ye denizden ulaşmak mümkün olmakla birlikte, bu küçük adaya en rahat şekilde havayolu ile seyahat ediliyor. IATA kodu LGK olan liman, yılda yaklaşık 1,5 milyon yolcuyu ağırlıyor. Küçük ama rahat bir terminal binası var. Öyle körük filan beklemeyin. Uçağa binmek için apronda bir süre yürümeniz gerekiyor. :) Artık dünyanın büyük havalimanlarının hiç birinde böyle bir tecrübe yaşamak mümkün olmadığından, basit ama bir hayli hoş bir duygu olduğunu söyleyebiliriz. Langkawi’ye tarifeli sefer düzenleyen az sayıda havayolu şirketi bulunuyor. Air Asia, Silkair gibi düşük maliyetli taşıyıcıların yanı sıra tabii ki Malezya’nın bayrak taşıyıcı şirketi Malezya Havayolları bu limana uçuş yapıyor. Başkent Kuala Lumpur ile Langkawi arasında günde tam beş sefer düzenlenmekte. Boeing 737′nin yanı sıra yoğun dönemlerde Airbus A330 tipi uçakları da Langkawi’de görme ihtimaliniz var. Güneydoğu Asya’ya yolu düşenlere, bir de Langkawi’ye uğramalarını tavsiye ediyoruz. Denizi çok iyi olmasa da, tropikal bitki örtüsünü görmeye değer.
Havayolu 101
27
Yalnız PanAm'ın 747'leri Türkiye'ye Sefer Yapıyor Sunday, January 23, 2011 Bu ayki nostalji köşemizde, Panam’ın 1973 yılında yayınladığı bir reklam bulunuyor. 15 Şubat 1973 tarihinde Milliyet gazetesinde yayınlanan reklamda, PanAm’ın Türkiye’ye yaptığı seferler, o dönemin gözde tayyaresi Boeing 747 vurgusu ile birlikte verilmiş. Bugün nasıl ki filosunda Airbus A380 bulunan havayolu şirketleri bunu ön plana çıkarıyor, o zamanlarda da Boeing 747, uçak yolcusu olsun veya olmasın herkesin ilgisini çektiğinden, bu gibi reklamlarda baş rolü oynuyordu. Reklamda dikkat çeken bir başka husus, PanAm’ın Türkiye seferlerinin “ Doğu’ya ve Batı’ya ” şeklinde nitelenmiş olması. Günümüzde bunun ne demek olduğu pek anlaşılamayabilir. O zamanlar THY ve bölgemizdeki diğer bayrak taşıyıcılar bu kadar büyük değillerdi. Batı dünyasının havayolu sektöründeki üstünlüğü adeta kabul edilmiş gibiydi. Bu yüzden de 5. Trafik Hakkı‘nın verilmesi bir hayli kolay olmaktaydı. Yani PanAm ile İstanbul’dan ABD’ye seyahat etmek mümkün olduğu gibi, Tahran’a veya Karaçi’ye de ulaşmak ihtimaller dahilinde yer alıyordu. Nereden nereye...
Tiger Airways Sunday, January 23, 2011 Şu anda Puket Havalimanı’nda, bizi Singapur’a götürecek uçağın kalkış saatinin gelmesini bekliyoruz. Kısmet olursa yolculuğumuz, hem ticarî hem de turistik açıdan bu çok hareketli bölgenin düşük maliyetli taşıyıcılarından Tiger Airways ile olacak. “Ultra low-cost airline” olma iddiasıyla ve “Get The Real Deal” sloganıyla 2005 yılında seferlere başlayan şirketin büyük ortağı (%49), Singapore Airlines. Singapur merkezli olarak faaliyet gösteren 28
Havayolu 101
şirket, yaklaşık beş saatlik bir uçuş mesafesine kadar olan bölgedeki sekiz farklı ülkenin 19 noktasına sefer düzenliyor. Bunun yanı sıra, bir de 2007 yılının Kasım ayında seferlere başlayan Tiger Airways Australia bulunuyor. 23 Kasım 2007′de başlayan seferler, Avustralya iç hat pazarına yönelik. Ayrıca seferlere henüz başlamamış olmakla birlikte, Bangkok merkezli olarak faaliyet göstermesi planlanan Thai Tiger Airways adlı şirket de yine aynı iş modeli çerçevesinde faaliyet gösterecek. Bu şirketin %51′i Thai Airways’e, %49′u Tiger Airways’e ait olacak. Yılda yaklaşık 5 milyon yolcu taşıyan Tiger Airways’in filosunun tamamı Airbus A319 ve A320 tipi uçaklardan meydana geliyor. Bu uçakların 10 tanesi Singapur, 9 tanesi ise Avustralya’da konuşlandırılmış. A320′ler 180 koltuklu; yani diz mesafesi bir hayli kısa. Ayrıca Tiger Airways ilk bagaj için bile ilave ücret talep ediyor. Bakalım yolculuğumuz nasıl olacak? not: Maliyetleri “ultra düşük” olabilir ama bilet fiyatları için aynı şeyi söylemek çok zor. :)
Schiphol + IBM = Yılda 70 Milyon Bagaj Monday, January 24, 2011 Havayolu sektörü, tabiatı gereği her zaman en ileri teknolojiyi kullanmıştır. Bir uçağın içindeki her hangi bir parçaya baktığımızda bunu rahatlıkla görürüz. Koltuklar, tuvalet sistemi, hatta kabin ekibinin üniformasının kumaşı. Benzer durum sektörde kullanılan bilgisayar yazılımları için de geçerlidir. Yıllar geçtikçe zamanın gerisinde kalmış olmakla birlikte, bilgisayarlı rezervasyon sistemi kavramını dünya ile tanıştıran yine havayolu sektörü olmuştur. Harward Business Review‘ın geçtiğimiz sayılarından birinde, IBM tarafından verilmiş olan bir reklama rastladık. Reklamda, IBM ile Amsterdam’daki Schiphol Havalimanı arasında yapılan işbirliğine vurgu yapılıyor. IBM’in Rational ve Tivoli adlı yazılımları ile hazırlanan ve belirtildiğine göre 3 milyon satır koddan oluşan program ile havalimanının bagaj handling kapasitesi %40 oranında artırılarak yılda 50 milyondan, 70 milyona yükseltilmiş. Günde neredeyse 200 bin bagaj anlamına geliyor. Muazzam bir iş!
Havayolu 101
29
FedEx’s Incredible Journey to Success - Kitap Notları Tuesday, January 25, 2011 Kitap notları bölümünün bu ayki konuğu, efsanevî kargo şirketi FedEx’in özellikle kuruluş günlerine odaklanan “Changing How the World Does Business: FedEx’s Incredible Journey to Success” adlı eser. Kitabın yazarı, Roger Frock. İşte notlar:
1. Kitap 2006 basımı ve 259 sayfa. 2. Kitap, FedEx’in ilk yıllarında şirkete ortak olan bir risk sermayesi firmasının yöneticisinin ön sözüyle açılıyor. Bu kişi aynı zamanda FedEx’in yönetim kurulu üyeliğinde de bulunmuş. 1. Günümüzde FedEx: 2. 3. 4. 5. 6. 1.
3. 4. 5.
6.
7. 8.
9. 30
Havayolu 101
30 milyar USD ciro 250.000’den fazla personel 600’dan fazla uçak 70.000’den fazla kara taşıtı 6 milyon paket/gün Başarısının iki temeli var:
2. Hub&spoke yapısı 3. Memphis’teki hub’ın mükemmele yakın bir işleyişe sahip oluşu Şirketin kurucusu Frederick Smith. Smith, 1960’ların ortasında Yale’de okurken hazırladığı bir dönem ödevinde, hava kargonun bu işe özel bir uçak filosuyla taşınması gerektiği tezini işlemiş. 1969 yılında üvey babasının şirketinde çalışmaya başlamış. Bu şirket, özel jetlere teknik servis vermekteymiş. Smith bu işi geliştirirken, nakliye sektörünün eksikliklerini yakından görme fırsatını bulmuş. Sektördeki zincirde çok fazla halka ve farklı sorumlu bulunuyormuş. Smith, bunları tek elden yönetmeyi hedeflemiş. Smith ilk aşamada, ABD Merkez Bankası’nın (Federal Reserv) ülke genelindeki çek trafiğini taşımak istiyor. Bu yüzden kurduğu yeni şirketin adını “Federal Express” koyuyor. 18 Haziran 1971 Federal Reserv ilk başta işi kabul ediyor ancak bölge müdürleri bu yeni sistemi reddedince, iş öylece kala kalıyor. Smith o tarihlerde 27 yaşında. Smith bu gelişme üzerine bir danışmanlık firmasından yardım alıyor. Zaten bu kitabın yazarı, o danışmanlık firmasında çalışan ve Federal Express projesiyle ilgilenen kişi. Fred’in ilk genel müdürü de bu adam oluyor. İlk başlarda sadece 25 Kilo’ya kadar olan paketleri taşıyorlar.
10. 7 Mart 1972’de FAA’den sertifika alıyorlar. 11. Uzun lobi faaliyetlerinden sonra Eylül 1972’de CAB, hava taksi işletmesiyle ilgili yönetmelik değişikliği yapıyor. Fedex bu sayede küçük paket taşıma işine girebilir hale geliyor. 12. Temmuz 1973’te posta taşımasıyla işe başlıyorlar. Posta idaresinden, bazı hatlarda taşıma izni almışlar. 1. Hub seçimi:
13.
14.
15.
16.
17.
18. 19. 20. 21. 22.
23.
2. Küçük paket pazarının merkezinde olsun, Kuzey’in soğuğundan uzak olacak kadar Güney’de, Güney’in fırtına ve kasırgalarından uzak olacak kadar Kuzey’de olsun. Böylece en uygun yer olarak Memphis seçiliyor. Şirketin kuruluş aşamasında yer operasyonu konusunda UPS ile iş birliği yapmak istiyorlar ama UPS reddediyor. Belki de bu sayede, FedEx kendi ayakları üzerinde duran bir firma oluyor. Diğer kargo firmaları evlerin arkasındaki “indir-bindir” bölümüne teslimat yaparken, FedEx ön kapı teslimatını hedefliyor. Bu yüzden FedEx şoförlerinin bu kapsamda, birer satış personeli gibi davranması bekleniyor. Operasyon ilk başladığında Atlanta, Kansas City, St.Louis, Nashville ve Memphis’te hizmet veriliyor. Bunlara ek olarak sadece gönderi yapabilen beş şehir daha bulunuyor. Falcon tipi özel jet uçakları kargo uçağına çevriliyor. Bu uçaklardan iki tanesi küçük paket işine, altı tanesi de posta hatlarına veriliyor. Birer tanesi de rutin bakım ve yedek olarak ayrılıyor. Toplamda 10 uçak var. Bu uçakları Panam’dan alıyorlar. Şirketin ilk yılları sürekli mâlî kriz içerisinde geçiyor. 1. Mart 1973 – Mayıs 1974: 2. 12 Mart 1973’te operasyon başlıyor. Satış ekibinin ilk tahminine göre günde 3000 paket taşınacak. Yönetim bu tahmini, onda birine, 300 paket/gün mertebesine çekiyor. İlk gün taşınan paket sayısı 6 (altı). 3. Bu kadar düşük sayıda paket taşınmasının iki sebebi var: Az sayıda şehre hizmet verilmesi ve yeterince tanıtım yapılmamış olması. 4. 17 Nisan 1973’te yeniden başlangıç yapıyorlar. İlk baştaki 10 şehre ilave olarak bu kez 15 şehir daha var. 5. Böylece dünyanın ilk havayolu temelli, küçük paket lojistik firması kurulmuş oluyor. 6. İlk günde bu kez 185 paket taşıyorlar. Ancak en temel ödemeleri yapacak kadar dahi para kazanamadıklarından şirket batışın eşiğine geliyor. Bu aşamada General Dynamics’ten mâli yardım alırlar ve şirketi ayakta tutmayı başarırlar. Panam’daki diğer Falcon’ları da satın alırlar ve operasyon genişler. Bir ay sonunda günlük paket adedi 400’e çıkar. Haziran sonunda 1000 paket/gün, Ağustos sonunda 1500 paket/gün olur. Mâli durum bir türlü düzelmemektedir. Bir Cuma günü kasada sadece 5.000 USD vardır (bugünün parasıyla 25.000 USD). Oysa operasyonu sürdürebilmek için Pazartesi günü kasada en az 10.000 USD olması gerekmektedir. Bu kitabın yazarı Pazartesi günü işe geldiğinde kasada 32.000 USD olduğunu görür. Bu durumu Fred Smith’e sorduğunda; “haftasonu kasadaki 5.000 USD ile Las Vegas’a gittim, kumar oynadım ve 27.000 USD kazandım.” cevabını alır. Uzun uğraşlar sonucunda yatırımcıları finansman sağlamaları için ikna ederler. Ancak tam bu sırada, Ekim 1973’te OPEC ambargosu başlar, akaryakıtın fiyatı bir anda beş katına çıkar. Havayolu 101
31
24. Yatırımcılar vaz geçecek gibi olurlar. 25. Ekim ayında günlük paket sayısı 3.000’i bulmuştur. Uçuş ağı da genişlemektedir. 26. Sonunda 13 Kasım 1973 tarihinde, 23 risk sermayesi firması yatırım yapmayı kabul eder: 52 milyon USD. 27. Ancak 1974 yılının Mart ayı geldiğinde şirket hâlâ rahatlayabilmiş değildir. Bir yönetim kurulu toplantısında yatırımcılar, şirketin kurucusu Fred Smith’i işten atıp atmamayı dahi tartışırlar. 28. Aynı ay içerisinde yatırımcılar 11,5 milyon USD ilave para verir. 29. Mayıs 1974’te Fred Smith tatildeyken, yatırımcılar, onun fikrini almadan şirket dışından bir kişiyi CEO olarak tayin eder. 30. 1974 sonu: 10.000 paket/gün – 59 şehir – 1 milyon USD zarar/ay 31. Üçüncü kez mâli kaynak arayışına çıkılır. ABD’de kaynak bulunamayınca, Paris’e giderek Baron Guy de Rothschildt, oğlu ve yeğeni ile görüşüp 3 milyon USD sağlarlar. Buna paralel olarak mevcut yatırımcıları da sıkıştırarak onlardan da 6 milyon USD alırlar. 32. Şubat 1975’te yatırımcılar bu kez kesin olarak Fred Smith’i işten atmaya karar verirler. Ancak şirketin üst düzey yöneticileri direnişe geçerek, “Fred yoksa, biz de yokuz” restini çeker. Bunun üzerine YK üyeleri (yatırımcılar) geri adım atmak zorunda kalırlar. Bir yıl önce getirilen CEO’nun görevine son verilir. 33. İlk kez 1975 yılında kâr ediyorlar. 1975-76 mâli yılında 3,6 milyon USD kâr var. 34. Eylül 1975’te DC-9-15 tipi uçak kullanabilmek için CAB’ye başvuru yapılır; ama reddedilirler. 35. Bunun üzerine, kargo pazarını deregüle etmek için kulis yaparlar ancak başarılı olamazlar. 36. 1977’de, değişen şartlar altında bu işi yeniden denerler ve bu kez başarılı olurlar: Kasım 1977’de kargo piyasası deregüle edilir. 37. FedEx, hemen United Airlines’tan 13 adet Boeing 727 kargo uçağı satın alıp, Ocak 78’de hizmete sokar. 38. 12 Nisan 1978’de şirketi halka arz ediyorlar. Toplam gelir 18,8 milyon USD. 39. Kargo araçlarının, dolayısıyla paketlerin yerini takip etmek amacıyla, 1979 gibi erken bir tarihte elektronik takip sistemi kuruyorlar. 40. İş yoğunlaşmaya başlayınca hub sayısını dörde çıkarmayı planlıyorlar. Bu durumu bilgisayar ortamında simule edip menfî sonuç alınca, bu karardan vaz geçiyorlar. 41. 1980 civarında Batı Avrupa’ya sefer yapma projesini başlatırlar. Daha o zaman, Federal Express’in adının FedEx olarak değiştirilmesi gündeme gelir. Bu değişiklik ancak 1994’te yapılır. 42. Avrupa seferlerinde Concorde kullanılması dahi gündeme gelir. 43. Kitabın yazarı 1982 yılının sonunda istifa eder. 1980-1983 arasında, şirketin yönetici kademesinin neredeyse tamamı istifa etmiştir. İşin en ilgi çekici yanı, bu kişilerin zamanında yatırımcılar Fred Smith’i işten atmak istediğinde onu destekleyen kişiler olmasıdır. Smith, şirketi kendisiyle beraberce kuran ve en sıkıntılı zamanda onu destekleyen profesyonel yöneticileri bir bir şirketten uzaklaştırmış, tüm yönetici kadrosunu yenilemiştir. 44. 1992 yılı geldiğinde FedEx, 444 uçaklık filosuyla ABD dışında Kanada, Güney Amerika, Batı Avrupa, Japonya, Güneydoğu Asya gibi bölgelere hizmet veren, 84.000 personeli olan bir şirket halini almıştır. 45. 2000’li yıllara gelindiğinde FedEx sadece paket teslimat işi vermenin ötesinde, şirketlere tedarik zinciri hizmeti sunar hale gelmiştir. 46. FedEx’in teslimat hızı, farklı bir çok sektördeki üretici firmaların stok yönetim sistemlerini olumlu yönde değiştirmesinin önünü açmıştır. 47. FedEx, müşterilerine online kargo takibi imkânı sunan ilk firma olmuştur.
32
Havayolu 101
Low Cost Airlines World Asia Pacific 2011 Wednesday, January 26, 2011 Ticarî havayolunun yaramaz çocukları yıllar geçtikçe büyüyor, yetişkin hale geliyorlar. Özellikle 1990′ların ikinci yarısından itibaren, internetin de yaygınlaşmasına paralel olarak hızla gelişen, büyüyen, sektörde paradigma kaymasına yol açan düşük maliyetli taşıyıcılar bu yıl Singapur’da buluşuyor. 26-28 Ocak 2011 tarihleri arasında Singapur’daki Grand Hyatt otelinde bir araya gelecek şirket yöneticileri, bir yandan düşük maliyetli havayolu şirketlerinin geçtiğimiz yıl içerisindeki performansını tartışırken, diğer taraftan da önümüzdeki döneme yönelik olarak sektörel değerlendirmelerde bulunacaklar. Düşük maliyetli taşıyıcılar için çok önemli olan ilave (ancillary) gelir kaynakları, yolcu sadakati, dijital pazarlama, inovatif projeler geliştirerek gelir ve kârlılığı artırmak gibi konu başlıklarında fikir alış verişinde bulunulacak. Bu yılki toplantının konuşmacı listesi bir hayli renkli. GOL, Tiger Airways, Air Asia X, Mango Airlines, Virgin America, Jetstar, Cebu Pacific, Jazeera Airways, Thai AirAsia, Regional Express, SpiceJet, Mandala Airlines gibi bazılarının adını ilk kez duyduğum düşük maliyetli havayolu şirketlerinin temsilcileri görüş ve önerilerini sıralayacak. Sektördeki gidişat şunu gösteriyor ki, 3-4 saate kadar olan uçuşlarda geçerli iş modeli, dünün yaramaz çocuklarının savundukları şekilde olacak.
Yer Hızı - Hava Hızı Monday, January 31, 2011 Havayolu 101 ekibi tarafından iki hafta önce yapılan İstanbul-Bangkok seyahatinde, uçuşla ilgili bilgilerin yer aldığı ekrandaki sürat rakamı öyle seviyelere çıktı ki, işin aslını bilmeyenler için bir hayli şaşırtıcıydı. Seyahat esnasında çekilen fotoğraf, Boeing 777-300ER tipi uçağın yer hızının saatte 1088 Km’ye ulaştığı ana denk geldi. Bundan 5-10 dakika kadar sonra, uçağın yer hızı 1167 Km’ye kadar yükseldi. Ses hızının saatte 1225 Km olduğunu bilenler için oldukça heyecan verici bir hız. Ama yer hızı ile hava hızı kavramlarına aşina olanlar için oldukça sıradan bir durum. Havayolu 101
33
Nasıl mı? Kısaca açıklamaya çalışalım. Hava hızı, uçağın havaya göre olan hızını belirtiyor, yer hızı ise, uçağın yere göre olan hızını. Yani yer hızı kavramını formül halinde yazarsak, hesabı, [uçağın hızı + hava hızı] şeklinde yapmamız gerekiyor. Dolayısıyla, havanın akış yönünün uçakla aynı olduğu durumlarda rüzgâr, toplam hava hızına müspet yönde katkıda bulunurken, havanın akış yönüyle uçağın seyir yönünün bir birlerine ters olduğu anlarda durum tam aksi oluyor. Bu yüzden, mesela, uçak 950 Km hızla seyrederken, hızı 200 Km olan bir hava akımının içine girdiğinde, kabin içi bilgilendirme ekranlarındaki yer hızı ibaresinin karşısında 1150 Km/saat gibi bir rakamı görmek son derece olağan. Tersi durumda da 950 – 200 = 750 Km gibi bir yer hızı hesaplanabilir. Dünyamızın kuzey yarımküresinde hava akımları batıdan doğuya doğru hareket ederken, güney yarımkürede hava akımları genel olarak doğu-batı yönünde. Bunun neticesinde, İstanbul’dan Bangkok’a giden bir uçak bu mesafeyi 8,5 saatte kat ederken, dönüşte aynı mesafe ancak 10 küsur saatte aşılabiliyor. Özellikle İran-Hindistan arasındaki bölgede bu yüksek hızlı hava akımlarına rastlamak mümkün.
AEA'nın Yeni Başkanı Steve Ridgway Tuesday, February 01, 2011 Geçtiğimiz ay içerisinde, Avrupa Havayolları Birliği'nin (The Association of European AirlinesAEA) yeni başkanı açıklandı. Virgin Atlantic'in CEO'su Steve Ridgway, 2011 yılında birliğin yöneticiliğini yapacak. Steve Ridgway yaptığı açıklamada, havacılığın hem küresel ekonominin toparlanma sürecinde hem de dünyanın dört bir yanındaki toplulukları bir birine bağlamada çok önemli bir rol oynadığını belirterek, Avrupalı havayolu şirketlerinin rekabetçi bir yapıya sahip olup daha da gelişebilmesi için millî hükûmetlerle Avrupa Birliği kurumlarının yakın iş birliği içerisinde olmaları gerektiğinin altını çizdi. 2001 yılından bu yana Virgin Atlantic'in CEO'su olan Ridgway, geçen sene AEA'nın başkanlığını yapan Willi Walsh (British Airways) gibi Britanyalı. AEA'nın üye sayısı son katılan Air Berlin ile birlikte 36'ya ulaştı. Birlik üyesi firmalar yılda toplam 380 milyon yolcu ve 7 milyon ton kargo taşımakta. 34
Havayolu 101
Havayolu Sektörünün Geleceğini Şekillendirecek Etkenler Wednesday, February 02, 2011 Her şeyde olduğu gibi, doğru amaçlar için kullanıldığında Twitter da son derece faydalı olabilen bir araç. Mesela Havayolu 101'in Twitter hesabında sadece sektörle ilgili kişi veya kurumlar takip edildiğinden, Paper.li üzerinden otomatik olarak hazırlanan The Havayolu 101 Daily adlı online gazetenin içerik bütünlüğü güzel bir biçimde sağlanabiliyor. Yeniden Twitter'a dönersek; web sitesini de düzenli olarak takip ettiğim Airlinetrends.com'dan dün faydalı bir twit geldi: Havayolu Sektörünün Geleceğini Şekillendirecek Etkenler Yukarıda Türkçe'ye çevrilmiş halini bulabilirsiniz. Kaynak: IBM Institute for Business Value Analysis
Google, Online Seyahat Sektörünü Eline mi Geçirecek? Thursday, February 03, 2011 Online seyahat sektörü için geçtiğimiz yıl içerisindeki en önemli gelişmelerinden bir tanesi ve hatta belki de en önemlisi, Google'ın ITA'i 700 milyon Dolar'lık bir meblağ karşılığında satın almak istediğini açıklamasıydı. Expedia, Kayak ve Travelport gibi online seyahat işinin en önde gelen firmalarıyla yarışan Google, ITA'e en yüksek fiyatı teklif ederek ipi göğüslemişti. Tabii bu gelişmenin hemen ardından şikayetler yükselmeye başlamış ve Google'ın "arama" işindeki büyüklüğüne dikkat çekilerek, muhtemel bir Google-ITA birleşmesinin rekabet açısından menfî sonuçlara yol açacağı iddia edilmişti. ABD'deki şirket birleşmelerindeki tek söz sahibi konumundaki Adalet Bakanlığı, bu işbirliği hakkında Google'dan ilave bilgiler istemişti. Kanuna göre bu bilgiler geldikten sonra Adalet Bakanlığı'nın 30 gün içerisinde bir karar vererek bu satın almaya evet ya da hayır demesi gerekiyor. Google geçtiğimiz günlerde bakanlığın talep ettiği ilave bilgileri de sağlayarak, 30 günlük sürenin biteceği tarihi beklemeye koyuldu.
Havayolu 101
35
Gelen bilgilere göre Adalet Bakanlığı, "online seyahat arama" pazarındaki rekabetin azalacağı hususunda ciddi endişelere sahip. Bu da, Google'ın ITA'i satın alma girişiminin akamete uğrayacağı yönündeki görüşün ağır basmasında yol açıyor. Google'ın ITA'i satın alma niyetinin ardında yatan en önemli motivin, şirketin klasik arama sonuçlarından elde ettiği gelirin özellikle ABD'de doyum noktasına ulaşması ve yıllık gelir artışının düşük oranlarda, stabil bir seviyede seyreder hale gelmesi olarak gösteriliyor. ITA'i satın alarak seyahat sektörüne güçlü ve emin bir adım atabilme fırsatını yakalayacak olan Google'ın bu sayede farklı bir gelir kapısını açacağı iddia ediliyor. Google'ın kendine ait bir fiyatlama motoru ile seyahat sektörüne girecek olması mevcut oyuncuları o kadar endişelendirmiş durumda ki, bu şirketler ortaklaşa hazırladıkları "Fair Search" adlı web sitesinde ısrarla böyle bir gelişmenin pazardaki rekabeti geriye götüreceğini vurguluyorlar. Yıllık 25 milyar Dolar'ı bulan seyahat sektöründeki bu çekişme yakın gelecekte sona erecek gibi görünmüyor.
Curioz: THY Çocuk Kulübü Sunday, February 06, 2011 Geçtiğimiz Ocak ayı içerisinde bir basın tanıtımı eşliğinde duyurulan THY Çocuk Kulübü, tahminlerimizin aksine, kamuoyundan hak ettiği ilgiyi bulamadı. Oysa THY tarihinde ilk kez çocuklar için bu denli ayrıntılı bir proje hazırlanmıştı ve şirketin iddiasına göre bu proje, "havayolu şirketleri arasında dünyanın en kapsamlısı" idi. Bazı yabancı havayolu şirketlerinin uzun yıllardır uyguladıkları çocuk kulübü projesi, geleceğin yolcuları (bileti satın alan) olan çocuklara " marka taraftarlığı" kavramını kazandırmak açısından bir hayli önemli bir girişim. Çocuk yaşta kullanılmaya alışılan markalar, ilerleyen yaşlarda da tüketici tercihlerinde öncelik sahibi oluyor. THY tarafından Curioz şeklinde adlandırılan çocuk kulübünün kahramanlarına kısaca bir göz atalım. CurioCity: Curioz dünyasının kahramanları Curio’ların yaşadığı uçan bir masal ülkesi. Ali ve Leyla: Curioz dünyasının anlatıcıları Ali ve Leyla, iki güzel, akıllı, sevgi dolu Türk çocuğu. Proffo ve Profin: Onlar Curioz dünyasının iki bilgini. Merak ettiğiniz her şeye en doğru cevabı, üstelik en eğlenceli şekilde verirler. Ayrıca Profin ve Proffo bazen Messi, bazen Hezarfen Ahmet Çelebi’ye, bazen Christoph Colomb’a, bazen Hacivat ve Karagöz’e dönüşerek çocukları maceradan maceraya sürüklerler. Gaak: Curioz’un en eski ve uçan bilgini... Herşeye tanık olduğu için tüm tarih ondan sorulur. 36
Havayolu 101
Captain Kangaal: Curiocity’nin deneyimli ve usta kaptanı… Gökyüzünün hakimi, pilotların pilotu. Captain Kangal, Türk Hava Yolları pilotlarının yanında yetişmiş ve binlerce saatlik uçuşlar yapmıştır. Bu tecrübesi nedeniyle, koskoca bir ülkeyi uçurma görevi ona verilmiştir. Nerox, Bloo, Milko, Lemmo ve Redox: Onlar özel yeteneklerle bezeli, sevimli Curiolar... Nerox: Siyah renkli Nerox, Curio’ların en güçlüsüdür. Güç gerektiren şeyleri rahatlıkla yapabiliyorsanız, Nerox size mutlaka yardım etmiştir. Onun için zor olan hiç bir şey yoktur. Koca bir dağı yerinden kaldırabilir hatta bir dinazoru kucağında bile taşıyabilir. Bloo: Göklerin mavi rengini almış olan Bloo, uçabilir, uçurabilir. Yüksekleri sever ve her zaman yanında onunla beraber uçacak arkadaşlar ister. Gökyüzünü keşfetmek için Bloo’nun peşine takılın. Milko: Beyaz renkli Milko, görünmezlik özelliğine sahiptir. Biz onu kimi zaman göremesek de, dünyanın herhangi bir yerinde, birilerine yardım ediyor olabilir. Milko dilerse dokunduğu her şeyi görünmez yapabilir. Sizi bile... Lemmo: Sarı renkli Lemmo, en hızlı Curio olarak bilinir. Dünyanın en hızlı canlıları olan çitalara, onun dokunduğu rivayet edilir. Lemmo ile hayatınızın en hızlı yolculuğunu yaparsınız. Redox: Kırmızı Curio’muz esnekliğiyle ünlüdür. En dar yerlerden geçebilir, her yere sığabilir ve bu özelliğiyle ele avuca sığmaz. Siz de onunla birlikte sanki bir yılan gibi her yerden süzülerek ilerleyebilirsiniz.
Düşük Maliyetli Taşıyıcılar Rota Değiştiriyor Monday, February 07, 2011 Neredeyse dört yıl olmuş. Havayolu 101, Ryanair’in CEO’su Michael O’Leary’nin yaptığı bir açıklamadan yola çıkarak, “ iş modeli mi değişecek? ” diye sormuş ve düşük maliyetli taşıyıcıların, zamanla, network taşıyıcıların pazarlarına nüfuz etmeye başlayıp başlamayacaklarını sorgulamıştı. Ve bu muhtemel iş modeline de “N + LCC = Network Low Cost Carrier” adını vermişti. The Economist’in geçen haftaki sayısında “In the Cheap Seats" başlığıyla yayınlanan yazıda, 1990'ların ortasından itibaren büyük bir hızla büyüyen Avrupa düşük maliyetli taşıcıyı pazarının yavaş yavaş doyum noktasına ulaştığı ve bu yüzden de bu pazardaki havayolu şirketlerinin, uygulamakta oldukları iş modelini gözden geçirmeye başladıkları vurgulanıyor. Ryanair'in bir dönem %20'leri bulan yıllık yolcu sayısı artış oranının, 2013 yılında %6 ve 2014'te %4'e gerileyeceği tahmin ediliyor. Gidişatın farkında olan Ryanair, genel tercihinden farklı olarak uçtuğu noktalardaki büyük havalimanlarını tercih etmeye Havayolu 101
37
başlayabilir. Barcelona, bunun ilk örneği oldu bile. Öte yandan Air Berlin'in organik büyümenin yanı sıra, son dönemde yapmış olduğu satın almalar neticesinde Almanya'nın ikinci büyük havayolu şirketi haline dönüşmesi dikkat çeken bir başka husus. Uçuş ağı yapısını; Berlin Tegel, Düsseldorf ve Palma olmak üzere sadece üç merkez üzerine inşa eden Air Berlin'in bir sık uçan yolcu programı bulunuyor ve önümüzdeki dönemde, başını British Airways ve American Airlines'ın çektiği oneworld adlı havayolu ittifakına üye olmaya hazırlanıyor. Air Berlin ile ilgili olarak yukarıda belirttiğimiz bu üç unsur aslında network taşıyıcılara has özellikler. Düşük maliyetli taşıyıcıların önümüzdeki yıllarda birer N+LCC modeline evrileceğinin bir başka göstergesi de yeni açılmakta olan uçuş noktaları. Düşük maliyetliler, Kuzey Afrika ve Ortadoğu gibi nispeten uzun süreli hatları birer birer portföylerine dahil ediyor. Buna karşılık network taşıyıcılar tarafından özellikle kısa mesafeli hatlarda sunulan ürünün giderek bir düşük maliyetli iş modeli çerçevesinde tasarlandığını da gözden kaçırmamak gerekiyor. Gidişat, iki iş modelinin bir orta noktada buluşacağı yönünde.
Her Comfort, "Comfort Class" Değildir Tuesday, February 08, 2011 Havayolu 101′de sık sık haberlerini verdiğimiz Delta Air Lines’taki filo yenileme çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. Delta’dan dün yapılan açıklamada, önümüzdeki yaz tarifesiyle birlikte yolculara tüm uzun menzilli uluslararası uçuşlarda “Economy Comfort” adı verilen yeni bir bölümün sunulacağı belirtilmiş. Bu bölümde oturmak isteyenler, tek yön için 80-160 USD arasında ilave ücret ödemek zorunda olacak. Delta'nın Diamond ve Platinum Medallion üyeleri (ve aynı rezervasyonda seyahat eden diğer kişiler)ve full-fare Economy bileti satın alanlar için bu koltuklar bedava. Gold ve Silver Medallions üyeleri ise sırasıyla %50 ve %25 indirim hakkına sahip olacak. Delta'nın Economy Comfort'unda sunulan imkânlar şöyle: 1- Uçağa binişte öncelik. 2- 10 Cm'lik ilave diz mesafesi.
38
Havayolu 101
3- Koltuk, standart economy koltuğuna göre %50 daha fazla yatıyor. 4- Ücretsiz içki ve kokteyl. Bir çok havayolu şirketi tarafından Business ile Economy Class arasında konumlandırılan ve biraz daha konforlu bir biçimde seyahat etmek isteyen Economy sıfını yolcusunu hedefleyen "Premium Economy" uygulamasına kısaca göz atmamız ve Economy ile Premium Economy'yi kıyaslamamız gerekiyor: KLM: 10 Cm ilave diz mesafesi Air France: 10-15 Cm ilave diz mesafesi Air New Zealand: 15 Cm ilave diz mesafesi Air Canada: 15 Cm ilave diz mesafesi British Airways: 17,5 Cm ilave diz mesafesi Qantas: 17,5 Cm ilave diz mesafesi THY: 34 Cm ilave diz mesafesi Görüleceği üzere, bazı şirketler economy bölümünün ön tarafındaki bir kaç koltuğun diz mesafesini artırarak bir premium economy politikası yürütürken, Air New Zealand (Spaceseat) ve THY gibi bazı şirketler ise tamamen ayrı bir kabinde çok daha fazla imkânlar sunabiliyor. THY'nin Comfort Class olarak adlandırdığı premium economy bölümü, sunduğu diz mesafesiyle açık ara önde gidiyor. Premium economy anlayışındaki bu farklılıklar sebebiyle, kimi şirketler cüzî bir ilave ücretle bu koltukları yolcularına sunarken, kimileri de pazara, economy class'ın %50-100 üzerinde fiyatlarla giriş yapıyor. Premium economy uygulaması çerçevesinde sunulan diğer imkânlar için havayolu şirketlerinin web sitelerinden gerekli bilgiler alınabilir.
KLM - Uçaklarının Adları da Küresel Thursday, February 10, 2011 Her ne kadar şu an Fransızlar’ın mülkiyetinde olsa da, Hollanda’nın bayrak taşıyıcısı konumundaki KLM, kurulduğu 1919 yılından bugüne, küresel olma iddiasını son derece kuvvetli bir biçimde vurgulayan bir havayolu şirketi.
Havayolu 101
39
Daha 1937 yılında, Londra ve Singapur’u Amsterdam üzerinden bir birine bağlamış bir şirketten bahsediyoruz. 2007 yılındaki bir yazımızda, KLM’in uçaklarından birine vermeyi uygun gördüğü bir isim dikkatimizi çekmişti. Uçağın üzerindeki Maria Montessori adını araştırınca karşımıza İtalyan asıllı "hekim, eğitimci, filozof, insancı ve dindar katolik" olarak tanımlanan bir kadın çıkıvermişti. Planespotters'ta KLM'in filosuna biraz daha yakından bakınca gördüğümüz manzara çok daha etkileyici. KLM'in filosundaki uçakların isimleri de, şirketin kendisi gibi küresel. Potsdamer Platz - Berlin gibi meydanların, Bangkok gibi turistik şehirlerin, Ernest Hemingway gibi ünlü yazarların, Galápagos Adaları gibi sıra dışı yerlerin, Roald Amundsen gibi kâşiflerin, Marie Curie gibi dünya tarihine geçen kadınların ve Zwaan/Swan gibi bir çok kuş isminin, KLM'in uçaklarının üzerinden dünyanın dört bir yanına taşındığını görmek mümkün. Görünen o ki KLM, bayrak taşıyıcı şirketlerde tarihten gelen "millî olma" egosunu bastırarak, içinde bulunduğu havayolu sektörünün "küresel" kumaşına uyum göstermeyi başaran ender firmalardan bir tanesi konumunda.
Dita von Teese'nin Bavulunda Neler Var? Thursday, February 10, 2011 Giderek emtialaşan havayolu sektöründe firmalar, sattıkları havayolu seyahati hizmetini çeşitlendirmek, renklendirmek için ellerinden geleni yapıyor. KLM firmasının bu konudaki girişimlerine hepimiz aşinayız. British Airways (BA) de benzer yönde aktivitelerle, sadece iki nokta arasındaki seyahat hizmeti satmanın yanı sıra, bu seyahatin öncesi ve sonrasına yönelik bir takım çalışmalar yapmaktan geri durmuyor. İşte BA'in "high life" adını verdiği web sitesi. "Travel Experiences from the Experts" (Uzmanlardan Seyahat Deneyimleri) sloganını kullanan high life'ta yok yok. 40
Havayolu 101
Farklı bir çok konuda blog sayfaları, dünyanın dört bir noktasından derlenen seyahat tavsiyeleri, oteller, yeme-içme, eğlence, alış-veriş, iş hayatı... Bunlardan bir tanesi, ünlü burlesk aktris Dita von Teese ile ilgili. high life'a kısa bir mülakat veren Dita'nın bavulunda bakalım neler varmış? Dita'nın çok sayıda Globe-Trotter bavulu, pudra ve ruj kutuları bulunuyor. Ruj kutusunda farklı renkte en az 10 adet ruj taşıyor. Bavulda ayrıca günlük, hatırat, biyografi gibi gerçeğe dayalı kitaplar yer alıyor. Dita bunların yanı sıra son dönemde, içine değerli eşyasını koyduğu bir de mini bavulu yanında taşımaya başlamış. Üzerinde Dita'nın ismi bulunan bir not defteri de seyahatlerde çok işe yarıyor. Zira Dita uçuşlarında sık sık teşekkür notu yazıyormuş. Montblanc marka dolmakalemi ve gül kokulu mürekkebi de cabası... Fotograf: Mireille Ampilhac
Boeing 777-300ER vs Boeing 747-8I Tuesday, February 15, 2011 Satılan mal ve hizmetlerin her geçen gün emtialaştığı zamanımızda, “ürün farklılaştırması” ve “ürün yönetimi” her zamankinden daha fazla önem taşıyor. Özellikle kurumsallaşmış, büyük firmalarda bu işlerin adeta üzerine titreniyor. Ama yetişmiş tüm profesyonel kadrolara, tüm maddi imkânlara rağmen zaman zaman hiç beklenmeyen ve istenmeyen şeyler oluyor ve bir firmanın bir ürünü, yine kendisine ait bir başka ürünün önünü kesebiliyor. Ticarî havayolu sektöründe bu duruma en güzel ve güncel örnek geçtiğimiz günlerde, Emirates CEO’su Tim Clark tarafından vurgulandı. Boeing 747-8I, 2005 yılının sonlarına doğru lanse edilirken, Airbus’ın A380’ine rakip olarak konumlandırılmıştı. Yani en azından Boeing’in yöneticilerinin niyeti bu yöndeydi. Ama gelinen noktaya baktığımızda, Tim Clark’ın da belirttiği gibi, 747-8I’nin en önemli rakibi A380 değil, Boeing’in bir başka tayyaresi 777-300ER oldu. 747-8I, beş yılı aşkın bir sürede iki havayolu firmasından toplamda sadece 25 sipariş alabildi. Sekiz adet de devlet yöneticilerine yönelik olarak özel sipariş bulunuyor. Bu durumun en önemli sebebi Boeing 777-300ER. Zira 777-300ER, gerek yakıt ekonomisi ve gerekse son derece yüksek utilizasyon değerleri ile, sahibi olan havayolu şirketlerini son derece memnun eden bir uçak. Havayolu 101
41
Ellerinde bizzat tecrübe ettikleri ve memnun oldukları bir uçak tipi varken, şirketler kolay kolay farklı tiplere yönelmiyorlar. 747-8I’nın halkla resmî buluşması ise geçtiğimiz Pazar günü Boeing’in Seattle’da gerçekleşti :) Boeing’in mevcut uçaklarındaki mavi tonlu dış boyamasından farklı olarak bu kez turuncu ve kırmızı renklerin hakim olduğu bir tasarım tercih edildi. Adı da, “Gün Doğumu”.
Ekber El Bekir’den Sert Çıkış Tuesday, February 15, 2011 Sektörün içinde olanlar çok iyi bileceklerdir. Emirates’in Avrupa’daki uçuş ağı, genel kamuoyu algısına oranla son derece kısıtlıdır. Bunun en önemli sebebi, her ne kadar serbest rekabeti savunsalar da, Avrupalı havayolu şirketlerinin bazı durumlarda bir hayli devletçi olmalarından ileri geliyor. Emirates’in Avrupa Birliği ve Kanada’da talep ettiği sayıda slot alamadığı bir gerçek. Avrupalı havayolu şirketlerinin aslında genel olarak Körfez’deki (İran Körfezi) rakiplerinden uzun zamandır şikayetçi olduğu bilinen bir gerçek. Avrupalılar ısrarla, söz konusu rakiplerinin gizli bir biçimde devlet yardımı aldıklarını belirterek bu durumun haksız rekabete yol açtığını iddia ediyorlar. Bu konudaki son çıkış, Avrupa Havayolları Birliği (AEA) Genel Sekreteri Ulrich SchulteStrathaus’tan gelmişti. 18 Ocak’ta Washington’daki Uluslararası Havacılık Kulübü’nde (IAC) yaptığı konuşmada Strathaus, özellikle Orta Doğu’lu havayolu şirketlerinin, ait oldukları devletlerin için birer millî siyaset aracı olduğunu belirterek, bu durumu bir “küresel meydan okuma” olarak tanımlamış ve bu duruma karşı herhangi bir “küresel çözüm mekanizması” bulunmadığını belirtmişti. Yani AEA, Körfez’deki havayolu şirketlerinin büyümesini “çözülmesi gereken bir sorun” olarak görmekte. AEA’nın bu görüşüne karşı en sert tepki, Qatar Airways CEO’su Ekber El Bekir’den geldi. El Bekir, Strathaus’un konuşmasını “hatalı ve temelsiz” olarak yorumlayarak madde madde cevap vermiş. İşte El Bekir’in şirketin resmî internet sitesinden vermiş olduğu cevapların genel hatları:
1-Doha, Dubai ve Abu Dabi’nin bir birlerine olan coğrafî yakınlığı, havayolu sektöründe anomaliye yol açıyor: Singapur ve Kuala Lumpur; Paris, Amsterdam ve Londra, Frankfurt, Zürih ve Viyana; New York’taki üç büyük havalimanı gibi örnekler, bu durumun Körfez’e has bir durum olmadığını gösteriyor. 42
Havayolu 101
2-BAE ve Katar devletleri, havayolu şirketlerini birer millî strateji aracı olarak aracı olarak kullanıyor: Dünyada hangi devlet, ABD ve AB dahil, havayolu şirketlerini bu amaç doğrultusunda kullanmıyor ki? 3-Körfez’daki şirketlerin uçak siparişleriyle, ABD’li şirketlerin geniş gövde uçak siparişlerinin mukayese edildiğinde aşırı kapasite sorunu çıkmasının muhtemel olduğu görülmekte: Elma ile armutun mukayese edilmesi gibi bir durum söz konusu. ABD’li şirketlerin asıl yoğunluğu iç hat uçuşlarında. 4-Körfezdeki iki havayolu şirketi hiç kâr etmedi: Etihad ve Qatar Airways mâlî raporlarını açıklamazken, Strathaus bu bilgiye nereden sahip oldu? Öte yandan yeni uçak satın alınması ile kârlılık ilişkisi olsa, geçen 10 yıl içerisinde sektörde yeni uçak siparişi sayısının eksi değer olması gerekirdi ;) 5-Körfez’deki şirketler verimli, birim maliyetleri düşük ve hizmet kaliteleri yüksek. Ayrıca net bir vizyonları ve kararlılıkları var. Yerel siyasî kurumların tam desteğini alıyorlar: Verimli ve düşük maliyetli olmak, hükûmetlerin millî menfaatlerini savunmaları yanlış şeyler mi? 6-Körfez şirketleri; ABD, AB, Çin, Kanada ve Avustralya ile uyuşmayan bir politika güdüyor: Bu devletlerin çoğu, IATA tarafından liderlik edilen “Agenda for Freedom” inisiyatifine katılmış durumda ve serbest piyasa şartlarını savunmaktadır. Acaba AEA, bu politikayı sadece kendi üyesi olan şirketlerin menfaatine olduğu hallerde mi savunuyor? Tam tersi bir durumda, liberalleşmenin karşısında mı? 7-AEA, kısa vadede yapılacak ilave pazar giriş taleplerinin devletler tarafından engellenmesini talep ediyor: Öyleyse tüm devletlerden; serbestleşme politikalarından, deregulasyondan ve piyasa ekonomilerinden vazgeçip, korumacı politikalara dönmelerini de talep etmek gerekiyor. 8- Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) serbest ticareti düzenlemesi gibi, ICAO çerçevesinde çok taraflı bir sistem kurularak havayolu sektörü bu açıdan denetim altına alınabilir: Bu konuda neden daha ileri gitmeyelim ki? Mesela DTÖ’nün ticarî havayolu sektörüyle ilgili olarak tespit ettiği temel ilkeleri uygulamaya ne dersiniz? El Bekir büyük oranda haklı. ABD’lilerin pek umurunda değil ama Avrupalı havayolu şirketleri, Körfez bölgesinden gelen rekabetten bir hayli şikayetçi ve buna karşı pek de “fair” olmayan yolları deniyorlar gibi. Aynı küresel ısınma işinde olduğu gibi, yıllarca en ağır sanayi hamlelerini yapıp doğayı kirleten ülkeler, şimdi, gelişmekte olan ülkelere "çevre duyarlılığı" konusunda ders ve tavsiye vermekteler :)
Cenevre’de Mobil Terminal Tuesday, February 15, 2011 Mobil check-in, mobil biniş kartı derken başımıza bir de mobil terminal çıktı :)
Havayolu 101
43
İsviçre’nin Cenevre kentindeki havalimanı, mobil terminal kullanma kararı alarak belki de sektörde bir ilke imza atmış oldu. Özellikle havalimanındaki yolcu yoğunluğunun çeşitli sebeplerle arttığı durumlarda kullanılacak olan bu mobil terminal sayesinde, hem işlemlerin hızlanması hem de yolcu konforunun artırılması amaçlanıyor. Son bir sene içerisinde Avrupa’da yaşanan yanardağ krizi ve sert hava şartlarını hesaba kattığımızda, muhtemel yolcu yığılmalarının önüne geçebilmek için böyle bir terminal faydalı olacağa benziyor. Avusturyalı TMT firması tarafından üretilen yapı, 310 m2’lik bir alana sahip. Mobil terminal bir hafta içerisinde kurulup kaldırılabiliyor. Airbus A320 ve Boeing 737 gibi uçak tiplerine hizmet verebilecek bir kapasiteye sahip. Mobil terminalden, yukarıda bahsettiğim durumlara ek olarak, özellikle Şampiyonlar Ligi final maçı gibi yüksek sayıda izleyicinin takip ettiği spor etkinliklerinin olduğu günlerde de faydalanmak mümkün olabilir.
Etihad, Yeni Zelanda’ya Kadar Uzandı Tuesday, February 15, 2011 Avrupalı havayolu şirketleri şikayet ededursun, Körfez’li şirketler çalışmaya devam ediyor. İşte geçen haftanın kıyıda köşede kalmış önemli haberlerinden bir diğeri. Abu Dabi’nin havayolu şirketi Etihad, Yeni Zelandalı Air New Zealand ile bir codeshare anlaşması yapma kararı aldı. Yeni yaz tarifesiyle birlikte Mart ayının sonundan itibaren yürürlüğe girecek anlaşma kapsamında Etihad yolcuları, Yeni Zelanda’nın bir çok iç hat noktasına rahatlıkla ulaşabilecek. Etihad yolcuları açısından Yeni Zelanda içerisinde Auckland, Wellington ve Christchurch gibi önemli şehirler söz konusu olurken, işe Yeni Zelanda açısından bakıldığında ise Abu Dabi üzerinden Londra’ya yeni bir kapı açılmış olduğu görülüyor. Ayrıca Etihad ile Avustralya’ya gelen yolcular, Air New Zealand ile buradan Yeni 44
Havayolu 101
Zelanda’nın bir çok noktasına gitme kolaylığına da sahip olabilecek. Yine aynı anlaşma kapsamında Air New Zealand’ın “Airpoints” ve Etihad’ın “Etihad Guest” adlı sık uçan yolcu programları da birbirlerine entegre edilerek, her iki şirketin yolcularının mil puanı kazanmalarına imkân sağlandı. Eminim ki, iki şirketin yolcuları da bu habere çok sevinecekler :) Not: Etihad’ın bundan üç ay kadar önce de, yine aynı bölgede faaliyet gösteren Virgin Blue ile bir işbirliği anlaşması imzaladığını eklemekte fayda var.
Airbus, Boeing'in Reklamına Nasıl Cevap Verdi? Tuesday, February 15, 2011 Airbus ile Boeing arasında uzun yıllardır devam eden ve son askerî tanker uçak ihalesi ile iyice alevlenen "devlet desteği" tartışması, reklam savaşlarına dönüştü. Boeing, verdiği bir reklamla, Dünya Ticaret Örgütü'nün (DTÖ), Airbus'ın iddialarını büyük oranda reddettiğini duyurdu ve Airbus'a kaybedilmeyen bir devlet ihalesinin aslında ABD halkı yararına olduğunu iddia etti. Airbus ise boş durmayarak bu reklama bir cevap hazırladı. Airbus'ın verdiği reklamda, Boeing'in reklamı üzerinde Airbus amblemli kırmızı bir kalemle yapılan düzeltmeler yer alıyor. Bir sınav kâğıdı havası verilen reklamın sonucunda Airbus'ın Boeing'e "F", yani ABD eğitim sistemine göre en düşük notu verdiği görülüyor. Zaten bu "sınav kâğıdında" bulunan notun hemen altında imza olarak "Öğretmen" ibaresi bulunuyor. Airbus rakibine, gayet güzel, esprili bir lisan ile cevap vermiş.
Havayolu 101
45
Ama unutmamak lazım. Devlet desteği konusunda Airbus da hiç masum değil ;)
IATA 2014 Yılı Tahmini Wednesday, February 16, 2011 IATA'nın yapmış olduğu tahminler hepimizin malumu. Örgüt bu kez işi bir adım ileri taşımış ve 2014 yılına yönelik bir tahminde bulunmuş. IATA'nın tahminine göre 2014 yılında; - toplam 3,3 milyar hava yolcusu olacak. (2009'da 2,5 milyar) - 2009'dan 2014'e meydana gelecek 800 milyonluk yolcu artışının %45'i, yani 360 milyonu Asya-Pasifik bölgesinden gelirken, bu rakamın %60'ını Çin'deki trafik artışı sağlayacak. - Uluslararası yolcu trafiği bakımından en hızlı büyüyecek ülkeler sırasıyla; Çin (%10.8), BAE (%10.2), Vietnam (%10.2), Malezya (%10.1) ve Sri Lanka (%9.5) olacak. - 38 milyon ton kargo taşınacak. (2009'da 26 milyon ton) - Kargo trafiğinin en fazla artacağı ülkeler sırasıyla; Hong Kong (%12.3), Çin (%11.7), Vietnam (%11.4%), Tayvan (%11.3)ve Rusya Federasyonu (%11.0) olacak. - Avrupa ve ABD'deki yolcu ve kargo artışı nispeten sınırlı kalacak. (Her iki bölgenin "doymuş" olması bunde önemli bir etken) 2010 yılında bile üç - dört kez tahmin güncelleyen IATA, 2014 tahminini bakalım kaç kez değiştirecek :)
46
Havayolu 101
Orbitz'in Dördüncü Çeyrek Zararı Thursday, February 17, 2011 2009 yılının dördüncü çeyreğini 18 milyon USD net zararla kapatmış olan Orbitz'in 2010 yılının aynı dönemindeki zararı dört katından fazlaya çıkarak 78 milyon USD'ye ulaştı. Bu konuyla ilgili olarak Orbitz'ten yapılan açıklamada, bu durumun sebebi olarak American Airlines ile yaşanan anlaşmazlık ve Kayak'tan gelen trafik miktarındaki düşüş gösterildi. Kayak konusunu bir kenara bırakırsak, American Airlines ile Orbitz arasında geçtiğimiz Aralık ayında patlak veren tartışmanın, Orbitz'i bir hayli etkilediği görülüyor. O tartışmayı hatırlamamız gerekirse, American Airlines, kendisiyle çalışmaya devam etmek isteyen online seyahat acentelerinin, "direct connect" adlı sistemi kullanmalarını istemiş, buna razı olmayan Orbitz ile olan anlaşmasını da feshetmişti. Orbitz'in 2010 yılındaki net kârının %5'i, American Airlines ile olan işbirliği kapsamındaki bilet satışı, otel ve otomobil kiralama ile diğer hizmetlerden gelmiş durumda. Bu açıdan bakıldığında American Airlines, Orbitz için çok önemli. Ancak Aralık ayının son günlerinde meydana gelen bu olayı, tüm çeyrekteki zarara teşmil etmek ne kadar doğru olur, bilemiyorum. Bu anlaşmazlığın asıl etkisi, Orbitz'in 2011 birinci çeyrek sonuçlarına yansıyacaktır. Şirketten yapılan açıklamada, American Airlines'ın ayrılmasıyla birlikte oluşan eksikliğin ancak yarısının telafi edilebildiği belirtiliyor. Son bir not; Orbitz ve Expedia'nın en önemli rakiplerinden Priceline, "direct connect" teknolojisinin kullanılması hususunda American Airlines ile anlaştı. AA'nın web sitesine girdiğinizde ilk sıradaki haberin, "Orbitz, Expedia ve Hotwire'da Artık Bilet Satmıyoruz" mealinde olması da işin cabası.
Pegasus Halka Arz Ediliyor Thursday, February 17, 2011 Türk Hava Yolları'nın (THY) halka arz edildiği 1990 yılında, yeni bir havayolu şirketi daha Türkiye semalarına merhaba diyordu. Aer Lingus, Silkar Yatırım ve Net Holding ortaklığında bir ortak girişim olarak kurulan Pegasus, ilk seferini aynı yılın Nisan ayında Berlin Tegel Havalimanı'na yapmıştı.
Havayolu 101
47
2005 yılının Ocak ayında Esas Holding AŞ tarafından satın alınan Pegasus, Kasım ayında da ilk tarifeli iç hat uçuşunu gerçekleştirmişti. Pegasus yine bir ilki gerçekleştiriyor ve THY'nin halka arzından 20 yıl sonra İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'na halka arz başvurusunda bulunan ilk havayolu şirketi oluyor. Şirketten yapılan açıklamaya göre; "şirket tarafından sermaye artırımı yoluyla ihraç edilecek 34.200.000 TL nominal değerdeki paylar mevcut ortakların rüçhan hakları kısıtlanarak halka arz edilecek ve halka arzda yeterli talep gelmesi durumunda Esas Holding'e ait paylardan toplam 5.130.000 TL nominal değere kadar olan kısım ek satışa konu olabilecektir. Bu durumda halka arz tutarı nominal değeri 39.330.000 TL'ye ulaşacaktır. Halka arz edilen payların arz sonrasında çıkarılmış sermayeye oranı %31,32 (ek satış hakkının kullanılması durumunda %36,02) olacaktır." Bu vesileyle Pegasus tarafından açıklanan malî tablolara da şöyle bir baktım. Beyan edilen sonuçlara göre şirket son üç yıl içerisinde faaliyet kârı elde etmiş durumda. Net sonuçlarda ise 2008 yılındaki 7,8 milyon TL mertebesindeki zarardan sonra, 2009 ve 2010 yıllarında sırasıyla 12,1 ve 20,2 milyon TL kâr edilmiş. Hayırlı olsun diyor, önümüzdeki dönem için "darısı diğer havayolu şirketlerimizin başına" temennisini seslendiriyoruz.
Ryanair Kullandığı Akaryakıtın Ne Kadarını Hedge Ediyor? Friday, February 18, 2011 Ryanair, kendi mâlî yılına göre üçüncü çeyrek olarak kabul ettiği Ekim-Aralık döneminin sonuçlarını geçtiğimiz günlerde açıkladı. Geçen yılın aynı döneminde 11 milyon Euro mertebesindeki zararın, 10 milyon Euro'ya gerilediği görülüyor. Yolcu sayısı %6 artışla 17 milyona çıkarken, toplam gelir de %22 oranında yükselerek 746 milyon Euro'ya ulaştı. Ryanair'in açıklamasında asıl dikkatleri çeken ise, şirketin yapmış olduğu akaryakıt hedging anlaşmaları oldu. Ryanair, 2011 mâli yılında toplam akaryakatının %90'ını 730 USD/ton fiyatı üzerinden hedge etmiş durumda. 2012 mâli yılı için de daha şimdiden anlaşma yapmış olan şirket, o yıl kullanacağı akaryakıtın %80'i için fiyatı sabitlemiş durumda. 2012'nin ortalama fiyatı 800 USD. Detaya bakıldığında anlaşmaların çeyrek yıllık bazda yapıldığı görülüyor. Akaryakıtın şu anki fiyatı ise 890 USD civarında seyrediyor.
48
Havayolu 101
Ekonomik krizden çıkmakta olan dünya ekonomisinin mevcut şartları altında, akaryakıt fiyatlarının aşağı yönlü seyretmesinin beklenmediği düşünülürse, Ryanair'in bir hayli avantajlı bir anlaşmaya imza atmış olduğu söylenebilir. Petrol fiyatları konusunda yine de temkinli olmak ve kâr-zarar durumunun önümüzdeki yıllarda netleşeceğini eklemek gerekir.
Skymark Airlines, A380 Siparişi Verdi Sunday, February 20, 2011 1996 yılında kurulan ve 1998 yılının Eylül ayından itibaren seferlere başlayan Skymark Airlines, Japonya'nın düşük maliyetli taşıyıcılarından bir tanesi. Şirket, filosunda bulunan 18 uçakla yılda yaklaşık 3 milyon yolcu taşıyor. Operasyonunu özellikle Tokyo ile Sapporo, Fukuoka, Kobe ve Okinawa şehirleri arasında yoğunlaştırmış olan Skymark Airlines, vermiş olduğu yeni uçak siparişiyle yeni bir döneme adım atmış oluyor. Yapılan açıklamaya göre, geçtiğimiz Kasım ayında Airbus ile Skymark arasında başlayan görüşmeler mutabakatla sonuçlandı ve şirket dört adet Airbus A380 siparişi verdi. 2014 yılında teslim alınması planlanan bu uçaklarla, Tokyo ile Londra, Frankfurt ve Paris arasında sefer yapılması planlanıyor. Business ve Economy sınıflarının bulunacağı Skymark 380'leri, bu hatlardaki mevcut havayolu şirketlerinin tüylerini adeta diken diken etti. Zira Skymark'ın amacı, sözkonusu hatlardaki bilet fiyatlarını yarı yarıya azaltmak. Yolcular açısından iyi, kâr marjları açısından kötü bir haber :) Not: Skymark'ın mevcut filosunun tamamı Boeing 737-800 tipi uçaklardan oluşuyor.
Virgin Atlantic'in Yeni Sahibi Belli Oluyor Monday, February 21, 2011 2008-2009 küresel mâlî krizinin ticarî havayolu sektörü üzerindeki en önemli etkisi, uzun yıllardır konuşulmakta olan konsolidasyon sürecini tetiklemesi oldu.
Havayolu 101
49
Öncelikle ABD'deki havayolu şirket birleşmelerinin ardından rüzgâr, British Airways-Iberia birleşmesiyle Avrupa kıyılarına ulaşmıştı. Sıra şimdi de Virgin Atlantic'te. Sunday Times'ta dün çıkan habere göre, Sky Team'in başı çeken üyeleri Air France ve Delta Air Lines, Virgin Atlantic ile ciddi seviyede ilgileniyorlar. Air France, Delta ve Virgin Atlantic'in bir araya gelmesi, aslında son derece tabii bir süreç. Çünkü British Airways ile Iberia'nın birleşmesi ve buna paralel olarak transatlantik hatlarında American Airlines ile yakın işbirliği yapma konusunda izin almaları, Sky Team ve Virgin tarafına başka bir seçenek bırakmıyor. Air France'ın British Airways+Iberia, Delta'nın American ve Virgin Atlantic'in yine British Airways'e karşı rekabette dik bir biçimde ayakta durabilmeleri için işbirliği yapmaları bir bakıma mecburiyet haline geldi. Virgin Atlantic ile ilginenler arasında Sky Team'in yanı sıra Abu Dabi'li Etihad da bulunuyor. Olur da, Virgin Atlantic Etihad'a satılırsa, hafızam beni yanıltmıyorsa, ilk kez bu kadar yeni bir havayolu şirketi nispeten eski, marka bilinirliği bu kadar yüksek olan ve mâlî açıdan fena durumda sayılmayacak bir şirketi satın alıyor olacak. Virgin Atlantic'in şu an itibarıyla %51'i Richard Branson'a, %49'u ise Singapore Airlines'a ait. Photo by David Shankbone
Virgin Blue Markası Yenilenirken Monday, February 21, 2011 Farklı bir çok sektörde dünyanın dört bir yanına yayılmış olan Virgin markasının Avustralya-Yeni Zelanda bölgesindeki belki de en önemli temsilcisi, düşük maliyetli taşıyıcı konseptine göre kurulan Virgin Blue adlı havayolu şirketidir.
50
Havayolu 101
Şu anda bünyesinde Virgin Blue, V Australia, Pacific Blue ve Polynesian Blue adlı markaların bulunduğu Virgin Blue, köklü bir marka yenileme sürecinden geçiyor. Geçtiğimiz Eylül ayında, ünlü marka ve kimlik tasarımcısı Hans Hulsbosch ile anlaşan şirket, tüm marka unsurlarını kapsayacak bir çalışma yürütüyor. Bu çalışmanın odak noktası, Virgin Blue markasının mevcut çağdaş ve genç imajının yeniden yorumlanması olacak. Yeni marka imajının bir yandan taze ve inovatif, diğer taraftan da eğlenceli bir havaya sahip olması amaçlanıyor. Şirketin adının yenilenmesi, tüm alt markaların tek bir marka altında toplanması gibi radikal yenilikler bu çalışma kapsamında değerlendirilmekte. Yeni marka çalışmasının su yüzünü çıkan ilk bölümü, Virgin Blue kabin ekibinin giyeceği üniformalar oldu. Mevcut hâkî renkli uniformaların yerine, ana şirket Virgin Atlantic'in kabin memurlarının giydiklerine benzer; kırmızının yoğun bir biçimde kullanıldığı üniformalar geliyor. Virgin Blue'nun bu kadar derin bir marka yenileme işini girişmesinin en önde gelen sebebi, iş amaçlı yapılan seyahatler açısından bölgedeki en ciddi rakibi olan Qantas'ı yakalayıp geçmek. Bu amaçla son dönemde yapılan codeshare anlaşmaları, sık uçan yolcu programı işbirlikleri, business class'a gösterilen hassasiyet gibi noktalar dikkat çekiyor. Tabii yukarıda da bahsedildiği üzere bir "düşük maliyetli taşıyıcı" olarak kurulan Virgin Blue'nun böylesi farklı bir iş modeline yönelmesi ne kadar başarı getirecek, tam bir soru işareti. 2001 yılındaki Virgin Blue ile, o yıl batan Ansett firmasının ve 2010 yılındaki Virgin Blue'nun sunduğu hizmet unsurlarının mukayese edildiği güzel bir tabloyu şu adreste bulabilirsiniz.
Mısır Havayolları Filosunun Üçte Birini Kiralığa Çıkardı Monday, February 21, 2011 Her ne şekilde olursa olsun, karışıklık ortamları kişilerin hayatını olumsuz bir biçimde etkiliyor.
Havayolu 101
51
Belki sonunda çok iyi şeyler olacak ama şu sıralarda Mısır'ın içinde bulunduğu belirsizlik ortamı, ülkenin özellikle turizm gelirlerine darbe indiriyor. Bu belirsizlik ortamından etkilenenlerin en başında havayolu şirketleri geliyor. Ve Mısır'ın bayrak taşıyıcısı konumundaki Mısır Havayolları tabii olarak en büyük darbeyi yiyen şirket konumunda. Filosunda 70 adet uçak bulunan Mısır Havayolları, gözbebeği durumundaki Boeing 777300ER'lar da dahil olmak üzere 25 adet uçağını wet-lease biçiminde kiraya çıkarmak zorunda kaldı. Son derece dramatik bir durum. Şirketten yapılan açıklamaya göre, talep gelmesi halinde kiralanacak uçak sayısı daha da artabilir. Gerçekten yazık.
Petrol Fiyatları Son İki Yılın Zirvesinde Tuesday, February 22, 2011 Tunus, Mısır, Bahreyn derken halk hareketlerinin Libya'yı da etkisi altına alması, petrol fiyatlarının son iki yılın zirvesine tırmanmasına yol açtı. Benzer karışıklıkların diğer Körfez ülkelerine de sıçrama ihtimalinin dillendirilmesi, petrol fiyatlarını iyice hareketlendirdi. Libya, Afrika'daki en büyük petrol rezervine sahip ülke konumunda. Günlük petrol üretimi yaklaşık 1,6 milyon varil mertebesinde. New York borsasında Nisan teslimatı petrolün varil fiyatı 95 Dolar'ı geçerken, Londra borsasında işlem gören BRENT petrolün fiyatı 105 Dolar'ı aştı. Libya'daki karışıklıkların devam etmesi durumunda BRENT fiyatının 110 Dolar'ı geçerek hızla 120 Dolar seviyesine ulaşabileceği konuşuluyor. 2008 yılının yaz aylarındaki ortalama fiyatların yeniden gündeme gelmesi herkesin canını 52
Havayolu 101
sıkmakta. Sırf bu yüzden ABD'nin mini bir resesyon daha yaşayabileceği dahi düşünülüyor. Tabii petrol fiyatlarındaki artış, havayolu sektörünü doğrudan ilgilendiriyor. Dışsal şoklara en maruz sektörlerin başında gelen havayolu sektörü için petrol adeta can suyu manasına geliyor. Akaryakıt giderlerinin toplam giderler içerisindeki payı network taşıyıcılarda %25-35, düşük maliyetli taşıyıcılarda ise %50-55 seviyelerinde gerçekleşiyor. Bu durumun yansımalarının güne ilk başlayan Asya borsalarında görüldüğü söylenebilir. Korean Air Lines'a ait hisseler %10 oranında değer kaybederken, Air China'da bu oran %7 civarında seyretmekte. Avrupa ve ABD borsalarının günün ilerleyen saatlerinde açılmasıyla, bu trendin genele yayılabileceği de iddialar arasında.
Air Arabia - Arap Dünyasının Düşük Maliyetli Taşıyıcısı Wednesday, February 23, 2011 Orta Doğu'nun küçük ama etkili ülkesi Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE), birbirinden farklı tam dört havayolu şirketi bulunuyor. Abu Dabi merkezli Etihad, Dubai merkezli Emirates ve flydubai ve Şarga merkezli Air Arabia. Air Arabia'nın Etihad ve Emirates'ten en önemli farkı, iş modeli olarak "düşük maliyetli taşıyıcı" sistemini seçmiş olması. Zaten Air Arabia'nın web sitesinde şirket, "Orta Doğu ve Kuzey Afrika'nın ilk ve en büyük düşük maliyetli taşıcıyısı" olarak tanımlanmış. Flydubai ise Air Arabia gibi düşük maliyetli iş modelini seçenlerden. Air Arabia aynı zamanda Arap dünyasının kamuya açık ilk havayolu şirketi ünvanını da elinde tutuyor. 23 uçaklık filosunun tamamı Airbus A320 tipinden oluşan şirketin 44 tane de yeni uçak siparişi bulunuyor. Uçak kabini tek sınıf düzeninde. Yani sadece economy class bulunuyor. Air Arabia'nın network yapısına bakıldığında, hitap etmeyi amaçladığı bölgeyi üç farklı noktadan çevirmiş durumda olduğu görülüyor. BAE'deki Şerce kentinin yanı sıra, Mısır'ın İskenderiye ve Fas'ın Kazablanka kentleri şirketin uçuş merkezleri durumunda. Hem Kazablanka'dan hem de Şerce'den, İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı'na Air Arabia ile seyahat etmek mümkün. Ayrıca önümüzdeki Haziran ayında Ürdün'de bir dördüncü hub daha açılması planlanıyor.
Havayolu 101
53
Air Arabia'nın mâli performansı ise hedeflerin ve tahminlerin biraz altında kaldı. 2010 yılının son çeyreğinde 20 milyon Dolar civarında net kâr eden şirket, geçen senenin aynı döneminde 30 milyon Dolar kâr etmişti. Şirketin senelik kârı ise 85 milyon Dolar seviyesinde gerçekleşti.
Tanker Uçak İhalesini Boeing Kazandı Friday, February 25, 2011 ABD Hava Kuvvetleri'nin neredeyse 10 yıldır süren ve adeta bir yılan hikayesine dönmüş olan tanker uçak ihalesi nihayet neticelendi. En azından şimdilik. Havadan havaya akaryakıt ikmali yapılması amacıyla kullanılacak olan 179 uçağın toplam bedelinin 35 milyar Dolar civarında olacağı tahmin ediliyor. Bu büyük pasta sebebiyle Avrupalı Airbus ile Amerikalı Boeing arasında kıran kırana bir mücadele yaşanmış ve ihale daha önce iki kez iptal edilmişti. Hatırlatmakta fayda var. İptal edilen son ihaleyi Airbus-Northrop ortaklığı kazanmış, ama Boeing'in itirazı sonucunda ihale yenilenmişti. Zaten bundan sonraki dönemde Northrop, Airbus ile olan ortaklığından çekilmişti. Amerikan Hava Kuvvetleri'nin mevcut tanker uçakları, Boeing 707 modeli baz alınarak üretilmiş olan KC-135 tipi uçaklar. Filoda üretim tarihi 1950'lere kadar giden çok eski uçaklar bulunuyor. Son ihalede Boeing ve Airbus'ın teklif ettikleri ise sırasıyla Boeing 767 ve Airbus A330 tiplerinden türetilerek üretilecek olan KC-767 ve KC-45 tipi uçaklardı. Bu ihale süreci ayrıca ABD içindeki eyaletlerin birbirleriyle rekabetine de sahne oldu. Airbus-Northrop ortaklığı bu uçakların üretiminde ABD'nin Alabama, Mississippi ve Louisiana eyaletlerinin desteğini alırken, Boeing tabii olarak Washington ve Kansas eyaletleri ile yakın işbirliği içerisindeydi. Airbus itiraz etmezse, ihale bu haliyle kapanacak. Bir itiraz durumunda ise ilgili Amerikan federal kurumu 100 gün içerisinde karar verecek. Fotograf: Terner
Çin Havayolu Sektörü 2015 Hedefleri Friday, February 25, 2011 1,5 milyarlık nüfusu ile dünyanın açık ara en kalabalık ülkesi durumundaki Çin'in dünya ekonomisindeki ağırlığını anlatmaya gerek bulunmuyor. Mesela, Çin devlet başkanının, "çocuklarımız yeterince süt içmiyor, süt tüketimini artırın" dediği anda, dünya genelindeki süt fiyatları artıyor.
54
Havayolu 101
Kalabalık nüfusu sayesinde etkisi bu derece fazla olan bir devletin havayolu sektöründe durum nedir acaba? İşte China Daily News'ten 2015 yılındaki Çin havayolu sektörünü gösteren güzel bir haber ve grafik. Çin devletinin hedeflerine göre 2010 yılında 2.600 olan uçak sayısı, 2015 yılında 4.500'e çıkacak. Yolcu sayısının 267 milyondan 450 milyona çıkacağı öngörülürken, ticarî havalimanı sayısının da 175'ten 220'ye yükseltilmesi amaçlanıyor. Söz konusu dönem için havayolu sektörüne yapılacak yatırım miktarının yaklaşık 230 milyar Dolar olacağı hesaplanıyor. Çin'in en önemli meselesi, Çin bağlantılı havayolu sektöründe yabancı şirketlerin aldığı pay. İstatistiklere göre Çin bağlantılı uluslararası yolcuların ancak %46'sı Çinli şirketler tarafından taşınıyor. Kargo pazarında ise Çin açısından durum daha da vahim. Toplam taşınan kargo pazarının ancak %30'undan azı Çinli firmalarda. Havayolu sektörünün geleceği ile ilgili olarak hazırlanan tüm raporlarda Güneydoğu Asya, büyüme potansiyeli açısından ilk sırada yer alıyor. Tabii olarak Çin de bu bölgenin bir parçası; en önemli aktörü. Bakalım 2015 yılında sektörün fotoğrafı nasıl olacak?
AAdvantage Facebook Kampanyası Monday, February 28, 2011 SimpliFlying'ten Shashank Nigam geçen hafta, American Airlines'ın AAdvantage programı için Facebook'ta düzenlenen kampanyadan bahsetmiş.
Havayolu 101
55
Sosyal medya uzmanı olan Nigam, AA tarafından düzenlenen bu kampanyayı, havayolu sektörünün en başarılı sosyal medya uygulamalarından bir tanesi olarak nitelendiriyor. AA'nın sık uçan yolcu programı olan AAdvantage, 1 Şubat günü Facebook'ta bir fan sayfası açıyor. İlk bir iki hafta içerisinde doğal yollardan bu sayfayı "like" eden kişi sayısı 2.000'in üzerine çıkıyor. Bu noktada "Mystery Miles" adını verdikleri ve AAdvantage sayfasını "like" eden kişilere mil dağıttıkları kampanyaya başlıyorlar. Bu kampanyaya katılan herkes mutlaka bir ödül kazanıyor. Aslında çoğunlukla 100 mil gibi, neredeyse hiç bir hükmü olmayan bir ödül dağıtımı söz konusu olan. Ama Mystery Miles kampanyasına ilgi bir anda çığ gibi büyüyor ve Nigam'ın ifadesine göre 2.553 olan "sayfa sever" sayısı iki gün geçmeden 210.000'e ulaşıyor. AAdvantage'ın Facebook sayfasında Havayolu 101 olarak biz de şansımızı denedik ve şu sonucu aldık: 100 mil. Yani hemen hemen herkesin kazandığı kadar :) Sayfanın fan sayısı da şu an itibarıyla 231.587'ye ulaşmış durumda. Nigam yazısını, haklı olarak sorduğu dört soru ile bitirmiş:
1- AA, sayfayı "like" edenlerin bir seferlik mi, yoksa gerçek taraftar mı olduklarını nasıl ayırt edecek? 2- İlk kampanyanın bu kadar cömert olduğunu düşünürsek, gelecekteki kampanyalarda olması gereken ödüller nasıl ayarlanacak? 3- Bu sayfaya üye olan taraftarlardan, ticarî bir getiri nasıl sağlanabilir? 4- Bu sayfa ile ilgilenen AA ekibi nasıl büyütülebilir ve bu iş için doğru araçlar nedir?
56
Havayolu 101
Twitter ve Havayolu Şirketleri Tuesday, March 01, 2011
Bir konu hakkında özet bilgi vermek amacıyla hazırlanan infografikler, iyi hazırlandıklarında çok faydalı olabiliyor. İşte onlardan bir tanesi, Travel2doto.com sitesi tarafından yayınlandı. Havayolu şirketleri için artık olmazsa olmaz durumuna gelen sosyal medya araçlarına hepimiz aşinayız. Twitter bu araçların belki de en başında geliyor. Aşağıdaki infografik, havayolu sektöründe Twitter'ın kullanımıyla ilgili faydalı bilgiler içeriyor. 180'den fazla havayolu şirketi Twitter kullanıyor. Şirket başına düşen günlük twit sayısı 4,1. Delta Air Lines'ın müşteri şikayetleri için Twitter'da açmış olduğu DeltaAssist adlı hesabın 16.000'in üzerinde takipçisi bulunuyor ve DeltaAssist günde ortalama 64 twitle havayolu sektörünün en aktif kullanıcısı konumunda yer alıyor. Zaten şu an itibarıyla twit sayıları 20.000'in üzerine çıkmış durumda.
Havayolu 101
57
Havayolu şirketlerinin Twitter'ı büyük oranda promosyon duyurusu yapmak amacıyla kullandığı görülüyor. Promosyon duyuruları, toplam havayolu twitlerinin arasında %65 gibi yüksek bir orana sahip. Müşteri hizmetleri ile ilgili twitler ise %24'le ikinci sırada. Günde ortalama 1,1 milyon uçak yolcusunun kablosuz internet bağlantı imkânı olduğu düşünülüyor. Yani bu kadar kişinin Twitter'a girip anlık mesaj gönderme potansiyeli mevcut. Kaynak: http://travel2dot0.com/2011/02/how_airlines_use_twitter/
Emirates'ten Fiyat Artışı Açıklaması Wednesday, March 02, 2011 Kuzey Afrika'da bir biri ardına patlayan olaylar ve Afrika'nın en büyük petrol üreticisi konumundaki Libya'nın içine düşmüş olduğu durum, Londra borsasında işlem gören BRENT tipi petrolün vadeli piyasada 115 Dolar seviyesine yükselmesine sebep olmuştu. Toplam maliyetleri içerisinde akaryakıtın çok önemli bir yer tuttuğu havayolu şirketlerinin bu durumdan etkilenmesi kaçınılmaz bir sonuç. Petrol fiyatlarında meydana gelen böyle ani artışlarda ilk başvurulan yöntem, yolculardan akaryakıt harcı adı altında tahsil edilen ücrete zam yapılması oluyor. Sektör genelinde böyle bir gelişme beklenirken, belki biraz da sürpriz bir şekilde, ilk adımlardan bir tanesi Emirates'ten geldi. Şirketten yapılan açıklamaya göre, Emirates'in tüm pazarlardaki fiyatlarına, değişen oranlarda olmak üzere zam yapıldı. Libya'daki huzursuzluğun uzaması durumunda, sektörün diğer üyelerinin de aynı yolu takip etmesi kaçınılmaz gibi görünüyor.
JAL, Boeing 747'ye Veda Etti Wednesday, March 02, 2011 Geçen yılki iflasının ardından büyük bir yeniden yapılanma programına giren Japan Airlines (JAL), filosundaki son Boeing 747'lere dün veda etti.
58
Havayolu 101
Geçen sene, yeniden yapılanma programı kapsamında nispeten yaşlı uçakların 100'den fazlasını filosundan çıkaracağını açıklamış olan JAL böylece bir devri sona erdirmiş oldu. Honolulu ve Okinava'dan gelen iki Boeing 747-400, Tokyo'nun Narita Havalimanı'na son inişlerini yaptı. Böylece JAL'ın bundan tam 41 yıl önce, 1971 yılında filoya katılan ilk Boeing 747-100'le başlayan jumbojet macerası da sona ermiş oldu. JAL bu 41 yıllık süre içerisinde toplam 112 adet 747'ye sahiplik etti. Son 10 yılda defalarca zor duruma düşen JAL bakalım bu kez başarılı olabilecek mi?
Air France Sessizliğini Bozacak Thursday, March 03, 2011 2008-2009 küresel mâlî krizinden en fazla etkilenen havayolu şirketlerinden bir tanesi olan Air France-KLM, yavaş yavaş toparlanıp yeniden büyüme planları yapmaya çalışıyor. Lufthansa yeni şirket satın alımları yoluyla, British Airways ise Iberia birleşmesi ve American Airlines işbirliği ile sınırlarını genişletirken, Air France, 2007-2008 dönemindeki Alitalia girişiminden bu yana sessizliğini koruyordu. Kısaca hatırlamak gerekirse, Air France, Alitalia'nın tamamını satın almak istemiş ancak İtalya'da yapılan seçimler sonucunda iktidarın Berlusconi'ye geçmesinin ardından bu plan suya düşmüştü. Air France, yeniden kurulan Alitalia'dan aldığı %25'lik hisse ile yetinmek durumunda kalmıştı. Fransız gazetesi La Tribune tarafından aktarılan habere göre, Air France genişleme
Havayolu 101
59
konusundaki sessizliğini bozacak. Air France CEO'su Pierre-Henri Gourgeon tarafından bir şirket içi toplantıda dile getirilen niyete göre şirket, önümüzdeki dönemde yeni şirket satın almaları yoluna giderek hem genişleyecek, hem de mevcut şirketler topluluğunun daha iyi bir şekilde entegre olmasını sağlayacak. Bu noktada ilk akla gelen, Air France'ın çok uzun zamandır partneri konumundaki Delta ile olan işbirliğinin daha da ilerletilmesi ve belki de British Airways-Iberia-American Airlines üçlüsünde olduğu gibi bir ortaklığa gidilmesi oluyor. Ayrıca Alitalia'nın da bu ortaklığa dahil edileceği tahmin edilebilir. Belki de Air France, Alitalia'daki hisse oranını da yükseltmek isteyebilir. Sektördeki konsolidasyon çalışmaları yeniden ivme kazanıyor.
Ortadoğu'dan Sipariş İptalleri Geliyor Friday, March 04, 2011 Arap dünyasını etkisi altına alan son olaylarla ilgisi tartışılabilir ama Ortadoğu'dan art arda gelen uçak sipariş iptalleri dikkat çekiyor. Toplam 35 adet Boeing 787 Dreamlines siparişi olan Etihad, bunlardan dört tanesini iptal etti. 2007 yılında vermiş olduğu 200 uçaklık siparişle dikkatleri üzerine çekmiş olan Dubai Aerospace Enterprises (DAE) adlı uçak kiralama firması da dün yaptığı açıklamayla, geçen ayki 32 adetlik Boeing 737 iptalinden sonra 18 adet A320 ve 12 adet A350-900 siparişini iptal ettiğini açıkladı. Havayolu 101 olarak düşüncemiz, özellikle Dubai merkezli şirketler tarafından bir kaç yıl önce verilen uçak siparişleri ile aşırı büyüme trendi içine giren bölge havayolu sektörünün, bu iptallerle normalleşme sürecine girmeye çalıştığı yönünde. Mısır, Tunus, Libya gibi ülkelerde meydana gelen olaylar yaşanmasaydı da, kuvvetle muhtemel bu sipariş iptalleri yine gerçekleşecekti.
KLM'in Miami Kampanyasında Yeni Boyut Friday, March 04, 2011 Bundan bir süre önce Twitter üzerinden yayılan bir kampanya sonucunda KLM, Miami'deki müzik festivali için ilave özel sefer düzenleme kararı almıştı. Görünen o ki KLM, bu fırsatı değerlendirmeye devam ediyor. KLM'in Fly2Miami adlı web sayfası 60
Havayolu 101
üzerinden parti veya eğlence fotoğrafları yükleyenler, yapılacak çekiliş sonucunda 21 Mart'taki özel sefer için iki kişilik bilet ve bir haftalık otel tatili kazanma şansına sahip oluyor. Fly2Miami sitesine daha şimdiden bir çok fotoğraf gönderilmiş durumda. Kampanyaya son katılım tarihi 14 Mart. Fly2Miami, Twitter üzerinden örgütlenen bir grup müzikseverin işiydi. Ama görünen o ki, KLM bu işe sonuna kadar sahip çıkıyor. KLM'i bir kez daha tebrik ediyoruz. Hikâyenin çıkış noktasını kısaca hatırlamakta fayda var: Hollanda’lı bir film yapımcısının “Amsterdam-Miami arasında direkt uçuş yok” şeklindeki Twitter mesajına hızlı bir biçimde karşılık veren KLM Twitter ekibi ortaya bir bahis atarak, 6 Aralık tarihinden önce 351 rezervasyon yapılırsa Amsterdam-Miami arasına özel bir sefer düzenleneceğini belirtince olay kopup gitmişti. Bu konuda hemen bir web sitesi kuruluyor, rezervasyon yapanların isimleri yayınlanıyor. Bir kaç saat içerisinde gerekli rezervasyon rakamına ulaşılıyor. Rezervasyon yapmak konusunda elini çabuk tutanlar, bu sayede gidiş tarihi 21 Mart 2011 olmak üzere, her şey dahil 499 Euro’ya Amsterdam-Miami arasında gidiş-dönüş seyahat etme fırsatı yakalıyor. KLM’in eTicaret’ten sorumlu genel müdür yardımcısı Martijn van der Zee yaptığı açıklamada, “Twitter kanalı üzerinden gelen talep üzerine ilk kez ilave bir sefer düzenlediklerini” belirterek, “sosyal medyanın KLM ile yolcuları arasında bilgi aktarımı ve hizmet konusunda çok önemli bir noktaya geldiğini” söylemişti.
Malaysia Airlines - Facebook Uygulaması Friday, March 04, 2011 Delta Air Lines'ın, Facebook üzerinden bilet satan ilk havayolu şirketi olmasının ardından diğer havayolu şirketlerinin de aynı yolu takip etmesi kaçınılmazdı. Zira devir sosyal medya devri ve yakın zamanda ekonomi ve iş dünyasında daha etkin pozisyonlara gelmeye başlayacak olan Y Nesli için Facebook, hayatın ayrılmaz bir parçası haline gelmiş durumda. Airlinestrend.com adresinde yayınlanan bir haberde, Facebook'u ticarî açıdan daha etkin kullanma yolunda hızla ilerleyen havayolu şirketleri arasında Malaysia Airlines'ın da katıldığı yer alıyor. Şirketin SITA ile birlikte hazırlamış olduğu ve MHBuddy adı verilen uygulama sayesinde Facebook kullanıcıları, Malaysia Airlines uçuşları için bilet satın alabiliyorlar. Facebook Havayolu 101
61
böylece, yolculara ulaşmak ve bilet satışı yapmak amacıyla yeni bir satış kanalı olarak konumlandırılmış oluyor. Bu uygulamanın en güzel yanlarından bir tanesi, Facebook'taki arkadaş listenizden birisi sizin seçtiğiniz tarihlerdeki uçakta bulunuyorsa, onu da görebiliyorsunuz. Ve hatta yine Facebook üzerinden check-in yapıp, arkadaşınızın hemen yanı başındaki koltuğa oturabilirsiniz. Delta'nın başlattığı Facebook uygulamaları dönemi, Malaysia Airlines ile bir başka aşamaya taşınmış oluyor.
IATA Dünya Kargo Sempozyumu 2011 Sunday, March 06, 2011 IATA'nın bu yılki kargo sempozyumu 8-10 Mart 2011 tarihleri arasında İstanbul'da yapılacak. Beşincisi yapılan sempozyumun ev sahipliğini, ülkemizin bayrak taşıyıcı şirketi Türk Hava Yolları üstleniyor. "Connecting the World" sloganıyla yola çıkılan sempozyuma, hava kargo sektöründen 700'den fazla yetkilinin katılması bekleniyor. Etkinlik İstanbul Hilton Oteli'nde gerçekleşecek. Sempozyumda ele alınacak konu başlıkları ise şu şekilde: Air Mail, Cargo 2000, Dangerous Goods, Economic Outlook, e-AWB, e-freight, eCustoms, Revenue Optimization, Air Cargo Security, Time & Temperature, Ground Handling Agents ve ULD Management. Çok sayıda konuşmacının fikirlerini paylaşacağı sempozyumda ayrıca Türkiye'den de bir çok katılımcı yer alacak. Sempozyumun programına buradan ulaşabilirsiniz.
iPad, Uçak Kokpitlerine Giriyor Monday, March 07, 2011 Geçtiğimiz hafta, ticarî havayolu sektöründe teknoloji kullanımına dair belki de en önemli gelişme, ABD Federal Havacılık İdaresi'nin (FAA), kokpitlerde iPad kullanımına izin vermesi oldu.
62
Havayolu 101
iPad bundan böyle, pilotların seyrüsefer işlemlerinde faydalanmakta olduğu Jeppesen haritalarının elektronik versiyonları için kullanılabilecek. Kokpitte iPad kullanımı ilk aşamada Executive Jet Management adlı şirketin tamamlamış olduğu denemelerin sonunda, sadece business jet şeklinde tabir edilen uçaklar için geçerli olacak. Ancak FAA'in bu kararının, iPad'in yolcu uçaklarında da kullanılması yönünde genişleyebileceği düşünülüyor. iPad'in ikinci versiyonunun lansmanına paralel olarak çıkan bu haber Apple için hoş bir tesadüf oldu da denilebilir. Böylece iPad'in pahalı bir oyuncak şeklindeki imajının, "iş aracı" şekline evrilmesinin önü açılmış oluyor. Pilotların kokpitteki rahatını artırmaya yönelik olarak yıllardır "paperless cockpit" (kâğıtsız kokpit) projeleri sürdürülmekteydi. iPad sayesinde pilotlar için yeni bir dönemin başladığını söylemek mümkün. Yukarıda da belirttiğimiz üzere kokpitlerde yıllardır "Electronic Flight Bag", Elektronik Uçuş Çantası kullanılmaktaydı. Ancak her birinin ağırlığı 8 kilo civarında olan bu cihazlar genele yayılmadı. 700 gramlık iPad'in hem hafif oluşu ve hem de bir çok pilotun özel hayatında benzeri elektronik cihazları kullanması sebebiyle, kokpit ekibinin bu cihaza kısa sürede uyum sağlayacağı tahmin ediliyor. iPad'li kokpit konusundaki ilk adım, Alaska Airlines'tan gelmişti. Geçtiğimiz Kasım ayında yayınlanan bir habere göre, Alaska Airlines, pilotlarının iPad kullanabilmesi için çalışmalar başlatmıştı. FAA'in, yolcu uçaklarının kokpitinde de iPad kullanımına onay vermesinin ardından, hangi havayolu şirketlerinin bu konuda çalışma yaptıklarını hep beraber görüyor olacağız.
Havayolu 101
63
IATA'dan Japonya'ya Tavsiyeler Tuesday, March 08, 2011 Önümüzdeki aylarda IATA Genel Direktörlüğü görevini Cathay Pacific’in CEO’su Tony Tyler’a devredecek olan Giovanni Bisignani, geçtiğimiz ayın 23'ünde Tokyo'da yapılan bir toplantıda Japonya'ya ilginç tavsiyelerde bulundu. Japonya'daki yabancı muhabirler klubünde düzenlenen etkinlikte konuşuan Bisignani, Japonya'nın; 1- Tokyo'da daha verimli bir havalimanı politikası geliştirmesi, 2- havayolu sektörünü şirketlerin rekabet edebilecekleri daha serbest bir hale getirmesi, ve 3- bioyakıt kullanımı da dahil olmak üzere, iklim değişikliği ile ilgili daha etkin bir yaklaşımda bulunması gerektiğinin altını çizdi. Japonya'daki havayolu sektörünün iktisadî temellerini kaybettiğini iddia eden Bisignani, Japonya'nın en büyük ticarî ortağı Çin ile arasındaki haftalık uçuş frekansının 617 gibi bir hayli yüksek bir sayı olduğunu vurgulayarak, iki ülke arasındaki emek maliyetinin ise 1'e 10 gibi son derece orantısız bir noktada olduğunu belirtti. Bisignani'ye göre Japonya'nın yeniden rekabetçi bir yapıya dönebilmesi için yapması gerekenler kısaca şöyle: 1- Tokyo'daki iki havalimanı, Narita ve Haneda'nın hem çok pahalı hem de çok maliyetli limanlar olduğu gerçeğinden yola çıkılarak, bu duruma acilen bir çözüm bulunması gerekiyor. Örnek: Tokyo'daki havalimanları Seul'deki Incheon'dan %75 daha pahalı iken, maliyetleri de Singapur Changi Havalimanı'nın iki katından fazla. 2- Son dönemde ABD, Kore, Singapur ve Malezya ile yapılan açık semalar anlaşmalarının çok faydalı olduğu açıkça görülmektedir. Bu yöndeki çabaların devam ettirilmesi ve ayrıca Haneda'nın uluslararası sefer saatlerinin serbestleştirilmesi ve Japan Airlines'ın (JAL) yeniden yapılanma hedeflerinin tutturulması, Japon havayolu sektörünün daha rekabetçi ve dolayısıyla daha verimli bir yapıya kavuşabilmesi açısından önemli. 3- Bioyakıt kullanımını teşvik etmek amacıyla hükûmetlerin malî ve hukukî altyapıyı sağlayarak bu tür yakıtların ticarî hale gelmesinin önünü açması gerekiyor. Özellikle yosun bazlı bioyakıt sanayiinin gelişmesi Japonya için bir çok bakımdan fayda sağlayabilir. Bu noktada Avrupa Havayolları Birliği (AEA) Genel Sekreteri Ulrich Schulte-Strathaus’un geçtiğimiz Ocak ayında yapmış olduğu konuşmayı ve Qatar Airways CEO'su Ekber El Bekir'in vermiş olduğu cevabı hatırlamak yerinde olacaktır. Not: 64
Havayolu 101
-Japonya iç hatlarında 2009 yılında 88.4 milyon olan yolcu sayısının, 2014'te 102.2 milyona çıkması bekleniyor. Japonya, ABD (2014'te 671 milyon) ve Çin'den (2014'te 370 milyon) sonra en büyük iç hat pazarına sahip. - Japonya dış hatlarında 2009 yılında 53.5 milyon olan yolcu sayısının, 2014'te 71.6 milyona çıkması bekleniyor. Şu anda dünyada yedinci sırada olan Japonya'nın, 2014 yılında dokuzuncu sıraya ineceği tahmin ediliyor. Japonya'yı geçmesi beklenen ülkeler ise BAE (82.3 milyon) ve Çin (82.1 milyon).
Ryanair'in Almanya'daki Gücü Tuesday, March 08, 2011 Geçen sene Şubat ayında yayınlanan bir haberde, Ryanair'in 2010 yılı içerisinde Almanya'ya daha fazla odaklanacağı ve buradaki uçuş noktalarında taşıdığı yolcu sayısı %10'luk bir artışla 10 milyondan, 11 milyona çıkaracağı söyleniyordu. Ryanair'in web sitesindeki uçuş ağı haritasına bakıldığında, şirketin Almanya'daki konumlanmasının şu şekilde olduğu görülüyor. Hub: Bremen (24 hat), Frankfurt-Hahn (54 hat) ve Düsseldorf-Weeze (55 hat). Diğer noktalar: Hamburg-Lübeck, Berlin, Magdeburg, Altenburg, Memmingen ve Karlsruhe. Havayolu 101'in Almanya ile ilgilenme sebebi açık. Türk vatandaşlarının Avrupa'da en yoğun olduğu yer Almanya ve ticarî havayolu sektörü açısından da Almanya-Türkiye arasındaki pazar çok önemli. Gerek tarifeli taşıyıcılar ve gerekse charter firmaları için bu pazar özellikle yaz aylarında bir hayli hareketli geçiyor. Hem memleketlerini ziyaret eden Türkler, hem de Türkiye'ye tatile gelen Almanlar, havayolu şirketlerinin kasalarını dolduruyor. Düşük maliyetli taşıyıcı iş modelinin diğer kuvvetli aktörü Easyjet'ten farklı olarak Ryanair, henüz Türkiye'ye sefer düzenlemiyor. Pek iyi ama, geçen sene imzalanan, fakat henüz TBMM'de onaylanarak yürürlüğe girmeyen yatay havacılık anlaşması devreye girerse. O zaman ne olacak? İşte o zaman, Ryanair'in Türkiye'de bir noktayı kendisine merkez seçerken, diğer bir çok noktaya da Avrupa'daki mevcut hub'larından sefer yaptığını göreceğiz. Mesela İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı, Ryanair'in Türkiye'deki merkezi olarak seçilirken; Bodrum, İzmir, Dalaman, Antalya gibi noktalar da Avrupa'daki merkezlerden beslenen noktalar olabilir.
Havayolu 101
65
Ryanair'in Almanya'nın yanı sıra çok kuvvetli olduğu diğer Avrupa ülkeleri ise İrlanda, Britanya, İspanya ve İtalya. Dolayısıyla şirketin buralardaki merkezlerinden Türkiye'ye sefer yapması da ihtimal dahilinde. 2010 yılındaki ortalama tek yön bilet fiyatının 34 Euro olduğu bir şirketin uçuş ağına Türkiye'yi katması, ülkemizdeki ticarî havayolu sektörünün hiç olmadığı kadar hareketlendirebilir; rekabetin tavan yapmasını sağlayabilir. Not: Ryanair 2010 yılında 73,5 milyon yolcu taşıdı. 44 uçuş merkezi ile 1.200'den fazla noktaya sefer düzenledi. Filosunda 263 adet Boeing 737-800 tipi uçak bulunuyor.
Asiana, Seul-İstanbul Seferlerine Başlıyor Wednesday, March 09, 2011 70 uçaklık filosuyla Kore Havayolları'nın ardından ülkenin ikinci büyük havayolu şirketi konumundanki Asiana, önümüzdeki yaz tarifesiyle birlikte Seul-İstanbul seferlerine başlıyor. 21 ülkede 67 şehre seferleri olan şirket, uçuş ağına İstanbul'u da eklemiş olacak. Star Alliance üyesi olan Asiana böylece, aynı hatta doğrudan sefer yapmakta olan Skyteam üyesi Kore Havayolları ve Star Alliance üyesi Türk Hava Yolları'na da rakip haline geliyor. İstanbul-Seul hattında THY'nin haftada 7 seferi bulunuyor. Kore Havayolları ile Asiana'nın tarifeleri ise bir birlerini tamamlayacak şekilde belirlenmiş. Kore Havayolları Seul çıkışlı olarak Pazartesi, Çarşamba, Cuma ve Pazar olmak üzere haftada 4 sefer düzenlerken, Asiana'ya haftanın diğer günleri kalmış: Salı, Perşembe ve Cumartesi. Koreli her iki havayolu bu hatta Boeing 777-200 tipi uçaklarını kullanırken, THY, Airbus A330 ve 340 tipi uçaklarıyla hizmet veriyor. Böylece Türkiye bağlantılı uzun hatlar, rekabet açısından yeni bir döneme adım atmış oluyor. Zira ilk kez uzun menzilli bir hatta iki farklı havayolu ittifakına mensup, üç farklı taşıyıcı doğrudan sefer yaparak rekabete girmiş olacak. 2003 yılı sonrasında Türkiye iç hatlarında gerçekleşen serbestlik sayesinde yaşanan bilet fiyatlarındaki düşüş ve yolcu artışı, rekabetin doğru bir biçimde yapıldığında ne kadar faydalı olabileceğinin bir göstergesi durumunda. Havayolu 101 olarak rekabet konusundaki bu müspet değişiklikleri dikkatle takip ediyoruz.
66
Havayolu 101
Kablosuz Bağlantı Aviyonikleri Etkiledi Thursday, March 10, 2011 ABD'den gelen bir haber, uçakta internet keyfi sürmek isteyenlerin canını sıkacak gibi. Yapılan bir dizi test, kablosuz bağlantı sistemlerinin uçakların aviyoniklerini etkilediğini ortaya çıkardı. Aircell firmasının Go-Go Internet adlı kablosuz bağlantı sisteminin Boeing 737 tipi yeni nesil uçaklarındaki elektromanyetik parazit testi esnasında, Honeywell tarafından üretilmiş olan kokpit ekranlarının etkilendiği ve bu ekranların bozularak geçici bir süre için tamamen karardığı ortaya çıktı. Bu gelişme üzerine Boeing, hem dar hem de geniş gövdeli tüm uçakları için kablosuz internet bağlantı sistemlerinin kurulumlarını geçici bir süre için durdurma kararı aldı. Yine Boeing'ten yapılan açıklamaya göre, şimdiye kadar teslim edilenlerin arasında böylesi bir problemin yaşandığı hiç bir uçak bulunmuyor. AeroMobile firmasının eXPhone adlı ürünü de bu gelişmeden etkilenmiş görünüyor. Sorunun kaynağı ortaya çıkarılıp kesin bir çözüme ulaşılıncaya kadar, eXPhone adlı ürünü satın almış olan havayolu şirketlerinin yolcuları, uçuş esnası internet bağlantısı için biraz daha beklemek zorunda kalacak. Gecikme yaşanan firmalar Emirates, Türk Hava Yolları ve V Australia. Boeing'in bu konuyla ilgili bir servis bülteni yayımlaması bekleniyor.
Aerotropolis: The Way We'll Live Next Friday, March 11, 2011 Havayolu 101 ekibi olarak geçtiğimiz Aralık ayında yaptığımız Milano seyahati sonrasında kaleme aldığımız bir yazıda, havalimanlarının aslında şehir merkezinde bulunması ve şehrin, bu limanların çevresinde gelişmesi gerektiğini vurgulamıştık. Tıpkı eski çağlarda şehirlerin, kent meydanı ve/veya limanı çevresinde geliştiği gibi. Piyasaya yeni çıkan kitapları araştırırken rastladığımız bir eser, bizimle benzer fikirleri paylaşan başkalarının da var olduğunu gösterdi: Aerotropolis: The Way We'll Live Next John D.Kasarda ve Greg Lindsay tarafından yazılan kitapta, havalimanı, şehirlerin gelişimi konusunda merkeze alınmakta. Yazarların iddiası, küreselleşmenin gelmiş Havayolu 101
67
olduğu seviye sebebiyle, önümüzdeki dönemde yapılacak şehir planlamalarında havalimanlarının merkeze konularak, kentin bu liman çevresinde gelişeceği yönünde. Buradaki "merkez" kelimesiyla kast edilen, coğrafî bir merkezîlikten ziyade, şehir planlamasındaki merkezîlik. Yani havalimanı, yakın çevresine kurulacak yeni iş ve yerleşim yerleri ile ayrı bir sistem oluşturmaya aday. Kitapta Dallas Fort Worth (1973), Seul Incheon (2001), Dubai El Maktum (2010) gibi havalimanlarının bu kategoriye girdiği vurgulanıyor. Bizim de daha önce belirttiğimiz üzere, tarihin eski dönemlerine baktığımızda, genelde benzer örneklere rastlıyoruz. Ticarî açıdan bir cazibe merkezi haline gelen bir kent meydanı veya limanı ve bunların yörüngesinde gelişen şehir hayatı. Aslında 20. yüzyıl mimarisi, havalimanlarını şehir dışlarına konuşlandırarak kritik bir hata yapmış oldu. Bakalım 21. yüzyılda bu durum değişecek mi? Aerotropolis'in yazarları bunun böyle olacağı görüşünde.
Karbon Emisyonu ve Havayolu Sektörü Monday, March 14, 2011 Uzun yıllardır sürmekte olan karbon emisyonu tartışmalarında artık sona gelindi. Gelecek yıldan itibaren havayolu şirketleri de Avrupa Birliği'nin karbon emisyonu sistemine dahil oluyor. Havayolu sektörü, enerji santrallerinin ardından, karbon emisyonu sistemindeki en büyük ikinci grubu oluşturacak. AB üyesi bir devlete tescilli olsun ya da olmasın, AB havalimanlarına sefer yapacak tüm havayolu şirketleri karbon emisyonu sisteminde yer almak zorunda. AB tarafından her şirket için ayrılmış bir karbon emisyonu kotası bulunuyor. Bu kotanın üzerine çıkan şirketler ya ilave bir ücret ödeyecek, ya da kotasını tamamlamamış şirketlerden karbon emisyonu kotası satın alacak. AB'nin 2012 yılında ticarî havayolu sektörü için tahsis ettiği karbon emisyonu kotası 213 milyon metrik ton. 2013'te bu rakam 208,5 milyona düşürülecek. İşin en tuhaf yanı, karbon emisyonu kotası belirlenirken, şirketlerin 2004-2006 yılları arasında yapmış oldukları uçuşlar baz alınmış durumda. Sektörün o yıllardan sonrasında da büyümeye devam ettiği gerçeği pek dikkate alınmamış. Toplam karbon emisyonu kotasının şirket bazındaki dağıtımı ise 2010 yılı performansına bakılarak yapılacak. Havayolu şirketleri karbon emisyonu maliyetini yolculara yansıtma yoluna giderse, biletlerde AB içindeki uçuşlarda 2-7 Euro, transatlantik uçuşlarda ise 15 Euro'ya kadar fiyat artışı olabileceği belirtiliyor. 68
Havayolu 101
2012 yılı için tespit edilen kotanın 32 milyon ton mertebesinde aşılacağı ön görülüyor. Bu durum AB'nin kasasına ilave 508 milyon Euro girmesi anlamına geliyor. Şirketlere tahsis edilen kotanın %82'si ücretsiz verilirken, %15'lik bölümü açık artırma yoluyla dağıtılacak. Geri kalan %3 ise, hızlı büyüyen veya sektöre yeni girmiş şirketlere ayrılacak. AB'nin, havayolu şirketlerinden tahsil edeceği karbon emisyonu parası çok büyük meblağlara ulaşacak. Bu paranın hangi şekilde kullanılacağı merak konusu.
Air Asia: Now Everyone Can Fly Tuesday, March 15, 2011 "Now Everyone Can Fly" (Artık Herkes Uçabiliyor) sloganıyla Güneydoğu Asya bölgesini kasıp kavuran Air Asia, 2011 yılı Putra Brand Awards yarışmasının Ulaştırma-Seyahat kategorisinde birinci olarak, bu ödülü arka arkaya ikinci kez kazanmış oldu. 2009 ve 2010 yıllarında Skytrax'in "dünyanın en iyi düşük maliyetli taşıyıcısı" ödülünü de kazanmış olan Air Asia için, Malezya'dan gelen bu birincilik haberi pek de şaşırtıcı olmasa gerek. Putra ödülleri, tüketicilerin, yani yolcuların oylarıyla belirleniyor. Bu açıdan bakıldığında ödülün anlamı daha da farklı oluyor. Zaten şirket hazırladığı bir görsel çalışmasıyla bu ödülü kazanmalarını sağladıkları için yolcularına teşekkür etmiş. Bu yılki yarışmanın Ulaştırma-Seyahat dalındaki diğer adaylar ise Malezya Havayolları ile PLUS adlı otoyol işletmesiydi. Air Asia, filosundaki Airbus A320 ve Boeing 737 tipi uçaklarla Asya, Avustralya, Avrupa ve Yeni Zelanda'da 75'i aşkın noktaya sefer düzenliyor.
İleri Saat Uygulamasına Dikkat! Tuesday, March 15, 2011 Üniversite birinci basamak sınavıyla, ileri saat uygulamasına geçiş tarihinin aynı güne denk getirilmesi, sınava girecek öğrencileri ve ailelerini telaşlandırmıştı.
Havayolu 101
69
Bunun üzerine Bakanlar Kurulu tarafından alınan bir kararla, yaz saatine geçiş bir gün ertelenmişti. Aslında pek de önemli değilmiş gibi görünen bu uygulama, Türkiye varışlı ve kalkışlı tüm havayolu şirketlerini çok yakından ilgilendiriyor. Zira 27 Mart 2011 tarihinde Türkiye çıkışlı yapılacak olan tüm uçuşlar, daha önce ilan edilmiş olan yaz tarifesindeki zamandan bir saat önce yapılacak. Yani yaz tarifesinde 14:00 olarak görünen bir sefer kalkış saati, o güne özgü olmak üzere, saat 13:00'te yapılacak. Bu yüzden 27 Mart 2011 tarihinde seyahat edecek uçak yolcularının çok dikkatli olması gerekiyor. Mümkünse erkenden havalimanlarına gitmekte fayda var. Bu bir günlük ötelemeden en fazla etkilenecek olan şirket ülkemizin en büyük havayolu şirketi olması sebebiyle tabii olarak Türk Hava Yolları. Şirket tarafından konuyla ilgili yapılan açıklamaya dikkat etmek gerekiyor. İşte açıklamanın tam metni:
10 Mart 2011 Perşembe günü Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren, 2011/1474 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’na istinaden, 2011 yılı Yaz Saati uygulaması 27 Mart 2011 yerine, 28 Mart 2011 tarihinde başlayacaktır. Bu karara istinaden, 27 Mart 2011 tarihine tekabül eden Ortaklığımız tüm seferlerinin sadece Türkiye çıkış ve Türkiye varış saatleri, 14 Mart 2011 tarihine kadar düzenlenmiş olan biletlerde gösterilenden farklı olarak, 1 saat erken gerçekleşecektir. 14 Mart 2011 ve sonrası düzenlenmiş olan biletlerde gösterilen tüm sefer saatleri rezervasyon tarihine bağlı olmaksızın güncel olup, ilgili yolcularımız söz konusu değişiklikten etkilenmeyecektir. Yurtdışı noktalardaki kalkış ve varış saatlerimiz, hiç bir şekilde etkilenmeyecek olup, aynı kalacaktır.
70
Havayolu 101
Ülkemiz üzerinden aktarmalı seyahat edecek, iç veya dış hat devamı olan transit yolcularımızın Türkiye varış ve Türkiye kalkış saatlerinin her ikisi de bir saat daha erken gerçekleşeceğinden, bağlantı süreleri aynı kalacaktır. Türkiye’deki havaalanlarından seyahat edecek yolcularımızın, olası aksaklıklardan etkilenmemek için, yurtiçi sefer kalkış saatinden en az 2 saat, yurtdışı sefer kalkış saatinden ise en az 3 saat önce havaalanlarında hazır bulunmaları önemle rica olunur. 27 Mart 2011 tarihinde seyahat edecek yolcularımızın uçuş saatlerini THY internet sitesi (www.thy.com), THY Satış Ofisleri, THY Çağrı Merkezi (444 0 849) veya THY yetkili satış acentelerinden teyid ettirmelerini önemle rica ederiz. Türk Hava Yolları A.O. Basın Müşavirliği
Brezilya 2014 Dünya Kupası'na Ne Kadar Hazır? Wednesday, March 16, 2011 18 Mart 2010 tarihli yazımızda Brezilya'daki sivil havacılık gelişmelerine değinmiş ve 2014 yılında Dünya Kupası, 2016 yılında da Olimpiyat Oyunları’na ev sahipliği yapacak ülkenin, artması kuvvetle muhtemel hava trafiği için şimdiden hazırlık yaptığını belirtmiştik. Hazırlıkların en başında, havayolu şirketlerindeki yabancı hissedar tavanını %20'den %49'a yükselterek, mevcut havayolu şirketlerinin mâlî açıdan daha kuvvetli bir hale gelmelerini sağlamak vardı. Brezilya'da başkanlık geçen sene el değiştirmiş ve Luiz Inacio Lula da Silva'nın yerine, aynı görüşlere sahip olan Dilma Rousseff gelmişti. IATA CEO'su Giovanni Bisignani, geçtiğimiz günlerde Sao Paulo'daki Britanya Ticaret Odası'nda yaptığı konuşmada Rousseff'in ticarî havayolu sektörüye ilgili stratejik planlarından övgüyle bahsederek, IATA olarak Brezilya'ya yardımcı olma hususunda ellerinden geleni yapacakları mesajını verdi. Bisignani'ye göre Brezilya hükûmetinin acilen neşter vurması gereken dört ana konu bulunuyor: 1- Altyapı ve yönetmelikler: Brezilya'daki havalimanları, hızla artan havayolu trafiğini karşılamaktan çok uzak. 2- Akaryakıt fiyatlaması: Tahsil edilen ilave vergiler sebebiyle Brezilya'daki jet yakıtı, kendi bölgesindeki diğer ülkelere nispeten %14 daha pahalı durumda. Bu durum, ülkedeki havayolu şirketlerini rekabete karşı zor durumda bırakıyor. 3- Hava Trafik İdaresi: Brezilya'daki mevcut hava trafik idare sistemleri, çağın gereklerini Havayolu 101
71
yerine getirmekten uzak durumda. Daha verimli bir işletme yapısı için gerekli değişikliklerin acilen yapılması öncelikli durumda. 4- Çevre: Brezilya hükûmeti, çevre konusunda küresel kapsamda alınan kararları uygulamak için gerekli girişimlerde bulunmalı. Bu noktada, Guarulhos kenti tarafından uygulanmak istenen ve küresel girişimlerle tam olarak uyuşmayan çevre vergisinin engellenmesi gerekiyor. Ayrıca, TAM tarafından yapılan biyo-yakıt denemelerinin hem mâlî hem de kanunî açıdan desteklenerek Brezilya'da sürdürülebilir bir biyo-yakıt endüstrisinin kurulması sağlanmalı. Bu dört noktada hayata geçirilecek yeni projeler ve yasal düzenlemelerle, Brezilya'nın iki sene arayla düzenleyeceği dünyanın en büyük iki spor organizasyonunun üstesinden geleceği tahmin ediliyor. Havayolu sektörü Brezilya ekonomisinde bir hayli önemli bir yere sahip. Sektör, Brezilya GSMH'sinin %9'u anlamına gelen ve 8 milyon kişiye iş imkânı sağlayan turizm sektörünün ana motoru konumunda. 2003 yılından beri yılda ortalama %10 büyüyen sektör, Brezilya iç hat pazarını ABD, Çin ve Japonya'nın ardından dünya genelinde dördüncü sıraya taşımış durumda. Fakat aynı şeyi dış hat pazarı için söylemek mümkün değil. Dünyanın sekizinci büyük ekonomisine sahip olan Brezilya'nın dış hat yolcu sayısı sadece 13 milyon ve dünya genelinde 37. sırada.
Anadolujet ile Gençlerin Havası Yerinde Thursday, March 17, 2011
Geçen sene Ocak ayında ülkemizin en muhalif paltformu olan Ekşi Sözlük'e reklam veren Anadolujet, gençlere yönelik olarak hazırladığı yeni kampayanın duyurusu için yine Ekşi Sözlük'ü tercih etti. "Gençlerin Havası Yerinde" sloganıyla yürütülen kampanyanın şartları şu şekilde: * Herşey dahil 59 TL kampanyası, tüm iç hatlar için Salı - Çarşamba günleri geçerlidir. * Biletlerin, uçuş gününden en geç bir gün öncesine kadar alınması gerekmektedir. * Kampanya, 22 Şubat - 31 Mart tarihleri arasında internet sitemiz ve çağrı merkezinden 72
Havayolu 101
alınan biletlerde geçerlidir. * Kampanyaya ilave seferler dahil değildir. * Bağlantılı seferlere aktarma ücreti dahil edilecektir. * AnadoluJet’in kampanya ile ilgili değişiklik yapma hakkı saklıdır. Havayolu 101 olarak, geçtiğimiz sene olduğu gibi bu sene de Anadolujet'i kutluyor, riskli olmakla birlikte ulaşılan kitlenin genişliği düşünüldüğünde Ekşi Sözlük'e reklam verme kararını alanları tebrik ediyoruz.
2011, Parkta Yürüyüş Yılı Olmayacak Thursday, March 17, 2011 "2011, parkta yürüyüş yılı olmayacak!" Bunu biz söylemiyoruz. Lufthansa CEO'su Christoph Franz söylüyor. Lufthansa Group tarafından bugün yapılan basın toplantısında, grubun 2010 yılına ait mâlî performansı masaya yatırıldı: Net Faaliyet Kârı: 876 milyon Euro (2009'da 130 milyon Euro) Net Kâr: 1,1 milyar Euro (2009'da 34 milyon Euro zarar) Analistlerin beklentilerinin iki katı civarında kâr eden Lufthansa, 2008-2009 küresel mâlî krizinin yaralarını çabuk sarmışa benziyor. Ama girişte de belirttiğimiz gibi, şirketin CEO'su personelini, 2011 yılında rehavete kapılmamaları konusunda ikaz ediyor. Zira Avrupa iç hatlarında sürekli artmakta olan rekabet, artık uzun menzilli Asya ve Amerika hatlarında da hissedilir hale geldi. Toplam rakamların ayrıntılarına baktığımızda şunları görüyoruz: Grubun en büyük iş segmenti olan yolcu taşıma operasyonunda, uzun menzilli hatlarda yaşanan toparlanmaya paralel olarak 436 milyon Euro faaliyet kârı elde edildiği görülüyor. Lufthansa: 382 milyon Euro kâr Swiss: 298 milyon Euro kâr Austrian Airlines: 66 milyon Euro zarar British Midland: 145 million Euro zarar Germanwings: 39 milyon Euro zarar Lufthansa Group'un diğer iş segmentlerindeki faaliyet kârları ise şu şekilde: Havayolu 101
73
Lufthansa Cargo: 310 milyon Euro kâr Lufthansa Technik: 268 milyon Euro kâr Lufthansa Systems: 10 milyon Euro kâr LSG Skychefs: 76 milyon Euro kâr Gerçekten son derece etkileyici rakamlar. Özellikle gruba son katılan Austrian ve BMI'ın da kâr eder hale getirilmesiyle, Lufthansa Group'un elde ettiği toplam kârın daha yükselmesi kuvvetle muhtemel görünüyor. Swiss, Lufthansa satın alana kadar ve hemen arkasından gelen bir iki yıl zarar ettikten sonra, kâr etmeye başlamıştı. Lufthansa, bu yıl hissedarlarını da memnun ediyor. Elinde Lufthansa hissesi bulunanlar, hisse başına 60 Euro Cent kâr payı alacak. Yani 140.000 Euro'luk Lufthansa hissesi, sahibine 6.000 Euro kâr payı kazandıracak.
Lufthansa Sosyal Medya Stratejisi Thursday, March 17, 2011 Lufthansa in Social Media- customer engagement strategy http://static.slidesharecdn.com/swf/ssplayer2.swf?doc=lhsocialmediaeyefortravelconferen cefinal2-110317121545-phpapp01&stripped_title=lufthansa-in-social-media-customerengagement-strategy&userName=shanxz View more presentations from Shashank Nigam
Küresel Sektör, Küresel Sorunlar Friday, March 18, 2011 Küreselleşmenin en önde gelen itici gücü nedir diye sorulsa, birincisi internet, ikincisi ise ticarî havayolu sektörü diye cevap veririz. Dünya genelini ilgilendiren bir sorun baş gösterdiğinde, en güncel habere daha hızlı ulaşmak ve gerekiyorsa birileriyle iletişime geçmek için belki de internet kullanımında artış bile olabilir. Ama böylesi sorunlarda küreselleşmenin bir diğer motoru konumundaki havayolu sektörü ancak menfî yönde etkileniyor. Yolcu sayısı düşüyor, zaten düşük olan kâr marjı daha da eriyor ve hatta son Japonya depreminde olduğu gibi, Tokyo'dan uçağa binip ABD'ye giden yolcular, havalimanlarındaki radyasyon tespit alarmlarının çalmasına sebep oluyor... İşte son 10 yıl içerisinde küresel çapta yankılanan ve havayolu sektörünü menfî biçimde etkileyen bazı olaylar:
74
Havayolu 101
1- 11 Eylül (2001) 2- SARS (2002) 3- ABD'nin Irak'ı işgali (2003) 4- Endonezya depremi ve tsunami (2004) 5- Küresel mâlî kriz (2008) 6- Domuz gribi (2009) 7- Eyjafjallajökull (2010) 8- Arap ülkelerindeki ayaklanmalar (2011) 9- Petrol fiyatındaki artış (2008 ve 2011) 10- Japonya depremi ve tsunami (2011)
Boeing 747-8I İlk Deneme Uçuşunu Yaptı Monday, March 21, 2011 76,3 metrelik boyuyla ticarî havayolu tarihinin en uzun uçağı ünvanına sahip olan Boeing 747-8I ilk deneme uçuşunu yaptı. Boeing'in Washington'daki ana üssünden kalkan uçak, yaklaşık 4:30 saatlik bir uçuşun ardından ilk deneme seferini başarıyla tamamladı. Uçuş esnasında en fazla 6.096 metre yüksekliğe ve 463 Km hıza çıkıldı. Deneme uçuşlarının toplam 600 saat sürmesi bekleniyor. Ticarî havayolu sektörünün önde gelen yöneticilerine göre Boeing 747-8I'nin en önemli rakibi bir diğer Boeing modeli olan Boeing 777-300ER. 777-300ER'dan çok memnun kalan havayolu şirketleri, 747-8I gibi yeni bir modele yönelerek risk almak istemiyor. Boeing'in asıl rekabet etmek istediği Airbus A380 modeli karşısında 747-8I beklenen ticarî performansı yakalamaktan bir hayli uzak. Bu yüzden de 747-8I'nin siparişleri bir hayli zayıf seyrediyor. Şu ana kadar 76'sı kargo, 33'ü yolcu uçağı olmak üzere toplam 109 adet 747-8I siparişi verilmiş durumda. Tüm sektör Boeing'in 787 projesindeki gecikmelere odaklandığından, 747-8I'deki gecikme biraz gözden kaçmış gibi. İlk müşteri olan Lufthansa'nın 2010 yılının başında bu uçağı filosuna katması bekleniyordu. Oysa günümüz itibarıyla teslimat tarihi en azından 2012 yılına ertelenmek zorunda kalındı.
Havayolu 101
75
Ücretli Yolcu Kilometre - 2010 Tuesday, March 22, 2011 ATW dergisinin Şubat sayısında bulunan 2010 yılı RPK, yani ücretli yolcu kilometre (ÜYK) verilerine göre dünyanın ilk 20 havayolu şirketinin tablosunu veriyoruz. ÜYK kriterine göre uzun zamandır dünya liderliğini elinde bulunduran Air France-KLM'in, 2009 yılında ikinci sıraya düşmesinin ardından 2010 yılında da üçüncü sıraya gerilediğini görüyoruz. Delta Air Lines'ın Northwest ile, United Airlines'ın da Continental ile birleşmesinin ardından meydana çıkan iki dev havayolu şirketi, bir hayli büyük bir farkla ilk iki sırayı paylaşıyor. Öyle ki, bu iki şirketin ürettiği toplam ÜYK, artlarından gelen dört büyük şirketin ÜYK toplamıyla neredeyse aynı seviyelerde. Tabloda iki havayolu şirketi müspet manada dikkat çekiyor. Bunlardan ilki Emirates. 2009 yılına göre ÜYK'sını %21 oranında artıran Emirates'in, uzun yıllardır sürdürdüğü büyüme politikasına devam ettiği açık bir biçimde görünüyor. 2020 yılında bu listenin başında Emirates'i görürsek şaşırmayın. Dikkat çeken diğer şirket ise Türk Hava Yolları (THY). 2009 yılına göre ÜYK'sını %23 oranında artıran THY, ATW tarafından yayınlanan bu tabloda 19. olarak ilk kez dünya genelindeki havayolu şirketleri arasında ilk 20'ye girmiş oldu. Aynı büyüme hamlesini 2011 yılında da sürdürmesi durumunda, THY'nin sıralamadaki yerini 4, 5 basamak yükselteceğini öngörüyoruz.
Japonya Depremi En Fazla Delta'yı Etkiledi Wednesday, March 23, 2011 11 Mart 2011 tarihinde Japonya'da meydana gelen deprem ve akabinde oluşan tsunami ile nükleer santral arızasının, "küresel" kimliğe sahip havayolu sektörünü etkilememesi düşünülemezdi.
76
Havayolu 101
Özellikle Fukuşima nükleer santralinden yayılan radyasyon, gerek turistik ve gerekse iş ziyaretleri yapacak olan kişilerin Japonya'dan, en azından şimdilik, uzak durmasına yol açıyor. Bir çok havayolu şirketi Japonya seferlerinde mecburen kısıntıya gidiyor. Bunların arasında bir şirket var ki, bir yanardağ patlaması ve ardından yaşananların, havayolu sektörü üzerinde nasıl bir etki yapabileceği hususunda adeta bir vak'a çalışması niteliğinde. Delta Air Lines'tan yapılan açıklamaya göre, şirketin Japonya hatlarında önümüzdeki Mayıs ayına kadar arz edilen kapasitede %15-20 arasında kısıntı yapılıyor. Delta'nın sadece Tokyo pazarından elde ettiği yıllık gelir 2 milyar Dolar. Yapılmak zorunda kalınan kapasite kısıtlaması sebebiyle yıl sonuna kadar 250-400 milyon Dolar arasında gelir kaybı yaşanabileceği tahmin ediliyor. İnanılması çok güç rakamlar. Tek bir hattan yılda 2 milyar Dolar gelir elde etmek de neyin nesi? Bunun cevabı yukarıdaki uçuş haritasında gizli. Delta.com'dan aldığımız bu haritaya göre Tokyo, Delta'nın Güneydoğu Asya seferleri için bölgesel bir hub olarak kullanılıyor. Şirket, söz konusu bölgenin en önde gelen turistik ve finansal merkezlerinin de aralarında olduğu tam 13 noktaya Tokyo üzerinden sefer düzenliyor. Böylece tek bir nokta üzerinden yılda 2 milyar Dolar'ın nasıl kazanıldığı da ortaya çıkmış oluyor. Son olarak; Tokyo'nun New York, San Francisco, Los Angeles gibi ABD içindeki 10 noktadan beslendiğini de eklemekte fayda var.
Havayolu 101
77
Wizz Air ve Türkiye Thursday, March 24, 2011 Bundan tam bir yıl önce Türkiye ile AB Komisyonu arasında imzalanan ancak TBMM tarafından henüz onaylanmadığından devreye giremeyen sivil havacılık yatay anlaşmasının akıbetini, kuvvetle muhtemel, Wizz Air de yakından takip ediyordur. Ryanair'in Türkiye pazarına olan ilgisini Havayolu 101'de işlemiştik. Benzer bir durum özellikle Doğu Avrupa'da konuşlanmış olan Wizz Air için de geçerli. Wizz Air'in filosu an itibarıyla 34 adet Airbus A320-200 tipi tayyareden oluşuyor. Verilmiş olan siparişlerin teslim alınmasıyla birlikte, 2017 yılında 132 uçaklık büyük bir filoya ulaşılması hedefleniyor. Yani altı sene içerisinde şirket dört katına kadar büyümüş olacak. Wizz Air şu anda İstanbul'a Budapeşte'den, Antalya'ya ise Budapeşte ve Kiev'den sefer düzenlemekte. Yatay anlaşmanın yürürlüğe girmesinin arından Wizz Air'in Türkiye pazarına hızlı bir giriş yapması söz konusu olabilir. İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük illerin yanı sıra, Türkiye'nin tatil beldeleri de Wizz Air'in etkisi altında kalacaktır. Özellikle Balkanlar ile Orta ve Doğu Avrupa'dan Türkiye'ye olan trafikte Wizz Air, Türk şirketleri için ciddi bir rakip olacak gibi görünüyor. 19 Mayıs 2004 tarihinde Katoviçe çıkışlı olarak yaptığı ilk seferle sektöre merhaba diyen Wizz Air şu anda 15 merkezden, 150'den fazla noktaya sefer düzenliyor. Şirketin uçuş merkezleri şu şekilde: Bulgaristan: Sofya Çekya: Prag Litvanya: Vilnius Macaristan: Budapeşte Polonya: Gdansk, Poznan, Katoviçe, Varşova ve Wroclaw Romanya: Bükreş, Cluj, Temeşvar ve Tirgu Mures. Sırbistan: Belgrad Ukrayna: Kiev
78
Havayolu 101
Fly2Miami Seferi Yapıldı Friday, March 25, 2011 Aralık ayında Twitter üzerinden organize edilerek, sosyal medyanın ticarî havayolu sektöründeki etkinliğinin ne boyuta ulaştığını gösteren Fly2Miami seferi 21 Mart Pazartesi günü yapıldı. Kısaca hatırlatmak gerekirse, KLM, yaz tarifesiyle birlikte Amsterdam-Miami hattını yeniden açacağını duyurmuş, bunun üzerine Twitter üzerinden yayılan bir mesaj dalgası ile Miami'de yapılacak müzik festivaline gitmek için bu tarihten bir hafta öncesinde Miami'ye sefer yapılması talebi KLM'e iletilmişti. Bunun üzerine de kısa sürede yapılan 350-400 civarındaki rezervasyon üzerine KLM, Amsterdam-Miami arasında özel sefer yapılmasını onaylamıştı. KLM'in resmî blog sayfasında kabin memuru Caroline tarafından yazılanlara göre Gelen haberlere göre Pazartesi günkü KL627 uçuş numaralı sefer tam bir parti havasında geçmiş. Uçakta bulunan DJ'ler yolcuları, Miami'deki festivali öncesinde iyice havaya sokmuş. Önceki yazılarımızda da belirttiğimiz üzere, KLM'in yaptığı bu uygulama, sektördeki sosyal medya kullanımının, en azından şimdilik, geldiği en üst nokta.
Aer Lingus'ta Nostalji Havası Monday, March 28, 2011 27 Mayıs 1936 tarihinde Dublin ile Briston arasında altı koltuklu bir "De Havilland 84 Dragon" ile yapılan seferle havayolu sektörüne merhaba diyen Aer Lingus, Nisan ayında 75. kuruluş yıldönümünü kutlayacak. Bu amaçla nostaljik bir çalışma yapan şirket, filosuna en son katılan bir Airbus A320'yi, 1960'lı yılların tasarımına göre hazırladı. Adı o zamanlar "Irish International" olan Aer Lingus sadece uçağı boyattırmakla kalmayarak, kabin ekibinin üniformalarında da nostaljik bir hava yakaladı. 1945 yılından bugüne kabin memurları tarafından kullanılan farklı bir çok üniforma, kuruluş kutlamaları çerçevesinde yeniden yolcuların beğenisine sunulacak. Kutlamalarda ayrıca, 1936'daki ilk seferde kullanılan DH84'ün bir benzeri de gösteri Havayolu 101
79
uçuşları yapacak. İlk yılında 12 personeli ile üç hatta toplam 892 yolcuya hizmet veren Aer Lingus günümüzde 4.000 personeli ile 100'den fazla noktada 9,4 milyon yolcu taşımakta ve Ryanair'in ezici rekabetini her an üzerine hissetmekte. :)
THY'nin Flickr Sayfası 3000'i Devirdi Tuesday, March 29, 2011 Sanal alemin en büyük fotoğraf paylaşım sitelerinden bir tanesi olan Flickr'da ziyaretçilerini bekleyen Türk Hava Yolları grubundaki fotoğraf sayısı 3.000'i geçti. THY grubu, fotoğraf sanatçısı Ozan Danışman tarafından 16 Nisan 2006'da yüklenen ilk fotoğrafla (Airbus A320 TCJLH) Flickr'a merhaba demişti. Bu grupta THY ile ilgili türlü türlü fotoğrafları bulmak mümkün. Tabii olarak en fazla ilgiyi uçak fotoğrafları çekiyor. Mesela filoya yeni dahil olan Boeing 777-300ER ve Airbus A330-300'lerin daha fabrikada üretim aşamasındaki halleri grupta paylaşılmış. Bunun yanı sıra uçuş esnası ikram, ikram mönüleri, terminal, satış ofisleri gibi değişik bir çok temalı THY fotoğrafı da burada yer alıyor. Şu an itibarıyla gruba en büyük katkıyı THY'nin kendisi yapmış durumda. "Turkish Airlines" kullanıcı adıyla tam 484 fotoğraf gruba eklenmiş. Grubun toplam üye sayısı ise 275. Önde gelen diğer bazı havayolu şirketlerinin Flickr gruplarında ise son durum şöyle:
80
Havayolu 101
ŞirketÜyeFotograf Southwest 1,368 12,151 Emirates 1,233 9,202 Lufthansa 464 7,498 Delta Air Lines 460 6,855 American Airlines 563 6,749 United Airlines 478 6,601 KLM 594 6,373 JetBlue 487 6,354 British Airways 444 4,861 Qantas 361 4,648 Air France 457 4,515 Singapore Airlines 338 3,008 Ryanair 257 2,656 Easyjet 205 2,254 Iberia 192 1,692
airBaltic Gelişmeye Devam Ediyor Tuesday, March 29, 2011 Havayolu 101'in ilk olarak geçen sene gündemine aldığı airBaltic gelişmeye devam ediyor. Airlinetrends.com'da yayınlanan bir inceleme, şirketin hangi alanlarda ne gibi yenilikler yaptığından bahsediyor. Uçuş esnasında sunulan ikram, eğlence sistemi, yan gelirler, filo yapısı gibi konularda airBaltic'in aktif bir biçimde yenileme çalışmaları yaptığı açıkça göze çarpıyor. airBaltic'in filosu, Şubat 2010'daki haline göre biraz değişmiş durumda. Filoda şu anda 14 adet Boeing 737-300/500, 8 Q400, 10 Fokker 50 ve 2 adet de 757-200 bulunuyor. Nispeten eskimiş olan Boeing'ler yavaş yavaş elden çıkarılırken, bunun yerine filoya, Bombardier Q400'ler dahil edilmiş. Ayrıca 24 adet Boeing737-NG veya Airbus A320 siparişinin verilmesi planlanıyor. airBaltic'in uçuş esnasında sunduğu ikramda da zenginleştirme çabaları dikkat çekiyor. Yerel yiyecek ve içeceklerin yanı sıra, organik gıda ve Nespresso kahve de ikram mönüsünde yerini almış. airBaltic, toplam gelirleri içerisinde %12'lik bir paya sahip olan tâlî gelirlerini (ancillary revenue) %15'e yükseltme yönünde de yenilikçi adımlar atıyor. Bunların arasında en fazla dikkat çekeni iPad kiralama seçeneği. 2,5 saatten uzun süren uçuşlarda yolcuların, 9 Euro ödeyerek bir iPad kiralaması mümkün. Yine tâlî gelirler içerisinde değerlendirilebilecek bir başka seçenek de yolcuların katılabilecekleri bahisler. Hayır, yanlış okumuyorsunuz; yolcular, airBaltic ile yapacakları seyahatleri hakkında düzenlenen bahislere iştirak edebiliyor. Optiontown adlı firma ile yapılan işbirliği çerçevesinde, airBaltic'ten satın aldığınız kısıtlamalı kurallara sahip biletinizin esnekliğini artırabilir veya business class'a "upgrade" olabilirsiniz.
Havayolu 101
81
Bunun için iki şart gerekiyor: 1- Üç Euro ödeyip bahse katılmak. 2- Şanslı olmak :) Optiontown ile işbirliği yapan diğer havayolu şirketlerinin arasında Air India, Air Asia X, Malaysia Airlines, SAS gibi bilindik isimler de var. Ayrıca uçuşunuzda rötar olacağına (hava şartları, grev hariç) inanıyorsanız, 19 Euro ödeyerek "geç varış garantisi" seçeneğini satın alabiliyorsunuz. Uçağınız gerçekten de 1 saatin üzerinde rötar yaparsa, bilet için ödediğiniz tutarın iki katını iade alabilmek mümkün. Düşük maliyetli taşıyıcılar sayesinde ticarî havayolu sektörünün bir hayli renkli hale geldiğini itiraf etmemiz gerekiyor. :)
Cathay Pacific'ten Rekor Kâr Tuesday, March 29, 2011 Havayolu şirketleri 2010 yılına ait performanslarını bir biri ardına açıklamaya devam ediyor. Hong Kong merkezli havayolu şirketi Cathay Pacific, bildirdiği 1.8 milyar USD'lik rekor kârla bir anda dikkatleri üzerine topladı. 2010 yılında 27 milyon yolcu ve 1.8 milyon ton kargo taşıyan şirket, toplamda 11.5 milyar USD tutarında gelir elde etti. Cathay'ın faaliyetlerinde kargo taşımacılığı çok önemli bir yer tutuyor. Sektördeki diğer network taşıyıcılardan farklı olarak Cathay'ın toplam gelirindeki kargo payı bir hayli yüksek. 11.5 milyar USD'lik gelirin %30'u, yani 3.4 milyar USD'si kargo operasyonundan geliyor. Zaten şirketin filosundaki uçak dağılımı, Cathay için kargonun ne kadar değerli olduğunun açık bir göstergesi. Filoda 130 adet yolcu uçağının yanı sıra, 24 adet de Boeing 747 kargo uçağı bulunuyor. Cathay'ın önümüzdeki döneme yönelik strateji büyüme planları içeriyor. 2011 yaz tarifesi döneminde Abu Dabi ve Şikago'ya yeni seferler başlatılırken, önde gelen diğer bazı noktalara olan haftalık uçuş frekansında da ciddi artışlar sağlanacak. Paris'e haftada 14 sefer planlanırken, Taipei'de bu rakam 108, Toronto'da 14, New York'ta 28 ve Milano'da 7 olarak tespit edildi.
82
Havayolu 101
Bu noktada Hong Kong (HKG) - Taipei (TPE) hattının, dünyanın en yoğun uçuş trafiği olan şehir çiftlerinden biri olduğunu da belirtmek gerekir. Cathay Pacific başta olmak üzere China Airlines, Dragonair, JAL ve Eva Airways'in HKGTPE hattındaki haftalık toplam frekansı 300'ün üzerinde. not: Cathay Pacific'in 2010 yılı net kârının bir bölümü varlık satışından gelmektedir.
Top 10 Twitter Initiatives by Airlines Wednesday, March 30, 2011 SimpliFlying tarafından hazırlanan ve Slideshare'e yüklenen bir sunumda, Twitter'ı başarılı bir şekilde kullanan 8 havayolu şirketi, bir kamu kurumu ve bir de havalimanı, örnek verilerek incelenmiş. KLM, Delta Air Lines, JetBlue, Virgin America, AirAsia, Eurocontrol, WestJet, Air New Zealand, Melbourne Havalimanı ve airBaltic, Twitter üzerinde yaptıkları uygulamalar, kampanyalar ve yolcuları ile etkin bir iletişim kanalı yapılandırmış olmaları sebebiyle ön plana çıkıyor. Günümüzde şirketler ile müşterileri arasındaki ilişki, son derece dikkatli bir biçimde idare edilmesi gereken hassas bir noktaya gelmiş durumda. Bu yüzden, müşterileri hızlı bir biçimde bilgilendirmek şart oldu. Sunumda yer alan AirAsia vak'ası bu bakımdan güzel bir örnek. Pistten çıkan bir uçağın durumuyla ilgili Twitter üzerinden sürekli yapılan duyurularla, o uçakta yolculuk eden kişilerin yakınları bir bakıma teskin ediliyor. İşte SimpliFlying'in sunumu: T o p 1 0 T w i t t e r I n i t i a t i v e s b y Airlineshttp://static.slidesharecdn.com/swf/ssplayer2.swf?doc=top10twitterinitiativesbyairli nes-110322030834-phpapp01&stripped_title= top-10-twitter-initiatives-byairlines&userName= shanxz View more presentations from Shashank Nigam
Qantas, Acil Durum Tedbirlerini Yürürlüğe Koyacak Thursday, March 31, 2011 Avustralasya bölgesinin önde gelen havayolu şirketlerinden bir tanesi konumundaki Qantas, arka arkaya gelen sıradışı olayların ardından acil durum tedbirlerini yürürlüğe koymak zorunda kaldı. Havayolu 101
83
Airbus A380'deki motor patlaması, Avustralya'daki sel felaketi, Yeni Zelanda ve Japonya depremleri, nükleer sızıntı, petrol fiyatlarındaki artış derken, Qantas'ın, düşen talep ve yükselen maliyetlerle yüzleşmekten başka çaresi kalmadı. Qantas'ın ilk aşmada aldığı tedbirler şu şekilde: 1- Yönetici pozisyonlarını azaltma (şimdilik personelle ilgili herhangi bir tedbir uygulanmıyor), 2- 2011'in ikinci yarısı için planlanan kapasite artışını, iç hatlarda %14'ten %8'e, dış hatlarda %10'dan %7'ye indirme, 3- Jetstar'ın Avustralya-Japonya arasındaki haftalık seferlerinden dört tanesinin iptal edilmesi, Qantas'ın Perth-Tokyo seferlerinin iptal edilmesi, Sydney-Tokyo hattında tip değişikliği (Boeing 747'den Airbus A330'a), Jetstar'ın Yeni Zelanda iç hat uçuşlarında ve Qantas'ın Melbourne-Christchurch seferlerinde frekans düşüşü, 4- İki adet Boeing 767'nin, planlanan tarihten önce filodan çıkarılması. Qantas ve o bölgedeki diğer havayolu şirketleri gerçekten de bu sektörün aktörlerinin başına gelebilecek bir çok menfî gelişmeyi üst üste tecrübe etmek durumunda kaldı. Şirketten yapılan açıklamada, özellikle artan petrol fiyatlarının, küresel mâlî krizden bu yana Qantas'ın karşılaştığı en önemli meydan okuma olduğu belirtildi. Aynı açıklamada, son gelişmelerin mâlî etkisi ise şu şekilde tahmin edilmiş: 1- Airbus A380 motor patlaması: - 80 milyon AUD 2- Queensland sel felaketi: -60 milyon AUD 3- Yasi ve Carlos Kasırgaları: -20 milyon AUD 4- Christchurch depremi: -15 milyon AUD 5- Japonya depremi ve tsunami: -45 milyon AUD Arz edilen kapasite ve yönetici kadrolarda yapılacak kısıtlamalar çok can yakacak gibi. Bakalım Qantas'ın aldığı bu tedbirler ne kadar işe yarayacak?
84
Havayolu 101
Ryanair, Unite Sendikasına Teşekkür Etti Thursday, March 31, 2011 Sendika kavramından hiç hoşlanmamasıyla ünlü olan Ryanair, bir sendikaya teşekkür etti. Ama hangi sendikaya ve neden? British Airways'te (BA) son 1,5 senedir gündemde olan kabin memurları grevi, yeniden gündeme gelince, Ryanair bu fırsatı kaçırmadı. Şirketin resmî web sitesinde yapılan açıklamada, Unite sendikasına, yolcu trafiğinin arttığı Paskalya ve yaz tatili döneminin hemen öncesinde gündeme taşıdığı grev sebebiyle teşekkür edildi. Açıklamaya göre Ryanair, son 18 aydır gündemde olan ve zaman zaman fiiliyata da geçirilen BA kabin memuru grevi için Unite sendikasına tam 18 gül gönderdi. Ryanair'in ironi dolu bu eylem çerçevesinde Unite'ı bir "dinazor" olarak nitelendirdiğini ve "yapılan ve yapılacak olan grevlerin yolculara ve ailelerine büyük zorluklar çıkardığını" vurguladığını da eklemek gerekiyor. Doğrusunu söylemek gerekirse Ryanair'i asıl endişelendiren, sendikalaşmanın Ryanair'i de etkisi altına alması. Sendikalara karşı ortak mücadele etme eğiliminde olan Ryanair'in, geçen seneki grevde uçaklarından bazılarını "wet-lease" sistemiyle BA'in kullanımına sunduğunu unutmayalım.
THY Toulouse Taksi Reklamı Friday, April 01, 2011 2011'e hızlı bir giriş yaparak şu ana kadar dört yeni hattı sefere veren ve önümüzdeki aylarda bunlara 11 tane daha eklemeyi planlayan Türk Hava Yolları'nın (THY), 18 Nisan 2011 tarihinde açacağı Toulose hattı için yapılan bir reklam çalışmasına rast geldik. Şehirde hizmet veren 100 kadar taksi, bir aylık bir süre için THY'nin Toulouse açılışını duyuran reklamlarla donatıldı. Gerek taksiler hareket halindeyken ve gerekse durakta müşteri beklerken, bir çok kişinin dikkatini çekecek ve bu yeni hat açılışıyla ilgili olarak bilgilendirecek, etkin bir çalışma olmuş. Havayolu 101'i takip edenler mutlaka hatırlayacaktır. THY'nin son iki senedir yürüttüğü reklam atılımında buna benzer bazı çalışmalar yapılmıştı.
Havayolu 101
85
Bangkok'taki Baiyoke binasının dev bir THY reklamıyla giydirilmesi, Milano'daki tramvaylarda yapılan başarılı çalışma, bu uygulamalardan ilk anda akla gelenleri. not: Yanlış saymıyorsak, Toulouse, THY'nin 137. yurt dışı noktası olacak.
Bayrak Taşıyıcı Olmak Zor İş Sunday, April 03, 2011 Ticarî havayolu sektörünün, küreselleşme olgusu üzerindeki etkisini Havayolu 101'de sık sık tartışıyoruz. Günümüzde internetle birlikte, küreselleşmenin ve küresel ekonominin en önemli motoru olan havayolu taşımacılığı, tarihten gelen bir arıza mı desek, küresel olma ile millî olma arasında sıkışıp kalmış durumda. Özellikle de bayrak taşıyıcı şirketler. İşte British Airways'in (BA) son uygulaması: Önümüzdeki günlerde yapılacak bir düğün ile dünya evine girecek olan Prens William ve Catherine Middleton'ın şerefine, BA filosundan altı adet uçağın kuyruğu, İngiliz kraliyet ailesinin üyelerinin (Prens William-G-CIVZ, Catherine Middleton-G-CIVW, Kraliçe Elizabeth II-G-EUXN, Galler Prensi-G-VIIV, Prens Harry-G-VIIU ve Edinburgh Dükü-GEUOA) portreleriyle donatıldı. Küreselleşme kavramından uzak, bir hayli yerel bir uygulama, değil mi? Bu noktada hemen 1997 yılına dönüyoruz. BA'in o zamanki CEO'su Robert Ayling'in liderliğinde, BA'in kuyruk tasarımında bulunan "Union Flag" çıkarılarak, bunun yerine, dünyanın dört bir yanından seçilen farklı sembolik ögeler konulmuştu. Bu çalışmanın amacı, küreselleşmeye ve küresel bir şirket olmaya verilen önemi vurgulamaktı. Zira BA'in o zamanlar taşıdığı toplam yolcuların %60'ı, İngiltere dışından gelmekteydi. İlk anda çok güzel bir uygulama gibi görülse de, "dünya tasvirleri" şeklinde isimlendirilen bu uygulamanın iki menfî sonucu oldu: 1- İngiltere içinden gelen tepkiler 2- Pazarlama Uçak kuyruklarındaki İngiliz bayrağının kaldırılması İngiltere içinde o kadar tepki çekti ki, ülkenin efsanevî başbakanı Margaret Thatcher’ın Muhafazakâr Parti kongresinde “biz İngiliz Bayrağı’nı taşıyoruz, bu berbat şeyleri değil” şeklindeki açıklamasını yaparken bir 86
Havayolu 101
maket uçağın üzerini mendiliyle örtmesi, bu tepkilerin zirve noktasını oluşturmuştu. Kuyruk tasarımının değiştirilmesinin bir başka yan etkisi de pazarlama açısından yaşandı. Bu değişiklik öncesinde bir havalimanında körüğe yanaşan bir BA uçağı herkes tarafından tanınırken, dünya tasvirlerinin kullanımıyla birlikte şirket, bu "ayırt edici" özelliğini kaybetmiş oldu. Aynı dönemde Virgin Atlantic'in uçaklarının burun kısmına, elinde İngiliz Bayrağı tutan bir kadın görseli yerleştirmesi ise bu işe tuz biber ekmişti. Neticede iki sene gibi kısa bir süre sonra, filodaki uçaklardan kuyrukları henüz dünya tasviri taşımayanlar için bu çalışma iptal edilmiş, 2001 yılında da tüm filonun yeniden İngiliz Bayrağı'na geri döneceği açıklanmıştı. Bu açıklama yapılırken, Robert Ayling artık BA'in CEO'su değildi ve kasadan yaklaşık 100 milyon Pound eksilmişti. :) Bir yanda millî değerler, diğer yanda küreselleşme; bayrak taşıyıcı olmak gerçekten zor iş. Önemli not: Tolga Özbek'in yorumundan da anlaşılacağı üzere, Havayolu 101 olarak fena bir biçimde zokayı yutmuş durumdayız. British Airways'in uçak kuyruklarına portre çizdirmesi işi tamamen Flightglobal'ın "1 Nisan" şakasıymış. :) :) :)
Southwest'in Uçağı Delindi Monday, April 04, 2011 Havayolu sektöründe 2 Nisan 2011 tarihinin en fazla konuşulan konusu, ABD'nin düşük maliyetli, dev iç hat taşıyıcısı Southwest'in başına gelenlerdi. Southwest'in filosunda, farklı alt tiplere ait olmak üzere toplam 548 adet Boeing 737 bulunuyor. Geçtiğimiz cumartesi günü, 737300 tipi uçaklardan bir tanesinde meydana gelen olay, öncelikle içindeki yolcular olmak üzere herkesi dehşete düşürdü. Phoenix'ten Sacramento'ya gitmekte olan uçağın tavanında bir anda meydana gelen yırtılma, kabin basıncının düşmesine ve uçakta kısa süreli bir panik yaşanmasına sebep oldu. 11.000 metreden, beş dakika içinde, 3.000 metreye dalış yapan uçak, neyse ki sağ salim iniş yapabildi. Fotoğraflarda, tavandaki yırtığın bir metre civarında olduğu görülüyor. Southwest hemen filosundaki 79 adet 737-300'ü yere çekerek incelemelere başladı. Şirketten yapılan açıklamaya göre şu ana kadar incelenen uçaklardan 19 tanesinde herhangi bir arıza tespit edilmedi ve bu uçaklar filoya geri döndü. Ancak iki adet uçakta küçük çatlaklar tespit edildiğinden, bakıma alındılar. 2008 yılında Southwest, teknik bakımla ilgili sorunlar yaşamış ve FAA tarafından 10 milyon USD tutarın bir cezaya çarptırılmıştı. Cezanın sebebi, metal yorgunluğu sebebiyle Havayolu 101
87
gövdede meydana gelmesi muhtemel çatlaklara yönelik olarak yapılması gereken teknik kontrollerin 8 gün kadar geciktirilmesiydi. Evvelsi günkü olaya bakıldığından ilk olarak akla yine metal yorgunluğu geliyor. Ancak uçağın sadece 15 yaşında olması akıllara, bakımların gerektiği şekilde yapılıp yapılmadığı sorusunu getiriyor. Tabii bu noktada, 13 Temmuz 2009 tarihinde de Southwest'in benzer bir kazayı hafif atlattığını, yine bir 737-300'ün tavanının delindiğini ve akabinde yapılan incelemelerde filodaki diğer 737-300'lerin sağlam bulunduğunu hatırlatmakta fayda var. Bakalım sonuç ne olacak? Southwest'in yaşadığı bu olaya paralel olarak, Aloha Airlines'ın yıllar önce yaşamış olduğu benzer ama daha ağır bir kazaya değinmemiz gerekiyor. 28 Nisan 1988 tarihinde Hilo ile Honululu arasında sefer yapmakta olan bir Boeing 737-200'ün tavanının yaklaşık üçte biri, metal yorgunluğu sebebiyle yırtılmıştı. Buna rağmen başarılı bir iniş yapmayı başaran pilotlar, 94 kişinin hayatını kurtarmıştı. Kazanın yaşandığı anda ayakta olan bir kabin memuru ise hayatını kaybetmişti.
Delinen Uçakta Sosyal Medya Vardı Monday, April 04, 2011 Geçen Cumartesi günü tavanı delinen Southwest tayyaresine sosyal medya girdi. :) Pilotlar, tavanın delinmesinin ardından düşen kabin basıncını dengelemek için hızla irtifa düşürürken, yolculardan bir tanesi de bir yandan fotoğraf çekiyor, diğer yandan da kocasına kısa mesaj gönderiyordu:
"Bir kaç dakika içerisinde ölebilirim ve kalbim, seni bir daha görememenin düşüncesiyle acımakta." Bu cümle, uçaktaki yolculardan Shawna Malvini Redden'e ait. Zaten yayınladığımız fotoğraflar da ona ait. Redden o hengame içerisinde cep telefonunu açarak fotoğraf çekmiş, kısa mesaj göndermiş ve ardından CNN ile temasa geçerek Twitter mesajlarını ve fotoğraflarını serbestçe kullanabilecekleri bilgisini vermiş. :) Ve uçaktan iner inmez de bilgisayarının başına geçerek, kendisine ait blog sayfasında, yaşadıklarını anlatmış.
88
Havayolu 101
İnsan vücüdundaki adrenalin miktarının belki de zirve yaptığı bir anda bir kişinin fotoğraf çekip, kısa mesaj gönderebiliyor oluşu gerçekten de hayrete şayan bir durum. Veya belki de o adrenalinin sarhoş ettiği kafayla her şey yapılabilir. Böylece Redden, kendi ifadesinde de belirttiği üzere, en azından bir kaç günlüğüne herkesin tanıdığı, ünlü birisi oluverdi. CNN, Good Morning America, Al Jazeera, NPR, Associated Press, Wall Street Journal gibi medya dünyasının önde gelen kuruluşları Redden'ın çektiği fotoğraflara ve anlatımlarına yer verdi. Redden'ın Twitter'da şu anda, aralarında Southwest'in de bulunduğu 791 takipçisi bulunuyor. Bunun bir adım ötesi, tam olay esnasında gönderilecek kısa mesajlar ve twitler olacak gibi görünüyor. Bir de video görüntüsü çekilip anında Youtube'a yüklenirse, işin tuzu biberi olur. :)
Arz Edilen Koltuk Sayısı 2010-2011 Tuesday, April 05, 2011 Ticarî havayolu sektöründe bu yılın ilk yarısı için tarifelendirilmiş koltuk sayıları netleşti. Yan taraftaki tabloda ayrıntılarını bulabileceğiniz arz edilen kapasite miktarı, bölgesel bazda büyük değişiklikler gösteriyor. Özellikle de önceki senelere göre kıyaslandığında. 2009-10 arasındaki büyüme oranlarının, 2010-11 döneminde yakalanamadığı göze çarpıyor. Tabii 2011 rakamlarının, sektöre arka arkaya darbe vuran petrol fiyatları, Arap dünyasındaki kargaşa, Japonya depremi gibi faktörlerden etkilendiğini gözden kaçırmamalı. Avrupa Birliği (AB) ile Orta Doğu-Afrika bölgesi arasında 2009-10 döneminde arz edilen koltuk sayısı %18,4 oranındaki artmışken, 2010-11 döneminde bu rakam %0,8 azalış olarak gerçekleşmiş. Ayrıca AB çıkışlı uzun menzilli uçşlarda aynı dönemlerde oluşan oranların %12,1'den %2,1'e gerilemiş olması dikkatleri çekmekte. ABD iç hatlarındaki çok küçük artışı saymazsak, önceki döneme göre artış gösteren tek pazar, AB-Latin Amerika bölgesi. %5,1 olan büyüme oranı %7'ye taşınmış. Tabii önümüzdeki yıllarda havayolu sektörünün motoru olacağına kesin gözüyle bakılan Asya pazarına da değinmemiz gerekiyor. AB-Asya ve Asya içi pazarlar sırasıyla %5,2 ve %3,7'lik büyüme oranlarıyla, AB-Latin Amerika pazarının ardından ikinci ve üçüncü sırada yer alıyor. Sadece arz edilen koltuk sayısı tek başına bir şey ifade etmekten uzak. Daha doğrusu Asya'daki arz artışının, şirketlerin bu pazara olan inancını gösterdiği kesin ama fiilî sonucun ne olacağı da önemli. Asya pazarının ne kadar dolu (Load Factor) ve ne kadar kârlı (RY) olduğunu görmeden bir şey söylemek zor. Havayolu 101
89
Onu da yıllık sonuçların ardından incelemek gerekecek. Son olarak, arz edilen koltuk sayısına küresel kapsamda bakıldığında, önceki dönemde %5,8 olan arz artışının bu yıl %1,7'ye gerilediğini görüyoruz. Bu farkta ana sebep 2009 yılının baz etkisi. Yani 2010 yılında, 2008-09 küresel mâlî krizinden yavaş yavaş sıyrılan havayolu sektörünün kriz esnasında kıstığı kapasitenin bir bölümünü yeniden sunmaya başlamasısnın, 2011 yılında %1,7'ye gerilen büyümenin üzerinde büyük etkisi var. Dolayısıyla 2011 yılında sektörden aynı arz büyümesini beklemek biraz haksızlık olacaktır.
Kore Havayolları ve Airbus A380 Tuesday, April 05, 2011 Havayolu taşımacılığının iki katlı, dev tayyaresini Mayıs ayında teslim alıp, 10 Haziran 2011'den itibaren de tarifeli seferlerde kullanmaya başlayacak olan Kore Havayolları'ından bir ilk daha. Airbus A380'de bir duty-free bölümü olacak. Havayolu 101'i takip edenler hatırlayacaktır. Ocak ayında yapılan açıklamayla, Kore Havayolları'nın, filosunda Airbus A380 bulunanlar arasında yolcularına karşı en "insanî" davranan şirket olacağı ortaya çıkmıştı. Zira Kore'nin A380'i sadece 407 koltuklu konfigüre edilmişken, en yakındaki Qantas'da bu rakam 450. Lufthansa ve Air France'ta bulunan koltuk sayısı ise sırasıyla 526 ve 538 gibi bir hayli yüksek bir seviyede. Tabii olarak Kore'nin A380'i yolcularına mümkün olan her türlü imkânı ve konforu sunuyor olacak. Duty-free bölümü de bunlardan bir tanesi. 64 farklı ürünün sergilenebileceği bölüme toplam 30 Kg'lık malzeme yerleştirilebiliyor. Farklı bir çok içki, sigara, parfüm, makyaj malzemesi seçeneklerini bu bölümde bulmak mümkün olacak. Öncelikle First Class yolcularının beğenisine sunulan duty-free ürünlerini uçuş esnasında daha sonra sırasıyla, business ve economy class yolcuları da ziyaret edip alış-veriş yapabilecek. Burada yer alacak ürünlerin, uçak çalkantıya girdiğinde düşüp kırılmaması için kuvvetli birer mıknatısla yerlerine tutturulduğunu da ekleyelim. Duty-free platformu AIM Aviation adlı firma tarafından üretiliyor. Yolcu odaklı yaklaşımınden ötürü Kore Havayolları'nı bir kez daha tebrik ediyoruz. http://c.brightcove.com/services/viewer/federated_f9?isVid=1
90
Havayolu 101
St.Maarten'de Alçaktan Uçuş Wednesday, April 06, 2011 2000'li yılların başında internet ve e-posta kullanımı yavaş yavaş hız kazanmaya başlarken, en fazla "forward"lanan mesajlardan bir tanesinde, sahilde bekleşen bir grup insan ve onların üzerinden geçmekte olan uçakların fotoğrafları yer almaktaydı. Bu fotoğraflar ilk anda "photoshop" izlenimi uyandırıyordu. Zira iniş yaptığı belli olan bir uçak ve onun geçiş yolu üzerinde bulunan ve fotoğraf çeken kişiler...normal şartlarda olmaması gereken bir kompozisyon. Ama biraz araştırma yapıldığında bu sahnenin tamamen gerçek olduğu bilgisine ulaşılabiliyor. Bu görüntülerin çekildiği yer, Hollanda Krallığı'nın Karayipler'deki St.Maarten adasından başka bir yer değil. 37.000 nüfuslu ada, havacılık aşıkları ve özellikle de uçak fotoğrafları çekme tutkunları için adeta biçilmiş kaftan. Adada bulunan havalimanının pist başı neredeyse sahilden başlıyor. Denize mesafesi sadece 100 metre. Uçakları fotograflamak isteyenler bu sayede bir hayli yakın mesafeden çalışma imkânı buluyor. Bu işin tehlikesi de yok değil. Özellikle kalkış öncesinde uçakların hemen arkasında konuşlanan fotoğrafçılar, zamanında kaçmayı beceremezlerse, bir kaç bin kiloluk itme gücüyle karşılaşmak durumunda kalabiliyorlar. Siz siz olun, yolunuz St.Maarten'e düşerse buna dikkat edin. :) Fotoğraf: Todd Neville from Scottsdale, USA
American ve Expedia Anlaştı Thursday, April 07, 2011 Geçtiğimiz yılın sonunda American Airlines'ın ücret dağıtım politikasını değiştirdiğini açıklamasıyla birlikte gerilen havayolu - online acente ilişkisi bir miktar yumuşuyor gibi. American'ın ne yaptığını kısaca hatırlamak gerekirse; şirket yeni geliştirdiği "direct connect" sistemi sayesinde, global ücret Havayolu 101
91
dağıtıcılarını by-pass ederek, kendi ücretlerini online acentelere doğrudan gönderme yoluna gitmişti. Şirketin amacı hem ücret dağıtım maliyetlerini azaltmak, hem de kendi yolcusuyla doğrudan temas kurarak onlara çok daha farklı, ilave diz mesafesi olan koltukları satın alabilmek gibi özel teklifler sunabilmekti. Direct connect sisteminin ilk kurbanı Orbitz olmuştu. American, Orbitz'le olan anlaşmasını fesh ederek ücretlerini bu platformdan çekmişti. Durumdan vazife çıkaran Expedia ise, American'ın ücretlerini görüntülememeye başlamıştı. Ve zaten bu iki şirket arasındaki anlaşma 31 Aralık 2010 itibarıyla sona ermişti. American'ın 2010 satışlarının %5'inin Expedia üzerinden yapıldığını düşünürsek, bu anlaşmazlığın her iki şirketi de derinden etkilediği sonucuna varabiliriz. Neticede bir ara yol bulundu ve Expedia, American'ın direct connect sistemini kullanmayı kabul etti. Expedia ilk aşamada American ile aralarındaki mevcut sistemi kullanmaya devam edecek. Ücretlerin aktarılması konusunda zamanla American'ın direct connect sistemine geçiş yapılacak. Böylece hem Expedia kazanacak, hem de American.
Condé Nast Traveller: Readers’ Travel Awards 2010 Friday, April 08, 2011 Bünyesinde 100'den fazla dergi bulunduran ve 20'yi aşkın ülkede faaliyet gösteren Condé Nast'in seyahat dergisi CN Traveller'ın okuyucuları, 2010 yılının en iyi "business" havayolu şirketlerini seçti. Cathay Pacific'in birinci olduğu sıralama şu şekilde: 1. Cathay Pacific 88.8 2. British Airways 87.7 3. Virgin Atlantic 85.3 4. Singapore Airlines 83.8 5. Emirates 81.9 6. Etihad Airways 80.9 7. KLM 78.8
92
Havayolu 101
8. Lufthansa 76.7 9. Qatar Airways 75.2 10. Swiss International Air Lines 74.7 Cathay Pacific; lounge, uçuş öncesi ve sonrası imkânlar ve sık uçan yolcu programı ile ön plana çıkarken (93,2 puan), British Airways, tarife yapısının uygunluğu (94.7), Emirates ise ödenen paranın karşılığını alma açısından başarılı bulunmuş (84.5). Altıncı sıradaki Etihad Airways'in en başarılı olduğu nokta, kabin içi ambiyans-dekor olarak öne çıkmış (90.9). CN Traveller'ın Nisan-Mayıs sayısında dikkatimizi çeken farklı bir değerlendirmede ise, Hindistan ile Birleşik Krallık arasındaki uçuşlarda yolcuların hizmetine sunulan business class özellikleri ele alınmış. Air India, British Airways, Jet Airways, Kingfisher ve Virgin Atlantic gibi doğrudan uçuş yapan şirketlerin yanı sıra Air France, Lufthansa ve Swiss gibi aktarmalı sefer yapanlar da bu değerlendirmeye alınmış. Tabloda öne çıkan noktaların bir tanesi, kullanılan koltukların genişliği. British Airways, 63.5 santimlik genişlik ile başı çekerken, business class gelirlerinin yüksekliği ile bilinen Lufthansa'da bu rakamın sadece 48 santim olması biraz hayalkırıklığı yaratıyor. British Airways, uçuş esnası eğlence sistemi ekranlarında, belki de uçaklarının nispeten eski olması sebebiyle bir hayli geri kalmış. 10.4 inç'lik ekran, Air India ve Jet Airways'in 15.4 inç'lik ekranlarının yanında biraz yavan kalıyor. Kingfisher'in 17 inç'lik ekranı ise bu kategoride başı çekiyor. Ama Kingfisher'in bu değerlendirmeye "first class" olarak adlandırdığı sınıfla katıldığını belirtmekte fayda var. CN Traveller tarafından yapılan Hindistan-İngiltere arasındaki business class hizmeti mukayesesinin tamamına yukarıdaki tablodan ulaşabilirsiniz.
British Airways - Tripseeker Friday, April 08, 2011 Arkadan ışıklandırmalı, düşük çözünürlüklü bilgisayar ekranlarından metin okumak her zaman zor olmuştur. Bu durum, özellikle internet ortamında pazarlama ve satış yapmak isteyen firmaların müşterilerine, metin yerine görselliğin ön plana çıktığı çalışmalarla ulaşmasının motivasyonu oluyor. British Airways'in (BA) geçtiğimiz sene Havayolu 101
93
içerisinde "World Explorer" adı altında beta versiyonunu duyurduğu seyahat araştırma ve seçme ara yüzü geçtiğimiz günlerde "Tripseeker" adı altında hizmete sunuldu. Tripseeker, havayolu şirketlerinin o bildiğimiz, artık klişe haline gelen uçuş seçim arayüzlerinden çok farklı. 2006 yılında Google Earth üzerinde bir kampanya hazırlayan BA, bu kez de Google Maps ile çalışmış. BA'in anasayfasının tam ortasında yer alan Tripseeker banner'ı tıklandığında karşınıza, bir dünya haritası ve bunun üzerinde değişik seçimlerde bulunmanıza yarayan bir kumanda paneli çıkıyor. Bu panel sayesinde gideceğiniz yer ile ilgili arama yaparken; bilet fiyatının en fazla ne kadar olacağı, hangi ay seyahat edileceği, seyahat edilecek yer alternatiflerindeki hava sıcaklığının en az ne kadar olmasının istendiği, havayolu şirketi, direkt/aktarmalı uçuşlar, kabin sınıfı ve hangi tip aktivitelerin tercih edildiği gibi bir çok farklı kriteri sorgu sistemine ekleyebilmek mümkün. Bunun ardından tek yapılması gereken, gitmek istediğiniz yeri harita üzerinden seçmek. "Harita çok küçük, şehirler üst üste geliyor, seçemiyorum" derseniz, Tripseeker'ın üst tarafındaki "Zoom by region" bölümünden, gitmek istediğiniz bölgenin haritasını seçmenizi tavsiye ediyoruz. Bu şekilde seçim yapmak çok daha kolay. Arzu ettiğiniz kriterleri girip tıkladığınızda Tripseeker karşınıza yeni bir üst pencere getirecek. Bu pencerede üç farklı bilgi ve bir de seçim mönüsü yer alıyor. Seçtiğiniz şehrin önümüzdeki bir yıllık döneme ait en düşük bilet fiyatı, yine aynı şehrin rehberi ve hava durumu ortalamalarını bu pencerede bulmak mümkün. Ayrıca pencerenin üst tarafındaki mönüden kabin sınıfını değiştirme şansınız da var. Tercih ettiğiniz tarih ve fiyata ait sütunu tıkladığınızda ise BA'in online bilet satış sayfasına yönlendiriliyorsunuz. Ve buradan bir bilet satın almak adeta çocuk oyuncağı. Önümüzdeki dönemde, online uygulamalar konusunda lider olan KLM, Southwest, Jetblue gibi firmalardan da benzer açılımlar göreceğimizi tahmin ediyoruz.
Temel Kotil Yoluna Devam Ediyor Friday, April 08, 2011 Türkiye sivil havacılık camiasını aylardır meşgûl eden konu nihayet açıklığa kavuştu ve 8 Nisan 2011'de yapılan yıllık genel kurulun ardından yapılan açıklamada, Türk Hava Yolları (THY) Genel Müdürü Temel Kotil'in görevinin başında olduğu belirtildi.
94
Havayolu 101
12 Haziran 2011 genel seçimlerinde milletvekili adayı olabilmek için görevinden ayrılacağı yönündeki iddialar gerçeğe dönüşmedi. Bu vesileyle, 2003 yılında bu yana THY'de görev yapan Kotil'in daha şimdiden, hem Türk sivil havacılık hem de THY tarihine geçtiğini, bazı kısa bilgiler vererek vurgulamak gerekiyor. Temel Kotil, 1956'da bir anonim ortaklık olarak yeniden yapılandırılan THY'nin tarihinde en uzun süre genel müdürlük yapan kişi olarak rekor kırdı. Bu rekor daha öncesinde Yusuf Bolayırlı'ya aitti. Bolayırlı, 4 Ağustos 1997 tarihinde atandığı THY Genel Müdürlüğü makamında yaklaşık beş buçuk sene görev yaptıktan sonra 17 Şubat 2003 tarihinde emekli olmuştu. Bolayırlı'dan bu görevi devralan Abdurrahman Gündoğdu ise iki senelik bir sürenin sonunda bayrağı Temel Kotil'e teslim etmişti. 2003 yılının Nisan ayında Genel Müdür (Teknik) Yardımcısı olarak THY'ye adım atan ve 18 Nisan 2005 tarihinde yapılan yıllık genel kurulun ardından Genel Müdür olan Temel Kotil, bugüne kadar neredeyse 6 yıl bu görevde kalarak son 55 yılın rekorunu kırmış oldu. THY'nin, "Hava Yolları Devlet İşletme İdaresi" döneminden günümüze kadar geçen 78 yıllık tarihine baktığımızda ise genel müdürlük rekorunun, 1938-1946 tarihleri arasındaki yaklaşık 8 yıllık hizmet süresiyle, Em.Plt.Kur.Alb. Ferruh Şahinbaş'a ait olduğunu görüyoruz. Yeniden Temel Kotil'e dönmek gerekirse; 2005-2011 döneminde tam 60 yurtdışı uçuş noktasının THY'nin uçuş ağına dahil olduğunu ve bu dönemde sadece Strasbourg hattının kapatıldığını söylememiz gerekiyor. Önümüzdeki dönemde, açılan yurtdışı hat sayısının daha da artacağını eklemeye sanırız gerek yok. Önceki rekorun sahibi Bolayırlı'nın genel müdürlüğü döneminde açılan yeni hat sayısı ise 17 olmuştu. Bugüne kadarki Kotil döneminde THY'nin diğer istatistiklerinde de benzer dramatik büyüme rakamlarına rastlamak mümkün. Yolcu sayısı 12 milyondan, 30 milyona çıkarken; elde edilen toplam gelir miktarı da 2,8 milyar TL'den neredeyse 8,5 milyar TL mertebesine yükseldi. Aynı dönemde THY filosunun koltuk kapasitesi ise 12.109'dan 23.549'a ulaştı. Havayolu 101 olarak kendisine hayırlı olsun diyor, kariyerinin devamında başarılar diliyoruz.
Havayolu 101
95
Google'ın ITA'i Satın Almasına Onay Çıktı Sunday, April 10, 2011 Geçen yılın Temmuz ayında açıklandığından bu yana özellikle online seyahat sektöründe büyük tartışmalara yol açan, Google'ın ITA'i satın alma talebi, şartlı da olsa onaylandı. 8 Nisan Cuma günü ABD Adalet Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre söz konusu satın alma talebi aşağıdaki şartlar çerçevesinde kabul edildi. Buna göre Google, ITA bünyesinde; 1- seyahat yazılımları geliştirmeye ve satmaya devam edecek, 2- bir firewall oluşturarak, müşterilerle ilgili olarak toplanan ve ticarî açıdan hassas durumdaki verilerin dışarı sızmasını önleyecek, 3- yazılım konusunda Ar-Ge çalışmalarını sürdürecek, 4- resmî bir raporlama mekanizması oluşturarak, hakkında şikayet başvurusu yapılırsa bu raporları gerekli mercilere sunacak. ITA'in web sitesinde yayınlanan açıklamada, Google'e satışın onaylanmış olmasının getirdiği sevinci okumak mümkün. Tabii işin başından beri bu satın almaya karşı çıkan diğer rakiplerin ise bu durumdan pek memnun olmadığını tahmin etmek için müneccim olmaya gerek yok. Ancak her şeye rağmen, bakanlık tarafından yerine getirilmesi şart koşulan konuları "alkışlayan" Fairsearch oluşumu, bir yandan muhtemel kötüye kullanım yönünde savcıları Google'a karşı uyarırken, diğer taraftan da Adalet Bakanlığı'nın yerinde müdahaleler yaparak tüketicileri ve rekabeti korumuş olduğunu açıkladı. Fairsearch'te yer alan şirketleri de söyle bir hatırlamakta fayda var: Expedia (Expedia.com, Hotwire ve TripAdvisor), Farelogix, Foundem, Kayak (Kayak ve SideStep), Level.com, Microsoft ve Sabre Holdings (Travelocity ve ZUJI). Hem Google-ITA, hem de Fairsearch tarafının sevindiği bu haberin ardından Google gibi yıllık cirosu 25 milyar Dolar'ı bulan bir devin online seyahat sektörüne girişi bakalım ne gibi sonuçlar doğuracak? Kazanan kim oldu? Havayolu 101 olarak tek temennimiz, bu gelişmenin "züccaciyeye giren fil" gibi bir duruma yol açmaması.
THY Kargo Ulaştırır! Monday, April 11, 2011 "Civcivler tavuk, domatesler salça, elbiseler demode olmadan yerine zamanında nasıl ulaşır?"
96
Havayolu 101
THY Kargo ulaştırır! Bu ayki nostalji köşemizde, 1981 yılının sonlarına ait bir reklamla karşınızdayız. O yılın ortalarında Boeing 707-321C tipi kargo uçağının (TC-JCC) filoya dahil olması sonrasında Türk Hava Yolları'nın (THY) yeni başlattığı kargo hizmetinin tanıtıldığı reklamın sloganında, Viyana'dan Yemen'e taşınan 185.000 adet civcivden ilham alınmış. Reklamın yayınlandığı dönemde yapılan tarifeli kargo seferi sayısı, Salı günleri Frankfurt ve Çarşamba'ları Trablus olmak üzere sadece iki adetmiş. Bunun dışında özel kargo seferleri düzenleniyormuş. THY Kargo'yu tanıtan cümleler ise şu şekilde: 1- Havaalanı olan her kente ve şehre uçarız. Özel kira anlaşmalarına hazırız. 2- Kargonuzun çeşit ve miktarına göre özel indirimler uygularız. 3- Kargonuzu özel sigortalayabiliriz. 4- İç hatlarımızda sefer noktalarımızdan ihraç mallarınıza (örneğin İst-İzm ve Ank arası) indirim uygularız. 5- Hizmetlerimizle yüksek vergi iadesi kaynağıyız. 1982 yılı Mayıs ayında THY filosuna aynı ikinci bir kargo uçağı (TC-JCF) daha dahil olmuştur. THY kargo operasyonun bugünkü durumuna bu bağlantıdan ulaşılabilir.
Havayolu 101
97
Petrol Fiyatı Kârlılığı Tehdit Etmeye Devam Ediyor Monday, April 11, 2011 Geçen hafta Euro/Dolar paritesinde (1,4440) yaşanan hareketin neticesinde yukarı hareketini hızlandıran petrol fiyatı, varil başına, BRENT'te 125 ve WTI'da 112 Dolar seviyesini görmüş durumda. İş modeline göre havayolu şirketlerinin toplam maliyetleri içerisinde %30-60 arasında yer tutan akaryakıt giderleri, bu gidişle sektörün bu seneki muhtemel kârını yiyip bitirecek. Petrol fiyatlarının gidişatına şöyle bir bakalım. Geçen yılın, yani havayolu sektörünün ciddi manada kâr ettiği 2010 yılının ilk üç ayı ile bu yılın ilk üç ayı arasındaki petrol fiyat artış oranları sırasıyla şu şekilde: Ocak 10/11: %20 Şubat 10/11: %19 Mart 10/11: %30 Fiyatlardaki bu artışın, maliyetleri olumsuz yönde etkilemesi kaçınılmaz. Ama bir kaç yıl daha geriye gidip değerlendirmeyi ona göre yapınca, durumun belki o kadar da umutsuz olmadığını öne sürebiliriz. Petrol fiyatlarının yakın zamandaki zirve noktası, 2008 yılının Temmuz ayıydı. Bir ara 147 Dolar'a kadar çıkan petrol fiyatının aylık ortalaması ise 126 Dolar olmuştu. Hemen bunu takip eden aylarda patlak veren küresel mâlî kriz ve dünya genelinde yaşanan talep azalması sonucunda petrol fiyatı hızla düşerek aynı yılın Aralık ayında ortalama 33 Dolar mertebesine indikten sonra, 2009 yılının Şubat ayındaki 31 Dolar'lık ortalama ile yakın zamanların en düşük seviyesine gerilemişti. Petrol 2008 yılını ortalama 91 Dolar'dan kapattıktan sonra, 2009 yılında 53 Dolar'a inmişti. Ama petrol fiyatındaki bu düşüş, yolcu talebindeki düşüşü karşılamaya yetmemiş ve sektör büyük zararlara imza atmıştı. 2010 yılında krizin etkisinden yavaş yavaş çıkılmasına paralel olarak petrol fiyatları yeniden artışa geçerken, yolcu talebi de toparlanmaya başlamıştı. Bu sayede, 2010 yılında ortalama petrol fiyatı önceki yıla oranla %34 artarak 71 Dolar'a yükselmesine karşın, havayolu sektörü 10 milyar Dolar civarında kâr elde etmeyi başarmıştı. 2010'un ilk çeyreği ile 2011'in aynı dönemini kıyasladığımızda, ortalama olarak 70 Dolar'dan 87 Dolar'a (%24) doğru bir çıkış olduğu görülüyor. Fakat fiyatlar şu an olduğu
98
Havayolu 101
gibi 110 Dolar'ın üzerinde seyretmeye devam ederse, ortalamanın çok daha farklı bir noktaya taşınacağı aşikâr. 2011 yılının kârlılığına ilişkin en temel soru, yolcu talebindeki artışın bu beklenmedik akaryakıt giderlerini ne oranda karşılayabileceği oluyor. Bunu başarabilen şirketlerin kâr etmeye devam edeceğini biliyoruz. Mesela Southwest, mesela Ryanair. Hemen merceğimizi ABD'ye çeviriyoruz. Fortune dergisinde yayınlanan bir habere göre, ortalama 100 Dolar olan petrol fiyatının, havayolu sektörü tarafından telafi edilemeyeceği iddia ediliyor. ABD'deki havayolu şirketlerinin yıl başından bu yana bilet fiyatlarını tam sekiz kez yükselttiği belirtilen haberde, ilk altı hamlenin başarıyla sonuçlanmasına karşın, son iki fiyat yükseltme girişiminin şirketler açısından bir sükut-u hayal olduğu söyleniyor. Bu duruma sebep olan şey ise Southwest etkisi. Dünya genelinde akaryakıt hedging konusunda belki de bir numaralı havayolu şirketi olan Southwest, bir yandan bilet fiyatlarını sabit tutarken, diğer taraftan da 2011 yılındaki %4-6 arasındaki büyüme planlarını değiştirmediğini açıklaması, rakiplerini çok zor durumda bırakıyor. Southwest'in ABD genelindeki son iki fiyat artışına katılmaması, bu zamları yapan şirketlerin geri adım atmasına yol açmıştı. Yine aynı haberde belirtilen hesaba göre ABD'li şirketlerin kârlı olabilmesi için petrol fiyatlarının 100 Dolar'ın altında seyretmesi şart. Aksi takdirde 2009'un zararları geri gelecek. Son olarak Euro/Dolar paritesinin akaryakıt maliyetleri hususunda çok önemli olduğunu ve bilet gelirleri Euro bazında olan Avrupalı taşıyıcıların, petroldeki son fiyat artışlarından, ABD'li rakipleriyle aynı oranda etkilenmediğini de ekleyelim.
İyi Bir Economy Yolcusu Olmanın 15 Kuralı Tuesday, April 12, 2011 The Points Guy adlı web sitesinde, iyi bir economy class yolcusu olmanın 15 şartı sıralanmış. Mâlûm, economy'de seyahat etmek, business veya first class'ta seyahat etmekten çok farklı. Özellikle sık uçan yolcular için önem arz eden, iyi bir economy yolcusu olmanın 15 kuralı: 1- Uçağa binmeden önce, hangi koltukta oturacağınızı iyice hesap edin. 2- Başkalarının koltuklarına oturmayın. 3- El bagajlarınızı taşırken, oturur durumdaki yolculara rahatsızlık vermeyin. 4- Koltuklarınızı arkaya yatırırken, arka sıradaki yolcuların durumunu da düşünerek hareket edin. 5- Yerinizden kalkarken, diğer yolcuları rahatsız etmemeye özen gösterin. Havayolu 101
99
6- Koltuklarda, uçus esnası eğlence sistemi varsa, dokunmatik ekrana çok sert darbelerle komut vermeyin; ön koltuktaki yolcuyu da düşünün. 7- Kabin ekibine kibar davranın. 8- Fiziğiniz müsaitse, baş üstü dolaplarına bagaj yerleştirme konusunda diğer yolculara yardımcı olun. 9- Baş üstü dolabına bagaj yerleştirdiğinizde, dolabın kapağının kapanıp kapanmadığı konusunda emin olun. 10- Küçük eşyanızı kucağınızda veya koltuk altında taşıyın; baş üstü dolaplarını nispeten daha büyük bavullara bırakın. 11- Yanınızda, "kokan" yiyeceklerle seyahat etmeyin. 12- Bir sırada üç koltuğun yan yana olduğu durumlarda, kolçakları orta koltukta seyahat eden yolcuya bırakın. :) 13- Kafanızı başkalarının omuzlarına yaslayarak uyumayın. 14- Uçaktan inerken, ön sıralardaki yolculara öncelik tanıyın. 15- Uçaktan iniş sırası size gelmeden önce eşyalarınızı toparlamış olun. Böylece economy'de seyahat etmenin ne kadar zor olduğunu bir kez daha anlamış olduk. Uyulması gereken o kadar çok kural varmış ki. :)
Boeing 747-8 - Style for the Senses Tuesday, April 12, 2011
100
Havayolu 101
THY'den Intermodal Almanya Açılımı Tuesday, April 12, 2011 Biz İstanbul-Ankara arasındaki hızlı tren projesinin tamamlanmasını ve böylece (demiryolu+havayolu) formülünün Türkiye'de de devreye girmesini beklerken, intermodal taşımacılığa dair önemli bir haber Almanya'dan geldi. Bundan böyle, Almanya çıkışlı veya varışlı olarak Türk Hava Yolları (THY) ile uçuş yapacak yolcular, uçuş öncesi veya sonrasında, havalimanı ile bulundukarı yer arasındaki seyahatlerinde Deutsche Bahn (DB) trenlerini kullanabilecek. DB'nin Rail&Fly adını verdiği bu uygulama sayesinde hava ve demiryolu seyahati entegre edilmekte. Bu sayede THY yolcuları Almanya içinde DB ile, THY’nin sefer yaptığı dokuz havalimanına (Frankfurt, Düsseldorf, Köln/Bonn, Berlin, Hamburg, Hannover, Stuttgart, Nürnberg ve Münih) ulaşarak, seyahatlerine uçakla devam etme imkânına sahip olacak. Tren biletleri için ödenecek ücret, tüm mesafelerde sabit tutulmuş durumda. Tek yön biletler, 1.sınıf kabin için 60 Euro, 2.sınıfta ise 30 Euro mertebesinde. Yolcular tren bilet rezervasyonlarını THY ofislerinden yaptırabileceği gibi, aynı işlemi DB web sitesi üzerinden de gerçekleştirmek mümkün. Biletin ise her durumda DB kiosklarından alınması gerekiyor. DB'nin Rail&Fly uygulamasındaki iş ortağı olan tüm havayolu şirketlerine bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz. THY buna benzer bir çalışmayla geçen sene Eylül ayında, uçak yolculuğunu tren yolculuğuyla birleştiren bir paket hazırlayarak, Japonya’dan Avrupa’ya seyahat edecek yolcularına farklı bir tecrübe seçeneği vermişti. İstanbul aktarmalı olarak Avrupa’ya gidecek Japonya yolcuları, OOSHUJYUKU adı verilen bu yeni hizmeti satın alıp, Avrupalı RailEurope firmasının trenlerine aktarma yaparak yolculuklarını bir bütün halinde tamamlama fırsatına kavuşmuştu. DB'nin Rail&Fly'ı dışında önceki yıllardaki gerçekleştirilen benzer intermodal örnekleri hatırlamak gerekirse, Air France'ın Veolia adlı demiryolu işletmecisi firma ile yaptığı işbirliği ve Sunexpress ile Kâmil Koç arasında yapılan hava+karayolu işbirliği ilk akla gelenler. Havayolu sektöründe kısa mesafelerde artan rekabet, network taşıyıcı havayolu şirketlerini, demiryolu ile işbirliği yapma yönünde sıkıştırmaya devam edecek gibi görünüyor.
Havayolu 101
101
Çinli Şirketler Embraer Siparişi Verdi Wednesday, April 13, 2011 Havayolu 101'de geçtiğimiz sene içerisinde dünya genelindeki farklı, yeni uçak üretimi girişimlerini incelerken, Çin tarafından geliştirilmekte olan Comac ARJ21 adlı tayyarenin şansının fazla olduğunu iddia etmiştik. Zira nüfusu ve büyüme hızı yüksek olan Çin'in önümüzdeki yıllarda özellikle iç hatları için çok fazla uçağa ihtiyacı olacağı biliniyor. Ancak bu uçağın hizmete verilmesini bekleyemeyen iki havayolu firması, Brezilya üretimi Embraer E-190 tipi uçaklardan 20 kesin, 15 de opsiyon olmak üzere toplam 35 adet sipariş verdi. China Southern Airlines ve Heibei Airlines, 10'ar tane sipariş vererek, gözlerin yeniden Comac ARJ21 üretimine çevrilmesine sebep oldu. 2010 yılında ilk teslimatının yapılması planlanan ARJ21, şimdilik 2011 sonuna kalmış gibi görünüyor. Bu arada, Embraer siparişi veren iki firmanın da ARJ21 siparişi bulunmadığını ekleyelim. Ayrıca Çin devletinin hedeflerine göre 2010 yılında 2.600 olan uçak sayısı, 2015 yılında 4.500′e çıkacak. Yolcu sayısının 267 milyondan 450 milyona çıkacağı öngörülürken, ticarî havalimanı sayısının da 175′ten 220′ye yükseltilmesi amaçlanıyor. Göründüğü kadarıyla, Comac ARJ21, yakın bir gelecekte Çin'in ihtiyaçlarını karşılamaktan bir hayli uzak.
Amsterdam Schiphol ve Hızlı Tren Etkisi Thursday, April 14, 2011 THY’nin Almanya’da gerçekleştirdiği “intermodal” açılım vesilesiyle, hızlı tren ile havayolu seyahati arasındaki ilişkiye havalimanı boyutundan yaklaşan bir çalışmaya değinmekte fayda var. Aerlines’in 49.sayısında “High-speed Train as a Feeder for Air Transport” başlığıyla yayınlanan bir araştırmada, yakın zamanda Hollanda’yı da kapsamı altına alan hızlı tren hatlarının, nispeten bir birine yakın havalimanları arasındaki rekabeti, dolayısıyla pazar paylarını nasıl etkilediği ele alınmış. Amsterdam’dan hızlı trene binen bir yolcu; Schiphol, Rotterdam, Brüksel üzerinden Paris ve Londra’ya ulaşabilir hale geliyor. Amsterdam’dan Paris’e 3, Londra’ya ise 4 saatte seyahat edebilmek mümkün oluyor. Fyra markası adı altında işletilen hızlı tren şirketinin %90’ı Hollanda Demiryolları’na (NS) aitken, %10’luk kısım enteresan bir biçimde KLM’in mülkiyetinde bulunuyor. 102
Havayolu 101
Araştırma, Amsterdam-Brüksel (500 Km) ve Madrid-Barcelona (600 Km) arasındaki hızlı tren hatlarından etkilenen havalimanlarını kıyaslıyor. Çalışmanın sonucuna geçmeden önce hızlı tren – havayolu rekabetine kısaca değinelim. Kısa-orta mesafedeki (100-800 Km; 1-3 saat) hızlı tren hatları, havayolu ile yoğun bir biçimde rekabet edebiliyor. Avrupa’nın coğrafî ve demografik yapısı buna son derece müsait. Bir birine yakın bir çok şehir, tek bir hızlı tren hattıyla rahatça bağlanabiliyor. Hızlı tren sisteminin havayolu sektörü üzerinde iki farklı etkisi gözlemleniyor: 1- İkame Etkisi (Substitution Effect): Tren seyahati, uçak seyahatinin yerine geçiyor. Bu durumun en önemli sebebi, uçak seyahatinin öncesi ve sonrasına etki ederek seyahat süresini uzatan; havalimanına ulaşım, check-in, güvenlik işlemleri, boarding gibi aşamalar. Önümüzdeki dönemde Hollanda kapsamında ikame etkisinin görülmesi en muhtemel uçuş hatları; Amsterdam – Paris, Londra, Brüksel olacaktır. 2- Besleyici Etkisi (Feeder Effect): Hızlı trenin iki farklı açıdan besleyici etkisi olabiliyor. 1. Küçük havaalanlarından hub’a, besleyici uçak seferi yapmak yerine, besleyici tren sefeleri yapılıyor. Air France, Paris-Brüksel arasında bu sistemi uzun zamandır uyguluyor. 2. Yolcuların, havalimanına ulaşımda otomobil, otobüs veya normal tren yerine, hızlı treni tercih etmesi. Bu durumda; i. Havalimanına ulaşım süresi kısalır, ii. Havalimanının “yolcu toplama havzası” genişler, iii. Bir birine yakın havalimanları arasındaki rekabet düzeyi yükselir. Mevcut Madrid-Barcelona hızlı tren sistemlerinin havayolu seyahatini nasıl etkilediğinden yola çıkılarak yapılan araştırmanın sonuçlarını yan taraftaki tablodan görmek mümkün. Buna göre, Hollanda’da Amsterdam çıkışlı olarak başlayan ve ilk durağı Schiphol olan hızlı tren sistemi, Schiphol Havalimanı’na olan ulaşımı kolaylaştırıp hızlandırdığından, bu havalimanının, bölgedeki (250 Km çaplı bölge) diğer havalimanlarına karşı rekabet gücünün yükselmesine ve pazar payını artırmasına imkân veriyor. KLM'in güçlü uluslararası network yapısı, hızlı tren sisteminin katkılarıyla birleşince, Amsterdam Schiphol Havalimanı'nın bölgedeki payının %41'den, %47'ye yükseleceği ön görülüyor. Havayolu 101
103
Türkiye örneğine döndüğümüzde maalesef henüz Ankara ile İstanbul arasındaki hızlı tren hattının bile bitirilemediği görülüyor. Oysa bu hattın ötesinde İstanbul ile, İstanbul'un gerçek havzası konumundaki Balkanlar arasında kurulacak bir hızlı tren hattının Atatürk Havalimanı'na önemli faydalar sağlayabileceği ileri sürülebilir. Sofya-İstanbul (488 Km), Üsküp-İstanbul (611 Km) ve Selanik-İstanbul (496 Km) arasında sefer yapacak bir hızlı tren sisteminin, İstanbul'un bölgesel hub olma iddiasına büyük katkı sağlayacağı aşikâr.
Brezilya Havayolu Sektörü Hareketli Friday, April 15, 2011 15 Mart 2011'de IATA CEO’su Giovanni Bisignani tarafından Sao Paulo’daki Britanya Ticaret Odası’nda yapılan konuşmada, Breziya'nın ticarî havayolu sektörünü geliştirmesi için acilen yapılması gerekenler sıralanmıştı. Bu konuşmanın hemen bir hafta sonrasında gelen bir anlaşma haberiyle, Brezilya havayolu sektörünün önümüzdeki dönemde daha da hareketleneceği anlaşıldı. Avrupa Birliği (AB) ile Brezilya arasında açık semalar anlaşması imzalanmıştı. Yıllık 4,5 milyon civarında yolcu taşınan AB-Brezilya pazarında, bu anlaşmayla birlikte ilk yıl içerisinde %7-8 civarında yolcu artışı yaşanacağı tahmin ediliyor. Taraflar arasında tam bir açık semalar anlaşması yapılmış durumda; hiç bir kısıtlama yok. İki tarafın havayolu şirketleri; parkur, bilet fiyatı, uçuş frekansı gibi herhangi bir konuda kısıtlamaya tâbi olmadan istedikleri gibi sefer yapabilecek. Yeter ki, havalimanlarında müsait slot olsun. ;) Böylece taraflar arasındaki ticarî ve turistik ilişkilerin gelişeceği ve yolcular için yılda 650 milyon Dolar'a yakın bir fayda sağlanacağı ön görülüyor. Bu anlaşma çerçevesinde ayrıca emniyet, güvenlik, rekabet kanunu, hava trafik idaresi, çevre, tüketici hakları ve sosyal ve personel işleri gibi daha bir çok konuda yakın işbirliği yapılacak. 2014 yılında Dünya Kupası, 2016 yılında da Olimpiyat Oyunları’na ev sahipliği yapacak Brezilya'nın yaptığı hazırlıkların havayolu seyahati boyutunu bu şekilde hallettiğini düşünebiliriz. Pek iyi, ya havalimanı konusu? Brezilya'daki havalimanları, artacak yolcu sayısını karşılayabilecek kadar kapasiteye sahip mi? BBC'nin haberine göre, genişletme çalışmaları halen devam etmekte olan 13 terminalden 10 tanesi, Haziran 2014 tarihine yetiştirilemeyecek. Brezilya Uygulamalı İktisadî Araştırmalar Kurumu ayrıca, ilave yatırım ile terminaller zamanında hizmete verilse bile, o tarih itibarıyla ülkedeki 20 havalimanından 14 tanesi aşırı kapasite ile çalışıyor olacağını açıkladı. Yaklaşık bir ay sürecek FIFA 2014 Dünya Kupası etkinliği boyunca 1 milyona yakın ilave 104
Havayolu 101
ziyaretçinin Brezilya'ya gelmesi bekleniyor. Brezilya'nın "sosyalist" Devlet Dilma Rousseff ise havalimanlarının zamanında hazır hale getirilmesi için her türlü şeyin yapılacağını belirtiyor. Muhtemel tedbirler arasında, havalimanı çalışmalarının "özel" sektör yatırımlarına açılması da bulunuyor. :) Fotograf: Andomenda
İlk 30 Havalimanı – 2009 Friday, April 15, 2011 Dünya genelindeki havalimanlarının yıllık performanslarına kısaca bir göz atalım. Airports Council International’ın web sitesindeki verilere göre yolcu trafiği açısından 2009 yılının ilk 30 havalimanı aşağıdaki şekilde sıralanmış. Londra Heathrow'un 2008'e göre bir sıra yükselerek dünya sıralamasında ikinci sıraya yerleştiği görülüyor. Bunun yanı sıra, Çin'deki havalimanlarının gümbür gümbür geldiği de gözden kaçmıyor. Pekin, 2008'e göre %17'lik yolcu trafiği artışıyla beş sıra birden yükselerek üçüncü, Guangzhou Havalimanı da %11'lik artışla 23. sıraya yerleşmiş durumda.
Havayolu 101
105
106
Havayolu 101
HavalimanıYolcu Sayısı 2009Değişim % 1. ATLANTA GA, US (ATL) 88.032.086 (2.2) 2. LONDON, GB (LHR) 66.037.578 (1.5) 3. BEIJING, CN (PEK) 65.372.012 16.9 4. CHICAGO IL, US (ORD) 64.158.343 (6.1) 5. TOKYO, JP (HND) 61.903.656 (7.2) 6. PARIS, FR (CDG) 57.906.866 (4.9) 7. LOS ANGELES CA, US (LAX) 56.520.843 (5.5) 8. DALLAS/FORT WORTH TX, US (DFW) 56.030.457 (1.9) 9. FRANKFURT, DE (FRA) 50.932.840 (4.7) 10. DENVER CO, US (DEN) 50.167.485 (2.1) 11. MADRID, ES (MAD) 48.250.784 (5.1) 12. NEW YORK NY, US (JFK) 45.915.069 (4.0) 13. HONG KONG, HK (HKG) 45.558.807 (4.8) 14. AMSTERDAM, NL (AMS) 43.570.370 (8.1) 15. DUBAI, AE (DXB) 40.901.752 9.2 16. BANGKOK, TH (BKK) 40.500.224 4.9 17. LAS VEGAS NV, US (LAS) 40.469.012 (6.3) 18. HOUSTON TX, US (IAH) 40.007.354 (4.1) 19. PHOENIX AZ, US (PHX) 37.824.982 (5.2) 20. SAN FRANCISCO CA, US (SFO) 37.338.942 0.3 21. SINGAPORE, SG (SIN) 37.203.978 (1.3) 22. JAKARTA, ID (CGK) 37.143.719 15.2 23. GUANGZHOU, CN (CAN) 37.048.712 10.8 24. CHARLOTTE NC, US (CLT) 34.536.666 (0.6) 25. MIAMI FL, US (MIA) 33.886.025 (0.5) 26. ROME, IT (FCO) 33.723.213 (4.0) 27. ORLANDO FL, US (MCO) 33.693.649 (5.5) 28. SYDNEY, AU (SYD) 33.451.383 0.4 29. NEWARK NJ, US (EWR) 33.399.207 (5.6) 30. MUNICH, DE (MUC) 32.681.067 (5.4)
IAG'den JAL Hamlesi Monday, April 18, 2011 2009 yılının başında iflasını ilan ederek Japon devletinin güçlü kanatları altına sığınan Japan Airlines (JAL), hatırlanacağı üzere aynı yılın sonunda oneworld ile Skyteam arasında yaşanan bir çekişmeye konu olmuştu.
Havayolu 101
107
Delta Air Lines ve American Airlines üzerinden yürütülen mücadele sonucunda JAL, mevcut ittifak grubunu değiştirmekten son anda vazgeçerek oneworld'de kalmıştı. Yaklaşık bir buçuk sene boyunca iflas korumasında kalan JAL, bu süre içerisinde personel sayısını üçte bir oranında azaltmış, eski bazı uçaklarını filodan çıkarmış ve yeni mâlî destek temin etmişti. Bunun sonucunda geçtiğimiz ay içerisinde iflas korumasından çıkan JAL'ın kapısını ilk çalan, oneworld'ün lideri konumundaki IAG oldu; yani British Airways+Iberia. IAG CEO'su Willi Walsh tarafından yapılan açıklamada, IAG'nin JAL'dan hisse satın alabileceği ve mevcut ilişkileri daha da derinleştirebileceği belirtildi. JAL'ın planları 2013 yılına kadar devlet hisselerini elden çıkarmak yönünde. JAL'ın Japonya'daki baş rakibi All-Nippon Airways (ANA) ise Star Alliance bünyesindeki iş ortağı Lufthansa ile bir joint venture (ortak girişim) oluşturmak. Öte yandan JAL, aralarında New York-Tokyo ve Pekin-Şikago'nun da bulunduğu 10 transpasifik hattında American ile ortak bir girişim yapmak üzere. Harcamalar ortak hale getirilirken, bilet fiyatı ve tarife gibi hassas konularda iş birliği yapılacak. Benzer bir niyet, JAL ile British Airways arasında da mevcut. Tabii tüm bunlar ilgili rekabet kurumlarının onayına muhtaç. Bu gelişmeler aslında, ticarî havayolu sektöründe çok uzun zamandır dile getirilen konsolidasyon ihtiyacına uygun görünüyor. Sektör, ittifakların liderliğinde git gide "solid" bir hale geliyor.
Google-ITA İşbirliğine İlk Tepkiler Monday, April 18, 2011 Google'ın 700 milyon Dolar karşılığında ITA'i satın almasına onay verilmesinin ardından, hem Google hem de bu satın almaya karşı çıkan Fairsearch oluşumunun nasıl sevindiği hâlâ belleklerimizde. Ama Fairsearch'ün yapmış olduğu açıklama dışında, Google'ın yeni rakiplerinden herhangi bir açıklama gelmiş 108
Havayolu 101
değil. Sadece Fairsearch oluşumunun içinde yer almamış olan, Avrupalı dev Amadeus, yaptığı açıklamayla, Google'ın "online seyahat arama" işine girişine müspet yönden yaklaştığını belirtti. Şirketin düşüncesi, Google'ın girişiyle birlikte, online seyahat sektöründeki tüm unsurların yeni arama ve alış-veriş tekonolojilerine yönelik talep ve beklentilerinin artacağı doğrultusunda. Görünen o ki Amadeus ayrıca, ITA'in ABD dışında pek de tanınmadığından Google'ın bu hamlesinin çok abartılmaması gerektiğine inanıyor. Zaten Amadeus'un etkin olduğu kısım, online aramadan ziyade, rezervasyon işi. Şirket bu yüzden Google'ı, yeni bir rakipten ziyade yeni bir müşteri gibi kabul ediyor. ITA'in aksine Google'ın dünya çapına ne denli yayıldığı düşünüldüğünde, Amadeus'un iddiasının ne kadar doğru olduğunu zamana bırakalım diyoruz. Google-ITA işi ABD'de kabul görürken, bu gelişmeye okyanusun öte yanındaki yaklaşım bir hayli farklı. Avrupa Birliği (AB) bünyesinde hazırlanarak 1989 yılında devreye giren ve en son 2007 tarihinde güncellenen GDS yönetmeliği, son günlerde yeniden mercek altına alınmış durumda. European Technology and Travel Services Association (ETTSA) tarafınden yürütülen lobi faaliyetleri sonucunda, mevcut GDS yönetmeliğinin değiştirilmesi gündeme gelmiş durumda. Ancak Google'ın ITA'i nasıl kullanacağı henüz tam olarak belli olmadığından, AB'nin bu duruma karşı hızlı bir biçimde karar alması biraz zor gibi görünüyor. Ayrıca ABD'de onaylanmış bir satın almanın, AB tarafından reddedilirken ne gibi gerekçelerin öne sürülebileceği de tam olarak kestirilemiyor. Bu arada, hem değişmesi hem de değişmemesi halinde, AB'deki GDS yönetmeliğinin durumundan bir şekilde faydalanmaya çalışanlar mutlaka olacağı da ileri sürülen iddialar arasında. Netice olarak anlaşılan tek bir şey var; o da Google-ITA işinin daha uzunca bir süre seyahat sektörünün en tepe noktalarını çok yakından meşgul edeceği.
Seyahat Sektörü Analizi Tuesday, April 19, 2011 Havayolu seyahat süreci gibi, Türkiye'de her zaman gündemde yer almasına karşın etraflı bir analizi yapılmamış olan bir diğer (ve daha kapsamlı) unsur, seyahat sektörüdür. İşte seyahat sektörünü parça parça inceleyebilmek için attığımız ilk adım. Sektörü önce yolculuğun tipine göre alt başlıklara ayırıyoruz. Uçak, otobüs, tren gibi.
Havayolu 101
109
Daha sonra da yolculuğun amacına göre bir ayrıma giderek, iş/ticaret ve eğlence/turistik/ziyaret gibi alt başlıklara geçiyoruz. Tabii yolculuğun tipi ve amacı ne olursa olsun, günümüzdeki en kritik katmanı unutmamak gerekiyor. Yolcunun, seyahati hangi kanal üzerinden satın aldığı çok önemli. Web sitesi, acente gibi... Bunun ardından her bir satış kanalını kendi içerisindeki özellikleriyle değerlendirmek gerekiyor. Burada web kanalını örnek aldık ve dijital pazarlama, ödeme, içerik gibi alt unsurları öne çıkardık. Havayolu 101 olarak, seyahat sektörünün etraflı bir analizini yapma yönündeki bu çalışmamıza katkılarınızı bekliyoruz.
Overbook Yapmak Eskisi Kadar Kolay Olmayacak! Wednesday, April 20, 2011 Overbook* yapmak artık o kadar kolay olmayacak. Daha doğrusu, havayolu şirketleri, gelir yönetimi sistemleri üzerinden yürüttükleri overbook politikasını yeniden gözden geçirmek zorunda kalacak. Zira ABD'de alınan bir karara göre, overbook sebebiyle uçağa binemeyen yolculara ödenmesi gereken tazminat miktarı, 800 ABD Doları'ndan, 1300 Dolar'a yükseltildi. Bu kural ABD iç hat uçuşları için geçerli ve yolcunun gideceği yere, tarifeli seferindeki zamana göre iki saatten geç gitmesi durumunda uygulanacak. Gideceği yere gidişi, tarifedekine göre iki saat içerisinde gerçekleşirse, havayolu şirketinin ödemesi gereken tazminat miktarı 650 Dolar'a iniyor. ABD Ulaştırma Bakanlığı verilerine göre, overbook sebebiyle uçamayan yolcu sayısı 2009 yılında 10.000'de 1,23 iken, 2010 yılında bu rakam 1,09'a düşmüş. ABD iç hatlarında yılda 500 milyon'un üzerinde yolcu taşındığını düşünürsek, en basit hesapla, yılda 50.000 yolcunun, overbook uygulaması sebebiyle bilet satın aldığı sefere binemediğini görüyoruz. Son yapılan kural değişikliğine göre bu durum havayolu şirketleri için 30-50 milyon Dolar civarında bir maliyet anlamına geliyor. Bunun yanı sıra yeni kurala göre, ABD'deki havalimanlarında uçakları bir şekilde sıkışıp kalmış yabancı havayolu şirketleri ya yolcularını en geç dört saat içinde uçaktan indirecek, ya da 27.500 Dolar'a kadar ceza ödemek durumunda kalacak. Uçak yolcularının lehine olan bu gelişmelerin arkasındaki isim ise ABD Ulaştırma Bakanı
110
Havayolu 101
Raymond LaHood. LaHood, "Demokrat" başkan Obama'nın kabinesinde yer alan iki "Cumhuriyetçi" bakandan biri. Hayır, yanlış okumuyorsunuz. LaHood, rakip partiden olmasına rağmen Obama'nın kabinesinde kendisine yer bulmuş durumda. LaHood'un getirdiği kurallar arasındaki bir diğer unsur ise, satın alınmış olan bir uçak biletinin, uçuşa 24 saatten az bir süre kaldığı durumlarda da, "herhangi bir ceza ödemeden" iptal edilebilir olması. Bakalım LaHood'un kuralları fiiliyatta ne kadar geçerli olacak? *Overbook: Havayolu şirketlerinin kullanmakta oldukları gelir yönetimi sistemleri ile, seferlerdeki "no-show", yani bilet satın aldığı halde uçuşa gelmeyen yolcu sayısını tahmin ederek, uçaktaki yolcu doluluk oranını maksimize etmek amacıyla, arz edilen koltuk kapasitesinden fazla bilet satması.
SAS Ekip Rehberi 2011 Wednesday, April 20, 2011 Şanghay'da bisiklet satın almak için en uygun dükkan neresi? Vancouver'da en lezzetli çay nerede içilir? Pek iyi, ya Barselona'daki mezeler...en iyilerini bulabilmek için şehrin hangi restoranına gitmek gerekir? Tokyo'da hangi otelde kalacağız? Bu sorularınızın cevaplarını, İskandinav Havayolları (SAS) tarafından hazırlanmış olan "Ekip Rehberi" adlı çalışmada bulabilirsiniz. Ekip Rehberi, adından da anlaşılacağı üzere, kabin ve kokpit ekiplerinin, yatılı olarak gittikleri şehirlerle ilgili olarak edindikleri bilgi ve izlenimler çerçevesinde hazırlanıyor. 2004 yılından bu yana yayımlanan rehberin 6. basımı tüm seyahatseverlerin kullanımına sunuldu. 15 Euro karşılığında bu rehberi satın almanız mümkün. Rehber hazırlanırken, başta SAS olmak üzere Air Canada, Austrian, Lufthansa, TAP, bmi ve LOT şirketlerinin personelinin tavsiyelerinden yararlanıldı. Beş kıtadan 22 şehirle ilgili konaklama, gece hayatı, yeme-içme, eğlence, alışveriş gibi farklı bir çok bilginin yer aldığı bu cep rehberi tam 352 sayfa. Yani şehir başına ortalama 16 sayfa yer ayrıldığını söyleyebiliriz. SAS'ın 2004 yılından bu yana sürdürmüş olduğu bu rehber çalışması aslında kitle-kaynak (crowdsourcing) uygulamasına güzel bir örnek. Profesyonel ajanslara hazırlatılmak istendiğinde belki de 100 binlerce Dolar'a mâl olabilecek bir iş, nispeten küçük bir ajansın desteği ve havayolu personelinin önemli katkısıyla çok daha düşük bir maliyete ve belki de çok daha faydalı ve güncel bilgileri ihtiva edecek şekilde kotarılabilmiş. Ekip Rehberi, iPhone and Android tabanlı telefonlar için ücretisiz bir uygulama olarak dağıtılırken, aynı çalışmanın basılı versiyonu yukarıda da belirttiğimiz üzere 15 Euro'ya satılmakta. Belki de ilerleyen yıllarda Ekip Rehberi, dijital ortamda ücretsiz olarak herkesin kullanımına sunulacaktır. Havayolu 101
111
not: SAS'ın kurumsal web sitesinde, www.arrivalguides.com ile yapılan işbirliği çerçevesinde hazırlanan ve ücretsiz olarak indirilebilen şehir rehberleri mevcut :)
Brezilya'dan "Mülkiyet" Harekâtı Thursday, April 21, 2011 Gerek iç ve dış hat pazarındaki büyüme potansiyeli ve gerekse ticarî havayolu sektörünü serbestleştirme yönünde attığı adımlarla Havayolu 101'in radarına takılan; Brezilya Hazırlık Yapıyor, Brezilya 2014 Dünya Kupası’na Ne Kadar Hazır? ve Brezilya Havayolu Sektörü Hareketli başlıklı yazılarımızla da yakından takip ettiğimiz Brezilya'da havayolu sektörünün önünü açacak ilk aşama tamamlanmak üzere. Brezilya basınında yer alan haberlere göre, Brezilya'daki havayolu şirketlerinin yabancı mülkiyet oranı ile ilgili sınırlamanın gevşetilmesine yönelik kanun tasarısı yürürlüğe girmek için gün sayıyor. Tasarı onaylanırsa, mevcut durumda %20 olan yabancı mülkiyeti oranı %49'a çıkacak. Böylece Brezilyalı havayolu şirketlerinin mâlî açıdan daha kuvvetli bir hale gelmeleri amaçlanıyor. Atılacak bir sonraki adım belki de, havayolu şirketlerindeki yabancı mülkiyeti sınırının tamamen kaldırılması olacak. Brezilya hem coğrafî hem de nüfus açısından büyük bir ülke. Dolayısıyla, gerek ülke genelindeki entegrasyonun sağlanması ve gerekse iktisadî gelişmenin (büyümenin değil) sağlanması açısından, havayolu sektörü can alıcı bir öneme sahip. "Milliyet temelli mülkiyet sorununu" halleden bir Brezilya'nın çok daha müreffeh bir hale gelmesi muhtemel. Yeter ki, buraya yatırım yapacak yabancılar, sektöre "vahşi kapitalist" bir anlayışla yaklaşmasın. Fotograf: Captain Blood
İlk 20 Havalimanı (Avrupa) - 2010 Thursday, April 21, 2011 Geçtiğimiz hafta dünya genelindeki havalimanlarının 2009 yılındaki yolcu sayısına bakmıştık.
112
Havayolu 101
Bu kez anna.aero tarafından sağlanan veriler ışığında, Avrupa'daki havalimanlarının 2009 performansına bir göz atalım. Aşağıdaki tabloda Avrupa'nın en fazla yolcu trafiği olan ilk 20 havalimanı yer alıyor. Londra Heathrow 66 milyon yolcu ile birinci olurken, Paris Charles de Gaulle 58 milyonla ikinci ve Frankfurt 53 milyon yolcu ile üçüncü sırada yer almış. Beşinci sıradaki Amsterdam, ev sahipliği yaptığı 45 milyon yolcu ile, KLM ve Schiphol'ün ne kadar iyi bir şekilde konumlandırıldığı ve pazarlandığının adeta canlı bir ispatı gibi. Bize gelince; İstanbul Atatürk Havalimanı, 32 milyonla sekizinci ve Antalya 22 milyon yolcu ile ondördüncü olmuş durumda. Turist sayısındaki muhtemel bir artışla birlikte Antalya'nın bir kaç sıra daha tırmanabilmesi mümkün görünüyor. Avrupa'nın bu ilk 20 havalimanı 2010 yılı içerisinde toplam 648 milyon yolcuyu ağırlamış. Yaşlı kıtanın toplam yolcu sayısı ise 2,4 milyar seviyesinde.
Havayolu 101
113
114
Havayolu 101
SıraÜlkeHavalimanıYolcu (2010) 1 İngiltere Londra (Heathrow) 65,747,199 2 Fransa Paris CDG 58,164,612 3 Almanya Frankfurt 53,009,221 4 İspanya Madrid 49,863,504 5 Hollanda Amsterdam 45,211,749 6 İtalya Roma (Fiumicino) 36,337,050 7 Almanya Münih 34,721,605 8 Türkiye Istanbul Ataturk 32,145,619 9 İngiltere Londra (Gatwick) 31,347,444 10 İspanya Barselona 29,209,595 11 Fransa Paris ORY 25,203,969 12 İsviçre Zürih 22,878,251 13 Rusya Moskova (Domodedovo) 22,253,529 14 Türkiye Antalya 21,996,601 15 Danimarka Kopenhag 21,501,750 16 İspanya Palma de Mallorca 21,117,270 17 Avusturya Viyana 19,691,206 18 Rusya Moskova (Sheremetyevo) 19,123,007 19 Norveç Oslo 19,091,036 20 Almanya Düseldorf 18,988,149 Toplam647,602,366Avrupa Toplam2,429,942,44826.7% Fotograf: Adambro
Etihad İlk Çeyrekte Maliyetleri Azalttı, Kârlılığa Göz Kırptı Friday, April 22, 2011 ATW Online tarafından yayınlanan bir habere göre, İran Körfezi'nin hızla büyüyen şirketlerinden Etihad, 2011 yılının ilk çeyreğinde bir yandan gelirini artırırken, diğer yandan da birim maliyetlerini düşürmeyi başardı. Şirketin geliri, geçen yılın aynı dönemine göre %21 oranında artarak 770 milyon USD'ye ulaştı. Bu sonucun, Etihad'ın kısa süreli tarihindeki en iyi 1.Çeyrek performansı olduğu belirtiliyor. Ancak henüz kâra geçememiş olan şirket, bu yıl içinde başa-baş (break-even) noktasını yakalayarak, 2012'de bilançosunu siyah mürekkeple yazma niyetinde. Etihad'ın açıklamasında dikkat çeken bir diğer husus; 2011'in ilk üç ayında petrol fiyatlarında yaşanan artış, Ortadoğu'daki karışıklıklar, Japonya depremi gibi etkenlere rağmen şirketin birim maliyetlerinin %5,9 oranında düşmesi ve taşınan yolcu sayısının %10,6 oranında artarak 1,9 milyona ulaşması. Kargo geliri de %22'lik kapasite artışının çok üzerinde, %44 oranında yükselmiş durumda. 2003 yılında kurulan Etihad'ın CEO'luğunu 10 Eylül 2006 tarihinden bu yana, bir Avustralyalı olan James Hogan yapmakta.
Havayolu 101
115
Amerikalı Şirketler Petrol Fiyatı ile Yarışıyor Monday, April 25, 2011 Bu yıl belki de yakın dönemin en kârlısı olacaktı. Petrol fiyatları bu kadar artmasaydı. Amerikalı havayolu şirketlerinin açıkladığı ilk çeyrek sonuçları, petrol fiyatlarındaki artışın etkisini yansıtıyor. Artan yolcu talebi ve sıkı bir biçimde kontrol edilen kapasite arzı, şirketlerin, bilet fiyatlarını bir miktar artırmasının önünü açmıştı. Bu sayede artan gelirler, kâr marjının da yükselmesi anlamına geliyordu. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı ve sene başından bu yana petrol fiyatlarında meydana gelen %2025 civarındaki artış, kârlılığın önünü kapadı. Bu yüzden bazı şirketler geçen seneye göre daha kötü bir mâlî performans sergilerken, diğerlerinin de kârı düşük kaldı: United: -213 milyon USD Southwest: 5 milyon USD Jetblue: 3 milyon USD Alaska Air: 29,5 milyon USD American: -436 milyon USD
Avrupalı Düşük Maliyetliler Yavaşlıyor mu? Tuesday, April 26, 2011 Anna.aero'da geçen hafta yayınlanan bir incelemeye göre, Avrupalı düşük maliyetli taşıyıcıların büyüme hızları git gide düşmekte. Avrupa'nın en büyük altı düşük maliyetli taşıyıcısı; easyJet, germanwings, Norwegian, Ryanair, Vueling ve Wizz Air'in tamamının Şubat ve Mart'taki aylık büyüme oranları %15'in altında kaldı. Bu altı havayolu şirketi 2010 yılında 165 milyon yolcu taşımıştıı. easyjet, germanwings ve Ryanair'in taşıdıkları yolcu sayılarındaki artış daha geçen sene %10 ve altına düşmüşken, bu oran Norwegian'da %21 ve Wizz Air'de %23 mertebesinde gerçekleşmişti. Ancak bu sene durum çok farklı. 116
Havayolu 101
2011'in ilk üç ayında germanwings ve Vueling'in yolcu sayıları düşerken, Ryanair'in yolcu sayısındaki artış son beş aydır %10'un altında gerçekleşiyor ki, daha önce böyle bir durum hiç olmamıştı. Düşük maliyetli taşıyıcıların açtıkları ve kapattıkları hatlara bakınca da ilginç bir resim ortaya çıkıyor. Bir yandan arka arkaya onlarca yeni hat açılırken, Almanya ve Fransa gibi bazı önemli ülkelerde "hub" kapama veya uçuş frekansı azaltma yönünde hamleler olduğu görülüyor. Zaten açılan yeni hatların bir çoğu, haftada iki-üç gibi düşük frekanslı noktalar. Bu da, yolcu sayısındaki artışın neden yavaşladığının bir açıklaması niteliğinde. Tabii bu aşamada sorulması gereken soru şu: Avrupa Birliği (AB) iç hat pazarı acaba bir doyum noktasına mı ulaştı? Bir yandan birlik genelinde nüfus artış oranının neredeyse sıfıra yakın olması, diğer yandan iktisadî bazı güçlükler, havayolu seyahatine olan talebin nispeten sınırlı bir biçimde artmasına yol açıyor olabilir. AB içerisindeki gelişmiş kara ve demiryolu hatlarını da hesaba katmak gerekiyor. Avrupa havayolu pazarındaki durulma sadece düşük maliyetli taşıyıcılarla sınırlı değil. Tüm şirketler için geçerli. Bu yüzden özellikle düşük maliyetliler, açılacak yeni ve büyük pazarları dört gözle bekliyor. "Yeni ve büyük" pazar olarak akıllara ilk gelen ülke, tabii ki Türkiye. 24 Mart tarihli yazımızda Wizz Air'den bahserderken bu duruma kısaca değinmiştik. AB ile Türkiye arasında imzalanmış olan yatay havacılık anlaşmasının devreye girmesi, hiç şüphesiz, ülkemizi bir düşük maliyetli taşıyıcı cennetine çevirecektir. Böylece, söz konusu şirketlerin yavaşlamış olan yolcu artış oranlarında da ciddi artışlar olabilir. Hele bir de AB, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için geçerli olan vize uygulamasını kaldırırsa...
Türkiye Bölgesel Havacılığı İçin Dönüm Noktası Tuesday, April 26, 2011 Türk Hava Yolları (THY) tarafından dün yapılan bir açıklama, ülkemizdeki bölgesel havacılık çalışmaları için tam manasıyla bir dönüm noktası oldu.
Havayolu 101
117
Açıklamaya göre; "Ankara'dan icra edilen Adıyaman, Kahramanmaraş, Siirt, Çanakkale, Tekirdağ ve Bursa seferleriyle; Sabiha Gökcen'den icra edilen Çanakkale, Isparta, Nahcivan, Uşak ve Tokat seferlerinin, Borajet'in operating carrier (işletmeci taşıyıcı), Anadolujet'in marketing carrier (pazarlamacı taşıyıcı) olacağı blok koltuk anlaşması ile icra edilmesi ve Borajet'in ayrıca uçtuğu hatlarda da blok koltuk anlaşmasıyla pazara ürün sunulmasına karar verilmiş" durumda. Dünyanın dört bir tarafında yaygın bir biçimde uygulanan ama Türkiye iç hat pazarında bu çaptaki bir örneğini şu ana kadar görmediğimiz bir anlaşmaya imza atıldığı ortada. Büyük bir firma (THY), nispeten küçük ve bölgesel faaliyet gösteren diğer bir firmadan (Borajet), hizmet satın alıyor olacak. Yani Borajet bir bakıma, THY için bir besleyici havayolu (feederline) olarak faaliyet gösterecek. Sektörde "block space" olarak adlandırılan bu anlaşmaya göre THY, Anadolujet markası altında Borajet'in uçuşları için bilet satacak. Bir yandan Borajet'in doluluk oranı maksimize edilirken, diğer taraftan da THY, maliyetlerini minimize edecek. Böylece her iki taraf da bu anlaşmadan kâr ediyor olacak. Block space anlaşmaları "hard blocks" ve "soft blocks" olmak üzere ikiye ayrılıyor. Hard blocks türünde, pazalamacı taşıyıcı, işletmeci taşıyıcının her bir seferinden sabit bir miktarda koltuk ayırarak bunları satmaya çalışıyor. Sattıklarının yanı sıra, satamadığı koltukların parasını da işletmeci taşıyıcıya ödüyor. Soft blocks'ta ise, pazarlamacı taşıyıcı sadece satmış olduğu koltukların parasını ödemekle yükümlü. Block space anlaşmalarının bir adım ötesi "codesharing"; onun bir sonrası ise "franchising" anlaşmaları olarak değerlendirilebilir. Tabii konuya besleyici havayolu iş modeli açısından bakıldığında, ABD'nin çok geniş iç hat pazarında bu gibi anlaşmaların yaygın bir biçimde yapıldığı görülür. Sene başında mercek altına aldığımız Delta Connection bu duruma çok güzel bir örnek. Delta Connection markası altında tam sekiz farklı bölgesel havayolu şirketi 650 civarında uçak ile hizmet veriyor. THY ile Borajet arasında varılan anlaşmanın ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyor, ülkemizde faaliyet gösteren bölgesel havayolu şirketi sayısının biraz daha artmasını
118
Havayolu 101
diliyoruz. Fotoğraf: Borajet kurumsal web sitesi
Uçakta Giyilmemesi Gereken 5 Şey Wednesday, April 27, 2011 İnsanoğluna kazandırdığı zaman açısından uçakla yapılan seyahatlerin faydası kesinlikle tartışılamaz. Ama bu fayda sağlanırken, fizikî kısıtlar sebebiyle bazı rahatsız durumlara da katlanmak gerekiyor. Bu rahatsızlıkların arasında en başta gelenleri, uçak kabinindeki düşük basınç ve mekan darlığı. Mevcut uçaklarda kabin basıncı, deniz seviyesinden ancak 2.500 metre kadar yükseklikteki basınç miktarına eşitlenebiliyor. Yani yapacağınız uçak yolculuğunda, Uludağ'ın tepesine tırmanmış gibi oluyorsunuz. :) Bir gün gelip Boeing 787 Dreamliner hizmete girdiğinde, bu durum değişecek ve kabin basıncı, 1.800 metre civarına inecek. Etkisi özellikle uzun yolculuklarda daha fazla görülen basınç azlığı ve mekan darlığı sebebiyle, uçak yolculuğu sırasında üzerimizde olan kıyafetler, seyahatin konforu ve sağlık açısından kritik hale geliyor. Özellikle de sık uçan yolcular açısından. İşte MSNBC'nin seyahat bölümü tarafından, "uçakta giyilmemesi gereken 5 şey" şeklinde tanımlanan liste: 1- Dar kıyafetlerden kaçının! 2- Yüksek topuklu ayakkabı giymeyin! 3- Herhangi bir parfüm kullanmayın; yeni yıkanmış giysileri tercih edin! 4- Üzerinde başkalarını rahatsız edecek yazılar bulunan (siyasî, dinî vs) veya aşırı açık kıyafetlerden sakının! 5- Tek bir kalın kıyafet yerine, kat kat giyinin! Doğru söze ne denir! :)
Havayolu 101
119
Konum Bazlı Uygulamalarda İlk 10 Havayolu Şirketi Thursday, April 28, 2011 Simpliflying'ten Shashank Nigam, "konum bazlı" (location-based) uygulamalar kullanan havayolu şirketleri hakkında bir çalışma yaparak, bu konudaki ilk 10 havayolu şirketini belirlemiş. Şirketler bu tür uygulamaları git gide daha sık kullanır hale geldi. Böylece bir yandan markanın güçlendirilmesi amaçlanırken, diğer yandan da yolcularla (müşteri) olan bağlantının (ilişkinin) geliştirilerek, havayolu markasına olan sadakat düzeyinin artırılması hedefleniyor. Listenin ilk beş sırasında yer alan uygulamalar gerçekten başarılıyken, sonrasındaki beş uygulama biraz da 10'luk sıralamanın dolması için seçilmiş sanki. germanwings'inki hariç, genelde zayıf ve konum bazlı uygulama kavramından biraz uzak kalan çalışmalar listeye girmiş gibi. İşte Nigam'a göre konum bazlı uygulama konusunda en başarılı ilk on havayolu şirketi: 1- Virgin America: Terminal 2 Takeover (Foursquare ve Facebook Places) 2- KLM: Surprises (Foursquare) 3- Southwest: Loopt Rewards (Loopt) 4- Kopenhag Havalimanı: Artırılmış Gerçeklik (Augmented Reality) Uygulaması (iPhone) 5- Air New Zealand: Koru Longe Entrance (Foursquare) 6- Jetblue: Go Places (Facebook Places) 7- Lufthansa: Oktoberfest (Facebook Fan Page) 8- germanwings: ITB Berlin Takeover (Facebook Places) 9- Continental: #justlanded & Flight Number (Twitter) 10- British Airways: Grand Central pitch-up (Foursquare) Top 10 Location Based Service Initiatives by Airlines [slideshare id=7725850&w=510&h=426&sc=no] View more presentations from Shashank Nigam
120
Havayolu 101
Türk Hava Yolları - Hong Kong Otobüs Reklamları Thursday, April 28, 2011 Türkiye'nin yegâne küresel markası konumundaki Türk Hava Yolları'nın son bir kaç yıldır dünya genelinde başlattığı tanıtım atağında, açık hava (outdoor) reklam çalışmaları geniş yer tutuyor. 18 Nisan'da açılan yeni Toulose hattı için yapılan taksi reklamı, geçen sene sonuna doğru Milano'da karşımıza çıkan tramvay reklamları, Atatürk Hava Limanı'nın girişindeki duvar çalışması ve tabii ki bu çalışmaların belki de en büyüğü olan Bangkok Baiyoke Tower, THY'nin açık hava reklamlarından hemen aklımıza gelenler. Uzun yıllardır Hong Kong'taki bir Türk şirketinde çalışan bir arkadaşımızın dikkatini ise bu kez, belediye otobüslerindeki THY reklamları çekmiş. Bu küçük ama kudretli şehir-devletin dört bir yanına ulaşan otobüslerin üzerleri, farklı bir çok THY mesajıyla donatılmış. Bu reklam çalışması kapsamında Barcelona, Manchester United, Basketbol Euroleague ve Globally Yours temalarıyla giydirilmiş olan otobüsler, her gittikleri yerde dikkatleri üzerlerine topuyor. Bakalım THY'nin dikkat çeken bir sonraki açık hava reklamı, hangi dünya kentinde sahne alacak? Türk Hava Yolları - Hong Kong View more presentations from Havayolu 101
Ryanair'in Bikinili Reklamı Neden Yasaklandı? Thursday, April 28, 2011 Sık sık sansasyonel reklamlarıyla gündeme gelen Ryanair bu kez baltayı taşa vurdu.
Havayolu 101
121
Şirket tarafından geçtiğimiz aylarda gazetelere verilen bikinili reklam, İngiliz reklam standartları kurumu ASA (Advertising Standards Authority) tarafından, geç de olsa, yasaklandı. Pek iyi, ama neden? ASA'dan yapılan açıklamaya göre, Ryanair'in vermiş olduğu reklam tüketicileri, yani yolcuları yanlış yönlendiriyor. Ocak ayında yayınlanan ve 10 Ocak 2011 tarihine kadar rezervasyon yapılması gerektiği belirtilen reklamın sloganı şu şekildeydi: "Book to the Sun Now" Türkçe'ye, "Hemen Güneş'e Rezervasyon Yapın" şeklinde tercüme edilebilir. Tek gidiş fiyatının 8 Euro'dan başladığı kampanyanın geçerli olduğu seyahat dönemi ise Şubat ve Mart aylarıyla sınırlı. İlk bakışta hiç bir sorunun görünmediği bu kampanyanın ayrıntısında ise küçük bir şeytan gizli. ASA'nın yaptığı araştırmaya göre, Ryanair'in yolcularına reklamını yaptığı bu kampayanın geçerli olduğu hatlarda Şubat ve Mart ayları "ortalama en yüksek" sıcaklıkları şu şekilde gerçekleşmiş: - En sıcak üç noktada 11 ile 14, - En soğuk noktada 0 ile 4, - Diğer bir çok noktada ise 6 ile 9 derece arasında. :) Ryanair'den yapılan açıklamada ise, ASA'nın reklam yasağı kararının "dikkate alınacağı"
122
Havayolu 101
belirtildi. :)
İran'dan Misilleme: Akaryakıt Yok! Friday, April 29, 2011 Geçen sene Temmuz ayında İran tarafından yapılan bir açıklama, bir çok kişiyi şaşırtmıştı. İran; Almanya, İngiltere ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE), İran menşeli yolcu uçaklarına akaryakıt ikmâli yapmadığını iddia ediyordu. Bu iddia tam da, Birleşmiş Milletler tarafından İran'a uygulanmakta olan ambargonun sıkılaştırılması yönünde alınan bir kararın hemen arkasından gelmişti. Akaryakıt ikmâli konusunda yaşanan bu gelişme, İran Air ve Mahan Air'i bir hayli zora sokmuştu. Zira bu sıkıntıyı aşmak için iki seçenek bulunuyor. Ya "tankering" denilen uygulama ile İranlı uçaklar dönüş seferinde kullanacağı yakıtı da çıkış noktasında yüklenecek, ya da sefer yapılan güzergâhın ortalarında bir yerde "teknik iniş" yapılarak akaryakıt ikmâli gerçekleştirilecekti. Her iki durum da büyük bir zarar manasına geliyordu. Zira maliyetler yerine göre iki katına kadar tırmanıyordu. Fakat iddiaya konu olan ülkeler, İranlı uçaklara yönelik herhangi bir yaptırımın söz konusu olmadığını belirtmişti. Akaryakıt firmaları ise konuyla ilgili yorum yapmaktan kaçınmıştı. Böylece söz konusu firmalar, "olağan şüpheli" pozisyonuna düşüyordu. Geçtiğimiz günlerde öğrendiğimize göre, İranlı havayolu şirketlerinin akaryakıt ikmâli sorunu halen devam ediyor. İran buna karşı bir misilleme olarak Avrupalı havayolu şirketlerine akaryakıt vermemeye başladı. Sonuç? Tahran'a sefer düzenlemekte olan Avrupalı havayolu şirketlerinden Alitalia, Austrian ve KLM, uçuş rotalarında, en azından bir süreliğine, değişiklik yapmak zorunda kaldı. Alitalia, Tahran seferlerini Ankara üzerinden icra ederken, Austrian Bakü'yü ve KLM de Atina'yı tercih etti. Ticarî havayolu sektörünün başı, uluslararası ilişkilerdeki gerilimlerden bir türlü kurtulmayacak gibi.
Havayolu 101
123
Medine Havalimanı Monday, May 02, 2011 Özellikle Hac - Umre sezonu boyunca yoğun bir trafiğe sahip olan Medine Havalimanı (MED), bugünlerde yine yılın en yoğun günlerini yaşamakta. Bir kaç sene öncesine kadar daha ziyade iç hat uçuşlarına hizmet vermekte olan liman, özellikle 2007 yılından itibaren uluslararası uçuşların da yönlendirildiği bir alan oldu. 2005 yılında 1,2 milyon iç hat yolcusuna karşılık 0,5 milyon dış hat yolcusunun geçiş yaptığı Medine Havalimanı, 2009'da 1,3 milyon iç hat ve 1,4 milyon dış hat yolcusunu ağırladı. Medine Havalimanı'na aralarında Türk Hava Yolları'nın da bulunduğu 11 havayolu şirketi tarifeli sefer düzenliyor: Air Arabia (G9), Egyptair (MS), Emirates (EK), Gulf Air (GF), Lion Airlines (JT), Middle East Airlines (ME), nas air (XY), Royal Falcon (RL), Royal Jordanian Airlines (RJ) ve Saudi Arabian Airlines (SV). İçinde bulunduğumuz günlerde limana yapılan uçuşların yaklaşık %79'u Ortadoğu merkezliyken, bu bölgeyi; Kuzey Afrika %7, Güney Asya %6, Avrupa %5 ve Güneydoğu Asya %3'lük payla takip ediyor. Havalimanındaki Ortadoğu payının yüksek olması, buraya sefer yapan uçak tiplerinin de özellikle dar gövdeli tiplerde yoğunlaşmasını beraberinde getiriyor. Embraer 170, Airbus A320, Boeing (Douglas) MD-90 gibi uçakları burada sık sık görmek mümkün.
Fotoğrafınızın KLM'in 777'sinde Olmasına Ne Dersiniz? Monday, May 02, 2011 Güney Hollanda'nın 100.000 kişilik şirin kenti Delft, geçmişi yüzyıllar öncesine giden seramik işleriyle ünlü bir yer. Bu bakımdan ülkenin kültürel tarihinde önemli bir yere sahip. Hem ülkesinin hem de dünyanın kültürel varlığına sonuna kadar sahip çıkma hedefinde olan KLM, son sosyal medya çalışmasıyla Delft'i bir kez daha gündeme taşıdı. 124
Havayolu 101
Tnooz tarafından esprili bir dille daha şimdiden "yılın en tuhaf uygulaması" yakıştırması yapılan ve Tile&Inspire adı verilen kampanyaya web sitesinden, Facebook'tan veya Hyves adlı sosyal ağ ortamından katılmak mümkün. Yapmanız gereken şeyler çok basit. Hoşunuza giden Delft seramiğini seçmeniz, istediğiniz bir fotoğrafı yüklemeniz ve insanlara ilham verecek bir cümle yazmanız yeterli. Bir jüri tarafından yapılacak seçim sonrasında finale kalan aday delft işlerinden yaklaşık 4.000 tanesi kur'a ile seçilerek, KLM'e ait bir Boeing 777-200 tipi uçağın üzerine yapıştırılacak. Hayır, yanlış okumuyorsunuz. Kısa sürede tamamlanması hedeflenen bu kampanya sonucunda, 16 Haziran'dan itibaren bir KLM tayyaresi, üzerindeki 4.000 küsur portreyle birlikte dünyanın dört bir yanını ziyaret ediyor olacak. KLM yöneticilerinin akıllarından geçeni okumamız tabii ki mümkün değil ama uyguladıkları şirket politikası ile "millî" - "küresel" dengesini çok iyi tutturmuş olduklarını rahatça söylebiliriz.
Cidde Havalimanı Tuesday, May 03, 2011 31 Mayıs 1981 tarihinde hizmete giren Cidde Kral Abdülaziz El Suud Havalimanı, 15 Km2'lik bir alan üzerine kurulmuş durumda. Kraliyet ailesi için ayrılan özel terminali saymazsak havalimanı; Kuzey, Güney ve Hac olmak üzere üç terminalden oluşuyor. İslâm âleminin en kutsal noktası olan Mekke'ya olan yakınlığı sebebiyle, özellikle Hac ve Umre dönemlerinde büyük bir yoğunluğu yüklenen havalimanı, sahip olduğu özel Hac Terminali ile dikkat çekiyor. 405.000 M2'lik bir alana sahip olan terminal; Pekin, Dubai ve Hong Kong Havalimanları'na ait terminallerle birlikte dünyanın en büyükleri arasında yer alıyor. Bu terminal aynı anda 80.000 kişiye hizmet verebilecek şekilde tasarlanmış. Suudi Arabistan Havayolları'nın (SAH) önemli merkezlerinden olan Cidde Havalimanı'nın kuzey terminali yabancı havayolu şirketleri tarafından kullanılırken, güney terminali SAH, Nas Air ve Sama Airlines tarafından paylaşılmış. Günümüzde 50 civarında havayolu şirketinin sefer düzenlediği Cidde Havalimanı, 6 milyonu iç, 10 milyonu da dış hat yolcusu olmak üzere yılda yaklaşık 16 milyon yolculuk bir trafiğe sahip. Yine yıllık uçak trafiği de 150.000'i aşıyor. Havayolu 101
125
Uçuş trafiğinin %60'ı Ortadoğu'dan gelirken, Kuzey Afrika ve Güney Asya, %10 civarındaki payla bu bölgeyi takip ediyor. Cidde Havalimanı'nın en dikkat çekici yönlerinden bir tanesi, çadır şeklinde yapılmış olan çatısı. Çatının şekli, fiber-glass adlı maddeden yapıldığını bilmeyenler için, hoş bir göz aldanması oluşturabiliyor.
ABD'deki Kavga Büyüyor Tuesday, May 03, 2011 Gelişen teknoloji ve daralan kâr marjları çerçevesinde havayolu şirketlerinin yolcularıyla aralarında olan aktörleri devre dışı bırakmaya çalıştığı artık hepimizin malumu. Geçtiğimiz yılın sonlarına doğru American Airlines tarafından ateşlenen ilk fişeğin ardından, havayolu şirketleriyle acente/GDS şirketleri arasındaki gerginlik bir türlü azalmıyor. American ile Expedia arasında bir orta yol bulundu derken, şimdi de US Airways, dünyanın en büyük GDS şirketlerinden Sabre ile mahkemelik oldu. Gelirlerinin %35'ini Sabre üzerinden yapılan rezervasyonlardan elde eden US Airways, "Sabre'ın elindeki pazar gücünü kullanarak, acentelerin doğrudan US Airways sistemini kullanmasını engellediği ve bilet fiyatlarını sunî bir biçimde yukarı çektiğini" iddia ediyor. US Airways, Sabre'ın adeta tekelci hale gelen davranışlarından da şiketçi. Havayolu şirketlerinin, aracılarla olan mücadelesi bununla da kalmadı. American Airlines, Travelport'u dava ederek, bu şirketin, "American Airlines'ın bilet fiyatlarını yolculara, olduğundan yüksek gösterdiğini" iddia etti. Travelport'un, geçen yıl American ile ortaklığı bir anda bozuluveren Orbitz'in neredeyse %50 hissesinin sahibi olduğunu belirtmemiz yeterli olacaktır. Sektörün en büyük aktör grupları arasındaki kavga git gide büyüyüp karmaşık hale gelirken, yakın zamanda bir anlaşma zemininde buluşulacak gibi görünmüyor.
Türk Hava Yolları Hac Seferleri Wednesday, May 04, 2011 "Yollarda kaybedeceğiniz çok değerli vakitlerinizi, Türk Hava Yolları Hac seferleri ile mukaddes Hac ziyaretine tahsis edebilirsiniz."
126
Havayolu 101
THY'nin 1969 yılına ait Hac dönemi reklamında böyle söylenmiş. Toplam 2.200 TL'lik bir ücret karşılığında 3 saatte İstanbul, Ankara veya Adana'dan Cidde'ye seyahat etmenin mümkün olduğu belirtilmiş. Reklamda uçak figürü olarak, 1967 yılının sonunda filoya katılmış olan ve THY tarihinin ilk jet uçağı ünvanına sahip McDonnell Douglas DC-9 tipi tayyare kullanılmış. Hatırlanacağı üzere o yıllarda Hac ve Umre ziyaretleri büyük oranda karayolu ile yapılmakta ve sadece yolda geçirilen süre günleri, hatta haftaları bulmaktaydı. Bu manada uçak yolculuğu gerçekten de çok büyük bir rahatlık ve zaman tasarrufu anlamına geliyordu. Ama işin maliyet boyutu gerçekten çok üst düzeyde. 1969 yılındaki 2.200 TL'nin günümüzdeki değerini hesaplamaya kalkınca, o yıllardaki bilet maliyetinin ne manaya geldiği daha net anlaşılıyor. :) Şu an içinde bulunduğumuz Umre dönemine kısaca değinmek gerekirse; geçen yıl 280.000 Türk vatandaşının gerçekleştirdiği Umre ziyaretlerinde bu sene 300.000 rakamının aşılacağı tahmin ediliyor. Bu sayı aynı zamanda, Umre pazarının hacminin yıllık 300 milyon Euro'yu aşacağı manasına da geliyor.
Qatar Airways İddialı Geliyor Wednesday, May 04, 2011 Qatar Airways'in tez canlı CEO'su Ekber El Bekir, sektörün önde gelen dergilerinden Airline Business'ın konuğu oldu ve şirketin iddialı planları hakkında bilgi verdi.
Havayolu 101
127
İşte o röportajın öne çıkan bölümleri. El Bekir, 1993'ün sonunda kurulmuş olan Qatar Airways'in başına 1997 yılında geçti. O dönemde şirketin hedefiyle ilgili olarak yaptığı 35 uçaklık bir filo ile 35 noktaya uçuş düzenleme fikri, rakipleri tarafından bir "şaka" olarak kabul edildi. Ancak 13 sene sonunda Qatar Airways'in gelmiş olduğu nokta, rakipleri tarafından son derece ciddi bir biçimde kabul görmesini sağladı. Şirketin merkezi konumundaki Doha'da 15 milyar Dolar'a mâl olan yeni havalimanı gelecek yılın sonunda açılırken, bir yandan Qatar Airways'in halka arz edilmesine yönelik çalışmalar, diğer yandan da uluslararası ittifak arayışları devam ediyor. Havayolu sektörü açısından günümüzde Ortadoğu'da dört önemli aktör bulunuyor: Emirates, Etihad, Gulf Air ve Qatar Airways. El Bekir'e göre bunlardan sadece ikisi "büyük" oyuncu olarak yoluna devam edecek. Bölgedeki diğer havayolu şirketleri ise büyüklerin yanındaki figuranlar olarak kalacak. El Bekir'in iki büyük oyuncu olarak tahmin ettiği şirketlerden bir tanesi Emirates olurken, diğeri tabii olarak Qatar Airways. Emirates ile trafik sonuçları bakımından rekabet etmelerinin mümkün olmadığını samimiyetle belirten El Bekir, bu rakiplerini özellikle kârlılık bakımından geride bırakacaklarına inanıyor. Şirketin %50'si, sadece 1,7 milyonluk bir nüfusa sahip olan Katar devletine ait. Katar, adını yakın zamanda, 2022 FIFA Dünya Kupası'nın ev sahipliğini yapmaya hak kazanarak duyurdu. Ülke ayrıca, büyük doğalgaz rezervleriyle tanınıyor. Bu yıl filodaki uçak sayısı 100'ün üzerine çıkarken, 2013 yılı sonunda bu rakamın 130'a ulaşması hedefleniyor. Son dönemdeki büyüme oranı yılda %25 gibi yüksek rakamlara ulaşan Qatar Airways, 2013 sonrasında ise bu oranı yılda %10 civarına çekecek. Önümüzdeki yıllarda filoya Boeing 787, Airbus A380 ve Airbus A350 gibi yeni uçaklar dahil olacak. Şirketin şu anda 170 adet yeni uçak siparişi bulunuyor. Haziran ayında Paris'te yapılacak havacılık fuarında yeni siparişler verilmesi de gündemde. Şirket özellikle Bombardier C Serisi ile Airbus'ın yeni A320neo modelleri arasında bir seçim yapacak. 2010-11 mâli yılında 5,7 milyar USD civarında gelir elde etmeyi hedefleyen şirketin kâr hedefi ise 100 milyon USD mertebesinde. Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da son 3-4 aydır yaşananlar ve artan petrol fiyatları, Qatar Airways'i de etkilemiş durumda. Yukarıda da belirttiğimiz üzere Qatar Airways henüz halka arz edilmiş değil. Bunun gerçekleşebilmesi için şirket kendisine, "üç yıl arka arkaya kâr etme" şartı koymuş. Bu
128
Havayolu 101
durumda bir halka arzdan bahsedebilmek için en iyi ihtimalle 2013 yılının beklenmesi gerekiyor. Bu noktada, oneworld'ün Qatar Airways'e olan ilgisinden bahsetmek elzem. Henüz herhangi bir resmî görüşme yapılmazken, BA+Iberia CEO'su Willi Walsh'un, Qatar Airways'e çok sıcak baktığı biliniyor. Ayrıca El Bekir'in röportajındaki bir başka dikkat çekici cümle, Qatar Airways'in bir başka şirketi satın alıp almayacağı hususunda. El Bekir, satın alabilecekleri muhtemel bir şirketi şu şekilde tarif ediyor: "Kârlı, Qatar Airways yönetimini boş yere meşgul etmeyecek, büyük potansiyele ve sağlam bir işletme yapısına sahip." El Bekir'in aklından hangi havayolu şirketi veya şirketlerinin geçtiği doğrusu merak konusu. 2005 yılında sadece 6 milyon yolcu taşıyan Qatar Airways, 2010 yılında bu rakamı 12 milyonun üzerine çıkarmış durumda. Şirket aynı dönemde toplam gelirini de dört katına yükseltmeyi başardı. Şu an 100 noktaya sefer düzenleyen Qatar Airways'te yaklaşık 11.000 personel görev yapıyor.
Havalimanı İşletmelerinde İttifak Thursday, May 05, 2011 IATA tarafından aylık olarak yayımlanan Airlines International adlı derginin Şubat sayısında, havalimanı işletmeleri arasındaki ittifakları irdeleyen bir makale yer aldı. Makaleye göre; havayolu şirketleri arasındaki satın alma ve birleşmelerde önde gelen gaye, uçuş ağı genişliği ve ölçek ekonomisinden faydalanmak olurken, havalimanları arasındaki işbirliklerinde daha ziyade eşgüdüm artışı ve uzmanlık aktarımı ön plana çıkıyor. 2008 yılının Ekim ayında Aeroports de Paris ile Schiphol Group arasında 12 yıllık bir stratejik ittifak anlaşması imzalandı. Böylece Skyteam'in Avrupa bacağında sürdürülen "dual hub" (ikili merkez) politikası çerçevesinde, Paris CDG ve Amsterdam'daki Schiphol (AMS) ile Air France KLM arasındaki ilişki ve entegrasyonun daha da güçlendirilmesi amaçlanıyor. 2013 yılından itibaren yılda 18 milyon Euro tasarruf edileceği tahmin edilen bu ittifakı oluşturan CDG ve Schiphol limanlarının 59 milyonluk nüfusa sahip bir havzaya (catchment area) sahip olduğunu da eklememiz gerekiyor. CDG, Schiphol ve Air France KLM arasındaki bu yakın ilişki, Bremen Uygulamalı Bilimler Universitesi öğretim görevlisi Dr Hans-Martin Niemeier tarafından "tekelcilik" tehlikesi çerçevesinde değerlendiriliyor. Havayolu 101
129
Niemeier'e göre coğrafî olarak bir birlerine yakın havalimanları arasındaki işbirlikleri, pazarı domine etmenin dışında çok da fazla bir işe yaramıyor. 2010 yılında yapılan bir başka havalimanı işbirliği ise Star Alliance ekosistemi çerçevesinde gerçekleşmiş ve Münih (MUC) ile Changi (SIN) Havalimanları stratejik ittifak kurmuştu. Havalimanı işbirliklerine tarihsel açıdan bakıldığında, yakın geçmişte iki başarısızlık yaşandığı görülüyor. 2001 yılında yine Schiphol ile bu kez Frankfurt (FRA) arasında kurulan ve Pantares adı verilen ittifakın amaçları arasında, İtalya'daki havalimanlarını da bu ittifaka dahil etmek vardı. Ancak bu amaca hiç bir zaman ulaşılamadı. Kargo havalimanlarının kurduğu ve bir süre başarılı olan Galaxy adlı birlik de bir süre sonra dağılmak zorunda kalmıştı. Havalimanları arasındaki işbirliklerine müspet bir örnek vermek gerekirse, Hong Kong (HKG) ile Shenzhen (SZX) arasındaki gösterilebilir. HKG uluslararası uçuşlarda bakımından bir hayli zenginken, SZX de Çin iç hat uçuşları açısından son derece uygun bir tarife yapısına sahip. HKG-SZX işbirliği, bu iki liman arasındaki kara ve deniz ulaşımını mümkün mertebe kolaylaştırarak, yolcuların iç hat-dış hat aktarımını kolayca yapabilmesini amaçlıyor. Havalimanları arasında yapılacak buna benzer işbirlikleri havayolu şirketleri için faydalı olurken, bunun dışındaki ortaklıklarda iniş ve handling maliyetlerinin artması kaçınılmaz hale gelebilir.
Rapid Rewards - Trueblue Karşılaştırması Thursday, May 05, 2011 Ocak ayındaki bir yazımızda, Southwest Airlines'ın sık uçan yolcu programı olan Rapid Rewards'ta yapılan kural değişikliklerini ele almıştık. 1 Mart 2011 tarihinden itibaren geçerli hale gelen söz konusu kural değişiklikleriyle, Southwest yolcularının karşısına, eskisine nazaran daha esnek ve daha cömert bir sadakat programıyla çıkıyordu. Yeni programı öncekinden ayıran en önemli özellik ise, yolcuların kazanacağı puanların uçulan mesafeye göre değil, ödedikleri bilet ücretine göre olmasıydı. Bu noktada, ABD'deki genç ve dinamik havayolu şirketlerinin başında gelen JetBlue'nun sık uçan yolcu programı TrueBlue ile Southwest'in Rapid Rewards'unu kısaca mukayese etmekte fayda var. 1- Puan Kazanma: - TrueBlue: Bilete ödenen her bir Dolar için 3 puan kazanılıyor. Bilet, JetBlue'nun web sitesinden satın alındıysa, Dolar başına kazanılan puan 6'ya yükseliyor.
130
Havayolu 101
- Rapid Rewards: Bilete ödenen her bir Dolar için 6, 10 ve 12 olmak üzere üç farklı seviyede puan kazanılıyor. Bilet ücreti yükseldikçe, kazanılan puan katlanarak artıyor. 2- Program Ortakları: Rapid Rewards'un program ortağı sayısı TrueBlue'ya göre çok daha fazla. Ayrıca Rapid Rewards'ta, program ortakları üzerinden puan kazanmak daha kolay. 3- Otomobil Kiralama: Trublue'nun bu konudaki tek ortağı Hertz. Rapid Rewards'ta ise Hertz'in yanı sıra Alamo, Avis, Budget, Dollar ve Thrifty adlı şirketler de programa dahil. Rapid Rewards'ta tüm otomobil kiralamaları 600 puanken (100 Dolar'lık bir biletle kazanılacak puan miktarına denk), TrueBlue'da oto kiralama bedeli 50 ile 300 puan arasında değişiyor. (9-50 Dolar aralığındaki biletlerle bu puanları kazanmak mümkün) 4- Otel: Burada da Rapid Rewrds'un önde olduğu görülüyor. TrueBlue sadece Hilton HHonors adlı otelle iş birliği yaparken, Rapid Rewards'ta seçenekler Best Western, Choice, HHonors, Hyatt, La Quinta, Marriott, Starwood, Wyndham ve the Venetian şeklinde. 5- Kredi Kartı: Her iki program da birer kredi kartı sunuyor. Özellikleri üç aşağı beş yukarı aynı. 6- Puan Harcama: Sık uçan yolcu programlarının en kritik noktası kazanılan puanların nasıl harcanacağıdır. Havayolu şirketlerinin kullandıkları gelir yönetimi sistemleri, aynı anda aynı uçakta farklı bir çok bilet ücreti ile seyahat eden yolcuların bulunmasına yol açıyor. Dolayısıyla bir sadakat programından kazanılan puanların maddi değerini ölçmek o kadar kolay olmuyor. Ama yapılan basit araştırmalara göre Rapid Rewards'ta bir puan, 0,83 - 1,67 Cent aralığındayken, TrueBlue'da bu aralık 0,95 - 1,35 Cent şeklinde. 7- Puan Satın Alma: Her iki programda da üyelerin puan satın alarak hedefledikleri puan seviyelerine ulaşmaları mümkün. Neticede bakıldığında, TrueBlue ile düşük ücretlerde puan biriktirmek daha kolayken, Rapid Rewards nispeten daha yüksek bilet ücreti ödeyen yolculara hitap ediyor. Puan harcama hususunda da trueBlue önde görünüyor. Kazanılan puanların Dolar bazındaki karşılığı nispeten daha dar bir aralıkta bulunuyor. Program ortaklarının sayısı ve çeşitliliği açısından da Rapid Rewards öne çıkıyor. İş amaçlı seyahat eden yolcuların bilet başına ödedikleri paranın fazla olduğunu düşünülürse, yukarıda da belirttiğimiz üzere Rapid Rewards ile puan biriktirmek çok daha kolay olabilir.
Havayolu 101
131
Avrupa Ortak Hava Sahasında Yeni Bir Adım Monday, May 09, 2011 Çok uzun yıllardır konuşulan ve bir takım çalışmalar yapılan Avrupa Ortak Hava Sahası konusunda geçtiğimiz hafta bir adım daha atıldı. Avrupa'daki yedi devlet, millî hava sahalarını birleştirmek yani tek elden idare edilir hale getirmek için bir anlaşma imzaladı. Avusturya, Çekya, Macaristan, Slovakya, Slovenya, Hırvatistan ve Bosna Hersek, hava sahalarının idaresini iyileştirmek amacıyla bir araya gelme kararı aldılar. Bir yandan maliyetlerin azaltılıp, diğer yandan da idarî bürokrasi sebebiyle yaşanan gecikmelerin önüne geçilmesinin hedeflendiği bu birliktelik, Avrupa'nın dördüncü ortak hava sahası bloğunu oluşturacak. Uzun zamandır kaplumbağa hızıyla ilerleyen Avrupa ortak hava sahası çalışmaları, özellikle geçen seneki yanardağ krizi sonrası yeniden hareketlenmiş ve hatırlanacağı gibi, geçtiğimiz Aralık ayında imzalanan bir anlaşma ile Fransa, Almanya, İsviçre, Belçika, Lüksemburg ve Hollanda, hava sahaları üzerindeki trafik kontrol sisteminin tek elden yürütülmesi yönünde iş birliğine gitmişti. Kül krizi döneminde yaşanan sıkıntılar sebebiyle, hem havayolu sektörü hem de uçamayan yolcular sebebiyle diğer sektörler büyük zarar etmişti. Önümüzdeki aylarda benzer iş birliği anlaşmalarının Avrupalı diğer devletler arasında da gerçekleştirilmesi kaçınılmaz olarak görünüyor.
British Airways Londra 2012 Reklam Kampanyası Monday, May 09, 2011 Futbol kadar fanatiği olmasa da, her dört yılda bir yapılan olimpiyatlar, açık ara en büyük spor organizasyonu olma özelliğini korumakta. 2012 yılında, yani yaklaşık bir yıl sonra düzenlecek Londra olimpiyat oyunları için yapılan hazırlıklar devam ediyor. Olimpiyat oyunları Londra'da yapılınca, havayolu sponsorluğu için akla ilk gelen şirket tabiidir ki British Airways oluyor. 2008 yılında yapılan anlaşmayla Londra 2012'nin resmî havayolu sponsoru olan şirket, bu iş için 40 milyon Pound'u gözden çıkarmıştı. British Airways, 2012 olimpiyatları için hazırladığı reklamları yayınlamaya başladı. Mecra 132
Havayolu 101
olarak televizyondan kaçınan şirket, olimpiyat reklamlarını basılı medya ve online ortamlarda yayınlama stratejisini takip edecek. Bir yıl sürecek reklamların üç ay sürecek olan ilk aşamasında üç ünlü İngiliz rol alacak. Dünyaca ünlü aşçı ve restoran sahibi Heston Blumenthal, aktör-yönetmen Richard E Grant ve sanatçı Tracey Emin, British Airways'in online ortamdaki "Great Britons" adlı reklam kampanyasının ilk bölümünün kahramanları. Great Britons kampanyası çerçevesinde, katılımcıların katkılarıyla hazırlanacak özel bir Olimpiyat Mönüsü, British Airways uçaklarında dağıtılacak. Ayrıca yine aynı kampanya ile hazırlanacak bir kısa film, uçaklarda ve oyunların açılışında gösterilecek. Bunun yanı sıra, bir de oyunlarla ilgili olarak bir uçak, özel bir dış tasarım ile boyanacak. Bu ay sonunda ise British Airways'in sporculu reklamları basılı medyada yer alacak. Yan tarafta görüleceği üzere, yelkenciler, cimnastikçiler ve tekerlekli sandalyeki yarışmacılar bu reklamların kahramanları arasında bulunuyor. Slogan olarak ise klişe ve sade bir cümle seçilmiş: "They will fly" Şirketin reklam kampanyasında küresel marka kimliğinin bir kenara bırakılarak yoğun bir biçimde Birleşik Krallık sosunun kullanıldığı açıkça görülüyor. Anlaşılan o ki, British Airways de iki arada, bir derede kalanlardan. :) Küreselcilik mi, ulusalcılık mı? Zor bir tercih. Yaklaşık bir yıl sürecek olan kampanya döneminde British Airways'in 10 milyon Pound'un üzerinde bir reklam harcaması yapacağı tahmin ediliyor. Bu meblağın tek bir etkinlik için ayrıldığı düşünülürse, bu işe ne kadar önem verildiği kolayca anlaşılabilir. Havayolu 101 olarak, 2012 olimpiyatlarına katılacak tüm sporculara şimdiden başarılar diliyoruz.
Havayolu 101
133
IAG Alan Genişletiyor Tuesday, May 10, 2011 British Airways ile Iberia'nın birleşmesi sonucunda ortaya çıkan International Airlines Group (IAG), alanını genişletmeye çalışıyor. oneworld adlı havayolu ittifakının en güçlü şirketi konumuna gelen IAG, Güney Amerika'daki nüfuzunu artırmak amacıyla Portekiz'in bayrak taşıyıcı şirketi konumundaki TAP ile yakından ilgilenmeye başladı. The Sunday Times kaynaklı bir habere göre, her iki şirket arasında "gayrıresmî" görüşmeler yapılıyor. Portekiz'in iktisadî durumu mâlûm. Zor durumdaki ülke, kötü giden ekonomisini düzeltmek için Avrupa Birliği'nden 78 milyar Euro tutarında destek alacak. Bu desteğin şartları arasında, millî havayolunun elden çıkarılması da bulunuyor. Analistler tarafından 500 milyon Euro değer biçilen TAP'ın bir diğer muhtemel tâlibi ise, TAP'ın en büyük pazarı konumundaki Brezilya'dan. Brezilyalı taşıyıcı TAM'ın da TAP'a teklif verebileceği konuşuluyor. Bu noktada durup, bu işte adı geçen şirketlerin hangi ittifaklara üye olduğuna bir bakmamız gerekiyor. IAG, başta da söylediğimiz gibi oneworld üyesi. Tâliplerini bekleyen TAP ise Star Alliance'ta yer alıyor. TAP'ın Brezilyalı tâlibi TAM da Star Alliance'tan. Belli ki, TAP'ın özelleştirilmesi, ittifaklar arası yeni bir mücadeleye sahne olacak. Hatırlarsınız, geçen senenin ikinci yarısında açıklanan LAN+TAM (LATAM) işbirliğinde de oneworld ile Star Alliance karşı karşıya gelmişti. Her ne kadar o işin sonucu belli olmasa da, LATAM'ın oneworld'de kalacağı konuşuluyor. Bu durumda, TAP'ın şimdilik görünen her iki alıcısı da oneworld üyesi olacak gibi. Star Alliance ve dolayısıyla Lufthansa'nın bu konuda nasıl bir adım atacağı ve grup olarak Lufthansa'nın portföyünün çok dolu olduğu düşünüldüğünde, Star Alliance'ın TAP'a sahip çıkıp çıkamayacağı büyük bir merak konusu. 1945 yılında kurulan TAP, tamamı Airbus olmak üzere beş farklı tipte 55 uçaklık bir filoya sahip. Yılda 9 milyon civarında yolcu taşıyan şirket, 10 tanesi Orta ve Güney Amerika olmak üzere toplam 55 civarında noktaya uçuş düzenlemekte.
134
Havayolu 101
Mil Puanı Biriktirirken Dikkat Edilecek 8 Nokta Wednesday, May 11, 2011 Ülkemizde özellikle son 6-7 sene içerisinde faizlerin hızla düşmesi, bankaların kendilerine yeni kazanç kanalları üretme yönünde farklı bir çok girişimde bulunmasını beraberinde getirdi. Özellikle merkezinde uçak bileti satın alma olan bir çok mil puanı kazanma programı, banka müşterilerinin tercihine sunuldu. THY ile işbirliği sayesinde en önde yer alan Garanti-Shop&Miles'ın yanı sıra AkbankWings, HSBC-PremierMiles ve Pegasus Kart, Yapı Kredi-Adios, İş Bankası-Maximiles, VakıfBank-MilPlus ve Denizbank-Miles&More Türkiye'deki örnekler arasında ilk anda akla gelen mil puanı programları. msnbc.com'da yayınlanan ve genel olarak mil puanı programlarından faydalanırken dikkat edilmesi gereken noktalara dikkat çeken bir makale, Türkiye'de yaşayan bizlerin de takip etmesi gereken 8 önemli noktaya değiniyor:. 1- Büyük başlayın: Bankalar yeni üyeliklerde oldukça cömert davranabiliyor. Mil puanı hediye sistemi olan farklı bir çok bankadan kredi kartı alabilirsiniz. 2- Kartları çeşitlendirin: Aynı bankanın farklı bir çok kredi kartı olabilir. Bunların arasında ilk üyelik aşamasında mil puanı hediye edenleri bulun ve bu kartlara üye olun. 3- Promosyonları akıllıca kullanın: Havayolu şirketleri, yolcu sadakatini artırmak amacıyla sık sık özel promosyonlar düzenler. Bunları yakından takip edin. Böylece kısa sürede çok fazla mil puanı biriktirebilirsiniz. 4- Nakit çekim yapın: Bu özellik Türkiye'deki bankalar için ne kadar geçerli olabilir kestiremiyoruz ama kredi kartı ile yapılan nakit çekimlerde mil puanı hediyesi varsa, bunu mutlaka değerlendirin. 5- Hiç durmayın: Bir yandan eski kredi kartlarını elden çıkarırken, diğer yandan da sürekli yeni kart üyeliklerinde bulunun. Ama yıllık aidat miktarının aşırıya kaçmamasına da özen gösterin. 6- Düzenli olun: Kredi kartlarınızla ilgili ayrıntılı bilgileri, mesela bir Excel dosyasında tutabilirsiniz. Kartın adı, üyelik tarihi, biriken mil puanı, yıllık aidat gibi bilgiler çok faydalı olacaktır. Unutmayın; "tasnif, ilmin temelidir." 7- Kredibilitenizi yüksek tutun: Çok sayıda kredi kartını aynı anda kullanırken özellikle son ödeme tarihlerine dikkat edin. Mil puanı kazanacağım derken, bankalar nezdindeki kredibilitenizi yitirmeyin. 8- Kredi kartı borcunuzun tamamını ödeyin: Aylık kredi kartı borcunuzun tamamını ödeyemiyorsanız, mil puanı biriktirme oyununa hiç girmeyin. Zira kazandığınız puanların çok daha fazlasını bankalara gecikme faizi olarak ödüyor duruma düşebilirsiniz.
Havayolu 101
135
Karbon Emisyonu Uygulamasına İtiraz Var Thursday, May 12, 2011 Avrupa Birliği (AB) tarafından gelecek yılın başından itibaren havayolu sektörü için de uygulanmaya başlanacak olan "Karbon Emisyonu Kotası" uygulamasına büyük devletlerin havayolu şirketlerinden itirazlar gelmeye devam ediyor. Çin sivil havacılık idaresi, AB'ye bir başvuru yaparak, Çinli havayolu şirketlerinin, AB'nin Emisyon Ticaret Sistemi'ne (Emissions Trading Scheme) dahil edilmemesini talep etti. Bu kapsamda Air China, China Eastern Airlines ve China Southern Airlines, AB'nin emisyon kotası uygulamasına itiraz ediyor. Atlantik'in diğer yakasına bakıldığında ise AB'ye karşı olan itirazların bir adım öteye gittiği ve Amerikalı sivil havacılık idaresi ve iki havayolu şirketinin, AB Komisyonu'nu dava ettiği görülüyor. American Airlines ve United Continental, bu işte başı çeken havayolu şirketleri. AB'deki karbon emisyonu sisteminin, dünya genelinde havayolu sektörüne ilk yılda 1,5 - 2 milyar USD tutarında ilave bir maliyet getireceği hesaplanıyor. Buna paralel olarak karbon kota fiyatlarının da yükseleceği ön görülüyor. AB'nin, ABD ve Çin taraflarına karşı vereceği mücadele merak konusu. Zira söz konusu iki devletin havayolu şirketlerine bir ayrıcalık tanınması durumunda, maliyet farklılığı açısından özellikle Avrupalı şirketlerin rekabette dezavantajlı konuma düşeceği aşikâr. AB'nin devreye sokacağı karbon emisyonu sistemi uzunca bir süre daha havayolu sektörünü meşgul edecek gibi görünüyor.
Pegasus'ta Koltuk Seçimi Kaç Para? Thursday, May 12, 2011 Ülkemizin önde gelen düşük maliyetli taşıyıcısı Pegasus'un yeni başlatmış olduğu Tahran seferlerini incelerken, uçuş bilgilerinin verildiği sayfadaki koltuk seçimi bölümü ilgimizi çekti. Gerek yabancı düşük maliyetlilerde ve gerekse Pegasus'ta koltuk seçiminin ücrete tâbî olduğu herkesin mâlûmu. Ama fiyatlandırmanın yapılış şekli bize biraz enteresan geldi. Uçağın koltukları kendi içerisinde dört ayrı kategoriye ayrılmış.
136
Havayolu 101
1- Çıkış kapısına denk gelen koltuklar. (52 TL) 2- Uçağın ön tarafında yer alan 5-6 sıra. (33 TL) 3- Pencere ve koridor tarafındaki koltuklar. (26 TL) 4- Orta koltuklar. (18 TL) Yukarıdaki ücretin uçuş başına tahsil edildiğini düşünürsek, çıkış kapısına denk gelen koltukların ne kadar değerli olduğunu daha rahat kavrayabiliriz. :) Pegasus'un bu uygulamasındaki anlaşılması güç olan taraf, orta koltuk seçiminin de ücretlendirilmesi. Havayolu ile seyahat edecek hangi yolcu orta koltukta oturmak ister ki? Bu daha ziyada, iki-üç kişi beraber seyahat edip, koltuk seçimi yapılmak istediğinde, orta koltuğun biraz da mecburiyetten tercih edileceği durumlar için geçerli sanırız. ;) Pegasus'un yurt içi uçuşlarında ise koltuk seçim ücretleri sırasıyla 25, 20, 12 ve 8 TL mertebesinde.
British Airways, Kabin Memurları ile Anlaştı Friday, May 13, 2011 British Airways (BA) yönetimi, kabin memurlarını temsil eden sendika (Unite) ile aralarında 2009 yılından bu yana devam etmekte olan meseleyi en nihayetinde bir çözüme ulaştırdı. Taraflar arasında varılan anlaşma, sendika üyesi yaklaşık 10.000 kabin memurunun onayına sunulacak. Söz konusu anlaşmanın çok büyük bir ihtimalle kabul edileceği tahmin ediliyor. British Airways yönetimi ile kabin memurları arasındaki sorunun tarihçesine kısaca bir göz atalım. 2008-2009 dönemindeki küresel mâlî krizden en fazla etkilenen şirketlerin başında gelen BA, 2009 yılının Ekim ayında yaptığı bir açıklama ile, tasarruf tedbirleri kapsamında 1.700 kabin memurunun görevine son verileceğini açıklamış ve bunun arkasından da şirket yönetimi ile personel arasında uzun ve maliyetli bir mücadele dönemi başlamıştı. 2010 yılının Mart-Haziran ayları arasında üç-dört günlük kısa süreli grevler yapılmış, grevde geçen toplam gün sayısı 22'yi bulmuştu. Yüzbinlerce yolcuyu etkileyen bu iş bırakma eylemlerinin BA'e maliyetinin 150 milyon Pound'u aşmış olabileceği tahmin ediliyor. Bu süreçte tartışılan en önemli konulardan bir tanesi, greve katılan kabin memurlarının pass bilet haklarının iptal edilmesiydi. Son varılan anlaşma ile bu hakkın iade edileceği söyleniyor. Havayolu 101
137
Ayrıca kabin memurlarının birinci yıl için %4, ikinci yıl için ise %3,5 oranında maaş artışına hak kazanacağı gelen haberler arasında. Tabii taraflar arasında bu kadar uzun bir süre devam eden bu çekişmenin mutlu sonla neticelenmesinin ardından yatan sebebe de bakmak lazım. Bir yanda BA CEO'su Willi Walsh, diğer yanda United Sendikası'nın eşbaşkanları Tony Woodleyve Derek Simpson, bu işi adeta bir namus meselesi haline getirmişti. Willie Walsh'un, BA ile Iberia'nın birleşmesi sonucu kurulan IAG'nin başına geçmesi, sendika başkanlarının da görevden ayrılmaları, bir buçuk yılı aşkın bir süredir devam etmekte olan sorunun çözülmesine yardımcı oldu. Böylece hem şirket, hem de o şirketi oluşturan en önemli unsur olan şirket personeli kazanmış oldu.
En Fazla Kargo Trafiği Olan 20 Havalimanı (2010) Friday, May 13, 2011 2010 yılında ağırlık (ton) bakımından en fazla trafiğe sahip olan havalimanlarının listesi yayınlandı. Listedeki en büyük sürpriz, ilk sıranın el değiştirmesiyle yaşandı. Çok uzun yıllardır (18 yıl) hava kargo taşımacılığında birinciliği kimseye kaptırmayan Memphis Havalimanı, Hong Kong'un yaptığı büyük atağa karşı koyamayarak ikinci sıraya geriledi. Dünya genelindeki ilk 20 sıralamasına baktığımızda, Doğu Asya'daki 8 havalimanının önceki seneye nispeten %30 mertebesine kadar tırmanan büyük oranlı artışlarla dikkatleri çektiğini görüyoruz. Bir birlerine yakın mesafede oldukları söylenebilecek Hong Kong, Tayvan, Singapur, Bangkok gibi noktalar, bölgesel kargo hub'ı olmak için adeta yarışır durumdalar. Listede ayrıca ABD'den tam 7 havalimanı birden bulunuyor. İkinci sıradaki Memphis, Fedex'in ve onuncu sıradaki Louiseville ise UPS'in ana merkezleri olmaları sebebiyle bu listede öne çıkarken, beşinci sıradaki Anchorage (Alaska) Havalimanı da coğrafî konumu sayesinde böylesine büyük bir kargo trafiğini kendisine çekmeyi başarıyor. İran Körfezi bölgesinin parlayan yıldızı Dubai geçen seneki yerini koruyarak, sekizinci büyük kargo havalimanı olmayı başarmış. Ülkemizin en büyük havalimanı konumundaki İstanbul Atatürk Havalimanı'nın (AHL)
138
Havayolu 101
kargo trafiği açısından nasıl bir performans gösterdiğine, DHMİ'nin resmî web sitesindeki istatistikler bölümünden ulaşılabiliyor. Maalesef bu konuda pek iddialı olduğumuz söylenemez. AHL'nin 2010 yılındaki toplam kargo trafiği 452.000 ton. Aslında 2009'a nispeten %22'lik bir artış dikkat çekiyor. Ancak dünya genelinde ilk 20, hatta ilk 30 havalimanı arasına girilebilmesi için daha uzunca bir süre çok çalışılması gerekiyor.
Havayolu 101
139
SıraHavalimanıTon 1. Hong Kong International Airport 4.168.394 2. Memphis International Airport 3.916.937 3. Shanghai Pudong International Airport 3.227.914 4. Incheon International Airport 2.684.500 5. Ted Stevens Anchorage International Airport 2.578.396 6. Paris-Charles de Gaulle Airport 2.399.067 7. Frankfurt Airport 2.275.106 8. Dubai International Airport 2.270.498 9. Narita International Airport 2.167.843 10. Louisville International Airport 2.166.226 11. Singapore Changi Airport 1.841.004 12. Miami International Airport 1.835.793 13. Los Angeles International Airport 1.810.345 14. Taiwan Taoyuan International Airport 1.767.075 15. London Heathrow Airport 1.551.405 16. Beijing Capital International Airport 1.549.126 17. Amsterdam Airport Schiphol 1.538.135 18. O'Hare International Airport 1.424.077 19. John F. Kennedy International Airport 1.343.114 20. Suvarnabhumi Airport 1.310.146 Fotoğraf: Tksteven
United Airlines Koltuk Sıralamasını Değiştiriyor Monday, May 16, 2011 Kâr marjının düşük, rekabetin kimi durumlarda yüksek olduğu ticarî havayolu sektöründe şirketler, kazançlarını artırabilmek ve uçuş operasyonunu daha pürüzsüz hale getirebilmek için en ince ayrıntılarla dahi uğraşmak durumundalar. Continental'le birleşmesinin ardından dünyanın en büyük bir kaç havayolu şirketinden biri halien gelen United Airlines için de durum farklı değil. United'ın birleşme öncesine ait tüm iç hat filosunun koltukları, Continental tarafından gelen uçakların koltuk sıralamasıyla eşit hale getirilecek.
"Koltuk sıralamasında nasıl bir değişiklik olabilir ki?" diye düşenenler olabilir. Yani her uçakta koltuklar 1 numara ile başlar ve en son sıraya kadar o şekilde devam eder. United'ta artık sıralama bu şekilde değil. Filo içerisinde tutarlılık sağlamak üzere koltuk sıralaması biraz farklı hale getiriliyor. Koltuklar yine business class'ta 1 numaradan başlayacak. Ancak economy bölümünün ilk sıra koltuklarının numarası bundan böyle 7'den başlayacak. Sık uçan yolcuların sık sık tercih ettiği ve "çıkış kapısına denk gelen" koltukların sıra numarası ise 20 olarak tespit edildi. Hangi uçakta olursa olsun, United'ın iç hat filosunda bu numaralar değişmeyecek. 7-21 arası tüm koltuklar "Economy Plus" sınıfında bulunacak. Yani ilave bir ücret karşılığı, bir miktar daha fazla diz mesafesinin satın alınabildiği koltuklar bunlar. United'ın koltuk sıra numaralarında yaptığı bu değişikliğin en önemli sebebi, uçuş operasyonu esnasında meydana gelebilecek muhtemel bir uçak veya tip değişikliği sonrasında, yolcularına daha öncesinden satmış olduğu koltuk yer ve tipleriyle ilgili bir 140
Havayolu 101
sıkıntı yaşanmaması. Economy Plus koltuğu alan yine orada oturacak, çıkış kapısını tercih etmiş olan yine aynı koltuk sırasında yer bulabilecek. Hem yolcu memnuniyeti sağlanacak, hem de boarding esnasında uçak içinde yaşanması muhtemel bir yer tartışmasının önüne geçilerek zamanında kalkış performansının menfî bir biçimde etkilenmesi engellenmiş olacak. Fotograf: SeatGuru
Düşük Maliyetli İş Modelinin Avantajları Eriyor mu? Monday, May 16, 2011 Düşük maliyetli taşıyıcı iş modelinin avantajları gün geçtikçe erimekte. Yakın geçmişte özellikle Avrupa ve ABD'deki bir çok network taşıyıcı, uçuş esnasında yolculara sundukları ikramı son derece kısıtlı hale getirmişti. İlave diz mesafesi sunan koltuklar parayla satılmaya başlanmış, bilet ücret kuralları sadeleştirilirken, bilet satış kanallarının maliyetlerini en aza indirgeyebilmek için internet satışları teşvik edilmişti. The Wall Street Journal'ın "Orta Koltuk" adlı blog sayfasında çıkan bir habere göre, düşük maliyetli taşıyıcıların bir başka avantajı olan "ikincil havalimanları" noktasında da iki iş modeli arasındaki fark gün geçtikçe azalmakta. Southwest'in kurulduğu ilk yıllardan beri takip ettiği "ikincil havalimanı" sistemi, bu gibi noktalardaki ortalama bilet ücretinin, büyük havalimanlarına nispeten çok daha düşük olmasını sağlamıştı. Yıllar içerisinde pazar payı açısından küçük havalimanları bir hayli yol almıştı. Ancak artık durum değişiyor gibi. ABD Ulaştırma Bakanlığı tarafından açıklanan istatistiklere göre son 10 yıl içerisinde büyük havalimanlarındaki ortalama bilet ücreti düşerken, küçük havalimanlarındaki gelişme bunun tam tersi yönünde. Mesela Los Angeles'ta LAX'taki ortalama bilet fiyatları 2000 yılından bu yana %1 oranında azalırken, aynı bölgeye hizmet veren Bop Hope (BUR) havalimanındaki fiyatlar %42 oranında artış göstermiş. Bir başka dramatik değişim, Southwest'in kalbi konumundaki Dallas'ta yaşanmış. Love Field (DAL) yolcuları fiyatların %29 arttığına şahit olurken, Southwest'in ısrarla
Havayolu 101
141
kullanmaktan kaçındığı Fort Worth (DFW) Havalimanı'nda bilet ücretleri %12'ye yakın bir oranda aşağıya gitmiş. Ülkemize baktığımızda ise İstanbul'daki Atatürk Havalimanı - Sabiha Gökçen Havalimanı rekabeti dışında ABD ve Avrupa'dakine benzer bir havalimanı rekabeti bulunmadığını söyleyebiliriz. Eğer istikrarlı bir biçimde işletmeye açılabilirse, benzer bir durumu Antalya ile Gazipaşa meydanları arasında görmek mümkün olabilir. Neticede Havayolu 101 olarak bir çok kez dile getirdiğimiz iddiamızı yineliyor ve 3-4 saate kadar olan uçuş mesafelerinde network taşıyıcıların da, düşük maliyetliler gibi hareket etmek mecburiyetinde kalacağını ve gelecekte havayolu sektöründeki en geçerli iş modelinin "network+düşük maliyetli taşıyıcı" şeklinde olacağını tahmin ediyoruz.
Air France AF447 Kazasında Önemli Gelişme Monday, May 16, 2011 Neredeyse iki yıl olacak. 2009 yılının Haziran ayının ilk gününde yaşanan kaza belleklerimizdeki tazeliğini hâlâ korumakta. Air France'a ait bir Airbus A330 tipi tayyare, Rio de Jenerio - Paris seferini yapmaktayken, Atlas Okyanusu üzerinde radar ekranından kaybolmuş ve uçağın enkazından geri kalan parçaları bulmak dahi günler sürmüştü. Test uçuşu esnasında yaşanan kazayı hariç bıraktığımızda, bir A330'un bu çaptaki ilk kazasıydı. Ne uçağın enkazı ne de kara kutular bulunabilmişti. Gerek Türkiye ve gerekse dünyanın bir çok yerindeki komplo teorisi meraklıları hemen konuşmaya başlamış ve "kara kutuların kasten bulunmadığı" yönünde garip bir iddiayı dillendirmeye başlamıştı. Ancak Havayolu 101 ekibi olarak, geçmiş örnekler ışığında, söz konusu kara kutuların ne yapılıp, edilip mutlaka bulunacağını vurgulamıştık. Ve nihayet o gün geldi. İki senelik ve milyonlarca Dolar'lık bir arama-kurtarma operasyonunu sonucunda 1 ve 3 Mayıs günleri kara kutuların 4.000 metre derinde bulunan enkazdan çıkarılmasının ardından sıra şimdi de uçuş kayıtlarının incelenmesine geldi. Yetkililer tarafından yapılan açıklamada, tüm uçuş kayıtlarının ve iki saatlik kokpit ses kaydının kutulardan download edildiği ve detaylı araştırmaların kısa sürede başlatılacağı bilgisi verildi. Böylece kazanın gerçek sebebi anlaşılmış olacak. Olayın ardından yapılan 142
Havayolu 101
değerlendirmelerde, hız tespit tüplerindeki bir arızanın kazaya sebebiyet vermiş olabileceği söylenmişti. Bekleyelim, görelim.
Qatar Airways Büyümeye Devam Ediyor Tuesday, May 17, 2011 Geçtiğimiz aylarda Suriye'nin Halep kentine başlattığı seferlerle uçuş ağına 100. noktayı ekleyen Qatar Airways dur durak bilmiyor. Şirketin iddialı CEO'su Ekber El Bekir'in açıklamalarına iki hafta önce Havayolu 101'de yer vermiştik. Qatar Airways'i getirmek istedikleri seviyeyi düşündüğümüzde, hızlı bir biçimde büyümeleri tabii ki kaçınılmaz hale geliyor. İşte önümüzdeki günlerde Qatar Airways'in uçuş ağına dahil olacak yeni şehirler: Şiraz (5 Haziran), Venedik (15 Haziran), Montreal (29 Haziran), Medine (14 Temmuz), Kalküta (27 Temmuz), Sofya (14 Eylül), Oslo (5 Ekim), Entebbe (2 Kasım), Bakü (30 Kasım) ve Tiflis (30 Kasım). Anna.aero'nun haberine göre, son açıklanan dört yeni uçuş noktasının (Bakü, Tiflis, Entebbe, Medine) tamamına sefer düzenleyen tek büyük havayolu şirketi, Türk Hava Yolları (THY). Bilindiği üzere coğrafî konumu sebebiyle Orta Doğu bölgesi, Doğu ile Batı arasındaki transit hava yolu trafiğinin tabii bir aktarma noktası durumunda. Ve buradaki pastayı paylaşmak isteyen başlıca 4-5 havayolu şirketi bulunuyor. Gerek THY ve gerekse Qatar, Emirates ve Etihad bu pastanın talipleri.
Cathay Pacific'in Yeni Business Class'ındaki 12 Özellik Wednesday, May 18, 2011 Hizmet sektöründe yer alan tüm alt sektörlerde olduğu gibi, havayolu işletmeciliğinin de en büyük belası hiç şüphesiz ki, "emtialaşma". Dolayısıyla, bu sektörün ana işi olan, "yolcuların bir noktadan diğerine uçak ile seyahat etmelerine imkân sağlama" hususunu farklılaştırmak çok mümkün olmayınca, havayolu şirketlerinin rakiplerine nispeten kendilerini farklı kılabilmek için en önem verdikleri nokta, uçuş esnasında sundukları hizmetler oluyor. Havayolu 101
143
Cathay Pacific'in tanıtımını yapmakta olduğu yeni business class tasarımı da işte bu kapsamda geliştirilen ve yolcuların beğenisine sunulan ürünlerden bir tanesi. Cathay'ın kişisel mahremiyetin ön planda tutulduğu yeni business class'ı gerçekten de çok iyi olmuş denilebilir. Hem yolculara sunulan kullanım alanı hem de bu alanda bulunan özelliklerin kullanım kolaylığı, dünya genelindeki business class tasarımları arasında bir sıralama yapılsa, Cathay Pacific'in bu yeni ürününün muhtemelen ilk üç havayolu şirketi arasında yer almasını sağlayacaktır. Çift olarak seyahat edenleri üzecek olsa da, tek kişilik olarak tasarlanan koltuk düzeni, özellikle yalnız seyahat eden iş adamları için adeta biçilmiş kaftan. İşte Cathay Pacific'in yeni business class'ında bulunan 12 özellik: 1- Yatak: 180 derece yatabiliyor ve 208 Cm uzunluğa sahip. Yanına eklenen 16,5 Cm'lik ilave bölüm sayesinde yatak, bel hizasına denk gelen bölümde daha da genişlebiliyor. 2- Toplanabilir Kolçak: Toplanabilir kolçak sayesinde yatağı daha geniş bir hale getirmek mümkün. Veya olduğu gibi bırakarak yatağınızın mahremiyet düzeyini yüksek tutabilirsiniz. 3- Kişisel Okuma Işığı: İki kademeli parlaklık derecesi ve ayarlanabilir özelliği ile büyük kullanım kolaylığı sağlıyor. 4- Kişisel TV: 15 inç gibi bir hayli büyük bir ekrana sahip TV'de, ister beraberinizde taşıdığınız kendi içeriğinizi, isterseniz Cathay Pacific tarafından sağlanan uçuş esnası eğlence sistemindeki video görüntülerini (film, dizi, belgesel gibi) izleyebilirsiniz. 5- Eğlence Kumandası: Uçuş esnası eğlence ve bağlanırlık sistemini kullanmaya yarayan ergonomik kumanda. 6- Çoklu-port Bağlantısı: iPhone-iPod gibi kişisel cihazlarınızı eğlence sistemine bağlamaya ve gerektiğinde şarj etmeye yarayan girişlerin bulunduğu prizler. 7- Kokteyl Masası: Sadece içeceklerinizi değil, uçuş esnasında kullandığınız şahsi eşyanızı da (iPad, Kindle gibi) kısa süreliğine koyabileceğiniz ilave masa. 8- Ana Masa: Son derece pratik ve kolay bir şekilde açılabilen ana masa. 9- Eşya Koyma Yeri: Koltuğun yan tarafında bulunan ve uçuş süresi boyunca elinizin altına bulunması elzem olan eşyanızı (su şisesi, diz üstü bilgisayar gibi) koyabileceğiniz küçük dolap. 10- Yan Dolap: İçinde eğlence sisteminin kulaklığı ve makyaj aynası bulunan, yine ufak tefek eşyanızı koyabileceğiniz; baş hizasında ve kol mesafesinde bulunan küçük dolap. 11- Ayak Uzatma Pufu: Oturur durumdayken eşyanızı yerleştirebileceğiniz, yatar pozisyonda ise yatağınızın bir parçası haline gelen puf; İngilizce tabiriyle "Ottoman". 12- Ayakkabı Dolabı: Uçuş esnası boyunca ayakkabılarınızı saklayabileceğiniz, koltuğun 144
Havayolu 101
koridorla birleştiği noktada bulunan dolap. Cathay Pacific - New Business Class [slideshare id=8006892&w=510&h=426&sc=no] View more presentations from Havayolu 101
Freedoms of the Air - Havayolu Trafik Hakları Wednesday, May 18, 2011 Temeli 1944 yılında düzenlenen Şikago Konferansı'na dayanan ve uluslararası havayolu taşımacılığının devletlerarası uçuş trafiği bakımından nasıl faaliyet göstereceğini düzenleyen havayolu trafik haklarına kısaca değinmemiz gerekiyor. Milliyet temelli mülkiyet sorunsalının kaynağı da aslında burası. Farklı devletlere tescil edilmiş havayolu şirketleri kolay kolay birleşemiyor ve tescil edilmiş olduğu ülkenin dışındaki bir noktaya sefer yapmak istediğinde, uçuş ve slot hakkı temini pek de pürüzsüz bir süreçten geçmiyor. Trafik hakları toplamda dokuz adet olarak bilinmekle birlikte, uluslararası düzeyde resmî olarak sadece ilk beş madde kabul edilmiş durumda. İşte o maddeler: 1. Geçiş Hakkı: İniş yapmadan, yabancı bir devletin hava sahasından geçiş yapmak. Ör: Bir Türk şirketi olan THY'nin, İstanbul-Londra seferi sırasında çeşitli devletlerin hava sahalarını kullanması. 2. Geçiş Hakkı: Yabancı bir devlete sefer yaparken, bir başka yabancı devletin hava meydanlarına akaryakıt ikmali ve teknik bakım için iniş yapmak: Ör: THY'nin İstanbulLondra seferini yapan bir uçağın, Zürih'e iniş yaparak akaryakıt alması. 3. Geçiş Hakkı: Bir şirketin, kendi ülkesinden, yabancı bir ülkeye sefer düzenlemesi. Ör: THY'nin İstanbul-Londra seferi. 4. Geçiş Hakkı: Bir şirketin, yabancı bir ülkeden, kendi ülkesine sefer düzenlemesi. Ör: THY'nin Londra-İstanbul seferi. 5. Geçiş Hakkı: Uçuşun başlangıç veya bitiş noktası şirketin kendi ülkesi olması şartıyla, iki yabancı devlet arasında uçuş yapılması. Ör: THY'nin İstanbul-Zürih-Londra seferi yapması. İkinci geçiş hakkından farkı, bu örnekte, Zürih-Londra arasında yolcu taşıma imkânı verilmesidir. 6. Geçiş Hakkı: Seferin çıkış noktasının yabancı bir ülke olduğu ve şirketin kendi ülkesine iniş yapıldıktan sonra bir başka yabancı ülkeye devam edilebilmesi. Ör: THY'nin Londraİstanbul-Bangkok arasında yolcu taşıması. Burada tarif edilen, herkes tarafından âşina olunan "transit yolcu" kavramıdır. Havayolu 101
145
7. Geçiş Hakkı: Kendi ülkesine iniş yapmadan, iki yabancı ülke arasında ticarî taşımacılık yapılması. Ör: THY'nin Londra-Zürih arasında yolcu taşıması. 8. Geçiş Hakkı: Uçuşun başlangıç veya bitiş noktası kendi ülkesi olmak şartıyla, bir havayolu şirkerinin yabancı bir ülke içerisinde, birden fazla havalimanı arasında sefer düzenlemesi. Ör: THY'nin İstanbul-Londra-Manchester seferi. 9. Geçiş Hakkı: Yabancı bir ülkenin iç hatlarında ticarî taşımacılık yapılması. Ör: THY'nin Londra-Manchester arasında yolcu taşıması.
Ryanair - 10 Yıllık Faaliyet Performansı Friday, May 20, 2011 Wikinvest, özellikle dünyanın önde gelen ülkelerinde faaliyet gösteren şirketlerin mâlî performanslarını takip açısından bir hayli zengin bir web sitesi. Hem sektörel bazda hem de şirket bazında inceleme yapmak mümkün. Havayolu 101 olarak biz de, ortaya koymuş olduğu faaliyet performansı dillere destan olan Ryanair'i kısaca inceleme fırsatı bulduk. Son 10 yılı kapsayan sonuçlar gerçekten de etkileyici. Uluslararası terminolojide EBIT (Earnings Before Interest and Taxes) olarak tanımlanan esas faaliyet kârı, Ryanair için adeta bir kural haline gelmiş durumda. Ryanair'in hem gerçekten düşük maliyetli bir havayolu şirketi oluşu, hem de küresel çapta faaliyet göstermediğinden dışsal şoklardan nispeten daha az etkilenmesi, böylesine yüksek kâr marjlarını getirmiş durumda. Son 10 yıl içerisinde havayolu sektörünün en sorunlu olduğu 2001-2003 döneminde ulaşılan %27, %30 ve %35'lik esas faaliyet kâr marjları, Ryanair'in bu sıra dışı performansını gözler önüne koymak için yeterli oluyor. Aynı dönemde, efsanevî Southwest'in ulaşabildiği kâr marjı, Ryanair ile ilgili olarak yaptığımız "sıra dışı" değerlendirmesini destekler nitelikte. Ryanair sadece 2008-2009 küresel mâlî krizinde ciddi biçimde darbe görmüş. Onda da operasyonel kâr marjı %5,7 düzeyine gerilemiş ama yine de zarar edilmemiş. 2010 yılında toparlanmaya başlayan Ryanair'in 2011'de nasıl bir performans sergileyeceği merak konusu.
146
Havayolu 101
Singapore Airlines'tan A380 Hamlesi Friday, May 20, 2011 Havayolu 101 olarak sık değindiğimiz konulardan bir tanesi, özellikle uzun yolculuklar için tasarlanan çift koridorlu, geniş gövdeli uçaklarda bulunan koltuk sayısı ve dolayısıyla koltuk sıraları arasındaki diz mesafesi oluyor. Şirket yöneticilerinin "kâr-maliyet-zarar" üçgeni içerisinde sıkıştıkları bir gerçek ama yolcuların biraz daha konforlu bir yolculuğu hak ettikleri de gözden kaçırılmamalı. Bilindiği üzere şu anda filosunda Airbus A380 modeli, çift katlı tayyare bulunan havayolu sayısı sadece altı. Haziran ayında başlatacağı A380 seferleriyle Korean Air (Kore Havayolları), bu dev uçağı kullanacak yedinci firma ünvanını alacak. Hem Ocak ayında, hem de Nisan'da kaleme aldığımız yazılarla, Korean Air'in insana verdiği değeri vurgulamıştık. Zira Korean Air, diğer A380 kullanıcıları uçaklara doldurabildikleri kadar koltuk doldururken, yolcularının karşısına en yakın rakibinden tam 43 koltuk daha az yerleştirdiği bir konfigurasyonla çıkmıştı. Rakipler Economy Class'ta 31, 32 inç'lik diz mesafesi sunarken, Korean Air'de bu rakam 34 inç olarak tespit edilmişti. Airlineroute.net adlı internet sitesinin verdiği bir habere göre, Singapore Airlines da, Korean Air'le aynı yolu tutarak, yeni teslim alacağı Airbus A380'lerdeki koltuk sayısını 407'ye çekecek. Singapore Airlines'ın mevcut A380'lerinde 471 koltuk bulunuyor ve tayyarenin üst katı business (60 koltuk) ve economy (88 koltuk) olmak üzere iki sınıfa sahip. Yeni teslim alınacak A380'lerde ise üst kat, Korean'da olduğu gibi tamamen business class'a ayrılacak. Böylece mevcutta 60 olan business class koltuk sayısı 84'e çıkarılacak. Uçağın iç tasarımının nasıl olacağını görmeden bir şey söylemek doğru olmaz ama Korean'da bu sayının 94 olduğunu düşünürsek, Singapore'un yeni A380'indeki business class'ın daha da ferah olacağı ön görüsünde bulunabiliriz. Aklın yolu bir... Not: Singapore Airlines, üç sınıfta birden yolcularının kullanımına sunduğu uçuş esnası eğlence ve bağlanırlık sisteminde (UEEB) kullandığı nispeten büyük ve yüksek çözünürlüklü ekranları ve bu sisteme yüklediği e-magazin ve e-kitap imkânıyla dikkat çekmeye devam ediyor.
Havayolu 101
147
THY Bu Aralar Ne İkram Ediyor? Sunday, May 22, 2011 Havayolu 101 ekibinin yakın zamanda yaptığı seyahatlerden bazıları Türk Hava Yolları (THY) ile gerçekleşti. Bundan dört-beş sene kadar önce Do&Co ile yaptığı ortaklığın ardından, uçuş esnasında yolcularına sunduğu ikram kalitesinde gözle görülür bir yükseliş ivmesi yakalayan THY, hatırlanacağı üzere 2010 yılında, Skytrax tarafından yapılan değerlendirmede "En İyi Economy Class İkramı" ödülünü kazanmıştı. İşte yakın zamanda THY'nin Economy Class'ında yaptığımız üç uçuşun ikram mönüleri: 1) a- Karışık Salata b- Mantar ve Krema Soslu Tavuk Göğüs (Sote Havuç ve Bezelye Safranlı Pilav) veya c- Penne Makarna (Domates ve Acı Sos) d- Mocca Kek 2) a- Humus, Acılı Ezme ve Siyah Zeytin b- Izgara Tavuk Göğsü (Demi-Glace Sos ve Parmesanlı Polenta Sote Karışık Sebze) veya c- Izgara Somon Fileto (Karışık Sebze ve Patates Püresi) d- Nugat Mus 3) a- Beyaz Peynirli Çoban Salata b- Izgara Tavuk Göğüs (Izgara Karışık Sebze ve Patatesi Püresi) veya
148
Havayolu 101
c- Rigatoni Makarna (Domates Sos, Parmesan ve Kızarmış Patlıcan) d- Cevizli ve Armutlu Tart THY'nin Economy Class mönüsünde yer alan içecekler ise şu şekilde: 1- Meyve Suları: Portakal, Domates, Vişne ve Elma 2- Meşrubat: Cola, Cola Light, Sprite, Ice Tea, Maden Suyu ve Ayran 3- Sıcak İçecekler: Kahve ve Çay Bakalım THY'nin bu zengin mönüsü geçen seneki başarısını göstererek, Skytrax'te yeniden zirveya çıkacak mı?
Çin'in Karbon Emisyonu İtirazı Netleşiyor Monday, May 23, 2011 Havayolu 101'de iki hafta kadar önce, Avrupa Birliği'nin (AB) havayolu sektörüne getirdiği karbon emisyonu sistemi (Emissions Trading Scheme) uygulamasına değinmiş ve Çin Devleti tarafından bu konuda resmî itirazda bulunulduğunu belirtmiştik. Reuters kaynaklı bir habere göre Çin, resmî itirazının yanı sıra, kapalı kapılar ardında yapılan görüşmelerde, AB'yi ciddi bir biçimde tehdit etmiş durumda. Çin, önümüzdeki yıl başından itibaren yürürlüğe girecek karbon emisyonu sistemiyle ilgili olarak gerek AB temsilcileri ve gerekse Lufthansa gibi şirketlerin üst düzey yöneticileri nezdinde girişimlerde bulunarak, AB üyesi havayolu şirketlerine ve uçak üreticisi Airbus'a, "benzer tedbirlerle" mukabelede bulunulacağını bildirmiş durumda. " Benzer tedbirler " kavramının ucu çok açık olduğundan, Avrupalı yetkililer ne yapacaklarına çok da karar verememişe benziyorlar. Bir yanda yıllardır ısrarla takip ettikleri karbon emisyonu konusu, diğer tarafta da söz geçirmenin pek de kolay olmadığı çok büyük bir devlet. Çin'in bu gibi konularda şakası olmadığı düşünüldüğünde, AB'nin ısrarcı olması durumunda, Çin'e sefer düzenlemekte olan Avrupalı havayolu şirketlerinin önümüzdeki yıldan itibaren ilave maliyetlerle karşılaşmaları kuvvetle muhtemel. Ve tabii 2015 yılına kadar hızla büyüyeceği tahmin edilen Çinli havayolu şirketlerinin vereceği yeni uçak siparişlerinde (yaklaşık 2000 uçak) Airbus'ın, rakibi Boeing'e karşı bir, hatta bir kaç adım geride kalma ihtimali de cabası. Havayolu 101 olarak ön görümüz; AB'nin Çin'e çok da fazla direnç gösteremeyeceği ve Çinli havayolu şirketlerine ilk yılda 123 milyon USD, 2020 yılında ise bunun en az üç katı Havayolu 101
149
maliyeti olacağı tahmin edilen karbon emisyonu sisteminin daha başlangıç aşamasında delineceği yönünde.
Ryanair 2010-11 Sonuçlarını Açıkladı Monday, May 23, 2011 Daha geçen hafta Ryanair'in 10 yıllık işletme kârından bahsetmiştik. Ryanair bugün yaptığı bir açıklama ile, 2010-11 yılına ait performansını gözler önüne serdi. Havayolu 101'i takip edenler hemen hatırlayacaktır; bazı şirketler mâli yıl olarak yaz tarifesinin başlangıcı ile kış tarifesinin bitiş tarihleri arasını kabul ediyorlar. Ryanair de bu şekilde planlama yapan şirketlerden bir tanesi. Buna göre Ryanair; - Taşıdığı yolcu sayısını 66,5 milyondan, 72,1 milyona (+%8) - Toplam cirosunu 2,99 milyar Euro'dan, 3,63 milyar Euro'ya (+%21) - Net kârını 319 milyon Euro'dan, 401 milyon Euro'ya (+%26) yükseltmiş durumda. Bu etkileyici sonuçların yanı sıra, Ryanair'in son bir yıl içerisinde 40 yeni uçak teslim alarak toplamda 272 adetlik bir filoya sahip olduğunu, açtığı sekiz yeni merkez (hub) ile ( El Prat, Gran Canaria, Kaunas, Lanzarote, Malta, Seville, Tenerife ve Valencia) toplam merkez sayısını 44'e yükselttiğini ve 328 yeni hat açarak toplam hat sayısını 1300'ün üzerine çıkardığını belirtmekte fayda var. Aynı dönemde şirketin birim maliyeti %11 nispetinde artmış. Bundan en önemli pay, artan akaryakıt fiyatları ile Ryanair'in ortalama hat mesafesinin %10 oranında uzamış olmasında. Akaryakıt hariç tutulduğunda, Ryanair'in birim maliyetindeki artış sadece %3 seviyesinde.
Dünyanın En Değerli Havayolu Markası Hangisi? Tuesday, May 24, 2011 Millward Brown Optimor tarafından bu yıl 6.sı açıklanan ve dünya genelindeki markaların değerini, belli bir metodoloji çerçevesinde tespit eden sıralamada en fazla puanı hangi havayolu şirketi aldı dersiniz? Cevap:
150
Havayolu 101
Hiç biri. Fast-food şirketlerinden, teknoloji şirketlerine, otomobil üreticilerinden, çocuk bezi firmalarına kadar farklı bir çok sektörden 100 markayı sıralayan listede hiç bir havayolu şirketi bulunmuyor. İlk 10 basamağın, 9 marka ile ABD'li şirketler tarafından domine edildiği listenin ilk sırasında Apple bulunuyor. İkinci sırada Google ve üçüncü sırada da IBM yer alıyor. Hatırlanacağı üzere, bir başka marka yönetimi firması tarafından yapılan "en iyi küresel marka" sıralamasında da havayolu şirketleri kendilerine ilk 100 içerisinde yer bulamamıştı. Havayolu sektörünün kaderi bu. İşin hamallığını havayolu şirketleri yaparken, küreselleşmenin kaymağını başkaları yemeye devam ediyor.
Bir Pan Am Vardı; Ne Oldu Ona? Tuesday, May 24, 2011 Arthur C. Clarke'ın romanından uyarlanarak, Stanley Kubrick tarafından beyaz perdeye aktarılan, "2001: A Space Odyssey" adlı filmi bilmeyen yoktur. 1968 yılında çekilen filmde, 2001 yılına gelindiğinde insan hayatının ne şekilde değişebileceği farklı bir anlatımla ele alınır. 1968 yılına göre her şey çok farklıdır. İnsanoğlu bambaşka bir hayat yaşamaktadır. Ama değişmeyen bazı şeyler de vardır. 2001 yılında insanoğlunun günlük hayatında varlığını devam ettirebilen nadir unsurlardan bir tanesi, efsanevî havayolu şirketi Pan Am'dır. Pan Am'ın kullandığı hava araçları değişmiş ama Pan Am logosu ve "Clipper"lı uçak isimleri değişmemiştir. (Space Clipper) Tabii ki işin reklam ve pazarlama boyutu çok önemli. Tabii ki Pan Am zamanında bu tarz bir kullanım için filmin yapımcılarına belli bir ödeme yapmıştır. Ama yadsınamaz bir gerçek var ki, o tarihlerde Pan Am, Amerikan rüyasının bir sembolü olarak dimdik ayaktaydı ve adeta ilelebet payidar kalacak gibi görünüyordu. Hatta Pan Am, aya yapılacak ticarî seferler için yolcu başvurusu dahi almaya başlamıştı.
Havayolu 101
151
Sonuç? Pan Am, 2001'e 10 kala, 1991 yılının başında iflas etti. Şirketi yaşatma çabaları da başarısız oldu ve aynı yılın Aralık ayında uçuş operasyonu tamamen durdu. Şirket kapandı, binlerce kişi işini kaybetti. Bizlere de nostaljik bir tad olarak, ABC televizyonu tarafından önümüzdeki sonbaharda gösterime girecek olan Pan Am adlı dizi filmi seyretmek kaldı.
Delta ile US Airways Yeniden Slot Pazarlığında Wednesday, May 25, 2011 2009 yılının ortalarında gündeme gelen ve Delta Air Lines ile US Airways arasında yapılması planlanan slot takasıyla ilgili pazarlıklar yeniden başladı. Konuyu hatırlamak gerekirse; US Airways, New York LaGuardia Havalimanı'ndaki 125 çift slotunu Delta’ya devrederken karşılığında, Washington Reagan Havalimanı'ndaki 42 çift Delta slotu ile Sao Paulo ve Tokyo hatlarına uçuş izinlerini alacaktı. Ancak ABD Ulaştırma Bakanlığı, La Guardia’daki slotların 20, Reagan’daki slotların ise 14 tanesinin anlaşmaya taraf olan havayolları tarafından elden çıkarılması gerektiğine karar verince, ilgili havayolu şirketleri bu işe biraz soğuk bakar olmuşlardı. Son yapılan açıklamaya göre iş yeniden başa dönmüş gibi görünüyor. Hazırlanan yeni teklife göre Delta, New York LaGuardia Havalimanı'ndaki 132 çift US Airways slotunu alırken, US Airways buna karşılık olarak Washington's Reagan National Havalimanı'nda Delta'ya ait durumdaki 42 slot çiftine sahip olacak. Ayrıca 2015 yılından itibaren Sao Paulo'ya günlük sefer hakkı da US Airways'e geçecek. Bu takas için Delta, US Airways'e 66.5 milyon USD nakit ödeyecek. Kabul edilirse; anlaşmaya taraf olan şirketler LaGuardia'daki 16 ve Reagan National'daki 8 slot çiftini diğer havayolu şirketlerine devredecek. ABD Ulaştırma Bakanlığı, yukarıda da belirttiğimiz gibi, tarafların elden çıkarması gereken slot çifti sayısını 34 olarak tespit etmişti. Bakalım şirketler tarafından teklif edilen 24 rakamı, Bakanlık için kâfi gelecek mi? Fotograf: Delta Air Lines web sitesi
152
Havayolu 101
Yavru Şirketler Tuhaf İsimli Olmak Zorunda mı? Wednesday, May 25, 2011 Düşük maliyetli taşıyıcıların devrim niteliğindeki iş modeli, ister istemez network taşıyıcı şirketleri de etkilemişti. Devrimin ilk yıllarında network taşıyıcılar tarafından kaale alınmayan düşük maliyetli iş modeli, zaman geçtikte kendisini ispat etmiş ve neticede büyük şirketler tarafından kopyalanır olmuştu. Ama nasıl? Network taşıyıcılar, bu iş modelinin gerçeklerini anlamak yerine, yavru şirketler kurarak bire bir kopyalama yoluna gitmişti. Düşük maliyetli taşıyıcı iş modelinin ruhu bir kenara bırakılarak yapılan bu denemelerin neredeyse tamamı hüsranla neticelenmişti. İşin en enteresan tarafı, büyükler tarafından kurulan bu yavru şirketlerin isimlerinin bir hayli tuhaf olması. İşte onlardan ilk aklımıza gelenler: KLM - Buzz, British Airways - Go, SAS - Snowflake, United - Ted, Delta - Song, Air Canada - Tango, Air Canada - Zip, Korean Air - Jin Air, Qantas - Jetconnect, South African Airways - Mango. Şimdi bunlara bir yenisi daha ekleniyor. Peach. Evet, İngilizce'de şeftali anlamına gelen bu kelime, Japonya'da kurulan yeni bir yavru şirketin adı olarak seçilmiş. Peach, All-Nippon Airways (ANA) ve bir grup Doğu Asyalı yatırımcının ortaklığı ile hayata geçiyor. Japonya'daki ilk düşük maliyetli taşıyıcı olma iddiasındaki bu yeni şirketin merkezi için Osaka - Kansai Havalimanı seçilmiş. Şeftali gibi havayolu sektöründe kolay bulunmayacak bir ismin seçilme sebebi, "herkes tarafından bilinen bir meyva olması ve Asya'da uzun ömür, iyi şans, mutluluk gibi kavramları temsil etmesi " şeklinde açıklanmış. Şirketin ayrıca Pan-asian, Energetic, Affordable, Cute & Cool ve Happy şeklinde, biraz zorlama gibi duran bir akrostiş denemesinde bulunduğunu da ekleyelim. :) Aslında Peach ile Mango'nun farklı pazarlara hitap ediyor oluşları büyük eksiklik. Bu iki şirketin aynı bölgede faaliyet gösterdiğini düşünsenize... ;)
Havayolu 101
153
İşte Çılgın Proje: Aerotropolis Wednesday, May 25, 2011 Genel seçimlere hızla yaklaşırken çılgın projeler de bir biri ardına açıklanmaya devam ediyor. İstanbul'la ilgili olarak tanıtımı yapılanların içerisinde Havayolu 101'in ilgi alanına en fazla gireni, tabii olarak, İstanbul'a yapılması düşünülen üçüncü havalimanı projesi. Hemen Mart ayına dönüyoruz ve havalimanı merkezli şehir planlaması konusunda John D.Kasarda ve Greg Lindsay tarafından yazılan Aerotropolis adlı kitabı ele aldığımız yazımızı hatırlıyoruz. Yazarların iddiası, küreselleşmenin gelmiş olduğu seviye sebebiyle, önümüzdeki dönemde yapılacak şehir planlamalarında havalimanlarının merkeze konularak, kentin bu liman çevresinde gelişmesi gerektiği yönündeydi. Kasarda'ya göre 18.yüzyılda dünyayı deniz limanları şekillendirmişti. 19.yüzyılda demiryolları, 20.yüzyılda otoyollar ön plandaydı. 21.yüzyılda dünyayı şekillendirecek baş rol oyuncusu ise havalimanları olacak. Üç önemli özelliği "hız, atiklik ve bağlantı" olarak vurgulanan Aerotropolis şehir planının basit bir anlatımını Kasarda'nın web sitesinde bulmak mümkün. Yine aynı sitede, dünya üzerindeki mevcut halimanlarından, Kasarda'nın aerotropolis tanımlamasına en fazla uyanlarını da inceleyebilirsiniz. Bunların arasında Atina Havalimanı'nın da bulunması doğrusu bizim için sürpriz oldu. Yeniden Aerotropolis'e dönelim. Bu şehrin en başta gelen özellikleri şunlar olmalı: - iş ve yaşam merkezlerini havalimanına bağlayacak özel otoyol ve demiryolları, - sadece kamyonların seyredeceği ayrı otoyollar, - ana noktaların havalimanına göre planlaması mesafe bazlı değil, zaman-maliyet temelli yapılmalı, - bununla birlikte havalimanını kullanma oranı da dikkate alınmalı, en az kullanan iş merkezleri, en uzağa yerleştirilmeli, - havalimanı bölgesinde bulunacak üretim, depolama, nakliye gibi işler, beyaz yakalı hizmet bölümlerinden ve yolcu terminallerinden ayrı binalarda faaliyet göstermeli, - gürültü ve egzoz emisyonuna hassas iş ve yaşam merkezleri, uçuş yollarından mümkün mertebe uzak bir şekilde planlanmalı, - şehir, uzunlamasına değil, küme küme planlanmalı ve bu kümeler arası yeşil alan olarak 154
Havayolu 101
ayrılmalı, - tüm şehir mimarisi, sıkı kurallarla kontrol altında tutulmalı, - şehir içerisinde yön bulmayı kolaylaştırıcı ve şehre bir ruh verecek anıtsal yapılar bulunmalı, - hem havalimanı bölgesinde çalışanlar, hem de sık uçan yolculara yönelik olarak, bu bölgeye ulaşımı kolay olacak ikâmet+ticarî şeklinde karma yerleşim yerleri inşa edilmeli. Evet, Aerotropolis tarzı bir planlamaya gidilirse, İstanbul'a yapılacak üçüncü havalimanı çok büyük bir fırsat olabilir. Böylece İstanbul, 21. yüzyıla gerçekten hazır bir hale gelir.
Ekşi Sözlük'te Bugün Pegasus Reklamı Var Thursday, May 26, 2011 Geçtiğimiz Ocak ayında Sky ve Mart ayında Anadolujet'in reklamlarını gördüğümüz Ekşi Sözlük'ün bugünki reklamvereni Pegasus. Hafızamız bizi yanıltmıyorsa, Ekşi Sözlük'ü bir reklam mecrası olarak kullanan ilk havayolu şirketi yıllar önce Pegasus olmuştu. Bugünkü reklamda, düşük maliyetli taşıyıcıların olmazsa olmaz müşteri segmenti durumundaki üniversite öğrencileri hedeflenmiş. Hatta bu müşteri segmentinde biraz daha derine inilerek, Kıbrıs'taki üniversitelerde eğitim görmekte olup, önümüzdeki haftalarda final sınavlarına girdikten sonra yaz tatili için Türkiye'ye dönecek öğrenciler için bir kampanya geliştirilmiş. Kampanya dahilindeki bilet fiyatları, vergiler dahil 69,99 TL'den başlıyor. Tabii Ekşi Sözlük yazarları boş durmamış ve gerekli çalışmayı yaparak linkini hemen yazıvermişler. Buna göre Haziran ayında, Lefkoşa-İzmir arasında, 69,99 TL gibi bir fiyata ulaşmak mümkün olmuyor. Fakat işin ilgi çekici bir yanı; aynı tarihlerde Lefkoşa-SAW arasında 49,99 TL gibi daha düşük bir fiyatı bulmak bile mümkün. Hatta yolcu tipi seçiminde "öğrenci" şıkkını işaretlememiş olsanız bile. ;)
Havayolu 101
155
THY'nin Stop Motion Reklamını Gördünüz mü? Thursday, May 26, 2011 Bir biri ardına hazırladığı ve yayınladığı çalışmalarla, THY'nin reklam atağı devam ediyor. THY'nin çalışmalarından son olarak gözümüze takılan, "stop motion" şeklinde adlandırılan animasyon tekniği ile hazırlanan ve Fly Turkish uygulamasını tanıtan reklam oldu. Stop motion tekniği, aslında hareketsiz olan ögelerin, çok yavaş bir biçimde hareket ettirilmesi ve her bir hareketin tek tek fotoğraflanması anlamına geliyor. Tek tek çekilen belki de yüzlerce fotoğraf daha sonra birleştirilerek, bu örnekteki gibi hareketli görüntüler elde edilmiş oluyor. Gerçekten de çok zahmetli bir iş. Peygamber sabrı gerektiren bu tarz bir çalışmayı hayata geçirdikleri için THY'yi ve reklam ajansını tebrik ediyoruz. İşte baş rolünde Mr.Finger'ın oynadığı Fly Turkish temalı THY reklamı. :) [vimeo http://www.vimeo.com/24231020 w=560&h=315] Turkish Airlines - Fly Turkish v01 from studio triangle on Vimeo.
Cargolux: Qatar Airways'in Büyüme Yönündeki İlk Hamlesi Thursday, May 26, 2011 Geçtiğimiz ay Airline Business dergisinin konuğu olan ve Qatar Airways'in geleceği ile ilgili iddialı açıklamalarda bulunan Ekber El Bekir "inorganik büyüme" ile ilgili ilk adımı, Lüksemburg merkezli Cargolux'ten hisse satın alarak atıyor. Hatırlanacağı üzere, o röportajda öne çıkan vurgulardan bir tanesi, Qatar Airways'in satın alacağı şirketlerin, “Kârlı, Qatar Airways yönetimini boş yere meşgul etmeyecek, büyük potansiyele ve sağlam bir işletme yapısına sahip” olması gerektiğiydi. 1970 yılında kurulan ve sadece hava kargo işine odaklanan Cargolux, uzun süren görüşmelerin ardından %35'lik hissesini Qatar Airways'e satmaya karar verdi. 156
Havayolu 101
Hava kargonun tartışmasız küresel lideri olma azminde olan Cargolux, tamamı Boeing 747-400F tipinden oluşan 12 uçaklık filosu ve 13 adetlik Boeing 747-8F siparişiyle dikkat çekiyor. 2010 yılında 1,75 milyar USD ciro yapan şirket, 60 milyon USD civarında kâr etmeyi başardı. 683.000 ton kargo taşıyan Cargolux, önceki yıllara göre performansını bir hayli artırmış durumda. 2010 yılı sonu itibarıyla hisse dağılımı; %52 Luxair, %40 BIP Investment Partners - BCEE - SNCI - Lux-Avantage ve %8 Lüksemburg devleti şeklindeydi. Qatar Airways tarafından satın alınacak %35'lik hissenin Luxair'den mi yoksa diğer ortaklardan mı alınacağı henüz belli değil. Bu yüzden Qatar Airways'in büyük ortak olup olmayacağını henüz söyleyemiyoruz. Qatar Airways'in kargo işindeki gücü nedir diye baktığımızda ise üç adet Airbus A300600F ve iki adet Boeing 777F'ten oluşan bir filo görüyoruz. İlaveten dört tane daha 777F siparişi bulunuyor. Qatar Airways, yapmış olduğu bu ilk büyüme hamlesiyle, sadece yolcu pazarında değil, küresel kargo işinde de iddialı olduğunu ortaya koydu. Şirketin inorganik büyüme stratejisi çerçevesinde satın alacağı veya Cargolux'te olduğu gibi yüksek oranlı bir ortaklık kuracağı havayolu şirketini merakla bekliyoruz.
Hava Güneşli, Apronda Şemsiyeler Neden Açık? Friday, May 27, 2011 Son bir ay içinde üçüncü kez Fransa'nın Toulouse kentindeyim. Orası neresi derseniz, burası Airbus'ın ana merkezi. Daha öncekilerle bulunma nedenim aynı. Önce Free Bird'ün Airbus A320, arkasından Türk Hava Yolları'nın son Airbus A330-300 uçağını teslim aldıktan ve İstanbul'a uçtuktan sonra şimdi sıra Kore Havayolları'nda. Ama bir farkla. Bu sefer teslimat uçuşuna katılmayacağım. Sadece törende hazır bulanacağım. Airbus A380'in roll-out yani fabrikadan çıkartılma, ilk uçuş, arkasından Singapur, Emirates ve Lufthansa derken şimdi de Kore'nin teslimat törenindeyim. Avrupalı imalatçı bugüne kadar 48 adet A380 teslim etti. Şimdi sıra Asya'da yeni bir taşıyıcıda... Töreni heyecanla beklerken apronda uçağı görüyorum. Kore'nin neredeyse bilmem kaç kilometre öteden belli olan turkuaz-mavi karışımı rengine boyanmış A380 yavaş yavaş tören alanına geliyor. Kenarda ise yüzlerce çalışan var. Ellerinde taşıdıkları şemsiyeleri açmaya başlıyorlar. Mavi, kırmızı, beyaz renkler bir anda güneşli havada adeta tezat oluşturuyor. A380 ağır ağır karşımıza geliyor. Ardından tören başlıyor... Havayolu 101
157
Airbus yönetimi, Kore'nin CEO'su hazır bekliyor. Seremoni, yukarıdan inen dansçılar derken uçağı gezmek için sıraya giriyoruz. En çok da uçaktaki duty free mağazasını merak ediyorum. Uzun uçuşlarda yolcuların zamanlarını alış veriş yaparak geçirmesi için uçakta özel bir bölüm hazırlandı. ‘Duty Free Showcase’ olarak adlandırılan bölümde kozmetik, parfüm, içki ve takı satışı yapılacak. Özel görevli kabin memurları ile gerçekleştirilecek satıştan Kore Havayolları yılda 15 milyon dolarlık ciro bekliyor. Duty free mağazası uçağın alt katında arka bölümde yer alıyor. Beş ayrı modülde tasarlanan mağazanın toplam ağırlığı ise 120 ila 130 kilogram arasında. Toplam 150 farklı ürünün sergilendiği duty free, uçağın iniş-kalkışı sırasında kapalı olacak. Normalde 13 koltuğun yer aldığı bölüm, Kore Havayolları’nın isteği üzerine mağaza haline getirildi. Havayolu şirketi, yolcuların bu mağaza ile hem uzun menzilli uçuşlarda sıkılmamalarını, hem de gelir elde etmeyi hedefliyor. Uzun uçuşlarda yolcular zamanlarını ikinci kattaki özel lounge olarak adlandırılan salonda geçirebilecek. Buradaki bardan içecek servisinin yapılacağı salonda yolcuların oturabileceği koltuklar yer alıyor. Bu bölüm uçağın ikinci katında arka tarafta bulunuyor. Uçağın kabin tasarımı üç ayrı sınıfta 407 koltuklu olarak planlandı. First Class: "Kosmo Suits" adını taşıyan first class toplam 12 koltuklu. Tam yatak haline gelen ve her yolcuya ‘suit’ olarak adlandırılan ayrı bölüm sunan koltuklar 211 santimetre yatak haline geliyor. Koltukta 55 santimetrelik ekran yer alıyor. First class uçağın birinci katında bulunuyor. First class koltuğu geniş. Uçakta her şeyde olduğu gibi sadelik ön planda. Business Class: İkinci kattaki business, ‘Prestige Class’ adını taşıyor. Toplam koltuk kapasitesi 94 adet. 188 santimetre uzunluğunda 180 derece tam yatar hale gelen koltuklarda 35 santimetrelik kişisel ekranlar var. Economy Class: Toplam 301 koltuklu ekonomi sınıfında geriye yatış açışı 118 derece. 86 santimetrelik koltuk aralığına sahip. Her koltukta 25 santimetrelik kişisel ekranlar yer alıyor. Airbus, iki katlı yolcu uçağı A380’den bu güne kadar 234 sipariş aldı. Bunlardan 48’ini teslim etti. Altı kullanıcı tarafından uçurulan A380, uzun menzilli seferlerde yolculardan büyük ilgi görüyor. Airbus yetkilileri, aynı hatlarda kullanılan diğer uçaklarla karşılaştırıldığında A380’lerin daha fazla ilgi gördüğünü, doluluklarının ise yüksek olduğuna dikkat çekiyor. Satış Fiyatı 375 Milyon Dolar Koltuk başına düşen uçuş maliyetleri açısından A380, rakibi Boeing 747-8I’ye göre %14 daha tasarruflu. 158
Havayolu 101
A380, çevreyi de %20 daha az kirletiyor. Menzili 15.300 Kilometre olan uçak, 100 Kilometrelik uçuştayolcu başına 3 litre akaryakıt harcıyor. Koltuk kapasitesi tek sınıfta 853’e kadar çıkıyor. Uçağın liste satış fiyatı donanımına bağlı olarak 375 milyon dolar. Maksimum kalkış ağırlığı: 560 ton Yakıt kapasitesi: 310 bin litre 2.5 milyon parçadan oluşan uçak için aralarında Türkiye’den TAI’nin de bulunduğu 30 ülkeden 1.500 şirket imalat gerçekleştiriyor. THY büyük uçağını arıyor Hızla artan yolcu kapasitesi ile Türk Hava Yolları (THY), yüksek kapasiteli yolcu uçağı için görüşmeler yapıyor. Airbus’tan A380, Boeing’ten de 747-8I için teklif alan THY, en az 5 uçak almayı planlıyor. New York, Bangkok, Singapur gibi uzun menzilli hatlarda kullanılacak uçaklarla tek seferde en az 400-450 yolcunun taşınması planlanıyor. Korean Air - Airbus A380 Teslimatı [slideshare id=8125074&w=595&h=497&sc=no] View more presentations from Havayolu 101
Milano-Barselona Hattındaki Rekabet ve Lufthansa Italia Monday, May 30, 2011 Milano (Malpensa) ile Barselona arasında rekabet eden üç havayolu şirketi bulunuyor: easyJet, Lufthansa Italia ve Vueling. Avrupa Birliği içerisinde, hat bazında yoğun rekabet yaşanan şehir çiftleri bulunduğunu sıkça dile getiriyoruz. Milano-Barselona pazarı da bu yoğun rekabetten payını alanlardan. Yolcular açısından son derece faydalı olan yüksek rekabet, tabii olarak havayolu şirketleri için aynı derecede tercih edilen bir şey değil. Anna.aero tarafından yapılan bir mini analizde, Milano-Barselona arasındaki fiyat seviyeleri irdelenmiş. 24 Mayıs'ta toplanan bilet ücretleri, 25 Mayıs-19 Haziran tarihleri arasındaki uçuşları
Havayolu 101
159
kapsıyor ve hepsi one-way. Milano-Barselona yönünde easyjet'in ortalama en düşük fiyatı 47 Euro olurken, Vueling'te bu rakam 49 Euro. Lufthansa Italia ise 96 Euro'luk ortalama fiyatı ile rakiplerinin bir hayli üzerinde bir seviyeye yerleşmiş. Barselona-Milano yönüne baktığımızda da durum pek farklı değil. easyjet ve Vueling, 51 Euro'luk ortalama ile kafa kafaya rekabet ederken, Lufthansa Italia 120 Euro ile rakiplerinin fiyatından neredeyse 2,5 kat daha yükseklerde uçuyor. :) Anna.aero'da yayınlanan bu makalenin sonunda yer alan ve düşük maliyetli iki taşıyıcının (easyjet ve Vueling) ödeme, bagaj, boarding gibi hizmetler için tahsil ettiği ilave ücretlere de dikkat etmek gerekiyor. Ama bu durum yine de Lufthansa Italia'nin yüksek ücretini açıklamaya yeterli değil. Sonuç: Lufthansa Italia, önümüzdeki kış tarifesinden, yani Ekim ayından itibaren Milano'dan çekiliyor! 2009 yılının Şubat ayından bu yana Milano merkezli olarak faaliyet gösteren Lufthansa Italia hakkında Havayolu 101 olarak geçen sene yazdığımız bir yazıda, burada işlerin pek de istenildiği gibi gitmediği ve 2011 yılı sonuna kadar 'ak koyun-kara koyun'un belli olacağı yönünde bir öngörü de bulunduğumuzu görüyoruz. Böylece Lufthansa'nın İtalya macerası sona ererken, bu başarısızlığın en önemli sebebi olarak Lufthansa Italia'nın kısa ömrü boyunca işlettiği toplam 21 hattan 17'sinde easyjet ile kafa kafaya rekabet etmek zorunda kalmış olması gösterilebilir. Hülasa; bir network taşıyıcının, düşük maliyetli iş modeli karşısında denediği bir başka girişim daha hüsranla sonuçlanmış oldu. Bu denemenin, Alitalia'nın Milano'dan çekilmesiyle ortaya çıkan boşluğu doldurmaya çalışırken yaşanmış olması da ayrıca dikkat çekici.
İngilizler Bodrum'a Rağbet Ediyor Monday, May 30, 2011 Türkiye'nin gözde tatil beldelerinden Bodrum, İngilizler tarafından rağbet görmeye devam ediyor. DHMİ'nin resmî web sitesindeki rakamlara göre geçen yıl 3,1 milyon yolcuya ev sahipliği yapan Bodrum Havalimanı, 1.2 milyon iç hat yolcusuna karşılık olarak, 1.9 milyon dış hat yolcusu ağırlayarak Türkiye'nin 7. büyük havalimanı oldu. 2009 yılından 2010'a iç hat yolcusundaki artış oranı %20'yi bulurken, dış hat yolcu 160
Havayolu 101
sayısında bu oran %6 seviyesinde gerçekleşti. Bodrum Havalimanı'na gelen yabancı yolcu trafiğinin bir hayli önemli bir bölümü Büyük Britanya kaynaklı. Toplam yabancı yolcu trafiğinin %45'i, yani yaklaşık 880.000'i, Ada'dan geliyor. Almanya'dan Bodrum Havalimanı'na ulaşan yolcu trafiği ise sadece %5 (100.000) mertebesinde. Hal böyle olunca, Bodrum Havalimanı yoğun bir biçimde İngiliz düşük maliyetli taşıyıcıların ilgisini çekiyor. easyjet son iki sene içerisinde tam dört noktadan (Londra Gatwick, Londra Stansted, Liverpool ve Bristol) Bodrum'a sefer yapar hale geldi. Monarch; Birmingham, Londra Gatwick, Londra Luton ve Manchester seferleriyle Bodrum'a ulaşırken, bir diğer düşük maliyetli taşıyıcı Jet2.com da Manchester, East Midlands ve Leeds/Bradford seferleriyle İngiliz turistleri Bodrum'a taşıma telaşına katılmış durumda. Anna.aero'nun verdiği habere göre tüm bu düşük maliyetli seferlere karşın BiritanyaBodrum pazarında aslan payı, "her şey dahil" tatil paketi satan Thomas Cook ve Thomson Airways şirketlerine ait. Aynı haberde sunulan ve Bodrum Havalimanı'nın ay bazındaki yolcu trafiğini gösteren grafik ise bir hayli dramatik. Kış aylarında 50.000'e kadar düşen yolcu trafiği, yazın 600.000'in üzerine çıkıyor.
Görünmeyen Güç: Uçuş Esnası Dergileri Tuesday, May 31, 2011 Ülkemizdeki süreli dergi satışları bir türlü arzu edilen patlamayı gerçekleştirememiştir. Türk basın tarihi, başarısızlıkla sonuçlanan dergi çıkartma girişimleriyle doludur. Haftalık yayımlanan ve aylık 200 bin civarına ulaşan bir tiraja sahip Aksiyon'un istisnaî durumunu bir kenara koyacak olursak, ayda toplam 30-40 bin'lik tiraja ulaşan süreli yayınların başarılı addedildiği bir ülkede yaşıyoruz. Söz konusu tiraj listesinde olmadığından nüfuzu ve kudreti kamuoyunda pek dile getirilmeyen bir başka dergi türüne dikkat çekmek istiyoruz: Uçuş Esnası Dergileri Aylık tiraj rakamları yüz binlerle ifade edilen bu dergiler, her ay milyonlarca kişinin seyahat ettiği uçaklarda okuyucularla buluşuyor. Ulaştığı kesimin genişliği ve muhtemel gelir grubu düşünüldüğünde, bu gibi dergilerin hedef kitlelerle iletişime geçmekte ne denli Havayolu 101
161
önemli olduğu daha rahat anlaşılabilir. Türkiye'nin en önde gelen uçuş esnası dergisi hiç kuşkusuz Skylife. İlk denemesi 1973 yılında, THY'nin 40. kuruluş yıldönümünde yapılan dergi, 1984 yılından itibaren THY Magazin adı ile düzenli bir biçimde yayınlanır hale gelmişti. 1989 yılı Aralık sayısından itibaren adı "Skylife" olarak değiştirilen dergi, gerek tiraj rakamı ve gerekse istikrarlı bir biçimde yayınlanıyor olması açılarından belki de Türkiye'de bir rekora imza atmış durumda. Derginin içeriğine THY'nin web sitesinden ulaşmak mümkün. Ülkemizde düşük maliyetli taşıyıcı iş modelini takip eden havayolu şirketlerinin başta geleni Pegasus da uçuş esnası dergisi yayınlamakta. 'Pegasus Magazine' adı ile yayınlanan derginin tamamına eMecmua'daki sayfasından ücretsiz olarak erişebilirsiniz. Ağustos 2009'dan bu yana çıkan Pegasus Magazin'ler burada... Uçuş esnası dergilerinin dünya çapındaki durumuna baktığımızda, gelişen teknoloji ile birlikte işin bir basamak daha atladığını ve çıtanın yükseltildiğini görüyoruz. Lufthansa, geçtiğimiz Aralık ayından itibaren uçuş esnası dergisi 'Lufthansa Magazin'i artık iPad versiyonu ile birlikte hazırlıyor. Böylece hem derginin erişim sahası uçak yolcularının dışındaki kitlelere doğru genişliyor hem de dergi, elektronik versiyonuna eklenen video parçalarıyla daha cazip bir hale geliyor. Hem tiraj, hem de nüfuz artıyor. ;) Görünen o ki, yakın bir gelecekte tüm uçuş esnası dergileri elektronik ortamda yolcu ve okurların beğenisine sunulacak. Teknolojinin sağladığı imkânların, kitap kavramını ne yöne doğru itmekte olduğuna da dikkat etmekte fayda var. Kitaplar, yakın zamanda çok farklı bir formata sahip hale gelecek. Ayrıca, iPad uyumlu uçuş esnası dergilerinin Matador Goods tarafından bir listesine buradan ulaşabilirsiniz.
Böyle Olur Düşük Maliyetlinin Comfort Class'ı Tuesday, May 31, 2011 "Böyle olur düşük maliyetli taşıyıcının comfort class'ı" demekten başka çaremiz bulunmuyor. Germanwings tarafından az önce gönderilen Twitter mesajında, yeni başladıkları "Best Seat" uygulaması ile yolculara daha fazla diz mesafesi sunulacağı belirtildi. 162
Havayolu 101
"Best" kategorisindeki koltuklar, şirketin filosunun tamamını oluşturan Airbus A319 tipi uçakların ilk 10 sırasında yer alacak. "Basic" tarifeye göre 15 Euro ilave ücret ödenerek tercih edilebilen Best sınıfına ilave diz mesafesinin yanı sıra bir adet bavul taşıması, koltuk seçimi ve uçuş esnasında ikram edilecek atıştırmalıklar dahil. Germanwings tarafından yapılan açıklamada, Avrupa'daki başka hiç bir havayolu şirketinin economy class'ta bu kadar bir diz mesafesini sunmadığı ısrarla vurgulanmış. Bu iddia ile kast edilenin büyük ihtimalle diğer düşük maliyetli havayolu şirketleri olması gerekiyor. Zira Germanwings'in filosundaki mevcut A319'larda standart diz mesafesi sadece 30 inç. 15 Euro'ya satılan ilave diz mesafesinin ne kadar olduğu ne Germanwings'in açıklamasında yer alıyor ne de web sitesinin herhangi bir yerinde. ;)
Uçak Yolcularına Özel İçecek Wednesday, June 01, 2011 Şimdilik insanoğlunun icat ettiği en konforlu seyahat şekli olmasına karşın, uçakta düşük basınçlı bir ortamda, kuru bir hava eşliğinde yolculuk etmek, bazı sıkıntıları da beraberinde getiriyor. Özellikle de sık uçan yolcular için. Jetlag, nezle, damar tıkanıklığı (Deep Vein Thrombosis) gibi risklerin yanı sıra, vücudun susuz kalması da, uçak yolculuklarında en sık karşılaşılan sıkıntılardan bir tanesi. Özellikle vücudun susuz kalması sorununa karşı geliştirilen özel bir içecek uçak yolcularının kullanımına sunuluyor. Yeni Zelandalı bir firma tarafından 1ABOVE markası altında satışa sunulan içecek, bu konuda dünyada bir ilk olma iddiasında. Düşük kalorili, bol elektrolitli, B vitaminli ve polyphenol ihtiva eden bu içecek sayesinde, uçak yolculuğunun sonunda hissedilen yorgunluğun en aza ineceği belirtiliyor. Vücut tarafından hızlıca emilecek şekilde formüle edilen 1ABOVE, böylece sık sık tuvalete gitme mecburiyetini de ortadan kaldırıyor. Şirketin web sitesinden, içerisinde 12 adet bir litrelik 1ABOVE şişesi bulunan bir kutu için şu anda 90 Yeni Zelanda Doları (74 USD) karşılığında sipariş alınıyor. İnsan vücudunun dörtte üçünün sıvılardan oluştuğu düşünüldüğünde, uçak Havayolu 101
163
yolculuklarında sıvı kaybına karşı tedbirli olmak gerektiği âşikâr. Daha rahat ve daha sağlıklı bir seyahat için, ister kendi imkânlarınızla isterseniz bu gibi özel içecekler tüketerek, uçak yolculuğunun risklerine karşı korunmakta fayda var.
Günün Sözü - Peter Malanik Wednesday, June 01, 2011 "The situation is similar to the production of T-shirts using child labour. AUA would need to hire 1,000 staff from Bangladesh immediately to be able to compete. Do we want that? Certainly not." "Mevcut durum, tişört üretiminde çocuk işçi kullanmaya benziyor. Avusturya Havayolları'nın rekabet edebilmek için acilen Bangladeş'ten 1.000 kişiyi istihdam etmesi gerekiyor. Bunu istiyor muyuz? Kesinlikle hayır." (Emirates'in Dubai-Viyana hattındaki haftalık sefer sayısını, 6'dan 13'e çıkarmasına izin verilmesinin ardından, Peter Malanik - Avusturya Havayolları Yönetim Kurulu Başkanı) Malanik, rekabet kavramına biraz farklı yaklaşıyor gibi. İşler iyi giderken "rekabet iyi", ama rüzgâr tersine esmeye başlayınca "rekabet kötü".
Alaska Airlines Pilotları iPad Kullanmaya Başlıyor Thursday, June 02, 2011 Geçen sene sonunda ilk denemelere başlayan ve Mart ayında FAA'in verdiği kısmî onayın ardından çalışmalarına hız veren Alaska Airlines, bu ayın ortasından itibaren pilotlarına iPad kullandırmaya başlayacak. Şirketten yapılan açıklamaya göre pilotlar artık, 25 kiloya varabilen uçuş çantaları yerine sadece 600 gramlık bir iPad taşıyacak. Böylece hem uçuş emniyetinde artış ve verimlilik sağlanırken hem de çevre duyarlılığı konusunda bir adım atılmış olacak. Kokpitte iPad kullanımı sayesinde 2,4 milyon yaprak kâğıttan tasarruf edilecek. Basım, dağıtım ve güncelleme maliyetleri neredeyse sıfırlanacak. Bunun yanı sıra, 25 Kilogramlık konvansiyonel uçuş çantaları artık uçaklarda bulunmayacağından, akaryakıt tasarrufu ve dolayısıyla daha az karbon emisyonu salınımı da beraberinde gelecek. 164
Havayolu 101
Yani Alaska Airlines bir taşla bir çok kuşu aynı anda vurmuş oluyor. Filosunda 100'ün üzerinde tayyare bulunan Alaska Airlines'ın iPad denemesi başarıya ulaşırsa, diğer havayolu şirketlerinden de benzer hamleler gelmesi kaçınılmaz olacaktır. Bu noktada Apple firmasını da hatırlamak gerekiyor. Özellikle son 10 yıl içerisinde ürettiği tasarım harikası cihazlarla, daha şimdiden dünya tarihine geçtiği kolaylıkla iddia edilebilir.
Hong Kong Havalimanı'na Üçüncü Pist mi Gelecek? Thursday, June 02, 2011 2010 yılında hizmet verdiği 4,2 milyon ton kargo ile Memphis'in 18 yıllık liderliğini elinden alan Hong Kong Havalimanı (HKG), yolcu trafiğinde de iddiasını sürdürüyor. Geçen sene 51 milyon yolcuya ev sahipliği yapan HKG, dünyanın en hızlı büyüyen bölgesi konumundaki Güney Doğu Asya'nın en önemli bir kaç iş merkezinden birisinin kalbi konumunda olması sebebiyle sürekli göz önünde bulunuyor. Verimli biçimde hizmet verilebilecek 74 milyon yolcu ve 6 milyon ton kargo kapasitesine hızla yaklaşan liman bu yüzden IATA'nın ilgisini çekmiş durumda. Yakında görevinden ayrılacak olan IATA CEO'su Giovanni Bisignani tarafından yapılan açıklamada, HKG'nin üçüncü bir piste ihtiyacı bulunduğu vurgulandı. Yolcu ve kargo trafiği son 10 yılda %50'nin üzerinde artış gösteren HKG'nin, 2014 yılında 62 milyon yolcu ve 5,3 milyon ton kargo mertebesine ulaşacağı tahmin ediliyor. Çevresindeki diğer merkezlerle rekabet edebilmesi için HKG'nin kapasitesinin artırılması kaçınılmaz. Hava fotoğrafından da görüleceği üzere yeni bir pist yapılması durumunda denizin doldurulması kaçınılmaz gibi görünüyor. Aslında HKG Havalimanı Otoritesi halihazırda bu konuyu tartışmaya açmış durumda. Bir yandan ilgili kurum ve kuruluşlarla istişareler yapılırken, diğer taraftan da online ortama aktarılan bir form ile kişilerin görüşleri alınıyor. Farklı bir çok konuda yöneltilen sorular neticede iki seçenekte kilitleniyor:
Havayolu 101
165
1- Mevcut iki pistli yapı korunarak havalimanı altyapısının iyileştirilmesi ve 2020 yılında gerçekleşeceği tahmin edilen 74 milyon yolcu, 6 milyon ton kargo ve 420.000 uçak trafiğinin üstesinden gelinmesi, veya 2- Üçüncü bir pist ve ilave tesislerin inşa edilmesiyle, 2030 yılının tahmini olan 97 milyon yolcu, 9 milyon ton kargo ve 602.000 uçak trafiğine hazır duruma gelinmesi. Bu noktada Nassim Nicholas Taleb'in ünlü kitabı Black Swan'i hatırlayalım ve geleceğe yönelik tüm tahminlerin yanlış olduğunu belirtmeden geçmeyelim. :)
Virgin Atlantic - Ürün Tanıtımı Friday, June 03, 2011 Havayolu şirketleri, yolcularına sundukları uçuş öncesi ve esnası hizmetleri tanıtmada son derece hassas davranmak zorunda. Hizmet sektörünün emtialaşmaya çok müsait bu alt segmentinde (havayolu seyahati) ürün tanıtımı bu yüzden bir hayli önem taşımakta. Virgin Atlantic bu işi en iyi biçimde kotaran şirketlerin başında geliyor.
"Experience" çatısı altında "your airline's either got it or it hasn't" mottosuyla hazırlamış oldukları web sitesinde, şirketin yolcularına sunmuş olduğu uçuş öncesi ve uçuş esnası hizmetler ayrıntılı biçimde anlatılmış. Virgin Atlantic tarafından Upper Class, Premium Economy ve Economy şeklinde ayrılmış olan üç farklı seyahat kabini bulunuyor. Sunulan hizmetin zenginliği de tabii olarak bu sınıflara göre değişiyor. Aynı web sitesinde bunun yanı sıra şirketin sık uçan yolcu programı olan "Flying Club" hakkında da bilgi yer alıyor. Virgin Atlantic, ürün tanıtımını gayet başarılı bir şekilde yaparken, benzer şeyi şirketin esas web sitesi için söylemek çok zor. Şirketin web sitesinin görüntüsü bir hayli demode. Site; bol köşeli, metin yoğun ve yaratıcılıktan uzak bir tasarıma sahip. Kim bilir, belki de yakında Virgin'in web sitesi yenilenir de, bizim bu eleştirimiz boşa çıkmış olur.
166
Havayolu 101
Ocak-Mart 2011: İlk 20 Avrupalı Havayolu Şirketi Friday, June 03, 2011 Bu yılın ilk çeyreğinde şirketlerin nasıl bir performans sergiledikleri hemen hemen belli oldu denilebilir. Mâlî sonuçları ayrı bir zamanda değerlendirmek üzere bir kenara koyarak, Avrupalı havayolu şirketlerinin Ocak-Mart dönemindeki yolcu bir bakalım. İşte Anna.aero'dan aldığımız rapora göre 2011'in ilk üç ayında en fazla yolcu taşıyan Avrupalı 20 havayolu şirketi:
ŞirketYolcu Sayısı 1- Ryanair 14.930.000 2- Lufthansa 13.269.603 3- easyJet 12.012.884 4- Air France 10.856.675 5- British Airways 7.233.501 6- airberlin 6.871.801 7- Turkish Airlines 6.490.002 8- KLM 5.351.006 9- SAS 5.080.645 10- Alitalia 4.801.269 11- Iberia 4.195.771 12- Swiss 3.397.077 13- Norwegian 3.056.442 14- Aeroflot 2.783.400 15Vueling 2.069.376 16- TAP Portugal 1.993.267 17- Austrian Airlines 1.981.939 18- Aer Lingus 1.842.000 19- Finnair 1.538.023 20- germanwings 1.346.594
Havayolu 101
167
ABD Uçuş Verisi Friday, June 03, 2011 TED konuşmaları arasında rastladığımız ve Aaron Koblin tarafından hazırlanan bir çalışma dikkatimizi çekti. Koblin, verilerin görselleştirilmesi üzerine uzmanlaşmış bir kişi. 18 dakikalık konuşmasının ilk bölümünde, ABD hava sahasında gerçekleştirilen ticarî uçuşların verilerini görsel hale getirerek elde ettiği bir görüntüyü sunuyor. Bu çalışma Koblin'in kendi web sitesinde de bulunuyor. ABD'deki hava trafiğinin 24 saatlik gelişimini bu videodan takip etmek mümkün. Gece yarısından sonraki saatlerde uçak trafiği git gide azalarak 4.000'li rakamlara geriliyor. Ancak güneşin doğuşuyla birlikte önce doğu yakasında artmaya başlayan trafik, öğleden sonra zirveye ulaşıyor ve 19.000'i deviriyor. Öğle saatlerine doğru ekranın sağ üst köşesinden yani Avrupa'dan ulaşmaya başlayan trafik adeta bir göktaşı yağmurunu anımsatıyor. Video'nun Youtube'taki sayfasının hemen yan tarafında dünya genelindeki hava trafiğinin görselleştirilmiş halini görmek de mümkün. [youtube http://www.youtube.com/watch?v=ystkKXzt9Wk&w=560&h=349]
Wizz Air, Makedonya'da Monday, June 06, 2011 Geçtiğimiz günlerde 7. yaşgününü kutlayan ve 2017 yılında 132 uçaklık büyük bir filoya ulaşmayı hedefleyen; özellikle eski Demir Perde ülkelerine odaklanan Wizz Air, artık Makedonya'da. Yugoslavya'nın dağılmasının ardından kurulan bir çok küçük devletten bir tanesi olan Makedonya, havayolu seyahatinden çok fazla nasiplenemeyen bir durumda bulunuyor. Türk Hava Yolları ve Austrian dışında "büyük" denilebilecek hiç bir havayolu şirketinin rağbet etmediği başkent Üsküp artık Wizz Air'in kapsama sahasına giriyor. 19 Haziran 2011 tarihinden itibaren başlayacak Üsküp-Londra (Luton) seferleri haftada üç kez icra edilecek. 168
Havayolu 101
Bunun yanı sıra, önümüzdeki Eylül ayında Üsküp-Venedik (Treviso) seferleri de haftada iki kez olmak üzere Wizz Air'in uçuş ağına dahil olacak. Umarız Wizz Air'in bu uçuşları gereken ilgiyi görür de, Üsküp gibi tarihî değeri olan bir kent, havayolu sehayatinden kendisine düşen payı alır. Zira Üsküp, hem iktisadî hem de sosyal açıdan güçlü bir havayolu bağlantısına ihtiyaç duyuyor.
Gogo Uçuş Esnası İnternet Bağlantısı Tam Gaz! Monday, June 06, 2011 İnternet, dünya geneline nüfuz edip, bir TV gibi, bir telefon gibi, hayatın vazgeçilemez unsurlarından biri haline gelmesiyle birlikte, nispeten steril bir mecra olan havayolu seyahatlerinde de aranır olmuştu. Geçen sene bu konuyu sık sık Havayolu 101 ortamına taşımış ve özellikle ABD'deki Gogo markası altında faaliyet gösteren internet bağlantı hizmetinden bahsetmiştik. Daha önceki yıllardaki denemelerin aksine, Gogo'nun en önemli farkı, uçuş esnasında yolculara sağlanan internet bağlantısının, uydu sistemleri yerine, yeryüzüne kurulmuş olan ve cep telefonlarındaki baz istasyonu mantığıyla çalışan antenler üzerinden sağlanması. ABD genelinde 106 Gogo anteni yer alıyor. Gogo'nun internet sayfasında yer alan bilgiye göre şirketin mevcut müşterileri şu şekilde: Air Canada, airTran, Alaska Airlines, American Airlines, Delta Air Lines, Frontier, United Airlines, US Airways ve Virgin America. Gogo bağlantısı olan uçak sayısı ise 1081'e ulaşmış durumda. Gerçekten kısa süre içerisinde elde edilen muazzam bir gelişme. İyi twitler; pardon yolculuklar :)
Ocak-Mart 2011: İlk 20 Avrupalı Havalimanı Monday, June 06, 2011 Geçtiğimiz cuma günü bu yılın ilk çeyreğinde en fazla yolcu taşıyan Avrupalı havayolu şirketlerini incelemiştik.
Havayolu 101
169
Şimdi de aynı dönemde, yani bu yılın Ocak, Şubat ve Mart aylarında en fazla yolcuya ev sahipliği yapan havalimanlarına bir bakalım. Londra Heathrow'un başı çektiği 20 limanlık listede ülkemizden İstanbul Atatürk Havalimanı (AHL) bulunuyor. Sekizinci sıradaki AHL, yılın geri kalan aylarında biraz daha iyi performans gösterebilirse, en azından Roma'yı geride bırakarak bir sıra yükselebilir. İşte Avrupa'nın en kalabalık 20 havalimanı:
HavalimanıToplam Yolcu 1- London Heathrow 15.006.206 2- Paris CDG 12.977.237 3Frankfurt 11.763.465 4- Madrid 11.010.968 5- Amsterdam 9.976.660 6- Munich 8.038.849 7- Rome Fiumicino 7.518.405 8- Istanbul Ataturk 7.378.715 9- Barcelona 6.685.634 10- London Gatwick 6.614.923 11- Paris ORY 5.897.976 12- Zurich 5.192.604 13- Copenhagen 4.802.161 14- Oslo 4.545.921 15- Milan Malpensa 4.243.781 16170
Havayolu 101
Stockholm Arlanda 4.108.880 17- Vienna 4.106.266 18- Dusseldorf 4.013.202 19- Dublin 3.827.878 20- London Stansted 3.669.492
Malaysia Airlines, Oneworld'e Katılıyor Monday, June 06, 2011 Güneydoğu Asya'nın önde gelen havayolu şirketlerinden Malaysia Airlines (MAS) ittifak rüzgârına daha fazla dayanamadı ve önümüzdeki yıl oneworld'e katılacağını açıkladı. Halen üç oneworld üyesi şirket (Cathay Pacific, Japan Airlines ve Royal Jordanian) Malezya'ya sefer düzenliyor. MAS'ın, bu üç şirketten ikisiyle, Cathay Pacific ve Royal Jordanian ile codeshare anlaşması bulunuyor. Codeshare işini özellikle vurguluyoruz. Zira bir havayolu şirketi tarafsızken farklı havayolu ittifaklarına mensup şirketlerle işbirliği yapabiliyor. Ancak söz konusu şirket tarafsızlığını kaybettiğinde, üye olduğu ittifak dışındaki codeshare anlaşmaları birer birer iptal ediliyor. Bu açıdan bakıldığında, özellikle Kuala Lumpur ve Malezya pazarıyla ilgili olarak önümüzdeki dönemde bir hareketlilik yaşanacağı aşikâr. Örnek vermek gerekirse; aynı zamanda MAS'ın oneworld'e giriş çalışmaları için sponsor firma olarak atanmış durumdaki Qantas'ın özellikle Avrupa ve Çin'e olan seferler için önümüzdeki dönemde Kuala Lumpur'u daha yoğun bir biçimde kullanmaya başlayacağı öngörülebilir. Yine benzer şekilde, mevcut durumda MAS ile işbirliği yapmakta olan Star Alliance ve Sky Team üyesi şirketlerin, gerek Malezya pazarına ulaşmada ve gerekse bölgeye yönelik transit seferlerde, kendilerine yeni bir rota çizmek zorunda kalacakları görülüyor. Bu yeni işbirliği anlaşmasının Malaysia Airlines ve oneworld'e hayırlı olmasını temenni ediyoruz.
Avrupa Birliği, Karbon Emisyonu Sisteminde Israrcı Friday, June 10, 2011 "Yumurta kapıya dayanınca" denir ya, Avrupa Birliği'nin (AB) karbon emisyonu sistemi uygulamasında da durum böyle.
Havayolu 101
171
Uygulamanın devreye girmesine altı aydan biraz fazla süre kalmışken, tartışma iyice alevlendi. Çin ve ABD'nin konuyla ilgili itirazlarını zaten biliyorduk. Buna bir de, geçtiğimiz günlerde yıllık olağan genel kurul toplantısını yapan IATA'nın çıkışı eklenince, kafalar iyice karıştı. IATA tarafından yapılan açıklamada, AB tarafından uygulanması planlanan karbon emisyonu sistemi, "yasa dışı" olarak nitelendirilmişti. Gerçi IATA daha sonra bu açıklamasını yumuşatmış ve karbon emisyonu sistemine genel olarak muhalif olunmadığı ama ayrıntılarda bir takım sıkıntılar bulunduğu belirtilmişti. AB ise karbon emisyonu sisteminin arkasında adeta dimdik durmakta. AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso tarafından yapılan açıklamada, havayolu sektörünün Emisyon Ticaret Sistemi'ne dahil edilme kararının bir teklif değil, kanun olduğu hatırlatılarak, bu uygulamadan geri dönüşün mümkün olmadığının altı çizildi. Ancak yine Barroso tarafından yapılan açıklamada AB'nin, söz konusu uygulama dahilindeki tedbirleri tartışmaya açık olduğu belirtildi. Zaten AB'nin konuyla ilgili çıkardığı kanunda; birlik dışındaki bir devlet, havayolu kaynaklı karbon emisyonuna karşı "denk tedbirler" almaktaysa, o ülkenin havayolu şirketleri, AB'nin emisyon sisteminden muaf tutulur ibaresi yer alıyor. Bakalım kanunun bu bölümü hangi devletler için işletilecek?
American'ın Online Acentelerle Mücadelesi Devam Ediyor Friday, June 10, 2011 American Airlines ile online acenteler ve ücret dağıtım şirketleri arasında geçtiğimiz yılın sonunda başlayan gerilim ve mücadele devam ediyor.
172
Havayolu 101
American’ın ne yaptığını kısaca hatırlamak gerekirse; şirket yeni geliştirdiği “direct connect” sistemi sayesinde, global ücret dağıtıcılarını by-pass ederek, kendi ücretlerini online acentelere doğrudan gönderme yoluna gitmişti. Şirketin amacı hem ücret dağıtım maliyetlerini azaltmak, hem de kendi yolcusuyla doğrudan temas kurarak onlara çok daha farklı, ilave diz mesafesi olan koltukları satın alabilmek gibi özel teklifler sunabilmekti. Direct connect sisteminin ilk kurbanı Orbitz olmuştu. American, Orbitz’le olan anlaşmasını fesh ederek ücretlerini bu platformdan çekmişti. American geçen ay bir dava açarak bu mücadeleyi bir adım öteye taşımıştı. Orbitz ve Travelport'u mahkemeye veren şirketin iddiası, bu iki online seyahat devinin, American Airlines'a ait fiyatları olduğundan yüksek göstererek haksız rekabete yol açtığı yönünde. Bununla da yetinmeyen American, 40 yıl kadar önce yine American Airlines bünyesine kurularak zamanla gelişip tamamen bağımsız bir şirket haline gelen Sabre'ı da söz konusu davaya dahil etti. Sabre'la beraber, ona bağlı olan bir şirket konumundaki Travelocity de American'ın şikayetinden nasibini aldı. Sabre'ın başı sadece American ile dertte değil. US Airways de, benzer iddialarla Sabre'ı dava etmiş durumda. Havayolu 101'i yakından takip edenler bilekcektir. Ticarî havayolu sektörünün en önemli dönüm anları hep ABD kaynaklı olmuştur. Görüşümüz odur ki, American Airlines liderliğinde başlatılan ve diğer bazı ABD'li havayolu şirketlerinin de dahil olduğu bu mücadele, önümüzdeki dönemde online seyahat sektöründe paradigma kaymalarına yol açacak, havayolu şirketi-acente-yolcu üçgeninde önemli bir değişiklik yaşanmasını sağlayacaktır.
Havayolu 101
173
American Airlines Center vs American Airlines Arena Saturday, June 11, 2011 Özellikle Türk Hava Yolları'nın son iki yıl içerisinde spor alanında gerçekleştirdiği Barcelona, Manchester United, Kobe Bryant, Caroline Wozniacki sponsorlukları, ülkemizdeki spor severlerin bu gibi iş birliklerine olan algı ve ilgisini artımıştı. Bu yüzden, halen Dallas Mavericks ile Miami Heat arasında devam etmekte olan NBA final serisi maçlarında dikkatleri çeken unsurlardan bir tanesi, maçların oynandığı dev spor salonları oluyor. Dallas Mavericks, Amerikan profesyonel basketbol ligi NBA'de şampiyonluğa koşarken maçlarını, American Airlines Center'da yapıyor. Rakibi Miami Heats ise maçlarını American Airlines Arena'da gerçekleştirmekte. Yani bu yılki NBA finali, tıpkı 2006 yılındaki gibi bir "American Airlines" finali şeklinde gerçekleşiyor. :) Önümüzdeki ay 10. yaş gününü kutlayacak olan American Airlines Center, yaklaşık 20.000 seyircilik bir kapasiteye sahip. Ana merkezi (hub) Dallas'ta bulunan American Airlines'ın, yine Dallas'ta bulunan bu salonun isim hakkını satın almış olması tabii ki tesadüf değil. Bu salonda sadece basketbol maçları oynanmıyor. Buz hokeyi liginde (NHL) mücadele eden Dallas Stars ve Amerikan salon futbolu ligindeki Dallas Vigilantes de maçlarını American Airlines'ın isim babası olduğu bu salonda yapıyor. Bu salonda profesyonel boks maçlarını da izlemek mümkün. Ayrıca bu salon bir çok büyük konsere de ev sahipliği yapmakta. Yani American Airlines, bir salonun isim hakkını satın alarak aynı anda farklı bir çok spor dalında ve etkinlikte binlerce, hatta milyonlarca izleyicinin karşısında boy göstermiş oluyor. Benzer şeyleri American Airlines Arena için de söylemek mümkün. Farklı spor etkinlikleri, konserler, özel ödül geceleri Miami'deki bu spor salonunda düzenleniyor. Ülkemizde stad veya salon isim haklarının satışı ancak son yıllarda gerçekleşir hale geldi. Galatasaray'ın yeni tamamlanan stadının isminin Türk Telekom Arena olduğunu hatırlayalım. Ancak American Airlines Center örneğindeki gibi çok fonksiyonlu salon veya stadlarımız olmadıkça, bu gibi sponsorlukların dar bir kapsamda kalmaya mahkum olacağını tahmin etmek güç değil. not: American Airlines tarafından sadece Dallas'taki spor salonunun isim hakkı için 200 milyon Dolar civarında bir meblağ ödendiği iddia ediliyor.
174
Havayolu 101
Fotoğraf: Mahanga
Delta Air Lines: We Love To Fly and It Shows Monday, June 13, 2011 "Delta Air Lines, 1 Kasım'dan itibaren Avrupa, Orta Doğu ve Asya'nın 21 şehrinden başlatacağı yeni uçuş programıyla dünyamızı daha da küçültüp, sıcak bir atmosfer yaratacak." Bu ayki nostalji köşemizde 20 yıl öncesine, 1991 yılına seyahat ediyoruz. Pan Am 8 Ocak 1991 yılında iflasını ilan ederken, hızla büyümekte olan Delta Air Lines'ın niyeti, bir yurt içi havayolu şirketi kimliğinden iyice sıyrılıp, uluslararası kapsamda faaliyet gösteren bir şirket haline dönüşmekti. ABD'de bu yönde bir strateji izlemek isteyenler için Pan Am ve TWA ilk adres oluyordu. Tabii bu şirketlerden arda ne kalmışsa... Zira 22 Nisan 1985 tarihinde Pan Am'ın tüm Pasifik hatları 750 milyon Dolar'a United Airlines’a geçmişti. 1991 yılının ortasında Pan Am'ın Avrupa hatlarının satışı, United ile Delta arasında kıyasıya bir mücadeleye sahne olmuştu. Sonuçta Delta, Pan Am'ın Avrupa ve "Shuttle" (dolmuş) hatlarını satın almayı başarmıştı. Aynı yılın Aralık ayında Pan Am tarih sahnesinden çekilirken iflas mahkemesinde yapılan açık artırmada ise Pan Am'ın Latin Amerika ve Karabik hatları açık artırmaya çıkarılmıştı. United Airlines, American Airlines ve Delta Air Lines arasındaki çekişmede United ve American başa güreşmiş, 8 saatlik bir seansın sonunda 160 milyon USD ve 1.000 Pan Am personeline iş verme vaadinde bulunan United, Pan Am'ın Latin Amerika hatlarının sahibi olmuştu. Yeniden başa dönersek, 1991 yılında Pan Am'ın Avrupa hatlarını satın alan Delta, dört bir yanda bunun duyurusunu yapmaktaydı. İşte 31 Ekim 1991 tarihinde Milliyet Gazetesi'nde yayınlanan reklamda Delta, Türkiye'den ABD'ye seyahat etmek isteyen yolculara, "Delta Dünyasına Hoş Geldiniz" mottosuyla ulaşmaya çalışmıştı. Yolcuların önce İstanbul'dan Frankfurt'a, oradan da New York, Washington, Cincinnati, Atlanta, Orlando veya Miami'ye direkt seferle ulaşması mümkün oluyormuş. 20 sene öncesinde bile Almanya ile ABD arasında ne denli kuvvetli bir havayolu ağı bulunduğunu göstermesi açısından çarpıcı bir örnek.
Havayolu 101
175
Tâli Gelirler 2009-2010 Tuesday, June 14, 2011 Tâli gelirler (ancillary revenue) denince aklıllara genelde; uçuş esnasında sunulan yeme-içme, internet bağlantısı, çağrı merkezi üzerinden yapılan rezervasyonlar, otel-otomobil kiralaması, ek bagaj, koltuk seçimi, öncelikli boarding gibi hususlarda yolculardan tahsil edilen ilave ücretler geliyor. Geçen sene Havayolu 101'de tâli gelirlerin ne boyuta ulaştığını ele alan bir yazı yazmış ve şirketlerin açıkladığı rakamlara göre dünya genelindeki ilk 10 şirketi sıralamıştık. Bu yıl da yine Amadeus'un sponsorluğunda IdeaWorks firması tarafından hazırlanan tâli gelirler listesindeki rakamlar (1 Haziran 2011 tarihli açıklama), sektörü yakından takip edenlerin gözlerini fal taşı gibi açtıracak büyüklüğe ulaşmış durumda. 2010 yılı için 47 havayolu şirketi tarafından açıklanan tâli gelirler geçen yıla nispeten %38 oranında artarak toplamda 21,5 milyar USD mertebesine ulaşmış durumda. Geçen sene olduğu gibi bu sene de dikkatleri çeken en önemli husus, network taşıyıcıların tâli gelirlere gösterdiği hassasiyetin giderek artıyor oluşu. Özellikle uçuş esnası internet bağlantısı, film, yemek, özel yolcu salonu kullanımı gibi konularda yolculardan para tahsil edilir hale gelinmesi, önümüzdeki dönemde de tâli gelirlerde ciddi artışlar görülmesini sağlayacak gibi. Ama bu listeye bakarken şunu gözden kaçırmamak gerekiyor. Tâli gelirler toplamına, havayolu şirketlerinin sık uçan yolcu programından elde ettiği mil gelirleri de dahil. Örneğin Qantas'ın toplam rakamının 835 milyon Euro'luk bölümü buradan geliyor. Her ne olursa olsun, tâli gelirler artık network taşıyıcılar için de vazgeçilmesi mümkün olmayan bir gelir kalemi konumuna gelmiş durumda. Ryanair'in çılgın CEO'su Michael O'Leary'nin yıllar önceki ön görüsü acaba bir gün gerçek olur mu? O'Leary, "gün gelecek, tâli gelirler sayesinde yolculardan uçak bileti için para talep etmeyeceğiz." demişti.
176
Havayolu 101
Oteller İçin Facebook Rezervasyon Motoru Wednesday, June 15, 2011 Dünyaca ünlü Sabre firmasının bir alt kuruluşu olan Sabre Hospitality Solutions, oteller için ilk Facebook arama motoru uygulamasını üretti. Sosyal medya uygulamalarının insan hayatının adeta en ücra noktalarına kadar nüfuz etmeye başladığı artık yadsınamaz bir gerçek durumunda. Dolayısıyla fikir paylaşımının bir hayli yoğun bir biçimde yaşandığı bu ortamların, seyahat kararı vermede de önemli rol oynadığı aşikâr. eConsultancy firması tarafından yayınlanan bir rapora göre, kişilerin %40'ı, tatil planlarını şekillendirirken sosyal medyadan faydalanıyor. Sabre tarafından hazırlanan ve SocialConversion adı verilen uygulama tam da bu yönde atılmış bir adım. Sosyal medya ortamı ile tedarikçiler, yani oteller entegre ediliyor. İlk adım Facebook üzerinde atılıyor. Bu uygulama ile birlikte tek bir taş ile bir çok kuşun vurulması hedefleniyor: 1- Tüm işlemlerin Facebook üzerinde tamamlanabildiği tam entegre bir sistem, 2- "Konaklamanızı paylaşın" seçeneği ile viral pazarlama imkânı, 3- Tamamen sosyal medya ortamlarına özel teklif ve kampanya düzenleme, 4- Tam entegrasyon sayesinde Facebook hesabındaki kişisel bilgiler ile kolayca rezervasyon yapabilme, otelde geçirilen günlere ait fotoğrafların, videoların hızlıca paylaşımı, 5- Özel sekme ve programcıklarla çapraz satış fırsatları oluşturma, 6- Otel için misafir ağı geliştirme ve kampanya yönetimi çözümleri. Sabre tarafından geliştirilen bu Facebook uygulamasının ilk kullanıcısı, ABD merkezli Arizona Grand Resort adlı otel oldu. Otelin iddiası, bu uygulamanın 1'e 12 oranında getirisi olduğu yönünde. Sabre Hospitality Solutions tarafından hazırlanan yazılımlar halihazırda 12.000'den fazla otel (şubeler dahil) bünyesinde kullanılmakta ve 12 milyar USD mertebesinde gelir üretmekte.
Havayolu 101
177
KLM'in Yolcu Fotoğraflarıyla Donattığı Uçak Hazır Wednesday, June 15, 2011 KLM tarafından geçen ay düzenlenen ve katılımcıların, hoşlarına giden Delft seramiğini seçip, istediği bir fotoğrafı yükleyerek insanlara ilham verecek bir cümle yazmasının yeterli olduğu yarışmanın finali hazır. Az önce KLM tarafından Twitter üzerinden paylaşılan fotoğrafa göre, jüri tarafından yapılan seçim sonrasında finale kalan aday delft işleri arasından kur’a ile seçilen yaklaşık 4.000 örnek, KLM’e ait bir Boeing 777-200 tipi uçağın üzerine yapıştırılmış durumda. 16 Haziran’dan, yani yarından itibaren bir KLM tayyaresi, üzerindeki 4.000 küsur portreyle birlikte dünyanın dört bir yanını ziyaret ediyor olacak. KLM, uyguladığı politika ile, “millî” – “küresel” dengesini çok iyi tutturmuş durumda. Hollanda kültürüne bezenmiş bir şekilde, üzerinde dünyanın dört bir yanından binlerce kişinin fotoğrafı bulunan bir uçağın başka bir açıklaması olmasa gerek. Tekrar tebrikler KLM!
Seyahat Sektöründe Sosyal Medya Stratejisi Thursday, June 16, 2011 Digital Visitor adlı firmanın üst düzey yöneticilerinden Anthony Rawlins tarafından Tnooz için yazılan makalede, seyahat sektöründeki aktörlerin sosyal medya stratejilerinin nasıl olması gerektiği anlatılmış. Aslında bu yazıda anlatılanlar, sektör bağımsız, e-ticaret yapmak isteyen tüm şirketlerin izleyebileceği yolları tarif ediyor. Rawlins yazısında, sosyal medya stratejisini "on-channel" ve "on-site" olmak üzere ikiye ayırmış. On-channel olarak tanımlanan bölüm, şirketin kendi dışındaki mecraları kullanarak, web sitesine trafik sağlamasını içeriyor. Facebook, Twitter, Youtube, Flickr gibi mecralardan faydalanmanın ön planda olduğu on178
Havayolu 101
channel uygulamaları aslında bir pazarlama ve iletişim aktivitesi konumunda. Yeni ziyaretçilerin şirket web sitesine kazandırılması hedeflenirken, bu konuda yapılan PPC (pay-per-click), SEO (Search Engine Optimization) gibi harcamalar hedefle kıyaslanarak, gerçekleştirilen yatırımın geri dönüşü de mutlaka hesaplanmalı. On-site stratejinin en önemli amaçları ise ziyaretçilerin sitede geçirdiği sürenin uzatılması, yeniden ziyaret oranının yükseltilmesi ve bu ziyaretlerin satışa çevrilme oranının artırılması. Bu noktada sosyal medyanın, "kullanıcı tarafından üretilmiş" olan versiyonunun devreye sokulması gerekiyor. Yani şirketlerin web sitelerinde özellikle seyahat eden kişiler tarafından yazılmış yorumlara, çekilmiş video ve fotoğraflara yer vermeye özen göstermesi gerekiyor. Tatil planlaması yapanların, başkaları tarafından yapılmış yorumlara (gerek seyahat noktası, gerekse aracı firmalar hakkında) bir hayli önem verdikleri bir gerçek. Ancak şimdiye kadar havayolu şirketlerinde bu tarz bir kurumsal web sitesi tasarımına rastladığımızı söylemek zor. Belki de tatil paketi satan acenteler böyle bir yola gidebilir. Rawlins'in makalesi sosyal medya kullanımının en temel kurallarını özetlemekle birlikte, özellikle Y Nesli'nin sevgilisi durumundaki Facebook'ta son dönemde devreye alınan uygulamaları biraz es geçmiş gibi. Daha dün burada ele aldığımız Facebook otel rezervasyon motoru, seyahat sektöründeki sosyal medya uygulamalarının gideceği yeri göstermesi açısından fikir verici. Delta Air Lines'ın, Facebook üzerinden uçak bileti satan ilk firma olması ve Malaysia Airlines tarafından hazırlanan MHBuddy uygulamasını hatırlardan çıkarmamakta fayda var.
İlave Bagaj Ücreti Rekor Kırdı Thursday, June 16, 2011 ABD Ulaştırma İstatistikleri Bürosu tarafından geçtiğimiz günlerde açıklanan ilave bagaj ücreti raporu, ABD ticarî havayolu sektöründeki paradigma kaymasını iyice gözler önüne seriyor.
"Bir gün tüm şirketler düşük maliyetli taşıyıcı iş modelini benimseyecek!" denilebilir mi acaba? Zira Amerikalı havayolu şirketlerinin sadece bir yıl içerisinde yolcularından tahsil ettikleri ilave bagaj ücreti tam 3,4 milyar USD mertebesine ulaşmış durumda. Hayır, yanlış okumuyorsunuz.
Havayolu 101
179
Toplam rakam milyar dolarlarla ifade ediliyor. 2009 yılında 2,7 milyar USD olan ilave bagaj gelirlerindeki yıllık artış oranı %25'i geçiyor. Ve raporun ilk beş sırasında, kendilerini network taşıyıcı olarak tanımlayan şirketler yer alıyor. İlk sıradaki Delta'nın yıllık ilave bagaj geliri neredeyse bir milyar USD seviyesine ulaşmış durumda. Amerikalı şirketlerin bunun yanı sıra geçen yıl 2,3 milyar USD rezervasyon değişiklik ve iptal ücreti tahsil ettiğini de ekleyelim. Bu hesaba göre Amerikalı yolcular 2010 yılında bagaj başına 8 USD, rezervasyon değişiklik/iptal işlemleri için de 5,5 USD ödemiş oluyor. Amerikalı ünlü talk showcu Connan O'Brien de dayanamamış ve bu haber üzerine mini bir parodi hazırlamış. İşte paraların havada uçuştuğu o görüntüler. :) h t t p : / / i . c d n . t u r n e r . c o m / t e g w e b a p p s / t b s / t b s www/cvp/teamcoco_dynamic_embed.swf?context=teamcoco_embed_offsite&videoId=25 4795
Uçak Siparişleri ve Rekabet Friday, June 17, 2011 Air France KLM tarafından ilan edilen uçak satın alım ihalesi, yakın zamanın en büyük ve en tartışmalı siparişlerinden biri olacağa benziyor. 20-25 milyar USD tutarında olacağı tahmin edilen 100 adetlik siparişle, Air France KLM'in uzun menzilli uçak filosunun yenilenmesi amaçlanıyor. Değerlendirmeye alınan uçakları tahmin etmek güç değil: Airbus A350 ve Boeing 787. Etihad, Qatar, Emirates gibi firmaları, devlet yardımı aldıkları iddiasıyla her fırsatta eleştiren Avrupalılar, iş uçak siparişine geldiğinde biraz farklı hareket ediyorlar. Fransa'da iktidar partisinden Bernard Carayon adlı milletvekilinin başını çektiği ve altında 102 imza bulunan bir girişimle, söz konusu uçak siparişinde Air France'ın, Airbus markasını tercih etmesi talep ediliyor. Ancak havayolu şirketinden yapılan açıklama, siparişin kardeş payı yapılarak 50-50 şeklinde bölüştürüleceği yönünde. Bir yandan serbest rekabet diyerek diğer yandan bu kadar aleni bir biçimde ihale sürecine müdahil olmak, yakın zamanda görülen bir şey değildi. Fransız milletvekillerinin bu girişimi, Boeing'in "adil rekabet" konusunda sesini yükseltmesine imkân verecek. 180
Havayolu 101
Ancak hemen hatırlamak gerekirse, ABD Hava Kuvvetleri’nin neredeyse 10 yıl süren ve adeta bir yılan hikayesine dönüşen tanker uçak ihalesi geçtiğimiz Şubat ayında Boeing'in lehine sonuçlanırken, Airbus ile Boeing arasındaki tartışma gazete sayfalarına taşmış ve şirketler, verdikleri reklamlarla bir birlerini suçlamıştı. Uçak siparişleri önümüzdeki yıllarda da devletlerin en üst düzeydeki yetkililerini yakından meşgul etmeye devam edecek gibi görünüyor. önemli not: Fransız devleti halen Air France KLM'de %15,7 ve Airbus'ın ana firması EADS'de %15 hisseye sahip bulunuyor.
Hindistan'da Neler Oluyor? Friday, June 17, 2011 Ocak ayında İndiGo tarafından verilen ve adet bakımından ticarî havayolu tarihinin en büyüğü olan 180 uçaklık Airbus A320 siparişinin ardından bu kez sırada bir başka Hindistanlı firma var. Hindistan iç hatlarında yaklaşık 20 noktada rekabet etmekte olan Go Airlines, 2005 yılında kurulan bir şirket. Rakibi İndiGo gibi filosunda sadece Airbus A320 tipine yer veren Go Airlines, yine rakibi gibi Airbus A320NEO siparişi vererek dikkatleri üzerine çekti. 72 adetlik siparişin ilk tayyareleri 2015 yılından itibaren teslim edilmeye başlanacak. Bu noktada bir başka Hindistan şirketi olan SpiceJet'in de geçen sene sonuna doğru 30 adet yeni nesil Bombardier siparişi vermiş olduğunu anımsamakta fayda var. SpiceJet halen filosunda Boeing 737-800 ve -900 tipi uçakları kullanmakta. Nüfusu 1 milyarın üzerinde olmasına karşın Hindistan, ticarî havayolu sektöründeki kapasite ve hizmet kalitesini bir türlü istenen düzeye yükseltebilmiş değil. Hindistanlı şirketlerin filosunda bulunan toplam uçak sayısının Türkiye ile neredeyse aynı seviyede olduğunu söylersek durum daha net anlaşılabilir. Bu yüzden Hindistan'ın uluslararası havacılık pazarı büyük oranda yabancı şirketlerin eline geçmiş durumda. Qatar Airways (12), Emirates (10), Etihad (8), Thai Airways (8), Lufthansa (7), Singapore Airlines (6), British Airways (5) gibi şirketler, Hindistan'ı adeta örümcek ağı gibi sarmış durumda. Ancak son bir-iki senedir atağa kalkma girişimlerinde bulunan Hindistanlı şirketler uzun vadede başarılı olabilirlerse, kendi ülkelerinin havayolu sektöründe belki yeniden söz söyler hale gelebilirler. Havayolu 101
181
not: Parantez içerisindeki rakamlar şirketlerin Hindistan'da sefer düzenlediği şehir sayısını gösteriyor.
Mobil Teknolojiler, Havayolu Sektörünü Nasıl Değiştirecek? Monday, June 20, 2011 Son bir kaç yıl içerisinde özellikle 3G teknolojisi ile kablosuz internet bağlantı hızının yükselmiş olması, internetin mobil cihazlar üzerinden kullanılma oranını dramatik bir biçimde artırmakta. Yeni aldığı iPhone sayesinde Twitter ile tanışıp buna aşık olanlar bile var. Yeni ve ileri teknolojinin kendisine her zaman yer bulduğu havayolu sektörü de bu gelişmeden müspet yönde etkilenen unsurlardan bir tanesi. Amadeus tarafından hazırlanan ve mobil teknolojiler ile havayolu sektörünün gelecekteki durumunu değerlendiren bir rapor (16 Haziran 2011 tarihli), önümüzdeki günlerin bir hayli renkli geçeceğinin bir göstergesi. "Her zaman bağlı yolcu" (Always connected traveller) konsepti altında hazırlanan rapora göre günümüzde sık uçan yolcuların %33'ü, rezervasyon yaparken akıllı telefonlarını kullanıyor. Bu oran bize biraz abartılı gelmekle birlikte, mobil cihazların ekran büyüklüğü sorunu ortadan kalktıkça (mesela, katlanan ekranlar), mobil ticaretin çok büyük hızla artacağına inanıyoruz. Rapora göre özellikle Kuzey Amerikalı ve Asyalı taşıyıcılar; tarife bilgisi, check-in, mil sorgulama gibi temel kabul edilen 12 dinamik uygulamayı mobil ortama aktarmış durumdayken, dünyanın diğer bölgelerindeki şirketler yolcularına nispeten daha az uygulama imkânı sunuyor. Önümüzdeki dönemde mobil ortamda etkin bir biçimde kullanılması hedeflenen şeylerin arasında ise ödeme, lokasyon bazlı uygulamalar ve push mesajlar bulunuyor. 2011 yılında dahi mobil ortamda ödeme konusunun net bir biçimde çözüme kavuşturulamamış olması, mobil ticaretin önünü tıkayan engellerden bir tanesi. Dünya nüfusunun dörtte üçünün bir mobil cihaz kullandığı düşünüldüğünde, gerek satış ve gerekse pazarlama iletişimi açılarından, mobil teknolojilerin önümüzdeki yıllarda havayolu sektörü için vazgeçilmez hale geleceğini öngörmek zor değil. Apple firması, piyasaya art arda sunduğu ürünlerle mobil hayata dair inkâr edilemeyecek bir adım atmamızı sağladı. Gelecek beş yıl içerisinde Apple veya bir başka firma
182
Havayolu 101
tarafından sunulacak yenilikler, "Her zaman bağlı yolcu" konseptini, insan hayatının tabii bir parçası haline getirecek.
THY'nin Yeni Boeing 737-900'leri Test Uçuşunda Monday, June 20, 2011
Delta'nın Sosyal Medya ile İmtihanı Monday, June 20, 2011 Geçtiğimiz haftalarda havayolu sektörü ile sosyal medyayı bir araya getiren en önemli gündem maddelerinden biri, Afganistan'dan dönen ABD askerlerinin Delta ile yaptıkları uçuş öncesinde ödedikleri ilave bagaj ücretiydi. Delta'nın şirket kuralı gereği bir ABD askerinin en fazla üç parça ücretsiz bagaj hakkı bulunuyordu. Check-in bankosuna dört parça bagajla gelen askerlerden kural gereği ilave bagaj ücreti tahsil edildi. 34 askerin ödediği toplam rakam 2800 Dolar'ı buldu. Ancak Afganistan'dan ülkelerine henüz dönmüş olan askerlerin canları bu işe bir hayli sıkılmış olmalı ki, uçuş esnasında çektikleri bir video ile durumu anlatarak, hissettikleri hayal kırıklığını Youtube ortamında paylaştılar. 7 Haziran Salı günü söz konusu video parçası bir anda ABD sosyal medya ortamında, Delta'nın aleyhine bir şekilde gündeme oturdu. Delta, zor şartlarda görev yapan askerlere karşı duyarsız davranmakla itham ediliyordu. Her ne kadar Delta, kurmuş olduğu özel ekibi ile sosyal medya mecrasını yakından dinlemeye çalışsa da, bu olaydan ancak bir gazetecinin kendilerine konu hakkında soru sormasıyla haberdar oldu. Zamanında United Airlines'ın başına gelen "kırık gitar" olayı hatırlandığında, Delta için her saniyenin ne kadar kritik olduğu tahmin edilebilir. Gitarı kırılan müzisyen tarafından hazırlanan video klip bir sene içerisinde 9 milyon defa seyredilmişti.
Havayolu 101
183
Olayın nereye varabileceğini çok iyi kestiren Delta yönetimi bir yandan bagaj meselesinin ayrıntılarına vakıf olmaya çalışırken, diğer taraftan da aynı günün gecesi saat 23:00 civarında kurumsal blog sayfasından, Delta Sosyal Medya Müdürü Rachael Rensink vasıtasıyla bir yazı yayımlayarak özür dileme cesaretini gösterdi. Delta bununla da kalmayıp, hemen ertesi sabah saat 09:30'da tüm kurum içi sistemlerde gerekli değişikliği yaparak ilgili kuralın askerî personele "dört parça ücretsiz bagaj" hakkı yönünde değiştiğini personeline bildirdi. Saat 13:00'te de bir basın açıklaması ile ilgili kural değişikliği tüm kamuoyuna ilan edilirken, blog sayfası ve Facebook'ta da gerekli güncellemeler yapılmıştı. Y Nesli pazarlaması ve sosyal medya mecralarının hızlı şirketi Delta böylece, muhtemel bir iletişim faciasının da önünü almış oldu. Şu an itibarıyla Delta'nın blog sayfasındaki ilgili habere tam 881 yorum yapılmış durumda. İlk sıradaki yorum ise şu şekilde:
"How un-American can Delta be? These troops were not traveling for the hell of it. They were trying to go home. Then you have the nerve to charge them $200.00 for a single bag! I will never fly delta, both for myself and the military, ever again." Kamuoyu ile iletişimi bu şekilde yönetmek, her baba yiğidin harcı değil gibimize geliyor.
EX-YU Aviation News Tuesday, June 21, 2011 Bugünkü konumuz, bundan bir yıl kadar önce bir arkadaşımız vasıtasıyla haberdar olduğumuz bir blog sayfası: EX-YU Aviation News Havayolu sektörü hakkında bir site hazırlamak zaten "niş" blogging kategorisindeyken, sadece eski Yugoslavya'daki havacılık haberlerini içeren bir blog yazmak, ele alınacak konuların bir hayli süzgeçten geçmesi manasına geliyor. Ve hakkını teslim etmek gerekirse, EX-YU Aviation News'i hazırlayan arkadaş bunu bir hayli başarılı bir biçimde gerçekleştiriyor. Blog'un lisanı İngilizce. Belki de EX-YU'nun başarısının ardındaki gerçek burada yatıyor. Niş kategorisindeki yazılar bu sayede tüm dünya tarafından okunabilir hale getirilmiş. Blog'ta eski Yugoslavya'nın ele alındığını söylemiştik. Bosne&Hersek, Hırvatistan, Karadağ, Makedonya, Sırbistan ve Slovenya ile ilgili havacılık haberlerini burada bulmak mümkün. Blog'un dikkat çeken bir başka yanı da, haberlere yapılan yorumların zenginliği. Mesela Swift Air adlı bir şirket tarafından yapılacağı söylenen Şikago-Zagrep-Belgrad seferlerinin son anda iptal edilmesiyle ilgili haberin altında şu an için 81 yorum bulunmakta. 184
Havayolu 101
Havayolu 101 ekibi olarak EX-YU Aviation News'i tebrik ediyoruz.
Havayolu Sektöründe İş Modeli Değişikliği Kaçınılmaz Tuesday, June 21, 2011 Ortalama kâr marjının bir hayli düşük seviyelerde seyrettiği ticarî havayolu sektöründe önümüzdeki bir kaç yıl içerisinde genel bir iş modeli değişikliği kaçınılmaz gibi görünüyor. Havayolu 101'de zaman zaman bu konuya değiniyor ve network taşıyıcı iş modeli ile düşük maliyetli taşıyıcı iş modelinin zaman içerisinde bir kesişim kümesi üreteceğini iddia ediyoruz. Her iki iş modelinin de kendine has avantajları ve dezavantajları bulunuyor. Orta yolda buluşulduğunda, dezavantajları en aza indirgeyerek kârlılığı maksimize etmek belki de mümkün olacak. Centre for Asia Pacific Aviation (CAPA) tarafından hazırlanan Airline Leader adlı derginin Mayıs sayısında, sektörün ünlü isimlerinden Nawal Taneja'nın piyasaya yeni çıkacak olan "The Passenger Has Gone Digital and Mobile" adlı kitabından yapılan bir alıntı ile, Havayolu 101'in iddia ettiği iş modeli değişikliği ele alınmış. İşte Taneja'ya göre iş modeli değişikliğini kaçınılmaz kılan sekiz madde: 1- Maliyet farklılığı: Network taşıyıcılar ne yaparlarsa yapsınlar, düşük maliyetli taşıyıcıların (DMT) maliyetlerine inmeleri mümkün olmuyor. 2- Network besleme: Küresel kapsamda faaliyet gösteren taşıyıcılar, kıtalararası uçuşlarını besleyebilmek için mutlaka transit yolcu bulmak zorundalar. 3- Bazı DMTlerin sunduğu yüksek kaliteli hizmet: Kısa-orta menzilde bazı DMTler tarafından sunulan hizmet kalitesi, network taşıyıcıların dahi üzerinde olabiliyor. Ör: JetBlue, Virgin America 4- Sendika direnişi: Network taşıyıcıların personeli, kısa menzilli hatların, bölgesel taşıyıcılara outsource edilmesini kabul etmez. 5- DMTlerin iş seyahati pazarına girişi: Bazı DMT'ler, iş seyahati (business) pazarına nüfuz etmeye başlamış durumda. Ör: easyjet, JetBlue 6- DMT maliyetlerinde artış: Özellikle petrol fiyatları, havaalanı vergileri gibi kalemler sebebiyle, DMTlerin işletme maliyetlerinde artış meydana gelecek. 7- DMTlerin büyüme potansiyelindeki düşüş: Özellikle kısa menzil pazarındaki büyüme, doygunluk noktasına ulaşmış durumda. Avrupa'daki DMT'ler, hızlı tren rekabetiyle birlikte,
Havayolu 101
185
önümüzdeki dönemde büyüme rakamları açısından sıkıntı yaşayacak. 8- Uzun menzil pazarındaki network yapısını taklit etmek zor: Air Asia X, JetStar, V Australia gibi denemeler olmakla birlikte, DMTlerin, network taşıyıcı tarzındaki bir uçuş ağı kurması ve bunu kârlı bir biçimde sürdürmesi neredeyse imkânsız.
Günün Sözü: Hub&Spoke Tuesday, June 21, 2011 "Everyone wants to be a hub; nobody wants to be the spokes." Goh Chok Tong (Singapurlu Bakan) Kaynak: Channel News Asia, 16 Mart 2011
Bir Havayolu Şirketinin İş Modelini Belirleyen 5 Unsur Wednesday, June 22, 2011 Ticarî havayolu sektörünün geleceğinde iş modellerinin ne yönde hareket edeceğinden bahsetmişken, bir havayolu şirketinin iş modelini belirleyen unsurlara da kısaca değinmemiz gerekiyor. İşte bir havayolu şirketinin iş modelini belirleyen beş unsur: 1- Şirketin gelir üretme biçimi, 2- Gelir kaynakları, 3- Yolculara sunulan ürün, 4- Katma değerli hizmetler, 5- Hedef müşteri kitlesi. Bu beş etkenin şekillendirmesiyle, bir havayolu şirketinin aşağıdaki üç iş modelinden hangisini takip ettiği belli oluyor: a- full-service (network taşıyıcı), b- düşük maliyetli taşıyıcı (low-cost carrier) c- charter
186
Havayolu 101
Ama bir yandan kâr baskısı diğer yandan emtialaşma fenomeni sebebiyle, havayolu sektöründe bir iş modeli değişikliği yaşanacağının her geçen gün daha yüksek sesle telaffuz edilir hale geldiğini aklımızın bir kenarında tutmakta fayda var. Fotoğraf: The Tiger Roars
Avrupa'da Üstünlük Mücadelesi Wednesday, June 22, 2011 Airline Leader dergisinin Mayıs sayısını incelemeye devam ediyoruz. Sektörün duayenlerinden Rigas Doganis imzalı, “ The Battle for Supremacy: in Europe’s Short-haul Markets ” makalede, Avrupa’daki network taşıyıcı – düşük maliyetli taşıyıcı mücadelesi ele alınmış. Makaleyi okurken aldığımız notlar şu şekilde. 1) 2003 Yaz tarifesi: Koltuk arzı bakımından, Avrupa’da kısa menzil uluslararası ve iç hat uçuşlarının %17’si düşük maliyetli taşıyıcılara (DMT) ait. 2) 2010 yaz tarifesinde bu oran %44’e yükselmiş. 3) Yolcu sayısı açısından bakıldığından, %50 gibi bir oranın DMT’lere ait olduğu iddia edilebilir. 4) Eylül 2010: DMT’lerin AB üyeleri iç hat koltuk arzı oranları: a) İspanya: %65 b) Britanya: %60 c) İtalya: %46 d) Almanya: %41 e) Fransa: %25 (Devlet + Air France işbirliği, DMT’lere Fransa içinde hayat hakkı tanımamış) 5) 2010 yılında Avrupa’da DMT’lerle seyahat eden yolcu sayısı 200 milyon civarında. 6) DMT’lerin Avrupa’daki başarısının üç ana sebebi: a) DMT’ler, network taşıyıcıların (NT) uçmadığı bir çok noktaya sefer düzenliyor. b) Deregulasyonla birlikte DMT’ler Avrupa’nın bir çok noktasına “base” kurarken, Ntler bunu yapmadı; yapamadı.
Havayolu 101
187
c) Düşük ve basit (kural) bilet fiyatları, yeni uçuş noktaları ve etkili reklam kampanyaları. 7) Ama çok net görünen bir şey var. O da, DMT’lerin başarısının en temelinde, yolcukilometre başına düşen maliyetlerini çok düşük seviyelerde tutabiliyor olmaları yatıyor. 8 ) DMTler, akaryakıt maliyetleri ve üst geçiş ücretleri konusunda pek bir avantaja sahip olmasalar da, DMT iş modelinin diğer unsurları sayesinde, NT’lere karşı avantajlı konumlarını gelecekte de sürdürebileceklerdir. a) Ör: Doğrudan satış kanalları, tek tip filo, personel sayısı, yüksek utilizasyon gibi 9) Bu etkenler sayesinde, Avrupa içindeki bir uçuşta DMT tarafından işletilen bir Airbus A319 veya Boeing 737-800’in maliyeti, bir NT’nin işlettiğine göre %20-30 daha düşük maliyetli olabiliyor. a) Ryanair’de bu oran %50-60 mertebesine kadar çıkıyor. İnanılmaz bir maliyet farkı! 10) Avrupa’da DMT’ler, rakip NT’lere kıyaslandığında aynı tipteki bir uçağa hem daha fazla koltuk koyuyor, hem de daha yüksek bir doluluk oranına (LF) ulaşıyorlar. 11) NT’lerin izlediği hub&spoke yapısının yan etkileri: a) Nispeten daha yüksek girdi maliyetleri, b) Daha az koltuklu uçaklar, c) Daha düşük LF oranı. 12) DMT fenomenine karşı NT’ler neler yapabilir? a) Kendilerine ait bir DMT şirketi kurabilir, b) DMT’leri, kendi hub&spoke sistemleri için bir besleyici (feeder) olarak kullanabilir, c) DMT’lerle kafa kafaya rekabet etmek yerine, güçlü oldukları hatlara odaklanabilir, d) Kendi hub’ı kuvvetsiz olan NT’ler (Malev, SAS, Olympic Air, Czech Airlines, Air Portugal, Finnair gibi) ise yok olma tehlikesiyle karşı karşıyalar. Buna karşı iki çare var: i) İş modelini değiştirerek bir DTM haline dönüşmek, (Aer Lingus) ii) Büyük bir taşıyıcının kanatları altına girmek. (Lufthansa: SN Brussels, Austrian, bmi, Swiss)
AirAsia'dan Tarihî Sipariş Rekoru Friday, June 24, 2011 Ocak ayında Hindistanlı havayolu şirketi İndiGo tarafından verilen ve adet bakımından ticarî havayolu tarihinin en büyüğü olan 180 uçaklık Airbus A320 siparişinin mürekkebi kurumadan, dün Paris Havacılık Fuarı'ndan gelen bir haber, tüm dünya medyasında gündemin ilk maddeleri arasına yerleşti. 188
Havayolu 101
Son üç yıldır Skytrax'te, kendi kategorisinde dünya birinciliğini kazanan Malezya merkezli düşük maliyetli taşıyıcı AirAsia, 200'ü kesin 100 tanesi opsiyonlu olmak üzere tam 300 adet Airbus A320neo siparişi vererek tam manasıyla bombayı patlattı. Siparişin kesin olan 200 adetlik bölümünün liste fiyatı toplam 18 milyar USD mertebesinde. 2015 yılından itibaren yenilenen motorlarıyla havayolu şirketlerinin ve dolayısıyla uçak yolcularının hizmetine girecek olan A320neo'lar için verilen siparişlerin toplamı daha şimdiden 500'ün üzerine çıkmış durumda. Paris Fuarı'nın sonuna kadar bu rakamın 1000 civarına yaklaşması bekleniyor. Airbus'ın ezeli rakibi durumundaki Boeing'te ise henüz strateji tam netleşmiş değil. Dünya havacılık tarihinin en fazla satan jet yolcu uçağı Boeing 737'nin tamamen yenilenmiş bir versiyonu mu geliştirilecek, yoksa Airbus'ın yaptığı gibi yeni nesil motorlarla mı devam edilecek, bu henüz kesinleşmemiş durumda. 787 Dreamliner'da yaşanan gecikmeler ve 747-8I için alınan sipariş rakamının düşüklüğü ile son yıllarda büyük bir hayal kırıklığı yaşayan Boeing'in, Airbus'a karşı nasıl bir strateji geliştireceği tüm sektörde merak konusu.
Havayolu 101, 5.Yaşına eKitap ile Girdi Friday, June 24, 2011 Geçtiğimiz Mayıs ayının 16. günü, Havayolu 101'in kuruluşunun beşinci yıldönümüydü.
"Kurumsal Hafıza" ile ilgili olarak kaleme aldığımız ilk yazımızın hemen girişinde Havayolu 101'in kuruluş amacını şu şekilde tanımlamışız: "Amacımız ticarî havayolu sektörüyle ilgili gelişmeleri duyurmak ve analiz etmek. Ayrıca havayolu sektörüyle ilgili reklamlar, kitaplar, tarihten yapraklar, teknolojik gelişmeler gibi daha bir çok konuyu Havayolu 101 platformunda bulmak mümkün olacak."
Havayolu 101
189
Dolu dolu geçen beş yıl...dile kolay. Bu beş yıl içerisinde, bir blog sayfası olarak Havayolu 101'in ciddi bir birikime sahip hale geldiğine inanıyoruz. Özellikle geçtiğimiz beş yıl içerisinde sektörde, rekabet ve şirket birleşmelerine dair meydana gelen gelişmeleri Havayolu 101'den takip etmek mümkün. Havayolu 101'in beşinci yılı vesilesiyle, ilk yazıdan 2010 yılının sonuna kadar olanları bir eKitap halinde meraklılarının istifadesine sunmak istedik. 2006-2009 yıllarını bir, 2010 yılını ise ayrı bir eKitap şeklinde oluşturduk. Amacımız, bundan sonra her altı ayda bir, Havayolu 101'i eKitap formatında herkese sunuyor olmak. Blog2Print adresinde .pdf dokumanı haline dönüştürdüğümüz Havayolu 101 yazılarını, Library.nu ve Scribd adlı dokuman paylaşım sitelerinden ücretsiz olarak indirmeniz mümkün. İlgili linkler şu şekilde: Library.nu Havayolu 101: 2006-2009 Havayolu 101: 2010 Scribd Havayolu 101: 2006-2009 Havayolu 101: 2010 Hep birlikte, daha nice senelere...
Karbon Emisyonu Konusunda Çin'den İlk Somut Adım Sunday, June 26, 2011 Sonunda beklenen ve korkulan (Avrupa Birliği için) oldu. 2012 yılından itibaren havayolu şirketlerinin de dahil olacağı Avrupa Birliği karbon emisyonu sistemine karşı Çin'den ilk somut adım geldi. Paris Havacılık Fuarı'nda duyurulan sipariş haberleriyle adeta şov yapmakta olan Airbus için soğuk bir duş niteliğindeki gelişme,
190
Havayolu 101
Hong Kong Airlines'tan geldi. Hong Kong Airlines'ın, 10 adet Airbus A380 siparişini bu hafta içinde açıklaması bekleniyordu. Ancak Financial Times'ın haberine göre, Çin hükûmetinin müdahalesi sonrasında, 3.8 milyar USD tutarındaki bu sipariş şimdilik askıya alınmış gibi görünüyor. Çin ile AB arasında karbon emisyonu konusunda çıkan ihtilaf, Airbus'ın gelecek on-yıllara yönelik planlarını tam manasıyla alt üst edebilir. 2011 yılındaki nispeten durgun performans gösteren Boeing için ise herşey bir anda olumlu yönde hareket etmeye başlayabilir. Ticarî havayolu sektörü her zaman uluslararası siyasetin ağırlığının bir hayli hissedildiği bir sektör olagelmiştir. Bu durum yakın gelecekte de değişeceğe pek benzemiyor.
En Düşük Oranda Kiralık Uçak Kullanan 10 Havayolu Şirketi Monday, June 27, 2011 Ticarî havayolu sektörü, müteşebbis ruhlu kişiler için her zaman cazibeli olagelmiştir. Bu sektör özellikle genç girişimcileri adeta büyüler. Ancak bu cazibeli sektörün en önemli giriş engellerinden (barriers to entry) bir tanesi, sabit maliyetlerin (veya batık maliyet) çok yüksek oluşudur. Ve bu yüksek sabit maliyet kalemlerinin en önde geleni tabii ki havayolu şirketinin filosunu meydana getiren uçaklar olmaktadır. Bu yüzden bir çok şirket, uçakları satın almak yerine, operasyonel veya finansal kiralama (leasing) yoluna gitmekte. Ama sektördeki bazı oyuncular, uçaklara sahip olmanın daha az maliyetli olacağına kanaat getirmiş olmalılar ki, filolarındaki kiralık uçak oranı bir hayli düşük seviyelerde. Bu oyuncular arasında Lufthansa, Southwest, Delta, Ryanair, British Airways gibi geniş filolu şirketlerin oluşu, ayrıca dikkat çekmekte. İşte CAPA tarafından geçtiğimiz Nisan ayının başındaki verilere göre hazırlanan ve sektörde en düşük oranda kiralık uçak kullanan on havayolu şirketini gösteren tablo.
Havayolu 101
191
Koltuk arzında dünya birincisi olan Delta'nın kiralık uçak kullanım oranı %14.4 mertebesinde gerçekleşirken, dünya altıncısı Lufthansa'da bu oran %3.2 gibi bir hayli düşük bir seviyede. Mâlî açıdan bir tercih meselesi demekten başka çaremiz bulunmuyor. Fotoğraf: Enciclopedia
Kablosuz İnternet Bağlantılı Uçuşları Bulmak Artık Çok Kolay Tuesday, June 28, 2011 Görselliği ön plana çıkararak, "online arama" pazarına ayrı bir renk katan hipmunk, sonuç ekranına "kablosuz internet bağlantısı" seçeneğini de ekledi. Bundan böyle uçak bileti satın almadan önce farklı havayolu şirketleri arasında mukayese yaparken, tercih edeceğiniz seferde kablosuz internet imkânı olup olmadığını da görebileceksiniz. hipmunk'ın sunmaya başladığı bu seçenek, özellikle ABD iç hatları için bir hayli faydalı olacağa benziyor. Deneme amaçlı olarak New York (JFK) ile Los Angeles (LAX) arasında yaptığımız bir aramanın sonuçları yan tarafta görülüyor. Kablosuz internet bağlantısı imkânı olan seferler, havayolu şirketinin adının hemen sol tarafına bir Wi-Fi işareti konularak vurgulanmış. JFK-LAX arasındaki seferler, ABD'de uçakta internet keyfinin ne kadar yaygınlaşmış olduğunun da bir göstergesi niteliğinde. Bu iki şehir arasında doğrudan sefer yapmakta olan Delta, American, Virgin America, United gibi şirketlerin uçuşlarında kablosuz bağlantı mevcut. Benzer şeyi Avrupa Birliği için söylemek henüz pek mümkün değil. Tnooz'da hipmunk'ın bu yeni seçeneği hakkında yayınlanan haberde ise arama sonuçlarına eklenen bu özelliğin, Kayak ve Mobissimo söz konusu olduğunda pek de "devrimsel" nitelikte olmadığı vurgulanıyor. Gerçekten de Kayak ve Mobissimo'nun arama sonuçlarında wireless filtresini seçerek, 192
Havayolu 101
sadece ilgili uçuşları görüntülemek mümkün. Geç olsun, güç olmasın. :)
"Metal Neutrality" Ne Demek? Tuesday, June 28, 2011 Tam serbestliğin olmadığı ticarî havayolu sektöründe şirketler, iş birliği yapabilmek için adeta takla atmak zorunda kalıyor. Devletler arasındaki çekişmeler ancak, türlü türlü by-pass yöntemleriyle aşılabiliyor. Havayolu şirketleri, muhtemel bir iş birliği için onay alabilmek istiyorlarsa, söz konusu ortaklığın yolcular için faydalı olacağını ispatlamak durumundalar. Bunu başarabilirlerse, anti-rekabet koruması (antitrust immunity) kararı çıkartmaları mümkün olabiliyor. Tabii sektördeki iş birliği uygulamaları karmaşık hale geldikçe, kural koyucular da enteresan deyimler üretebiliyor. "Metal Neutrality" tâbiri de bunlardan biri. Türkçe'ye metal tarafsızlığı şeklinde tercüme edilebilir. ABD Ulaştırma Bakanlığı tarafından yapılan tanıma göre metal tarafsızlığı, "gelir ve maliyet ortaklığı yapılan bir ittifaktaki tarafların, metali (uçak) kimin işlettiğine bakmaksızın, yolcuya karşı tarafsız davranması " manasına geliyor. Örnek vermek gerekirse; bir yolcu en çabuk ve pürüzsüz bir şekilde Boston'dan Frankfurt'a seyahat etmek istiyor. Bu yolculuk Lufthansa ile direkt veya United Airlines ile Washington aktarmalı yapılabilir. Metal tarafsızlığı kavramı çerçevesinde; yolcu, biletini United'ın satış kanalları üzerinden alsa bile, "en çabuk ve pürüzsüz" tercihi sebebiyle, kendisine Lufthansa seferinden bir bilet satılması gerekiyor. Bu işten United Airlines daha az para kazanacak olsa bile... Aksi durumda, yani metal tarafsızlığı felsefesinin işlemediği ittifaklarda, hem yolcu hem de ittifakın kendisi zarar görebiliyor.
Havayolu 101
193
Çin, 88 Adet Airbus A320 Siparişi Verdi Wednesday, June 29, 2011 Daha bir kaç gün önce, Avrupa Birliği'nin uygulamaya sokacağı karbon emisyonu sistemini protesto etmek amacıyla 10 adet Airbus A380 siparişini askıya aldığı iddia edilen Çin, 88 adet Airbus A320 siparişi vererek herkesi ters köşeye yatırdı. Veya biz öyle sanıyoruz. Çin Başbakanı Wen Jiabao'nun Almanya ziyareti sırasında imzalanan anlaşmanın liste fiyatları üzerinden toplam değeri 7.5 milyar USD mertebesinde. Uçakların 2012 ile 2015 arasında teslim edilmesi ön görülüyor. Böylece Çin'in Avrupa Birliği'ne karşı olan yaptırım gücünün de sınırları görülmüş oluyor. Dünya ticarî jet pazarının genel olarak ABD'li ve AB'li iki dev firma tarafından parsellenmiş olması, diğer devletlerin de elini kolunu bağlamakta. Bu yüzden böylesine büyük meblağlı uçak siparişleri adeta bir devlet politikası çerçevesinde verilir hale geliyor. Zaten son yıllarda halihazırda uçak üreten Kanada ve Brezilya'nın yanı sıra Rusya, Çin, Japonya gibi ülkelerin de bu işe soyunması, yolcu uçağı işinin stratejik önemini göstermesi açısından manidar. Fotograf: Airbus
Uçak Siparişleri Rekora Doymuyor Thursday, June 30, 2011 Daha İndiGo ve AirAsia'nın dev siparişlerinin yankıları devam ederken, bu kez ticarî havayolu sektörünün kalbinden gelen bir muhtemel sipariş haberi, sektörün önümüzdeki yıllardaki seyrinin ne yönde olacağını göstermesi açısından bir hayli dikkat çekici. 2000'li yıllarda arka arkaya yaşanan 11 Eylül, SARS, Irak'ın işgali, küresel mâlî kriz gibi dışsal şoklarla sürekli darbe yiyen ABD havayolu sektöründeki oyuncular, uçak siparişlerini mümkün mertebe erteleme yoluna gitmişti. Bu oyuncuların başında Delta Air Lines geldiğinden, herkes Delta'dan yeni bir sipariş bekliyordu. 194
Havayolu 101
Ancak Bloomberg'te yayınlanan bir habere göre, beklenen büyük siparişlerde öncülüğü American Airlines yapacak gibi görünüyor. 280 dar gövde uçak siparişi gündemde. Liste fiyatıyla yaklaşık 23 milyar USD tutarında olacak bu sipariş, en azından şimdilik, AirAsia'nın rekorunu kıracak gibi görünüyor. 613 uçaklık filosunun tamamı Boeing modellerinden oluşan American Airlines'ın bu kez 100 civarında Airbus siparişi edebileceği de gelen haberler arasında. Kararın önümüzdeki bir-iki ay içerisinde kesinlik kazanması bekleniyor. American'ın mevcut filosunun omurgası, 1999 yılında üretimden kalkan MD-80 tipi uçaklardan oluşuyor. Bu açıdan bakıldığında, filo kullanımı konusunda şirketin ne kadar tasarruflu davrandığı anlaşılabiliyor. American filosundaki MD-80'lerin yaş ortalaması neredeyse 20. Şimdi sıra Delta'da. Bakalım onlardan da bir rekor sipariş gelecek mi?
Gelir Yönetiminde Üslup Farkı Thursday, June 30, 2011 "Her yiğidin bir yoğurt yiyişi var" denir ya, aynı durum ticarî havayolu sektöründe farklı iş modellerini benimseyen havayolu şirketleri için de geçerli. Kendilerini full-service veya network taşıyıcı olarak konumlandıranlarla, düşük maliyetli taşıyıcıların (low-cost carrier) iş yapış şekilleri bir hayli farklılık göstermekte. Gelir yönetimi sistemleri de tabii olarak bu durumdan nasibini alıyor. Alessandro Cento tarafından yazılan Airline Industry - Challenges in the 21st Century adlı kitapta bu duruma sade bir şekilde değinilmiş. İşte gelir yönetimi üslubunda iki iş modeli arasındaki farklar: Network Taşıyıcı: 1- Pazar segmentasyonu, 2- Ürün farklılaştırma, 3- Rezervasyon sınıfları ve kuralları, 4- Bilet fiyatının belirlenmesi, 5- Tahmin ve envanter kontrolü (koltuk sayısı & rezervasyon sınıfı ilişkisi), Havayolu 101
195
6- Overbook, no-show, go-show uygulamaları, 7- Ücret dağıtım. Düşük Maliyetli Taşıyıcı: 1- Pazar segmentasyonu yok, 2- Ürün farklılaştırma yok, 3- Bilet fiyatı, uçuş tarihinin bir fonksiyonu konumunda, 4- Bir t anında, sadece tek bir ücret sınıfı, 5- Internet üzerinden ücret dağıtımı. Grafik: Airline Industry - Challenges in the 21st Century, Sayfa 37
196
Havayolu 101
197
©Havayolu 101 Ocak – Haziran 2011